ASAYİŞ - 21 Ağustos 2024 Çarşamba 09:34

Yusufeli’nde yangın: 3 ev, 3 ahır ve samanlık küle döndü

A
A
A

Artvin’in Yusufeli ilçesinin Yaylalar köyünde gece çıkan yangında 3 ev, 3 ahır ve samanlık yanarak kullanılamaz hala geldi.

Yangın ilçenin Yaylalar Köyü Akçay (Mikelis) mahallesinde çıktı. Alınan bilgiye göre, gece saat 01.30 sıralarında Abdurrahman Karakaş’a it evde henüz bilinmeyen bir nedenle başlayan yangın kısa sürede büyüyerek diğer evlere sıçradı. İhbar üzerine olay yerine Yusufeli Belediyesi İtfaiyesi ile Orman İşletme Şefliği itfaiye ekipleri sevk edildi. Ekipler ve vatandaşların yoğun uğraşları sonucunda yangın kontrol altına alındı.

Yusufeli’nde yangın: 3 ev, 3 ahır ve samanlık küle döndü

Sabaha karşı söndürülen yangında soğutma çalışması sürerken, can kaybı ve yaralanmanın olmadığı yangında 3 ev, 3 ahır ve samanlık kullanılamaz hale geldi. Yangının çıkış sebebiyle ilgili ekipler tarafında inceleme başlatıldı.

