GÜNDEM - 15 Mart 2024 Cuma 12:35

Trafik kazasında ölen iki gencin aileleri: "En büyük cezanın verilmesini istiyoruz"

A
A
A
Trafik kazasında ölen iki gencin aileleri: "En büyük cezanın verilmesini istiyoruz"

Ankara’da kaldırımda yürüdükleri sırada otomobilin çarpması sonucu hayatını kaybeden iki gencin aileleri, kazaya sebep olan sürücünün alkollü olduğunu ve süratli araç kullandığını iddia ederek, en ağır cezayı almasını istedi. Davanın avukatı ise yeterli delillerin henüz bir araya getirilmemesine rağmen mahkeme safhasına geçileceğini ve bu durumun zanlıya fayda sağlayabileceğini söyledi.


25 Şubat gecesi Etimesgut’ta kaldırımda yürüyen Ekin Sert (32) ile Umut Can’a (24), Mehmet Can D.’nin (25) kullandığı 06 AEG 869 plakalı otomobil çarpmıştı. Ağır yaralanan iki genç olay yerinde hayatını kaybederken, şehir dışına kaçan Mehmet Can D. 2 gün sonra Kırıkkale’de yakalanarak gözaltına alınmıştı. Emniyetteki işlemlerinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklu yargılanması kararlaştırılan Mehmet Can D. cezaevine gönderildi. Otomobildeki diğer şüpheliler B.Ç. (16), B.E. (27) ve B.G. (20) ise serbest bırakıldı. Hayatını kaybeden Matematik Öğretmeni Ekin Sert ile Turizm İşletmeciliği Bölümü 2’nci sınıf öğrencisi Umut Can’ın aileleri ve yakınları, kazanın olduğu yerde bir araya gelerek yaşadıkları acıyı dile getirdi.


Sürücünün o gece alkolün etkisinde olduğunu, normalin üzerinde bir hızda araç kullandığını ve çok fazla kural ihlali yaptığını iddia eden aileler, sanığın en ağır cezayı almasını istedi. Davanın avukatı Akın Er Tosun ise yeterli delillerin toplanmamasına rağmen iddianamenin hazırlandığını söyledi. Bu şekilde mahkeme aşamasına geçilmenin sanığa fayda sağlayacağını ifade eden Avukat Tosun, iddianamenin ‘olası kast’ üzerinden hazırlanması gerekirken ‘bilinçli taksir’den hazırlandığını belirtti.



“Bu kaza değil cinayet”


Yaşamını yitiren Umut Can’ın babası İbrahim Can, “Ben 24 yaşındaki oğlumu kaybettim. Sarhoş ve ne olduğu belli olmayan bir grubun otomobille çarpması sonucu hem de. Daha 24 yaşındaydı, idealleri vardı. Gelecekle ilgili planları vardı. Adına kaza diyorlar ama bu kaza değil, cinayet. Oğlumu ezip geçtiler. Adaletin de bizleri ezip geçmeyeceğini biliyoruz ve güveniyoruz. Gereken en büyük cezanın verilmesini istiyoruz. Benim oğlum artık gelmeyecek ama bu insanların toplumda olması her zaman potansiyel tehlike arz edecek. Suçu bir sefer işleyip, pişman olan insanlardan değil bunlar. Bu kişilerin alkollü oldukları, çarptıktan sonra olay yerinden kaçtıkları belli. Yaya kusurunun hiç olmadığı, tamamen sürücü hatasının olduğu belli. Sürücünün alkollü olduğu apaçık ortada. Madem suçu yoktu, nenden kaçıp gitti” dedi.



“Kaza günü yine burada karşılaştık”


Oğlu ile yaşadığı son anları anlatan baba Can, “Oğlum gitara çok meraklıydı ve sürekli arkadaşları ile gitar çalardı. Burası da sık sık kullandıkları bir yerdi. Turizm işletmeciliği okuyordu. Bir dönem ara verdi, sonra devam etmeyi düşünüyordu. İş bulup çalışma ihtiyacı hissetti ve bize söyledi. Kaza günü yine burada karşılaştık. Arkadaşlarının yanına gideceğini söyledi. Harçlık verdim ben de, geç kalmamasını söyledim” diye konuştu.


