YEREL HABERLER - 24 Şubat 2012 Cuma 11:47

SÜT VE SÜT ÜRETİMİ` KONULU PANEL DÜZENLENDİ

A
A
A
SÜT VE SÜT ÜRETİMİ` KONULU PANEL DÜZENLENDİ

Antalya Ticaret Borsası (ATB), süt sektörünün sorunlarını düzenlediği panelle gündeme getirdi.
ATB toplantı salonunda düzenlenen ve moderatörlüğünü ATB Yönetim Kurulu Üyesi Halil Bülbül’ün yaptığı ’Süt ve Süt Üretimi’ konulu panele ATB Meclis Başkanı Hüseyin Cahit Kayan, ATB Yönetim Kurulu Üyeleri Ata Sönmez ve Cüneyt Doğan, ATB meclis üyeleri, komite üyeleri, akademisyenler, kooperatif başkanları, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü yetkilileri, Kasaplar Federasyonu temsilcileri ile sektör temsilcileri katıldı.
Panelde Akdeniz Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nden Doç. Dr. Ahmet Küçükçetin, Türkiye’de yılda 12 milyon ton süt üretildiğini belirterek, bunun sadece yüzde 50’sinin modern fabrikalarda işlenerek tüketiciye ulaştırıldığını bildirdi. Yaklaşık 6 milyon ton sütün kontrol edilemediğini ifade eden Küçükçetin, toplumun gelişmesi için olmazsa olmaz olan sütten toplumun uzaklaştırılmasının insanlığa en büyük zarar olduğunu söyledi. Türkiye’de kişi başına tüketilen süt miktarının yılda 25 kilo olduğunu, bunun Avrupa ülkelerinde ortalama 70 kilo, Finlandiya’da ise 100 kilo’ya kadar çıktığına dikkat çeken Ahmet Küçükçetin, süt tüketiminin artırılması için birtakım önlemler alınması gerektiğini ifade etti. Küçükçetin, "Toplumu süt ürünlerinden uzaklaştırma kampanyası var" dedi.
SÜT ÜRETİMİ 3 KAT ARTIRILMALI
Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, dünyada yıllık 721 milyon ton süt üretiminin sadece 12 milyonunun Türkiye’de üretildiğini bildirirken, Antalya’da ise yılda ortalama 192 bin ton süt üretildiğini kaydetti. "Süt üretimimizi şimdi rakamın 3 katı artırmalıyız" diyen Orhan Özçatalbaş, gelişmiş ülkelerde oluşturulan birliklerin süt üretiminin artırılmasında önemli rol oynadığı, Türkiye’de ise sektörde örgütlenme yetersizliği olduğunu kaydetti. "Sütte antibiyotik" söylemlerinin süt üreticisini sıkıntıya soktuğunu kaydeden Özçatalbaş, süt tüketimini azaltmak yerine artırıcı önlemlerin alınması gerektiğini vurguladı.
Antalya Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Metin Yaraşçı, süt sektöründeki sorunları anlatırken, sektörde üretici birlikleri adı altında çok sayıda örgütün sektördeki sorunları birlikte çözmek için birlik içinde harekete geçmesi gerektiğini vurguladı. Antalya Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Müdürü Musa Toros, 1 kilo süt satınca 1 kilo yem alınamıyorsa işletmenin devamında sıkıntı olacağını belirterek, fiyat dengesinin kurulmasını istedi. Toros, devletin hayvancılık politikasını da değiştirmesi gerektiğini vurguladı.
SÜT PARA KAZANMAZSA GELİŞMEZ
Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü’nden Ümit Okudur, çiğ sütte kalitenin en önemli sıkıntı olduğunu bildirirken, yapılan düzenlemelerle yılsonuna kadar çiğ sütün AB standartlarına getirileceğini kaydetti. Yeşil Pınar Tarım Süt A.Ş. Başkanı Mahmut Toros, süt üretiminde girdi fiyatları yüksekken sütün satış fiyatının düşük olduğunu belirterek, "Süt para kazanmazsa gelişmez" dedi.
Çangır Tarım ve Hayvancılık İşletmesi Genel Müdürü Hikmet Çangır, hayvancılık sektörünün kendi çabalarıyla bir yere gelmeye çalıştığını belirterek, devletin yürüyen sistemden haberdar olmadığını ileri sürdü. Çangır, sektörde girdi maliyetlerinin yüksekliğine de dikkat çekti.
