EĞİTİM - 25 Ekim 2024 Cuma 16:32

Akdeniz Üniversitesi’nde ’Ziya Gökalp Paneli’ düzenlendi

A
A
A
Akdeniz Üniversitesi’nde ’Ziya Gökalp Paneli’ düzenlendi

Antalya’da, Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ve Antalya Türk Ocağı iş birliği ile büyük Türk düşünürü Ziya Gökalp’in vefatının 100’ncü yılı dolayısıyla ‘Ziya Gökalp Paneli’ düzenlendi.


Antalya’da, Ziya Gökalp’in vefatının 100’ncü yılı münasebetiyle ‘Ziya Gökalp Paneli’ gerçekleştirildi. Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde gerçekleşen panel açılışında konuşan Antalya Valisi Hulusi Şahin, “40 yıldır devam eden terör eylemlerine karşı bu millet bölünme ve parçalanma yaşamıyor ise bunun sebebini Cumhuriyetin kurucu değerlerinde aramak lazım. Bu değerlere göre Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür. Bu ötekileştirmeyen tanımın, milletimizi birleştirici gücün mimarını aradığınız zaman Ziya Gökalp’i buluyorsunuz” ifadelerini kullandı.



“Teknoloji kadar sosyoloji de önemli”


Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şükrü Özen ise bir mühendis olduğunu ancak kişisel merakı nedeniyle sosyoloji alanında da lisans eğitimi aldığını belirterek, “Bu dönemde Ziya Gökalp’i ve Osmanlı döneminin son yüzyılını okuduğum zaman Türklük şuuru, Turan idealizmi gibi konularda fikir geliştiren aydınlarımız olduğunu görmek beni çok etkilemişti. Günümüzde de bazen karşılaştığımız sorunların çözümü noktasında bu tür fikir insanlarına ihtiyaç duyuyoruz. Bir mühendis olarak elbette teknolojik gelişmeleri takip etmenin ve yüksek teknoloji geliştirmenin öneminin farkındayım. Ancak tüm bunları yaparken de sosyolojik değişimleri ve gelişimleri göz ardı etmememiz gerektiğini düşünüyorum. Bilimin öncülüğünde fikir dünyamızı ve kültürel değerlerimizi zenginleştirmeliyiz. Bu alanda en az diğer alan kadar çalışmalar yapmamız gerektiği kanaatindeyim” diye konuştu.



“Millet bilincimizin oluşmasında önemli bir rol oynamıştır”


Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nurşen Adak da konuşmasında, Ziya Gökalp’in Türk kültürü ve düşünce tarihi üzerindeki etkilerini vurgulayarak, “Ziya Gökalp, millet bilincimizin oluşmasında önemli bir rol oynamıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş aşamasında bir yandan ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine çıkartma gayretini gösterirken bir yandan da kendi öz kültür ve değerlerimize yabancılaşmadan bunu gerçekleştirmenin çabasını göstermiştir" ifadelerini kullandı.



“Gökalp’i bu yıl gençler anlatacak”


Türk Ocağı Antalya Şube Başkanı Abdullah Uysal ise Ziya Gökalp’i anlamadan Cumhuriyeti ve Cumhuriyetin temel ilkelerini anlamanın mümkün olmadığını belirtti. Uysal, Ziya Gökalp’i iyi anlayabilmek için Osmanlı Devleti’nin son yüzyılını iyi okumak gerektiğini ifade etti. Panelin düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür eden Uysal, “Bu yıl bir değişiklik yapmak istedik. Ziya Gökalp’i akademisyenler değil, öğrenci arkadaşlarımıza gençlerin anlatmasını istedik. Genç arkadaşlarımız sunumlarını gerçekleştirecekler” dedi. Panelin moderatörlüğünü üstlenen Dr. Emekli Albay Suat Akgül, katılımcılara Ziya Gökalp’in yaşamı ve eserleri hakkında bilgi verdi. Panel, Ziya Gökalp’in fikirleri ve mirasının tartışıldığı oturumla sona erdi. Katılımcılar, Türk düşünce dünyasının önemli isimlerinden birini anmanın gururunu yaşadı.



