ÇEVRE - 13 Nisan 2025 Pazar 11:18

Başkan Uysal, "Türkiye tarımı yeniden inşa etmeli"

A
A
A
Başkan Uysal, "Türkiye tarımı yeniden inşa etmeli"

Antalya’da Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, "Tarım" başlığıyla gerçekleşen Forum Muratpaşa’da "Tarım aynı zamanda bir güvenlik sorunu, bir sosyal adalet sorunu, bir sosyolojik sorundur. Bir çevre duruşu, çevreyi koruma metodu, toprağı koruma metodudur. Dolayısıyla devletin babalığını göstereceği alandır" dedi.



Antalya Muratpaşa Belediyesi’nin demokratik ve kalkınmış bir Türkiye hedefiyle başlattığı Forum Muratpaşa’nın gündeminde bu kez "Tarım" vardı. Türkan Şoray Kültür Merkezi’nde düzenlenen forumda Tarım Politikaları Uzmanı Ergin Kahveci, Ziraat Mühendisi İbrahim Oğuz ve Simurg Kadın Kooperatifleri Birliği Başkanı Sibel Uyar konuşmacı olarak yer aldı. Forumun moderatörlüğünü ise gazeteci-yazar Meliha Okur üstlendi.



"Tarım, güvenlik sorunudur"


Forum açılışında konuşma yapan Başkan Uysal, tarımın yalnızca bir üretim faaliyeti değil, aynı zamanda toplumun sosyolojik, ekonomik ve çevresel geleceğini belirleyen stratejik bir alan olduğuna dikkat çekti. Dünyada artan nüfusla birlikte güvenli gıdaya ulaşmanın güçlüğünden ve güvenli gıdanın bir ulusal güvenlik sorunu olduğundan bahseden Başkan Uysal, her konuda olduğu gibi dünya üzerinde tarımın ve üretimin de bir kapasitesi olduğunu söyledi. Başkan Uysal, "Dünyanın sınırları var. Sınırlar olunca da biliyorsunuz ki o sınırların içinde en fazla paya sahip olmak için devletlerarası büyük bir mücadele oluşur" dedi.



"Birlikte hareket etmek şart"


Tarımın niteliğinin insanların yaşam kalitesini, istihdam alanlarını ve ekonomiyi doğrudan etkilediğini belirten Başkan Uysal, "Türkiye’mizde dünya ile rekabet edecek ölçüde bir tarım yapılanması yok. Dünyada küçük işletmelerle yapılamayan tek şey tarımdır. Tarım, mutlaka toplu, birlikte hareketle yapılması gereken bir iş. Dünyanın tarım alanında gelişmiş ülkeleri büyük tarımsal işletmelerle bu işi yapar. Büyük kooperatiflerle ve üretici birlikleriyle bu işi yapar" diye konuştu.



"Türkiye 500 Tarım Kooperatifiyle güçlenmeli"


Türkiye’nin dünyayla rekabet edebilir bir tarımsal yapıya sahip olmadığını vurgulayan Uysal, Avrupa’dan örnekler vererek Türkiye’nin tarım alanında uygulaması gerekenleri ise şöyle sıraladı:


"Türkiye’yi derhal çiftçilerin toplu alım, toplu satım yapabilecekleri, toplu üretim yapabilecekleri, yüksek teknolojiyi kullanabilecekleri, yüksek kredi finansman imkanlarına sahip olabilecekleri, uluslararası sistemi takip edebilecekleri, rahat mühendis ve rahat araç gereç bulabilecekleri, algı faaliyeti yürütebilecekleri, bütün hayvancılığı da kapsayacak şekilde 500 tarım kooperatifiyle Türkiye’yi derhal bölüp örgütlemeleri gerekiyor."



"Teknolojik sulama şart"


Tarımda su yönetiminin de hayati önemde olduğunu dile getiren Başkan Uysal, su altyapısının yatırım önceliği olması gerektiğini belirtti. Uysal, "Türkiye’nin su imkanlarını vahşi sulamaya bırakmadan yeniden örgütlemeliyiz. Sulanabilir tüm alanlara su götürülmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.



