ÇEVRE - 17 Kasım 2024 Pazar 10:53

Tarım ve Orman Bakanlığından “33 soruda planlı üretim” rehberi

A
A
A
Tarım ve Orman Bakanlığından “33 soruda planlı üretim” rehberi

Tarım ve Orman Bakanlığı, bu yıl uygulamaya koyduğu tarımsal üretim planlaması ve yeni destekleme modelini üreticilere anlatmak amacıyla hazırladığı ve 33 soruya yanıt verdiği rehberi resmi internet sitesinde yayımladı. Bakan İbrahim Yumaklı, tarımsal üretim planlamasının, suyu merkeze alarak hangi alanda hangi ürünü ne kadar ve nasıl üretilmesi gerektiğini ortaya koyan bir program ve bir disiplin manzumesi olduğunu bildirdi.


Tarımsal üretimi etkileyen şartların hızla değiştiği ve gıdaya olan talebin arttığı yeni dönemde planlı üretimi uygulamaya koyan Tarım ve Orman Bakanlığı, bitkisel, hayvansal ve su ürünlerindeki yenilikleri 33 soruda cevaplandırdı. Bakanlığın hazırladığı “Sorularla Tarımsal Üretim Planlaması ve Yeni Destekleme Modeli” rehberi bakanlığın internet adresinde yayımlandı.


Rehberde, suyu merkeze alan tarımsal planlamanın amaçlarından desteklemelerdeki değişikliklere, destekleme ödemelerinden nasıl yararlanılacağından tarımsal arazilerin kiralanmasından, kadın ve genç çiftçilere sağlanan desteklere kadar yeni modelin neler getirildiği kamuoyu tarafından merak edilen 33 soruya verilen cevaplar yer alıyor.



“Uzun vadeli, titiz ve hassas bir program”


Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, rehberde yer alan önsözünde, tarıma yapılan yatırımın toplumun her ferdine, vatan toprağının her karışına ve her sektörüne yapılan yatırım anlamına geldiğini belirtti.


Tarımla ilgili atılan adımların her alanda iz bırakacağı için uzun vadeli, titiz, hassas bir plan ve programa ihtiyaç duyduğuna dikkati çeken Yumaklı, şu ifadeleri kullandı:


“Günübirlik hazırlanan bütün proje ve çalışmalar ise geçmişin birikimini yok etmekle kalmaz, gelecekte büyük sorunların yaşanmasına da neden olabilir. Bugüne kadar her konuşmada ‘Aslında tarımsal potansiyelimiz çok ama tarımda planlamayı bir türlü hayata geçiremedik.’ serzenişleri vardı. Biz bu konuda büyük aşama kaydettik. 2023’te planlı tarımla ilgili bütün yasal düzenlemeleri bitirdik. Tarımsal Üretim Planlaması, suyu merkeze alarak hangi alanda hangi ürünü ne kadar ve nasıl üretmemiz gerektiğini ortaya koyan bir program, bir disiplin manzumesidir. Tarım politikalarımızı hem bugüne hükmedecek hem de geleceğe aktaracak bir vizyonla oluşturduk. Sayın Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi ‘Güçlü Türkiye’nin yolu güçlü tarımdan geçer.’ Türkiye Yüzyılı’nı hayata geçirmek için tarımı; verimliliğin, kalitenin, sağlığın, sürdürülebilirliğin, rekabet edebilirliğin zirvesine çıkarmak amacıyla var gücümüzle çaba sarfetmeye devam edeceğiz.”


