SAĞLIK - 15 Nisan 2025 Salı 11:15

Türkiye’de her yıl 40 bin kişi akciğer kanserinden hayatını kaybediyor

A
A
A
Türkiye’de her yıl 40 bin kişi akciğer kanserinden hayatını kaybediyor

Antalya’da düzenlenen 10. Uluslararası Katılımlı Akciğer Sağlığı Kongresi’nde konuşan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Kıyrık, Türkiye’de her yıl yaklaşık 50 bin kişiye akciğer kanseri tanısı konduğunu belirterek, hastaların büyük bölümünün geç evrede tanı aldığına dikkat çekti. Kıyrık, "Yılda 40 bin kişiyi bu hastalıktan kaybediyoruz. Covid’den kaybettiğimiz hastaların 100 bin civarında olduğunu varsayarsak, 3 yılda kaybettiğimizi ancak Covid’de kaybettik" dedi.


10. Uluslararası Katılımlı Akciğer Sağlığı Kongresi (UASK), 9-12 Nisan tarihlerinde Akciğer Sağlığı ve Yoğun Bakım Derneği’nce (ASYOD) Antalya’da gerçekleştirildi. Kongrede, solunum yolu hastalıklarından tütün bağımlılığına, akciğer kanserinden yapay zekâ destekli tanı yöntemlerine kadar birçok başlık ele alındı. Kongreye katılan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Kıyrık, Türkiye’de akciğer kanserine bağlı ölümlerin ciddiyetine dikkat çekti. Kıyrık, "Akciğer kanserinin Türkiye’de önemli bir sağlık problemi olduğunu düşünüyoruz. Yılda 40 bin kişiyi biz bu hastalıktan kaybediyoruz. Covid’den kaybettiğimiz hastaların 100 bin civarında olduğunu varsayarsak, 3 yılda kaybettiğimizi ancak Covid’de kaybettik. Her yıl 40 bin insanımızı akciğer kanserinden kaybetmeye devam etmemeliyiz" ifadelerini kullandı.



"Temel neden sigara ve tütün ürünleri"


Akciğer kanserinin etiyolojisinde en önemli faktörün sigara olduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Kıyrık, "Hastalarımızın yüzde 90’ı sigara içicisi. Bu noktada sadece sigarayı değil, elektronik sigara, nargile, puro ve pipo gibi diğer tütün ürünlerini de değerlendirmek gerekiyor" dedi. Kıyrık, sigaranın yanı sıra bazı mesleki maruziyetlerin de risk oluşturduğunu kaydederek, "Tozlu işlerde çalışanlar, asbest maruziyeti olanlar, İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaşayanlar risk altında. Köy yaşamı, tandırda yemek pişirme, fırında ekmek yapımı gibi alışkanlıklar da özellikle kadınlarda sigara içmeseler dahi riski artırabiliyor" şeklinde konuştu.



"50-80 yaş arası tarama programına alınmalı"


Akciğer kanseri görülme yaşının genellikle 50 ile 80 arasında olduğuna işaret eden Kıyrık, "20 yıl boyunca sigara içmiş bir kişi 50-80 yaş arasındaysa bu bireylere mutlaka tarama öneriyoruz. Erken teşhis, hastalıktan kurtulma şansı sunarken; ileri evrede tanı, maalesef genç yaşta kayıplarla sonuçlanabiliyor" uyarısında bulundu. Kıyrık, Sağlık Bakanlığı nezdinde bu konuda girişimlerin sürdüğünü belirterek, "İnsanlarımız, nasıl arabayı 10-15 bin kilometrede bakıma götürüyorsa, kendilerini de belli bir yaştan sonra akciğer kanseri taramasından geçirmeliler. Özellikle ailesinde kanser geçmişi olanlar daha büyük risk taşıyor. Bu nedenle taramanın bir yaşam biçimi haline gelmesi gerekiyor" ifadelerine yer verdi.