Akdeniz Üniversitesi’nde ’Ziya Gökalp Paneli’ düzenlendi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya "10. Malatya Anadolu Kitap ve Kültür Fuarı" kitapseverlere kapılarını açtı Malatya Büyükşehir Belediyesi ve Malatya Valiliği iş birliğinde düzenlenen 10. Malatya Anadolu Kitap ve Kültür Fuarı’nın Açılış Töreni 25 Ekim Cuma günü saat 14.00’te Orduuz Pınarbaşı’ndaki Malatya Büyükşehir Belediyesi Fuar Merkezinde büyük bir katılımla gerçekleşti. Bu yıl ‘Kitabın Ruhuyla Yeniden’ mottosu ile düzenlenen 10. Malatya Anadolu Kitap ve Kültür Fuarı kapılarını kitapseverlere açtı. Onur konuğu Prof. Dr. Ahmet Güner Sayar’ın olduğu fuar, Orduzu Pınarbaşı fuar alanında yer alan Fuar Merkezinde 25 Ekim- 3 Kasım tarihleri arasında açık olacak ve 10.00 - 21.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek. Açılış törenine Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er’in yanı sıra Malatya Valisi Seddar Yavuz, AK Parti Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci, AK Parti Milletvekili İhsan Koca, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr Nusret Akpolat, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Tolunay Başer, Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, Yeşilyurt Belediye Başkanı İlhan Geçit, Kale Belediye Başkanı İhsan Özbay, AK Parti Malatya İl Başkanı Namık Gören, Cumhuriyet Halk Partisi Malatya İl Başkanı Barış Yıldız, Yeniden Refah Partisi Malatya İl Başkanı Burhan Kılıç, ilçe kaymakamları, kamu kurum ve kuruluşlarının ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, muhtarlar, öğretmenler, öğrenciler ve çok sayıda kitapsever katıldı. "Malatya güzel insanlar, büyük insanlar yetiştirmiştir" Kitap Fuarına Onur Konuğu olarak katılan Prof. Dr. Ahmet Güner Sayar, fuar açılışında yaptığı konuşmada, “Davet üzerine Malatya’ya geldim. Başta Büyükşehir Belediye Başkanımıza, Valimize ve hepinize teşekkür ediyorum. 6 Şubat 2023 günü asrın felaketini bu şehir yaşadı. Bu yaralar sarılacak. Malatyalılara sabır, metanet, direnç ve çalışma azmi diliyorum. Bu felaketin arkasından mutlaka yeni kapılar açılır. Beni sevindiren kültür ikliminin Malatya’yı sarmış olmasıdır. Malatya güzel insanlar, büyük insanlar yetiştirmiştir. Türkiye’mizin can damarlarını besleyen kültür adamları yetiştirmiştir” dedi. “Bu hain saldırı karşılıksız kalmayacaktır” Kitap fuarı açılışında Ankara’da meydana gelen hain terör saldırısını kınayan Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, “Aslında açılışımızı Gençlik ve Spor Bakanımız Osman Aşkın Bak ve bakan yardımcılarımızın katılımlarıyla gerçekleştirecektik. Ancak Ankara’daki terör saldırısından dolayı gelemediler. Bu vesileyle TUSAŞ’a yapılan hain saldırıyı bir kez daha lanetliyoruz. Şehit olan kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılarımıza da sağlık, sıhhat ve afiyet diliyoruz. Elbette ki bu hain saldırı karşılıksız kalmayacaktır. Allah’a şükürler olsun devletimiz güçlüdür. Bundan hiç kimsenin endişesi yok bizim de endişemiz ve şüphemiz yok. Emperyalistlerin ülkemiz üzerinde ve gönül coğrafyamız üzerinde oynadıkları oyunların farkındayız. Aynı şekilde bu emperyalist güçler Filistin’de Gazze’de ve gönül coğrafyamızda oluk oluk kan akıtmaktadırlar. Bu vesileyle Gazze’de şehit olan Yahya Sinvar’a İsmail Haniye’ye ve gönül coğrafyamızda şehit olan kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara da sağlık, sıhhat ve afiyet diliyorum” dedi. "Kitaplar insanların kalbine uzanan zarif yolculuklardır.” 