ÇEVRE - 02 Nisan 2024 Salı 13:11

Marmara Denizi alarm veriyor

A
A
A
Marmara Denizi alarm veriyor

Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, Marmara Denizi’ndeki renk değişimi ile ilgili durumunun deniz suyu sıcaklıklarına bağlı olarak çoğalan algler ile ilgili olduğunu belirterek, “Şu an da gördüklerimiz müsilaj değil ama müsilaj tekrar geri dönecek. Denizi kirletmeye devam ettiğimiz ve deniz ısınmaya devam ettiği sürece müsilaj geri gelecek” diye uyardı.


Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, Marmara Denizi’ndeki deniz suyu renk değişimleri ve artan deniz anası popülasyonuyla ilgili konulara açıklık getirdi. Prof. Dr. Mustafa Sarı, deniz suyu sıcaklıklarındaki artışın ve besin birikmesinin, alglerin hızla çoğalmasına ve deniz ekosisteminin dengesinin bozulmasına neden oluğunu belirtti. Bu durumun temel sebepleri olarak kirlilik ve plansız avcılık yöntemlerini işaret eden Prof. Dr. Mustafa Sarı, 22 maddeden oluşan Marmara Denizi Eylem Planı’nı amasız, fakatsız, lakinsiz acilen uygulamaya geçirilmesi gerektiğini vurguladı.


Prof. Dr. Mustafa Sarı, “Deniz suyu sıcaklıkları, havaların da ısınmasıyla beraber hızlı bir şekilde yükselmeye başladı. 2 hafta önce de kuvvetli rüzgarın etkisiyle denizin alt suyu ve üst suyu arasında karışım gerçekleşti. Mesela 30 metre derinlikte suyun 13-14 derece civarında sıcaklığı olması gerekirken 11 derece oldu. Yani yüzey suyu dibe indi, dipteki su da yüzeye çıktı. Bunu takiben ışıksız bölgedeki besinler yüzeye, yani ışıklı bölgeye çıktı ve alglerin çoğalması için zemin hazırlamış oldu. Su sıcaklığı da yüksek olduğundan algler hızla çoğaldı. Denizin rengi önce koyu yeşile, sonra laciverte ve şimdi de yer yer belli yerlerde kırmızıya, turuncuya dönmeye başladı. Şu an Marmara Denizi kıyılarında gördüğümüz renk değişimlerinin nedenlerinden biri budur” dedi.


Prof. Dr. Mustafa Sarı, şu an ilkbahar mevsiminde olduğumuzu söyleyerek, “Denize rüzgarla ve akarsularla taşınmış olan polenler söz konusu. Bu polenler alg çoğalmasıyla birleşti ve şu an kıyılarda gördüğümüz turuncu rengin ortaya çıkmasının ikinci nedenlerinden birini oluşturmuş oldu” diye konuştu.


Denizin renklenmiş olan kısımlarından örnekler aldığını ve laboratuvarda incelediklerini kaydeden Prof. Dr. Mustafa Sarı, “Ben renklenmiş olan bu kısımlardan örnek aldım. Laboratuvarda inceledik. Yoğun bir şekilde hem polen parçalarını hem de alg çoğalmasını görmüş olduk. Şu an gördüğümüz olay bir müsilaj değil ama aşırı alg çoğalması ve polen birikmesi var” ifadesinde bulundu.


Çanakkale ve İstanbul Boğazı’nda deniz anası popülasyonu neden arttı?


Çanakkale ve İstanbul Boğazı’ndaki artan deniz anası popülasyonu ile ilgili soruları da cevaplayan Prof. Dr. Mustafa Sarı, “Alglerin çoğalması sonucu doğal olarak bunların üzerinden beslenen organizmaların da çoğalmasını bekleriz. Denizi kirletiyoruz, kirlenme aşırı besin birikmesine neden oluyor. Besin tuzları alglerin birikmesine neden oluyor. Alglerin çoğalması da onların üzerinden beslenen deniz anası gibi organizmaların çoğalmasına neden oluyor. Bir taraftan da deniz anası gibi türleri yiyecek olan büyük balıkları, yanlış avcılık tekniğiyle ortamdan uzaklaştırdığımız için ortamda bunları tüketen balıklar da yok. Böyle olunca biz her yerde deniz anası görmeye başladık. Bu da bizim denizle kurduğumuz yanlış ilişkinin sonucu. Böyle renklenmeler ve deniz analarının çoğalmasını görmek istemiyorsak denizle kurduğumuz yanlış ilişkiyi değiştirmemiz lazım. 22 maddeden oluşan Marmara Denizi Eylem Planı’nı amasız, fakatsız, lakinsiz acilen uygulamaya geçirmemiz gerekiyor. Denizi kirletmemeliyiz. Marmara Denizi özel bir deniz. 1 litre dahi atığı arıtmadan denize vermemeliyiz. Yeni seçilen belediye başkanlarımıza da seslenmek isterim. Bugünden tezi yok göreve başlayan her başkanımızın birinci önceliğinin Marmara Denizi ile kurmuş olduğumuz yanlış ilişkiyi düzeltmek olması gerektiğinin altını çiziyorum” şeklinde konuştu.


Prof. Dr. Mustafa Sarı, “Müsilaj bizim deniz ile kurmuş olduğumuz yanlış ilişkinin bir sonucuydu. Şu an da gördüklerimiz müsilaj değil ama müsilaj tekrar geri dönecek. Denizi kirletmeye devam ettiğimiz ve deniz ısınmaya devam ettiği sürece müsilaj geri gelecek. Sadece zamanı meçhul. Ortaya çıkması kesin bir ekolojik olay olarak önümüzdeki yıllarda yeniden müsilaj ile karşılaşacağımızın altını çizmek isterim” sözleriyle konuşmasını noktaladı.



