GENEL - 24 Nisan 2020 Cuma 11:10

TVHB Başkanı Eroğlu, Dünya Veteriner Hekimler Günü’nü kutladı

A
A
A
TVHB Başkanı Eroğlu, Dünya Veteriner Hekimler Günü’nü kutladı

Türk Veteriner Hekimleri Birliği Başkanı Ali Eroğlu, “Tüm dünyada yaşanan Covid-19 salgını da bir kez daha, veteriner hekimsiz insan sağlığının olamayacağını göstermiştir.

Türk Veteriner Hekimleri Birliği Başkanı Ali Eroğlu, “Tüm dünyada yaşanan Covid-19 salgını da bir kez daha, veteriner hekimsiz insan sağlığının olamayacağını göstermiştir. Stratejik önemi bir defa daha ortaya çıkan mesleğimiz ile ilgili; tüm mesleki haklarımız için olumlu katkılarının ve yasal düzenlemelerin olacağı ümidiyle tüm meslektaşlarımızın Dünya Veteriner Hekimler Gününü kutluyorum” dedi.


Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB) Başkanı Ali Eroğlu, Dünya Veteriner Hekimler Günü dolayısıyla bir basın açıklaması düzenleyerek, dünya üzerinde yaşanan pandemiye rağmen çalışmalarını yürüten meslektaşlarına seslendi.


TVHB Başkanı Eroğlu, her yıl farklı bir temayla kutlanan Dünya Veteriner Hekimler Günü’nün bu yıl temasının ‘İnsan ve Hayvan Sağlığı İçin Çevreyi Korumak’ olarak belirlendiğini hatırlattı. Eroğlu, sayıları 500 bini geçen veteriner hekimlere seslenen Eroğlu, “Dünya Veteriner Hekimler Günü; Dünya Veteriner Hekimleri Birliği (WVA) ile Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü’nün (OIE) girişimleri sonucunda her yıl Nisan ayının son Cumartesi günü, o yıl için belirlenen bir tema çerçevesinde kutlanmaktadır. 2020 yılının teması; ‘İnsan ve Hayvan Sağlığı İçin Çevreyi Korumak’ olarak belirlenmiştir. Belirlenen tema ile, veteriner hekimlerin bu alanlardaki çalışmalarına kamuoyunun dikkatinin çekilmesi amaçlanmaktadır. Altı kıtada sayıları 500 bini geçen veteriner hekim tarafından 20’inci kez kutlanacak olan Dünya Veteriner Hekimler Günü, veteriner hekimler için onur kaynağı, gurur kaynağı ve mutluluk kaynağı olmuştur” ifadelerini kullandı.



“Covid-19 salgını da bir kez daha, veteriner hekimsiz insan sağlığının olmayacağını göstermiştir”


Dünya Veteriner Hekimler Günü vesilesiyle veteriner hekimlerin çok önemli çalışmalara imza attığına değinen Eroğlu, Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve kısa zamanda tüm dünyaya yayılma özelliği gösteren yeni tip Korona virüs (Covid-19) salgınında veteriner hekimlerin öneminden, “Bir kez daha belirtmek isteriz ki; sağlıklı hayvan, sağlıklı gıda, sağlıklı insan ve sağlıklı toplum ile çevre sağlığı ve biyogüvenlik konularında veteriner hekimler çok önemli çalışmalara imza atmaktadır. Tüm dünyada yaşanan Covid-19 salgını da bir kez daha, veteriner hekimsiz insan sağlığının ve refahının olamayacağını göstermiştir. Türk Veteriner Hekimleri Birliği’nin her zeminde gündeme getirdiği konu şudur; Ülkemizde kadim bir sağlık meslek grubundan olan veteriner hekimler; özellikle son 150 yılda tarihe mal olan hizmetlerine, başarılarına, özellikle viral ve bakteriyel salgınların kontrol ve eradikasyonlarındaki engin deneyimlerine, koruyucu hekimlik, epidemiyoloji ve karantina önlemleri konusundaki faaliyetlerine, teşhis ve aşı üretimindeki bilgi birikimlerine ve Covid-19 ile mücadele ettiğimiz bugünlerde ülkemize has virüsün izolasyonu ve söz konusu virüsün genetik haritasını ortaya koyan bilim insanlarımızın veteriner hekim olmalarına rağmen, ülkemizde halen hak ettiği değeri alamayan ve özellikle son zamanlarda sağlık meslek grubuna yönelik bir kısım yasal düzenlemelere dahil edilmeyen meslek mensuplarıdır” şeklinde bahsetti.