Serhat İnce

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Kızını öldüren babadan ’kendini bıçakladı’ savunması Adana’da, kendisinden uyuşturucu parası istediğini iddia ettiği kızını bıçaklayarak öldürdüğü iddia edilen sanık baba, “Kızım kendi kendini bıçakladı” dedi. Duruşmada tanık olarak dinlenen Dilan’ın kız arkadaşı Damla Aytekin ise “Dilan’ın babası elinde bıçakla üzerimize doğru gelmeye başladı. Dilan, babasını görünce kaçmaya çalışarak, ‘Baba yapma’ dedi” diye ifade verdi. Turhan Özdemir (54), 26 Şubat’ta Merkez Yüreğir ilçesi Anadolu Mahallesi’nde uyuşturucu kullandığı iddia edilen kızı Dilan Özdemir (19) ile ara sokakta karşılaştı. Baba-kız arasında uyuşturucu parası nedeniyle tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Turhan Özdemir, kızını bıçakla yaraladı. Turhan Özdemir kaçarken, kızı Dilan Özdemir ise kanlar içinde yere yığıldı. Yüreğir Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Dilan Özdemir, yapılan tüm müdahaleye rağmen kurtarılamadı. Tutuklanan Turhan Özdemir hakkında ‘Kızını öldürmek’ suçundan Adana 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın görülmesine başlandı. Duruşmaya sanık Turhan Özdemir ile eşi Kadriye, oğulları Mahmut, Ömer ve kızı Şehriban Özdemir ile taraf avukatlar katıldı. Duruşmada sanık Turhan Özdemir yaptığı savunmada kızının kendi kendini bıçakladığını iddia etti. Kızı Dilan’ı yetiştirme yurduna verdiklerini belirten Özdemir, “Kızım, uyuşturucu kullanıyor ve yurttan devamlı kaçıyordu. Hatta mahalleye gelip, başkalarına da uyuşturucu satıyormuş. Biz de çevreden duyuyorduk” dedi. Sanık Turhan Özdemir, olayın nasıl yaşandığını da şöyle anlattı: “Olay günü işten çıkmış eve doğru giderken, Dilan ile karşılaştık. Yanıma geldi ve benden uyuşturucu parası istedi. Ben de hem iş kıyafetlerimle olduğum için hem de yanımda para olmadığı için ‘Eve gidelim’ dedim. Kendisi bunu kabul etmedi ve bir anda üzerime yürüyerek, ’Senin evini yakacağım’ diyerek bıçak çekti. Zaten çevredekiler kızımın durumunu bildikleri için hakkımızda konuşuyorlardı. Ben de daha fazla olay büyümesin diye ‘Kızım elindekini bırak, bak rezil oluyoruz. Hadi eve gidelim’ dedim. Bu sırada da elindeki bıçağı tutayım derken kızım kendine sapladı. Ben kızımı yaralamadım o kendini yaraladı. Kendisini ne kadar bıçakladı bilmiyorum. Ben olayın şokunu yaşarken çevredekiler gelip bana ‘Buradan kaç’ dedikleri için ben de kaçtım. Ben giderken polisler de olay yerine geliyordu. Zaten sonra da polisler beni yakaladı.’’ Öldürülen Dilan’ın annesi Kadriye Özdemir, sanık eşinden şikayetçi olmadı. Kızının uyuşturucu bağımlısı olduğunu belirten Özdemir, “Kızımı uyuşturucudan uzak durması için yetiştirme yurduna yerleştirmiştik. 3 yıldır da evden uzaktaydı. Eve gelmiyordu. Ancak kendisi uyuşturucu kullanmaya devam edip, sürekli yurttan kaçıyordu. Uyuşturucu yüzünden evdeki altınlarımı dahi çalarak götürüp satardı. Eve geldiğinde bize kan kustururdu. Sürekli bizi tehdit edip, ‘Bu evi yakacağım’ derdi. Kızım bazen iç çamaşırıyla bazen de çıplak bir şekilde birilerinin motosikletine binip mahallede gezer, kardeşlerine de fotoğraf atardı. Bunu uyuşturucunun etkisiyle yapardı ama komşularımız da kızımın uyuşturucu bağımlısı hatta fuhuş amaçlı kullanıldığını söylüyorlardı. Bu yüzden sürekli bizim hakkımızda konuşuyorlardı. Ben eşimden şikayetçi değilim” dedi. Mahmut Özdemir ile kardeşi Ömer Özdemir de annelerinin söylediklerini tekrar ederek, babalarından şikayetçi olmadı. Olay sonrası Dilan’ın erkek arkadaşı Selam Şen’i Dilan’ın öldürülmesine engel olmadığı gerekçesiyle darbederek, ölümüne neden olduğu iddia edilen ve hakkında müebbet hapis istemiyle dava açılan tutuklu Damla Aytekin (22) tanık olarak dinlendi. Bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla ifadesi alınan Aytekin, Dilan ile 8 aydır arkadaş olduklarını belirterek, olay