EKONOMİ - 13 Kasım 2024 Çarşamba 17:25

HAK-İŞ Başkanı Arslan: “Tartışılması gereken asgari ücretin ne olacağı değil, asgari ücretin nasıl oluşturulacağıdır”

A
A
A
HAK-İŞ Başkanı Arslan: “Tartışılması gereken asgari ücretin ne olacağı değil, asgari ücretin nasıl oluşturulacağıdır”

HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ Sendikası Genel Başkanı Mahmut Arslan, "Aslında tartışılması gereken konu asgari ücretin nasıl belirleneceğidir. Nasıl belirleneceğinin yolu da asgari ücret komisyonundan geçiyor. Daha çok katılımcı, daha fazla kapsayıcı ve daha geniş kitleleri içine alan bir model ortaya çıkarabilirsek, asgari ücret tespiti yapıldığı zaman toplumun geniş kesiminin ’evet, bu bizim için’ dediği bir noktaya gelebiliriz" dedi.


HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ Sendikası Genel Başkanı Mahmut Arslan, Manavgat Kızılağaç Turizm Bölgesinde düzenlenen genişletilmiş başkanlar kurulu toplantısında açıklamalarda bulundu. İstiklal Marşı’nın okunması ve Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan toplantının açılışında konuşan Mahmut Arslan, başta DEM Partisi olmak üzere ana muhalefet ve muhalefet partilerine mensup belediyelerde çalışan belediye işçilerinin sendikaya üye oldukları için işten çıkarılmaları, sürgün edilmeleri ve tehdit edilmeleri gibi olaylarla karşı karşıya kaldıklarını ve bu durumun kabul edilemez olduğunu vurguladı. Sendikanın bu haksızlıklara karşı mücadelesini sürdüreceğini ve işten çıkarılanların haklarını alıncaya kadar mücadelesinin sürdüreceğini söyledi.



“Bütün emekçileri sendikal mücadeleyle buluşturmamız gerekiyor”


Hükümetten en önemli taleplerinden bir tanesinin örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılması olduğuna dikkat çeken Arslan, "Örgütlenmenin önündeki engellerin kalkmasıyla beraber sendikalaşmanın önündeki engellerin kaldırılması. Biz hizmet sendikası olarak ülkemizin çalışma hayatının yaşadığı zorlukların farkındayız. Bu zorlukların çözümü için de önümüzde çözümler koyuyoruz. Bunun ötesinde de örgütsüz olan iş yerlerini örgütleme konusunda ciddi bir çalışma yapmaktayız. Geçmişte konut kapıcılarını daha sonra taşeron şirket işçilerini şimdi de ev işçilerini daha sonra da kağıt toplayıcıları ve mevsimlik tarım işçileri dahil olmak üzere toplumdaki dezavantajlı ve örgütlülüğün önünde engel olan bütün emekçileri sendikal mücadeleyle buluşturmamız gerekiyor. TÜİK’in rakamlarına göre bir buçuk milyon ev işçisinin örgütlenme mücadelesi de bize düştü. Sendikamızın bu konuda almış olduğu kararlar ortaya koymuş olduğumuz hedefler doğrultusunda ev işçilerinde hem çalışma hayatı bir parçası iş kanunu kapsamına alıp hem de sosyal güvenlik haklarının güvence altına alındığı yeni bir düzenlemeyi yapmak ve onları da sendikalarla buluşturmak üzere büyük bir çaba sarf ediyoruz. HAK-İŞ olarak Türkiye’deki bütün dezavantajlı grupların bütün mağdur ve mazlumları kucaklamak ve onların sorunlarına çözüm bulmak bizim boynumuzun borcu. Çünkü konfederasyonumuzun 2011 yılında aldığı karar bize bu sorumluluğumuzu bir kez daha hatırlatıyor. Bölgemizin, küremizin ve ülkemizin bütün mağdur ve mazlumlarına HAK-İŞ olarak borcumuz var. Bölgemizin küremizin ve ülkemizin bütün mağdurları HAK-İŞ’ten alacaktır” dedi.