"Teşvike dayanmalı"


Konuşmasında devletin tarımı desteklemedeki rolüne de değinen Uysal, "Tarım sektöründe ithalat bir düzenleme aracı olamaz. Tohum ıslahı, yerli türlerin geliştirilmesi, üretim kalemlerinde ciddi teşvikler şart. Tarım bir devlet politikası olmalı ve üreticiye doğrudan destek verilmelidir" diye konuştu.



"Hollanda’yı geçebiliriz"


Türkiye’de tarım planlamasının yeniden düzenlenmesiyle Avrupa ülkelerine yetişilebileceğini belirten Başkan Uysal, şunları söyledi:


"Dünyada artık aynı bizim 1920-1939 arasında yaptığımız gibi çok ciddi gümrük vergileriyle ülkeler kendi üretimini koruyor. Yani bizim 100 yıl önce uygulayıp kalkınma sağladığımız ve o kalkınmayla İkinci Dünya Savaşı’nda sağ kaldığımız ekonomi modeli, dünyanın da direkt ekonomik modelidir. Bunu ne kadar erken fark edersek o kadar hızlı çiftçimizi köyde tutarız. Çiftçimizi, köydeki yaşantısını, üretimini geliştiririz. Türkiye’de tarım inşası gerekiyor. Bu gerçekleştiğinde Konya kadar toprağı olan Hollanda’yı 10 yıl içinde geçme imkanımız olabilir. İşte o zaman ithalata bağımlı bir tarım sektörümüz olmaz."



"Ulusal ekonomiler geri döndü"


Dünya genelindeki ekonomik dönüşümlere de değinen Başkan Uysal, "90’ların küresel liberal tezleri çöktü. Şimdi dünya yeniden ulusal ekonomilere yöneldi. Ulus devletler, ulusal sınırlar, yerli üretim yeniden önem kazandı. Türkiye de bu değişime ayak uydurmalı" şeklinde konuşmasına devam etti.



"Tarım, toplumun köküdür"


Son olarak tarımın Türkiye toplumu açısından taşıdığı kültürel anlamı hatırlatan Uysal, "Türk milletinin yüzde 90’ı tarım kökenlidir. Bu nedenle tarım, bu toplum için romantik ve anlamlı bir meseledir. Bu alana sahip çıkmak hepimizin görevidir" diyerek konuşmasını tamamladı.



