ASAYİŞ - 05 Ocak 2025 Pazar 16:39

Eski eşini yakmadan önce kan donduran tehdit: "Bir daha KADES’e basma fırsatın olmayacak"

A
A
A
Eski eşini yakmadan önce kan donduran tehdit: "Bir daha KADES’e basma fırsatın olmayacak"

Antalya’da yaşanan korkunç olayda, eski eşi tarafından üzerine benzin dökülerek yakılan Pınar Zorlu (36), Antalya Şehir Hastanesi Yanık Ünitesi’nde yaşam mücadelesi veriyor. Vücudunun yüzde 60’ı üçüncü derece yanıklarla kaplanan kadının durumu kritik. Ailesi, saldırgan Gürhan Ü.’nün eyleminin planlı olduğunu ifade ederek, Pınar Zorlu’nun bir süredir tehdit altında yaşadığını söyledi. Abla Halime Levent, "’Bir dahaki sefere KADES’e basacak fırsatın olmayacak’ dedi. Çocuğun yanında da ’yok edeceğim sizi, yok olup gideceğiz’ şeklinde konuşuyordu" diye konuştu.


Pınar Zorlu ile eski eşi Gürhan Ü. (42) arasında 31 Aralık 2024 tarihinde Muratpaşa ilçesi Şirinyalı Mahallesi’nde bir apartman bahçesinde tartışma çıktı. Gürhan Ü., yanında getirdiği bir kova benzini Zorlu’nun üzerine dökerek ateşe verdi. Olayın ardından motoruyla kaçan saldırgan, polis ekipleri tarafından Yeşilbahçe Mahallesi’nde yakalandı. İlk ifadesinde çocuğunu göremediği için tartıştıklarını ve olayın “bir anda” geliştiğini iddia eden Gürhan Ü., sevk edildiği adliyede 31 Aralık 2024’te tutuklandı.



“Defalarca uzaklaştırma kararı aldı”


Pınar Zorlu’nun ailesi, saldırgan Gürhan Ü.’nün uzun süredir madde bağımlısı olduğunu ve bu nedenle çiftin Kasım ayında boşandığını belirtti. Pınar Zorlu’nun ağabeyi Serhat Zorlu, “Kendi ailesi sahip çıkmadı, biz sahip çıktık. Babam sahip çıktı. Tedavisi için kardeşim varını yoğunu ortaya döktü, tedavi ettirdi. İki ay bıraktı, ondan sonra tekrar kullanmaya devam etti. Kardeşim bu sefer istemedi. Defalarca uzaklaştırma kararı alındı. En sonunda da sadece karakola çağırıp orada bir uyarı yapmışlar. Daha fazla bir önlem alınmadı. Bu olay göz göre göre oldu” şeklinde konuştu.



“Boşanma sonrası sürekli takip etti”


Pınar Zorlu’ya verdiği zararın ardından çocuğunu göremediği için problem çıkardığını öne süren eski eşi Gürhan Ü.’nün yalan söylediğini ifade eden Serhat Zorlu, “Alakası yok. Çocuğu birkaç sefer yemeğe çıkarttı, sinemaya götürdü. Hareketleri nedeniyle çocuk korkuyor. Kullandığı madde yüzünden eli ayağı titriyordu konuşurken, gözleri seyiriyordu. Çocuk korktuğundan dolayı babasıyla görüşmek istemiyordu. İlk mahkemede boşandılar. Eşi, ’anlaşmalı boşanalım zorluk çıkartma, bunun bir oluru yok. Sen madde kullanıyorsun bundan vazgeçemiyorsun’ dedi. ’Tamam zorluk çıkartmayacağım’ dedi. Boşanma gerçekleşti. Ondan sonra sürekli kardeşimi takip etmeye başladı. Uyarılarımızı da yaptık. Görüştük, ’böyle olmaz, takip etme’ dedik. O da işte en son böyle bir zarar verdi” dedi.



