ASAYİŞ - 19 Aralık 2024 Perşembe 14:18

Havalimanı tuvaletinde doğum davasında anneye tahliye yok

A
A
A
Havalimanı tuvaletinde doğum davasında anneye tahliye yok

Antalya Havalimanı’nda engelli tuvaletinde doğum yaptıktan sonra bebeği klozet içinde bırakıp ülkesine gitmek üzereyken yakalanıp tutuklanan Rus uyruklu anne Ekaterina Burnazkina ile annesi ilk kez hakim karşına çıktı. Duruşmada sürekli ağlayan bebeğin anneannesi tutuksuz yargılanmak üzere serbest kalırken, genç annenin tutukluluğunun devamına karar verildi. Duruşmada dinlenen havalimanı görevlisi, “Her yer kandı. Bebeğin bir ayağı suyun içinde idi. Elime aldığım an ağlamaya başladı” dedi.


Antalya Havalimanı’nda 13 Ekim akşam saatlerinde engelli tuvaletinde temizlik görevlisince klozet içerisinde yeni doğmuş bebek bulundu. Polisin incelemesinde, bebeğin bulunmadan 12 dakika önce Rusya vatandaşı Ekaterina Burnazkina (18) tarafından terk edildiği tespit edildi. Ekaterina Burnazkina’nın, annesi Elena Burnazkina ile pasaport kontuarlarına giderek ülkeden çıkış işlemleri yaptırdığı belirlendi. Moskova’ya gitmeye hazırlanan anne ve kızı polis ekiplerince gözaltına alındı. Yenidoğan bebek de sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından hastaneye kaldırıldı. Bebeğin annesi Ekaterina Burnazkina ise başka bir hastaneye götürülerek tedaviye alındı.



Tutuklanmışlardı


Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen anneanne Elena Burnazkina, tutuklandı. Hastanedeki tedavisinin ardından poliste ifadesi alınan Ekaterina Burnazkina ile annesi sevk edildiği nöbetçi hakimlik tarafından ‘kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan tutuklandı.


Anneanne ve kızı, Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk kez hakim karşısına çıktı. Anneanne Elena Burnazkina duruşmaya cezaevinden SEGBİS ile katılırken, anne Ekaterina Burnazkina ise duruşma salonunda hazır bulundu.



Anneanne ve kızı duruşma boyunca ağladı


Anneanne ve kızın gönüllü avukatlıklarını üstlenen Antalya Barosu’na kayıtlı Ayşegül Kübra Polat ile kardeşi Beyzanur Polat İlya duruşma salonunda hazır bulundu.



"Polisler bana söyleyene kadar doğum yaptığımı bilmiyordum"


Ekaterina Burnazkina duruşmada yaşanan olaydan dolayı üzüntülü olduğunu belirterek, “Ben polisler bana söyleyene kadar doğum yaptığımı bilmiyordum. Yaşananların sağlık sorunlarından kaynaklandığını sanıyordum” dedi.


Anneanne Elena Burnazkina ise kızının havalimanı tuvaletinde doğum yaptığını bilmediğini belirterek, “Biz tatil yapmaya geldiğimiz Alanya’da da sağlık sorunu yaşadık. Bunun tamamen yediğimiz yemeklerden kaynaklandığını düşünüyorduk. Hatta kızımı hastaneye götürdüm. Orada bile hamile olduğu söylenmedi. İlaç verilip gönderildik” dedi.



Kriptik gebelik savunması


Anneanne Elena Burnazkina’nın avukatı Ayşegül Kübra Polat, “Müvekkilimin kızı doğum yaptığı ana kadar hamile olduğunu bilmemekle birlikte, doğum yaptığı esnada da aslında tam olarak ne olduğunu anlamamaktadır. Bu durum kulağa mümkün değilmiş gibi gelse de, bu durumun tıpta bir karşılığı var. Kriptik gebelik, kriptik hamilelik olarak geçiyor. Bu tarz gebeliklerde, kadınların 4-5’nci aylara kadar farkına varmadıkları gibi bazı kadınların da doğum anına kadar farkında olmadıkları tespit edilmiştir. Buna ilişkin dünyada birçok vaka mevcuttur. Olayda kasıt yoktur” dedi.