"11 yaşında sigaraya başlayan biri, 20 yıl sonra akciğer kanseriyle karşı karşıya kalabiliyor"


Türkiye’de sigaraya başlama yaşının 11’e kadar düştüğünü belirten Kıyrık, erken yaşta sigara kullanımının büyük risk taşıdığını vurguladı. Kıyrık, "11 yaşında sigaraya başlayan biri, 20 yıl sonra 30’lu yaşlarında akciğer kanseriyle karşı karşıya kalabiliyor. Üstelik sigara miktarı da önemli; günde bir paketle başlamakla birkaç dal içmek arasında büyük fark var" şeklinde konuştu. Ailevi risklere de dikkat çeken Kıyrık, "Babası akciğer kanseri olan hastalarımız var, oğlu da akciğer kanseri oluyor. Baba-oğul birlikte hastalığı yaşıyorlar. Kimi zaman bu kişiler hayatta kalıyor, kimi zaman da maalesef kaybediyoruz. Bunlar oldukça üzücü tablolar" ifadelerini kullandı.



Türkiye’de her yıl 40 bin kişi akciğer kanserinden hayatını kaybediyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karabük Polisten kaçan alkollü sürücü kaza yapınca yakalandı Karabük’te polisin "dur" ihtarına uymayıp otomobiliyle kaçan ehliyetsiz ve 1.85 promil alkollü sürücü kaza yapınca yakalandı. Hürriyet Mahallesi Melisa Caddesi’nde 78 ABL 583 plakalı otomobilin sürücüsü M.E.Y. (19), yolda zikzak çizince polis ekiplerin "dur" ihtarına uymayarak kaçtı. Buradan Karabük-Yenice kara yolu üzerinde devam eden kovalamaca sonucu sürücü, direksiyon hakimiyetini kaybederek önce kaldırıma ardından köprü ayağına çarptı. Çarpmanın etkisi ile otomobilin motoru yerinden fırlayarak koptu. Kazada sürücü M.E.Y ve yanındaki Z.C.K. (18) yaralanırken, kaza sonrası polise direnenince ekipler biber gazı sıkarak etkisiz hale getirdi. Bu sırada ihbar üzerine kaza yerine sağlık ve çok sayıda polis ekipleri sevk edildi. Olay yerinde ilk müdahaleleri yapılan yaralılardan otomobil sürücüsü M.E.Y, önce alkolmetreyi üflemek istemeyince ambulansa bindi. Bir süre sonra ambulanstan geri inen ve yüzüne yediği biber gazından dolayı zor anlar yaşayan sürücü polisle pazarlık yapmaya başladı. Trafik ekiplerin alkolmetreyi üflememesi durumunda cezaların katlanarak artacağı söylenen sürücü M.E.Y, 5 ay önce ehliyetini alkollü araç kullanmaktan dolayı alındığını belirterek, ’Alkolmetreyi üflersem mi daha çok yararıma" diye sormasının üzerine polisin üflemezsen cezan daha çok katlanır demesiyle alkometreyi üfledi. Yapılan ölçümde sürücünün 1.85 promil alkollü olduğu tespit edildi. Ambulanslarla Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılan yaralıların genel durumlarının ise iyi olduğu öğrenildi. 1,85 promil alkollü sürücüye, tarafik ekiplerince Karayolları Trafik Kanunu’nun "dur ikazına uymamak", "sürücü belgesiz araç kullanmak" ve "alkollü araç kullanmak" gibi 6 maddeden toplam 51 bin 948 lira idari para cezası kesildi. Sürücü hakkında ayrıca "trafik güvenliğini tehlikeye düşürmek" suçundan da adli işlem başlatıldı. Diğer yandan kazanın meydana geldiği yerde bulunan Soğuksu KYK kız yurdundaki öğrencilerde yurdun bolkonuna çıkarak yaşananları film gibi izledi.