“Olay günü sosyal medya hesaplarını kapattı”


Abla Halime Levent de kardeşinin tehlikeyi fark ederek KADES uygulamasını kullandığını ve polisin bir kez müdahale ettiğini ancak bu uyarının saldırganı caydırmadığını ifade etti. Levent, Gürhan Ü.’nün tehditlerini sürekli dile getirdiğini ve olayın planlı olduğunu söyledi. Halime Levent, “Kardeşim telefonuna KADES uygulamasını yükleyip bir kez kullandı. Polisler geldi, kardeşimi kurtardı. Bir sonraki seferde yanına geldiğinde kardeşimle telefonda konuşuyordum, kulağımla duydum. ’Bir dahaki sefere KADES’e basacak fırsatın olmayacak’ dedi. Çocuğun yanında da ’yok edeceğim sizi, yok olup gideceğiz’ şeklinde konuşuyordu. Büyük ihtimal kardeşimden sonra da çocuğun peşindeydi. Okul çevresinde yakalanıyor zaten. 9 yaşında bir erkek çocukları var. Olay günü sosyal medya hesaplarını kapattı. Daha önce paylaştığı mesajlar arasında ’dönüşüm muhteşem olacak’ gibi ifadeler vardı. Bu olay planlanmış” diye konuştu.



“Son uzaklaştırma talebi reddedildi”


Serhat Zorlu, Gürhan Ü.’nün olayın olduğu gün uyuşturucu temin etmekten mahkemesi olduğunu öne sürerek, yakma eyleminin planlı olduğundan emin olduğunu söyledi. Zorlu, “31 Aralık’ta uyuşturucu temin etmekten duruşması vardı, mahkemeye gitmeden önce böyle bir olay çıkardı. Tutuklanacağını biliyordu. Bile bile gitti ve en son uzaklaştırma kararı için başvurduğunda kardeşim reddedildi, bunlar dikkate alınsın” dedi.



“Son acı çeken kişi olmak istiyoruz”


Pınar Zorlu’nun sağlık durumunun kritik olduğunu, solunum yollarında ciddi hasar bulunduğunu ve hayati riskin yüksek olduğunu belirten Halime Levent, şöyle konuştu:


“Şu anki sağlık durumu ciddiyetini koruyor. Vücudunun yüzde 60’ı yanmış, üçüncü derece yanık. Solunum yolu çok hasar almış. Kardeşim güçlü bir insan. Hepimiz iyileşeceğine inanıyoruz ve bekliyoruz. Biz son acı çeken kişi olmak istiyoruz. Bu durumda olanların, kardeşimin sesi olmak istiyoruz. Doktoru, ’mümkün olduğunca elimden geleni yapıyorum, onu iyileştireceğim’ dedi.”



