SAĞLIK - 21 Kasım 2024 Perşembe 17:19

Yağmur suyu ile safran karışımından üretilen maya ile yoğurt yapıldı

A
A
A
Yağmur suyu ile safran karışımından üretilen maya ile yoğurt yapıldı

Aydın Adnan menderes Üniversitesi (ADÜ) Teknokent’te çalışmalarını sürdüren Karya Farma HBX Ar-Ge, doğanın sunduğu en saf kaynaklardan biri olan yağmur suyunun sağlık ve beslenme üzerindeki olağanüstü potansiyelini ortaya çıkaran yenilikçi projelerine bir yenisini daha ekledi. Yağmur suyu ile safran karışımından elde edilen maya ile üretilen yoğurt ve peynirin insan sağlığında çocukların bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde olumlu etkileri olduğu belirtildi.


Yaklaşık 20 yıllık çalışma süresinde 18 ayrı patente imza atan Karya Farma HBX Ar-Ge, bu kez Safranbolu safranı ile yağmur suyunu belli oranlarda karıştırarak maya üretti. Yağmur suyunun diğer sulardan ayıran pek çok özelliğe sahip olduğunu ve bunu değerlendirmek üzere yaptıkları bir çalışmayı daha tamamladıklarını kaydeden Karya Farma HBX Ar-Ge Kurucusu Hakan Başlık, yeni buluşlarının yoğurt ve peynir üretiminde devrim niteliğinde bir inovasyon olduğunu kaydetti.


Çalışma sonucu elde ettikleri verilerin kendilerini de heyecanlandırdığını kaydeden Bilim Kurulu üyesi Kimyager Aslı Aktaş, “Bu projeler ve elde ettiğimiz sonuçlar başta çocuklar olmak üzere insan sağlığı için umut verici neticeler veriyor” dedi.


“Yağmur suyu bereket ve sağlık demek”


Bu projelerinde hayatın devamı için olmaz olmaz şart olan yağmur suyunu kapsamlı bir şekilde ele alıp araştırdıklarını belirten Kimyager Aslı Aktaş, “Kainatta hayatın var olabilmesi için aslında her şey yağmura bağlı. Aldığımız oksijenli havanın temeli bile detaylı düşünülürse yağmur sonrası tabiattaki bitkiler sayesinde oluşuyor. Yani yağmur suyu, bitkilerin büyümesini destekleyen mineral ve mikroorganizma açısından zengin bir doğal gübre olmanın yanı sıra, sağlık açısından da benzersiz bir değer taşıyor. Atmosferden toplanırken çevresel mikroorganizmalar ve besin elementleriyle zenginleşen bu su, Safranbolu safranı ile birleştiğinde, eşsiz besin değerleri sunan süt ürünlerine dönüşüyor. Potasyum, kalsiyum, magnezyum gibi mineraller içeren yağmur suyu, zengin probiyotik içeriğiyle birleştiğinde sindirimi kolaylaştıran, bağışıklık sistemini güçlendiren ve hücresel sağlığı destekleyen bir ürün haline geliyor” diye konuştu.


