EKONOMİ - 18 Ekim 2024 Cuma 14:42

MATSO’da “İş Yerinde Ruh Sağlığı” semineri

A
A
A
MATSO’da “İş Yerinde Ruh Sağlığı” semineri

Manavgat Ticaret ve Sanayi Odası (MATSO) ve Manavgat Devlet Hastanesi iş birliğiyle “İş Yerinde Ruh Sağlığı” semineri gerçekleştirildi. Manavgat Devlet Hastanesi’nden Psikolog Dr. Gülcan Ergin konuşmacı olarak katıldığı seminerde iş yerinde ruh sağlığının önemi, stres yönetimi ve çalışanların psikolojik iyi oluşunu destekleme yolları hakkında bilgi verdi.


MATSO ve Manavgat Devlet Hastanesi iş birliğiyle "İş Yerinde Ruh Sağlığı" semineri gerçekleştirildi. MATSO Akademi bünyesinde gerçekleştirilen seminere MATSO Başkanı Seydi Tahsin Güngör, Meclis Başkanı Sedat Öz, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları Ali Özen ve Anıl Bahar ile komite üyeleri ve üyeler katıldı.


Seminerin açılışında konuşan MATSO Yönetim Kurulu Başkanı Seydi Tahsin Güngör, çalışma hayatının getirdiği zorlukların ruh sağlığını doğrudan etkilediğini ifade ederek, sağlıklı bir ruh halinin motivasyonu artıracağını ve düşünmeyi teşvik edeceğini belirtti. Stres ve kaygı gibi olumsuz durumların iş gücü kaybına yol açabileceğini vurgulayan Başkan Güngör, “Bu tür olumsuzluklar devamsızlık sorunlarına ve kurumsal itibara zarar verebilir. Bu nedenle, iş yerlerinde ruh sağlığını desteklemek için stratejiler geliştirmek, çalışanlarımız ve kurumlarımız için son derece önemlidir. Hedefimiz, daha sağlıklı, verimli ve sürdürülebilir bir çalışma ortamı oluşturmaktır” dedi.


Konuşmanın ardından Psikolog Dr. Gülcan Ergin tarafından verilen “İş Yerinde Ruh Sağlığı” seminerinde, işverenlerin çalışanlarından en iyi verimi alabilmeleri için doğru kişilik analizi yaparak, her bireyi yeteneklerine uygun görevlerde istihdam etmeleri gerektiği vurgulandı.


Dr. Ergin, bu yaklaşımın iş yerinde verimliliği artıracağını, çalışan memnuniyetini ve bağlılığını güçlendireceğini belirterek, düzenli iletişim ve destekleyici bir çalışma ortamı oluşturarak, çalışanların ruh sağlığının korunmasına katkıda bulunmanın önemine dikkat çekti. Ergin, bu stratejilerin hem bireylerin hem de kurumun başarısını artıracağını ifade etti


Seminerin ardından emeği geçenlere teşekkür eden Başkan Güngör, “Başta Antalya İl Sağlık Müdürlüğü ve Manavgat İlçe Sağlık Müdürlüğü olmak üzere, Manavgat Devlet Hastanesi Başhekimi Opr. Dr. Mehmet Deniz’e, seminerimizde önemli bilgiler aktararak bizleri aydınlatan Psikolog Dr. Gülcan Ergin, Ergoterapist Minehan Bozkurt ve Hemşire Ayşe Boğa’ya, ayrıca seminere katkı sağlayan tüm paydaşlarımıza ve etkinliğimize katılan tüm üyelerimiz ile halkımıza teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.