"Çözüm önerilerimizi ortaya koyduk"


Konfederasyonlarının gerçekleştirmiş olduğu HAK-İŞ Akademi’nin ilk yaptığı faaliyetlerden bir tanesinin vergiyle ilgili düzenleme olduğunu belirten Mahmut Arslan, konuşmasını şöyle sürdürdü:


“Biz vergi konusunu müstakil olarak değerlendirmedik. Verginin bir bütün olarak özellikle gelir dağılımı adaletsizliğini de içine alan ve bu konuda gelir dağılımının adaletsizliğinin sonuçlarının da değerlendirildiği güzel, geniş kapsamlı bir çalışmayı gerçekleştirmiş olduk. Bu çalışmamız kamuoyuyla paylaşıldı. Vergi dilimleri konusunda gerçekten haksız ve adaletsiz bir durumla karşı karşıyayız. Ne yazık ki zor şartlarda çalışan, ciddi şekilde ekonomik sıkıntıyla muhatap olmuş yüksek enflasyonun kendisine yüklediği ağır sorumluluklarla mücadele ederken bir de vergiden dolayı böyle bir mağduriyetin yaşanmış olması hakikaten hepimiz için kabul edilemez. Bu sorunun ortadan kaldırılması için çözüm önerilerimizi ortaya koyduk. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde olduğu gibi, aile sorumluluklarına göre, çocuk sayısına göre, bekar, evli olması kaç çocuğu var gibi düzenlemelere göre vergi sisteminde değişiklikler yapılmalı, yapılmaktadır. Biz de bu noktada bir düzenlemenin yapılmasını ihtiyaç olarak ve önemli olarak talep ediyoruz. İkincisi, işverenlerimiz pek çok harcamalarını vergiden düşmektedir. Bizim için de çalışanlar için de başta enerji fiyatları, kiralar, kiralarla birlikte diğer temel tüketim harcamalarımızın, eğitim, sağlık harcamalarımızın mutlaka vergiden düşülerek bir düzenleme yapılmasını ısrarla ivedilikle talep etmekteyiz. Üçüncüsü ise, verginin adil toplanması da sorunlarımızı çözmeye yetmiyor. Çünkü toplanan vergilerin nereye nasıl kullanıldığı da önemlidir. Biz gerçekten Türkiye’deki gelirlerin, milli gelirin büyümenin bize sağlamış olduğu büyüme rakamlarına baktığınız zaman Türkiye büyüyor. 2023 yılında baktığınızda 10 bin dolardan 13 bin dolara çıktı milli gelirimiz. Peki bu büyümeden kim faydalanıyor? Bu büyümeye rağmen çalışanların milli gelirden aldığı pay ne yazık ki azalmaya devam ediyor. O zaman ortada bir sorun var. OECD’nin rakamlarını sayın bakanla paylaştık. Bu rakamlara baktığımız zaman OECD ülkesi yaklaşık elli beş ülkenin gelir dağılımı bozukluğu anlamında kötü dördüncü ülkesiyiz.”



"İlk düğmeyi yanlış iliklerseniz hep yanlış olarak gider"


’Asgari ücret şu kadar olmalıdır’ tartışmalarının Türkiye’de rahatsızlık verir bir boyuta ulaştığını söyleyen Arslan, “Aslında tartışılması gereken asgari ücretin ne olacağı değil asgari ücretin nasıl oluşturulacağıdır. Bugünkü asgari ücret tespit konusunun yapısında siz ne derseniz deyin sağlıklı bir asgari ücret çıkmıyor. Çünkü yapıda sorun. İlk düğmeyi yanlış iliklerseniz hep yanlış olarak gider. 1970’li yılların mevzuatıyla oluşturulmuş asgari ücret tespit komisyonuna kimse dokunmuyor. HAK-İŞ’in dışında kimse tartışmıyor. Çünkü bu yanlışlıktan beslenenler var. Bu yanlışlıktan istifade edenler var. O zaman bu sistemin devam etmesini isteyenlerle istemeyenler arasında bir yeni bir yol ayrımındayız. HAK-İŞ olarak teşkilatımızı da rakam tartışmama konusunda uyarıyorum. Bu bizi esas tartışılması gereken konudan uzaklaştırıyor. Aslında tartışılması gereken konu asgari ücretin nasıl belirleneceğidir. Nasıl belirleneceğinin yolu da asgari ücret komisyonundan geçiyor. Bu komisyon yapısı sakat. Sadece bir konfederasyonun orada temsil edildiği ve bu konfederasyonda üye sayısının toplam işçi sayısının yüzde onuna bile tekabül etmediği bir yerde nasıl asgari ücret tespit komisyonundan sağlıklı bir sonuç beklersiniz. Daha çok katılımcı, daha fazla kapsayıcı ve daha geniş kitleleri içine alan bir model ortaya çıkarabilirsek asgari ücret tespiti yapıldığı zaman toplumun geniş kesiminin evet bu bizim için dediği bir noktaya gelebiliriz. Aksi halde bugünkü asgari ücret tespit konusunu mevzuatıyla tartışılır, bir ay süreyle maalesef bir komedi izliyoruz” dedi.



