EĞİTİM - 21 Aralık 2024 Cumartesi 11:08

Muratpaşa’da Dubai çikolatası atölyesi

A
A
A
Muratpaşa’da Dubai çikolatası atölyesi

Muratpaşa Belediyesi’nin düzenlediği son zamanların popüler yiyeceği ‘Dubai Çikolatası Atölyesi’ kent sakinleri tarafından yoğun ilgi gördü.


Muratpaşa Belediyesi, Türkan Şoray Kültür Merkezi’nde 3 gün sürecek bir atölye dizisi başlattı. İlk günü ‘Yılbaşı Kurabiyesi Atölyesi’yle başlayan atölyelerin ikinci günü ‘Dubai Çikolatası Atölyesi’ oldu. Kent sakinlerinin yoğun ilgiyle takip ettiği atölye çalışmasında Pasta ve Çikolata Eğitmeni Zümrüt Kaçmaz ilk olarak çikolata yapımının püf noktalarından bahsetti.


Marketlere gelene kadar onlarca aşamadan geçen çikolatanın yolculuğunu uygulamalı olarak da katılımcılara gösteren Kaçmaz, ortam sıcaklığının çikolata yapımında oldukça önemli bir unsur olduğuna dikkat çekti. Ortam sıcaklığının 18 derece olması gerektiğini belirtmesinin ardından ise Kaçmaz, çikolata yapımında erime sıcaklıklarının ve temperleme işlemlerinin öneminden söz etti.



Dubai çikolatasının yapım aşamaları


Çikolata yapım aşaması ilk olarak fırçalar ve gıda boyaları yardımıyla kalıpların üst zemin renklendirmesiyle başladı. Kaçmaz, Dubai çikolatası yapımında kuvertür çikolatanın tercih edilmesi gerektiğinin de altını çizdi. Ardından kuvertür çikolata benmari usulü eritildi. Mutfak termometresiyle sıcaklığı ölçülen çikolata 48 dereceye ulaştıktan sonra ocaktan alınarak mermer yüzeyine döküldü. Spatulalar yardımıyla karıştırılarak soğuması sağlandı. Temperlemenin ardından 28 dereceye düşürülen çikolata ocağa alınarak benmari usulü 30 dereceye yükseltildi. Tekrar ocaktan alınan çikolatanın sıcaklığı 29’a düştüğünde önceden gıda boyasıyla renklendirilen çikolata kalıplarına döküldü. Kalıpların sert zemine birkaç kez vurularak havasının alınmasının ardından ise kalıplara dökülen çikolata tekrar mermer üzerine dökülerek soğumaya bırakıldı ve böylece Dubai çikolatasının üst zemini hazırlanmış oldu.


Ardından Dubai çikolatasının fıstık kremalı iç harcının hazırlığına geçildi. Harç içerisinde 600 gram Antep fıstığı kreması, 100 gram kavrulmuş kadayıf ve 25 gram tahin kullanıldı. Malzemelerin harmanlanmasının ardından harç, çikolatayla kaplanan kalıplara özenle sürüldü. Bu işlem tamamlandıktan hemen sonra ise çikolata, ısı derecelerine dikkat edilerek aynı işlemlerden geçirildi ve harcın üzeri çikolatayla kaplandı. Hazırlanan kalıplar buzdolabında soğumaya bırakıldı.


Dubai çikolata yapımını tamamlamasının ardından Eğitmen Kaçmaz, “Dubai çikolatası trend çikolata. Atölyemizde çikolata yapımını gösterirken aynı zamanda ısı derecelerini ve detaylı püf noktalarını göstererek katılımcılara faydalı bilgiler vermeye çalıştık” diye konuştu.


Dubai çikolatasını herkesin evinde kolaylıkla yapabildiğini gördüğünde çok basit bir işlem zannettiğini ve deneyimlemek için atölyeye katıldığını belirten Matematik Öğretmeni Gamze Akkaya, “Gerçekten ince detayları olan bir işlem olduğunu gördüm. Deneyimledim ve çok hoşuma gitti” dedi.


