YEREL HABERLER - 27 Nisan 2012 Cuma 10:18

``˜SANAT SOKAОI` HAYATA GEÇİYOR

A
A
A
``˜SANAT SOKAОI` HAYATA GEÇİYOR

Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Gençlik Caddesi`nde ``Kültür ve Sanat Sokağı` projesini hayata geçirmek için çalışmaların tüm hızıyla devam ettiğini açıkladı.
Aydın, kültür ve sanat adına çok önemli bir kazanım elde ediyor. Hasan Efendi Mahallesi`ndeki Gençlik Caddesi, Aydın Belediyesi tarafından yapılacak olan düzenleme ile Kültür ve Sanat Sokağı haline getirilecek. Gençlik Caddesi`ni yeni bir görünüme kavuşturmayı amaçladıklarını kaydeden Başkan Çerçioğlu, ``Aydın Belediyesi olarak Gençlik Caddesi`nde bulunan büfe ve seyyar satıcı tezgahlarını kaldırmıştık. Büfelerden arındırılan alana Barış Selçuk Parkı yapıldı. Gençlik Caddesi`ni boydan boya sanatsal aktivitelerin gerçekleştiği bir sanat sokağı haline getirmek için``˜Kültür, Sanat Sokakla Aydınlık Yarınlara` isimli proje hazırladık. Bu projemiz GEKA`dan 595 bin TL hibe almaya hak kazandı. GEKA ile gerekli protokol imzalandı ve projeyi hayatı geçirmek için çalışmalar sürüyor`` dedi.
AYDINLILAR YAŞATACAK
Projenin hayata geçmesi ile kültür ve sanat adına özel bir sokağı Aydın`a kazandıracaklarını söyleyen Başkan Çerçioğlu, ``Şehrimizdeki kültür ve sanat faaliyetlerinin kalbinin atacağı, tüm vatandaşlarımızın uğrak yeri olacak bir sokak oluşturacağız. Kültür ve sanat faaliyetlerine her zaman destek olan hemşerilerimin, oluşturacağımız Kültür ve Sanat Sokağı`nı gösterecekleri ilgi ve desteklerle yaşatacaklarına olan inancım tamdır`` diye konuştu.
TARİH VE SANAT İÇ İÇE OLACAK
Çerçioğlu, ``Kültür, Sanat Sokağı`` projesinin toplam maliyetinin 1 milyon 200 bin TL olduğunu belirterek, projenin detayları şöyle anlattı: ``Projemiz Aydın Lisesi ve Devlet Hastanesi`nin olduğu bölümdeki Gençlik Caddesinin yeniden düzenlenmesini içeriyor. Proje geliştirilirken Adnan Menderes Üniversitesi`nde görevli akademisyenlerden destek aldık. Yeniden düzenlenecek olan Gençlik Caddesi`nde kentimiz ile anılan tarihi isimlerin büstleri yer alacak. Yaya yolu üzerine tarihi bilgilerin yer aldığı panolar, Tralleis ve Meandros`tan esinlenilmiş oturma bankları konulacak. Birçok büyükşehirde yer alan açık hava sanatsal alanları oluşturulacak. Buradaki açık alanlarda özellikle gençlere yönelik gitar, viola, keman, heykel, resim kursları açılacak. Bir bakıma tarihin ve sanatın yaşandığı sokak olacak. Zaman zaman burada mini konserler de verilecek``
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Van’da binlerce ton kapasiteli tesislerde alabalık sağımı başladı Van’da yıllık yaklaşık 2 bin 550 ton alabalık üretiminin gerçekleştirildiği tesislerde, yavru alabalık elde edilmesi için kış aylarını kapsayan sağım çalışmalarına başlandı. Van’ın Gürpınar, Çatak, Erciş, Muradiye, Bahçesaray ve Gevaş ilçelerinde akarsu ve barajlara kurulan alabalık üretim tesislerinin 11’inde yıllık yaklaşık 55 milyon adet yavru alabalık üretimi yapılıyor. Aralık, Ocak ve Şubat aylarını kapsayan sağım döneminde Tarım ve Orman İl Müdürlüğü Balıkçılık ve Su Ürünleri Şubesi ekipleri sahada aktif olarak görev alıyor. Ekipler, tesislerde gerçekleştirilen alabalık sağımlarına katılarak üreticilere hem teorik hem de uygulamalı bilgilendirmelerde bulunuyor. Bu kapsamda ekipler, Gevaş ilçesinde bulunan Kırkçeşme Alabalık Tesisinde yürütülen alabalık sağım çalışmalarına katılarak, üreticilere