Evladının canayakın bir kişiliği olduğu anlatan baba Can, “Oğlum insanları kırmaktan çok korkardı. Yufka bir yüreği vardı. Bir gün hasta bir hayvan bulmuşlar. Paraları da yokmuş o sıra. Bizim banka kartlarımızı alıp o hayvanı veterinere götürmüşler. İyi bir çocuktu. Karakteri ile çevresindeki insanlara çok faydalı olacaktı fakat böyle cani insanlar oldukça bu iyi insanların mutlu yaşaması çok zor” şeklinde konuştu.



“Eşim alkollü olduğu bilinen ama kaçtığı için ispatlanamayan bir cani ve yanındaki üç katil tarafından öldürüldü”


Kazada hayatını kaybeden Ekin Sert’in eşi Gözde Sert ise, araçta bulunan diğer 3 kişinin de en az sürücü kadar suçlu olduğunu söyleyerek, “Eşim her insan gibi kaldırımda yürürken, alkollü olduğu bilinen ama kaçtığı için ispatlanamayan bir cani ve yanındaki üç katil tarafından öldürüldü. İnsanlar birilerini yolda yürürken öldürmeyi ve kaçmayı normalleştirmeye çalışıyor. Benim en büyük derdim bu katillerin ceza almamış olması. O gün o adamın yanında üç kişi daha vardı. Çarpan kişi şu anda hapiste olsa bile o üç kişi yanına başkalarını alıp yine birilerini öldürebilir. Tek bir kişinin değil, dördünün de en ağır ceza ile yargılanmasını istiyorum. Çünkü katil bir kişi değil, dört kişi. Hatta bu kişileri kaçıranlar” ifadelerine yer verdi.



“Fanatik bir Fenerbahçeliydi”


Eşinin koyu bir Fenerbahçe taraftarı olduğunu dile getiren Sert, “En son ders programımız hakkında konuşmuştuk. Yürüyüşe çıkmıştı. Eve gelince bize yemek yapacaktı. Dünyanın en dikkatli insanıydı. Ben bile bazen kaldırımda yürürken, karşıya geçerken dikkat etmem ama o beni her seferinde uyarırdı. O da benim gibi matematik öğretmeniydi. Meslekteki 13’üncü yılıydı. Yetiştirdiği çok güzel öğrencileri vardı. Sürekli güler yüzlü ve keyifliydi. Ne kadar çalışırsa çalışsın bir gün bile ‘yoruldum’ demezdi. Fanatik bir Fenerbahçeliydi. En büyük hayali Fenerbahçe’nin şampiyon olmasıydı. Onun dışında da kız çocuğu olsun istiyordu. Fenerbahçeli taraftarlardan ve Başkan Ali Koç’tan eşime destek olmalarını istiyorum. Eşimin daha giyemediği formaları vardı. Bize destek olurlarsa bu davayı biraz daha gündeme getirir diye düşünüyorum” dedi.



“Yaptıkları insanlık değil“


Umut Can’ın yakın arkadaşı Berkay Gümüşay, kazanın hala etkisinde olduğunu söyleyerek, “Umut’un yakın arkadaşıyım. Vefat etmeden çok kısa bir süre önce yemek yemiştik. Ertesi gün yine buluşacaktık, planlarımız vardı. Tüm gün beraberdik. Yanından ayrıldıktan 5 dakika sonra böyle bir olay olduğunu duydum. Hiç tahmin etmemiştim. Hala da inanamıyorum, hala etkisindeyim. Umut, melek gibi bir insandı ve melek oldu. Hakkında bir kişi bile kötü konuşamaz. Herkes tarafından sevilip sayılan neşeli biriydi. Bu olaya kaza demek çok doğru değil. Bu bir cinayet. Hak ettikleri cezayı alsınlar. Yaptıkları insanlık değil. Bırakıp kaçtılar. İki kişi hayatını kaybetti. Bazı insanların alkol ve hız sevdası yüzünden ailelerin hayatı karardı” şeklinde konuştu.