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Edirne Edirne’de çocuk tacizcisi Yunan diş hekimine mahkemeden hapis Edirne’de özel bir klinikte diş hekimliği yapan 42 yaşındaki Yunanistan uyruklu doktor, 16 yaşındaki genç kız çocuğuna cinsel istismar suçundan çıkarıldığı mahkemece hapis cezasına çarptırıldı. Edirne’de şehir merkezindeki özel bir diş poliklinikte görev yapan Yunanistan uyruklu diş hekimi O.M., tedavi ettiği 16 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismarda bulunmuştu. Daha sonra istismara uğrayan mağdur çocuk, ailesine çok kötü durumda olduğunu ve canına kıymak istediğini söylemişti. Bunun üzerine aile ne olduğunu anlamak için kızını dinledi ve yaşanan iğrenç olayı anlamış oldu. Mağdur ailenin emniyet müdürlüğüne şikayette bulunmasıyla beraber harekete geçen polis ekipleri şüpheli diş hekimini gözaltına almıştı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen 42 yaşındaki diş hekimi O.M., çıkarıldığı sulh ceza mahkemesi tarafından tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. 53 gün boyunca cezaevinde tutuklu kalan diş hekimi O.M., kovuşturma aşamasındaki ilk duruşmada adli kontrol kararı verilerek serbest bırakılmıştı. Aile, mağdur çocuğa yapılan istismar yüzünden daha ilk duruşmada diş hekiminin serbest bırakılmasına çok üzülmüştü. Ancak 7 Kasım 2024 tarihinde Edirne 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen dördüncü duruşmada diş hekimi O.M., 16 yaşındaki mağdur kız çocuğuna mesaj atma şeklindeki eylemin cinsel taciz suçu oluşturmasından dolayı 8 ay, bu suçu elektronik haberleşmenin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlediğinden nitelikli hal bakımından 12 ay olarak yükseltilmiş ve kişiye zincirleme suretle işlediği içinde ceza daha da arttırılarak 15 ay olarak hapis cezası aldı. Ancak 15 ay hapis cezası diş hekiminin mahkemedeki iyi davranışlarından dolayı iyi hal indirimi olarak sayıldı ve bu suç 12 ay 15 gün’e düşürüldü. Ayrıca, bu suç için hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilerek 5 yıl denetim süresi verildi. Bu 5 yıl denetim süresi içerisinde aynı suçları işlerse 12 ay 15 gün cezaya tabii tutulacağı bildirildi. Son olarak da bir diğer suçu işleyen diş hekimi, cinsel sarkıntılık suçundan da hasta-hekim ilişkisi de dikkate alınarak 3 yıl 6 ay hapis cezası aldı. Ancak mahkemedeki tutum ve davranışından iyi hal indirimi yapıldı ve cezanın 2 yıl 11 ay hapis cezası olmasına karar verildi.
Kocaeli Stres, kötü ağız kokusunun baş sebebi Uzman Diş Hekimi ve Ağız, Diş ve Çene Cerrahı Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, depresyon, stres ve anksiyete gibi psikolojik durumların kötü ağız kokusunu artıran temel faktörler olduğunu açıkladı. Uzman Diş Hekimi ve Ağız, Diş ve Çene Cerrahı Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, kötü ağız kokusuna neden olabilecek faktörleri sıraladı. Depresyon, stres ve anksiyete gibi psikolojik durumların kötü ağız kokularına neden olabileceğini dile getiren Prof. Dr. Birkan Özkan depresyon tedavisi gören bireylerin ağız bakımını ihmal etmemesi gerektiğini belirtti. Antidepresanlar ağız kokusuna neden olabilir mi? Depresyon dönemindeki bireylerin ağız bakımlarına dikkat etmesini ifade eden Prof. Dr. Birkan Özkan, “Depresyon döneminde kullanılan bazı antidepresan ilaçlar, ağızda kuruluğa yol açarak tükürük üretimini azaltır. Oysa tükürük, ağız içindeki bakterileri temizleyen doğal bir savunma aracıdır. Tükürük üretimi azaldığında ağız kurur ve bakteriler hızla çoğalır, bu da kötü bir