alabalık sağımı ile yumurta ve yavru bakımı konularında eğitim verdi. Sahada yürütülen çalışmalar kapsamında tesisler düzenli olarak denetlenirken, üreticilerin karşılaştığı eksikliklerin giderilmesine de destek sağlanıyor. "55 milyon yavru alabalık üretimi yapılmaktadır" Konuya ilişkin konuşan Tarım ve Orman İl Müdürlüğü Balıkçılık ve Su Ürünleri Şube Müdürü Muhammet Demir, Van’da 39 alabalık tesisinin bulunduğunu, bu tesislerin projedeki tam kapasitelerinin yaklaşık 3 bin 930 ton olduğunu belirtti. Yıllık yaklaşık 2 bin 550 ton alabalık üretiminin gerçekleştiğini ifade eden Şube Müdürü Demir, "Bu işletmelerin 11 adedin de yaklaşık 55 milyon yavru alabalık üretimi yapılmaktadır. İlimizde Aralık, Ocak ve Şubat aylarında alabalık sağımı yapılmaktadır. Bu aylarda tesislerimizde alabalık sağımlarına katılarak, hem teorik hem de uygulamalı olarak üreticilerimize bilgi verilmektedir. Bugün Gevaş ilçemizde bulunan Kırkçeşme Alabalık Tesisinde alabalık sağımına katılım sağlayarak üreticilerimize alabalık sağımı, yumurta ve yavru bakımı konularında bilgilendirmelerde bulunduk" dedi. Van Valiliği Vizyon Projeleri kapsamında, Bahçesaray ilçesinde iki müteşebbis tarafından toplam 400 milyon adet yumurta ve yavru alabalık üretimine yönelik başvuruda bulunulduğunu dile getiren Demir, "Söz konusu tesislerin faaliyete geçmesiyle birlikte ilimizin yumurta ve yavru alabalık üretiminde önemli merkezlerden biri haline gelmesi planlanmaktadır. Yürütülen saha çalışmalarıyla üreticilerin teknik bilgi düzeyinin artırılması ve sürdürülebilir üretimin desteklenmesi hedeflenmektedir" diye konuştu. Alabalık sağım çalışmalarına Balıkçılık ve Su Ürünleri Şube Müdürü Muhammet Demir’in yanı sıra Gevaş İlçe Tarım ve Orman Müdürü Yakup Ayten, personeller ve tesis çalışanları katıldı.
Çanakkale Boşanma aşamasındaki eşini sokak ortasında 12 yerinden bıçakladı, 18,6 yıl hapis cezası aldı Çanakkale’de 6 ay önce sokak ortasında boşanma aşamasında olduğu eşini 12 yerinden bıçaklayan zanlı hakkında Çanakkale 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında sanığa ’eşe karşı kasten öldürmeye teşebbüs’ten 13,6 yıl, nitelikli hırsızlık suçundan ise 5 yıl olmak üzere toplam 18,6 yıl hapis cezası verildi. Olay, 12 Haziran günü meydana geldi. Lapseki ilçesine bağlı Umurbey beldesine ailesinin yanına dönen Minel Kılıçarslan, servisten indikten sonra çarşı merkezine doğru yürürken, boşanma aşamasındaki eşi Eren Kılıçarslan’ın bıçaklı saldırısına uğradı. Minel Kılıçarslan’ın arkasından gelen Eren Kılıçarslan yanında getirdiği bıçakla eşini 12 yerinden bıçakladı. Kanlar içinde yerde kalan kadın, çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine gelen sağlık ekiplerinin müdahalesinin ardından ambulansla hastaneye kaldırıldı. Jandarma, şüpheli Eren Kılıçarslan’ın yakalanması için çalışma başlattı. Jandarma tarafından gözaltına alınan şüpheli adam işlemlerinin ardından sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Olayla ilgili savcılık tarafından tutuklu sanık Eren Kılıçarslan hakkında ’eşe karşı kasten öldürmeye teşebbüs’ ve ’yağma’ suçundan iddianame hazırlanıp, dava açıldı. Bıçaklama anı kameraya yansıdı Umurbey beldesi çarşı merkezinde birçok vatandaşın gözü önünde yaşanan bıçaklama olayı güvenlik kamerasında saniye saniye kaydedildi. Görüntülerde Minel Kılıçarslan’ın arkasından gelen boşanma aşamasında olduğu eşi Eren