Eski eşini yakmadan önce kan donduran tehdit: "Bir daha KADES’e basma fırsatın olmayacak"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Nazilli Devlet Hastanesi’nde ilk kez ’meme biyopsi’ işlemi gerçekleştirildi Aydın’ın Nazilli ilçesindeki Devlet Hastanesi’nde ilk defa ultrason eşliğinde ‘Meme Biyopsi’ işlemi gerçekleştirildi. Kadınların korkulu rüyası olan meme kanserinde erken teşhis ile ilgili bir ilke imza atan Nazilli Devlet Hastanesi’nde, Meme Trucut Biyopsi işlemi Radyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Mustafa Balcı tarafından uygulandı. Başarılı çalışmayı gerçekleştiren Radyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Mustafa Balcı’yı tebrik eden Nazilli Devlet Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Necati Akkaya, önemli gelişmenin hastane bünyesindeki hizmet çeşitliliğini artırdığını belirtti. Ayrıca, hizmetlerin daha da çeşitlenmesi için çalışmaların sürdüğünü ifade eden Akkaya, bölgedeki hastaların başka merkezlere gitmek zorunda kalmadan ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerini burada alabilmelerinin öncelikli hedeflerinden biri olduğunu vurguladı. “Hızlı ve kesin tanı” Öte yandan çalışma ile ilgili yapılan bilgilendirmede, “Meme Trucut Biyopsi, meme dokusunda tespit edilen şüpheli kitlelerin tanısını koymak için kullanılan etkili bir yöntem olarak bilinmekte olup; ultrason eşliğinde ince bir iğne yardımıyla doku örneği alınarak patolojik inceleme yapılması sağlanmaktadır. Bu sayede hastaların gereksiz cerrahi müdahalelere maruz kalmadan hızlı ve kesin tanı alması mümkün olmaktadır” ifadelerine yer verildi.
Bursa Bursa’da açık renkli kurt fotokapanlara yakalandı Bursa’nın İnegöl ilçesinde ormanlık alanda açık postlu kurt ilk kez görüntülendi. Sosyal medyada tartışmaya sebep olan açık kürk rengine sahip kurt bir çok kesim tarafından kurt ve köpek melezi olarak nitelendirilirken uzmanlar lösistik olabileceğinden şüphelendi. Yani kısmi pigmentasyon eksikliği. Öte yandan yaz postunda kalmış ve bireysel varyasyona (çeşitliliğe) sahip bir kurt olması da ihtimal dahilinde. Doğa Koruma ve Milli Parklar personelince yaban hayatını gözlemleyen ekip tarafından yapılan çalışmalarda kurt (Canis lupus) sürüsündeki bir bireyin renginin değişik olmasıyla varyatif olduğu tespit edildi. DKMP tarafından paylaşılan görüntülerde gizemli ve fark edilmesi zor olan birey hakkında açıklama yapılmadığından doğaseverler ve uzmanlar sosyal medyada ikiye bölündü. Bir grup rengi değişik kurdun köpek melezi olduğunu iddia ederken, yaban hayatı uzmanları bireyin davranış ve karakteristik özelliklerinin kurt olduğunu, ancak sadece post renginde çeşitliliği olduğunu, kesin bilgiler elde etmek için genetik testler yapılması gerektiğinin altını çizdi. Hayvanlarda görülen lösizm, pigmentlerin, özellikle de melaninin hücreler üzerinde düzgün bir şekilde birikmesini önleyen bir genetik mutasyonun neden olduğu anormal bir durumdur. Hayvanda pigmentasyonun kısmen kaybolması ile sonuçlanan, derinin, kılların, tüylerin, pulların beyaz, soluk ya da benekli bir görünüme sahip olmasına neden olan çok sayıda durumlara lösizm denmektedir. Albinizm ile lösizm arasındaki temel fark, pigmentasyon üzerindeki etkilerinde yatmaktadır: Albinizm, melaninin tamamen yok olmasına neden olurken, lösizm ise pigmentasyonun kısmen kaybolmasına yol açar. Albino bireylerde gaga, tırnak, gözlerde bariz belirgin renk kayıpları olurken, lösistik bireylerde bu durum normal şekilde seyreder. Örneğin albino bireyin göz rengi kırmızı iken, lösistik bireyde bu durum normal bir göz rengi şeklinde olmaktadır.
