ÇEVRE - 19 Ekim 2024 Cumartesi 22:53

Sahara Geçidi kar ve tipi nedeniyle ağır tonajlı araçlara kapatıldı

A
A
A
Sahara Geçidi kar ve tipi nedeniyle ağır tonajlı araçlara kapatıldı

Ardahan ile Artvin’in Şavşat ilçesini birbirine bağlayan Sahara Geçidi’nde etkili olan kar ve tipi nedeniyle tırlar yolda mahsur kaldı. Yolda olumsuz hava koşulları nedeniyle ağır tonajlı araç geçişine izin verilmiyor.


Ardahan- Şavşat Karayolu’nun 2470 rakımlı Sahara Geçidi’nde kar yağışı ve tipi nedeniyle görüş mesafesi 5 metreye kadar düştü. Yol, valilik kararıyla ağır tonajlı araçların geçişine kapatıldı.


Buzlanmanın yoğunlaştığı Sahara mevkiinde 18 tır yolda kaldı.


Karayolları ekipleri, Değirmenli köyü mevkiinden itibaren ağır tonajlı araçların geçişine kapattı. Küçük araçlardan ise kışlık lastiği olanlara izin verildi. Karayolları ekipleri, yolun yeniden normale dönmesi için çalışma başlattı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa CHP Genel Başkanı Özel: "Bu işe bulaşan bütün hastanelere Salı günü Meclis’te hep beraber el koyalım, kamulaştıralım diyoruz" Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, "yenidoğan çetesi" soruşturmasıyla ilgili, "Bu işe bulaşan bütün hastanelere Salı günü Meclis’te hep beraber el koyalım, kamulaştıralım" dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Manisa’da Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in ilk 6 ayda hayata geçirilen projeler ve gelecek yol haritasının paylaşıldığı programa katıldı. Gündemdeki önemli konular hakkında değerlendirmelerde bulunan Özel, "Böylesi güzel bir akşamda kendi memleketimde bir rüyanın gerçek olmasından altı ay sonra ama bu rüyanın gerçeğe dönüştüğünü ve hayal ötesine geçerek gerçekleştiğini büyük memnuniyetle, kıvançla, Ferdi başkanımızla, ekibiyle, belediye meclis grubumuzla, Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin tüm çalışanlarıyla gurur duyarak izledim. Hepinize Teşekkür ediyorum. Elinize, emeğinize, yüreğinize sağlık” dedi. "Yenidoğan çetesi" soruşturmasıyla ilgili konuşan Özel, "Bugün Hasanoğlan Köy Enstitüsündeydim. Oradan çağrıda bulundum. Dedim ki bu pisliğe bulaşan kim varsa, hangi vicdansız varsa, hangi kalpsiz varsa, hangi ahlaksız varsa bunun partisi olmaz. Herkes üstüne düşeni yapsın. Bir isim bizle ilişkilendiriliyordu. Baktık üyemiz değil. Ama yine de ilişkisi boyutunda Cumhuriyet Halk Partisi gereğini yapacak. Bugün Sosyal Güvenlik Kurumu denetmenlerinden birinden gelen isimsiz maille öğrendik ki aslında bu hastanelerin denetimi, Sağlık Bakanlığında ama esas görev Sosyal Güvenlik Kurumu’nda. Sağlık Bakanlığı tespitleri yapmış, üstüne düştüğü halde topu bunlara atmış. SGK da diyor ki o kadar azız ki eczacısı, doktoru, artık bu maaşlara kimse kuruma gelmiyor. Hiçbir denetim yapılamıyor. Hele hele özel hastaneler, hep bunlar iktidara yakın isimler. Denetlenemiyor. Bulunsa bile paralı denetim yapın siz Sosyal Güvenlik Kurumusunuz, sağlık kısmına bakmayın diyorlar. Doktoru, eczacısı, diş hekimi olmasına rağmen bütün güçlüklerine rağmen. Ve diyorlar ki eğer ki biz bu olayda olduğu gibi içeriğe yönelik bir denetime girişecek olursak hemen sen nasıl bunu yaparsın, suç