Ekaterina Burnazkina’ın avukatı Beyzanur Polat İlya ise mahkemeye kriptik gebelikle ilgili olarak alının emsal kararları sundu.



Havalimanı görevlisi: "Bebeği elime aldığım an ağlamaya başladı"


Duruşmaya havalimanı çalışına bir kadın da tanık sıfatıyla katıldı. Duruşmada dinlenen havalimanı görevlisi, “Her yer kandı. Bebeğin bir ayağı suyun içinde idi. Elime aldığım an ağlamaya başladı” dedi.


Duruşmaya kısa bir ara veren mahkemeye heyeti, bebeğe kayyum atanmasına, anneanne Elena Burnazkina’nın adli kontrol şartı ile tahliyesine, kızı Ekaterina Burnazkina’nın tutukluluğuna devam kararı aldı.



Havalimanı görüntüleri ortaya çıkmıştı


Genç kız ve annesinin dava dosyasına giren Antalya Havalimanı’nda yaşadıkları o anlar güvenlik kameralarına yansımıştı. Görüntülerde, annesiyle birlikte tur operatörünün minibüsüyle havalimanına gelen genç kızın elinde valiz, annesinin elinde ise poşetler görülüyor. Oldukça sakin görünün genç kız, eşyaları kargoya teslim ettikten sonra koridorda bir süre geziniyor. Görüntülerde, bir ara iki eliyle belini tuttuğu da kameralara yansıyor. Ardından engelli tuvaletine giren genç kızı annesinin kapıda beklediği ve ardından tuvaletten çıkan kızının elini tutarak oradan uzaklaştığı görülüyor. Görüntülerin devamında genç kız ve annesinin polis kontrol noktasında gözaltına alındıkları ve polis karakoluna götürüldükleri kameralara yansıyor.




