SAĞLIK - 10 Eylül 2024 Salı 09:15

Prematüre bebeği hayata bağlamak için İstanbul’dan geldi

A
A
A
Prematüre bebeği hayata bağlamak için İstanbul’dan geldi

Balıkesir Atatürk Şehir Hastanesi’nde bir ilk yaşandı. 26 haftalık erken doğumla bin 150 gram ağırlığında dünyaya gelen ve kalp ameliyatı olması gereken bebeğin İstanbul’daki hastaneye nakli riskli olunca, İstanbul’dan doktor Balıkesir’e gelerek bebeği hayata bağladı.


Balıkesir Atatürk Şehir Hastanesinde Yeşim Serpen Bilen ve Abdulbaki Bilen çiftinin 26 haftalık ve bin gram ağırlığında doğan pramuture bebekleri için hastane yönetimi seferber oldu. Yeni Doğan Uzman Doktoru Atika Çağlar, bebeğin kalpten çıkan iki büyük atar damar arasında açıklık olduğunu tespit etti. Medikal tedaviye cevap vermeyen bebeğin İstanbul’a transferi riskli olacağı için ameliyatın Balıkesir’de yapılmasına karar verildi. Sağlık Bakanlığı, İl Sağlık Müdürlüğü ve Hastane Başhekimliği devreye girerek İstanbul Cemil Taşçıoğlu Şehir Hastanesi Çocuk Kalp ve Damar Cerrahı Prof. Dr. Ali Rıza Karaci’nin Balıkesir’e getirilerek yatak başı ameliyat yapması için gerekli olan koşullar sağlandı. 26 haftalık ve bin 150 gram ağırlığında doğan Alp Ege Bilen bebek, Karaci’nin başarılı kalp ameliyatı ile yeniden hayata tutundu.


Gerçekleştirdiği operasyon hakkında bilgi veren Prof. Dr. Ali Rıza Karaci, "Ben İstanbul’da çalışıyorum. Ancak özellikle bir vaka için davet edilmem üzerine buraya geldim. Küçük çocuklarda, düşük doğum ağırlıklı erken doğan bebeklerde sık görülen bir rahatsızlık bu. Genellikle yeni doğan bebeklere arkadaşların verdiği ilaçlarla düzelen bir rahatsızlık ancak düzelmediği takdirde son çare olarak cerrahiye başvuruluyor. 4-5 kez ilaç tedavisini Doktor Atike hanım yapmasına rağmen bebeğimiz bu tedaviye cevap vermemiş. Ben de Atike hanımın daveti ile cerrahi tedaviyi bebeğin yatağının başında yapmak üzere buraya geldim. Genelde bu tür bebekler ülkemizde yaygın olmamasına rağmen, dış ülkelerde en güvenli şekildeki çözümü kendi yattığı hastanede yatak başında ameliyat yapılmasıdır" dedi.


Yaklaşık 1 kilo civarında doğan bebeğin başka bir ile naklinin çok riskli olduğunu söyleyen Karaci, "Bunların transporteri çok zor. Yaklaşık 1 kilo civarında bir bebek. Bunun uçak ambulansla başka bir ile götürülmesi, oradan havaalanından hastaneye götürülmesi riskli. Ailesinin gelmesi de sıkıntılı iş olduğu için bunların en iyi sonuçları hastanın kendi yatağında, kendi hastanesinde opere edilmesidir. Bulunduğumuz hastanede yattığı yoğun bakımda ameliyathane şartları yoğun bakım dönüştürülüyor. Burada bu şartlar müsait olduğu için buraya geldi ve ameliyatına da gerçekleştirdik" şeklinde konuştu.


Bebeğin kalp ile akciğer arasındaki damarının kapanmaması üzerine ameliyat kararı aldıklarını söyleyen Prof. Dr. Ali Rıza Karaci, "Kalple akciğer arasında bir damar var. Bu damarın normalde kapanması gerekiyor. Anne karnındayken bu damar genelde açıktır. Onunla çocuk yaşar ama erken doğduğu için bir şekilde hâlâ anne karnındaki hayat devam ediyor şeklinde oluyor. Kalpte basit bir şekilde göğüs boşluğundan girerek bu damarı bir metal kliple kapatıyoruz. Solunum cihazına bağlıydı uzun süredir. İnşallah 3-5 gün sonrada solunum cihazından ayrılabilecek" dedi.