“Tüm veteriner hekimler, mücadele kapsamında sahada”


Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kabul edilen ‘Sağlıkta Şiddet Yasası’nda veteriner hekimlere yer verilmemesinden duyduğu üzüntüyü dile getiren Eroğlu, “Veteriner hekimler olarak sağlığa verdiğimiz bunca emek ve katkının yanı sıra ve veteriner hekimlere yönelik onlarca şiddet fiili ortadayken ve her şeyin ötesinde ulusal ve uluslararası kabullerde sağlık sınıfında olmasına rağmen, kısa bir süre önce TBMM’de kabul edilen sağlıkta şiddet yasasında veteriner hekimlere yer verilmemesi tarafımızca anlaşılamamış ve meslek mensuplarımızı büyük bir üzüntüye sevk etmiştir. Başta insan sağlığı olmak üzere, çevre sağlığını, biyogüvenliği, sosyal hayatı, ekonomiyi, ticareti ve değerlerimizi ciddi oranda tehdit ve tahrip ederek, bütün dünyayı kuşatan Covid-19 sebebiyle tüm veteriner hekimler, mücadele kapsamında sahada olup ülkemizin en büyük metropolünden, ülkenin en ücra köşesindeki köy ve mezrasına kadar ayaktadır. Bir taraftan laboratuvarlara kapanarak hayatları kurtaracak aşı ve serum üretmek için olağanüstü gayret gösterilirken, diğer taraftan sahada, salgın ve zoonotik hastalıklara karşı koruyucu aşılamalar, hastalık mihraklarına müdahale, tedavi hizmetlerinin kesintisiz olarak sürdürülmesi, insanımızın gıda güvenliğinin sağlanması ve sahipsiz sokak hayvanlarının yaşam koşullarının iyileştirilmesi gibi hizmetler onlarca riske rağmen gece gündüz demeden devam ettirilmektedir” diye konuştu.



“Dünyanın bundan sonraki hayatı farklı olacak”


Covid-19 kapsamında uygulanan tedbirlerin, salgın ortadan kalktıktan sonra da devam edeceğine vurgu yapan Eroğlu, salgına dair sebep oluşturan durumların üzerinde çalışılması gerektiğini söyledi. Eroğlu, “Dünyanın bundan sonraki hayatının, ekosisteminin farklı olacağı, gerek Cumhurbaşkanımız tarafından, gerekse uluslararası otoriteler tarafından bir kabul olarak deklare edilirken, ülkesel ve küresel planlamaların önemine dikkat çekilerek, sebeplerin üzerinde durulması gereken bir stratejiden bahsedilmektedir. TVHB olarak bizde buna katılıyoruz. Covid-19 ile; Tek Sağlık konseptini tanımlayan, hayvan sağlığı, insan sağlığı ve çevre sağlığının ayrılamayacağı, önlemenin tedaviden daha önemli ve öncelikli olduğu ve yeni bir yaklaşımla küresel iş birliğinin kaçınılmazlığı daha iyi anlaşılmaktadır” dedi.



“Çevreyi ve doğal yaşamı korumaya dair her eksiğimiz, bir kez daha ortaya çıktı”


Doğanın korunması hususunda insanlığın eksikliğinin Covid-19 salgını dolayısıyla bir kez daha gözler önüne serildiğine vurgu yapan Eroğlu, “Koruyucu hekimlik hizmetleri kapsamındaki tüm veteriner hekimlik faaliyetleri hem daha ekonomik, hem de insan sağlığı ve çevre sağlığının korunmasını sağlamak adına çok daha etkindir. Çevreyi ve doğal yaşamı korumaya dair her eksiğimizin dünyada doğal dengenin bozulmasına neden olacağını unutmamamız gerektiği hususu bu yıl da Covid- 19 pandemisi ile bir kez daha yaşanarak görülmüştür. Tüm dünyada sağlık meslek sınıfları hızla ve güçlü bir organizasyonla ‘Tek Sağlık’ konsepti altında birleşirken, ülkemizin de bu konuda ilerleme kaydetmesi bugün ve gelecekte meydana gelmesi olası pandemiler ile milli ve yerli etkin mücadele etme gücüne kavuşmasını sağlayacaktır” dedi.



