YEREL HABERLER - 15 Mart 2012 Perşembe 17:59

EĞİTİM EMEKÇİLERİ HÜKÜMETİ UYARDI

A
A
A
EĞİTİM EMEKÇİLERİ HÜKÜMETİ UYARDI

Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde, Eğitim-Sen Temsilciliği tarafından yapılan basın açıklamasında, geçtiğimiz günlerde yasalaşan, zorunlu eğitimin 4+4+4 şekline getirilmesini protesto etti.
Önceki saat 12.30’da Ayvalık merkezindeki Cumhuriyet Meydanı’nda bulunan Atatürk Anıtı’nın önünde toplanan Eğitim-İş Ayvalık Baş Temsilciliği’nin basın açıklamasına, ilçede faaliyet gösteren KESK’e bağlı SES, BES gibi sendikalarla, Belediye-İş, ilçede etkin olan sivil toplum kuruluşlarıyla, TKP, EDP, ÖDP ve EMEK Partisi de destek verdi. Ayvalık Eğitim-Sen Baştemsilcisi Edibe Keleş tarafından seslendirilen basın açıklaması sırasında meydanı dolduran gurubun; ‘Hükümet yasanı al başına çal’, ‘Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek’, ‘Çocuk gelinler istemiyoruz’, ‘Hak verilmez alınır, zafer sokakta kazanılır’ gibi sloganlar attıkları gözlendi. Yapılan açıklamada, çocukların ve öğrencilerin geleceğine sahip çıktıkları vurgulanarak, “AKP hükümeti, zorunlu eğitimin süresini arttırma bahanesiyle, temel eğitimi 4+4+4 şeklinde kademelendirerek, eğitim sistemini kendi siyasal ve ideolojik amaçlarına uygun bir şekilde biçimlendirmek istemektedir. 12 yıl kademeli zorunlu eğitim tartışmaları, milyonlarca öğrenci başta olmak üzere, tüm ülke nüfusunu yakından ilgilendirmektedir. Bu nedenle eğitim ve bilim emekçileri olarak bizlerin çocuklarımızın, öğrencilerimizin ve ülkenin geleceği açısından son derece önemli ve tehlikeli düzenlemeler içeren söz konusu yasa teklifine karşı sessiz kalmak, yaşananları ve gelecekte yaşanacakları kabul etmek mümkün değildir. Kanun teklifi, Meclis Milli Eğitim Komisyonu’nda görüşülürken, iktidar partisinin zorbaca tavırları düzenlemeyi yasalaştırmak için ne kadar kararlı olduğunu göstermektedir. Bu düzenlemenin doğrudan muhatabı olan eğitim emekçileri, öğrenciler ve veliler olarak eğitimin piyasalaştırılması ve dinselleştirilmesi uygulamalarına karşı kitlesel duruşumuzu göstermeye kararlıyız. Önümüzdeki günlerde Meclis Genel Kurulu’na gelmesi gereken düzenlemelere baktığımızda neden bu kadar kaygılı ve öfkeli olduğumuzun kamuoyu tarafından anlaşılmasının kolaylaşacağını düşünüyoruz” ifadeleri yer aldı.
“YASA ÇOCUK GELİNLERİ ÇOĞALTMAYA YÖNELİKTİR”
Yapılan açıklamada, “Kanun teklifinde yer alan, ilköğretim devlet okullarında parasızdır ifadesi komisyon görüşmelerinde metinden çıkarılarak, ilköğretimin tamamen paralı hale getirilmesinin ilk adımları atılmak istenmektedir. İlk 4 yılın ilkokul, ikinci 4 yılın ortaokul, olarak tanımlanması nedeniyle, 5. sınıf okutan bütün öğretmenlerin norm fazlası haline gelmesi ve bakanlık tarafından başka görevlerde görevlendirilmesinin önü açılmıştır.Daha önce 4. sınıftan sonra getirilmek istenen açık öğretim sistemi, tepkiler üzerinde 8. sınıf sonrası için öngörülmüştür. Çocuk gelinlerin ağırlıklı olarak 13, 14, 15 yaşında olduğu düşünüldüğünde mevcut düzenleme ile çocuk gelinler uygulaması iktidar tarafından desteklenmektedir. Yıllardır okulöncesi eğitimi yaygınlaştırmak için çalışmalar yapılmasına rağmen, yasa teklifinde okulöncesi eğitim zorunlu eğitimin dışında bırakmıştır. Zorunlu din dersinin kaldırılması ve anadilinde eğitim taleplerini karşılaması yönündeki toplumsal talepler göz ardı edilmiş, zorunlu din dersleri yanında seçmeli din dersleri getirilmesinin önü açılmıştır. Arapça, fıkıh ve Kur’an derslerinin ikinci 4 yılda seçmeli hale getirilmesi sağlanarak, bütün okullarda fiilen imam hatip modeline geçilmek istenmektedir. İlkokul ve ortaokulun, bağımsız binalarda gerçekleşeceği iddia edilse de, okulların bu uygulama için yeterli altyapı ve donanıma sahip olmadığı gerçeği göz ardı edilmektedir. 4+4+4 şeklindeki kademeli eğitim sisteminin piyasa ile ilişkilendirilmesi, meslek okulu açacak firmalara öğrenci başına destek sunulması ile eğitim sisteminin sermayeye ucuz işgücü sağlar duruma getirilmesi amaçlanmaktadır” denildi.