Yağmur suyunu Safranbolu safranı ile belli oranda harmanlayarak elde ettikleri yoğurt ve peynir ile doğal sağlık çözümlerinde yeni bir dönemi başlatmak istediklerini kaydeden Kurucu Hakan Başlık, “Safran, dünyanın en değerli baharatlarından biri olarak bilinir ve güçlü antioksidan, antienflamatuar, antidepresan ve antikanserojen özellikleri ile dikkat çeker. Safranbolu’nun kadim topraklarında yetişen bu safran, Karya Farma HBX Ar-Ge’nin yağmur suyu ile mayalanan yoğurt ve peynirlerine zengin bir sağlık değeri kazandırıyor. Safranın içerdiği krosin, safranal ve kaempferol gibi bileşikler, hücreleri serbest radikallerden korur, bağışıklık sistemini güçlendirir ve beyin fonksiyonlarını destekler” diyerek faydaları saymakla bitmeyecek kadar safran ve yağmur suyunun sağlık alanında kullanılması için çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Yüksel: "Bu kararlar, Filistin halkının çektiği ızdırabın ve insanlık onuruna yapılan saldırıların artık cezasız kalmayacağına dair güçlü bir beyandır" TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, “Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararlar, insanlık adına mücadele eden herkesin sesi, adaletin sarsılmaz bir zaferi ve sessiz bırakılmış milyonların çığlığıdır. Bu kararlar, Gazze’de yankılanan acının, Filistin halkının çektiği ızdırabın ve insanlık onuruna yapılan saldırıların artık cezasız kalmayacağına dair güçlü bir beyandır” dedi. TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, soykırımcı İsrail’in Gazze’nin kuzeyindeki Beyt Layha bölgesindeki bir hastanede düzenlediği hava saldırısı sonucunda çoğu çocuk ve kadın olmak üzere onlarca Filistinlinin katledilmesini şiddetle kınadıklarını ve lanetlediklerini belirtti. Yüksel, “Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından yapılan basın açıklamasında, UCM 2. Ön Yargılama Dairesi’nin İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında oybirliğiyle tutuklama emirleri çıkardığı bildirilmiştir. Açıklamada; 2. Daire’nin İsrail tarafından 26 Eylül 2024 tarihinde yapılan, Roma Statüsü’nün 19. maddesinin 2. fıkrasına dayanarak, UCM’nin Filistin’deki olaylarla ilgili ve özel olarak İsrail vatandaşları hakkında yargı yetkisi bulunmadığı iddiası ile Daire’nin Başsavcılığa, Statü’nün 18. maddesinin 1. fıkrası (ki taraf devletlere soruşturma bildiriminde bulunulması hususunu düzenler) kapsamında, soruşturma başlatıldığına dair İsrail makamlarına yeni bir bildirimde bulunulması talebini reddettiği kaydedilmiştir. Sözkonusu basın açıklamasında; Başbakan Netanyahu ve eski Bakan Gallant’ın en erken 8 Ekim 2023 tarihinden, 20 Mayıs 2024 tarihine (Başsavcılığın tutuklama kararlarının çıkarılması yönünde başvuruda bulunduğu tarih) kadarki süreçte insanlığa karşı suç ve savaş suçları işledikleri iddiasıyla tutuklama kararlarının çıkarıldığı, Daire’nin, Başbakan Netanyahu ve Gallant’ın bir savaş yöntemi olarak aç bırakma eylemini içeren savaş suçunu ve cinayet, zulüm ile diğer insanlık dışı fiilleri içeren insanlığa karşı suçları işlediklerine, ayrıca adı geçenlerin kasti biçimde, sivil yönetici sıfatlarıyla sivil halka yönelik savaş suçu teşkil eden saldırıların talimatlarını verdiklerine dair makul dayanaklar bulunduğunu tespit ettiği, tutuklama kararları ’gizli’ olarak sınıflandırılmakla birlikte, kararlara konu fiillerin devam ettiği izlenimi edinildiğinden ve kararların çıktığından haberdar edilmelerinin kurbanlar ile ailelerinin lehine olduğu değerlendirildiğinden dolayı bu bilgilerin kamuoyuyla paylaşıldığı belirtilmektedir” ifadelerini kullandı. "Bugün, uluslararası hukuk ve insanlık adına tarihi bir ana tanıklık ediyoruz: Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin 21 Kasım 2024 tarihinde verdiği tutuklama emri kararları, adaletin sınır tanımadığını ve mağdurların sesi olmayı sürdüreceğini bir kez daha göstermiştir" diyen Yüksel, "Tabii ki bu kararın icrası kararın verilmesinden daha önemlidir. Bu nedenle, her aşamada takip ettiğimiz gibi bu kararın icrasının da takipçisi olacağımızı vurgulamak istiyorum. UCM, İsrail Devleti’nin itirazlarını oybirliğiyle reddederek, Roma Statüsü’nün adalet mekanizmalarını kararlılıkla uygulamıştır. Aynı zamanda, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emirleri çıkarılmıştır. Bu, uluslararası toplumun, savaş suçlarına ve insanlığa karşı işlenen suçlara karşı sıfır tolerans yaklaşımının güçlü bir kanıtıdır. Bugün burada, adaletin sesinin yükseldiği, insanlık onurunun savunulduğu bir dönüm noktasını konuşmak için bir aradayız. Tarih kitapları bugünü sadece hukuki bir kararın verildiği bir gün olarak değil, evrensel insan haklarının ve adaletin ne kadar güçlü bir temel üzerine inşa edilmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatan bir an olarak yazacaktır. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararlar, insanlık adına mücadele eden herkesin sesi, adaletin sarsılmaz bir zaferi ve sessiz bırakılmış milyonların çığlığıdır. Bu kararlar, Gazze’de yankılanan acının, Filistin halkının çektiği ızdırabın ve insanlık onuruna yapılan saldırıların artık cezasız kalmayacağına dair güçlü bir beyandır” dedi.
