EĞİTİM - 21 Mart 2022 Pazartesi 14:11

YÖK Başkanı Özvar, basın mensupları ile buluştu

A
A
A
YÖK Başkanı Özvar, basın mensupları ile buluştu

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof.

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, “Ukrayna’da okuyan Türk vatandaşı öğrencilere şunu söylemek lazım. Bu konu hakkında maalesef bir bilgi kirliliği var. Bunlara kulak asmamaları lazım. Yükseköğretim Kurulu’ndan resmi bir açıklama gelmediği müddetçe her türlü spekülasyonlara kulaklarını kapatmaları gerekiyor” dedi.


Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, basın mensupları ile bir araya gelerek gündeme dair soruları yanıtladı. Ukrayna’da yükseköğrenimine devam eden ve savaş nedeniyle Türkiye’ye dönmek zorunda kalan öğrencilerin durumunun sorulması üzerine cevap vererek konuşmasına başlayan Özvar, “Ukrayna’da okuyan Türk vatandaşı öğrencilere şunu söylemek lazım. Burada bu konu hakkında maalesef bir bilgi kirliliği de var. Bunlara kulak asmamaları lazım. Yükseköğretim Kurulu’ndan resmi bir açıklama gelmediği müddetçe her türlü spekülasyonlara kulaklarını kapatmaları gerekiyor. Birkaç gün içerisinde nereye nasıl ve hangi şartlarla başvurabileceklerini ilan edeceğiz. Yurtdışından yatay geçiş ile alakalı yönetmelikte var olan tüm hükümler burada da geçerlidir” ifadelerini kullandı. YÖK Başkanı Özvar, yurtdışında yer alan yükseköğretim programında okuyan öğrencilerin, Türkiye’ye yatay geçiş yapabilmeleri konusundaki yönetmeliğin belli olduğunu söyledi. Özvar, Ukrayna’da okuyan Türk öğrencilerin yatay geçişleri konusunda da aynı mevzuatın uygulanacağını kaydetti.



“Özel öğrenci statüsünde gelecek öğrenciler, ilan edeceğimiz koşullarda başvurabilecekler”


Yatay geçiş şartlarını karşılamayan, Türkiye’de herhangi bir yükseköğretime geçiş sınavına girmemiş ve puanı olmayan öğrenciler için de “özel öğrenci” statüsünün uygulanacağını belirten Özvar, “YKS’ye girmemiş, puanı olmayan, Ukrayna’da olduğu gibi doğrudan yurtdışında okuyan öğrencilerimiz de var. Bunu YKS puanı olmayanlar için söylüyorum, yükseköğretim alanında onları da ihmal etmedik. Eğer yurtdışında bir üniversitede okuyorlar ise burada onlara özel öğrenci statüsü tanıyoruz. Yani özel öğrenci statüsünde gelecek öğrenciler, ilan edeceğimiz koşullarda başvurabilecekler ve Türkiye’deki üniversitelerden ders alabilecekler. Dersin gerektirdiği başarı şartlarını sağlayan öğrencilere de o dersleri aldığına, başardığına dair resmi evrak verilecek. Ondan sonra da sınava girmemiş öğrenciler, bunları kendi üniversitelerinde değerlendirebilirler” açıklamasında bulundu. Başkan Özvar ayrıca, başarı sıralamasına giren üniversitelerde okuyan öğrenciler için yatay geçişte, YKS puanı şartının aranmayacağını da söyledi. Özvar ayrıca, akademik takvim kapsamında yükseköğretim kurumlarında sınavların başlamadan Ukrayna’dan gelen öğrenciler ile ilgili durumun tamamlanacağını açıkladı.



“Üniversiteler kontenjanlar dahilinde başvuruları alacak”


Özvar, ayrıca Ukrayna’da okuyan öğrencilerin Türkiye’deki yükseköğretim programlarına dahil edilmesi konusunda aranacak şartlara ek olarak bir de ‘kontenjan’ olacağını, her üniversitenin kendi belirlediği kontenjan dahilinde alım yapacağını vurguladı. Hakkaniyet ve adalet parametreleri ile çalışmaların tamamlanacağının altını çizen Özvar, “Üniversiteler kontenjanlar dahilinde başvuruları alacak. Kontenjan mutlaka olacak. Üniversitelerin kontenjanı ve öğrencilerin ikametgahı ve diğer bazı parametreler dikkate alınmak suretiyle başvurulur üniversitelere yapılacak. Üniversiteler değerlendirecek yatay geçiş başvurularını, bizler de takip edeceğiz” diye konuştu.