“Yasal ve yapısal uygulamalar bir an önce başlamalıdır”


Konu hakkında TVHB’nin çağrısını ileten Eroğlu, ‘Tek Sağlık’ uygulamaları için yasal ve yapısal düzenlemelere bir an önce başlanılması gerektiğine değindi. Eroğlu, “Tek Sağlık uygulamaları için yasal ve yapısal düzenlemelere bir an önce başlanmalıdır. Tek Sağlık Yasası çıkarılmalı, ülkesel ve küresel olayları değerlendiren Zoonotik Hastalıklar Kontrol ve Araştırma Merkezi, Sağlık Bakanlığında Veteriner Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü ile Tarım ve Orman Bakanlığında Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü ve taşra teşkilatları kurulmalıdır. Dünyanın bundan sonra zoonoz karakterli salgınlar ile daha çok uğraşacağı düşünüldüğünde, Veteriner Fakültelerinin fiziki ve eğitim altyapıları güçlendirilerek müfredatına Milli Savunma amaçlı biyogüvenlik, biyolojik mücadele konularının yer aldığı dersler konulmalı, ARGE çalışmalarına daha fazla yatırım yapılmalı ve stratejik konumları itibariyle Veteriner Kontrol Enstitüleri her yönü ile güçlendirilmelidir. Bu kapsamda Türk Veteriner Hekimleri Birliği her türlü desteği ve hizmeti vermeye hazırdır” diye konuştu.



“Olumlu katkıların ve yasal düzenlemelerin olacağı ümidiyle”