Marmara Denizi alarm veriyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Avrupa’nın elektrikli otomobilde en hızlı büyüyen pazarı Türkiye oldu Avrupa elektrikli otomobil pazarına ilişkin güncel veriler, Türkiye’nin 2025 yılı Ocak-Kasım döneminde tam elektrikli otomobil satışlarında en hızlı büyüyen pazar olduğunu ortaya koydu. Türkiye, 11 ayda 164 bin 665 adet satış rakamı ile Avrupa’da 32 ülke içerisinde 4. sıradaki yerini sağlamlaştırdı. EBS Danışmanlık tarafından Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği (ACEA) verileri esas alınarak hazırlanan rapora göre Türkiye, yıllık satış artış hızında da Avrupa’nın en hızlı büyüyen pazarı oldu. Verilere göre Avrupa genelinde (Türkiye dahil) elektrikli otomobil satışları söz konusu dönemde yüzde 30,87 oranında artarken, Türkiye’de bu artış oranı yüzde 111,40 seviyesine fırladı. Türkiye böylece, kendi yerli markası Togg’un da başarılı üretim planlaması ile büyüme hızında tüm Avrupa ülkelerini geride bıraktı. Kasım ayı satışlarında ise Türkiye, 17 bin 892 adet elektrikli otomobil satışı ile Avrupa 5. sırada yer aldı. Kasım ayındaki yıllık artış oranı yüzde 37,95 olarak kaydedildi. Elektrikli otomobillerin toplam otomobil satışları içindeki payına bakıldığında Türkiye’de Ocak-Kasım döneminde pazar payı yüzde 17,55 olarak tespit edildi. Bu oranla Türkiye, Avrupa’daki 32 ülke arasında 17. sırada konumlandı. Avrupa ortalaması ise yüzde 18,81 seviyesinde gerçekleşti. Türkiye’de 2026 yılında elektrikli araç tercihinin yüzde 20’lerin üzerine çıkması bekleniyor. Raporda Almanya, Birleşik Krallık ve Fransa toplam satışlarda ilk üç sırayı alırken, Türkiye’nin toplam adet bazında bu ülkeleri takip ettiği belirtildi. Pazar payında ise Norveç, Danimarka ve İzlanda gibi ülkeler yüksek penetrasyon oranlarıyla listenin üst sıralarında yer aldı. Uzmanlar, Türkiye’de elektrikli otomobil satışlarının güçlü artışında, yerli üretim etkisi, genişleyen model çeşitliliği, teşvik yapısı ve kullanıcı ilgisinin yükselmesinin etkili olduğuna dikkat çekti.
Samsun OMÜ’de hizmet içi eğitim programı düzenlendi Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı’nca kalite yönetimi çalışmaları kapsamında planlanan hizmet içi eğitim programı düzenlendi. OMÜ Merkez Kütüphane’de gerçekleştirilen ve kullanıcı geri bildirimleri doğrultusunda düzenlenen eğitimlerle, kütüphane hizmetlerinin daha etkin, sürdürülebilir ve kullanıcı odaklı yürütülmesi hedeflendi. Eğitim programının açılış konuşmasını yapan OMÜ Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanı Uğur Donbay, hizmetlerin etkinlik ve verimlilik esasına göre yürütülmesinin, birim içi iş akışlarının iyileştirilmesinin ve hizmet kalitesinin artırılmasının önemine vurgu yaptı. Programın ilk oturumunda ’Kullanıcı Hizmetleri Süreci’ eğitimi, Kullanıcı Hizmetleri Birim Sorumlusu Kütüphaneci Yeliz Yılmaz Akal tarafından verildi. Eğitimde, kütüphanede sunulan kullanıcı hizmetleri ve bu hizmetlere ilişkin süreçler bütüncül bir yaklaşımla ele alındı. Ardından düzenlenen ’Otomasyon Sistemi ve Kişisel Verilerin Korunması’ eğitimi, Teknik Hizmetler Akademik Danışmanı Öğr. Gör. Şengül Hayırcı tarafından sunuldu. Oturumda, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) kapsamında kütüphane otomasyon sistemleri, bilgi ve iletişim teknolojileri ile veri yönetimi süreçleri hakkında bilgilendirme yapıldı. Programın devamında, ’Akademisyen ve Öğrenciyle İletişim’ eğitimi, Kullanıcı Hizmetleri Akademik Danışmanı Öğr. Gör. İbrahim Ethem Olukcuoğlu tarafından gerçekleştirildi. Bu bölümde, akademisyen ve öğrenci profilleri, iletişim biçimleri ve kullanıcı karakter analizleri üzerinden kütüphane hizmetlerinin daha etkili sunulmasına yönelik yaklaşımlar paylaşıldı. Eğitimlerin son bölümünde ise ’Protokol ve Nezaket Kuralları’ eğitimi, Daire Başkanı Uğur Donbay tarafından verildi. Oturumda, kurumsal temsil, hizmet sunumunda iletişim dili ve davranış standartları üzerinde duruldu. Eğitim programının sonunda yapılan değerlendirmede, personelin farkındalığının artırılması, hizmet süreçlerinin geliştirilmesi ve kalite yönetimi anlayışının kurumsal düzeyde güçlendirilmesinin amaçlandığı ifade edildi.