EYT ve kıdem tazminatı tartışmaları


EYT konusunda kendilerinin suçlandığına dikkat çeken Arslan, "Efendim EYT’yi çıkartarak Türkiye’ye kötülük ettiniz. Peki 99 yılında EYT mağduriyetlerini oluşturacak yapıyı yapanlardan niye hesap sormuyorsunuz? O gün sisteme beş yıldır, on yıldır sistemde olan insanların emeklilik sistemini yeniden değiştireceksiniz. Sonra insanlar primlerini ödeyecekler. Primlerini ödedikten sonra emekli olmak isteyecekler. Yaş sınırı koyacaksınız. Şu anda emeklilikle ilgili EYT’yi özellikle genç işçilerden dolayı Sosyal Güvenlik Kurumu’nun zarar ettiğini, mağdur olduğunu söylüyorlar, külliyen yalan. Sosyal Güvenlik Kurumunun temel sorunları kayıt dışı istihdam ve kamudan tahsil edilemeyen alacaklardır” diye konuştu.


Kıdem tazminatı konusuna değinen Arslan, “2024 yılı sonuna kadar emekliliği hak edenler emeklilik talebinde bulunurlarsa yeni kıdem tazminatı tavan üzerinden de maaşları kıdem tazminatını alacakları için bir avantaj elde edecekler. Peki 2024 yılında emeklilik hakkı elde edemeyenler 2025 ve daha sonra edecekleri için ciddi bir mağduriyet söz konusu. Hadi emekliliği hak edenlerin emekli olup olmama tercihleri var ama emekliliği hak etmeyenler için ciddi bir mağduriyet. Bu mağduriyetlerin de eğer emeklilik sisteminden çekilmediği sürece yaklaşık 8-10 yıl arasında o maaşları ancak yakalayabileceği bir gerçekle karşı karşıyayız. Dolayısıyla buradan emeklilik sistemiyle ilgili bu mağduriyetin giderilmesi konusunda acilen bir yasal düzenlemeye ihtiyaç var. Bizim bu konuda da bir önerimiz var. Biz diyoruz ki 2025’te dahil eğer böyle bir emeklilik olacaksa 2024 yılı esasları yani 2023 yılı enflasyonunun esas alınacağı bir düzenlemeyi bir hesaplamayı 2025’te de yapalım istiyoruz” ifadelerine yer verdi.



