GÜNDEM - 15 Nisan 2025 Salı 23:37

Doktorlarından Sırrı Süreyya Önder'in sağlık durumuna ilişkin açıklama!

A
A
A

TBMM Başkanvekili ve DEM Parti Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in yaklaşık 12 saat süren ameliyatın ardından yoğun bakım ünitesindeki tedavisine devam ediliyor. Ameliyatı gerçekleştiren Kalp ve Damar Cerrahı Prof. Dr. Ertan Sağbaş, "Çok ağır patolojiydi. Biz daha önce bu tür disseksiyon ameliyatları çok yaptık. Sırrı Bey'inki benim uzun zamandır gördüğüm en komplike disseksiyonlardan biriydi" dedi. Prof. Dr. Sağbaş ayrıca sonraki sürecin belirsizliğini koruduğuna işaret ederek, "Hastamız gerçekten çok kritik bir pozisyonda. Uzun vadeli de konuşamayız, bir şey dememiz de mümkün değil" ifadelerini kullandı.

TBMM Başkanvekili ve DEM Parti Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, geçirdiği kalp krizi sonrası yaklaşık 12 saat süren ameliyatın ardından yoğun bakım ünitesine sevk edildi. Önder'in tedavisine devam edilirken, hastane Başhekimi Prof. Dr. Çavlan Çiftçi ile ameliyatı gerçekleştiren doktorlardan Kalp ve Damar Cerrahı Prof. Dr. Ertan Sağbaş Önder'in ameliyatına ve son durumuna ilişkin açıklama yaptı.

"Sırrı Süreyya Önder nabızsız, entübe ve kalp, akciğer masajı eşliğinde getirilmiştir"

Sırrı Süreyya Önder’in sağlık durumu hakkında bilgi veren Başhekim Prof. Dr. Çavlan Çiftçi, "Sayın Sırrı Süreyya Önder, 112 ambulans ekipleri tarafından nabızsız, entübe ve kalp, akciğer masajı eşliğinde dün gece saat 22.41 sıralarında hastanemiz acil ünitesine ulaştırılmıştır. Acil servisimizde yaklaşık 10 dakika süren kalp, akciğer masajı sonrası spontan dolaşım sağlanmış, nabız alınmış, yapılan acil ekokardiyografi sonucunda Tip 1 Aort Disseksiyonu tanısı konulmuştur. Tip 1 Aort Disseksiyonu kalpten çıkan ana aorta, arkus aorta ve inen aortayı içeren tüm aort ataklarının içerisine kanamadır. Takiben 23.05’de hastamızda yeniden ritim bozukluğu olup, nabız ve dolaşım durmuştur. Kalp masajı yapılarak hastamız acilen ameliyathaneye alınıp, saat 23.35’de operasyon başlamıştır. Operasyonumuz 12 saat sürmüştür. Ameliyatta aort disseksiyonunun sağ koronerden başlayıp tüm aortayı kapsadığı tespit edilmiştir. Sırasıyla sağ koroner damara koroner by-pass yapılmış, aort kapağı değiştirilmiş ve tüm aorta boyunca greftleme ve anastomoz işlemleri tamamlanmıştır. Ne yazık ki sağ koronerden başlayan disseksiyon orada bir miktar küçük bir kopmaya ve delinmeye neden olmuştur. Tüm aortayı etkileyen bizim Tip 1 dediğimiz bu disseksiyon, bizim en büyük kalp cerrahisi operasyonlarından biridir. Aslında mortalitesi son derece yüksek olan, ölüm riski yüksek olan bir ameliyattır. Bu disseksiyon gerek büyük olması, gerek kalbi besleyen sağ koroneri içermesi nedeniyle ameliyat esnasında hastaya takılmış olan EKMO, ameliyat sonucunda hastada sol ventrikülde kasılma varken, hastanın sağ ventrikülünde hala bir kasılma bulunmamaktadır. Sağ ventrikülde kasılmanın olmayışının nedeni, hastanın sağ koroneri disseksiyonun başlangıç noktası olması ve hastanın sağ ventrikül infarktüsü geçirmesidir. 12 saate yaklaşan bu ameliyat sonrası yapılan tüm bu işlemlerden sonra kalp dolaşım mekanik destek cihazıyla yoğun bakım ünitemize alınmıştır. Hala kendisi hayati riskini korumaktadır ve yoğun bakımda kendisinin tedavisi verilmeye devam edilmektedir" ifadelerini kullandı.