ağız kokusuna sebep olur. Ağız kuruluğunun, depresyon sürecinde ortaya çıkan kötü ağız kokusunun ana sebeplerinden biri. Depresyon tedavisi gören bireylerin ağız bakımını ihmal etmemesi gerekir” dedi. Ağız kokusunun toplumsal etkileri Kötü ağız kokusuna sahip bireylerde toplum içerisinde kendini yetersiz görme gibi sorunların ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Birkan Özkan, “Kötü ağız kokusuna sahip bireylerde, içe kapanıklık, takıntılı düşünce yapısı artışı ve sürekli kendini eleştirme hali oluşur. Bu bireyler her detaydan şikayet eder ve kendilerini yetersiz görürler, dolayısıyla ağız kokusunun toplum tarafından algılanacağı düşüncesi sosyal kaygıları artırır. Bu durum, kişiyi toplumdan uzaklaştırarak sosyal izolasyona ve özgüven kaybına neden olabilir” diye konuştu. “Bakteriler kötü kokulara sebep olur” Kötü ağız kokusunu önlemek için günlük ağız bakımına özen göstermenin önemine vurgu yapan Prof. Dr. Birkan Özkan, “Ayrıca hislerini ifade etme güçlüğü yaşayan bireylerde psikolojik yüklerin artmasının, ağız kokusu gibi somut sağlık sorunlarına da yol açabiliyor. Bu kişiler genellikle yoğun bir iç baskı yaşarlar ve bu baskı, kötü ağız kokusu gibi bedensel belirtilerle kendini gösterebilir. Günlük ağız bakımının aksatılması, diş fırçalama ve diş ipi kullanımında yetersizlik, ağızda bakteri birikimini artırır. Bu bakteriler kötü kokulara neden olur” şeklinde konuştu. Mide rahatsızlıklarının tetiklenmesi Depresyon ve stresin mide sağlığını da etkilediğini belirten Prof. Dr. Özkan, “Özellikle reflü gastri ve ülser gibi mide rahatsızlıkları, mide asidinin ağza kadar ulaşmasına ve ağız kokusuna sebep olmasına neden olabilir. Bu durum sadece mideyi değil, ağız sağlığını da ciddi şekilde etkiler. Depresyon ya da stres kaynaklı mide sorunlarının ağız sağlığı üzerindeki etkilerini göz ardı etmemek gerekir” ifadelerini kullandı. Su tüketiminin önemi Su tüketiminin önemine değinen Özkan, “Stres ve anksiyete durumlarının, doğrudan tükürük üretiminde azalmaya yol açabileceğini belirtiyor. Stres altında vücudun salgıladığı bazı hormonlar, tükürük üretimini azaltabilir. Tükürük eksikliği, ağız içindeki bakterilerin daha hızlı çoğalmasına sebep olur ve ağız kokusu ortaya çıkar. Stres yönetiminin ağız sağlığı üzerindeki doğrudan etkilerinin farkında olunması gerekir. Ağız kuruluğunun önüne geçmek için su tüketiminin artırılmasını tavsiye ediyoruz. Depresyon, stres, takıntılılık, içe kapanıklık ve anksiyetenin, ağız sağlığı üzerindeki etkilerinin farkında olunması gerektiğini, kötü ağız kokusunu sebeplerinin yüzde 80 oranında diş hekimini ilgilendiren sorunlar olduğunu, geriye kalan yüzde 20’lik oranda psikolojik ve sistemik hastalıklar kaynaklıdır. Bu süreçlerde diş hekimine muayene olunması ve ağız bakımına daha fazla özen gösterilmesi gerektiğini aksi halde diş sorunlarının daha da artar” şeklinde konuştu.
İzmir Minik kahramanlar için büyük farkındalık İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Point Hastanesi, Dünya Prematüre Günü vesilesiyle önemli bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. 