10. Malatya Anadolu Kitap ve Kültür Fuarı’nın açılışında derin bir heyecan ve umut içerisinde olduklarını ifade eden Başkan Er, “Kültür, sanat ve edebiyat alanındaki gelişmeleri ve birikimlerin paylaşıldığı bu atmosferde sizlerle bir arada olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Bu yıl 10’uncu kez kapılarını aralayan Malatya Anadolu Kitap ve Kültür Fuarı’nda derin bir heyecan ve umut içerisindeyiz. Kitaplar insanların kalbine uzanan zarif yolculuklardır. Cemil Meriç’in tanımı ile ‘ limandır.’ Yayın evleri ve yazarlar bu yolculuğun rehberi olarak dünyalar kurar. İnsanlığın hafızasını zenginleştirip, geliştirirler. Bugün büyük kültürel mirasın bir parçası olmanın gururunu hep birlikte yaşıyoruz. Fuarımızda 150 yayın evi, 250 yazarımız fuar boyunca sizlerle birlikte olacak. Yazarlarımız hem fuar alanında hem de okullarımızda gençlerle buluşacaklar. Gençlerimizin ve çocuklarımızın yazarlarla tanışıp, edebiyatın derin dünyasına adım atmalarını sağlamak en önemli hedeflerimizden biridir. Prof. Dr. Ahmet Güner Sayar hocamızın derin ilmi ve bilgi birikimi fuarın onur konuğu olarak fuarımızın kültürel değerini artırıyor. Fuarımızın onur konuğu Prof. Dr. Ahmet Güner Sayar hocamız davetimizi kırmayarak bizleri onurlandırdılar. Türkiye’nin önemli akademik çalışmalarına imza atan Sayar, Türkiye’deki ve dünyadaki iktisadi düşüncenin temelini en iyi kavrayan ve günümüzle bağlantısını kuran, çözümleyebilen değerli bir insandır. Bizleri kırmayarak Malatya’ya teşrif ettikleri için kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum” dedi. "Kültürel değişim ihmal edilemez, ertelenemez" Malatya’yı yeniden inşa ederken kültürel ve sanatsal etkinliklerin de yapılacağını vurgulayan Başkan Er, “Deprem sadece fiziki değil kültürel imlamıza da derin etkileri olduğu unutulmamalıdır. Deprem sadece taşları yerinden oynatmadı. Hayatlarımızı, alışkanlıklarımızı, düşünce dünyamızı da sarstı. Ancak biliyoruz ki binalar yeniden inşa edilebilir, altyapı projeleri geç de olsa gerçekleşebilir fakat kültürel değişim ihmal edilemez, ertelenemez. Çünkü bir toplumun ruhu taş duvarlarla değil kültürle, sanatla ve edebiyatla güçlenir. Malatya tarihi zengin bir kültür hazinesine sahiptir ve bizler bu hazineyi gün yüzüne çıkarmak ve daha da zenginleştirmek adına var gücümüzle çalışıyoruz. Şehri inşa ederken nesli de ihya etmenin önemi, manevi ve kültürel sorumluluğumuzdur. Mimar Turgut Cansever’in de dediği gibi ‘Şehri imar ederken nesli ihya etmeyi ihmal ederseniz, ihmal ettiğiniz nesil imar ettiğiniz şehri tahrip eder.’ Bu vecize bizlere Malatya’mızda görev icra ederken, rehberlik edecek bir anlam taşıyor. Çünkü sadece şehri imar etmek yetmez, nesilleri de manevi, entelektüel ve kültürel alanda inşa etmeliyiz. Tiyatro, konser, sinema, kitap ve diğer kültürel alanlar bugün her zamankinden daha ihtiyaç duyduğumuz mekânlar haline geldi. Bu güzide alanlar hem şehrimizin gençlerini ilhamla doldururken hem de ileri yaştaki vatandaşlarımıza nefes alınacak huzurlu bir muhit sunmaktadır” dedi. "Malatya’nın kalbini kitapla ve kültürle canlandıracağız" Kitap fuarı ile