"En çok nörolojik tablosunu merak ediyoruz, çünkü hastamızın geldiğinden beri şuuru kapalıdır"

Önder’in hastaneye geldiği andan bu yana şuurunun kapalı olduğunu belirten Prof. Dr. Çiftçi, "Hastamız zaten arrest olarak gelmiş olduğu için asigozu en başından beri var. Biz bu asigozla yapmış olduğumuz daha ambulansla başlamış olan kalp masajı nedeniyle bizde de bu masaj yapıldı ve direkt ameliyathaneye alındığı için asigozla yoğun bakımda başa çıkabileceğimizi düşünüyoruz. Şu dakika itibarıyla en çok nörolojik tablosunu merak ediyoruz. Çünkü hastamızın geldiğinden beri şuuru kapalıydı. Hastamız EKMO desteği altında olduğu için nörolojik değerlendirmesini şu an gerçekçi bir şekilde yapamıyoruz. Umarım bunun önümüzdeki günler içerisinde daha somut bir şekilde açıklamasını yapacağız. Bu durum birkaç gün daha sürecektir. Bunun için 3-5 gün dememiz yanlış olur ama klasik bilgilerimize göre her zaman için sağ ventrikülün düzelmesi daha yavaş olur. Hepimiz sabırla bekleyeceğiz" şeklinde konuştu.

"Çok ağır patolojiydi"

Ameliyatı gerçekleştiren doktorlardan Kalp ve Damar Cerrahı Prof. Dr. Ertan Sağbaş ise, aort disseksiyonunun başlı başına kalp damar cerrahisinin en önemli, en ileri patolojilerinden ve en zor tedavi edilenlerinden biri olduğunu belirterek, "Ama bir şeyi ilave etmek istiyorum. Burada disseksiyon ana atar damarı kalpten çıktığı yerden başlayıp aşağı kadar devam ediyor. Geriye doğru da aort köküne kadar yani aort kapağı kadar da geri gelmiş durumdaydı. Ve sağ koroner disseksiyonun içinde kalmış. Ve aynı zamanda sağ koronerin ağzında daha hafif bir yırtık da vardı. Ve bu disseksiyon sağ koroner ağzını kapatmış. Muhtemelen Sırrı Bey'in 112 acile geldiğinde şikayetini söyleyip yere yığılmasının sebeplerinden bir tanesi, bence en önemlisi buydu. Yani sağ koroner damarda, orada beslenme bozukluğundan dolayı disseksiyona bir de sağ koronerin etkilenmesinden dolayı kalp krizi de eklenmiş. Yani hem disseksiyon vardı hem de kalbin sağ tarafını etkileyen bir kriz de vardı. Dolayısıyla ağır bir patolojiydi. Biz bunu fark ettik. Ve hemen by-passını yaptık ve aort disseksiyonunu da düzelttik. Anevrizmayı da düzelttik. Hepsini düzelttik. Fakat kalp çok hırpalandığından, çok darbe yediğinden biraz dinlendirdik. Aslında bizim yaptığımız işler gece 04.00'de bitti ama kalbi dinlendirdik. Kanama kontrolü yaptık. Evet ameliyat 11-12 saati buldu. Çok ağır patolojiydi. Biz daha önce bu tür disseksiyon ameliyatları çok yaptık. Sırrı Bey'inki benim uzun zamandır gördüğüm en komplike disseksiyonlardan biriydi" dedi.

Sırrı Önder’in teşhisi konmuş bir aort anevrizma hastalığı olduğunu ifada eden Sağbaş, "Yani aort damarında bir genişlemenin olduğu bir teşhisi var. Birkaç merkezde de bu teyit edilmiş, takip edilmiş. Ama bu müdahale sınırında olmayan bir anevrizma. Onun için ilaç tedavisiyle takip edilmiş. Bizim bildiğimiz bu" ifadelerini kullandı.