Başkan Uysal, "Türkiye tarımı yeniden inşa etmeli"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Tavşanlı’da Aralık ayı sonunda da Melki mantarı bereketi Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde halk arasında "Melki" olarak bilinen Kanlıca mantarı, Aralık ayının son günlerinde de tezgahları süslemeye devam ediyor. Fiyatı sezon başına göre hayli düşen mantara vatandaşlar yoğun ilgi gösteriyor. Kütahya’nın Tavşanlı ilçesi Durak Mahallesi’nde bulunan ve halk arasında "Kantar" olarak bilinen bölge, adeta bir mantar pazarına dönüştü. Eylül ayında başlayan mantar sezonu, kış mevsiminin ortasına gelinmesine rağmen tüm hızıyla sürüyor. Dağlardan büyük emeklerle toplanan Melki mantarının fiyatındaki düşüş ise dikkat çekiyor. Sezon başında kilogramı 400 TL’den satılan mantar, şimdilerde 100 ile 150 TL arasında alıcı buluyor. Uzun yıllardır mantar toplayıcılığı ve satıcılığı yapan Cemil Akdağ, sürecin zorluklarını ve mantarın rotasını anlattı. Akdağ, melkinin kar yağana kadar çıkmaya devam edeceğini belirterek şunları söyledi: "Melki satışları kar yağana kadar devam eder. Melkiler ilk çıktığında 400 lira idi, şimdi bollukla beraber 100-150 TL’ye kadar düştü. Eylül ayında çıkmaya başlayan melkiler, Aralık ayı sonuna kadar toplandı ve satışı sürdü. Ancak toplaması gerçekten çok zor, gün boyu dağ dağ geziyoruz. Son zamanlarda mantarlar özellikle Yaylacık ve Domaniç ilçesi Sarıot köyü ormanlarında yoğunlaşıyor." Havanın henüz karla kaplanmamış olmasını fırsat bilen satıcılar, ormanların derinliklerinden topladıkları bu doğal lezzeti "Kantar" bölgesinde kurdukları tezgahlarda vatandaşlara sunmaya devam ediyor.
Gaziantep Kubba’dan Gaziantep’in kurtuluşu ve Regaip Kandili mesajı Medical Point Gaziantep Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Hayrullah Kubba, 25 Aralık Gaziantep’in Kurtuluşu ve Regaip Kandili dolayısıyla mesaj yayımladı. Medical Point Gaziantep Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Hayrullah Kubba, 25 Aralık Gaziantep’in Kurtuluşu dolayısıyla yaptığı açıklamada, şehrin gösterdiği eşsiz direnişin bugün hala ilham kaynağı olduğunu vurguladı. Kubba, "Gaziantep, vatan sevgisinin, birlik ve beraberliğin en güçlü örneklerinden biridir. Bu topraklar, büyük fedakârlıklar ve kahramanlıklarla bizlere emanet edilmiştir" dedi. Aynı gün idrak edilen Regaip Kandili’nin taşıdığı manevi anlamlara da dikkat çeken Kubba, "Böylesine anlamlı bir günde, hem şehrimizin kurtuluşunu kutluyor hem de Regaip Kandili’nin huzurunu yaşıyoruz. Bu mübarek gecenin birlik, kardeşlik ve dayanışma duygularımızı pekiştirmesini temenni ediyorum" ifadelerini kullandı. Hayrullah Kubba, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Gaziantep’in kurtuluşunda canlarını feda eden tüm şehit ve gazileri rahmet, minnet ve şükranla andığını belirterek, Regaip Kandili’nin tüm İslam alemine sağlık, barış ve esenlik getirmesi temennisinde bulundu. Gaziantep, bugün hem tarihine sahip çıkmanın onurunu hem de manevi bir gecenin huzurunu bir arada yaşayarak, geçmişten geleceğe uzanan güçlü duruşunu bir kez daha ortaya koyuyor.
Kocaeli GOSB Teknopark’ta Ar-Ge ve inovasyonun başarıları ödüllendirildi GOSB Teknopark tarafından düzenlenen ödül töreninde, Ar-Ge, inovasyon ve ihracat alanlarında başarı gösteren firmalar 10 farklı kategoride ödüllendirildi. Gebze Organize Sanayi Bölgesi (GOSB) Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen törene, Kocaeli Vali Yardımcısı Ertuğ Şevket Aksoy, GOSB yönetimi, sanayiciler, akademisyenler ve iş dünyası temsilcileri katıldı. Programda konuşan GOSB Teknopark Genel Müdürü Prof. Dr. Murat Çemberci, gerçekleştirilen ekonomik etki analizinin sonuçlarını paylaştı. Teknopark firmalarının uluslararası rekabet gücüne değinen Çemberci, "GOSB Teknopark bünyesinde faaliyet gösteren firmaların son yıllardaki performanslarını ve bu süreçte sunulan teşviklerin etkilerini ekonomik, sosyal ve çevresel boyutlarıyla ele alan kapsamlı bir analiz gerçekleştirdik. Bu analizle birlikte GOSB Teknopark’ın bölge ve ülke ekonomisine sağladığı katma