Diyarbakır Narin Güran cinayeti davasında Dara bölgesine ait görüntüler Ulusal Kriminal Büro tarafından incelenecek Diyarbakır’da 8 yaşındaki Narin Güran cinayetine ilişkin tutuklu 4 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığı davada, Dara bölgesine (Şehit Jandarma Uzman Onbaşı Bilal Dicle Gözetleme Noktası) ait görüntüler Ulusal Kriminal Büro tarafından incelenerek bilirkişi raporu hazırlanacak. Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince alınan ara kararda, dava dosyasına eklenen Dara bölgesine ait görüntüler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilerek, resen Ulusal Kriminal Büro bilirkişi olarak seçildi. Diyarbakır’a gelen Ulusal Kriminal Büro’da görevli bilirkişiye usulüne uygun yemin ettirildikten sonra bölgeye ait görüntüler flaş bellek üzerinden teslim edildi. Mahkeme tarafından hazırlanan teslim tutanağında, dosyanın eklerine ilişkin olarak şunlar yer aldı: "Dosya ekinde Dara-2 askeri üs kamerasına ait görüntüler (söz konusu görüntülerde yer alan saatin normal zaman dilimine göre yaklaşık 6 dakika 45 saniye ileride olduğu), dosya ekinde yer alan kamera çıktısında sanıklar ve maktulün evinin neresi olduğunun işaretlendiği, sanık Nevzat Bahtiyar’a ait ifadelerin bir örneğinin ve soruşturma aşamasında alınan daraltılmış baz verilerinin eklendiği, söz konusu verilerde sanıkların iddia edilen suç saatinde nerede olduklarının belirtildiği ve okul kamerasında Narin’in ne zaman geçtiğinin gösterildiği (söz konusu görüntülerde okul saatinin normal zaman dilimine göre yaklaşık 4 dakika ileride olduğu)." Tutanakta mahkemenin kurum tarafından araştırılması istenen konular da yer alırken şu ifadeler yer aldı: "Maktul Narin’in okul kamerasında görüldükten sonra kendi evinin bulunduğu patikaya doğru yol aldığı bilinmekle, Arif Güran’ın evine veya ahırına gidip gitmediği ya da patika yolu üzerinde bulunan sanık Nevzat Bahtiyar’ın evine doğru gidip gitmediği veya sanık Bahtiyar’ın patika yol üzerinde Narin’i karşılayıp karşılamadığı hususlarının araştırılması, inceleme yapılırken Narin’in en son okul kamerasına yansıyan görüntüsünde siyah kıyafetli olduğunun anlaşılması karşısında özellikle siyah kıyafetli bir kız çocuğunun tespit edilip edilemediğinin dikkatlice incelenmesi, ayrıca inceleme yapılırken güncel saat olan 15.10 ile 15.30 arasının değerlendirilmesi istenilmektedir." Tutanakta, "sanık Bahtiyar’ın aşamalardaki beyanları dikkate alınarak Arif Güran’ın evine gidip gitmediği, evden çıkıp çıkmadığı, kendi evine ya da ahırına bir şey taşıyarak gidip gitmediği, ahırına ya da evine girip girmediği, daha sonra kırmızı renkli bir araba ile kendi evinden ya da ahırında ayrılıp ayrılmadığı hususlarının incelenmesi, bu hususların ya da başkaca hususların tespiti halinde özellikle saat diliminin belirtilmesi" talep edildi. Olay yeri olarak iddia edilen yerlerin özellikle incelenerek, kırmızı ve beyaz renkli bir arabanın tespit edilip edilmediği, arabaların bir araya gelip gelmediği ya da peşi sıra hareket edip etmediklerinin incelenmesinin istendiği tutanakta, şunlar yer aldı: "Bu hususların tespiti halinde saat diliminin ne olduğu, araçların nerede bir araya geldikleri, birlikte ya da ayrı ayrı hangi yöne ya da hangi istikamete hareket ettiklerini belirtilmelidir. Olay yeri olarak iddia edilen Arif Güran’ın evinde veya ahırında bir insan hareketliliğinin olup olmadığı, ev, ahır veya evin etrafında yer alan bahçelere giriş çıkış yapan insanların bulunup bulunmadığı, bu alanlara herhangi bir arabanın gelip gelmediğini tespit edilerek belirtilmelidir. Bu hususların ayrı ayrı değerlendirilerek ayrıntılı bilirkişi raporun hazırlanmasına oy birliğiyle karar verilmiştir." Olay Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan Narin Güran’ın 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cansız bedenine ulaşılmıştı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 23 şüpheliden aralarında amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar’ın da bulunduğu 12 kişi tutuklanmıştı. Salim, Yüksel ve Enes Güran ile Nevzat Bahtiyar hakkında yürütülen soruşturma tamamlanmış, 4 sanık hakkında "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle hazırlanan iddianame, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince 23 Ekim’de kabul edilmişti. Sanıkların yargılanmasına 7 Kasım’da başlanmış, 3 gün süren ve sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilen duruşma 26 Aralık’a ertelenmişti.