Malatya’nın kalbini kitapla ve kültürle canlandırmak istediklerini söyleyen Başkan Er, "Malumunuz olduğu üzere Malatya’nın her köşesine kütüphaneler kazandırmak, kültür etkinliklerini zenginleştirmek ve gençlerimizi, çocuklarımızı kitaplara alıştırmak en büyük arzumuzdur. Zira biz biliyoruz ki geleceğin şehirleri yalnızca beton yığınlarıyla değil düşünceyle, bilgiyle, irfanla inşa edilir. İşte bu fuar o geleceğin kollarını atıyor, yüreklerimize yeni dünyaların kapısını aralıyor. Bir şehrin gerçek kalbi kültürel mirasıyla atar ve bu fuar Malatya’nın kalbini canlandıran bir nefes gibidir. Kültür bir şehrin kalbidir. Kalbi olmayan şehir sadece taş ve betondan ibarettir. Bizler Malatya’nın kalbini kitapla, kültürle ve sanatla yeniden canlandırmak için buradayız. Bu fuarın şehrimize yeni bir soluk yeni bir umut getireceğine inanıyor her birinizi bu kıymetli etkinliğin bir parçası olmaya davet ediyorum. Malatya tarihsel köklerinden aldığı güçle kültür ve edebiyatın merkezi olma yolunda ilerliyor. Malatya tarihinde olduğu gibi bugünde kültürü ve edebiyatın merkezinde ilerlemeye devam ediyor. Hep birlikte bu büyük hedefe yürüyelim, birbirimizi yeniden kültürün, sanatın ve kitapların aydınlık rehberliğinde parlatıp, yüceltelim” dedi. "Bu fuarın bölgemizde ses getireceğine inanıyorum” AK Parti Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci ise, “6 Şubat tarihinde yaşadığımız büyük felaket üzerine şehrimizi ve bizi tekrar fuarlarla buluşturan Malatya Büyükşehir Belediye Başkanımıza teşekkür ediyoruz. Bizim inancımız ve medeniyetimiz kitap üzerine kurulmuştur. İlk emri de ‘Oku’. Dolayısıyla biz medeniyetimizi kurarken, geliştirirken inancımızı öğrenirken kitap en başta. Hayatımızda ve ruhumuzda kitabın ayrı bir yeri var. Malatya’da daha yakın zamana kadar onlarca küçük kitabevleri vardı. Bu kitabevleri aynı zamanda birer fikir kulübüydü. Şimdilerde biraz dijitalleştik. Dijitalleşmenin de esası yine kitaba dayanıyor. Dolayısıyla kitap vazgeçilmezimizdir. Bu anlamda Malatya fuarları her zaman bölgemizde ses getiren fuarlar oldu. Daha yaralarımızı sarma aşamasındayken bu fuarın bölgemizde ses getireceğine inanıyorum. Prof. Dr. Ahmet Güner Sayar hocam nezdinde fuara teşrif eden tüm yazarlarımıza canı gönülden teşekkür ediyorum” diye konuştu. “Bizim medeniyetimiz kitap medeniyetidir” Malatya Valisi Seddar Yavuz da, “Malatya Kültür ve Anadolu Kitap Fuarı’nın düzenlemesinde emeği geçen başta Malatya Büyükşehir Belediye Başkanımıza, kıymetli ekibine ve emeği geçen tüm arkadaşlarımıza şükranlarımı sunuyorum, tebrik ediyorum. Bizim medeniyetimiz kitap medeniyetidir ve Kur-an’ın ilk emri de ‘Oku’dur. Hiç şüphesiz biz okumaya devam ettiğimizde medeniyetimiz yükselmiş Selçuklu ve Osmanlı gibi cihanşümul imparatorluklar oluşmuş, tüm etnik grupları huzur içinde yaşatabilmiştir. Kitap fuarlarının, kültür fuarlarının bilgiye, teknolojiye bakışımızın nere olduğunun kısaca özetleyen bir süreç olarak ele alabiliriz. Hür ve bağımsız olmak için, bu topraklarda başı dik alnı açık gezmek için daha çok çalışmaya, daha çok bilgiye erişmeye ihtiyaç olduğunu hatırlatmak istiyorum. Malatya Kültür ve Anadolu Kitap Fuarı’nın hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerini kullanarak, Malatya’ya gelen yazarlara ve yayınevlerine teşekkür etti.