duyurusunda bulunursak görevimiz gereği, nasıl suç duyurusu yaparsın diye suçlular değil, denetleyenler cezalandırılıyor. Bu iktidar, özel hastaneleri hem yeni doğanlar üzerinden bu ortaya çıkan meseleyi eşeleyin göreceksiniz diyaliz hastaları üzerinden yapılan ve halk sağlığını tehdit eden benzer çarkları ve tüm hastaların nakillerinde yapılan yolsuzlukları ortaya çıkaracak iradeyi göstermeyelim diye SGK’nin denetçilerine, müfettişlerine baskı var. Kalitesizleştirme var. Yalnızlaştırma var ve kurumu bir şekilde etkisizleştirme var. Sağlık Bakanlığı, ben yapmam al sen yap diye yolluyor. Buradakilere senin işin sağlık değil, fatura kontrolü dışına çıkmayın diyorlar. Yani bu bebeklerin ölümünde ve bu işin bu vicdansızlığın yaşanmasında öyle kişisel değil, her birinin bir daha güneş yüzü görmemesini temenni ederim. Fevkalade kurumsal bir durum var. O yüzden sabah da söyledim. Dedim ki 15 Temmuz gecesi bir grup hain darbeye kalkıştı. OHAL ilan edildi. Bunların bütün mülküne KHK’lerle el konuldu. Şimdi OHAL’e falan gerek yok. OHAL, kanunun yetkisini kullanır. Eğer varsanız, zaten yeterli milletvekili sizde var. 128 de bizde var. Bir araya geldiğimizde yetkimizle bu tür işlere karşı AYM’ye gitmek, vallahi anayasa buna cevaz vermiyorsa neye verecek gerçekten bilmiyorum. Eğer varsanız bu işe bulaşan bütün hastaneleri, FETÖ’nün yaptığı hastanelere, okullara nasıl KHK ile el koyduysanız, bu işe bulaşan bütün hastanelere Salı günü Meclis’te hep beraber el koyalım, kamulaştıralım diyoruz” dedi. Soruşturma kapsamında hastanelerin ruhsatlarının iptalleriyle ilgili de konuşan Özel, "Konuya karışmış sayısı daha çok da 9 hastanenin lisanslarını, ruhsatlarını iptal etmişler. Ne olacak biliyor musunuz? Hastane sahibi isim değiştirecek. Yeni isimle ruhsat başvurusu yapılacak. Prosedür takip edilecek. Eski sisteme dönülecek" dedi. Özel, "Buradan sesleniyorum; ey Recep Tayyip Erdoğan, senin de torunun var. Senin de evlatların var. Hepimizin yüreği dağlandı. Eğer gerçekten samimiysen bu işe karışan bütün hastaneleri salı günü oy birliğiyle Meclis’te kamulaştıralım" ifadelerini kullandı. Özel, Belediye Başkanı Zeyrek’in kızına kendi rozetini taktı Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in kızı Nehir Zeyrek’in 18 yaşına girdiğini ve yarın CHP’ye üye olacağını kendisine söylediğini belirten Özel, "Sözün sonunda burada çok güzel bir sunum izledik. Ferdi Bey için anlamlı bir gündü. Ama bence yarın kendisi için daha anlamlı bir gün. Hemen yanında Nurcan oturuyor eşi. Onun yanında Nehir oturuyor kızı. Yarın Nehir’in 18. yaş günü. Yarından itibaren Nehir artık reşit oluyor. Ehliyet alabilir. Babayı dinlemeyebilir. Her istediğini yapabilir. Ama o ilk olarak bir şeye karar vermiş Cumhuriyet Halk Partisi’ne üye olmak istermiş. Yarın Nehir, Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir gün boyunca en genç üyesi olma mutluluğunu yaşayacak. Ben her hafta en genç üyeleri arıyorum. Nehir’i aramak yerine onu annesi ve babasıyla buraya davet ediyorum ve genel başkanın rozetini Nehir’e takmak istiyorum. Aramıza hoş geldin Nehir. Baba evine hoş geldin. Hem babanın evine hem baba evine hoş geldin" dedi.