değeri, akademik dilin karmaşıklığından arındırarak iş dünyası ve kamu sektörü için anlaşılır, somut ve eyleme dönüştürülebilir verilerle ortaya koyduk" dedi. İhracatta yüzde 300’lük rekor artış Prof. Dr. Çemberci, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu rapor, GOSB Teknopark’ın sadece bir teknoloji ve inovasyon merkezi olmadığını; ekonomik büyümeyi destekleyen, nitelikli istihdamla beşeri sermayeyi güçlendiren, kamu kaynaklarını toplumsal değere dönüştüren ve tüm bunları yaparken çevresel ayak izini azaltmayı başaran entegre bir sürdürülebilirlik modeli olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. İncelenen dönemde Teknopark firmalarımız yaklaşık 20 milyar TL gelir elde etti. Bu gelirin yaklaşık yüzde 60’ı doğrudan Ar-Ge faaliyetlerinden sağlandı. Aynı dönemde ihracat gelirlerimiz yüzde 300’ün üzerinde artış göstererek yaklaşık 600 milyon TL’ye ulaştı. Bu veriler, GOSB Teknopark firmalarının uluslararası pazarlardaki rekabet gücünü ve küresel talebi karşılama kapasitesini net biçimde ortaya koymaktadır." "Başarıları ödüllendirmek için bir aradayız" GOSB Yönetim Kurulu Başkanı Ercüment Sarıtaş ise sanayinin geleceğinin teknoloji ve bilgi paylaşımıyla şekillendiğini vurguladı. Teknoparkın sanayi, üniversite ve girişimcileri buluşturan yaşayan bir platform olduğunu belirten Sarıtaş, "Günümüz dünyasında sanayi artık yalnızca üretim kapasitesiyle değil; bilgi, teknoloji, Ar-Ge ve inovasyonla rekabet ediyor. GOSB Teknopark, sanayi ile teknolojiyi aynı hedefte buluşturan stratejik bir yapı olarak konumlanıyor. Biz GOSB olarak sanayinin geleceğinin; iş birliği kültürüne dayalı, bilgi paylaşımına açık, girişimciliği destekleyen ve sürdürülebilirliği merkeze alan ekosistemlerle mümkün olduğuna inanıyoruz. Teknoparkımızı aynı zamanda sanayi, üniversite ve girişimcilerin bir araya geldiği yaşayan bir iş birliği platformu olarak değerlendiriyoruz. Bu vesileyle başarılarıyla bizlere ilham veren tüm firmalarımızı tebrik ediyor, bu ekosistemin gelişmesine katkı sunan tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. Tören, 10 farklı kategoride dereceye giren firma temsilcilerine ödüllerinin verilmesiyle sona erdi.
Balıkesir Balıkesir’de üniversiteliler sıfır atık projesi başlattı Burhaniye İlçesinde, Balıkesir Üniversitesine bağlı Uygulamalı Bilemler Fakültesi öğrencileri "Taşırken Dönüştür" adı altında sıfır atık projesi başlattı. Gastronomi bölümü 3. Sınıf öğrencilerinin başlattığı proje kapsamında öğrencilerin ürettiği reçel ve turşu kavanozları esnaflara dağılırken, sıfır atık hakkında bilgilendirme yapıldı. İlçenin Hürriyet Caddesinde bir araya gelen öğrenciler caddedeki esnafları ziyaret ederken, etkinliğe Uygulamayı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Oğuzhan İlban ile Burhaniye Ticaret Odası Başkanı Hasan Varol da katıldı. Caddedeki esnafları ziyaret eden 5 öğrenci, üzerinde Taşırken Dönüştür yazan torbalar içinde turşu ve reçel dağıttı, sıfır atık konusunda bilgilendirme yaptı. Öğrenciler Hürriyet Caddesindeki 30 esnafı ziyaret etti. Projede görev alan öğrenciler mutluluklarını dile getirdi. Esnafları Bilinçlendirmek istediklerini kaydeden Ziynet Yayla "Biz Burhaniye Uygulamalı Bilimler Gastronomi 3.Sınıf öğrencisiyiz. Fakültemizde sosyal sorumluluk projesi kapsamında sıfır atık adına bir proje yürütüyoruz. Projemizin adı Taşırken Dönüştür. Projeni amacı sıfır atık bilincini yaygınlaştırmak. Bu konuda insanları bilgilendirmek. Bu projelerde insanları bilinçlendirmeyi amaçladık" dedi. Begüm Taslacı da, "Bu günkü projemizin adı Taşırken Dönüştür. Bu projede 5 kişi görev alıyoruz. Meyveleri sebzeleri atmak yerine bunların hepsini kullanarak turşu ve reçeller yapıyoruz. Fazlalarını atmıyoruz. Bu projemizin amacı atığı minimum seviyeye indirmek" dedi. Zeki Özkan ise, "Bu gün projemiz gereği halkımızı ve esnaflarımızı bilinçlendirmek için çanta dağıtımına çıktık. Atıklardan ürünler ürettik, tüketilebilir şekilde. Bu ürünlerle esnafı bilinçlendirmek en büyük hedefimiz bu proje de olduğum için mutluluk duyuyorum" diye konuştu.