Ankara CHP Genel Başkanı Özel: "Öcalan konuşacak diye illa kullandığı, DEM’le ortak kullanıyorlar o kürsüye gelmek zorunda değil" CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Öcalan konuşacak diye illa kullandığı, DEM’le ortak kullanıyorlar o kürsüye gelmek zorunda değil” dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Anonim Şirketi’ni (TUSAŞ) ziyaret etti. Ziyaret sonrası basın mensuplarına açıklamada bulunan Özel, "Ziyaret ettiğimiz kurum Türkiye’nin gözbebeği bir kurum. Bu konu önümüzdeki günlerde tartışılacak. 17 bin kişinin çalıştığı bir kurum bu. Bir kusur varsa, hepimizi koruyan, sınırımızı, askerimizi koruyan bu insanları koruyamadıysak hepimizin bir özeleştiri yapması lazım" ifadelerini kullandı. "Hem Meclis eliyle araştırılacak ve üzerinde çok konuşulacak hususlar var" Özel, "Ben KAAN uçtuğunda ilk tebrik edenlerden bir tanesiydim. Geçen sene 1 milyar dolar gelir kazandıran bir yer burası. Yıpratmak yerine varsa eksiklikleri ortadan kaldırmak gerekiyor. Bu tip kurumların silahlı kuvvetler ya da polis tarafından korunması gerekiyor. Bu kurum tek bir kampüs içindeki en büyük savunma sanayi. Bu konuda İçişleri Bakanlığı’nın ve Milli Savunma Bakanlığı’nın kendi değerlendirmelerini yapacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Özel, İstanbul Beşiktaş’taki ’Yaşam Hakkı Mitingi’ için de çağrısını tekrarladı. Basın mensuplarının yeni çözüm süreci tartışmalarına ilişkin sorusuna da yanıt veren Özel, "Efendim Özgür Özel ülke vadetti.’ Bir kelime sonra şunu söylüyorum. ‘Bu ülkeyi Türklerle birlikte Kürtlerin de 86 milyonun kendini ait hissettiği bir ülke yapalım. Size devleti tam olarak benim gibi sahiplenmeyi teklif ediyorum’ demek toprak teklif etmek demek midir? Teklif ettiğimiz, Türkiye Cumhuriyeti devletini 86 milyon olarak sahiplenmek. Buna kim karşı çıkabilir? ‘Yok efendim Abdullah Öcalan’ın fikri’. O fikir Sayın Bahçeli’nin fikri. Biz dedik ki ‘Meclis odaklılık ve ne yapılacaksa Meclis karar verecek’. Sayın Bahçeli kendine özgü, çok tartışmalı bir şey söyledi. Ve bizim pozisyonumuz şu, çok net. ‘Biz şehit ailelerinin ve gazilerin de yüzüne bakamayacağımız hiçbir sürecin içinde olmayız’ dedik. Bu çok net. Biz barışı destekliyoruz, silah bırakmayı destekliyoruz. Ama eğer Abdullah Öcalan‘ı buraya getirme fikrinin sahibi Sayın Bahçeli’dir. Ona sorulması lazım. Bizim öyle bir fikrimiz yok. Ama biz ‘Tüm aktörlerin sözü kıymetlidir’ diyoruz. Öcalan konuşacak diye illa kullandığı, DEM’le ortak kullanıyorlar o kürsüye gelmek zorunda değil. Öcalan bulunduğu yerden, imkan verilir, o çağrısını yapar. Bu kadar basit bir meseleyi bir parti siyasi yankesicilik yapacak, Cumhuriyet Halk Partisi’ni yıpratacak diye bu algı oyunlarına kimse alet olmasın. Bizim duruşumuz, pozisyonumuz nettir” şeklinde konuştu. Özel, “Bahçeli’nin çağrısı ile ilgili Cumhurbaşkanı’nın sessizliğini sürdürmesi” hakkındaki soruya ise şöyle yanıt verdi: “Şöyle bir şey söyleyelim. Sorunun muhatabı ben değilim. Uçakta gazeteci yokmuş bu soruyu sormamışlar. Ama mutlaka gazeteciler bu soruyu soracaklar ve Erdoğan’dan bir yanıt alacaksınız. Ben o konudaki inancımı koruyorum. Yani dikkatle takip ettim haberi. Uçakta bu konuya değinmedi. Altını çizmişler hiçbir gazeteci bu soruyu sormadı. O gazetecilerin çocukları bir gün şöyle diyecekler: ‘Benim babam eskiden gazeteciydi ve rahmetli babam’ -bir gün hepimiz öleceğiz- Çocuk da diyecek ki ‘Rahmetli babam, rahmetli annem gazeteci’. ‘Kimdi’ deyince, ismini söylediğinde ‘O gazeteci değildi’ derler böyle yapılırsa. O yüzden gazeteciler gazeteciliğini yapsın, siyasetçiler siyaseti yapsın. Onun dışında değerlendirme; halkımızın, milletimizin bizim merakımızı giderecek olan, herkesin merakını giderecek olan ben değilim. Ben Erdoğan yerine konuşamam. O merakın giderilmesine katkı sağlayacak olanlar sizlersiniz."