Kayseri MHP’li Özdemir: "Vatanımızda gözünüz varsa size bu toprakların altını vaat ediyoruz" Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İl Başkanlığı ve ilçe başkanlıkları yönetim kurulu üyelerinin tanıtım toplantısında konuşan MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, "Sizlere kimin ne vaat ettiği bizim umurumuzda değildir. Sözde safsatalarınız sizi bağlar. Ama vatanımızda gözünüz varsa biz size bu toprakların altını vaat ediyoruz. Buyurun, cesareti olan varsa gelsin, Türk milletinin karşısına çıksın" dedi. Kadir Has Kongre Merkezi’nde düzenlenen toplantı; saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı. Kuranı Kerim tilaveti ile devam eden programın açılış konuşmasını yapan MHP Kayseri İl Başkanı Enes Ertuğrul Kalın, "Liderimiz, Türkmen Beyimiz Devlet Bahçeli Bey’in tensipleriyle üstlenmiş olduğumuz Kayseri İl Başkanlığı vazifesini gurur ve şerefle taşıyacağıma, bu makamın kutsaliyetine leke düşürmeden, partimizin ve liderimizin çizgisini dikkatle takip edeceğime sizlerin huzurlarınızda söz veriyorum. Bizleri bu kutlu mevkie layık gören genel başkanımızın emrinde, teşkilatımız ve yönetimimizle birlikte yayından fırlamış bir ok gibi hedefimize doğru kararlı ve dosdoğru bir şekilde yürüyeceğiz. Kayseri’de sıkılmadık el, girilmedik hane bırakmadan, her bir hemşehrimizi kucaklayacak, üç hilalli sancağımızı Kayseri’de daha da yukarıya taşımanın gayret ve kararlılığında olacağız. Boşa harcanacak vaktimiz yoktur. Dünya Türklüğünün umudu, mazlum milletlerin gözü bizdedir. Bizler yaptığımız her işi milletimizin çıkarları için, üzerinde yaşadığımız aziz vatan topraklarına olan vefamızı göstermek için yapmalıyız. Bölgemizin ateş çemberine çevrildiği bu günlerde liderimizin gösterdiği yolda ortaya koyacağımız azim ve gayretlerimizden milletimiz ve memleketimiz için yeni imkanlar doğacaktır. Milliyetçi Hareket, mayası şehitlerle karılmış mübarek Anadolu’nun, şehit olmaya doymayan oğullarının, vatan ve millet fedailerinin toplandığı bir mukaddes ordugâh, Türklüğün bekası için çatılmış çökmez bir tavandır" dedi. MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy ise, "Biz 56 yıldır mazisi şereflerle dolu bir hareketiz. Bizim hareketimiz içerisinde şehitlerimiz var, taş medreselilerimiz var ve bizim her şeyden önce bir yeminimiz var. O yüzden biz vefalı olmak mecburiyetindeyiz. Bizi yakinen tanıyanlar bilirler ki; bizler bakarız, gözlemleriz, sabırla ve inatla bekleriz. Daha sonra bize yakışan ne ise onu yaparız. Ama bu harekette önce lidere sadakat. Lidere sadakatinden şüphe etmediğimiz kim varsa biz onunla yol yürümeyi şeref kabul ederiz. Zaman zaman gereksiz konuşmalar oluyor. Biz bir aileyiz, hepimizin problemleri olabilir, hataları olabilir. Ama kendi içimizde çözebiliriz" ifadelerini kullandı. Her zaman hazır bir teşkilat olarak bulunacaklarını kaydeden Ersoy, "Liderler büyük resimleri görürler. Bizim liderimiz öyle bir lider ki siyasetin kutup başı Türkiye’de Devlet Bahçeli’dir. Bir şey yapıyorsa mutlaka sabırla takip etmek durumundayız, sadakatle izlemek mecburiyetindeyiz. Ülke olarak çok zor zamanlardan geçiyoruz. Genel Başkanımız Devlet Bahçeli büyük resmi görecek, bir strateji belirleyecek, biz e kendi bölgelerimizde her zaman hazır bir teşkilat olarak bulunacağız" şeklinde konuştu. Türk-İslam coğrafyasının barış ve huzuru için birlikte hareket etme zorunluluğunun bulunduğunu aktaran MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir ise, "Şu anda kuzeyimizde bir savaş yaşanıyor. Rusya ile Ukrayna arasında süregelen bir savaşta henüz bir barışa ulaşılabilinmiş değil. Savaşın şartları günden güne derinleşirken, bu günlerde batılı bazı devletlerin kışkırtmasıyla Ukrayna’nın da Rusya’nın bazı bölgelerine işgale başladığı ve ne yazık ki nükleer bazı silahların kullanılabileceği ile alakalı bazı felaket senaryoları açık bir şekilde kullanılmaya başlandı. Kuzeyimizde yaşanan bu gelişmelerin paralelinde 7 Ekim 2023 tarihinde İsrail’in terör devleti edasıyla Filistinli Müslüman kardeşlerimize Gazze’de başlatmış olduğu soykırım girişimleri ise güney bölgemizde, dolayısıyla