HAK-İŞ Başkanı Arslan: “Tartışılması gereken asgari ücretin ne olacağı değil, asgari ücretin nasıl oluşturulacağıdır”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Sakarya Büyükşehir Terminali elektriğini kendi üretecek Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar’ın müjdesini verdiği Terminal GES projesi için önemli bir gelişme yaşandı. Projenin yapımı için 28 Kasım Perşembe günü ihaleye çıkacaklarını açıklayan Başkan Alemdar, “5 bin 780 metrekare alana kurulacak ve 983 bin kWh elektrik üretimi sağlayacak proje Sakarya’mıza hayırlı olsun” dedi. Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar tarafından kamuoyuna duyurulan Büyükşehir Otobüs Terminali GES (Güneş Enerji Santrali) projesiyle ilgili önemli bir gelişme yaşandı. 5 bin 780 metrekare alan üzerine kurulacak ve yılda 983 bin kWh enerji üretimiyle tüm terminalin tükettiği enerjiden fazlasını üretecek olan Güneş Enerji Santrali’nin (GES) inşa aşamasına geçmesi için ilk adım atılıyor. Başkan Alemdar, GES için 28 Kasım Perşembe günü ihaleye çıkılacağını ve daha sonra ise inşa sürecinin başlayacağı müjdesini vererek, “Sakarya’mıza hayırlı uğurlu olsun” dedi. “İhale sürecimiz netleşti” Başkan Alemdar, “Yenilenebilir enerji ve temiz enerji kaynakları alanında faaliyetlerimizi hızla yürütmekteyiz. Bu çerçevede Sakarya Büyükşehir Otobüs Terminali’nin üzerine kuracağımız GES (Güneş Enerji Santrali) projesiyle ilgili ihale sürecimiz başladı. Toplamda 5 bin 780 metrekare bir alana kurulacak ve 983 bin kWh elektrik üretimi sağlayacak proje için 28 Kasım Perşembe günü ihaleye çıkıyoruz. Terminalin yıllık elektrik giderinin karşılanacağı ve daha fazlasının üretileceği projenin şehrimiz için şimdiden hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu. “Yeşil, oksijeni bol bir Sakarya için” İklim değişikliğiyle mücadelenin acil ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Alemdar, “İklim değişikliğiyle mücadele etmek ve küresel ısınmanın etkilerini azaltmak tüm dünya için acil bir gerekliliktir. Fosil yakıt tüketiminin azaltılması, yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygınlaştırılması, karbon salınımının düşürülmesi gibi adımlar, bu mücadelenin temelini oluşturuyor. Biz de oksijeni temiz, zemini güçlü ve yeşil alanlarıyla öne çıkan bir Sakarya hayal ediyoruz. Bu çerçevede Büyükşehir Belediyesi olarak çalışmalarımızı titiz bir şekilde sürdürüyoruz” şeklinde konuştu.
Tekirdağ Vali, 1 aylık verileri açıkladı: 234 şahsa koruma kararı çıktı Tekirdağ Valisi Recep Soytürk, ilin emniyet ve asayiş faaliyetlerinde elde edilen başarıları kamuoyuyla paylaştı. Tekirdağ Süleymanpaşa ilçesindeki Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezi’nde jandarma ve emniyete katkı sağlayan hayırseverlere ’Teşekkür Belgesi’ takdim töreni düzenlendi. Törende Vali Soytürk, emniyet ve jandarmanın yürüttüğü çalışmalara ilişkin önemli bilgiler verdi. Hırsızlık olayları aydınlatıldı Jandarma, emniyet ve sahil güvenliğin Ekim ayı verilerini açıklayan Vali Soytürk, güvenlik ve huzuru sağlama noktasında tüm birimlerin yoğun çaba sarf ettiğini belirterek, “153 hırsızlık olayı aydınlatıldı ve 94 kişi yakalandı. Ayrıca, hakkında kesinleşmiş suçtan aranması bulunan 288 kişi ile ifade için aranan 703 kişi olmak üzere toplam 991 kişi gözaltına alındı” dedi. 234 kişiye koruma kararı Vali Soytürk, yağma ve gasp olayları ile ilgili yapılan çalışmalarda da başarı sağlandığını ifade ederek, “Yağma ile ilgili 7 olayda 9 kişi yakalandı. Aile içi ve kadına yönelik şiddet konusunda ise Ekim ayında 321 olay yaşandı. KADES uygulaması kapsamında 181 ihbar aldık, 234 kişiye koruma kararı çıkarıldı. Kadına karşı şiddetle mücadelede KADES uygulamasına önem veriyoruz ve tanıtımını artırıyoruz” dedi. Terör ve uyuşturucu operasyonları Terörle mücadelede de başarılı operasyonlara imza atıldığını aktaran Soytürk, il genelinde yapılan 20 operasyonun 14’ünün PKK, 1’inin DHKPC, 5’inin ise FETÖ/PDY terör örgütüne yönelik olduğunu