“Tıp eğitiminde kaliteden ödün veremeyiz”


Tıp alanının yükseköğretim programları içerisinde en çok tercih edilen alanların başında geldiğini vurgulayan Başkan Özvar, kontenjanlar konusunda bir değişiklik olup olmayacağının sorulması üzerine, “Tıp eğitiminde biz kaliteden ödün veremeyiz. Yükseköğretim Kurulu olarak bilhassa sağlık alanında kalite bizim birinci önceliğimizdir. Ama şu olabilir; belki uzmanlık yani Tıp Uzmanlık Sınavlarında (TUS) imkânlar ölçüsünde bazı kontenjanların sayıları, üniversitelerin eğitim öğretimini bozmayacak, aksatmayacak şekilde artırılabilir. Bunun dışında tıpta hızlı bir eğitim yoluyla hekimlik yapabilmek mümkün değil. Tıp eğitimi sabır istiyor. Tıp eğitiminin yarısı temel bilim ağırlıklı ise diğer yarısı da hastanede uygulama ile geçiyor. Bu açıdan uygulamada gerekli tecrübeye sahip olmadan hekim adaylarının mezun edilmeye kalkışılması bizim sağlık sistemimizi fevkalade yaralar. Tıp ve sağlık kontenjanlarımızın gerçekten yeterli düzeyde olduğunu ifade edebilirim” dedi.



“Boğaziçi Üniversitesi Türkiye’nin en seçkin, en güzide üniversitelerinden biridir”


Bir yükseköğretim kurumunda, rektörün, dekanın veya bölüm başkanının nasıl atanacağının belli olduğunu ve bu kaideler doğrultusunda hareket edildiğini vurgulayan YÖK Başkanı Özvar şunları kaydetti:


“Boğaziçi Üniversitesi Türkiye’nin en seçkin, en güzide üniversitelerinden biridir. Tabi, sadece Türkiye’de değil dünyada da tanınan bir üniversitemiz. Ben Yükseköğretim Kurulu Başkanı olarak Boğaziçi Üniversitesi’nin gerek ülkemizde gerekse yurtdışında daha büyük başarılara imza atması için elimden gelen tüm gayreti sarf ettiğimi ve edeceğimi de bilmenizi isterim. Bu aslında diğer tüm üniversiteler için de geçerlidir. Yani herhangi bir üniversiteyi diğerlerinden ayırarak konuşmak istemem. Ama Boğaziçi Üniversitesi hakikaten Türkiye’nin sınavda en başarılı olmuş öğrencilerini çeken üniversitelerden bir tanesi. Süreci sizler de bizler de yakından takip etmeye çalıştık. Türkiye’de bir üniversiteye bir rektörün nasıl atanacağı konusu Anayasa ve kanunlarca çok açık, net ortadadır. Bütün öğretim elemanlarının ve hocaların buna saygı göstermesi gerekir. Bu bir mecburiyettir. Elbette bir rektör nasıl seçilmeli? Tartışması yapılabilir. Siz bunu teorik olarak değerlendirebilirsiniz. Dünyadaki rektörlük atamalarına bakabilirsiniz. Bunlar teorik olarak konuşulur ve tartışılır. Ama şu anda rektör nasıl seçilir bu belli. Şimdi burada Cumhurbaşkanımızın atadığı bir rektör arkadaşımız görev yapıyor. Dolayısıyla benim ilk beklentim, göreve atanmış rektöre öncelikle yardım etmek lazım. Ben şahsen Boğaziçi Üniversitesi Rektörünün bu üniversite için fevkalade gayret içerisinde olduğunu, bu üniversiteyi daha ileri taşımak için mücadele ettiğini biliyorum.”