“Bizim isteğimiz toplanmayan delillerin bir araya getirilip, sanığın yargılama sonucunda en ağır cezayı alması”


Davanın avukatı Akın Er Tosun ise delillerin henüz tam anlamıyla toplanmadığını belirtti. Mahkeme aşamasına delillerin hepsinin bir araya getirilmesinin ardından geçilmesi gerektiğini kaydeden Avukat Tosun, şöyle konuştu:


“Umut ve Ekin, trafik canavarının kaldırıma çıkması sonucu hayattan koparıldı. Bu olay sadece iki aileyi değil, tüm toplumu etkileyen bir olaydır. Bu olayın tarafı kamudur. Herkesin bu olayın üzerine düşmesi gerekiyor. En büyük endişemiz, sürücünün olay yerinden kaçmasının kendisine fayda sağlaması. Alkollü olarak direksiyonun başına geçiyor, yanındakilerin beyanları bu şekilde. Bu beyanlar olmasına rağmen kendisi olaydan 2 gün sonra teslim olup alkolsüz olduğunu iddia etti. İddianamemiz biz delilleri toplamadan hızlıca düzenlendi ve mahkeme aşamasına geçmek üzere. Bizim isteğimiz toplanmayan delillerin bir araya getirilip, sanığın yargılama sonucunda en ağır cezayı alması. Şu an iddianamenin kabulü gerçekleşmedi fakat bizim taleplerimiz de savcılık tarafından kabul edilmedi. Gerekli araştırmalar derinleştirilmeden bir anda iddianame düzenlendi. Bizim endişemiz sanığın gerekli cezayı alamayacak olması. Sanık hem alkollü, hem hız sınırlarına uymuyor hem de kaza öncesinde ‘drift’ atma, kırmızı ışıkta geçme gibi birçok kural ihlali gerçekleştiriyor. Burada ‘olası kast’ durumu söz konusu ama savcılık bizimle aynı düşüncede değil. ‘Bilinçli taksir’den iddianame düzenlendi. Bizim yine de adaletin yerine getirileceği inancımız devam ediyor.”



Ekin ve Umut için destek yürüyüşü düzenlediler


Hayatlarını kaybeden Ekin Sert ve Umut Can için bir araya gelen yakınları destek yürüyüşü düzenledi. Sert ile Can’ın fotoğraflarına çiçekler bırakan yakınları, hep bir ağızdan zanlının gereken cezaya çarptırılmasını istedi.