"Kalbi durmuştu"

Sırrı Süreyya Önder'in ameliyathaneye kalp masajıyla girdiğini söyleyen Sağbaş, "Biz ameliyata aldığımızda, ameliyathaneye girdiğimizde masajla girdi. Masajla ameliyat masasına aldık. Masajla kasık damarlarına, kalp, akciğer makinesine geçtik. Ondan sonra masajı bıraktık. Vücut dolaşımını rahatlatınca masajı bıraktık. Tabii yani kalbi durmuştu" ifadelerini kullandı.

"Hastamız gerçekten çok kritik bir pozisyonda, uzun vadeli konuşamayız"

Sonraki süreçle ilgili uzun vadeli konuşamayacaklarını belirten Sağdaş, "EKMO beklediğimiz bir durum mu? EKMO her zaman bu tür ameliyatlarda bizim aklımızın bir kenarındadır yani. İhtiyaç olduğunda da bizim sistemler hazır olarak bekler ve EKMO'ya da hastayı sokarız. Bundan sonra ne olacak? Bundan sonrası için bu şekilde yüksek doz kalbi destekleyici ilaç alan bir hastada uzun vadeli konuşmak doğru değildir. Şu saatte bu olur. Bunu size söylememiz mümkün değil. Çünkü anlık verileri değerlendirerek biz bu hastanın takibini yapıyoruz. Ona göre tedavisini düzenliyoruz. Elbette şu var hani EKMO ile birlikte bazı parametrelerde kısmi düzelmeler gördük. Ama hastamız gerçekten çok kritik bir pozisyonda. Uzun vadeli de konuşamayız, bir şey dememiz de mümkün değil" dedi.

Siyasilerden Sırrı Süreyya Önder’e geçmiş olsun mesajı

Siyasiler, rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan DEM Partili Sırrı Süreyya Önder için geçmiş olsun mesajları paylaştı.

Siyasiler, İstanbul'da geçirdiği kalp rahatsızlığı nedeniyle hastaneye kaldırılan TBMM Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder için geçmiş olsun mesajı paylaştı. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "TBMM Başkanvekilimiz Sırrı Süreyya Önder’e, geçirdiği rahatsızlık nedeniyle geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Tedavisi hassasiyetle sürdürülen Sayın Önder’in sağlık durumunu yakından takip ediyor, kendisine acil şifalar diliyorum" dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ise sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımında, "TBMM Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'e yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, acil şifalar diliyorum" ifadelerini kullandı.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik ise sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’e geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Acil şifalar diliyoruz" açıklamasında bulundu.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, ise sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "TBMM Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Sayın Sırrı Süreyya Önder’e geçirdiği rahatsızlık nedeniyle geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Kendisine Rabbimden acil şifalar diliyorum" dedi.