MATSO’da “İş Yerinde Ruh Sağlığı” semineri

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Afete hazırlıkta sessiz kahramanlar Antalya’da lise eğitimi gören 30 işitme engelli öğrenciye afet farkındalığını artırma ve arama kurtarma konusunda yetkinlik kazanmaları hedefiyle ‘afet ve arama kurtarma’ eğitimi verildi. Akdeniz Üniversitesi, Konyaaltı Bilim ve Sanat Merkezi (BİLSEM) öncülüğünde, birçok paydaşın iş birliğiyle, Antalya’da eğitim gören 30 işitme engelli lise öğrencisine yönelik ‘afet ve arama kurtarma’ eğitimi düzenledi. İşitme engelli özel eğitim öğrencilerine yönelik hazırlanan “TÜBİTAK 4008 - Sessizliğimi Duyan Var Mı?” projesi ile afet farkındalığını ve arama kurtarma eğitimlerini etkinliklerle birleştirerek uygulamalı olarak sunmak amaçlandı. Proje kapsamında öğrenciler, 14-18 Ekim tarihleri arasında Antalya Orman Bölge Müdürlüğü Uluslararası Ormancılık Eğitim Merkezi’nde STEM, afet farkındalığı, arama kurtarma eğitimlerinin yanı sıra, alan gezileri, eğitsel oyunlar, doğada resim, müzik ve drama gibi etkinliklerle unutulmaz bir deneyim yaşadılar. Doğayla bütünleşmiş farkındalık Projede Akdeniz Üniversitesi ve Konyaaltı BİLSEM’in yanı sıra Çankırı Karatekin Üniversitesi, Jandarma Arama Kurtarma Tim Komutanlığı, Antalya AFAD Müdürlüğü, Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ve DSİ 13. Bölge Müdürlüğü de katkı sağladı. Proje kapsamında, katılımcı öğrenciler sadece akademik bilgi edinmekle kalmayıp, afetlere hazırlıklı olma ve doğayla bütünleşik farkındalık kazanma fırsatını da elde ettiler. Sessiz dünyaların sesi olmayı amaçlayan bu anlamlı proje, işitme engelli öğrencilere farklı bir perspektif sunarak eğitimde fırsat eşitliği ilkesini güçlendirmeyi hedefliyor.
Zonguldak Liseli Büşra’nın öldüğü kazada iki sanığa hapis cezası talebi Zonguldak’ta lise öğrencisi Büşra Akın’ın hayatını kaybettiği 18 öğrencinin de yaralandığı kazada tutuksuz yargılanan sanıklardan Ramazan A. ile öğrenci servisinin şoförlüğünü yapan Fikret B.’nin tutuklanması talep edildi. Kilimli ilçesine bağlı Çatalağzı beldesinde 2022 yılında Fikret B. (67) idaresindeki 67 AT 873 plakalı midibüs kontrolden çıkarak şarampole uçtu. Kazada lise öğrencsii Büşra Akın hayatını kaybederken 18 öğrenci de yaralandı. Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuksuz sanıklardan şoför araç sahibi Ramazan A. (33) ve babası Müslüm A. (68) ile taraf avukatları ve mağdurlardan Senanur O. ile babası katıldı. Adli Tıp Kurumu’ndan gelen rapora itiraz eden sanık avukatı "Adli Tıp Kurumu raporunu kabul etmiyoruz. Zira mahkemenizce ne şekilde rapor rüzenlenmesine dair ara kararın kurulduğu; ancak Adli Tıp Kurumunun rapor düzenlerken ara kararda belirtilen hususlara göre rapor düzenlemediği kanaatindeyiz. Zira diğer sanık Fikret B. kazadan önce terlediğine ve rahatsızlandığına dair mağdur beyanları dikkate alınmamıştır. Yalnız Fikret B.’nin bir yerde geçer beyanı dikkate alınmıştır. Rapora göre kazadan sonra sanık Fikret’in kalp krizi geçirdiği sabittir. Kazadan önce kalp krizi geçirip geçirmediği hususunda raporda açıklık yoktur" dedi. Mağdur avukatı ise raporun yeterli olduğunu ifade ederek "Fikret B. yönünden tekrar rapor alınmasıyla ilgili talebin reddine karar verilmesini talep ederiz" dedi. Cumhuriyet Savcısı mütalaasını açıkladı Cumhuriyet Savcısı, iddianame doğrultusunda dosyanın geldiği aşama, somut deliller, doktor ve kriminal raporlar birlikte olarak değerlendirildiğinde alınacak raporun dosya esasına etki etmeyeceğini ifade ederek yeniden rapor aldırılması talebinin reddini istedi. Açıklanana mütalaada tutuksuz sanık Müslüm A. hakkında beraatine; diğer tutuksuz sanıkları araç sahibi Ramazan A. ve şoför Fikret B. hakkında ise "bilinçli taksirle bir kişinin ölümüne sebebiyet verme ve birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma" suçundan ayrı ayrı hapis cezası verilmesi talep edildi. Mahkeme diğer mağdurların dinlenmesi, rapora ve mütalaaya karşı beyanların verilmesi için 29 Kasım tarihine ertelendi. (OA