Kılıçarslan’ın bıçak darbeleriyle yaralandığı ve kanlar içinde yerde kaldığı görülüyor. Bıçaklama olayını gerçekleştiren şüpheli Eren Kılıçarslan’ın ise olayın ardından koşarak uzaklaştığı güvenlik kamerası görüntülerine yansıdı. Karar açıklandı Çanakkale’de boşanma aşamasındaki eşi Minel Kılıçarslan’ı sokak ortasında 12 yerinden bıçaklayan Eren Kılıçarslan hakkında açılan davanın karar duruşması olan 4’üncü duruşması, Çanakkale 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Minel Kılıçarslan duruşmaya katılmazken, katılan vekili, sanık Eren Kılıçarslan ile sanık avukatı da duruşmada hazır bulundu. Karar açıklanmadan önce mahkeme heyeti Sanık Eren Kılıçarslan’a son sözlerini sordu. Sanık Eren Kılıçarslan, "Ben pişmanım. Ben bu eylemi yaparken aldatıldığımı yeni öğrenen bir eş olarak gittim. Eşimle konuşmak için gittim bana hakaret edince yaralama girişiminde bulundum. Öldürme niyetim yoktu. Aldatma olayına gelinceye kadar eşimle hiç görüşmedim. Ondan öncesinde de her aradığımda hakarete uğradım. Minelin hırsızlık olayına dair beyanları farklı. Ben o psikolojiyle telefon falan görmedim. Olaydan sonra teslim oldum. O sırada nasıl telefon bulacağım. Bana tuzak kurulmuştur. Ailesiyle bana hakaret ediyorlardı. Ben psikopat biri olsaydım, bu olay mutfakta gerçekleştiğinde orada da da bıçaklar vardı. Ben istesem orda da öldürme eylemini gerçekleştirirdim" dedi. Minel Kılıçarslan’ın vekili ile sanık avukatının savunmalarının dinlenmesinin ardından kararın açıklanması için duruşmaya ara verildi. Aranın ardından mahkeme heyeti kararını açıkladı. Kararda, Sanık Eren Kılıçarslan’ın ’eşe karşı kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilerek suçun teşebbüs aşamasında kaldığı ve haksız tahrik altında işlendiği gerekçesi ile neticeten 13 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve ’nitelikli hırsızlık’ suçundan da 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildi. Sanığa toplam 18 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Ayrıca duruşmada sanığın tutukluluk halinin devamına karar verildi. Katılan Minel Kılıçarslan vekili Av. Nur Yılmaz Güngören haksız tahrik indirimini kabul etmediklerini ve kararı bu yönden üst mahkemeye taşıyacaklarını belirtti.
Mersin Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali 2. kez Mersin’de düzenlendi Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin 28’inci yılı kapsamında düzenlenen 2. Mersin gösterimi, 19-21 Aralık tarihleri arasında Mersinli sinemaseverlerle buluştu. Mersin Büyükşehir Belediyesi Sinema Ofisi, Kadın Gazeteciler Derneği, Uçan Süpürge Vakfı ve Kadından Haber iş birliğinde gerçekleştirilen festival, film gösterimleri, söyleşiler ve atölyelerle yoğun ilgi gördü. Kadınların hikayelerini 28 yıldır sinema perdesine taşıyan festival, Mersin’de ikinci kez düzenlenerek kadın sinemasının görünürlüğüne katkı sundu. Festival, 19 Aralık Cuma günü gala gecesiyle başladı. Açılışın ardından Pelin Boğa’nın yönettiği ’Sıradan Bir Gün’ ve Deniz Büyükkırlı’nın yönettiği ’Tavuk Suyuna Çorba’ filmleri izleyiciyle buluştu. Atölye ve söyleşiler ilgi gördü Festivalin ikinci günü Harika Uygur’un gerçekleştirdiği ’Sinema Sektörüne Dair Uygulamalı Deneyim Aktarımı’ başlıklı atölyeyle başladı. Ardından düzenlenen ’Kuşaktan Kuşağa: Söz, Görüntü, Miras’ başlıklı söyleşide Ayşenil Şamlıoğlu, Ecem Uzun ve Asiye Dinçsoy izleyicilerle bir araya