Lokman Sarıkurt - Salih Emre Kaşkaya

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Aliağa, ihracatta Türkiye’nin ikinci büyük gümrüğü oldu İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) Aliağa Şube Başkanı Adem Şimşek, 2025 yılının ilk 11 ayında Aliağa limanlarına uğrak yapan gemi sayısının 5 bin 701 olduğunu, geçen yıla göre yüzde 2,40 artış yaşandığını belirterek, Aliağa’nın Kocaeli’nin ardından Türkiye genelinde ikinci sıradaki yerini koruduğunu ifade etti. İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) Aliağa Şubesi, 2025 yılının değerlendirildiği ve gelecek döneme ilişkin hedeflerin ele alındığı yılın son meclis toplantısını gerçekleştirdi. Aralık ayı meclis toplantısında oda faaliyetleri, Aliağa limanlarına ilişkin istatistikler ve bölgenin ekonomik performansı değerlendirildi. Toplantıda konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Adem Şimşek, 2025 yılı Ocak–Kasım dönemine ilişkin değerlendirmesinde Aliağa limanlarının Türkiye deniz ticaretindeki stratejik ve istikrarlı konumunu sürdürdüğünü belirtti. Şimşek, 2025 yılının ilk 11 ayında Aliağa limanlarına uğrak yapan gemi sayısının 5 bin 701 olduğunu, geçen yıla göre yüzde 2,40 artış yaşandığını ve Aliağa’nın Kocaeli’nin ardından Türkiye genelinde ikinci sıradaki yerini koruduğunu ifade etti. Ege Bölgesi gemi trafiğine de değinen Şimşek, aynı dönemde İzmir Limanı’na bin 221, Dikili Limanı’na ise 295 geminin uğrak yaptığını, Dikili Limanı’nda yüzde 68 artış yaşanırken İzmir Limanı’nda yüzde 13,58 oranında düşüş gerçekleştiğini kaydetti. Aliağa elleçlemede liderliğini sürdürüyor Yük elleçleme verilerine ilişkin bilgi veren Şimşek, 2025 yılının ilk 11 ayında Aliağa limanlarında 80 milyon 573 bin 424 ton net yük elleçlendiğini, geçen yılın aynı döneminde bu rakamın 77 milyon 992 bin 685 ton olduğunu ve yüzde 3,31’lik artışla net ton bazında liderliğin korunduğunu söyledi. Son 20 yılda Aliağa limanlarında net ton elleçleme miktarının yaklaşık üç kat artarak 2024 yılında 85,5 milyon tona ulaştığını belirten Şimşek, pandemi sonrası dönemde ise yaklaşık yüzde 30’luk büyüme yaşandığını ifade etti. Aynı dönemde 32 milyon 938 bin 440 ton yükleme gerçekleştirildiğini aktaran Şimşek, bu alanda yüzde 4,45’lik artışla Aliağa’nın lider konumda bulunduğunu dile getirdi. Şimşek, 2025 yılının ilk 11 ayında 47 milyon 634 bin 984 ton boşaltma yapıldığını, bunun geçen yıla göre yüzde 2,53 artış anlamına geldiğini ve Aliağa’nın Türkiye genelinde en çok boşaltma elleçlemesi yapan ikinci liman konumunda olduğunu söyledi. Konteyner verilerine de değinen Şimşek, 2025 yılının ilk 11 ayında Aliağa limanlarında 1 milyon 577 bin 208 TEU konteyner elleçlendiğini, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 19,43’lük azalış yaşanmasına rağmen Aliağa’nın Türkiye genelinde 5’inci sıradaki yerini koruduğunu belirtti. Toplam groston bazında ise 106 milyon 234 bin 292 ton elleçleme yapıldığını ve Aliağa’nın bu alanda Kocaeli’nin ardından ikinci sırada bulunduğunu ifade etti. "Gümrük verileri Aliağa’nın stratejik gücünü ortaya koyuyor" Gümrüklere göre ihracat rakamlarını da değerlendiren Şimşek, Aliağa Gümrük Müdürlüğü’nün Türkiye genelinde ihracat hacmi bakımından ikinci en büyük gümrük noktası olma konumunu sürdürdüğünü belirtti. Aliağa’nın 2020 yılında 12,6 milyar dolar olan ihracat hacminin, 2025 yıl sonu tahminiyle 22 milyar dolar seviyesine çıkarılmasının hedeflendiğini ifade eden Şimşek, bu artışın beş yılda yaklaşık yüzde 74’lük bir büyümeye karşılık geldiğini söyledi. 