Diyarbakır Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Türkiye, son 20 yılda yüzde 80 dışa bağlı bir yapıdan yüzde 80 kendi içinde milli, yerli üretim yapan bir yapıya ulaştı" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Diyarbakır’da, “Diyarbakır İş Dünyası Buluşması” programına katıldı. Yılmaz, "Siyasi bir kararlılık olmazsa Türkiye bugün bu noktaya gelmez. Son 20 yılda yüzde 80 dışa bağlı bir yapıdan yüzde 80 kendi içinde milli, yerli üretim yapan bir yapıya ulaştı. Kim rahatsız oluyorsa olsun biz bu gücümüzü, sistemlerimizi geliştirmeye devam edeceğiz” dedi. Bir otelde düzenlenen “Diyarbakır İş Dünyası Buluşması” programına katılan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, TUSAŞ saldırısında şehit olan vatandaşlara Allah’tan rahmet dileyerek, ailelerine ve millete başsağlığı, yaralılara da acil şifalar diledi. Bu terör eyleminin 85 milyona, 81 ile kast edilen bir eylem olduğunu belirten Yılmaz, nasıl ki DEAŞ, FETÖ gibi terör örgütleri dini, kimlikleri kullanarak insanlı dışı işler yapıyorsa, PKK terör örgütünün de Kürt kimliğini istismar ederek, bu kimliği bir maske olarak insanlık dışı eylemler yaptığını dile getirdi. "Nasıl ki DEAŞ ve FETÖ Müslümanları temsil etmiyorsa, PKK terör örgütü de Kürtleri, Kürt vatandaşları temsil etmiyor" diyen Yılmaz, “Diyarbakır ve Güneydoğu, terör eylemlerinden çok çekti. Buradaki terör eylemleri buradaki potansiyelin hayata geçirilmesine, sosyal hayatı da, ekonomik hayatı da arzu edilen düzeylere ulaşmasında en büyük engel oldu. Bugün Diyarbakır’daki huzur ortamının pekişmesi çok farklı bir ortam oluşturuyor” dedi. “Tarımdan sanayiye, turizme her alanda hızlı bir gelişim, toparlama içerisindeyiz" ifadelerini kullanan Yılmaz, "Bu bölge üzerinde hesapları olan uluslararası güç odakları var. Kendilerinde bir bölge üzerinde tasarım oluşturup onu hayata geçirmeye çalışıyorlar. Bugün Orta Doğu’ya baktığımız zaman Gazze’de şu an soykırım suçu ile yargılanan ülke hariç olmak üzere hiçbir güçlü devlet istemiyorlar. Bu bölgede bütün devletleri zayıflatarak, bütün toplumları zayıflatmak istiyorlar. Bunu görmemiz lazım. Amam bunu başaramayacaklar. Türkiye Cumhuriyeti; birlik, beraberlik içerisinde güçlü bir şekilde yoluna devam edecektir. Bu bölge emperyalist hedefleri olan değil, bu bölgenin asıl sahipleri kazanacaktır" diye konuştu. "Geçen sene savunma sanayimizin ihracatı 5,5 milyar doları buldu. Bu sene, 6,5 milyar doları aşacak, 7 milyar dolar gibi bir hedef var” Türkiye’nin savunma sanayisinde büyük atılımlar yaptığına değinen Yılmaz, "Geçmişte bir takım ülkeler bize paramızla bazı sistemleri satmazken, şimdi biz, bize satmadıkları bu ürünleri kendimiz üretiyoruz, ürettiğimiz gibi ihraç ediyoruz. Geçen sene savunma sanayimizin ihracatı 5,5 milyar doları buldu. Bu sene, 6,5 milyar doları aşacak, 7 milyar dolar gibi bir hedef var. İnşallah o da yakalanır. Siyasi bir kararlılık olmazsa Türkiye bugün bu noktaya gelmez. Son 20 yılda yüzde 80 dışa bağlı bir yapıdan yüzde 80 kendi içinde milli, yerli üretim yapan bir yapıya ulaştı. Kim rahatsız oluyorsa