ÇEVRE - 27 Kasım 2019 Çarşamba 09:30

Sındırgı jeotermalle ısınıyor

A
A
A
Sındırgı jeotermalle ısınıyor

Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde 3 bin konut çevreci jeotermal enerji ile ısınıyor.

Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde 3 bin konut çevreci jeotermal enerji ile ısınıyor. Hisaralan ve Emendere’den getirilen jeotermal ısı Sındırgı’da vatandaşın yüzünü güldürdü.


Sındırgı’ya 24 km uzaklıkta bulunan Hisaralan bölgesinde bulunan 98 derece çıkışlı termal su termal tesislerde kullanıldığı gibi ilçe merkezinde konut ısınmasında da kullanılıyor. Türkiye’nin en uzun sıcak su isale hattına sahip Jeotermal ısınma sayesinde 3 bin konut ev, işyeri, kamu daireleri ve okullar ısıtılıyor. 2014 yılından bu yana jeotermal konut ısınmasına başlanan ilçede hava kirliliği de önemli ölçüde azalmış durumda. Jeotermalle ısınmanın yanında sera ve kurutma tesisi gibi projelerin fizibilitesi de hazırlanıyor. Kaynak çıkış alanda bulunan milyon yıllık dikitler ise görsel şölen oluşturuyor. Bölgede suyun kendi cazibesiyle çıkışı gözle görülebiliyor. Jeotermal enerjinin çıkış debisinin yüksek olması ve kendi cazibesiyle yüzeye çıkması ise elektrik enerjisine ihtiyaç duyulmadan ilçe merkezine ulaşması sağlanıyor. 24 km lik mesafeden Sındırgı ilçe merkezine gelen Jeotermal enerji Isı merkezine ulaştıktan sonra şebeke ısıtmasında kullanılıyor. Cittaslow başvurusunda bulunan Sındırgı ilçesinde Jeotermal enerjinin kullanılması da çevre açısından önem taşıyor. Türkiye’nin ilk Jeotermal ısıtmalı TOKİ konutları da Sındırgı ilçesinde yer alıyor. Jeotermal enerjinin ilçe merkezine ulaşması termal tesislerin sayısını da gün geçtikçe arttırıyor.


Başkan Yavaş, “Jeotermal ısınma ile vatandaşın cebinden daha para çıkıyor”


Jeotermal ısınma ile ilgili olarak Başkan Ekrem Yavaş yaptığı açıklamada, “Dünya kocaman bir aile ve bu ailede kaynaklarımız sıkıntılı. Enerji kaynaklarımızda o kadarda çok değil. Ülkemiz özellikle son yıllarda enerji darboğazı ile karşı karşıya kaldığından dolayı, rüzgara doğal yöntemlerle edinilen güneşe ve Jeotermale doğru bir yönelme var. Sındırgı’da şanslı olan yerlerden birisi. Jeotermalin Türkiye’de en fazla olduğu noktalardan birisi Sındırgı. Bizler bu jeotermalden son üç dört yılda ciddi manada yararlanmaya başladık. Türkiye’nin jeotermalle ısınan 21 şehrin den birisiyiz. Doğal şehir Sındırgı olarak ve Sındırgı da şu anda 3 bin tane konut jeotermalle ısınıyor. Türkiye’nin ilk ve tek Jeotermalle ısınan TOKİ konutlarını Sındırgıda yaptık. Halkımız hem ucuz hem çevreci bir enerjiye kavuşmanın mutluluğunu yaşıyor. Şu anda halkımız bu havalarda pencereyi açarak bunları aslında kendini gösteriyor. Aynı şartlarda merdiven boşluğunu bütün odaları ısıtarak doğal gazla bunu yapsanız aylık 500 TL civarında bir para ödemeniz icap edecek. Ama jeotermalle bunu sağladığınızda 150-200 lira gibi bir paraya aylık olarak ısınma imkanına sahipsiniz” şeklinde konuştu.


Mehmet Koca, “Evimiz sıcak ve sıcak suyumuz var”


Jeotermal ısıtmadan vatandaşlarda çok memnun . Evini jeotermal ısı ile ısıtan Mehmet Koca, "84’ten beri soba kullanıyorum. Sıcak su çok güzel. Sıcak su geldi bizim işlerimiz düzeldi. Isıtması da çok güzel, petekleri elleyemiyoruz. Ben çok memnunum. O kadar güzel ki eskiden ölüyorduk, şimdi ne mutlu bize içerde duman yok. Havamız tertemiz oldu” şeklinde konuştu.