belirterek, bu operasyonlarda 26 şüphelinin gözaltına alındığını söyledi. Kaçakçılıkla mücadelede 52 operasyonda 101 kişinin yakalandığını açıklayan Soytürk, “Narkotik operasyonlarında 436 işlem gerçekleştirildi ve 548 şüpheli yakalandı. Bu operasyonlarda 6 bin 856 gram uyuşturucu madde ve 55 bin 923 adet uyuşturucu hap ele geçirildi” dedi. 156 göçmen yakalandı Göçmen kaçakçılığıyla ilgili olarak ise 34 operasyonda 9 organizatör ile çeşitli uyruklardan 156 düzensiz göçmenin yakalandığını belirten Vali Soytürk, il genelindeki güvenlik faaliyetlerinde katkı sunan hayırseverlere ve emniyet güçlerine teşekkür ederek, "Bu başarıda emeği geçen başta Emniyet Müdürümüz, Jandarma Komutanımız ve Sahil Güvenlik Komutanımız olmak üzere tüm güvenlik güçlerine teşekkür ediyorum. Ayrıca bağışlarınızdan dolayı sizlere, hem şahsım hem kurumlarımız adına teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. Toplantıya Tekirdağ İl Emniyet Müdürü Ahmet Metin Turanlı ve İl Jandarma Komutanı Albay Ahmet Çetin de katıldı.
Adana Dr. Yasdıman: "Çikolata kistinde özelleştirilmiş yaklaşım gerekir" Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Erkan Yasdıman, çikolata kistinin tedavisinde her hasta için özelleştirilmiş bir yaklaşım gerektiğini söyledi. Toplumda ‘çikolata kisti’ olarak bilinen endometriozis hastalığının kadınlarda yumurtalıklarda ortaya çıkan bir kist türü olduğunu söyleyen Medline Adana Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Erkan Yasdıman, “Bu hastalık zaman içinde üreme fonksiyonlarını etkileyerek kısırlığa bile yol açabilir. Bu nedenle düzenli izlem ve doğru tedavi önemlidir” diyerek bilgiler verdi. Belirtiler dikkate alınmalı Dr. Erkan Yasdıman, bazı kadınlarda rahmin iç yüzeyini kaplayan doku olan endometriyumun rahmin dışında yerleştiğini söyleyerek, “Çikolata kistleri, bu dokunun yumurtalıklar gibi organlarda birikmesi sonucu oluşur. Hastalık; genetik yatkınlık, erken menstruasyon yaşı, cinsel ilişki sırasında ağrı, karın ağrısı ve sancılı adet döngüleri gibi durumlarla yakın ilişkilidir. Sorunun tedavisinde hastanın yaşı, belirtilerin şiddeti ve kistin boyutu önemli oluyor” dedi. Erken teşhis önemli Risk altında olan kadınların, özellikle şiddetli adet sancıları veya bir yıl boyunca düzenli ve korunmasız cinsel ilişkiye rağmen çocuk sahibi olamama gibi sorunlarla karşılaşmaları halinde uzman bir doktora başvurmaları gerektiğini kaydeden Dr. Yasdıman, “Bu hastalıkta erken teşhis, tedaviye başlamayı ve ileride gelişebilecek sorunları önlemeyi kolaylaştırır” diye konuştu. Tedavi seçenekleri değişiyor Çikolata kistinin tedavisinde her hasta için özelleştirilmiş bir yaklaşım gerektiğini kaydeden Yasdıman, “Tedavi, genellikle ilaç tedavisi ve cerrahi müdahale olmak üzere iki ana seçeneği içerir. İlaç tedavisinde ağrı kesiciler ve hormon tedavileri hastalığın belirtilerini hafifletmeye yöneliktir. Bunun dışında, kistin büyüklüğüne veya belirtilerin şiddetine bağlı olarak cerrahi müdahale gerekebilir. Yumurtalıkları korumaya yönelik laparoskopik (kapalı) cerrahi ise en sık tercih edilen yöntem” dedi. Alınacak önlemlerle risk azaltılabilir "Çikolata kistinden korunmak için kesin bir önlem bulunmamakla birlikte, atılacak bazı adımlar hastalığın gelişme riskini azaltmaya yardımcı olabilir” diyen Dr. Yasdıman, şu önerilerde bulundu: "Doğum kontrolü uygulamak. Doğum kontrol hapları veya diğer hormonal yöntemler (implantlar, iğneler, vajinal halkalar) adet döngüsünü düzenlemeye ve aşırı adet kanamalarını engellemeye yardımcı olabilir. Adet dönemi kontrolü. Düzensiz adet döngülerini kontrol altına almak, çikolata kisti riskini azaltabilir. Doğum kontrol hapları veya diğer hormon tedavileri ile bu düzeni sağlamak faydalı olabilir. Erken tanı ve izleme: Şiddetli ve sürekli adet sancıları, çikolata kisti belirtilerinin başlıca göstergesidir. Buradan yola çıkarak erken teşhis ve tedavi, hastalığın ilerlemesini önlemeye yardımcı olabilir. Ayrıca kısırlık sorunu