SPOR - 20 Nisan 2025 Pazar 14:16

Türkiye Kupası 3. Etap Yol Yarışları Balıkesir’de tamamlandı

A
A
A
Türkiye Kupası 3. Etap Yol Yarışları Balıkesir’de tamamlandı

Türkiye Bisiklet Federasyonu tarafından düzenlenen Türkiye Kupası 3. Etap Yol Yarışları, Balıkesir’in Edremit ilçesinde gerçekleştirildi. 3 gün süren organizasyonda, farklı yaş kategorilerinden toplam 450 sporcu mücadele etti.


Organizasyonda, Para Bisiklet, İşitme Engelliler ve Tandem kategorileri de yer aldı. Hafta sonu boyunca devam eden yarışlarda sporcular, hem bireysel performanslarını sergiledi hem de kıyasıya rekabet etti.


Cumartesi günü gerçekleşen etaplarda, U15 Erkek ve U19 Kadın sporcular dört tur üzerinden toplam 60,40 kilometre pedal çevirdi. U17 Kadın ve U15 Kadın kategorilerinde yarışlar üç turda tamamlanırken, U13 Erkek ve Kadın sporcular iki turda mücadele etti. U11 kategorisindeki yarışçılar ise 15,10 kilometrelik parkurda yarıştı. Aynı gün yapılan İşitme Engelliler, Para Bisiklet ve Tandem yarışları ise üç turda toplam 36,60 kilometrelik mesafede koşuldu.


Organizasyonun son gününde, U19 Erkekler 105,70 kilometrelik parkurda yedi tur, U17 Erkekler ise 90,60 kilometrelik parkurda altı tur boyunca yarıştı. Üç gün boyunca süren organizasyon boyunca, teknik parkurlar sporcular için büyük bir mücadele alanı sundu. Dereceye giren sporculara yarış sonunda kupa ve madalyaları Edremit Kaymakamı Ahmet Odabaş tarafından takdim edildi.


Balıkesir Gençlik ve Spor İl Müdürü Adem Özlap organizasyon sonrası yaptığı açıklamada, Türkiye Bisiklet Federasyonu’nun bu önemli yarışını Edremit’te gerçekleştirmekten büyük mutluluk duyduklarını belirtti. Yarışlara katılan engelli sporcuların da müsabakalarda yer almasının organizasyona ayrı bir değer kattığını söyleyen Özalp, spor turizmine ve Balıkesir’in tanıtımına katkı sağlayan bu tür etkinlikleri her zaman desteklediklerini vurguladı.


Kategorisinde birincilik elde eden Enes Çetin ise yaptığı açıklamada, 6 yıldır bisiklet sporuyla ilgilendiğini belirterek, 105 kilometrelik zorlu parkurda son dört turda yaptığı atakla birinci olduğunu söyledi. Kulübü Konya Büyükşehir Belediye Spor’a, antrenörü Savaş Aytekin’e ve destek veren tüm yetkililere teşekkür eden genç sporcu, elde ettiği başarıdan büyük mutluluk duyduğunu ifade etti.



Türkiye Kupası 3. Etap Yol Yarışları Balıkesir’de tamamlandı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.