Sındırgı Belediyesine ait bir firma tarafından işletilen jeotermal enerjide yapılan tadilat çalışmaları ile 2019 yılında konforlu ısınmaya ulaşılmış durumda. Çevreci ısıtmadan vatandaşlar da oldukça memnun.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Balkan Mahallesi’ne kreş için imzalar atıldı Nilüfer Belediyesi, hayırsever desteği ile Nilüfer’e yeni bir kreş daha kazandırıyor. Hayırsever iş insanı Nihat Öztürk’ün Balkan Mahallesi’nde yapacağı kreş, bölgenin ihtiyacına da cevap verecek. Ayşe Öztürk Kreş ve Gündüz Bakımevi adının verileceği kreş, 162 öğrenci kapasitesine sahip olacak. Nilüfer Belediyesi; kadınların iş hayatından kopmaması ve sosyalleşebilmesi, çocukların da nitelikli eğitim almaları amacıyla hayata geçirdiği kreş projesine bir yenisini daha ekledi. İki kreşi faaliyette olan, 3’üncü kreşi açmak içinde gün sayan Nilüfer Belediyesi, ayrıca Minareliçavuş ve Dumlupınar Mahallelerine hayırsever desteği ile kazandırılacak iki kreş için de protokol imzalamıştı. Üçüncü kreş protokolü de Balkan Mahallesi için imzalandı. Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ile Hana Geri Dönüşüm firma sahibi Nihat Öztürk kente kazandırılacak kreşin protokolünü Halk Evi’nde düzenlenen törende imzaladı. Törene, Hana Geri Dönüşüm Şirket Müdürü Hamdi Öztürk, Nilüfer Belediye Başkan Yardımcıları Mahmut Demiröz, Okan Şahin, Serpil Altun ve Tezcan Öztürk de katıldı. Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, kadınların ve çocukların özgürlüğü ve geleceği açısından kreş projelerini önemsediklerini vurguladı. Kreş maliyetlerinin yüksekliğine dikkat çeken Başkan Şadi Özdemir, “Kreş ücretleri çok yüksek. İnsanların ekonomik durumları belli. Bu nedenle belediyemiz bünyesindeki kreşlerimizin sayısını artırmak istiyoruz. Kreşlerimizde nitelikli öğretmen, yardımcı öğretmen, İngilizce öğretmeni, diyetisyen, psikolog ve hemşire gibi birçok insan çalıştırıyoruz. Kreşlerimizde 30-35 arası nitelikli personel çalışıyor. O nedenle kreşlerin kente kazandırılması çok kıymetli. Nilüfer’in dayanışma ruhu, hemşehrilerimizin birbirleriyle yardımlaşma gücü bizi çok mutlu ediyor” dedi. Kreş yapımına destek veren hayırsever iş insanı Nihat Öztürk’e, Nilüferli kadınlar ve çocuklar adına teşekkür eden Başkan Şadi Özdemir, “Herkesi sesinin yansıdığı, hepimizin olan bir Nilüfer için çalışıyoruz. Siz de bunun bir parçası olduğunuz için ayrıca teşekkür ediyorum” diye konuştu. Görev süresi boyunca 25 kreşi hizmete almak istediklerini aktaran Başkan Şadi Özdemir, kırsal bölgelerde de kreş açılışları yapacaklarını da sözlerine ekledi. "Kreşe gidemeyen çocuklar için bu projeye talip oldum" Ayşe Öztürk Kreş ve Gündüz Bakımevi’ni annesi adına yapacaklarını söyleyen iş insanı Nihat Öztürk ise böyle bir fırsat sundukları için Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir başta olmak üzere katkı verenlere teşekkür etti. Bu projeyle annesinin adının da yaşatılacağını ifade eden Öztürk, “Kreşe gidemeyen çocuklar için bu kreşi yapmaya talip oldum. Kadınlara sosyalleşmeleri, çocukların daha iyi eğitim almaları için böylesi bir projeye hayat vermekten mutluluk duyuyorum” dedi. Nihat Öztürk’ün annesi Ayşe Öztürk’ün annesinin adının verileceği kreş, Balkan Mahallesi’nde bin 700 metrekare alanda inşa edilecek. Ayşe Öztürk Kreş ve Gündüz Bakımevi’nde 9 sınıf olacak ve 162 çocuk eğitim alacak.