Kasaplar Odası Başkanı Osman Yardımcı, Türkiye’de sütün önemsenmediğini ifade ederken, "Süt önemsenseydi, bakanlık dışarıda hayvan ithal etmezdi" dedi. Yardımcı, etin temel maddesi olan süt desteklenmedikçe et üretiminin de düşeceğini belirterek, "Süt önemsenmezse et olmaz. Toplumda süt tüketim kültürü artırılmalı. Askerlere ve öğrencilere ücretsiz süt dağıtılmasını öneriyoruz" diye konuştu.
S.S. Yelten Sulama Kooperatifi Başkanı ve ATB Meclis Üyesi Hüseyin Simav, sokak sütünün sağlıksızlığına dikkat çekerken, denetimlerin yapılması gerektiğini kaydetti. Simav, hayvancılığın desteklenmesi gerektiğini kaydeden Simav, süt tüketimini artırıcı kampanyaların yürütülmesini istedi. Simav "Sütümüze sahip çıkalım" dedi.
Panelde, Türkiye’deki yapısal sorunlara dikkat çekilirken, grup tarım modelinin uygulanması gerektiği kaydedildi. Üreticinin sorunu çözülmeden sektörün sorunun çözülemeyeceğini vurgulanan panelde, maliyet düşürücü teşvik ve desteklerin verilmesi, tüketim alışkanlığının değiştirilmesi, süt tanıtım grubunun kurulması, soğuk süt tüketiminin artırılması, sütün sadece çocukların değil yetişkinlerin de beslenme mönüsünde olması, işletme hijyeninin sağlanması gerektiği bildirildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adıyaman Belediyenin ‘04.17 Belgesel Film Atölyesi’nde kamera eğitimleri başladı Adıyaman Belediyesi tarafından kurulan ‘04.17 Belgesel Film Atölyesi’nde kamera eğitimleri başladı. Kursiyerlere kamera kullanımı ve röportaj teknikleriyle ilgili eğitimler verildi. Adıyaman Belediyesi’nin kurduğu ve amatör kadınların gözünden 6 Şubat depremlerinin yine kadınların yaşamına etkisinin belgeleneceği ‘04.17 Belgesel Film Atölyesi’nde kamera eğitimleri sürüyor. Adıyaman Belediyesi Kültür ve Eğitim Merkezi’nde (AKEM) verilen eğitimlerde kursiyerlere, kamera kullanımında dikkat edilmesi gereken detaylar, teknik uygulamalar ve belgesel filmde röportaj teknikleri teorik ve uygulamalı olarak aktarıldı. Belgesel filmleriyle 20’den fazla ödül kazanan Bitlis Eren Üniversitesi Görsel İşitsel Teknikler ve Medya Yapımcılığı Bölümü Öğretim Görevlisi Veysel Akşahin, atölyede verilen eğitimlerle ilgili olarak açıklamalarda bulundu. Akşahin, “Atölyede kursiyerlerimize belgesel yapımı sürecinde ihtiyaç duyacakları teknik bilgiler ve kamera kullanım becerilerini kazandırmayı hedefliyoruz. Belgesel nasıl yapılır, yapım aşamaları nelerdir ve kamera kullanımı gibi temel konularda eğitimler veriyoruz. Adıyaman Belediyesi’nin bu projeyi hayata geçirmesi gerçekten takdire şayan. Deprem bölgelerinde kadınların yaşadığı zorluklar zaman zaman haberlerde ya da görsel çalışmalarda karşımıza çıkıyor. Ancak bu projede kadınların yaşadıkları sorunları belgesel yoluyla ifade etmeleri çok anlamlı. Kursiyerlerimizin oldukça istekli ve heyecanlı olduklarını görüyorum. Teknik düzeyde bazı yeterliliklere ihtiyaçları var, ancak bu süreci başarıyla tamamlayacaklarına inanıyorum” diye konuştu.