17 Kasım Dünya Prematüre Günü kapsamında, İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Point Hastanesi, prematüre doğan bebeklerin sağlık sorunları ve gelişim süreçleri üzerine bir farkındalık paneli düzenledi. Uzman doktorların katılımıyla gerçekleşen panelde, prematüre bebeklerin karşılaşabileceği sağlık sorunları, beslenme, psikolojik gelişim ve ailelerin bu süreçte nelere dikkat etmesi gerektiği gibi konular detaylı bir şekilde ele alındı. Uzman hekimler katıldı Panelde söz alan Çocuk Kardiyolojisi Bölümünden Prof. Dr. Nurettin Ünal, prematüre bebeklerde sıklıkla görülen kalp hastalıklarına değinirken, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümünden Uzm. Dr. Neşe Mutlu, prematüre bebeklerin beslenme ve hastalık süreçleri hakkında önemli bilgiler paylaştı. Yenidoğan Yoğun Bakım (Neonatoloji) Bölümünden Uzm. Dr. Şeyma Memur ise prematüreliğin ne olduğu ve bebeklerin bu süreçte nasıl bir bakım alması gerektiği konusunda katılımcıları bilgilendirdi. Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Bölümünden Uzm. Dr. Samıra Huseynova ise prematüre doğan bebeklerin psikolojik gelişimleri ve ailelerin bu konuda nelere dikkat etmesi gerektiği üzerine konuştu. Ebe Nesibe Kılıçarslan da prematüre bebeklerin gelişim süreçlerindeki önemli noktalara değinerek ailelere yol gösterdi. Eğlenceli vakit geçirdiler Paneli takip eden prematüre bebeklerin aileleri, kendi deneyimlerini paylaşma ve merak ettikleri soruları uzmanlara sorma fırsatı buldu. Aileler, ayrıca yıllar sonra tekrar evlerine geldiklerini dile getirerek duydukları mutlulukları paylaştı. Etkinliğe katılan minik prematüre bebekler ise oyun ablası eşliğinde yüz boyama etkinlikleri ve diğer eğlenceli oyunlarla keyifli vakit geçirdi.
Sivas Gürün’de depremzedeler için yeni konutlar yükseliyor Kahramanmaraş depremlerinden etkilenen Sivas’ın Gürün ilçesinde afetzedeler için yapımına başlanan konutlar hızla yükseliyor. 85 adet konutun tamamlanmak üzere olduğu ilçede 79 konutluk ikinci etap çalışmalarına başlandı. 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş depremlerinde 11 ilin dışında depremi en çok hisseden yerleşim yerlerinden biri olan Sivas’ın Gürün ilçesinde ağır hasarlı olan 236 bina kontrollü şekilde yıkıldı. Yıkımların ardından yürütülen çalışmalar kapsamında TOKİ tarafından ilk etapta 85 afet konutunun yapımı hızla sürerken Suçatı Mahallesi’nde ise ikinci etap çalışmaları başladı. Afet bölgesi ilan edilen ilçede 79 konutun temeli atıldı. Gürün Belediye Başkanı Nami Çiftçi, “Birinci etap olan 85 adet konut tamamlanmak üzere. Baharla birlikte kuralarla afetzedelerin dairlerinin yeri belli olmuş olacak” dedi. Kuralarla daire sahipleri belli olacak Gürün Belediye Başkanı Nami Çiftçi, afetzedeler için ikinci etap çalışmalarına başlandığını söyleyerek, "6 Şubat depremleri sonrasında Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız tarafından TOKİ olarak üstlenilen afetzedelerin konutlarının yapıldığı alandayız. Burası ikinci etap yapılan afet evlerimiz. Gürün’de toplam 164 depremzedenin kendi istek ve talepleriyle AFAD üzerinden TOKİ aracılığıyla afet evleri yapılıyor. Birinci etap olan 85 adet konut tamamlanmak üzere. Baharla birlikte kuralarla afetzedelerin dairlerinin yeri belli olmuş olacak. Burada da 79 adet TOKİ ikinci etabı ihalesi yapıldı. Yüklenici firma sahada çalışmaya başladı” dedi. Konutların tamamlanıp en kısa sürede teslim edilmesi planlanıyor Yüklenici firmada sorumlu olan Ahmet Karaoğlanoğlu, "6 Şubat tarihinde deprem afetinden dolayı Sivas ili Gürün ilçesi Suçatı Mahallesindeki 79 adet konut ve bir adet kapıcı dairesi projesi kapsamında iş ortaklığı adına toplu konut idaresinin ihalesini yüklenici firma olarak aldık. En kısa sürede konutları tamamlayıp vatandaşlara teslim etmek için elimizden geleni yapacağız. 4 blokluk bir şantiyemiz var. Her bir bloğumuzda 20’şer dairelerimiz var. Toplum 79 adet konut ve bir kapıcı dairemiz olacak” diye konuştu.