tüm Ortadoğu, Afrika’yı etkisi altına alan bir tesiri oluşturmuş durumadır. İsrail’in bu barbarlık, saldırganlık ve terör zihniyeti neticesinde 50 bin tane din kardeşimiz hayatını kaybetti. Türk - İslam davasının yılmaz savunucuları olarak şunu açıkça ifade etmek gerekir ki; bugün Türk Milleti ile Arap kardeşlerimiz arasında çıkarılmaya çalışılan nifak, gerçekte İslam dini zaafa uğraması ve İslam coğrafyası üzerinde mezhep temelli kanlı hesapların yaşanması ve ardından da parçalanarak bazı senaryoların oluşmasına hizmet edecektir. O yüzden bu hassasiyeti taşıyarak her ne olursa olsun bu tür karşı karşıya kalınan gelişmeler paralelinde Türk - İslam coğrafyasının barış, huzur ve güvenliği için beraber hareket etme zorunluluğu karşımızda duruyor" dedi. "İsrail ile beraber olan ülkelerin tamamının niyeti Türk Milleti ve Türklerle hesaplaşmak" Filistin ve Lübnan’a saldıran İsrail ve destek veren ülkelerin asıl niyetinin Türklerle hesaplaşmak olduğunun altını çizen Özdemir, "Bu gelişmeler paralelinde İsrail’in saldırganlığı Filistin coğrafyasını aşmış ve şimdi Lübnan topraklarına bulamış durumdadır. Lübnan’da da soykırım anlayışını terör devleti İsrail sürdürürken yine bu kabine üyelerinin İsrail Devleti’nin yetkililerinin beyanlarına hep beraber şahitlik ediyoruz. Bu meyanda bakıldığında İsrail’in sadece Filistin ve Lübnan değil aynı anda Suriye, Irak, Ürdün, Suudi Arabistan’dan toprak alarak kendi ülkelerine katma niyetinde olduklarını açıkça ifade etmişlerdir. Bugün Ortadoğu bölgesindeki bütün sorunların temeli olarak İsrail - Filistin meselesi gösteriliyor. Ancak ileri aşamada bu savaş ve çatışmalar bu sorunların fay hatlarının hareketlendirdiği gerçeğini bizim karşımıza çıkartıyor. 1917 yılında Osmanlı ile hesaplaşma arzusu güden başta İngiltere olmak üzere bazı güçler sınırları değiştirmek istemişti, tam 100 yıl önce. 100 yıl önce Siyonist bir isim olan İngiltere dışişleri bakanının yayınlamış olduğu deklarasyonla bugünkü İsrail’in temelleri atılmıştı. Emin olun o günden bu güne değişen hiçbir şey yok. 1917’de temelleri atılan İsrail ile beraber bu ülkelerin tamamının niyeti Türk milleti ve Türklerle hesaplaşmaktı. Bugün aynı zihniyet devam ediyorsa, asla akıldan çıkarmamak lazımdır ki hedefte olan, hesaplaşılma arzusu güden yine Türk milletinin kendisidir. Çünkü İslam’ın asil sancaktarları İslamiyet’i kabul ettiğinden bu yana Allah ve resulünün yanında hizmet etme arzusu taşıyan bu millettir, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir. Bayrağı hür bir şekilde dalgalanan, ezanı hür bir şekilde okunan bu coğrafyanın çocukları yeri geldiğinde ve o vakit yaklaşmaktadır; ne yapacağını herkes çok net şekilde görecektir. Aradan geçen 100 yıllık zaman zarfında şimdi İsrail’in yanında konumlanan ülkeler 100 yıl önce konumlanan ülkelerle aynıdır. Baktığınız vakit sözde müttefikiz. Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere neredeyse bütün donanma imkanlarını, neredeyse bütün askeri imkanlarını bu terör devletine sağlamak suretiyle bölgesel gelişmelere kapı aralayacak kanlı senaryolara destek olmaya devam ediyor. Bu senaryolar devam ederken Ortadoğu bölgesinde birbiriyle çatışan ve aynı zamanda bu çatışmaların haritalara döküldüğü 7 tez bulunuyor. Ve bu tezlerden bir tanesi sözde büyük İsrail. Biraz önce saydığım ülkelerden toprak kazanmak suretiyle bu toprakların güya kendilerine vaat edildiğini söylüyorlar. Aynı zamanda bu anlayışla ‘bu topraklar bize vaat edildi, biz de buraların asıl sahibiyiz’ diyorlar. Bir tanesi de bizim ülkemiz. O yüzden böylesine kutlu bir günde şunu söyleyelim; ‘Sizlere kimin ne vaat ettiği bizim umurumuzda değildir. Sözde safsatalarınız sizi bağlar. Ama vatanımızda gözünüz varsa biz size bu toprakların altını vaat ediyoruz’ diyelim. Buyurun, cesareti olan varsa gelsin, Türk Milleti’nin karşısına çıksın" diye konuştu. Özdemir’in konuşmalarının ardından il ve ilçe teşkilatı üyeleri tanıtıldı. Programa Melikgazi Belediye Başkanı Mustafa Palancıoğlu, AK Parti Kayseri İl Başkanı Fatih Üzüm, AK Parti ilçe başkanları ve bazı ilçe belediye başkanları katıldı.
