SPOR - 16 Nisan 2025 Çarşamba 10:52

Aydınspor Başkanı Özlüer’den çağrı: "Kupayı Topuklu Efe’miz versin"

A
A
A
Aydınspor Başkanı Özlüer’den çağrı: "Kupayı Topuklu Efe’miz versin"

Aydınspor Başkanı Erhan Özlüer, şampiyonluk kupasını Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun vermesini isteyerek, Pazar günü oynanacak son maça davet etti.



Aydın Süper Amatör Lig’de şampiyonluğunu ilan eden Aydınspor’da gözler sezonun son maçına çevrildi. Geçtiğimiz hafta Germencikspor’u 2-0 mağlup ederek bitime bir hafta kala şampiyonluğu garantileyen siyah beyazlılarda kulüp başkanı Erhan Özlüer, önemli bir çağrıda bulundu. Özlüer, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nu Çine Madranspor ile oynanacak son maça davet ederek, şampiyonluk kupasını bizzat vermesini istedi. Aydınspor, ligin 22. ve son haftasında Pazar günü saat 15.00’te Adnan Menderes Stadı 1 Nolu Yan Saha’da Çine Madranspor’u konuk edecek. Formalite niteliği taşıyan bu karşılaşmada siyah beyazlılar, şampiyonluk kupasını alacak. Bu tarihi an için hazırlıklarını sürdüren Aydınspor camiası, taraftarlarını da tribünlere davet ediyor.



"Bu kupayı topuklu efemizin ellerinden almak istiyoruz"


Kulüp Başkanı Erhan Özlüer, yaptığı açıklamada, "Bu sezon çok çalıştık, çok mücadele ettik. Taraftarımızla, futbolcularımızla, teknik ekibimizle kenetlendik ve Aydınspor’umuzu hak ettiği yere taşıdık. Şimdi sezonun son maçında, bu büyük emeğin taçlanacağı o ana geldik. Şampiyonluk kupasını, Aydın’ımızın simgesi haline gelen, Topuklu Efe’miz, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Özlem Çerçioğlu’nun ellerinden almak istiyoruz. Bu kupayı onun eliyle kaldırmak bizler için onur, Aydınspor için büyük bir anlam taşır. Özlem Başkanımızı bu mutlu günümüzde yanımızda görmek istiyoruz. Biliyoruz ki, bizi ve taraftarlarımızı yalnız bırakmayacak" ifadelerini kullandı.



Aydınspor yönetimi, Pazar günü oynanacak maç için Aydın halkına da çağrıda bulundu. Takımlarına sezon boyunca destek olan taraftarlarını bu tarihi günde tribünleri doldurmaya davet eden kulüp, kutlamaların coşkulu geçmesi için hazırlıklarını sürdürüyor. Maç sonrası düzenlenecek kupa töreninin ardından şehirde kutlamaların yapılması bekleniyor.



Aydınspor Başkanı Özlüer’den çağrı: "Kupayı Topuklu Efe’miz versin"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.