“MÜCADELEMİZ SÜRECEK”
Yapılan açıklamada, “Bizler, hak ve özgürlüklerimizi yok sayan bu yasa tasarısına karşı; Grev hakkımızın yasal teminat alındığı özgür bir Toplu Sözleşme düzeni için Örgütlenme özgürlüğü önündeki tüm engellerin kaldırılması içi Her sendikanın üyeleri adına toplu sözleşme yapabilmesinin sağlanması için Belediyelerle yıllardır yapılan Toplu Sözleşmelerin devam etmesi, bu konuda herhangi bir sınırlama getirilmemesi için Tüm çalışanlara insan onuruna yakışır bir ücret ve sağlıklı çalışma koşulları sağlanması ve çalışma yaşamının demokratikleştirilmesi için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizin bilinmesini istiyoruz.
Uluslararası sözleşmelere, evrensel sendikal hak ve özgürlük normlarına aykırı, kazanılmış haklarımızı gasp etmeyi hedefleyen tüm düzenlemelere karşı geçmişten beri mücadele eden Konfederasyonumuz bundan sonra da; Bütün kamu emekçilerinin haklarına yönelik saldırılara karşı tutum almaya, yalanları teşhir etmeye, sahte demokratların maskelerini düşürmeye, kamu emekçilerinin grevli toplu sözleşmeli sendika mücadelesini yükseltmeye devam edecektir” ifadeleri yer aldı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yenidoğan Çetesi davası 5. gününde devam ediyor: Örgüt yöneticisi savunma yapıyor İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine beşinci gününde devam ediyor. Duruşmada örgüt yöneticilerinden İlker Gönen savunmasında, "Herkesin suçu olabilir. Suçum olabilir ama bebek katilliği ile kimse beni yaftalayamaz" dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava beşinci gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada, örgüt yöneticisi İlker Gönen savunma yaptı. “Aileler galeyana getirildi, kim bize sahip çıkacak?” Medisense şirketinde doktor olarak görev yapan ve iddianamede bebekler Kadan, Ayaz Karaduman, Öykü Helvacı, Havanur Karakoç ve Kerem Muhammed Tokluoğlu’nun ihmali davranış nedeniyle ölümüne sebep olma suçunu işlediği tespit edilen sanık Gönen savunma yaptı. Sanık Gönen savunmasında, “Karakoç bebeğin bağırsaklarında sorun vardı. Bebek Yalova’dan geldi. Bebeğin durumu kötüleşti. Bağcılar’da ameliyat oldu. Sonra sevk oldu. 64 gün sonra bebek vefat etti. Beni hemşireler 64 gün boyunca aradı. Bebeğe mama veriyorduk ağzından geliyordu. Ben bebeğin beslenemediği için ölmesiyle suçlanıyorum. Bebek Karakoç vefat ettikten sonra polis geldi bütün dosyalara el koydu ve bebeği Adli Tıp Kurumu morguna götürdü. Bebeğe otopsi yapıldı. Rapora göre bu bebeğin ölümü beslenememe değil, bağırsakların yırtılması. Masumiyet karinem varken, her şeyde gizlilik kararı varken, nasıl oluyor da haberlerde kanallarda sayfa sayfa çarşaf çarşaf yayınlanıyor bu iddialar ama benim avukatım ulaşamıyor. Bu Allahtan reva mıdır? Aileler galeyana getirildi. Kim bize sahip çıkacak?” dedi. “Medyada benim daha avukatım bana dosyayı getirmeden bakın ötenazi yapmışlar deniliyor” Sanık Gönen savunmasının devamında, “2. bebek Tokluoğlu, ben bu hastada kalp masajı yaptırmama yani Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa ötenazi yaptırmak ile suçlanıyorum. Çocuk oksijensiz kalarak doğuyor. Çocuğa yaklaşık 2 saat müdahale ediliyor. İnsanların sinir ucuna dokunacak kelimeler buluyorlar ‘pasif ötenazi’ gibi. Medyada benim daha avukatım