Yeni Doğan Uzman Doktoru Atika Çağlar ise 26 hafta ve bin gram doğan bebeğin, kalpten çıkan ana damar arasındaki açıklığının ilaç tedavisi ile geçmediğini belirterek, cerrahi müdahele gerektiğini dile getirdi. Çağlar, "Normalde hocamızın da bahsettiği gibi kalpten çıkan iki ana damar arasında bir açıklık oluyor doğmadan önce. Doğduktan sonra bunun kapanması gerekiyor. Fakat pramature olan bebeklerde bu damar genellikle açık olarak doğuyor ve çoğunlukla ilaç tedavisiyle düzeliyor. Bizim bebebiğimizde ilaç tedavisini 4-5 kez denememize rağmen hiç bir şekilde tedaviye yanıt alamadık. Ameliyat olması gerekiyordu. Çünkü bu damarın açıklığı ile bebeğin yaşaması mümkün değil. O yüzden ameliyat olması gerektiği için ve biz de çocuk kalp damar cerrahisi olmadığı için 112 ile sevk talebinde bulunduk. Fakat bu bebeklerin normalde yerinde yani yatak başında ameliyat olması en uygun olanı. Çünkü bu bebekler nakili kaldıramıyorlar. Yani 112 ile başka ile gidip tekrardan buraya gelmeyi kaldıramıyorlar. Bizim bebeğimiz de bu şekildeydi stabil olmadığı için. Biz de Ali Rıza hocamızla irtibata geçtik ve sonrasında da hocamızın çalıştığı hastaneden izinlerin alınması ile ilgili İl Sağlık Müdürümüz, Kamu Hastaneler Başkanımız, Başhekimimizin katkıları ile buraya transferini sağladık. Ve yaklaşık 1 saat süren operasyon sonucunda bebeğimiz sağlığına kavuştu. Ben Ali Rıza hocaya ve tüm bunu sağlayan büyüklerimize teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu.


34 gündür yoğun bakımda olan ve sağlığına her geçen daha da kavuşan Alp Ege Bilen bebeğin annesi ise stresli geçen günlerin ardından büyük bir mutluluk yaşadığını söyledi. Kendisi de Balıkesir Atatürk Şehir Hastanesi genel yoğun bakım servisinde hemşire olan anne Yeşim Serpen Bilen, yaşadığı stresli süreci anlatarak şunları söyledi: "Doktor hanım bize oğlumuzun PDA’sının açıklığının medikal tedavi ile kapanmadığını ve bunun için dış illere sevk olması gerektiğini söyledi. Biz biraz tedirgindik açıkcası. Farklı ilde nerede konaklayacağız, ne yapacağız diye düşündük. Sonra tekrar doktor hanım bize ulaştı ve istanbul’dan sevk olması için birkaç hocamızla görüştüğünü belirtti. Balıkesir’den İstanbul’a gitmek ortalama 4-5 saat. Bebeğimizin bunu kaldırabileceğini düşünmedik açıkcası. Sonra doktor hanım İstanbul’da bir doktorumuzun olduğunu ve hastayı kuvözün başında ekibiyle birlikte ameliyat ettiğini söyledi. Tabi çok mutlu olduk bu duruma. Araştırdık doktor beyin daha önce gittiği illere baktık, başarılı ameliyatlarını gördük çok mutlu olduk. Tekrar böyle bir avantajı böyle bir imkanı bize sunduğu için Atike hanıma, Doktor beye, Başhekimimize, hemşirelerimize ve tüm personellerimize teker teker teşekkür ediyoruz."


Bebeğinin bu ameliyatın gerçekleşmemesi durumunda hayatını kaybedebileceğini söyleyen anne Yeşim Serpen Bilen, "Çok stresli bir durum bu. Bebekten ayrı kalmak, sürekli durumunu sorgulamak çok zor bir durum açıkçası. Bebek için de, bizim için de, ailelerimiz için de çok zor ve yıpratıcı bir durum. Doktorumuz buraya gelmeyip nakil ile bebeğimiz gitse belki yolda hayatından olabilirdi. Başka bir ilde kalmak için bizim açımızdan zor olabilir. Burada hem kendi evimizde, hem bebeğimiz hareket etmeden kuvözün başında böyle bir imkan sağlandı. Bu konuda mutluyum gerçekten" dedi.


Baba Abdulbaki Bilen ise bebeğine sağ salim kavuşmanın mutluluğunu yaşadığını belirterek, "Eşim hastanede çalıştığı için konulara biraz daha hakim. Eşimden ve hocalarımızdan bilgi alıyordum. Bu süreçte baya yıprandık. 33 gün gibi bir süre oldu. Ama çok şükür Atike hanımın da desteği ile böyle bir imkanın olduğundan haberdar oldum. Daha sonra haberleri araştırdığım zaman hocamızın Trabzon gibi bazı illerde bu ameliyatı yaptığını gördüm. Böyle bir imkanı bize sağladıkları için bu işte emeği olan herkese çok teşekkür ediyorum. Çok mutlu olduk gerçekten. Bebeğin bundan sonraki gelişimi ve ilerlemesi için bu ameliyat çok gerekliydi" şeklinde konuştu.