Ankara 6’ncı Mehmet Akif İnan Ödülleri sahiplerini buldu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, çevre ve sürdürülebilirlik alanında başlattığı "Sıfır Atık Projesi" ile 6’ncı Mehmet Akif İnan Ödülleri’nde "Uluslararası Değer Ödülü’ne layık görüldü. Ödülü, Emine Erdoğan adına Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum aldı. Mehmet Akif İnan Vakfı ile Memur-Sen tarafından, Memur-Sen’in kurucusu, eğitimci, şair ve yazar Mehmet Akif İnan’ın 26’ıncı ölüm yılı dolayısıyla, konfederasyonun genel merkezinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un katılımıyla 6.Mehmet Akif İnan Ödül Töreni düzenlendi. Program, Emekli Memur-Sen Genel Başkanı Ali Küçükkösen’in Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Konuşmasına Mehmet Akif İnan’ı yâd ederek başlayan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve eşi Erdoğan’ın selamlarını iletti. Ödül töreninin önemli bir anlam taşıdığını belirten Bakan Kurum, "Öyle ki, biri bana bu özel programı tek kelimeyle anlat dese, vereceğim cevap çok açık ve net bir şekilde vefa olacaktır" dedi. Mehmet Akif İnan’ın niyetindeki hayrın, kurduğu sendikada hayat bulduğunu belirten Kurum, "Merhum ağabeyimizin kaleminde, sözünde, şiirinde ne varsa, bugün o sözler, Türkiye’nin en büyük emek örgütüne dönüşmüştür. Bu teşkilat, köklerine ne kadar tutunduysa, gövdesi o derece güçlenmiştir. Sadece ülkemizde değil, küresel mecrada da iyiliği, güzelliği, merhametiyle öne çıkan dev bir çınar olmuştur" diye konuştu. Bakan Kurum, Memur-Sen üyelerini daima sahada, meydanlarda, mazlumun yanında gördüğünü belirterek, kararlı duruşlarına ülkenin her kırılma anında şahitlik ettiğini bildirdi. Memur-Sen’in 28 Şubat’taki direnişini kutlayarak sözlerine devam eden Bakan Kurum, "Yine, 27 Nisan’daki o asil duruşunuzu yürekten kutluyorum. 15 Temmuz’da bu milletin iradesine sahip çıktığınız için bu ülkenin meydanlarına ilk koşanlar olduğunuz için sizleri ayakta alkışlıyorum. Geçen 13 yıllık karanlık dönemin ardından Özgür Suriye’ye nasıl ulaştıysak, Erbakanların, Yedi Güzel Adamın, Mehmet Akif İnan’ın, Recep Tayyip Erdoğan’ın kutlu hedefi olan Özgür Kudüs’e, Özgür Gazze’ye, Özgür Filistin’e ulaşmayı da Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum" dedi. "Afetler, milletin dirayetini, sivil toplumun duruşunu ve devletin gücünü sınav ediyormuş" Kurum, afetlerin sadece binaların sağlamlığını sınamadığını belirterek, "Afetler, milletin dirayetini, sivil toplumun duruşunu ve devletin gücünü sınav ediyormuş. Şunu büyük bir gönül huzuruyla söylemek isterim ki o kara günlerde biz devlet-millet-sivil toplum ele ele verdik birbirimize sımsıkı sarıldık ve hamdolsun bugün o günleri beraberce atlatıyoruz" ifadelerini kullandı. 6 Şubat’ta yaşanan afet sürecinde Memur-Sen üyelerini sahada gördüğünü kaydeden Bakan Kurum, "Sendikamızın asil gençlerini, hep afetzede kardeşlerimizin ellerini tutarken gördüm. Arama kurtarma ekiplerinizle, gönderdiğiniz yüzlerce ton yardımla, başını çektiğiniz yardım kampanyalarıyla 11 ilde, köylerde hep yanımızdaydınız. Şu an içinde bulunduğunuz bu bina da sizin şahidinizdir. Bu binada aylarca bir yardım kuruluşu gibi çalıştığınızı, tırların nasıl buradan art arda yola çıktığını çok iyi biliyorum" diye konuştu. Kurum, Asrın Felaketi olan 6 Şubat Depremlerinin asrın dayanışmasına dönüşmesinde Memur-Sen’in emeğinin de olduğunu bildirdi. "Bu seferberliğin ordusu, elbette emekçi kardeşlerimizden oluşuyor" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde başlatılan asrın inşası seferberliğinde, milli mücadele şuuruyla çalışmalarını gece gündüz devam ettirdiklerini bildiren Kurum, şunları kaydetti: "Bu seferberliğin ordusu, elbette emekçi kardeşlerimizden oluşuyor. Bugün 11 ilimizde 201 bin konutu başarıyla teslim ettiysek, 2025’in sonunda evine girmeyen tek bir depremzede kalmayacak sözünü söyleyebiliyorsak bunun arkasında 182 bin mimar, mühendis, işçi kardeşimizin alın teri vardır." "Sıfır atık projesi ekonomimiz açısından stratejik öneme sahip bir projedir" Kurum, bakanlık olarak bir yandan şehircilik, dönüşüm ve afetle mücadele çalışmaları yaparken diğer yandan