İstanbul Reyap Hastanesi’ndeki hastalar kamu hastanelerine sevk edildi İstanbul’da bebekleri anlaşmalı hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan çete hakkında hazırlanan iddianamede yer alan ve ruhsatı iptal edilen Reyap Hastanesi’ndeki hastalar ve bebekler kamu hastanelerine sevk edildi. İstanbul’da bebekleri anlaşmalı hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan çete hakkında hazırlanan iddianamede yer alan hastaneler, ruhsatlarının iptal edilmesinin ardından kapatılıyor. İstanbul’da 9, Tekirdağ Çorlu’da bulunan 1 hastanede tedavi gören hastalar Sağlık Bakanlığı ekipleri tarafından kamu hastanelerine sevk ediliyor. Bağcılar’da bulunan Reyap Hastanesi’nde tedavi gören hastalar ve bebekler kamu hastanesine sevk edildi. Hastaların sevk edilme anı kameralara yansıdı. Öte yandan 2021 yılında bebeği doğan ve solunum yetmezliği teşhisiyle Esenyurt’taki Reyap Hastanesi’ne sevk edilen baba Cemil Imrak tedavi sürecinde kalp muayenesi için kendisinden elden 5 bin lira alındığını ifade etti. Baba Cemil Imrak, yoğun bakıma alınan bebeğini başka bir hastaneye sevk etmek istediğinde kendisine, ‘bebeğiniz yolda ölebilir’ diyerek engel olunduğunu iddia etti. Doğumunun ardından rahatsızlanan bebeğinin Esenyurt’taki Reyap Hastanesine nakledildiğini ve tedavi sürecinde kendisinden elden 5 bin lira alındığını iddia eden Cemil Imrak, "Bizi başka bir hastane Reyap Hastanesine yönlendirdi. Buraya geldi bebeğimiz 2-3 gün kaldı. 3’üncü günde Fırat Sarı ‘bebeğin durumu iyi’ dedi. 4’üncü günde kötüye doğru gidiyor dediler. Bizi çağırdılar ve ‘kaybedebiliriz ama hayata da tutunabilir’ dediler. Bizden 5 bin lira para talep ettiler. Kalp doktoru gelip kontrol edecek dediler. Parayı elden verdik. Kalp doktoru demiş ki kalpte sorun yok ama damarlarda gezmiyor kan demiş. Damarların tıkalı olduğunu kanın gezmediğini söylediler. Gerekiyorsa başka hastaneye götürelim elimizden geleni yapalım dedim. Bana, ‘biz burada elimizden geleni yapıyoruz. Buradan götürürseniz yolda da kaybedebiliriz’ dediler. Bebeğimiz ölür korkusunu verdiler bize. Bebek burada kaldı aradan 4-5 gün geçti. Bizi aradılar ve bebeğiniz vefat etti başınız sağ olsun dediler. Bebek solunum zorluğu çektiği için burada kuvözde kalacaktı. Bebeğim burada vefat etti. Hakkımı helal etmiyorum. Ben sonuna kadar hakkımı savunacağım” dedi.