ÇEVRE - 31 Ekim 2024 Perşembe 09:14

Artvin’e kış erken gelince patates hasadı kar altından yapıldı

A
A
A
Artvin’e kış erken gelince patates hasadı kar altından yapıldı

Artvin’in Şavşat ilçesine bağlı Şenköy’de bu yıl kar erken yağınca bölge halkı, toprak altından olan patatesleri çıkartmak için önce karları temizledi.


Artvin’in Şavşat ilçesine bağlı, 2 bin rakımlı Şenköy köyünde kış hazırlıkları sürerken, mevsim normallerinin dışında yağan kar köylüleri zorlu bir sürece soktu. Patates hasadı için hazırlık yapan köylüler, tarlalarının karla kaplanması üzerine büyük bir mücadele vererek ürünlerini topraktan çıkarmaya çalışıyor.


Şavşat ilçesine yaklaşık 30 kilometre uzaklıktaki Şenköy köyünde yaşanan bu beklenmedik kar yağışı, köylülerin planlarını alt üst etti. Patates hasadı yapmaya hazırlanan köylüler, kar altına gömülen tarlalarına giderek karları temizliyor ve yoğun bir emekle patateslerini gün yüzüne çıkarıyor. Kışlık erzaklarını toplamak isteyen köylüler, bu zor şartlara rağmen pes etmeden çalışmaya devam ediyor.


Köyde yaşayan vatandaşlar, erken gelen karın işlerini zorlaştırdığını ancak bu duruma alışık olduklarını ifade ediyor. Köylülerden biri, “Bu sene kar erken geldi, biz de patateslerimizi kar altından çıkarmak zorunda kaldık. Zor bir iş ama geçimimiz için çalışmak zorundayız” diyerek yaşadıkları süreci anlattı.


Kışın zorlu koşullarıyla mücadeleye alışkın olan Şenköylüler, erken gelen kar yağışının işlerini güçleştirmesine rağmen, kışlık erzaklarını hazırlamak için her türlü çabayı gösteriyor.



Artvin’e kış erken gelince patates hasadı kar altından yapıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Kışlık kıyafet satışlarında beklenen hareketlenme yok Eskişehir’de 22 yıldır giyim mağazası işleten Fırat Kerenciler, soğukların başlamasına rağmen kışlık giyim ürünlerinin satışlarında bir yoğunluk yaşamadıklarını, vatandaşların kış masraflarından dolayı temkinli alışveriş yaptığını anlattı. Hava sıcaklıklarının düşmesi ile yazlık kıyafetler raflara kaldırılırken, yerine kışlık kıyafetler yerleştiriliyor. Kışlık kıyafetlerin fiyatları geçen yıla göre çok büyük bir değişikliğe uğramamasına rağmen esnaf satışlarının pek artmadığını dile getiriyor. İşletmeci Fırat Kerenciler, vatandaşların kış masraflarından dolayı temkinli alışveriş yaptığını ifade etti. Döviz kurlarındaki dalgalanmalardan dolayı ürünlere ortalama bir zam geldiğini belirten Fırat Kerenciler “Ürünlerimiz kışlık ve yazlık günlük giyim olmak üzere çeşitlilik gösteriyor. Eşofman takımı, kot pantolonu, gömlek, mont gibi ürünlerimiz mevcut. Bir erkeğin giyebileceği her şeyi satıyoruz diyebilirim. Fiyatların geçen sene ile arasında pek bir fark yok. Döviz hareketlerinden dolayı biraz değişiklik var” dedi. “Kıyafetleri tamamen eskiyene kadar yenisini almıyorlar” Birkaç parça yeni kışlık kıyafet alınmasının ortalama 6 bin lira tutacağını vurgulayan Kerenciler, “Kaban fiyatlarımız bin 400 ile bin 800 lira arasında değişiyor. Pantolonlar 750 ila 850 iken gömlek ve sweatshirt fiyatlarımız 650 ile 700 arasında değişiyor. Bir erkeğin ortalama birkaç parça yeni kışlık kıyafetler alması ortalama 6 bin lira diyebilirim. Satışlar yoğun değil, oldukça stabil. Doğalgaz gibi kış masraflarından dolayı insanlar alışveriş yaparken temkinli davranıyorlar. Vatandaşlar kıyafetleri tamamen eskiyene kadar yenisini almıyorlar” diye konuştu.