“(50/d’li araştırma görevlileri) Bir müddettir mevzuat çalışması yaptığımızı ifade edebilirim”


Devlet üniversitelerinde 50/d statüsüne doktora yapan araştırma görevlilerinin durumu hakkındaki son gelişmelerin sorulması üzerine de cevap veren Özvar, “50/d’li arkadaşlarımızın doktoraları bittiğinde araştırma görevliliği de bitiyor. Bu asistanlıktan kendi üniversitesine doktora öğretim üyeliği için gerekli başvuru koşullarını sağlayan ve bu sınavı geçen doktoralı araştırmacılar için üniversiteler kendi iç kadrolarından atamaları sayılmamış olacak. Kadro kaybı yaşamadan üniversite, buralara doktora öğretim üyesi olarak atanmış, 50/d’liler veya dışardan müracaat edenler kadrodan sayılmamış olacak. Burada 50/d statüsünde araştırma görevlisi genç arkadaşlarımızın doktoralarını tamamladıktan sonra üniversitelerde bir müddet daha yer bulmalarını sağlayacak, sıkıntılarına bir nebze çare olacak bir düzenleme yaptığımızı, bir müddettir mevzuat çalışması yaptığımızı ifade edebilirim. Ama içeriğin ne olacağı konusu düzenleme yaptıktan sonra sizlerle paylaşılacak” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Muğla ve Bodrum için yeni proje ve yatırım müjdesi Muğla’da çeşitli programlara katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Muğla genelinde devam eden ve planlanan projeleri de açıkladı. Ulaşımdan spora, içme suyundan sağlık tesislerine kadar birçok projenin haberini veren Erdoğan, Muğla ve ilçeleri için çok sayıda yatırım projesinin müjdesini verdi. Bodrum Stadı ve spor tesisi projeleri Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bodrum Stadı ve spor salonu için arazi çalışmalarının tamamlandığını ve Fethiye Stadı için proje çalışmalarının bittiğini belirtti. Bu projelerin inşaatlarına başlanacağını vurgulayan Erdoğan, “İnşallah bu projelerin de ihalesini yapıp inşaatına başlayacağız” dedi. Muğla’daki diğer büyük projeler Erdoğan, Muğla’daki diğer projelerle ilgili de bilgi verdi. Marmaris’te 2 bin kişilik spor salonu, gençlik merkezi ve tenis kortlarının inşaatına devam ettiklerini belirten Erdoğan, Menteşe ilçesinde 6 bin seyirci kapasiteli stadyum ve tartan atletizm pisti yapımı için bu ayın 26’sında ihale yapılacağını açıkladı. “Şimdiden hayırlı olsun,” diyen Erdoğan, bu projelerin hayata geçmesinin Muğla’ya büyük katkı sağlayacağını ifade etti. Sağlık tesisleri ve millet bahçeleri Sağlık alanında büyük adımlar atıldığını belirten Erdoğan, Muğla’da 12 sağlık tesisinin plan, proje ve ihale çalışmalarının sürdüğünü söyledi. Ayrıca, Muğla’da 6 millet bahçesi projesi olduğunu belirten Erdoğan, “Yatağan ve Seydikemer millet bahçelerimiz açılışa hazır hale geldi. Dalaman, Ula’daki Akyaka, Köyceğiz ve Ortaca’daki Sarıgerme millet bahçelerimizin projelendirme çalışmalarımız devam ediyor” dedi. Su projeleri ve ulaşım yatırımları Bodrum’a yönelik su projelerini de açıklayan Erdoğan, Sandras İçme Suyu Projesi ile Muğla İl Merkezi’nin su ihtiyacını karşılayacaklarını belirterek “Toplam 7,6 milyar lira maliyetli proje ile 7,32 milyon metreküp su depolanacak, günlük 45 bin metreküp kapasiteli arıtma tesisi ve 80 kilometrelik isale hattı yapılacak” dedi. Ayrıca, Bodrum Barajı projesiyle yıllık 13,2 milyon metreküp su depolanacağını ve 135 bin metreküp arıtma kapasitesiyle Bodrum’un su sorununa çözüm getirileceğini açıkladı. Bodrum-Yalıkavak yolunun kalan 7 kilometrelik kısmının ihalesinin yapıldığını ve inşaat çalışmalarına başlandığını duyurdu. Erdoğan, Muğla’daki ulaşım projeleriyle ilgili de açıklamalarda bulundu. Muğla-Kale yolu üzerindeki çalışmalarının sürdüğünü belirten Erdoğan, Yalıkavak yolunu 2025’te, Seydi Kemer-Kalkan ve Didim-Milas yolunu 2026’da, Söğüt-Seydikemer arasını ise 2027’de bitirmeyi hedeflediklerini ifade etti. Yerel yönetimlere eleştiriler Cumhurbaşkanı Erdoğan, Muğla’daki yerel yönetimlerin içme suyu gibi temel sorunlara çözüm üretmediğini belirterek, “Görevi içme suyu sorununu çözmek olanlar, bunu görmezden geliyor” dedi. Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde su sorunlarıyla nasıl başa çıktıklarını hatırlatarak, Muğla’daki yerel yönetimlere bu konuda adım atmaları gerektiğini söyledi. Muğla’nın kalkınması için çalışmalar devam ediyor Erdoğan, Muğla’nın kalkınması adına önemli projelerin hayata geçirildiğini belirterek, “Muğla’nın doğal güzellikleri ve turizm potansiyeli çok yüksek. Ancak yerel yönetimler bu avantajları değerlendirme konusunda yetersiz kaldığını üzülerek görüyoruz. Biz ise Muğla’nın kalkınması ve sorunlarının çözümü için gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz,” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Muğla İl Kongresi’nin ardından Marmaris’te sivil toplum kuruluşları, kanaat önderleri ve muhtarlarla bir araya geldi. Programda, Muğla Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Prof. Dr. Aydın Ayaydın, Muğla’nın sorunları hakkında bilgi sundu. Bodrum FK Asbaşkanı Selahattin Polat’ın da katılıdğı toplantıda Erdoğan’la aynı masada oturan Polat Bodrum FK hakkında bilgilendirmede bulundu.
İzmir Gece kulübünde alem yaptığı görüntüler ortaya çıkan SMA’lı bebeğin babası intihar etti İzmir’in Torbalı ilçesinde yaşayan ve 18 günlükken spinal müsküler atrofi (SMA) Tip 1 teşhisi konan İkbal bebeğin yaşam mücadelesi devam ederken, baba Umut Kardeş’in gece kulübünde eğlendiği videolar büyük tepki çekmişti. Tepkilerin ardından kısa bir video paylaşan şahıs intihar etti. Torbalı’da yaşayan 1 yaşındaki İkbal K.’ye 18 günlükken spinal müsküler atrofi (SMA) Tip 1 teşhisi kondu. İkbal bebeğin tek şansı olan zolgensma tedavisi için gereken 1 milyon 819 bin dolar için ise valilik onaylı kampanya hesabı oluşturuldu. Vatandaşlar ve sivil toplum kuruluşları da bu kampanyaya destek olurken, İkbal bebeğin babası Umut Kardeş’in gece kulüplerindeki videoları ortaya çıkmıştı. Tepkilerin ardından bir video yayımlayarak intihar etti Umut Kardeş’in gece kulüplerinde özel masalar ayırttığı, içki şişeleri açtırıp çalışanlara para saçtığı anların görüntüleri sosyal medyada da yayılınca vatandaşlar tarafından büyük tepki görmüştü. Umut Kardeş, tepkilerin ardından sosyal medyada yayımladığı videoda, “Hepiniz beni suçladınız, paraları orda burada yiyor, diye. Hesabı açın bakın, ben bir kuruş para yemiş miyim? Elden verip de dekont göndermediğim bir kişi gelip bana, ‘dekontum gelmedi’… Valiliğe her zaman götürdüğüm dokümanlar ortada. Gelen de belli giden de belli. Ben eşimi buradan kovmadım. 6 ay değil, 2 ay bile olmadı orada. Kavga edip gitmedi. Kardeşiyle beraber gülerek gitti, ondan sonra bir şeyler öğrendim evime gelmesini istemedim. Bir de bunun geçmişi de var. Bizi bilenler biliyor, neden tartıştığımı, neden istemediğimi. Kimse benim hakkımı ödeyemez. Benim kızım için neler yaptığımı gören gördü. Ben bu saatten sonra bu dünyada yokum ama hakkım hiçbirinize helal değil” ifadelerini kullanıp daha sonra araç içerisinde tabanca ile başına ateş etti. Ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan şahıs, buradaki tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.