Havalimanı tuvaletinde doğum davasında anneye tahliye yok

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TÜRK-İŞ Başkanı Atalay: "Komisyondaki işçinin asgari ücret talebi 29 bin 583 liradır” Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) Genel Başkanı Ergün Atalay, "Asgari Ücret Tespit Komisyonuna önerimiz asgari ücretin yüzde 45 enflasyon oranı üzerine refah payı eklenerek zam yapılmasıdır" dedi. Doğrudan 7 milyon çalışanı, dolaylı olarak toplumun tamamını ilgilendiren yeni asgari ücretin belirlenmesine yönelik süreç devam ediyor. İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2025’te geçerli olacak asgari ücreti belirleme çalışmaları kapsamında üçüncü toplantısını bugün 11.45’te Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ev sahipliğinde gerçekleştirdi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan başkanlığında gerçekleşen üçüncü toplantının ardından da herhangi bir rakam konuşulmazken, TÜRK-İŞ tarafından işçi kesiminin talep ettiği rakamın kamuoyuyla paylaşılması amacıyla basın toplantısı düzenlendi. TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, yaklaşık 15 gün önce asgari ücret sürecinin başladığını ve kamuoyunda TÜRK-İŞ’in rakam açıklamadığı için algı oluşturulduğunu belirterek, “Rakam açıklaması gereken birinci öncelik işveren. İşveren ne verecek onu söylemesi gerekiyor. Hükümet de bu işin başında. Ben her yerde ifade ediyorum; antidemokratik bir asgari ücret yapısı var” açıklamasında bulundu. “Alım gücü 11 bin lira civarında” Atalay, asgari ücretin geçmişte belirleme ücreti olduğunu fakat şu anda geçim ücreti haline geldiğini dile getirdi. Asgari ücretin daha çok özel sektörü ilgilendirdiğini de ifade eden Atalay, “Arkadaşlarımız üç toplantıda nasıl geçinmediklerini hükümete de işveren temsilcilerine de oradaki bakanlıktaki yetkililerde birinci ağızdan bu konuyu anlattılar. Ülkedeki kira artışı ortada, doğalgaz artışı, ortada pazardaki sebze meyve fiyatı ortada, eğitim giderleri ortada, geçim şartları ortada. Öyle bir noktadayız ki şu anda asgari ücret 11 bin lira düzeyine düştü. Yani bundan bir sene evvel asgari ücret belirlendiği zaman 17 bin lira alım gücü vardı. Şu anda alım gücü 11 bin lira civarında. Onun için asgari ücret geçim ücreti oldu. Bu insanların bu ücretle bir hafta geçirmelerinin mümkün olmadığını toplantıda Ramazan Bey ile buradaki arkadaşlarımız oradaki muhataplarına anlattılar” ifadelerini kullandı. “Bugüne kadar rakam açıklamadık çünkü ‘işveren bir açıklasın, hükümet bir açıklasın’ dedik” Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda bugün yapılan üçüncü toplantıyla neticeye varılacağını umut ettiklerini söyleyen Atalay, “Bu işin muhatapları burada. Bugüne kadar komisyondaki işçi arkadaşlarla ben 5 toplantı yaptım. Bugün 6’ncisi oldu. TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulunda arkadaşlara dedik ki ‘Ne istiyorsanız, durumunuz neyse gidin komisyonda anlatın’. Ondan sonra da gelin bize deyin ki ‘biz bu ücreti istiyoruz. Bize yazın biz de kamuoyuna bunu açıklayalım’ dedik. Bunu dün de dedik, ondan evvelde dedik. Bugün toplantı bittikten sonra komisyon buraya geldi ve oturduk konuştuk. Bizim bugüne kadar rakam açıklamadık çünkü ‘işveren bir açıklasın, hükümet bir açıklasın’ dedik” diye konuştu. Atalay, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ülke ekonomisinin iyiye gittiğini belirttiğini ve Bakan Şimşek’in bu söyleminin asgari ücrete yansıması gerektiğini söyleyerek, "Madem iyiye gidiyorsa asgari ücret, geçim ücreti oldu. İşçi ve onun ailesini nefes aldıracak bir geçim ücreti açıklayın da bundan hepimiz mutlu olalım" dedi. “Asgari ücret yüzde 45 enflasyon ve yüzde 20 refah payıyla 29 bin 583 lira olmalıdır” Atalay, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda, işçi tarafını temsilen TÜRK-İŞ heyetinde yer alan basın mensubu Sezer Özseven’den, işçilerin talep ettiği en düşük ücret rakamının yer aldığı zarfı alarak, “Ben şimdi bu kararı burada açıyorum ve aynen okuyorum. ‘TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu olarak, Asgari Ücret Tespit Komisyonuna önerimiz asgari ücretin yüzde 45 enflasyon oranı üzerine refah payı eklenerek zam yapılmasıdır. Yüzde 20 refah payı eklenmesi durumunda asgari ücret 29 bin 583 lira