2024 verilerine göre Aliağa limanlarında 34,2 milyon ton ihracat ve 51,2 milyon ton ithalat gerçekleştirildiğini aktaran Şimşek, bu tablonun Aliağa’nın ham maddeyi işleyerek katma değerli ürüne dönüştüren güçlü ve entegre bir endüstriyel yapıya sahip olduğunu gösterdiğini ifade etti. Şimşek, Aliağa’nın Türkiye’nin toplam ihracatında yüzde 8 bandında istikrarlı bir paya sahip olduğunu belirterek, 2025 yıl sonu itibarıyla Aliağa’nın yaklaşık 22 milyar dolarlık ihracatla Türkiye ihracatının yüzde 8,2’sini karşılamasının beklendiğini ifade etti. Aynı dönemde Aliağa’nın ithalattaki payının ise yüzde 3,8 seviyesinde olacağının öngörüldüğünü belirten Şimşek, bu verilerin Aliağa’nın ithal ettiğinden daha fazlasını ihraç eden, dış ticaret fazlası veren ve Türkiye ekonomisine pozitif katkı sağlayan net bir ihracat merkezi olduğunu ortaya koyduğunu kaydetti. Meclis Başkanı İsmail Önal başkanlığında düzenlenen toplantıya; İMEAK DTO Aliağa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Adem Şimşek, Aliağa Bölge Liman Başkanı Günhur Şanlı, Aliağa Deniz Liman Şube Müdürü Kadir Sonocak, İMEAK Deniz Ticaret Odası Eğitim Komisyonu Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Görgün, Genel Sekreter Yardımcısı Alper Keçeli, Meclis Üyeleri Burak Atasoy ,Teoman Mustafa Akyol ile Eğitim Müdürü Bahadır Küçük, Şimşekler Gemi Söküm Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı ve İMEAK Deniz Ticaret Odası Merkez Meclis Üyesi Orbay Şimşek ile şube meclis üyeleri katıldı.
Sinop Mardin’in geleneksel tatları Sinop’ta tanıtıldı Güneydoğu Anadolu’nun köklü mutfak kültürü, Karadeniz’de lezzet dolu bir etkinlikle tanıtıldı. Sinop Üniversitesi Turizm Fakültesi ile Sinop ve Sinoplular Gastronomi Derneği iş birliğinde düzenlenen uygulamalı workshopta, Mardin’e özgü geleneksel tatlar Sinoplu öğrenciler ve akademisyenlerle buluşturuldu. Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencileri, alanında deneyimli şeflerin rehberliğinde Mardin mutfağının simge yemeklerinden lebeniye çorbası, etli bulgur pilavı ve zerde tatlısını uygulamalı olarak hazırladı. Etkinlik boyunca öğrenciler hem yöresel mutfak kültürü hakkında bilgi edindi hem de geleneksel pişirme tekniklerini birebir deneyimleme imkânı buldu. Yaklaşık bin kişilik hazırlanan Mardin yöresel yemekleri, Öğrenci Yaşam Merkezi’nde üniversite personeli ve öğrencilere ikram edildi. Yoğun ilgi gören programa Sinop Belediye Başkanı Metin Gürbüz, Sinop Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Sabri Bilgin ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Rıza Bayrak da katıldı. Etkinlikte yapılan değerlendirmelerde, bu tür uygulamalı çalışmaların öğrencilerin mesleki yeterliliklerini artırdığına dikkat çekilerek, Türkiye’nin farklı yörelerine ait gastronomi mirasının yaşatılması ve tanıtılması açısından önemli katkılar sunduğu vurgulandı. Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Doç. Dr. Hasibe Yazıt’ın koordinasyonunda gerçekleştirilen etkinliğe, Sinop ve Sinoplular Gastronomi Derneği Başkanı Muzaffer Elik, Sinop Şube Başkanı Handan Yılmazer Turan, Dernek Genel Sekreteri Yüksel Kalyoncu ile Deniz Ürünleri İşletmecisi Deniz Akpınar da katıldı.