Manisa ’MASKİ Alo 185’ hizmete girdi Vatandaşların su arıza bildirimleri ve şikayetlerine daha hızlı çözüm sunmak amacıyla MASKİ Alo 185 Çağrı Merkezi yenilendi ve kadrosu güçlendirildi. Suyla ilgili tüm şikayetler artık daha hızlı bir şekilde çözüme kavuşturulacak. Çağrı merkezinin genişleyen ekibi sayesinde, çağrılar daha kısa sürede yanıtlanacak, sorunlara anında müdahale edilecek. Yurttaşlardan gelen su arıza bildirimlerinin ve şikayetlerin daha hızlı çözülmesi amacıyla Büyükşehir Belediyesi ve MASKİ Çözüm Merkezleri ayrıldı. Yenilenen ve genişletilen kadrosu ile MASKİ ALO 185 Çağrı Merkezi hizmet vermeye başladı. Çağrı merkezine gelen bildirimler zaman kaybedilmemesi için saha ekiplerine online olarak bildiriliyor. Böylece yurttaşların sorunlarına anında ve hızlı bir şekilde müdahale ediliyor. Bu kapsamda MASKİ Genel Müdürü Talat Postacı, Çağrı Merkezi’nde görev yapan personeli ziyaret etti. Telefon sırası bekleme süresi de azaltılacak MASKİ ALO 185 Çağrı Merkezine önümüzdeki günlerde 444 3 185 numaralı hat ilave edilecek. Kısa süre içerisinde uygulamaya alınacak yeni numara ile yurttaşlar iki farklı numara üzerinden MASKİ’ye ulaşabilecek. Bu sayede, telefonda uzun süre beklenmeyecek. MASKİ daha hızlı hizmet verecek Yurttaşlara daha hızlı bir şekilde hizmet vermek için Büyükşehir Belediyesi ve MASKİ Çözüm merkezlerini ayırdıklarını belirten MASKİ Genel Müdürü Talat Postacı, “Yurttaşlarımız Manisa’nın neresinden ararsa arasın tek merkeze ulaşıp şikayet ve önerilerini iletebilecek. Arıza ve şikayetler sisteme kayıt olduktan hemen sonra sahadaki ekiplere anında iletilip sorun çözülecek” dedi. Personel sayısı da artırıldı Personel sayısını artırdıklarını ifade ederek sözlerine devam eden Postacı, “MASKİ ALO 185 Çağrı Merkezimiz ile içme suyu ve kanalizasyon sorunlarına dair istek ve talepler, fatura ve abonelik bilgileri gibi birçok işlem hızlı ve kolay bir şekilde yapılabiliyor. Ekiplerimiz, vatandaşlarımızdan gelen bildirimlere günün her saati hızlı bir şekilde müdahale ediyor. Amacımız en kısa sürede yurttaşlarımızın sorunlarının giderilmesidir. Ayrıca su kesintisi yaşanan bölgeye 185 Çağrı Merkezinden oluşturulan arıza taleplerine ve iş emri sonuçlarına dair vatandaşlara SMS yoluyla bilgilendirme yapıyoruz” dedi.