Dünya Veteriner Hekimler Günü’yle ilgili öneri ve talepleri devletin üst makamlarına ilettiklerini söyleyen Eroğlu, “Stratejik önemi bir defa daha ortaya çıkan mesleğimiz ile ilgili; fiili hizmet, sağlıkta şiddet, fiziki altyapıdan ve eğitim kalitesinden yoksun çok sayıda fakülte sayısı, kaliteli eğitim ve kaliteli mesleki uygulamalar ile tüm mesleki haklarımız için olumlu katkılarının ve yasal düzenlemelerin olacağı ümidiyle tüm meslektaşlarımızın Dünya Veteriner Hekimler Gününü kutluyor, selam ve saygılar sunuyorum” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Burdur Burdur’da alev alev yanan 6 halk otobüsünde kundaklama iddiası Burdur’da gece saatlerinde Özel Halk Otobüsleri otoparkında çıkan ve 5 otobüs tamamen yandığı son anda kurtarılan bir otobüste de maddi hasarın meydana geldiği yangın hakkında konuşan Kooperatif Başkan Yardımcısı Ahmet Ali Bilgiç; “Olayın güvenlik kameralarında kundaklama olduğu görülüyor. Polis ekiplerinin olayı gerçekleştirenleri bir an önce yakalayacağını umuyorum” dedi. Burdur’da gece saat 03.18’de merkez Aydınlıkevler Mahallesi Mahrukatcılar Sitesi Terakki Sokak üzerinde bulunan Özel Halk Otobüsleri Kooperatifi otopark alanında park halinde bulunan bir halk otobüsünde henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Hızla büyüyen yangın yan yana duran park halindeki diğer otobüslere de sıçradı 112 Acil Çağrı Merkezi’ne yapılan ihbar üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye, polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri yangına müdahale ederken polis ekipleri ise çevrede güvenlik önlemi aldı. İtfaiye ekiplerinin uzun uğraşları sonucu kontrol altına alınarak söndürülen yangında 5 halk otobüsü tamamen yanarken camları patlayan 1 otobüs ise son anda olay yerinden çekildi. Olayın kundaklama olduğunu kameralardan gördük Olay hakkında konuşan Özel Halk Otobüsleri Kooperatifi Başkan Yardımcısı Ahmet Ali Bilgiç yaptığı açıklamada; “ Dün gece talihsiz bir olay yaşadık. Saat 03.05’te yanmaya başlamış. Yangında kundaklama şüphesi var. 03.18’de komşuların ihbarı ile 03.22’de itfaiye ekipleri olay yerine geliyor. İtfaiye ekiplerinin yangına kısa bir sürede müdahale etmesi daha fazla aracımızın yanmasına engel oldu. Valimiz ve Emniyet Müdürümüz olayla titizlikle ilgilendikleri için faillerin en kısa zamanda yakalanacağını ümit ediyoruz. İnşallah bir an önce yakalanırlar ve başka kimsenin canı yanmaz. Sonuçta ne kadar bizim gibi görünse de bu araçlar kamu aracı, halka hizmet veren araçlar. Biz 46 kişilik bir üyeyiz burada. 46’mızın da canı yandı. İnşallah başkalarının da canı yanmaz. Tahmini olarak 15 milyon TL civarında bir zararımız var 6 otobüste. Zaten 4 tanesi tamir olmayacak durumda tamamen hurdaya ayrılacak. Umarım bir daha böyle talihsiz olaylar yaşamayız.” dedi. Polis ekipleri ise olayı gerçekleştiren şüphelileri yakalamak için geniş kapsamlı bir inceleme başlattı.
İstanbul Çarşı davasında karar: 34 sanığa beraat Gezi Parkı olaylarına ilişkin Çarşı üyelerinin de aralarında bulunduğu 35 sanığın yargılandığı davada karar çıktı. Mahkeme, 34 sanığın üzerlerine atılı suçlardan ayrı ayrı beraatlarına, 1 sanığın ise hayatını kaybettiği gerekçesiyle hakkındaki suçlamaların ayrı ayrı düşürülmesine hükmetti. Gezi Parkı olaylarına ilişkin Beşiktaş’ın taraftar grubu Çarşı üyelerinin de aralarında bulunduğu 35 sanık hakkında açılan davanın görülmesine devam edildi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada bazı sanık ve sanık avukatları hazır bulundu. Duruşmada esasa ilişkin savunma yapan sanık avukatları, müvekkillerinin beraatlarına karar verilmesini talep etti. 34 sanığa beraat kararı Kararını açıklayan mahkeme, 34 sanığın üzerlerine atılı suçlamalardan her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gibi gerekçelerden ayrı ayrı beraatlarına karar verdi. Heyet, sanık Hakan Tezel’in Haziran 2024’de hayatını kaybettiği gerekçesiyle ise üzerine atılı suçlamaların ayrı ayrı düşürülmesine hükmetti. Olayın geçmişi Gezi Parkı olaylarına ilişkin Beşiktaş’ın taraftar grubu Çarşı üyelerinin de aralarında bulunduğu 35 sanığın yargılandığı dava 29 Aralık 2015 tarihinde karara bağlanmış, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince verilen beraat kararları ise Yargıtay tarafından bozulmuştu. Yargıtay, bozma kararında Gezi Parkı ile Çarşı davasının arasında hukuki bağlantı olduğu gerekçesiyle birleştirilmesine karar verilmesi gerektiğini vurgulamıştı. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Gezi Parkı olaylarına ilişkin dava ile Çarşı davası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğunun belirtildiği kararda, ‘örgüt üyeliği’ suçunun özelliği nazara alınarak, her iki dosyanın birleştirilmesi tarafına gidilmesi, sanıkların hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayini gerekirken, yazılı şekilde eksik araştırma neticesinde beraatlarına karar verilmesinin bozma nedeni sayıldığı vurgulanmıştı. Davalar, verilen bozma kararlarının ardından 30 Temmuz’da İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde birleştirilmiş ve sanık sayısı 52’ye çıkmıştı. Gezi Parkı ile Çarşı davası dosyası, 21 Şubat’ta görülen dördüncü duruşmada davaların geldiği aşama dikkate alınarak yeniden ayrılmıştı. İddianameden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, aralarında Beşiktaş taraftar grubu Çarşı’nın kurucu ve üyelerinin de bulunduğu 35 kişi şüpheli, 9 polis de müşteki olarak yer almıştı. İddianamede, Beşiktaş’ta bulunan Başbakanlık Çalışma Ofisi’ni işgal etmeye çalışmakla suçlanan 35 şüpheli hakkında "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edilmişti. Şüpheliler hakkında ayrıca "örgüt kurmak ve yönetmek, örgüte üye olmak, tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurmak, sayı ve nitelik bakımından vahim olan silah veya mermileri taşınması ve bulundurulması, görevi yaptırmamak için direnme, kamu malına zarar verme" gibi suçlardan da 50 yıla kadar hapis cezaları talep edilmişti.
Ankara Diyanet İşleri Başkanlığından hac görevlendirme sınav sorularının dağıtıldığı iddiasına cevap Diyanet İşleri Başkanlığı, Başkanlığın sağlık görevlileri için yaptığı hac görevlendirme sınavında soruların yetkililerin yakınlarına dağıtıldığına dair çıkan haberin yalan olduğunu belirterek, konuya ilişkin gerekli hukuki sürecin başlatıldığını duyurdu. Diyanet İşleri Başkanlığından, yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Bugün Birgün Gazetesi’nde ve gazetenin internet sayfasında, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın sağlık görevlileri için yaptığı hac görevlendirme sınavında soruların yetkililerin yakınlarına dağıtıldığına ilişkin çıkan haber üzerine aşağıdaki açıklamanın yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur: 2025 yılı hac organizasyonunda görevlendirilecek sağlık personelinin test sınavı, Başkanlığımızca bölge merkezi olarak belirlenen 19 ilde, 9 Kasım 2024 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Sınav sonrasında, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) aracılığıyla Başkanlığımıza söz konusu sınav hakkında başvuruda bulunulmuş, mezkûr CİMER başvurusunda belirtilen iddialar ve eki belgeler derhal Başkanlığımız Rehberlik ve Teftiş Başkanlığına intikal ettirilerek gerekli idari işlem başlatılmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı Müfettişlerince yapılan inceleme neticesinde, test sınavına katılan bir sağlık görevlisinin, sınav kurallarında açıkça belirtildiği ve sınav öncesinde tedbir alındığı halde cep telefonunu sınav salonuna sokarak, sınavın sonunda kitapçıkların teslimi anındaki kalabalık sırasında yan yana iki sayfanın fotoğrafını çektiği ve sınavdan yaklaşık 3 saat sonra bir WhatsApp grubunda paylaştığı tespit edilmiştir. Mezkûr fotoğrafı çeken adayın sınav sonunda teslim ettiği kitapçıktaki işaretlemelerinden tespitinin yapıldığı anlaşılmış ve konuya dair gerekli tedbirler alınmış, ilgili birimlerle koordineli şekilde ivedilikle sonuçlandırılmıştır. Mezkûr hususlara dair süreç titizlikle değerlendirilmiş, söz konusu sağlık çalışanı adayın bireysel kural ihlali sebebiyle sınavın güvenilirliğine gölge düşmemesi ve adayların şaibe kaygısının bertaraf edilmesi, ayrıca kamu yararı ve hizmet gerekleri açısından gerçekleştirilen sınavın tüm adaylar için iptal edilerek yeniden yapılması uygun görülmüştür. Bu bağlamda sınavın, 25 Ocak 2025 tarihinde yapılmasına karar verilmiştir. Hal böyleyken, Birgün Gazetesi’nde yayınlanan haberde, soruların bazı yöneticilerin yakınlarına verildiği, ayrıca bazı kişilere de hediye karşılığında gönderildiği iddiası, tamamen yalandır. Başkanlığımız tarafından hem sınav kurallarına aykırı davranan sağlık görevlisi hem de Başkanlığımızı ve yöneticileri kamuoyu nezdinde yıpratmaya ve toplumsal huzuru bozmaya yönelik söz konusu kasıtlı haberi yapan gazete hakkında ayrı ayrı hukuki yollara başvurulmuştur".