bana dosyayı getirmeden bakın ötenazi yapmışlar deniliyor. İnsanların duyguları ile oynanıyor. Sağlıkta şiddet artıyor. Benim yüzümden 47 kişi bebek katilliği ile suçlanıyor. Bunun hesabını kim verecek?” şeklinde konuştu. “Suçum olabilir ama bebek katilliği ile kimse beni yaftalayamaz” İlker Gönen, “Herkesin suçu olabilir. Suçum olabilir ama bebek katilliği ile kimse beni yaftalayamaz. Bebek Kadan doğduğunda filmini bana attılar. Bana gönderdikleri filmde bir şey anlaşılmıyordu. Beni Fırat Sarı aradı 1 gün sonra bebek vefat edince. Bana bebeğin ölüm sebebi ile ilgili bir şey olabileceğini söyledi. Ben de bebeğin hayatını kaybettiğini, üzerinden 1 gün geçtiğini söyledim. Ben olmayan bir akciğer patlamasını görüp söylememekle, katillikle suçlanıyorum. Bu kadar iftira, yalan, işgüzarlık kolay mı? Benim bu iftiraya maruz kalma nedenim ne? Bu amaç ne? Medyaya bu kadar vermenin amacı ne? Kimi zor durumda bırakmak istiyorsunuz? Bu uzman görüşünü yazan kişiler iddialarda bulundular, bu uzman görüşünün kimse nasıl hazırlandığını sormadı. Ben burada bebek katilliği ile suçlanıyorum. Kimse bizim yanımızda duramadı. Medyada öyle bir baskı oluşturuldu ki. Yani biz ne yaptık?” şeklinde savunma yaptı. “Bizim idam sehpamızı uzman görüşü koydu, tekmeyi de medya vurdu” Sanık Gönen, “Bebek Helvacı olayında ben bebeğe katil ruhla, adrenalin yaptırmamakla suçlanıyorum. 2 aydır ben ne cezaevinde kalabiliyorum ne başka yerde yatabiliyorum. Sabahtan akşama kadar tapeler sayfa sayfa geziyor. Kim geri getirebilecek bizim itibarımızı? Ben 5 tane ölümle suçlanarak karşınızda duruyorum. Bizim idam sehpamızı uzman görüşü koydu, tekmeyi de medya vurdu. Biz kimseye tek kelime anlatamadık. Biz bir kere yaftayı yedik” dedi.
Çorum Aybüke öğretmen dualarla anıldı PKK’lı teröristlerin saldırısında şehit düşen müzik öğretmeni Şenay Aybüke Yalçın, Çorum’un Osmancık ilçesinde dualarla anıldı. Aybüke öğretmenin kabri başında dua okuyan Çorum Valisi Ali Çalgan, “Aybüke öğretmen hepimizin evladı oldu” dedi. Çorum Valisi Ali Çalgan, Batman’ın Kozluk ilçesinde PKK’lı teröristlerin saldırısı sonucu 2017 yılında şehit olan müzik öğretmeni Şenay Aybüke Yalçın’ın Osmancık ilçesindeki kabrini ziyaret etti. Öğretmenler Günü dolayısıyla, Şehit Şenay Aybüke Yalçın için Osmancık Şehitliği’ndeki kabri başında dualar edildi. Kur’an-ı Kerim okunmasının ardından Vali Çalgan ve beraberindekiler, Şenay Aybüke Yalçın’ın kabrine karanfil bırakarak dua etti. Ziyarette Vali Yardımcısı Muhammed Gürbüz, İl Emniyet Müdürü Arif Pehlivan, İl Jandarma Komutanı Albay Naim Çetinkaya, İl Müftüsü Şahin Yıldırım, İl Özel İdare Genel Sekreteri Recep Cıplak, Osmancık Kaymakamı Furkan Duman, Belediye Başkanı Ahmet Gelgör ve kurum amirlerinin de hazır bulundu. Ziyaretin ardından konuşan Vali Çalgan, "İlçe ziyaretlerimiz çerçevesinde ilçelerimizi geziyoruz. Bilgilendirmelerde bulunuyoruz, çalışma arkadaşlarımızı tanıyoruz, ilçelerin sorunlarını yerinde tespit ediyoruz, çözüm arayışında bulunuyoruz. Bugün buraya gelmek programımızda yoktu. Ancak, 24 Kasım’da Türkiye’nin her tarafında Öğretmenler Günü kutlamaları yapılacak. Bu haftayı kapsayan çeşitli etkinlikler yapılıyor. Çorum İl Milli Eğitim Müdürlüğümüzün bu etkinlikleri kapsamında, Aybüke Öğretmenin kabrine gidip