Ardahan "Buğdayın atası Ardahan kavılcası" etkinliği düzenlendi Ardahan’da 13 bin yıllık genetiği ile oynanmamış kavılca buğdayından yapılan yemeklerin tanıtımı amacıyla "Buğdayın atası Ardahan kavılcası" etkinliği düzenlendi. Doğal, sağlıklı ve lezzetli ata mirası kavılca buğdayını gelecek nesillere aktarmak, korumak ve tanıtımını yapmak için Tarım ve Orman Bakanlığı, İyi Tarım Uygulamaları ve Organik Tarım Daire Başkanlığı, Ardahan Valiliği, Serhat Kalkınma Ajansı ve Ardahan Ticaret ve Sanayi Odası ile birlikte ortak bir projeye imza attı. Proje yerel mirasımız olan kavılca buğdayının tanıtılması ve organik tarımda özellikle yerel çeşitliliğin kullanılmasını hedefliyor. Kapantanpaşa Mahallesi’ndeki Milli Egemenlik Parkı’nda düzenlenen etkinliğe, ünlü şefler Türk Mutfak Sanatları Uzmanı (TÜRES) Genel Başkanı Ramazan Bingöl, Şef Ayvaz Akbacak, Tarım ve Orman Bakanlığı, İyi Tarım Uygulamaları ve Organik Tarım Daire Başkanı Başak Egesel ve diğer ilgililer katıldı. Etkinlikte, yemek şeflerince açık alanda düzenlenen kavılca mutfağı ile kavılcadan yapılan yemek çeşitlerinin tanıtımı yapıldı. Ateşin üstüne konan kazanlarda pişen yemekler etkinliği takip edenlere ikram edildi. TÜRES Genel Başkanı Ramazan Bingöl, "Bugün Ardahan mutfağı için tarihi bir dönüm noktasıdır ve tarihe not düşelim" dedi. Bingöl, ’’Artık Türkiye’de ve dünyada Ardahan mutfağının bir gerçekliği olacak. Ardahan artık kazdan ibaret olmadığını kadim bir şehir olduğunu ve yemek kültürünün çok güzel olduğunu hep birlikte tanıtacağız. Ardahan çok kısa zamanda bir gastronomi ve turizm şehri olacak’’ diye konuştu. İyi Tarım Uygulamaları ve Organik Tarım Daire Başkanı Başak Egesel, bakanlık olarak organik tarımın yaygınlaştırılması için çalıştıklarını, bunun için Ardahan’da olduğunu söyledi. Başta valilik olmak üzere projeye katkı sunan ilgili kurumlara teşekkür eden Egesel, "Bu proje, yerel mirasımız olan kavılca buğdayının tanıtılması amacıyla yapıldı. Organik tarımda özellikle yerel çeşitliliğin kullanılmasını amaçlıyoruz. Bu çeşitlerin çevreye, insan sağlığına zarar vermeyecek şekilde üretiminin yaygınlaştırılması için bu projeyi yürütüyoruz" dedi. Bakanlık olarak 160 alt proje yürüttüklerini hatırlatan Egesel, "Bakanlık olarak organik tarımın yaygınlaştırılması için hem tüketicilerin bilinçlendirilmesi hem de üreticilerimizin üretim sistemlerini öğrenmesi ve sertifikalı üretimi yaygınlaşması için çeşitli projeler yürüttük. Bugün Ardahan’da ise gastronomi ile ilgili yapılan çalışmayı çok önemsiyoruz. Bu projeyle üretimden tüketiciye ulaşmasına kadar olan zinciri yer alıyor. Bu çalışmalarımızı illerdeki müdürlüklerimiz ile yürütüyoruz" diye konuştu. "Ardahan yöresine ait ürünleri Türk gastronomisine kazandırmayı amaçlıyoruz" Projeyi destekleyen SERKA Koordinatörü Nurullar Karaca da ürünün tanıtımı ve pazarlanmasını amaçladıklarını belirterek, "Bu ürünün tanıtımı amacıyla yola çıktık. Paydaşlarımızla birlikte Türkiye’nin en önemli şeflerini Ardahan’a getirerek bu üründen yapılan Ardahan yöresine ait ürünleri Türk gastronomisine kazandırmayı amaçlıyoruz. Ayrıca ilimizin ve bölgemizin tanıtımı da bu şekilde yapmayı planlıyoruz. Sadece un olarak değil, diğer ürünlerde de piyasada yerini almasını amaçlıyoruz. Organik bir ürün olarak raflarda yerini almasını istiyoruz" dedi. Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir de, "Ardahan’ımızın tanıtımına, gelişmesine katkıda bulunan böyle bir çalışmada emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Çölyak hastalarının çokça tercih ettiği bir buğday. Diliyoruz ki yeniden bölgemizden başlayarak, ülkemizde tüketilen, insan sağlığı için çok önemli bir besin kaynağı olan kavılca buğdayımızı hak ettiği yere getireceğiz. Ardahan çok genç bir il olduğu için komşu illerimiz yürüyerek gelişmelerini devam ettirebilirler ama Ardahan’ın koşmaya ihtiyacı var. Çünkü 1992 yılında il olduğumuz için şimdi kendi kimliğimizi; mutfağımızdan, folklorumuzdan, sanayimizden, müziğimizden, halk oyunlarımızdan ve giysilerimizden, yani hepsiyle bir kent kimliğimiz, bizim biz olduğumuzu hep birlikte vücuda getireceğiz" ifadelerini kullandı.