yaşayan kadınlar, çikolata kisti açısından değerlendirilmelidir. Erken müdahale, tedaviye imkan sağlar ve kısırlık sorununun daha da kötüleşmesini engelleyebilir. Çocuk sahibi olmayı ertelememek. Çikolata kisti ilerleyici ve tekrar edici bir hastalık olduğundan özellikle 30 yaş üzerinde olan kadınlar çocuk sahibi olmayı istiyorlar ise bunu ertelememelidirler. Çünkü hastalık ileri safhalara geçtiğinde gebelik şansı azalır. Ayrıca gebelik süresince hastalık geriler. Yüksek riskli durumları takip etmek. Aile geçmişinde çikolata kisti bulunan kadınlar, hastalık geliştirme riski açısından daha yüksek olabilir. Bu kadınlar, düzenli jinekolojik kontroller ve semptom takibi yaparak, erken dönemde müdahale edebilirler. Sağlıklı beslenme ve diyet. Çikolata kisti, özellikle karın boşluğunda enfeksiyon riskini artırır. Omega-3 yağ asitleri açısından zengin gıdalar ve antioksidanlar vücudun iltihapla savaşmasına yardımcı olabilir. Yüksek şekerli ve işlenmiş karbonhidratlardan kaçınmak da kan şekerinin düzenlenmesine yardımcı olarak iltihaplanma riskini azaltabilir. Fiziksel aktivite ve egzersiz. Egzersiz, vücuttaki iltihaplanmayı azaltabilir ve hormon seviyelerinin dengelenmesine yardımcı olabilir. Düzenli egzersiz, hastalığın hafifletebilir ve genel sağlığı iyileştirebilir. Bağışıklık sistemini güçlendirmek. Bağışıklık sisteminin zayıflaması çikolata kisti gelişimine kapı aralayabilir. D vitamini alımı, probiyotikler, stres yönetimi ve yeterli uyku, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesine yardımcı olur."
Bayburt Bayburt’ta dünyaca ünlü ressam Picasso’ya ait tablo ele geçirildi Bayburt’ta jandarma tarafından düzenlenen operasyonda çok sayıda sikke ve objeler ile 6 milyon Euro’ya satışa sunulmaya çalışılan dünyaca ünlü ressam Pablo Picasso’ya ait olduğu değerlendirilen tablo ele geçirildi. Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığınca tarihi eser ticareti ve izinsiz kazı suçlarına yönelik yürütülen bir soruşturma kapsamında; Bayburt ili ile bağlantılı olarak Erzincan, Erzurum, çevre illerde tarihi eser ticareti yapıldığı, sit alanlarda yapılan izinsiz kazı sonucu elde edilen tarihi eserlerin yüksek fiyatlarla satışa arz edildiği tespit edildi. Bayburt İl Jandarma Komutanlığınca derinleştirilerek sürdürülen araştırmalar ve yapılan istihbari çalışmalar sonucunda Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinden çıkarılan tarihi eserlerin aracı şahıslar vasıtasıyla batı illerine satıldığı ve bir kısmının yurtdışına çıkarılma hazırlığının yapıldığının tespit edilmesi üzerine Adli Makamlardan alınan arama kararı ile 21 şüpheliye ait ikamet, iş yeri ve araçlara yönelik 14 ilde eş zamanlı olarak yapılan operasyon sonucu 3 bin 72 adet Osmanlı dönemine ait sikke, 178 adet Doğu Roma ve Bizans dönemine ait yaklaşık bin yıllık olduğu değerlendirilen sikke ve çeşitli objeler ile şüphelilerin 6 milyon Euro’ya satışa sundukları dünyaca ünlü ressam Pablo Picasso’ya ait olduğu değerlendirilen tablo ele geçirildi. Yapılan operasyon sonucu yakalanan 21 şüpheliden 19’u ifadelerinin alınmasına müteakip serbest bırakılırken, 2 şüpheli ise çıkarıldıkları mahkemece denetimli serbestlik kararıyla serbest bırakıldı.
Isparta Güvenlik toplantısında ’Kişisel bilgilerinizi koruyun’ uyarısı Isparta’da 2024 yılının ilk 10 ayında gerçekleşen olayların açıklandığı Valilik’te düzenlenen güvenlik toplantısında, Vali Abdullah Erin, Ispartalı vatandaşlara siber dolandırıcılığa karşı uyarıda bulunarak, “Kişisel bilgilerinizi tanımadığınız kişilerle paylaşmamaya özen gösterin” dedi. Isparta Valiliğinde Vali Abdullah Erin başkanlığında düzenlenen Genel Güvenlik Toplantısı’nda, İl Emniyet Müdür Vekili Volkan Güneş ve İl Jandarma Komutanı Yunus Emre Karamanlıoğlu’nun katılımıyla 2024 yılının ilk 10 ayında gerçekleşen olaylar hakkında kamuoyu bilgilendirildi. Güvenlik toplantısında Vali Erin’den Ispartalılara uyarı Toplantıda siber dolandırıcılık konusunda Ispartalı vatandaşlara