dua etmezsek bu haftayı eksik kutlamış oluruz diye düşündük ve programımızı değiştirerek buraya geldik. Bütün şehitlerimize rahmet diliyorum, Allah mekanlarını cennet etsin. Bu günün hususiyeti dolayısıyla Aybüke öğretmenimize ayrıca rahmet diliyorum. Onu hepimiz sevecen, sempatik ve güler yüzü ile hatırlayacağız. Şahadete gittiği günden itibaren annesinin, babasının kızı, Osmancık’ın kızı, Çorum’un evladı olmanın dışında hepimizin evladı oldu. Sevgi, rahmet ile yad ediyoruz. Milli eğitim camiasına, ailesine, milletimize baş sağlığı diliyorum. Aybüke hocamızı güzel hatırlayacağız. Mekanı cennet olsun” dedi.
İstanbul Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, Yunan Bakan Stilyanidis ile bir araya geldi Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Yunanistan Denizcilik ve Ada Politikaları Bakanı Hristos Stilyanidis ile Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nde bir araya geldi. Görüşmede iki ülke arasındaki ulaştırma projeleri ve deniz ticareti hakkında konular ele alındı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Yunanistan Denizcilik ve Ada Politikaları Bakanı Hristos Stilyanidis ile Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nde bir araya geldi. "Denizcilik konusunda adil ve rekabet edilebilirlik üzerine çok yararlı görüşmeler gerçekleştirdik" Basın açıklamasında konuşan Bakan Uraloğlu, "Denizcilik konusunda adil ve rekabet edilebilirlik üzerine çok yararlı görüşmeler gerçekleştirdik ve özel sektörün gelişimi ve yaygınlaşması noktasında hemfikir olduk. IMO’da Uluslararası Denizcilik Örgütü’nde çok güzel bir işbirliğimiz var onu mutlaka daha da geliştirmemiz noktasında mutabık kaldık. Yine karbonsuzlaştırma ve yeşil enerji konusunda nasıl işbirliği yapabileceğimizi konuştuk. Küresel olayların, savaşların denizcilik sektöründeki etkilerinin neler olduğu noktasında görüş alışverişinde bulunduk. Özellikle Ukrayna ve Filistin’de süren savaşın bu anlamdaki sektöre etkilerini yine karşılıklı değerlendirdik. Arayı fazla açmadan Yunanistan’da bu toplantının devamını yapmamız gerektiğini kendileri ifade etti, bizde en kısa zamanda inşallah Yunanistan’a gideceğiz ve ben bu vesile ile ülkemize ziyaretinden dolayı tekrar çok teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. "Yunanistan ve Türkiye sadece komşu iki ülke değil aynı zamanda iki partner ve iki ortak ülke" Yunan Bakan Hristos Stilyanidis ise, "Öncelikle sayın Bakan Uraloğlu’na nazik daveti için teşekkürlerimi sunmak istiyorum, bu güzel İstanbul şehrinde bizleri ağırladılar, bana ve beraberimdeki heyete gösterdikleri sıcak karşılama ve konukseverlikten ötürü kendisinde şükranlarımı sunuyorum. Burada olmak benim içim büyük bir mutluluk. İlk defa resmi olarak kendisi ile bir araya gelmiş olduk ve ben inanıyorum ki burada bizim yapmış olduğumuz bu toplantı Türkiye ile Yunanistan’ın denizcilik gibi önemli bir alandaki işbirliğinin daha da güncelleştirilmiş ve daha da kuvvetlendirilmiş halini temsil ediyor. Yunanistan ve Türkiye sadece komşu iki ülke değil aynı zamanda iki partner ve iki ortak ülke özelliklede söz konusu denizcilik sektörü olduğunda böylesi iki ülkenin işbirliği yapması zaten doğanın bir gereği" dedi. Basın açıklamasının ardından iki bakan görüşmeyi sonlandırarak ayrıldı.