Elazığ Kiloyla satıldığı tek il Elazığ: Vatandaşlardan palamuda yoğun ilgi Elazığ’da balık sezonunun açılmasıyla birlikte vatandaşlar, en lezzetli ve yağlı döneminde olmasından dolayı palamudu tercih ediyor. Türkiye’de sadece Elazığ’da kilo ile satılan palamut, 180 liradan alıcı buluyor. Elazığ’da balık sezonunun açılmasıyla birlikte tezgahlardaki balık çeşitleri de artmaya başladı. Havaların sıcak olmasından dolayı tezgahlarda bol balık çeşit olmamasına rağmen vatandaşların balığa olan rağbeti sürüyor. Balıkçılara gelen vatandaşların en çok tercih ettiği ürünlerin başında ise palamut balığı yer aldı. Vatandaşlar palamut balığının yanı sıra Elazığ’ın göl balık çeşitleri olan alabalık, sazan ve somon balığını da tercih ediyor. Türkiye’de sadece Elazığ’da kilo ile satılan palamut, yoğun ilgi görüyor. Balık sezonunun açılmasıyla birlikte çeşitliliğin arttığını belirten balıkçı Ramazan Erdoğan, “Sezonun en çok tercih edilen balık türü şu anda Karadeniz palamudu. Şu an Karadeniz palamudu en lezzetli ve yağlı zamanındadır. Onun yanında hamsi çeşidimiz de artık yavaş yavaş gelmeye başladı. Fiyat olarak yüksekten geldi ama artık yavaş yavaş düşmeye başladı. Müşterilerin isteği var fakat halen bizim istediğimiz düzeyde değil. Bunun sebebi de burada hava güneşli olduğu zaman vatandaşlar balığı çok hatırlamıyor. Yağmur başlarsa havalar da biraz daha soğursa çeşitlilik artacaktır. Hamsinin pahalı olmasının sebeplerinden birisi de palamudun bol olmasıdır. Palamut hamsi ile beslenen bir balık çeşidi olduğu için tam sezonudur. Palamudun yanında Elazığ’ın sazan, alabalık ve somon balığımız en fazla ilgi gören balık çeşitleri arasındadır. Fiyatları günümüz şartlarına göre endekslersek aşırı bir pahalılık yok. 1 kilogram balık ücreti ile 3 kişilik bir aile çok rahat doyabiliyor. Geçen seneye oranla fiyatlarda yüzde 20’lik bir artış var. Diğer besin gruplarına göre balık fiyatları gayet normal. Bir kilo et parası ile 4-5 kilogram balık alabiliyorsunuz. Hava soğudukça balık çeşitleri daha fazla olacak bundan dolayı da fiyatlarda düşüş olacaktır” dedi.