Samsun Başkan Şen: “Türkiye’deki gıda sektörünün en ucuz ürünü kırmızı et” Samsun Kasaplar Odası Başkanı Ömür Şen, Türkiye’deki en ucuz gıda sektörü ürününün ’kırmızı et’ olduğunu iddia etti. Kırmızı et fiyatları Türkiye’de her dönem gündemde yer alıyor. Birçok vatandaş kırmızı et fiyatlarını pahalı bulurken, Samsun Kasaplar Odası Başkanı Ömür Şen ise diğer gıda ürünlerine kıyasla kırmızı etin ucuz olduğunu savundu. Başkan Şen, ortalama bir restoranda yenen 100 gramlık et yemeğine verilen para ile kasaptan alınan 1 kilo kırmızı etin fiyatının aynı olduğunu belirterek, gıda sektöründeki en ucuz ürünün et olduğunu ifade etti. “Bence gıda sektörünün en ucuz ürünü et” Türkiye’deki kırmızı et fiyatlarının ucuz olduğuna değinen Başkan Ömür Şen, “Et fiyatları uzun bir süredir rölantide gidiyor. Kurban Bayramı öncesi fiyatlar ile şu andaki fiyatlar da aynı seyrediyor. Bu fiyatların aşağı düşeceğine inanmıyorum. Et fiyatları genel anlamda ucuz. Piyasadaki diğer ürünlerin fiyatına bakıldığında bunların arasında en ucuzu kırmızı et diyebiliriz. Bu süreçte ete zam yapmayı düşünmüyoruz. Balık sezonu olması, Kurban ertesi olması, sirkülasyonun az olması nedeniyle zam düşünülmüyor. Kasaptan gidip 500 TL’ye 1 kilo et alınmazken, restoranda 100 gram ete bin TL para verilebiliyor. Lüks restoranlarda bu fiyatlar daha da fazla olabiliyor. Tüm hesaplar yapıldığında et gerçekten pahalı değil. Bence gıda sektörünün en ucuz ürünü ettir. İnsanlar fiyatları biraz abartıyor gibi geliyor. Son 1-2 sene içerisinde her şeye yüzde 300’lere varan zam geldi. Bu gıda ve diğer sektörlerde böyle. Kırmızı et hem Samsun’da hem de Türkiye’de en ucuz gıda diye düşünüyorum” dedi. “Dişi büyükbaşlar kesilmemeli" Kazançlarının çoğu zaman masrafları çıkarmaya yetmediğine değinen Başkan Şen, et fiyatların düşmesi için yapılması gerekenleri sıralayarak, “Et fiyatları düşmez ama bu seviyede gitmesi için köylüye, besiciye destek verilmesi lazım. Özellikle dişi büyükbaşların kesilmemesi gerekiyor. Yem ve samana destek verilmesi lazım. Yem ve saman pahalı olunca besiciye yansıyor. Besici yeterince kazanamayınca hayvancılık yapmayı bırakıyor. Kasabın elinde olan bir şey yok. Bizim kar marjımız yüzde 10-15 civarında. Elektrik, su, kira, işçi ve vergi masrafları esnafın belini büküyor. Ben 20 metrelik dükkanımda aylık 37 bin TL elektrik faturası ödedim. 5 bin TL su faturası ödedim. 4 tane sigortalı elemanım çalışıyor. Sıkıntılı bir süreçteyiz. İnşallah bunların hakkından da geliriz. Kasap esnafı olarak girdi masraflarından sıkıntımız var. Bu masrafları çıktığımızda kazancımız masrafımıza yetmiyor diyebiliriz. 2 tane dolap çalışsa yaklaşık 40 bin TL fatura geliyor. Devletimizin de esnafa sahip çıkması gerekiyor. Büyük firma ve şirketlere baktığınızda doğru dürüst vergi ödeyen yok. Esnafın da o nedenle desteklenmesi gerekiyor” diye konuştu. 350 TL’den et satmayı herkesten çok istediğini de sözlerine ekleyen Şen, “Biz kasaplar olarak etin kilosunu 350 TL’den satmak isteriz. Ne kadar ucuz et satarsak o kadar sirkülasyonumuz artar. 1 kilo alan 1,5 kilo alır. Kar marjımız ortada. Etin fiyatı da şu anda çok pahalı değil. Yakın zamanda bir zam olacağını da düşünmüyorum” şeklinde konuştu. Samsun’da kırmızı etler ortalama olarak dana kıyma 500 TL, kuşbaşı 530 TL, kasap köfte 440 TL, antrikot 650 TL, kemikli et 480 TL, kuzu but 610 TL, kuzu pirzola 730 TL civarında satışa sunuluyor.