Ankara MHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın: "Bahçeli’nin daveti; parlamento çatısı altında sözde siyaset yapan bir partiye, DEM’e, emperyalizmin taşeronu olmaktan vazgeçme çağrısıdır" Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) tarafından 27 ilde düzenlenecek olan “Bir ve Birlikte Hilale Doğru Türkiye Toplantıları”, Ankara’da gerçekleşti. MHP Genel Başkan Yardımcısı Edip Semih Yalçın, Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin davetinin DEM’e emperyalizmin taşeronu olmaktan vazgeçme çağrısı olduğunu belirterek, devletin terörle mücadelesinin tavizsiz sürdürüleceğini vurguladı. Ankara’da bir otelde düzenlenen toplantıya Eskişehir ve Kırıkkale teşkilatlarından da katılım oldu. Programın açılış konuşmasını yapan MHP Genel Başkan Yardımcısı Edip Semih Yalçın, yeni yüzyılda değişen şartlar ile Türkiye’nin kendi yağıyla kavrulmaya zorlandığını belirterek, ekonomiden güvenliğe, bölgesel adımlardan uluslararası ilişkilere kadar hemen her alanda kendi göbeğini kesmek durumunda olduğunu kaydetti. Savaş ateşinin Türkiye’ye sıçramaması ve küresel aktörlerin Türkiye’yi kaosa sürükleyecek tahriklerinin etkisiz kılınması için caydırıcı adımlar atılması gerektiğini söyleyen Yalçın, “Kendi mevcudiyetini koruyacak, kendi güvenliğini sağlayacak askeri güç ve imkânlara sahip olan Türkiye, iş başa düşünce ihtiyaç duyulan siyasi kararlılığı da gösterecektir. Ancak bunun yanında içeride bütünlüğün sağlanması ve mevcut siyasi aktörlerin ortak tutum takınması lazımdır. Dile getirdiğimiz bu endişe verici tablo, Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin gerek PKK’nın siyasi kanadına, gerekse bütün iç siyaset aktörlerine yaptığı birlik ve beraberlik çağrısının sıradan bir paradigma değişikliği hamlesi olmadığının delilidir. Ne var ki idraksizlik hummasından, akıl tutulmasından kurtulamayan bazı siyaset erbabı ve medya çevreleri, küçük düşünerek meseleyi dar kalıplara hapsetme ısrarından hâlâ vazgeçmemiştir. Üstelik malum tarihî daveti karalama fırsatı olarak gören aynı çevreler, MHP’yi zarara uğratma gayretine düşmüştür. Bütün sabrımız ve iyi niyetimizle malum maksatlı çevrelere buradan bir kere daha sesleniyoruz: Resmin tamamına odaklanın, ayrıntıya takılmayın. Büyük düşünün. Hayat sürdüğümüz ve sınırlarını kanla, canla çizdiğimiz coğrafyayı kuş bakışı, hatta uydu bakışı inceleyin” diye konuştu. “Bahçeli’nin daveti DEM’e emperyalizmin taşeronu olmaktan vazgeçme çağrısıdır” Devlet Bahçeli’nin tavrının asla terörizme verilmiş bir taviz olmadığının altını çizen Yalçın, “Bahçeli’nin daveti; parlamento çatısı altında sözde siyaset yapan bir partiye, DEM’e, emperyalizmin taşeronu olmaktan vazgeçme çağrısıdır. Safını ve yerini netleştirme, dostunu düşmanını belli etme uyarısıdır. ABD’nin mayın eşeği PKK ile bağlarını tamamen koparıp, Türkiye partisi olma tavsiyesidir. Sayın Genel Başkanımız tarafından ısrarla, sabırla iyi niyet ve ferasetle dillendirilen çağrı; birlik, beraberlik ve bin yıllık kardeşliğin korunmasını hedeflemektedir. Bu çağrının temel gayesi, terörü ülkemizin gündeminden sonsuza kadar kaldırmaktır. Şehit cenazelerine, anaların ağıtlarına son vermektir. Bu davete ne cevap verilirse verilsin, devletimizin terörle mücadelesinin tavizsiz sürdürülmesi noktasındaki azim ve kararlılığı asla değişmeyecektir. Teröristlerle asla müzakere edilmeyecek, bilakis terörle mücadele amansız surette sürdürülecektir. Bahis konusu davet, kamuoyundan da büyük destek almıştır. Mesaj, aziz milletimizce alınmıştır. Muhatabına da mehil verilmiştir. Yani ilanihaye geçerli değildir. Kimse kendini de başkalarını da kandırmasın. Kimse beyhude yere ucuz algı oyunlarına başvurmasın. Doğruyu eğriltme ve haklıyı haksız, masumu suçlu çıkarma çabası boşunadır. Sayın Genel Başkanımızın duruşu, MHP’nin tutumu; ucuz ve hamasi yaklaşımlarla, oy avcılığıyla, tribünlere oynamakla basite indirgenecek bir mesele değildir" dedi. Türk milliyetçiliğinin siyaset meydanındaki sahibinin MHP olduğunu aktaran Yalçın, taklitçiliğin maya tutmayacağını ve rol çalmaya çalışanların kendilerini gülünç duruma düşürdüğünü söyledi. Bir ve Birlikte Hilale Doğru Türkiye Toplantıları kapsamında bugüne kadar 16 bölgesel toplantı gerçekleştirdiklerini dile getiren Yalçın, 48 ile eriştiklerini ve bugün itibari ile bölgesel toplantı sayısının 20’ye, katılımcı il sayısının da 60’a ulaştığını belirtti.