olsun biz bu gücümüzü, sistemlerimizi geliştirmeye devam edeceğiz. Bu terör eyleminde yaralanan bir kardeşimiz gece hastanede tedavi olmuştu ertesi gün sabah TUSAŞ’I ziyaret ettiğimizde gelip mesaiye başladığını ve çalıştığını gördük. Bu, hepimize çok büyük moral verdi” diye konuştu. “Diyarbakır iş dünyasının fikir, taleplerini almak için buradayız” diyen Yılmaz, “Türkiye ekonomisi olarak zor bir dönemden geçtiğimizi ifade edebilirim. Dünyanın, bölgemizin zor bir dönemindeyiz. Bir taraftan pandemi sonrası hala tarihi seviyelere gelmemiş bir küresel ekonomik ortamdayız. 20 yıllık ortalamalara baktığımızda yüzde 3.6 civarında dünyada ortalama bir büyüme varken, son yıllarda bu 2,50 civarında, 2.6’lar civarına düşmüş durumda. Bir toparlanma süreci var ama hala eski ortam oluşmuş değil. Dünyada bir taraftan da enflasyonla mücadele var. Bir taraftan da bölgemizde jeopolitik olumsuzluklar var. Kuzeyimizde Ukrayna-Rusya savaşı, güneyimizde hepimizin içini yakan ve uluslararası Adalet Divanı’nda soykırım suçuyla yargılanan eylemler var Gazze’de, Filistin’de. Bir taraftan da geçen yıl tarihimizin en büyük deprem afetini yaşadık. Diyarbakır’da belli oranda payını aldı. Bütün bunlara rağmen ekonomimiz büyümeye, istihdam üretmeye devam ediyoruz” şeklinde konuştu. “Merkez Bankamızdaki brüt rezerv 160 milyar dolara yaklaştı” Bütçe açığının geçen yıl öngördüklerinin çok daha altında bir seviyede olduğuna işaret eden Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu sene 4.9 gibi bir rakama inecek. Gelecek seneye inşallah milli gelire oranla bütçe açığımız yüzde 3’lere düşüreceğiz. Cari açığımız geçen yıl yüzde 6’lar civarına çıkmıştı. Bugün geldiğimiz nokta yüzde 1’ler seviyesine gelmiş durumda. İhracatımız bu zorlu şartlara rağmen artıyor, ithalatımız azalıyor. Bu da dövize olan ihtiyacımızı azaltıyor. Döviz rezervlerimiz tarihi yüksek seviyelere çıktı son bir yıl içinde. Merkez Bankamızdaki brüt rezerv 160 milyar dolara yaklaştı. Net rezervler oldukça yüksek seviyelere çıktı.” “2026 hedefimiz ise ülkemizi tekrar tek haneli rakamlara kavuşturmak” Ülkedeki bütün bu göstergelerdeki iyileşmelerin ülke risk birimini düşürmüş durumda olduğunu kaydeden Yılmaz, “Bu da dış borçlanmada kamunun ve özel sektörün finansa erişimin ve finansın maliyetini aşağıya çekiyor. Her üç kredi derecelendirme kuruluşları notlarımızı artırdı. Bunun olduğu tek ülke Türkiye. Makro ekonomik politikalarda doğru istikamette olduğumuzu ifade etmek isterim. Bütün bu politikalarımızın özünde enflasyonu düşürmek var. Son 4 ayda enflasyon oranında yüzde 26’tının üzerinde bir düşüş gerçekleşti. Önümüzdeki yıl hedefimiz bu rakamı yüzde 20’nin altına düşürmek. 