Covid-19 virüsünü kapan ve hastalanan kişilerin bazıları, hastalığın seyrine göre yoğun bakım ünitesinde tedavi edilmek zorunda kalıyor. Genelde akciğerde tutulmaya neden olan koronavirüs, hastaların nefes almasını engelliyor. Yoğun bakım ünitesinde yatan koronavirüs hastaların genelin destek ekipmanlar ile ancak nefes alabiliyor.
Ankara’da bulunan Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Covid-19 Yoğun Bakım Ünitesi koronavirüsün Türkiye’de görünmesinin hemen ardından kuruldu. Yaklaşık 6 aydır bu virüs ile en yakından savaşan 2 doktor bu süreçte yaşadıklarını İHA muhabirine anlattı. Yoğun Bakım Ünitesi Sorumlusu Doç. Dr. Fatma Yıldırım, bu sürecin oldukça zor geçmesine rağmen, pandeminin başından bu yana bir an olsun cepheyi terk etmeyi düşünmediklerini belirtti. Aynı yoğun bakım ünitesinde görevini yapan Uzm. Dr. Meltem Şimşek ise bu süreçte en çok çocukları ve ailesine mesafe koymak zoruna kalmasının rahatsızlığını ve burukluğunu yaşadığını söyledi.
“Hedefimiz hastalarımıza hizmet vermenin yanı sıra bu hastalıktan mümkün olduğunca etkilenmemek”
Pandemi sürecinin başından beri bu virüse karşı savaşan doktorlardan olan, Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Covid-19 Yoğun Bakım Ünitesi Sorumlusu Doç. Dr. Fatma Yıldırım bu sürecin sosyal yaşamlarını tamamen değiştirdiğini belirterek, “6 aydır olan çalışma şartlarımız, 6 ay öncesindeki çalışma şartlarımızdan farklı. Hiç birimizde bir Covid-19 yoğun bakımı kavramı yok iken, artık Covid-19 yoğun bakımları var hastanemizde. Bu da 11 Mart’tan itibaren kuruldu. Yeni bir yapılanma oldu, çalışma şartlarımızla beraber hastalara bakım şartlarımız da değişti. Kişisel koruyucu ekipmanlar ile hastalara hizmet etmeyi ve enfeksiyondan korunmayı öğrendik. Çünkü bulaşıcı bir pandemi ile karşı karşıyayız. Bu pandemideki hedefimiz hastalarımıza hizmet vermenin yanı sıra bu hastalıktan mümkün olduğunca etkilenmemek ve sağlık çalışanlarımızı, hemşirelerimizi, hekimlerimizi, personellerimizi bu enfeksiyondan korumaktı. Bu da oldukça zor bir iş. Bu süreç içerisinde hasta olan, hayatını kaybeden hekim arkadaşlarımız, hemşire arkadaşlarımız, sağlık personelimiz oldu. Böyle bir değişiklik oldu hayatımızda” şeklinde konuştu.
“Yoğun bakım uzmanları olarak, enfekte olma korkusunu en az taşıyan ekiplerden olduk”
Covid-19’un bulaş riski çok yüksek bir virüs olmasına karşın, yoğun bakım ekibi olarak bir korkuya kapılmadan işlerinin başında olmaya devam ettiklerini belirten Doç. Dr. Yıldırım, “Bizler yoğun bakım uzmanlarıyız. Bu sürecin başından beri enfekte olacağız, bu virüs ile biz de enfekte olacağız ve ağır hastalığa yakalanacağız endişesini taşımayan, en az taşıyan ekiplerden biri olduk. Bu sürecin başından beri özveri ile hastalarımıza asla sırtımızı dönmeden, her türlü tedaviyi de bu süreç içerisinde yaparak gerçekleştirdik. Tabi ki korku yaşıyoruz. Bu hastalığı yaşayan hekim arkadaşlardan gördüğümüz kadarı ile bizler de o duruma düşersek neler yaşarız hissini zaman zaman yaşıyoruz. Ama her zaman da bu düşünce ile çalışmıyoruz. Kişisel koruyucu ekipmanlarımız olduğu sürece, ben açıkçası bu korkuyu çok az yaşayan hekimlerdenim” diye konuştu.