İzmir Kira anlaşmazlıkları ve çözüm yolları sempozyumda ele alındı Yargıtay, İzmir Ticaret Odası (İZTO) ve İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ), örnek bir iş birliğine imza atarak mülk sahibi ile kiracı arasındaki uyuşmazlıklara ilişkin çözüm yollarının tüm detaylarıyla anlatıldığı bir sempozyum düzenledi. Alanında uzman 9 ismin katılımıyla iki farklı oturumun gerçekleştiği ‘Kira Hukuku Sempozyumu’nda tahliye davası, kira bedelinin tespiti ve sözleşme feshi gibi kamuoyunda sıklıkla gündeme gelen konular ele alındı. Yoğun bir katılımla gerçekleşen ve gün boyu devam eden sempozyumun açılış konuşmalarını İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan, İzmir Ekonomi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı ve İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, İEÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Hakan Abacıoğlu ile İEÜ Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevilay Uzunallı yaptı. Sempozyuma, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı İdris Kizir, İZTO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Mahmut Erkoç, Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Kahraman, Meclis Katip Üyesi Ali Yaramışlı, meclis ve yüksek istişare kurulu üyeleri ile sektör temsilcileri katıldı. Başsavcı Yeldan: "Türkiye’ye örnek olacağına inanıyorum" Kiracı ve kiralayan arasındaki ihtilafların toplumun huzurunu etkilediğini belirten İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan, “Böyle bir toplantının İzmirimizde düzenlenmesini, uygulamanın tüm taraflarının bir arada olmasını çok önemsiyoruz. Sorunların daha seri şekilde çözümlenmesini ve uygulama farklılıklarının azalmasını hedefleyen bu toplantının ülkemize örnek olacağına inanıyorum. Biz her alanda işbirliklerinin faydalı olduğuna inanıyoruz. İzmir Ticaret Odamıza katkıları için teşekkür ediyoruz. Yargıtay Başkanımız Sayın Ömer Kerkez’in 2024-2025 Adli Yıl Açılış Konuşmasından bir cümleyi sizlerle paylaşmak istiyorum: ‘Adalet, alacaklıyı da borçluyu da, işçiyi de işvereni de, tüketiciyi de üreticiyi de, kiracıyı da kiraya vereni de, mağduru da sanığı da aynı anda düşünebilmek ve herkese hakkını tam olarak verebilmektir’” dedi. Özgener: "Herkes elini taşın altına koymalı" Kira hukukunun, kamuoyunda sıkça tartışılan konuların başında geldiğini vurgulayan Başkan Özgener, “İş yeri ve konut kira uyuşmazlıklarının ekonomiye etkileri yadsınamaz bir gerçek. Bu nedenle konunun tüm detaylarıyla ele alınması iş dünyamız için önem taşıyor. Özellikle enflasyonist baskı içerisinde olan ekonomilerde kira ilişkilerinin uyuşmazlığa dönüşme oranı artış gösteriyor. Tarafların belirlediği kira bedellerinin zaman içerisinde düşük kalması, kira bedelinin tespiti ve tahliye davalarını gündeme getiriyor. Bu uyuşmazlıkların çözümü için herkesin elini taşın altına koyması gerektiği kanaatindeyiz. Öncelikle kira hukukunun; ticari mülk sahipleri ve kiracıların haklarını koruyan, dengeli ve öngörülebilir bir yapı üzerine kurulması gerektiğine inanıyoruz. Bu yapıyı oluştururken sözleşme özgürlüğü ve şeffaflığın sağlanması kritik önem taşıyor. Bunu başardığımız takdirde, hem ekonomiye katkıda bulunan işletmelerin istikrarının destekleneceğini hem de kira ilişkisindeki her iki tarafın da adil ve şeffaf bir zeminde hareket etmesinin sağlanacağını düşünüyoruz” diye konuştu. Rektör Abacıoğlu: "Gerçekçi çözümler üretilmeli" Kira hukukunun gündelik hayatın merkezinde yer alan sorunlardan biri