2026 hedefimiz ise ülkemizi tekrar tek haneli rakamlara kavuşturmak. Aylık bazı dalgalanmalar he zaman olabilir. Kontrol edemediğiniz bir takım gelişmeler olur. Ama bir programınız varsa, istikametiniz doğru ise eninde sonunda hedeflerinize ulaşırsınız” dedi. Diyarbakır’ın çok özel bir yer olduğunu söyleyen Yılmaz, “Kamu olarak ciddi yatırımlar yaptık, yapma devam ediyoruz. Ulaştırmada Erzurum-Bingöl-Diyarbakır Projesi için 2024’te verdiğimiz ödenek 1 milyar 248 milyon Türk Lirası. Diyarbakır-Silvan ayrımı Hani yolu için 440 milyon, Diyarbakır-Mardin Projesine 295 milyon, Diyarbakır-Siverek-Şanlıurfa Akziyaret Havalimanı Hilvan ayrımı projesi için 280 milyon, Diyarbakır-Mardin ayrımı Bismil-Batman Projesi için 182 milyon diye yıllık ödenekler bunlar. Demiryolunda elektrifikasyon sinyalizasyon için tahsisatlarımız söz konusu. Diyarbakır’da tarım sektörü çok önemli. Geçen yıl 2.4 milyar lira tarımsal destek vermişiz. Bu yılda devam ediyor. Sulama projelerimiz çok önemli ve öncelikli” diye konuştu. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün sulama sektöründe bulunan yaklaşık 70 milyar liralık proje tutarı olan Silvan 1’nci Merhale Projesi’nin tamamlanması için gayret ettiklerini dile getiren Yılmaz, “Silvan Projesi, bu bölgenin en önemli projesi. Bütün bunlar hayata geçirildiğinde 2.4 milyon dönüm araziyi sulu hale getireceğiz. Bu projeye terör örgütünün geçmişte çok ciddi saldırıları oldu. Bunun dışında 42 milyar lira tutarı olan Kralkızı 1’inci Merhale, Kralkızı Dicle 2’nci Merhale, Kollu Dere Barajı ve sulaması, Çermik Kale Müstakil Projeleri gibi birçok projemiz var. Buralardan da 125 bin hektar alan sulamaya açılacak. Depremden dolayı onarımlarda devam ediyor. 1,5 milyar liralık bir projemiz var, yürütüyoruz. 2.2 milyar liralık içme suyu projemiz var. Bunlar, DSİ kapsamında yürüttüğümüz çalışmalar” ifadelerini kullandı. “İhracat rakamları Diyarbakır’a yakışmıyor. 331 milyon, bunun mutlaka milyar dolarla ifade edilen seviyelere ulaşması gerekiyor” Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığıyla birlikte yürütülen çalışmalar olduğunu ifade eden Yılmaz, “Bismil Atıksu Tesisi Projemizi yürütüyoruz. Deprem sonrası iyileştirme ve yeniden imar kapsamında içme suyu ve atık alt yapı tesisleri yapım işler için 3.3 milyar liralık bir kaynağı Diyarbakır’a tahsis etmiş durumdayız. OSB’ler ile ilgili çalışmalarımızı yürütüyoruz. İhracat rakamları Diyarbakır’a yakışmıyor. 331 milyon, bunun mutlaka milyar dolarla ifade edilen seviyelere ulaşması gerekiyor” dedi. Yılmaz, “Diyarbakır’da sağlık sektöründe önemli projeler yürüyor. 1000 yataklı Diyarbakır Şehir Hastanesi 1000 yataklı Yenişehir Devlet Hastanesi, dahil olmak üzere 2195 yatak kapasiteli yatırım süreci devam ediyor. Kültür ve Turizm Bakanlığımızın önemli projeleri var. Diyarbakır Surları restorasyonu devam ediyor. Sadece burası için 300 milyon liralık projemiz söz konusu. Diyarbakır Cezaevi’nin müzeye dönüştürülmesi projemiz devam ediyor. Buraya 281 milyon liralık ödenek ayırmış durumdayız. Depremde yine hasar gören kültür varlıklarımızın onarımını gerçekleştiriyoruz” ifadelerini kullandı. Diyarbakır Valisi Murat Zorloğlu ise kentteki ekonomik yatırımlar ve gelinen durum hakkında bir konuşma gerçekleştirdi. Konuşmaların ardından, program basına kapalı gerçekleştirildi. Programa, iş adamları yanı sıra siyasi parti il başkanları ve AK Parti Diyarbakır Milletvekilleri Suna Kepolu Ataman, Galip Ensarioğlu ile Mehmet Sait Yaz katıldı.