“Artık çok genç hastalarımızı da yoğun bakımlarımızda görmekteyiz”
Yaklaşık 6 aydır Covid-19 ile mücadele içinde olduklarını ve yoğun bakım ünitesinde yer alan hastaların cidden zor bir tedavi süreci olduğunu belirten Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Covid-19 Yoğun Bakım Uzmanı Dr. Meltem Şimşek, “Koronavirüs solunum yollarını tutan bir mikroorganizma ve dolayısıyla hastalarda ciddi solunum yetmezliği yapmakta. Yani hastalarda zatürre dediğimiz duruma sebep olmakta. Bu da hastaların oksijen ihtiyacı olduğunu gösteriyor. Tabi hastalara oksijen vermenin çeşitli yöntemleri var. En hafifinden en ağırına kadar. Basit bir, çok düşük düzeyde oksijen tedavisinden, hastanın solunum cihazına bağlanmasına kadar giden zorlu bir süreç maalesef. Koronavirüs bu ağır solunum yetmezliğine, maalesef yoğun bakım hastalarımızda çok sık sebep oluyor. Öncelikle tabi ki 65 yaş üstü daha riskli olmakla birlikte, artık çok genç hastalarımızı da yoğun bakımlarımızda görmekteyiz. Ağır solunum yetmezliği onlarda da çok sık görünmekte, solunum cihazına bağlanmakta, bilinçleri kapalı bir şekilde uzun bir süre cihaza bağlı yaşayabilmektedirler. Destek tedavisi almak zorunda kalıyorlar” ifadesini kullandı.
“Tüm çabalarımıza rağmen olumlu sonuç alamadığımız hastalar oluyor”
İyileşen hastaların yanı sıra vefat eden hastaların da olduğu ve bu duruma çok üzüldüklerini kaydeden Uzm. Dr. Şimşek, “Tüm dünyada olduğu gibi, bizim hastanemizde de bu hastalarımıza çok ciddi tedaviler uyguluyoruz. Birçok hastamızda pozitif sonuç elde ediyoruz. Ama tüm çabalarımıza rağmen olumlu sonuç alamadığımız hastalar oluyor. Bu maalesef çok üzücü, hepimiz için çok üzücü. 6 aydır biz bu sonucu yaşıyoruz. Gözümüzün önüne birçok hastamız geldi. İyi olanlar oldu ve maalesef kaybettiklerimiz de oldu. Dileğimiz bu vaka artışları bir yerde durması ve artık Haziran ayındaki vaka sayılarına geri dönmemiz ve bu virüsün artık hayatımızdan çıkması. Çünkü bu şekilde hem hastalarımız açısından çok zorlu bir süreç, hem de biz sağlık çalışanları olarak ağır zamanlar geçiriyoruz. Bizler için de çok zor bir durum” şeklinde konuştu.
“Bizler sizler için buradayız, lütfen sizler de bizler için kurallara uyun”
Pandemi sürecinde görev yaparken kendilerini en çok zorlayan şeyin aile özlemi olduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Şimşek, “Ailelerimizden uzakta yaşamak zorundayız. Çocuklarımıza sarılamıyoruz. İleri yaş yakınlarımızın yanına aylardır gidemiyoruz. Annemize babamıza sarılamıyoruz. Herkesin yaşadığı gibi biz sağlık çalışanlarının da bu pandemi sürecinde çok olumsuz hisler geliştirdi bizde. Dileriz halkımızdan, önlemleri çok sıkı tuttuğumuz günlere geri dönelim. Artık bu pandemi ile daha güçlü bir şekilde savaşalım ve normal hayatımıza geri dönelim. Bizler sizler için buradayız, lütfen sizler de bizler için kurallara uyun. Maskenizi takın, el temizliğinize dikkat edin ve sosyal mesafenizi koruyun” dedi.