günü mahalleye beraber gittiklerini söyledi. Dilan’ın kimliğini almak için ablasıyla buluştuğunu ifade eden Aytekin, “Dilan, bana erkek arkadaşı Selam Şen’in kendisini para karşılığında sattığını söylerdi. Bunun dışında fuhuş iddiaları doğru değildir. Kimliği almak için ben, Dilan ve erkek arkadaşı Selam Şen mahalleye beraber gittik. Ara sokakta biz konuşurken yaklaşık 5-10 dakika sonra Dilan’ın babası elinde bıçakla üzerimize doğru gelmeye başladı. Dilan, babasını görünce kaçmaya çalışarak, ‘Baba yapma’ dedi. Sonrasında ne oldu bilmiyorum. Ben de hastaneye gittiğimizde Dilan’ın öldüğünü öğrendim” diye konuştu. Tanığın iddiaları üzerine söz verilen sanık Turhan Özdemir, suçlamaları reddederek, “Ben kızımın üzerine bıçakla yürümedim. O kendini yaraladı” dedi. Mahkeme heyeti, sanık Turhan Özdemir’in tutukluluğunun devamına karar verip duruşmayı eksikliklerin tamamlanması için erteledi.
Mersin İntörn doktoru vuran sanığa 19 yıl hapis cezası Mersin’de intörn doktor Nida Nur Nergiz’i pompalı tüfekle vurarak bir bacağının ampute olmasına neden olan eski erkek arkadaşı Ersin Karakuş’a ’kadına karşı tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs suçundan’ 19 yıl hapis cezası verildi. Olay, 23 Ekim 2023 tarihinde merkez Yenişehir ilçesi Çiftlikköy Mahallesi’ndeki kız öğrenci yurdu önünde yaşanmıştı. Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi 6. sınıf öğrencisi intörn doktor Nida Nur Nergiz, hastanede teknisyen olarak görev yapan ayrıldığı erkek arkadaşı Ersin Karakuş tarafından pompalı tüfekle vurulmuş, her iki bacağı ve vücudunun çeşitli yerlerinden ağır yaralanan genç kızın sağ bacağı dizüstünden kesilmişti. Sol bacağını da kaybetme riski olan Nergiz, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde birçok kez ameliyat edilmişti. Saldırı anının güvenlik kamerasına da saniye saniye yansıdığı olayla ilgili kaçtığı Adana’da yakalanıp tutuklanan zanlı Karakuş, dördüncü kez hakim karşısına çıktı. Mersin Adliyesi 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu sanık Karakuş SEGBİS aracılığıyla katılırken, taraf avukatları ve kadın derneklerinin temsilcileri yer aldı. Olay yerine yakın bir tanığın ifadesinin alınmasıyla başlayan duruşma, Cumhuriyet Savcısının mütalaası ile devam etti. Savcı, esasa ilişkin mütalaasında, sanığın saplantı haline getirdiği Nergiz’e, hayati tehlikeye neden olacak şekilde tüfekle ateş ettiğini belirtti. Karakuş’un, ’kadına karşı tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan cezalandırılmasını talep eden savcı, sanığın cezasında ’haksız tahrik indirimi’ uygulanmaması yönünde görüş sundu. Nida Nur Nergiz’in avukatlarından Uğur Köksal da iddia makamının mütalaasına iştirak ettiklerini beyan ederken, avukat Furkan Balaban ise sanığın indirimsiz cezalandırılmasını ve tutukluluk halinin devamını talep etti. "Ben suçsuzum bana ceza vermeyin demiyorum" Avukatların talebi karşısında söz verilen sanık Ersin Karakuş, eylemi tasarlamadığını öne sürdü. Olayın gerçekleştiği tarihte kendisinin bir devlet memuru olduğunu, ayrıca Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümünde okuduğunu ifade eden Karakuş, aynı zamanda da iki kız öğrenciye burs verdiğini iddia ederek, "Bu fıtratta yaşayan insanı nasıl bu hale getirdiniz" diye konuştu. Müşteki Nida Nur Nergiz ile arkadaş oldukları dönemde aldatıldığını savunan Karakuş, "Ben suçsuzum bana ceza vermeyin demiyorum. Orada kamera olduğunu biliyorum. Eğer tasarlasam kamera önünde bu eylemi niye yapayım? Kamera olmayan yerde bu eylemi yapar kaçardım. Evime ve iş yerime yakın olduğu için orası sürekli kullandığım yol. Benim orada olmam kadar doğal birşey yok. Gerçekten öldürme kastım olsa neden ayaklarına ateş edeyim" dedi. Mütalaa karşısında savunması sorulan sanık avukatı Şaban Bal ise müvekkilinin delil karartma ve kaçma şüphesi olmadığını, kendi isteğiyle