olmaktadır. Enflasyon üzerine refah parayı eklenmeden yapılacak zam yaşanabilir olmayacaktır’. İlk defa yanınızda açıyorum ve okuyorum. Durum bu” diye konuştu. “Bunu verirlerse imza atarız, vermezlerse imza atmayız” Atalay, komisyondan teklif beklediklerini fakat o teklifin bir türlü gelmediğini belirterek, “Baktık olmuyor toplandık oturduk ve biz açıklamamız gerekiyor dedik. Zarfı verdiler ben de size açıkladım. Bir sonraki toplantının tarihini bilmiyorum ama rakam bu. Bunu verirlerse imza atarız vermezlerse imza atmayız” değerlendirmesinde bulundu. “Masada kurabiyeler var, sular, çay bardakları var, bir türlü rakam gelmedi” Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda masada rakamların konuşulmasını beklediklerini dile getiren komisyon üyesi Sezer Özseven ise, "Üç haftadır asgari ücret tespit komisyonunda masada rakamların olmasını bekliyoruz. Masada kurabiyeler var, sular, çay bardakları var. Bir türlü rakam gelmedi masaya. Bugün de rakam talep ettik. Türkiye öyle bir durumdaki Türkiye’deki belli kesimler o masalara gelen kurabiyeleri yemeye tenezzül etmezken, belli kesimlerde o kurabiyeleri yalnızca bu gibi toplantı masalarında görebiliyorlar. Biz bunun olmamasını istiyoruz. Asgari ücretin yaşanabilir bir ücret olmasını, Türkiye’deki geniş kesimlerin yani 9-10 milyon vatandaşın yaşanabilir bir ücretle çalışmasını istiyoruz. Tamamen asgari ücreti işçilerin bellediği bir ücret oldu bu. Burada da bu ücret bizim minimum, en düşük belirleme ücretimizdir. Bu ücretin altı da yaşam şartlarını çok zorlaştıracaktır” şeklinde konuştu.
Mersin MTSO 139 yaşında Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) kuruluşunun 139’uncu yılını kutladı. Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır, "Mersin iş dünyası olarak üretmeye, iş ve aş vermeye, kentin ve ülkenin zenginliği olmaya devam edeceğiz" derken, Meclis Başkanı Hamit İzol da birlik ve beraberliğin önemini vurguladı. MTSO kuruluşunun 139’uncu yılını meclis üyeleri, komite üyeleri, yönetim kurulu üyeleri ve personeliyle Cumhuriyet Meydanında kutladı. Şehitler anısına durulan saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Çakır ile İzol, Atatürk Anıtına çelenk sundu. Çakır: "Odamızın 139 yılına emeği geçenlere teşekkür ediyorum" Odanın temellerin tarihin en büyük devletlerinden biri olan Osmanlı Devleti döneminde atıldığını belirten Çakır, "139 yaşına giren bir çınarın gölgesindeyiz" dedi. Odanın modern anlamdaki kurumsallaşmasını ise 20’nci yüzyılın en saygın devletlerinden biri olan büyük Türkiye Cumhuriyeti’nde Atatürk’ün insan ve vatandaş odaklı cumhuriyet kazanımıyla tamamladığını vurgulayan Çakır, şöyle devam etti: "Bugün 139 senelik bu birikim ve kültürle kentimizi gelecek yüzyıllara taşımanın çabası içinde Mersin gönüllüleri olarak, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası çatısı altında, kentimizin ekonomi başta olmak üzere her konusuna odaklanıyoruz, hizmet veriyoruz. Bundan dolayı bize bu vatanı, cumhuriyeti ve bağımsızlığımızı hediye eden Büyük Atatürk’ün huzurundayız. 139’uncu yılımızda; kentimizin ve ülkemizin ekonomik, sosyal ve toplumsal anlamda, en büyük destekçisi olarak görev ve sorumluluklarımızı yerine getirdiğimizi, kentimize ve ülkemize sahip çıktığımızı göstermek için buradayız." Mersinlilere 139’uncu yılda bir de söz vermek istediğini dile getiren Çakır, Mersin iş dünyası olarak üretmeye, iş ve aş vermeye, kentin ve ülkenin zenginliği olmaya devam edeceklerini kaydetti. Siyaset üstü bir duruşla birleştiren, kucaklayan olmaya devam edeceklerini vurgulayan Çakır, "Yorulmadan, şikayet etmeden, oturduğumuz makamların hakkını vermeye devam edeceğiz. Odamızın 139 yılına emeği geçenlere teşekkür ediyorum" diye konuştu. İzol: "Birlik ve beraberliğin önünde kimse duramaz" Meclis Başkanı Hamit İzol da birlik ve beraberliğin önemine değindi. "Birlik ve beraberliğin önünde kimse duramaz" diyen İzol, şöyle devam etti: "Bizler birbirimize sahip çıkmazsak odamızın çıtasını yükseltemeyiz. Bugün gerek kent olarak, gerek merkezi ve yerel yönetimle büyük bir uyum içinde hareket edilmesinin meyveleri toplanıyor. Birlikte projeler üretiyoruz. Bu da iş insanlarımızın gelişmesine, daha başarılı işler yürütmelerine katkı sunuyor. Bu birlik ve beraberlik kentimizin gücüdür."