Trafik kazasında ölen iki gencin aileleri: "En büyük cezanın verilmesini istiyoruz"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Tokat’ta Kızık kilimi özel ihtiyaçlı çocuklarla yeniden hayat buldu Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi (TOGÜ) öncülüğünde hayata geçirilen "Özel Eğitimin Elinden Tarih Dokunuyor, Kızık kilimi" projesiyle özel ihtiyaçlı çocuklar Tokat’ın coğrafi işaretli kültürel mirasına dokunarak hem sosyal hayata katılıyor hem de geleneksel kilim dokuma geleneğini yaşatıyor. Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi öncülüğünde hayata geçirilen "Özel Eğitimin Elinden Tarih Dokunuyor: Kızık kilimi" projesinin açılışı gerçekleştirildi. Tokat’ın önemli kültürel değerlerinden biri olan Kızık kiliminin yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılmasını amaçlayan proje, özel eğitim öğrencilerinin aktif katılımıyla dikkat çekti. TOGÜ Eğitim Fakültesi, Özel Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi, Toplumsal Katkı ve Sosyal İnovasyon Koordinatörlüğü, Sürekli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi ile Tokat Halk Eğitim Merkezi iş birliğinde hazırlanan projenin açılışı, TOGÜSEM Binası Taşlıçiftlik Kampüsü’nde düzenlendi. Proje kapsamında özel ihtiyaçlı bireyler, geleneksel el sanatlarından biri olan Kızık kilimi dokuma sürecine dâhil edilerek hem mesleki hem de kültürel kazanımlar elde etti. Etkinlikte, kilim dokuma tezgâhlarında yapılan çalışmalar katılımcıların beğenisine sunuldu. "Özel ihtiyaçlı çocuklar kültürel mirasa dokunuyor" Projenin özel eğitim alanında farkındalık oluşturduğunu belirten TOGÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Yılmaz, Tokat’a özgü Kızık kilimi geleneğinin yaşatılmasına önemli katkı sağladığını ifade ederek, "Biliyorsunuz coğrafi işaretli Tokat’ın kültürel mirası olan Kızık kilimini sosyal sorumluluk vizyonumuz özelinde birleştirerek Milli Eğitim Müdürlüğümüz ile iş birliği halinde bir projeye dönüştürdük. Burada başta unutulmaya yüz tutmuş somut olmayan kültürel mirasımız olan Kızık kilimini tekrar canlandırmak ve gün yüzüne çıkartmak amacıyla özel öğretim bölümü öğrencilerimizin de desteğiyle özel ihtiyaçlı çocuklarımıza burada eğitimler veriliyor. Kızık kilimi dokuma ustaları sınırlı. Bu alanda da bir ihtiyaç var. Geleneğimizin yaşatılması gerekiyor. Bunu daha önemli kılan özel ihtiyaçlı çocuklarımızın eliyle yapmaları oldu. Özel ihtiyaçlı çocuklarımız okullarını bitirdikten sonra sosyal yaşamdan uzaklaşıyorlar. Bunların sosyal yaşama katılmaları açısından bu projeyi çok kıymetli buluyorum" dedi.
Manisa Manisa’da aile yapısının güçlendirilmesi için toplantı yapıldı Manisa Valisi Vahdettin Özkan başkanlığında gerçekleştirilen Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi İl Koordinasyon Kurulu Toplantısında toplumun temel yapı taşı olan ailenin korunması, güçlendirilmesi ve aile odaklı sosyal politikaların etkinliğinin artırılmasına yönelik çalışmalar ele alındı. Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı Vali Vahdettin Özkan başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantıda; toplumun temel yapı taşı olan ailenin korunması, güçlendirilmesi ve aile odaklı sosyal politikaların etkinliğinin artırılmasına yönelik çalışmalar ele alındı. 2025 yılının "Aile Yılı" ilan edilmesi kapsamında Manisa’da yürütülen faaliyetler ve projeler gözden geçirilerek, uygulamaların mevcut durumu ve geliştirilmesine yönelik hususlar değerlendirildi. Vali Vahdettin Özkan, güçlü aile yapısının güçlü bir toplumun temeli olduğunu belirterek, Manisa’da aileyi merkeze alan sosyal hizmet ve destek mekanizmalarının daha etkin şekilde yürütülmesi amacıyla çalışmaların süreceğini ifade etti. Vali Özkan konuşmasının devamında "Aileyi ve insanı odağa almak, sağlıklı ve güçlü bir toplumun temelidir. İnsani değerlerin tabiatına uygun refleksler geliştirmek, toplumsal dayanışmayı güçlendirecektir. Valilik olarak kurumlarımız ve STK’larımız ile yürüttüğümüz çalışmalar, aileyi merkeze alan sosyal hizmet ve destek mekanizmalarının etkinliğini artırmayı amaçlamaktadır. Sosyal hizmet uzmanlarımızın tespitleri doğrultusunda, uygulamalarda iyileştirme yapılması gereken alanları belirleyip daha etkili adımlar atmak için çalışacağız" ifadelerini kullandı. Toplantıda, ayrıca 2025 Aile Yılı kapsamında elde edilen kazanımlar da dikkate alınarak, 2026 yılı çalışmalarının planlanmasına katkı sunmak amacıyla paydaş kurumların görüş ve önerileri alınarak; yeni dönem faaliyetlerinin daha etkili ve koordineli yürütülmesine yönelik istişarelerde bulunuldu.