Prematüre bebeği hayata bağlamak için İstanbul’dan geldi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Nilüfer’de çocukluk çağı kanseriyle mücadele anlatıldı Bursa’da Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği "Nilüfer’de Sağlık Çocukluk Çağı Kanserlerinde Güncel Yaklaşım" başlıklı etkinlikte uzmanlar, çocuklarda kanserle mücadeleyle ilgili önemli bilgiler paylaştı. Nilüfer Belediyesi, çocukluk çağı kanserlerine dikkat çekmek ve bu zorlu süreçte mücadele edenlere destek olmak amacıyla "Nilüfer’de Sağlık Çocukluk Çağı Kanserlerinde Güncel Yaklaşım" isimli bir buluşma gerçekleştirdi. Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi’ndeki etkinlikte, alanında uzman doktorlar ve aileler bir araya geldi. Bursa Medicana Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Metin Demirkaya, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bursa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mete Kaya, Genel Cerrahi Gastroenteroloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Murat Çaycı ve Acil Tıp Uzmanı Dr. Kamuran Çelik, çocukluk çağı kanserlerine dair en güncel yaklaşımları ve deneyimlerini, katılımcılara anlattı. Erken teşhisin hayati önemine vurgu yapan uzmanlar, ailelerin dikkat etmesi gereken belirtiler hakkında da detaylı bilgiler verdi. Çocukluk çağı kanseriyle mücadele eden ailelere moral ve motivasyon olan etkinlikte, uzmanlar, kanserle mücadelede umudun ve pozitif yaklaşımın önemine dikkat çekti. Katılımcıların sorularını da yanıtlayan uzmanlar, ailelerin bu hastalıkta yalnız olmadıklarını da vurguladı.
Kayseri Erciyes’te gerçeği aratmayan çığ tatbikatı Kayseri’deki Erciyes Kayak Merkezi’nde gerçeği aratmayan çığ tatbikatında 152 personelle çığ altında kalanlar kurtarıldı. Türkiye’nin en önemli kayak merkezlerinden Erciyes Kayak Merkezi’nde her yıl düzenlenen çığ tatbikatı bu yıl da gerçeğini aratmadı. AFAD Kayseri İl Müdürlüğü koordinesinde, UMKE, JAK, jandarma, polis, itfaiye, Türkuaz Arama Kurtarma Derneği, ANDA Arama Kurtarma Derneği, Erciyes A.Ş. ve AFAD’a akredite STK’ların katılımıyla toplam 152 kişilik personel; senaryo gereği kayak yaparken çığ altında kalan 3 kişiyi arama çalışması başlattı. Jandarma köpeğinin de desteğiyle çığ altında kalanlar, ekiplerce yaralı olarak çıkartılarak UMKE ekiplerine teslim edildi. Tatbikatta amaçlarının her türlü afete karşı tüm kurumlarla tedbir aldıklarını ifade eden Vali Yardımcısı Erkan Kaçmaz, "Kayseri olarak her yıl düzenli olarak gerçekleştirmiş olduğumuz çığda arama kurtarma tatbikatımızı bugün de yine gerçekleştirdik. Yaklaşık 100 personelle ve bunun 50 tanesi bizzat sahada görev almak kaydıyla AFAD İl Müdürlüğümüzün koordinasyonunda ilgili kurumlarımız, itfaiyemiz, Erciyes A.Ş.’mizin personelleri ve ilgili STK’larımızla birlikte bugün de sahadaydık. Çok faydalı bir tatbikat gerçekleşmiş oldu. Biz de Kayseri olarak her türlü afete karşı her türlü tedbirleri ilgili kurumlarımızla birlikte alıyoruz, her zaman için hazırız. Temennimiz; Allah afet yaşatmasın, güzel günlerde bir araya getirsin. Ancak biz her türlü afete karşı da hazırlığımızı sonuna kadar gerçekleştiriyoruz. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" dedi. AFAD Kayseri İl Müdürü Rifat Genç ise, "Bugün Erciyes Dağı’nda her yıl yaptığımız rutin tatbikatımızdaki senaryomuzu icra ettik. İlk olarak çığda arama kurtarma çalışmalarını başlatmak üzere olay bölgesinde kayak yapan 4 kayakçının çığ altında kaldığını 112 ekiplerine arkadaşları haber veriyor. Bu sayede olay bölgesine çok hızlı bir şekilde acil durum ekipleri geliyor. Sonrasında çığ altında kalan yaralıları ya da kazazedeleri kurtarmak üzere jandarma arama kurtarma köpeği sahaya girerek ilk olarak 1 yaralıyı tespit ediyor. Hızlı bir şekilde ilk gelen ekipler, o yaralının çıkarılma işlemine başlıyor. Sonrasında destek ekip olarak diğer paydaşlar da bölgeye geldiler. Bölgede de sondalama şeklinde arama -kurtarma faaliyeti devam etti. Çalışmalarda 3 kazazede yaralı olarak çıkartıldı ve UMKE’ye teslim edilerek ambulansla hastanelere sevki gerçekleşti. Buradaki asıl amacımız; ülkemizde bütün arama-kurtarma faaliyetleri olsun, acil durumlar olsun kamu kurum ve kuruluşlarının, sivil toplum kuruluşlarının birlikte hareket edebileceği organizasyonu canlı ve diri tutabilmek. Başarılı bir tatbikat oldu" ifadelerini kullandı. Erciyes A.Ş. Genel Müdürü Zafer Akşehirlioğlu da, dünya çapında kayak merkezi olan Erciyes’te yapılan tatbikatın önemine değinerek katılımcılara teşekkürlerini iletti.