seslenen Vali Erin, “Kaynağını bilmediğiniz, tanımadığınız ve güvenmediğiniz mesajlara, e-postalara, aramalara ve bilinmeyen web adresi linklerine tıklamamanız konusunda uyarılarımızı sürdürüyoruz. Kişisel bilgilerinizi tanımadığınız kişilerle paylaşmamanız gerektiği konusunda da dikkatli olmanızı rica ediyoruz. Şüpheli durumlarda 112 Acil Çağrı Merkezi’ni aramanızı, ev, araba, ikinci el eşya, arsa ve internet alışverişlerinde kaparo, ön ödeme veya para göndermekten kaçınmanızı öneriyoruz. Emekli, yaşlı ve yalnız yaşayan aile büyüklerinizin de tanımadıkları numaralardan gelen aramaları açmamaları, kuyumcudan veya bankadan aldıkları para ve ziynet eşyalarını kendisini polis ya da savcı olarak tanıtan kişilere teslim etmemeleri konusunda duyarlı olmalarını istiyorum” şeklinde konuştu. Ekim ayında 107 aranan şahıs yakalandı Isparta’da 2024 yılı Ekim ayı arama ve yakalama verilerini açıklayan Vali Erin, ekim ayında toplam 107 aranan şahsın yakalandığını belirtti. Halen arananlar arasında 0-5 yıl cezası olan 75 kişi, kesinleşmiş 0-5 yıl cezası olan 77 kişi ve 20 yıl ve üzeri ceza almış 49 kişi bulunduğunu ifade eden Vali Erin, “Bu dönemde kasten yaralamadan 12, dolandırıcılıktan 16, cinsel saldırı ve tacizden 3, kasten öldürmeden 2, hırsızlıktan 15 ve uyuşturucu madde ticareti suçundan 12 kişi yakalanarak adli makamlara teslim edildi. Yakalanan şüphelilerin hapis cezası dağılımında ise 0-5 yıl arası 58 kişi, 5-10 yıl arası 7 kişi ve 10-20 yıl arası 3 kişi bulunuyor” şeklinde konuştu. “Kişilere karşı işlen suçlarda Türkiye ortalaması üzerindeyiz” 2023 yılında kişilere karşı işlenen suçların ilk 10 ayda 7 bin 755, 2024 yılının aynı döneminde ise 7 bin 223 olduğunu belirten Vali Erin, “Kişilere karşı işlenen suçlarda, 2023 yılının ilk 10 ayına kıyasla yüzde 6,8 oranında bir azalma olmasından büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Ayrıca Kişilere karşı işlenen suçların aydınlatma oranı yüzde 98.2 ile Türkiye ortalamasının üzerinde yer almaktayız” dedi. Mal varlığına karşı işlenen suçlarda önemli bir azalma var Vali Erin, mal varlığına karşı işlenen suçlarda önemli bir azalma olduğunu belirterek, 2023 yılının ilk 10 ayında 3 bin 262 olan suç sayısının, 2024 yılının aynı döneminde 2 bin 289’a düştüğünü ifade etti. Erin, “Mal varlığına karşı işlenen suçlarda yaklaşık yüzde 30 oranında bir azalma olduğunu görmekten büyük memnuniyet duyuyoruz” dedi. Isparta’da 336 düzensiz göçmen sınır dışı edildi Isparta Valisi Erin, bu dönemde göçmen kaçakçılığına karışan 31 organizatörün yakalandığını, yedi şüphelinin tutuklandığını ve yakalanan 336 düzensiz göçmenin geri gönderme merkezlerine sevk edildiğini belirtti. Vali Erin, “İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı tarafından gönderilen mobil güç noktası aracı sayesinde, yabancı uyruklu şahısların sorgulama işlemleri hızlı bir şekilde yürütüldü. 27.05.2024 - 31.10.2024 tarihleri arasında yapılan sorgulamalarda 3 bin 257 yabancının yasal kalış izni olduğu tespit edilirken, 41 yabancı geri gönderme merkezine sevk edildi. Ayrıca, 4 geçici koruma kaydı olmayan Suriye uyruklu şahıs ile başka illerde kaydı olup kendi iline dönmesi gereken 15 Suriye uyruklu şahıs hakkında da gerekli yasal işlemler yapılmıştır” dedi. Erin, Isparta’da yaşayan 13 bin 294 kişiden 7 bin 234’ü Suriye uyruklu iken, Afganistan uyrukluların bin 667, İran Uyrukluların 896 ve Yemen, Sudan ve Somali gibi ülkelerden gelen vatandaşların sayısı ise 2 bin 897 kişiden oluştuğunu açıkladı. 