Kayseri Kocasinan’da parklar modernleşiyor ve güzelleşiyor Kocasinan Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, ilçe genelinde yer alan parklarda; bakım, onarım ve çevre düzenleme çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Özellikle çocuklar için daha yeşil alanlar inşa etmeye devam ettiklerini vurgulayan Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar, daha güzel yarınlar için tasarım yönünden fark oluşturan ve donanım ile fonksiyonel bakımından örnek teşkil eden sosyal yaşam alanları yaptıklarını söyledi. Modern parklar ile Kocasinan’ı yeşile bürünmüş farklı bir kent haline getirdiklerini söyleyen Başkan Çolakbayrakdar, doğa ile tarihin bir arada yaşandığı, eşsiz güzellikleri içine barından Kocasinan’a yakışan yaşam alanları inşa ederek, vatandaşların yaşam kalitesini yükseltmeye devam ettiklerini ifade etti. Mevcut parkların yanı sıra yeni parklara büyük önem verdiklerine dikkati çeken Başkan Çolakbayrakdar, “Çocuk ve yetişkinlerin günlük yaşamının bir parçası olan, aktif olarak kullanılan alanların bakımını sağlıyoruz. Mevcut parkların bakım ve onarım çalışmalarının yanı sıra ilçeye yeni ve farklı yeşil alanlar kazandırarak, sosyal alanların sayısını artırıyoruz. Bu çerçevede mevsim şartları elverdiğince sahada çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yeni yaptığımız parkların yanında mevcut parklarımızın bakımı, rehabilitasyonu, eksiklerin giderilmesi de aynı hızla devam eden çalışmalarımız arasındadır. Mevcut parkın onarılması veya tadilata ihtiyacı olan fiziki yapıların iyileştirilmesi için Park ve Bahçeler Müdürlüğümüz ekipleri tarafından yoğun bir şekilde devam ediyor. Kocasinan’ın her bir bölgesinde ihtiyaçların birer birer giderilmesi ve vatandaşlarımızın daha güzel bir çevrede yaşayabilmeleri için bütün ekiplerimizle sahada çalışmalarımızı yoğun bir şekilde devam ettiriyoruz. Bütün gayretimiz, çabamız, bölge sakinlerine, daha mutlu olacakları bir ortam hazırlamak ve daha çevreci yaklaşımlarla onlara hizmet edebilmek içindir” ifadelerine yer verdi. Daha güzel yarınlar için çalıştıklarına değinen Başkan Çolakbayrakdar, “Yaşamak ve Yaşatmak için sloganımızda sıklıkla belirttiğimiz gibi daha çevreci ve daha yeşil bir Kocasinan için çalışmalarımız aralıksız devam edecektir” diyerek sözlerini noktaladı.
Samsun Küçük dükkanlardaki son çekiç sesleri: “Öldükten sonra bu işimi yapacak biri yok” Samsun’un İlkadım ilçesinde, dayısından öğrendiği ayakkabıcılık mesleğini 40 yıldır sürdüren usta, artan rekabet ve çırak bulma zorluklarına rağmen mesleğin son temsilcilerinden biri olarak çalışmaya devam ediyor. Samsun’un İlkadım ilçesinde tamirat yapan ayakkabı ustası Şenol Özpınar, dayısından öğrendiği ayakkabı tamirciliği mesleğini 40 yıldır sürdürüyor. Kendisini mesleğin son temsilcileri arasında gören ayakkabı ustası Özpınar, gençlerin bu işe ilgi göstermemesinden dolayı zanaatının giderek kaybolduğunu belirtti. Ayrıca spor ayakkabı trendinin işlerini etkilediğini aktaran usta, “İnsanların yüzde 80’i spor ayakkabı giyiyor. Bu durum geleneksel ayakkabı üretimini bitirme noktasına getirdi” ifadelerini kullandı. “Meslek dayımdan miras kaldı” Ayakkabı tamirciliğini 40 yıldır sürdürdüğünü ve bu mesleği dayısından devraldığını söylese de artık alttan eleman yetişmediğini vurgulayan Şenol Özpınar, “Bizler bu mesleğin son temsilcileriyiz. Biz öldükten sonra bu işi yapacak kimse kalmayacak. Çırak yetişmiyor çünkü eğitim sistemi çocukları bu tür mesleklerden uzaklaştırıyor. Oysa ‘ağaç yaşken eğilir’. Çocukların küçük yaşta mesleğe başlaması gerekiyor” dedi. Spor ayakkabılar geleneksel üretimi etkiledi Geleneksel ayakkabıların yerini spor ayakkabıların aldığını belirten tamirci ustası Şenol Özpınar, bundan dolayı mesleği olumsuz etkilediğinin altını çizerek, “İnsanların yüzde 80’i spor ayakkabı giyiyor. Bu durum geleneksel ayakkabı üretimini bitirme noktasına getirdi. Şimdi sadece tamirat işleriyle mesleği sürdürüyoruz” diye konuştu. Tamirat işleri hayatta tutuyor Artan ayakkabı fiyatlarının tamirat işlerine olan ilgiyi artırdığını, buna rağmen büyük ayakkabı şirketlerinin küçük esnafı zor durumda bıraktığını belirten Özpınar, “Onların taksitle satış imkânı var, ama bizim böyle bir şansımız yok. Ayrıca taklit ayakkabı ile orijinal ayakkabılar arasında, malzeme dışında çok büyük bir fark yok. Ayakkabıyı pahalı yapan şey markasıdır” ifadelerini kullanarak sözlerini tamamladı.