Muğla Muğla’da hokey sınırları aşıyor Muğla’nın hokey kulüpleri ile Gürcistan Hokey Federasyonu arasında imzalanan tarihi protokol sayesinde, iki ülke arasında sporcu transferi ve ortak gelişim kamplarının yolu açıldı. Muğla, hokey sporunda uluslararası bir başarıya daha imza atarak spor diplomasisinde çıtayı yükseltti. Gürcistan’da düzenlenen Uluslararası Tiflis Kupası sırasında gerçekleşen görüşmeler neticesinde, Muğla’daki hokey kulüpleri ile Gürcistan Hokey Federasyonu arasında kapsamlı bir iş birliği protokolü imzalandı. Muğla Hokey İl Temsilcisi Serkan Şen, Tiflis’te Gürcistan Hokey Federasyonu Başkanı Avtandil Tevdoradze ve Genel Sekreter Toko Tevdoradze ile bir araya gelerek anlaşmanın detaylarını karara bağladı. Protokol; Muğla’yı temsil eden Ege Yıldızları, Köyceğiz Göl, Bodrum Gündoğan, MY Bozüyük, Muğla Hokey Kulübü ve Yatağan Muğla Olimpik Spor Kulüpleri adına imzalandı. İmzalanan protokol sonrası açıklamalarda bulunan Muğla Hokey İl Temsilcisi Serkan Şen, Muğla’nın hokeydeki potansiyeline vurgu yaparak şunları söyledi: "Muğla ilimizin hokeydeki potansiyeli çok fazla. Daha önce İran ve Tayland ile hayata geçirdiğimiz başarılı iş birliklerine bir yenisini daha ekleyerek bu kez Gürcistan ile el sıkıştık. Bu iş birliği, ilerleyen aşamalarda her iki ülkenin kulüplerinin ve sporcularının performansını ciddi anlamda artıracaktır. Muğla hokeyini dünya standartlarına taşımaya kararlıyız" ifadelerini kullandı.
Eskişehir ESOGÜ‘de anlamlı sergi Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi geliri Çocuk Hematolojisi ve Onkolojisi Servisinde tedavi gören çocuklara harcanacak olan ve 2 gün sürecek El İşi ve El Sanatları Sergisi’nin açılışı yapıldı. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi geliri kanserli çocukların ihtiyaçlarında kullanılmak üzere Çocuk Hematoloji ve Onkolojisi Bilim Dalı’nın El İşi ve El Sanatları Sergisi’nin açılışı yapıldı. Açılışa Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Haluk Hüseyin Gürsoy, Başhekim yardımcısı Prof. Dr. Pınar Yıldız , Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Hematolojisi-Onkolojisi Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeynep Canan Özdemir, Hastane Yönetimi ve bölüm çalışanları ile hasta yakınları hastane öğretmenleri katıldı. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi öğrencileri, doktorlar, sağlık çalışanları ve gönüllü vatandaşların ürün verdiği sergi 24 ve 25 Aralık tarihlerinde sürecek. "Gerçekten çok büyük bir dayanışma sergiledi" Sergi ile ilgili Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Hematolojisi-Onkolojisi Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeynep Canan Özdemir, "Biz hastanede bir el sanatları atölyesi kurduk ve bu el sanatları atölyesinde ben de dahil olmak üzere tüm çalışan arkadaşlarım, hemşirelerimize, öğretmenlerimiz el emeğiyle ürünler ortaya çıkardık. Tabii bunun yanında annelerimizin de çok fazla desteği oldu. Dışarıdan destek olan başka insanlar da oldu. Profesyonel destek aldık bu amaçla. Hepimizin el emeğiyle ortaya çıkardığımız eserler bunlar. Bu yeni yıl sergisinin amacı şu; Yeni yılı umutla beklediğimiz bu günlerde umudu ve dayanışmayı çoğaltmak için bu sergiyi düzenledik. Tabii ki kanserli çocuklar yararına etkinlik bu. Gelirleri oraya gidecek. Hatta bir çocuğumuza bilgisayar sözü vermiştik. Bilgisayarı olmayan bir çocuğumuza. Sergiden elde ettiğimiz gelirle çocuğumuzun ihtiyacını karşılayacağız. Tabii burada gördüğünüz her eser her bir çocuğa umut ve ailelerine destek olmak onların yalnız olmadığını hissettirmek için hazırladık bu sergiyi. Ben çok mutluyum, gururluyum. Gerçekten çok büyük bir dayanışma sergiledi. Herkes bu serginin oluşumunda pay sahibi. İnşallah güzel de satışlar yaparız ve çocuklarımıza bir nebze olsun katkımız olur" dedi.