805 bin 939 araç ve sürücünün denetlendi Vali Erin, 2024 yılı ilk 10 ayında toplam 805 bin 939 araç ve sürücünün denetlendiğini açıkladı. Aynı dönemde, sürücülere kesilen trafik cezasının toplam 24 bin 167 olduğunu belirten Vali Erin, araç plakalarına yazılan ceza sayısının 2024 yılı ilk 10 ayında geçen yıla göre yüzde 36 artarak 488 bin 909’a ulaştığını duyurdu. Ayrıca, yolculara yazılan cezalarda 2023 yılında toplam 10 kişiye ceza kesildiğini, ancak 2024 yılı ilk 10 ayında bu sayının yüzde bin oranında artarak 113 kişiye yükseldiğini açıkladı. Isparta’da trafik kazaları artış gösterdi Vali Erin, Isparta’da trafik kazası verileriyle ilgili yaptığı açıklamada, 2024 yılı ilk 10 ayında geçen yıla kıyasla yüzde 19’luk bir artışla toplam 2 bin 470 trafik kazası meydana geldiğini belirtti. Ölümlü ve yaralamalı trafik kazalarının ise bu yıl bin 722 olduğunu ve geçtiğimiz yıla göre yüzde 38 oranında bir artış yaşandığını ifade etti. Öte yandan motosiklet kullanıcıların kazalarda daha fazla aktif rol oynadıklarını belirten Vali Erin, motosiklet sürücülerine dikkatli olmaları konusunda uyarılarda bulundu. Toplam da kontrol edilen motosiklet sayısında yüzde 98’lik bir artışın meydana geldiğini ifade eden Vali Erin, 2024 yılı ilk 10 ayında toplamda 50 bin motosiklet sürücüsünü denetlediklerini duyurdu. 382 adet ruhsatsız silah ele geçirildi Erin, Isparta’da 2024 yılı ilk 10 ayında yapılan çalışmalarda toplam 382 adet ruhsatsız silahın ele geçirildiğini ve bu kapsamda da 350 kişinin yakalandığını duyurdu. Ayrıca kaçakçılıkla mücadele ekiplerinin toplam 137 operasyon gerçekleştiğini, bu kapsamda 55 şüphelinin gözaltına alındığını ve 3 kişinin adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığını belirtti. Siber Suç Operasyonları: 511 hesap incelendi, 25 gözaltı ve 10 tutuklama Vali Erin, 2024 yılı boyunca siber suçlarla mücadele ekiplerinin yaptığı çalışmalarda, suç unsuru tespit edilen 511 hesap ve şahısla ilgili işlem yapıldığını açıkladı. Ayrıca, terörle bağlantılı olduğu değerlendirilen 207 hesap hakkında da işlem gerçekleştirildi. Bu kapsamda düzenlenen 4 operasyonda 25 kişi gözaltına alınırken, 10 kişi tutuklandı.
Ankara Büro Memur-Sen: “Doğum sonrası kadınlara tanınan ücretsiz izin hakkının bir yılı yüzde 50 ücretli olsun” Büro Memurları Sendikası (Büro Memur-Sen), doğum sonrası kamu görevlilerine tanınan ücretsiz izin hakkının ilk bir yılının yüzde 50 ücretli olarak uygulanmasını talep etti. Büro Memur-Sen, doğum sonrası kadın kamu görevlilerine tanınan ücretsiz izin hakkının ilk bir yılının yüzde 50 ücretli olarak uygulanmasını istedi. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Büro Memur-Sen Kadın Komisyonu Başkanı Arife Topçuoğlu, mevcut uygulamayla kadın memurlara çocuğunu emzirmesi için doğum sonrası analık izni verildiğini hatırlatarak, “Asgari 8, azami 13 hafta olan bu izin sonrası da ilk altı ayda günde üç saat, ikinci altı ayda ise günde bir buçuk saat de süt izni verilmektedir. Ayrıca isteğe bağlı olarak iki yıla kadar ücretsiz izin hakkı bulunmaktadır. Ancak doğum sürecindeki toplam üç ay olan ücretli izin sonrası kullanılacak ücretsiz izinler aileleri ekonomik olarak etkilemektedir. Bir anda gelir kaybına uğrayan aileler, ya çocuklarının gelişimine katkı sunamayıp çalışmayı tercih etmekte ya da bu durumu düşünerek çocuk yapmamaktadır” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin geleceğinin bugünün çocukları ve gençlerine emanet olduğunu belirten Topçuoğlu, “Günümüzdeki genç nüfusun azlığı ve azalmaya devam etmesi, üzerinde düşünülmesi ve çalışılması gereken büyük bir konudur. Gençlerin evliliğe ve çocuk yapmaya teşvik edilmesi bu açıdan büyük bir öneme haizdir. Bu yönde devletimizin evliliği teşvik için başlattığı evlilik kredisi uygulamasını takdirle karşılıyoruz. Bu uygulamanın doğum sonrası kullanılacak bir yıllık ücretsiz izin yerine, ilk bir yıllık sürenin yüzde 50 ücretli olarak kullandırılması uygulamasıyla daha da ileri götürülmesi çağrısında bulunuyoruz” dedi. “Talebimiz kazanıma dönüşünceye kadar konunun takipçisi olacağız” İsteklerini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na ileteceklerini belirten Topçuoğlu, “Talebimiz kazanıma dönüşünceye kadar konunun takipçisi olacağız. Ailenin huzuru, çalışma verimliliğinin artması çalışan memnuniyetiyle mümkün olmaktadır. Bu talebin karşılanmasıyla inanıyoruz ki kadınlarımızın çalışma hayatına katılımı artacaktır” diye konuştu.