Torunlarının kendisine sürekli Dubai çikolatası aldırmasıyla bu çikolatanın yapılışını öğrenmeye karar veren Gönül Gürkal ise “Her gün Dubai çikolatası almak zorunda kalıyorum. Tasarruf olur diye düşündüm. Artık yapabilirim” diye konuştu.


Atölye çalışmaları, Gülşah Ilgın’ın eğitmenliğinde gerçekleşen ‘Poi Atölyesi’ ve Tuğçe Dural’ın eğitmenliğinde gerçekleşen ‘Nefes Farkındalık Atölyesi’yle devam ediyor.



Muratpaşa’da Dubai çikolatası atölyesi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir’de şaşırtan hırsızlık: Cins kediyi montunun içine gizleyip çaldı İzmir’in Bornova ilçesinde, petshopa gelerek ailesiyle hem papağan satın alıp hem de cins bir kediyi montunun içine gizleyen şahsın hırsızlık anları kameralara yansıdı. Olaydan bir gün sonra iş yeri sahibini arayan baba, “Benim oğlum madde bağımlısı. Kusura bakmayın” diyerek kediyi geri getirdi. Edinilen bilgiye göre olay, geçtiğimiz günlerde Bornova ilçesindeki bir petshopta yaşandı. İş yerine gelen 3 kişilik aile, papağan almak istediklerini belirterek dükkandaki kuşlara baktı. 3 bin liralık papağanı beğenen aile, 200 lira da kapora bırakarak dükkandan ayrıldı. Satın aldıkları papağan hazırlanırken kediyi montuna gizledi: O anlar kamerada Bir gün sonra kuşu almaya gelen aile üyeleri, 3 bin lira verip papağanı satın aldı. İş yerinde bulunan 15 yaşındaki çocuk papağanı hazırlarken dalgınlığından yararlanan müşterilerden biri, bu sırada dükkanda beslenen cins bir kediyi gözüne kestirdi. Şahıs, hiçbir şey olmamış gibi montunun içine 2 aylık kediyi gizleyerek çaldı. Tüm bu anlar iş yerinin kamerasına yansırken, şahıslar satın aldığı papağan ve çalınan kediyle dükkandan ayrıldı. "Oğlum yalnızdı. Papağanı hazırlarken o çalıyor" İş yeri sahibi Nurşen Öner (35), yaşanan hırsızlık karşısında şaşırdıklarını ifade etti. Öner, "İki önce 3 kişi geldiler; papağan, kanarya, balık sordular. Etrafı bir kolaçan ettiler. Sonra dışarı çıktılar ve aralarında konuştuktan sonra papağan için 200 TL kapora bıraktılar ve gittiler. Akşam eşime söyledim hatta, ‘pek tekin insanlar değil, gözüm tutmadı, dikkat edelim’ diye. Bizim bir akrabamız var, rahatsızlanınca oraya gitmek zorunda kaldık. Oraya gidince 15 yaşındaki oğlum iş yerinde yalnızdı. Bunlar yine; oğlu, kızı, babası üçü beraber geliyorlar. Çocuğa kapora bıraktıkları papağanı almak istediklerini söylüyorlar. Oğlumun arkası dönük o sırada; papağanı yakalarken, kafese koyarken o kediyi yerden alıyor ve ceketinin içine gizliyor. Çocuk zaten fark etmiyor. Papağanın parasını da ödeyip gidiyorlar. Onlar gittikten sonra çocuk kamerayı açıyor ve olayı fark ediyor. Daha sonra bizi arayınca polislere haber verdik. Gittik ifademizi verdik ve şikayetçi olduk” dedi. "Baba aradı, ‘oğlum madde bağımlısı’ dedi, sonra kediyi getirdiler. Şikayeti büyük ihtimal çekeceğiz" Nurşen Öner, daha sonra telefonla arandığını söyleyerek şöyle devam etti: “Nasıl oldu bilmiyoruz. Kamera görüntüleri falan çok yayınlandı, ondan olabilir. Sabah babası telefon açtı, ‘abla kusura bakma. Benim oğlum madde bağımlısı. Kediyi çalmış, getiriyoruz’ dedi. Daha sonrada komşumuza kediyi bırakmışlar. 3 yetişkin, 3 yavru kedimiz var. Biz kendi çocuğumuz gibi bakıyoruz bunlara. Tekrar geri gelmesinden dolayı mutluyuz. Şikayetimizi büyük ihtimalle geri çekeceğiz. Kameraların önünde göz göre göre alıyor; yani hiçbir açıklaması yok. Babasının gözünün önünde yapıyor her şeyi. Babası da demedi, ‘oğlum sen ne yapıyorsun, ayıp’ demesi gerekirdi.” O sırada dükkanda bulunan 15 yaşındaki Batuhan Öner de, papağanı hazırlarken kedinin çalındığını kameradan fark ettiğini söyledi.