geldi. Gün içerisinde Emine Yıldırım’ın yönettiği ’Gündüz Apollon Gece Athena’ filminin gösterimi yapıldı. Gösterimin ardından düzenlenen söyleşide Yıldırım, Prof. Senem Duruel Erkılıç moderatörlüğünde filmin anlatı dili ve toplumsal arka planına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Aynı gün gösterilen ’Star On Border’, ’Kabuk’ ve ’Kıyamet Önceki Gün Kopmuştu’ filmlerinin ardından gerçekleştirilen ortak söyleşide Berivan Saruhan, Sema Güler ve Nur Sultan Bulut, Beritan Onuk moderatörlüğünde izleyicilerle buluştu. Belgesel gösterimleriyle devam etti Festivalin son günü belgesel gösterimleri ve söyleşilerle sürdü. ’Belirsizlik Çağında Kadın Kahramanın Yolculuğu ve Medyada Dönüşen Kadın İmgesi’ başlıklı söyleşide Feride Çetin, kadın temsiline dair değerlendirmelerde bulundu. Shiori Ito’nun yönettiği ’Black Box Diaries’ filminin ardından düzenlenen ’Karakutu Açıldığında: Gazetecilik, İfşa ve Cezasızlık’ başlıklı söyleşide gazetecilik pratikleri ve şiddetin ifşası ele alındı. Festival kapsamında ayrıca ’Umurumda Değil’, ’Dank’, ’Gukla’, ’Domates Biber Depresyon’, ’Neredeyse Kesinlikle Yanlış’, ’Dilan Hakkında Konuşmalıyız’ ve ’Kurtlar’ filmleri izleyiciyle buluştu. Katılımcılardan festivale övgü Oyuncu Asiye Dinçsoy, Mersin’deki festivale ilişkin, "Kimse konuk gibi değildi, herkes festivalin bir parçasıydı" diyerek yerel yönetimlerin sanata verdiği desteğin önemine dikkat çekti. Feride Çetin ise Mersin için, "Burası benim için bir vaha, kurtarılmış bölge" ifadelerini kullandı. 3 gün süren festival, sinemaseverleri, kadın hareketi ve kültür-sanat alanından birçok ismi Mersin’de bir araya getirdi.
Karabük KBÜ’den kaya mezarları ve arkeolojik alanlara saha gezisi Karabük Üniversitesi tarafından düzenlenen "Tarihte Safranbolu Sempozyumu" kapsamında gerçekleştirilen saha gezisinde, Safranbolu ve çevresindeki kaya mezarları ile arkeolojik alanlar bilimsel anlatımlar eşliğinde yerinde incelendi. Karabük Üniversitesi, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu, Safranbolu Belediyesi, Safranbolu Kültür ve Turizm Vakfı, Safranbolu Kent Konseyi ve Turizm ve Gastronomi Bilimleri Araştırmaları Komisyonu (TGBA) paydaşlığında düzenlenen sempozyum kapsamında gerçekleştirilen saha gezisi, akademik bilginin sahaya taşınmasını amaçladı. KBÜ Bilim İletişim Ofisi koordinasyonunda düzenlenen programda katılımcılar, Üçbölük Köyü-Hacılarobası Kaya Mezarları güzergâhında bulunan Soğanlı Çayı Vadisi’ndeki arkeolojik alanları ziyaret ederek bölgenin tarihsel ve kültürel mirasını yerinde görme imkânı elde etti. Gezi sırasında KBÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Arkeoloji Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Yaşar Serkal Yıldırım tarafından yapılan bilimsel anlatımlarla Çerçen-Üçbölük Asarkale (Azizler Tepesi), Üçbölük Köyü Kültür ve Sanat Merkezi, Hacılarobası Sallar Nekropol Alanı ile halk arasında "Kral Mezarı" olarak bilinen Gerdek Boğazı Kaya Mezarı incelendi. Program kapsamında, Safranbolu çevresinin Antik Dönem’de Paphlagonia olarak adlandırılan bölge içerisinde yer aldığına dikkat çekilerek, son yıllarda bölgede gerçekleştirilen yüzey araştırmaları hakkında katılımcılara bilgi verildi. Kaya mezarlarının plan, cephe ve tavan süslemeleri üzerinden bölgenin mimari çeşitliliğini yansıttığı vurgulandı. Safranbolu Turizm Fakültesinden Prof. Dr. Nuray Türker, sempozyumun Safranbolu odaklı olarak uzun yıllar sonra yeniden düzenlenmesinin önemine dikkat çekti. Türker, sempozyum tarihinin Safranbolu’nun UNESCO Dünya Miras Listesi’ne dâhil edilişinin 31. yılına denk gelmesinin de ayrıca anlam taşıdığını ifade etti. Afyon Kocatepe Üniversitesinden Prof. Dr. Sadık Sarısaman, sempozyumda sunulan bildirilerin Safranbolu tarihinin daha iyi anlaşılmasına ve kültürel mirasın korunmasına katkı sağlayacağını belirterek organizasyonda emeği geçen kurumlara teşekkür etti. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Turizm Fakültesinden Prof. Dr. Hüseyin Çeken ise sempozyumun Safranbolu’nun kültürel ve turistik değerlerinin sürdürülebilirlik anlayışıyla ele alınmasına önemli katkılar sunduğunu belirtti. Çeken, bölgenin yalnızca tarihi değil, doğal yapısıyla da bütüncül bir turizm potansiyeline sahip olduğunu vurguladı. İki gün süren sempozyumun ardından düzenlenen saha programında katılımcılar, kısa yürüyüşlerle kaya mezarları ve nekropol alanlarını gözlemleyerek detaylı bilgi aldı. Programın, Safranbolu ve çevresindeki arkeolojik mirasın bilimsel yöntemlerle tanıtılmasına katkı sağladığı ifade edildi.
Sivas Ayakkabı tamircilerinde kış yoğunluğu başladı Kış aylarının gelmesiyle birlikte vatandaşlar, botlarının taban ve açılma tamirleri için ayakkabı ustalarına yöneldi. Sivas’ta 40 yılı aşkındır mesleğini icra eden Gökhan Uygur, artan talepleri yetiştirmek için gece yarısına kadar çalıştığını söyledi. Kış aylarının gelmesiyle birlikte ayakkabı tamircilerinde yoğun mesai başladı. Vatandaşlar, botlarını tamir ettirmek için ayakkabı tamircilerine başvurdu. Yeni bot almak yerine elindeki botları tadilatla bir yıl daha kullanmak isteyen vatandaşlar, özellikle taban değişimi, dikiş sökükleri ve yan açma gibi tamiratlar için ayakkabı ustalarının kapısını çalıyor. Sivas’ta 40 yılı aşkın süredir ayakkabı tamirciliği yapan Gökhan Uygur, artan talepler nedeniyle mesaisini gece saatlerine kadar sürdürüyor. Sabah saatlerinde iş başı yapan Uygur, gecenin ilerleyen saatlerine kadar çalışarak tamiratları yetiştirmeye çalışıyor. Uygur; vatandaşların mümkün olduğunca deri ayakkabı kullanmaları gerektiğini söyleyerek, "İmitasyon ayakkabıya yaklaşmasınlar. Özellikle deri ayakkabıdan vazgeçmesinler" diye konuştu. "Yoğun bir mesai ile çalışmaya devam ediyorum" Bot tamiri yaparak günü bitirdiklerini söyleyen Gökhan Uygur, "Halkımız artık botları kar ve yağmur yağmadan tadilatını yaptırmaya başladılar. Biraz yoğunluk var ve gündüzler de yetmiyor artık geceleri de 11-12’ ye kadar çalışıyoruz. İnsanların ayak sağlığı için kendimizden bir şeyler feda ediyorum. Şuan genellikle yanda sökükler, alt açma dikişi, özellikle de taban değiştirme gibi tadilatlar yapıyorum. Vatandaşlar, ufak ücretlerle 1 sene daha kullanabilir miyim derdinde. O yüzden mecburen tamirini yapıp insanlara yardımcı olmaya çalışıyoruz. Hem sipariş hem tamirat günümüz böyle geçiyor. Kış mesaisi başladı dedik. İnsanların ayak sağlığı için botlarının tamiratını yapıp, insanların ayağı sıcakta kalsın diye yoğun bir mesai ile çalışmaya devam ediyorum. Bu işin dördüncü göbeği benim ve atadan gelme bir iş yapıyorum. 4’üncü kuşağın vermiş olduğu mutluluğu da yaşıyoruz. Halkımıza mümkün olduğunca deri ayakkabı almalarını öneriyorum. İmitasyon ayakkabıya yaklaşmasınlar. Özellikle deri ayakkabıdan vazgeçmesinler. Şuan malzeme var ama kalite yok" dedi.