eyleme son verdiğini, haksız tahrik konusunun anlaşılabilmesi için de maddi konuları mahkemeye taşıdıklarını belirterek, Ersin Karakuş’un beraatını talep etti. "Yaptığım eylemin haklılık payı yok" Karar öncesi son sözü sorulan Ersin Karakuş, "Tasarlama söz konusu değildir. Tasarlasam öldürür ve kaçardım. Nida’ya gerçekten zarar vermek istemezdim. Nida ve ailesi beni o kadar zorladılar ki, ayaklarına ateş ettim. Yaptığım eylemin haklılık payı yok. Böyle bir şeyin haklılığını savunamam ama beni bu duruma getiren Nida ve ailesi" diye konuştu. Müşteki avukatı Uğur Köksal’ın, ’sağ boyun bölgesinde çok fazla ateşli silah giriş çıkış var’ şeklinde beyanına ekleme yapması üzerine Karakuş, "Ben boyun bölgesine ve baş bölgesine atış yapmadım. Büyük ihtimalle yerden sekmiş saçmalar olabilir" şeklinde konuştu. Karar alkışla karşılandı Verilen aranın ardından mahkeme heyeti, sanığı ’kadına karşı tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan 19 yıl hapse çarptırırken, tutukluluk halinin devamına karar verdi ve cezada takdiri indirim uygulamadı. Heyetin kararı, duruşmayı takip eden bazı avukatlar ve izleyiciler tarafından alkışla karşılandı.
Samsun Çarşamba’da ‘İlköğretim Haftası’ etkinliği Samsun’un Çarşamba ilçesinde 2024-2025 eğitim ve öğretim yılının başlaması münasebetiyle ‘İlköğretim Haftası Kutlama Programı’ düzenlendi. Çarşamba ilçesinde İlköğretim Haftası dolayısıyla etkinlik düzenlendi. Çarşamba İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen kutlama programı, İlçe Milli Eğitim Müdürü Murat Bedir’in Belediye meydanında bulunan Atatürk Anıtı’na çelenk sunumu sonrası Cumhuriyet İlkokulunda devam etti. Günün anlam ve önemini anlatan konuşmasını gerçekleştiren Çarşamba İlçe Milli Eğitim Müdürü Murat Bedir, “Eğitimdir ki bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır ya da esaret ve sefalete terk eder. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu sözlerinden yola çıkarak ülkemiz muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak olan Türkiye Yüzyılı vizyonuyla buluşturacak olan temel unsur eğitimdir. Bugün yeni bir eğitim öğretim yılına başlamanın heyecanı ve mutluluğu içerisindeyiz. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’miz ile eğitim öğretim programımız çağın ihtiyaçlarına göre güncellenerek eğitim sistemimizin gücüne güç katarak yeniliklerle uygulanmaya başlamıştır. Bugünün ve geleceğin dünyasında söz sahibi olmak istiyorsak bu gücü en iyi şekilde kullanmak zorundayız. En kıymetli varlıklarımızı evlatlarımızı çağın gerektirdiği bilgi, beceri ve teknoloji ile buluştururken onları milli ve manevi değerlerimiz ile donatmalıyız” dedi. Çarşamba Kaymakamı Mehmet Kamil Sağlam ise, “Geçtiğimiz 100 yıl içerisinde cumhuriyetimizin, ülkemizin, devletimizin, milletimizin nereden nereye geldiğini bizden daha önceki nesiller çok daha iyi tahayyül edebiliyor. Savaştan çıkmış hiçbir fabrikası olmayan yeni bir ülke düşünün. Şu anda ise yolları ile otobanları ile havayolları ile İHA ve SİHA’ları ile mavi denizde uçak gemileri ile yeni bir Türkiye kuruldu geçtiğimiz yüzyıl içerisinde. Bunun temelinde bizi buraya ulaştıran esas etmen eğitim ve öğretim. Devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, yeni neslin öğretmenler tarafından şekillendirileceğini ifade etti. Öğretmenlerimiz öğrencilerimizi ne kadar eğitebilir, ne kadar hayata alıştırabilirse o ölçüde eğitim öğretimde başarılı oluyoruz. Tabii sadece öğretmenlerimiz ile bitmiyor. Bana göre eğitim öğretimin üç ayağı var. Eğitim öğretim kadrosu, çocuklarımız ve velilerimiz var. Bu üçünün uyumlu ve dengeli çalışması ile çocuklarımız inşallah gelecek nesillere daha iyi şekilde hazırlanacaklar. Eğitim öğretim yılımızın Çarşamba’mıza, ülkemize, velilerimize, öğretmen arkadaşlarımıza ve öğrencilerimize hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.