olduğunu belirten İEÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Hakan Abacıoğlu, “Birçok kişi, barınma ihtiyacını karşılayacak bir konuta veya ekonomik faaliyette bulunmak amacıyla kuracağı işletmesine uygun iş yerine kavuşmak için kira sözleşmesi yapmıştır. Birikimleriyle ev veya iş yeri alan, bunlardan elde ettikleri kira gelirleriyle geçinmeye çalışanların sayısı da bir o kadar fazla. Bu nedenle, hepimizi böylesine derinden etkileyen kira ilişkilerinin düzenlenmesinde titizlikle hareket edilmesi büyük önem arz ediyor. Yapılacak düzenlemelerin toplumsal ve ekonomik hayatla uyumlu, uygulamadaki gereksinim ve sorunlara cevap veren, sosyal bir hukuk devletine yaraşır, nihayetinde toplum barışını sağlamaya elverişli şekilde kaleme alınması gerekiyor. Bu doğrultuda gerçekçi çözümler üretilebilmesi ve kamuoyunun oluşturulması için bunun gibi toplantıların önemi, kesinlikle göz ardı edilmemeli” diye konuştu. Prof. Dr. Uzanallı: "Nitelikli hukuk eğitimi için uygulama şart" İzmir Ticaret Odası’nın, sempozyumun düzenlenmesine öncü olmasının çok kıymetli olduğuna dikkat çeken İEÜ Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevilay Uzunallı ise, “Hukuk ve ekonomi her zaman bir ilişki içindedir. İzmir Ekonomi Üniversitesi Hukuk Fakültesi olarak öğrencilerimizi; etik değerler, hakkaniyet, adalet ve hukukun üstünlüğü gibi kavramları özümsemiş ve içselleştirmiş şekilde yetiştirmeyi amaçlıyoruz. Nitelikli bir hukuk öğretiminin güçlü bir müfredat yanında uygulamaya dönük, iletişim becerilerini geliştiren derslerle de donatılmasının ne derece yararlı olduğunu gördük. Eğitim için doğru yöntemler seçildiğinde gençlerimiz çok önemli başarılara imza atıyorlar. Nitekim son iki yılda öğrencilerimizin, katıldıkları her ulusal yarışmadan ödülle dönmeleri onların yeteneklerini ve kararlılıklarını ortaya koyuyor” dedi. Tahliye davaları tüm detaylarıyla konuşuldu Açılış konuşmalarının ardından panellere geçildi. Sempozyumun İEÜ Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Havutçu moderatörlüğünde gerçekleşen ilk oturumunda, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Üyeleri Hikmet Kanık ve Muzaffer Gürkanlı, İzmir Ticaret Odası Hukuk Müşaviri Av. Erkul Erdem ile İEÜ Hukuk Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Cem Özcan konuşmacı olarak yer aldı. “Yazılı Tahliye Taahhüdüne Dayalı Tahliye Davası”, “Konut ve İşyeri Kiralarında İhtiyaç Sebebiyle Tahliye Davası”, “Maden Kira Sözleşmeleri Özelinde Ürün Kirasının Belirli-Belirsiz Sözleşme Olarak Feshi” konu başlıklarında yapılan sunumların ardından katılımcıların soruları yanıtlandı. Kira bedellerinin nasıl belirleneceği anlatıldı Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Üyesi Hikmet Kanık’ın moderatörlüğünde gerçekleşen sempozyumun ikinci oturumunda ise İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof Dr. Mehmet Murat İnceoğlu, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof Dr. Burak Özen, İEÜ Hukuk Fakültesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Ayşe Havutçu ve Dr. Buket Günay ile Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. İlknur Serdar birer sunum gerçekleştirdi. İkinci oturumda, “Kira Bedelinin Tespiti”, “Başlangıç Kira Bedelinin Kararlaştırılması Sanıldığı Kadar Serbest Midir?”, “Kiralayanın Ayıptan Sorumluluğu”, “İşyeri Kira Sözleşmelerinde Yan Giderlerden Sorumluluk” ve “Konutların Turizm Amaçlı Kiralanmasına Dair Kanuna Genel Bir Bakış” konu başlıkları masaya yatırıldı.