Antalya Anadolu propolisi bilimsel toplantıda anlatıldı Anadolu propolisi ve saf Anadolu propolisi içeren yeni ürünler 100’ün üzerinde doktor, eczacı, sağlık profesyoneli ve akademisyen bir araya geldiği bilimsel toplantıda konuşuldu. Toplantıda Prof. Dr. Cemal Cingi ve BEE&YOU Kurucusu ve CEO’su Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı da sunum yaptı. Anadolu propolisi içeren burun spreyi dünyaya açılıyor Prof. Dr. Cemal Cingi, Alerjik rinit tedavisinde yeni bir dönemin kapılarının, Anadolu’nun eşsiz doğal zenginlikleriyle aralandığını belirterek Türkiye’de alerjik rinite karşı Sağlık Bakanlığı onaylı Anadolu propolisi ekstraktı, okaliptüs, gliserin ve deniz tuzlu su içeren burun spreyinin etkisinin kanıtlandığını aktardı. Cingi, "Avrupa genelinde 9 ülkede yapılan kapsamlı bir bilimsel araştırmada da kanıtlandı Toplam 440 alerjik rinit hastası üzerinde gerçekleştirilen bu çalışma, Anadolu propolisinin etkilerini bilimsel olarak belgeledi ve sonuçları uluslararası literatüre dahil edildi. Araştırma kapsamında, hastaların burun akıntısı, hapşırma, burun kaşıntısı ve burun tıkanıklığı gibi temel alerjik rinit semptomları detaylı şekilde değerlendirildi. Anadolu propolisi içeren hipertonik tuzlu burun spreyinin 3 haftalık düzenli kullanımı sonrası semptomlarda anlamlı bir azalma gözlemlendi. Aynı zamanda hastaların yaşam kalitesi skorlarında çarpıcı bir iyileşme kaydedildi. Tedavi sonrası burun içi ödemin de belirgin şekilde azaldığı tespit edildi" dedi. Yenilikçi formüller Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı, toplantıda yaptığı konuşmada hem markasının kuruluş hikayesini hem de geliştirdikleri vizyoner ürünlere değindi. Bu başarıların ardında, vizyon ve cesaretin yattığını söyleyen Samancı, "Propolis ve diğer arı ürünlerini modern sağlık çözümleriyle birleştirerek sektörde bir ilki başardık. Oğlumun bağışıklık sorunlarını çözmek için çıktığım yolculuğum, bugün milyonlara doğal destek sunan bir başarı hikayesine dönüştü. Arıcılık alanındaki uzmanlığımızla, Anadolu propolisinin dünyaya tanıtılmasını ve bu değerli ürünlerin sağlık arayan herkese ulaşmasını sağlamak öncelikli hedefimiz oldu. Türkiye’de ilk kez uygulamaya başladığımız ‘Sözleşmeli Arıcılık’ modeliyle sürdürülebilir arıcılığı destekliyor; tarım, ekolojik denge ve etik ticaret kurallarına katkıda bulunuyoruz. İstanbul Teknik Üniversitesi Arı Teknokent merkezli bir firma olarak tüm ürünlerimizi kalite standartlarına uygun şekilde üretiyor ve tüketicilerimize sunuyoruz” dedi. Dr. Samancı ayrıca, Ar-Ge çalışmalarına büyük önem verdiğini belirterek sağlıklı nesiller için doğanın gücünü inovatif formüllerle birleştirmeye devam ettiklerini kaydetti. Lansmanda saf Anadolu propolisi içeren damlalar, şuruplar, boğaz spreyleri ve çocuklara özel formüller hakkında da bilgi verildi.