İstanbul Arnavutköy‘de büyük istihdam seferberliği başlıyor Arnavutköy Belediyesi, Cuma ve Cumartesi günleri düzenleyeceği Kariyer ve İstihdam Fuarı ile iş arayan vatandaşları, 80’den fazla firmanın katılım sağlayacağı kapsamlı bir etkinlikle buluşturacak. Arnavutköy Belediyesi, gençlerin ve iş arayan vatandaşların kariyer hedeflerini desteklemek ve istihdam imkanlarını artırmak amacıyla 26-27 Aralık 2025, Cuma ve Cumartesi günlerinde Kariyer ve İstihdam Fuarı düzenliyor. Arnavutköy Şehir Parkı’nda gerçekleştirilecek olan fuar, 40 farklı sektörü temsilen 80’den fazla firmayı bir araya getirerek iş dünyası ile bireyler arasında güçlü bir köprü oluşturacak. Katılımcılar, firmalarla birebir iş görüşmeleri yapma imkanı bulurken, aynı zamanda atölye çalışmaları ve çeşitli etkinlikler aracılığıyla kariyer planlamalarına katkı sunacak bilgiler edinebilecek. Kariyer ve İstihdam Fuarı, iş dünyasına adım atmak isteyenler için önemli fırsatlar sunarken; profesyonel gelişimi destekleyen etkinliklerle katılımcıların bilgi ve deneyim kazanmalarına imkan tanıyacak. Arnavutköy Belediyesi’nin öncülüğünde gerçekleştirilen bu fuar, gençlerin kariyer yolculuklarına rehberlik etmeyi, iş arayan vatandaşların ise doğru istihdam fırsatlarına ulaşmasını sağlamayı hedefliyor. Öte yandan, İstanbul’un gelişen ilçesi Arnavutköy’de, özellikle Hadımköy bölgesinde artan sanayi kuruluşlarının nitelikli personel ihtiyacı her geçen gün yükselirken; Karaburun’un turizm potansiyeliyle birlikte hizmet ve turizm sektörlerinde de yeni istihdam alanları oluşuyor. İstanbul Havalimanı’na ev sahipliği yapan ilçe, havacılık, lojistik ve hizmet sektörlerinde ortaya çıkan yoğun personel talebiyle de dikkat çekiyor. Kariyer ve İstihdam Fuarı’nın, bu alanlarda oluşan iş gücü ihtiyacı ile iş arayanları aynı zeminde buluşturması hedefleniyor.
Tokat Tokat’ta Kızık kilimi özel ihtiyaçlı çocuklarla yeniden hayat buldu Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi öncülüğünde hayata geçirilen "Özel Eğitimin Elinden Tarih Dokunuyor, Kızık Kilimi" projesiyle özel ihtiyaçlı çocuklar Tokat’ın coğrafi işaretli kültürel mirasına dokunarak hem sosyal hayata katılıyor hem de geleneksel kilim dokuma geleneğini yaşatıyor. Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi öncülüğünde hayata geçirilen "Özel Eğitimin Elinden Tarih Dokunuyor: Kızık Kilimi" projesinin açılışı gerçekleştirildi. Tokat’ın önemli kültürel değerlerinden biri olan Kızık Kilimi’nin yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılmasını amaçlayan proje, özel eğitim öğrencilerinin aktif katılımıyla dikkat çekti. TOGÜ Eğitim Fakültesi, Özel Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi, Toplumsal Katkı ve Sosyal İnovasyon Koordinatörlüğü, Sürekli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi ile Tokat Halk Eğitim Merkezi iş birliğinde hazırlanan projenin açılışı, TOGÜSEM Binası Taşlıçiftlik Kampüsü’nde düzenlendi. Proje kapsamında özel ihtiyaçlı bireyler, geleneksel el sanatlarından biri olan Kızık Kilimi dokuma sürecine dâhil edilerek hem mesleki hem de kültürel kazanımlar elde etti. Etkinlikte, kilim dokuma tezgâhlarında yapılan çalışmalar katılımcıların beğenisine sunuldu. "Özel ihtiyaçlı çocuklar kültürel mirasa dokunuyor" Projenin özel eğitim alanında farkındalık oluşturduğunu belirten TOGÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Yılmaz, Tokat’a özgü Kızık Kilimi geleneğinin yaşatılmasına önemli katkı sağladığını ifade ederek; "Biliyorsunuz coğrafi işaretli Tokat’ın kültürel mirası olan Kızık kilimini sosyal sorumluluk vizyonumuz özelinde birleştirerek Milli Eğitim Müdürlüğümüz ile iş birliği halinde bir projeye dönüştürdük. Burada başta unutulmaya yüz tutmuş somut olmayan kültürel mirasımız olan Kızık kilimini tekrar canlandırmak ve gün yüzüne çıkartmak amacıyla özel öğretim bölümü öğrencilerimizin de desteğiyle özel ihtiyaçlı çocuklarımıza burada eğitimler veriliyor. Kızık kilimi dokuma ustaları sınırlı. Bu alanda da bir ihtiyaç var. Geleneğimizin yaşatılması gerekiyor. Bunu daha önemli kılan özel ihtiyaçlı çocuklarımızın eliyle yapmaları oldu. Özel ihtiyaçlı çocuklarımız okullarını bitirdikten sonra sosyal yaşamdan uzaklaşıyorlar. Bunların sosyal yaşama katılmaları açısından bu projeyi çok kıymetli buluyorum" dedi. (YK-RM-