çevre ve iklime dair projelerini kararlı bir şekilde icra ettiklerinin altını çizerek şunları söyledi: "Özellikle de iklime dair çalışmalarımızda sivil toplum örgütlerimizle kıymetli iş birliği süreçlerine imza atıyoruz. İşte siz de Mehmet Akif İnan Vakfı olarak Saygıdeğer Emine Erdoğan Hanımefendinin himayelerindeki Sıfır Atık hareketini ödüllendirerek hem bir hakkı teslim ediyor, hem de bizimle aynı duyarlılığa sahip olduğunuzu ilan ediyorsunuz. Bu desteğe bizim, ülkemizin ve dünyamızın çok ihtiyacı var. Zira, bugün küresel bir çevre felaketiyle karşı karşıyayız. Düşünebiliyor musunuz, dünyada 5 bin 900 ton plastik atık oluşuyor. Bu atıkların büyük kısmı sulara karışıyor ve her yıl milyonlarca canlı hayatını kaybediyor. Bizim şanlı ecdadımız, dünya tarihindeki en güçlü devletleri kurarken bile, doğaya rakip değil yoldaş olmuş, efendi değil hizmetkâr olmuştur. Bugün Sayın Emine Erdoğan’ın öncülüğünde yürüttüğümüz Sıfır Atık Projesi de böyle derin bir bilgelikten doğmuştur. 6 uluslararası ödül kazanarak küresel bir çevre hareketine dönüşmüştür. Bu büyük başarı Türkiye’ye aittir, bize aittir." Yıkım yerine yeniden inşayı merkezine alan döngüsel ekonominin her millet için çok önemli olduğuna vurgu yapan Kurum, "Bu ekonomi modelinde başarılı olmayan ülkeler için güçlü bir gelecekten söz etmek maalesef mümkün değildir. Bu yönüyle de sıfır atık projesi salt bir çevre hareketi değil aynı zamanda ekonomimiz açısından stratejik öneme sahip bir projedir. Sıfır Atık Yönetim Sistemiyle bugün 60 milyon ton atığı dönüştürmüş ve bu kapsamda ekonomisine 185 milyar lira tasarruf bir Türkiye’den söz ediyoruz" diye konuştu. Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın da yaptığı konuşmada, Mehmet Akif İnan’ın hatırasını yaşatmak, idealleri doğrultusunda çalışmalar yapmak üzere 2017’te kurulan Mehmet Akif İnan Vakfı’nın bugüne kadar yapmış olduğu ulusal ve uluslararası faaliyetlerle bu yolda alkışı hak eden aşamalar kat ettiğini bildirdi. Mehmet Akif İnan’ın İstiklali koruma, istikbali kurma gayreti içinde olan bir münevver olduğunu belirten Yalçın, "Türkiye’de İdeolojik kaos sendikacılığını mücadele ve müzakereye dayalı hizmet sendikacılığına dönüştüren Mehmet Akif İnan ve O’nun medeniyet değerlerine yaslanan felsefesidir. Köklerini medeniyet değerlerimizden alan ve medeniyetimizin ihyasını amaçlayan felsefesi Memur-Sen olarak bize rehberlik etmekte, yol göstermektedir" İfadelerini kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesaj gönderdi Programda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ödül törenine gönderdiği mesajı okundu. Mesajında, programın düzenlenmesinde emeği geçenleri kutlayarak programa iştirak edenleri selamlayan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: "Mehmet Akif İnan, birleştirici yönünü, kurduğu ve genel başkanlığı yaptığı eğitimciler sendikasına ve Memur-Sen konfederasyonuna taşımıştır. İsrail’in Kudüs’e yönelik saldırıları da yıllar öncesinden mısralarında anlatan eğitimci, şair, yazar Mehmet Akif İnan’ın yazdıklarını halen güncelliğini koruması, ölümsüz bir esere imza attığının büyük kanıtıdır." Ödüller sahiplerine verildi "Sıfır Atık Projesi" kapsamında Uluslararası Değer Ödülü Cumhurbaşkanı Emine Erdoğan Emine Erdoğan’a ithafen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a takdim edildi. Çalışma Hayatı ve Emek Ödülü, TUSAŞ çalışanları adına TUSAŞ İnsan Kaynakları ve Yetenek Yönetim Başkanı Yakup Arslan Vardan’a verildi. Jüri Özel Ödülü ise Filistin’de İsrail askerleri tarafından vurularak öldürülen Ayşenur Ezgi Eygi’nin oldu. Ödül, Ayşenur adına amcası Yılmaz Eygi’ye takdim edildi. Diğer kategorilerde ödül alan isimler ise şöyle: "Medeniyet Tasavvuru Okulu Projesi Başarı Teşvik Ödülü: Yusuf Kaplan Kültür Sanat ve Edebiyat Ödülü: Arif Ay Üstün Hizmet Vefa Ödülü: İhsan Süreyya Sırma Jüri Özel Ödülü: Ayşenur Ezgi Eygi.”