ASAYİŞ - 16 Ocak 2025 Perşembe 12:00

MSB: “İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının sona ereceğine dair varılan ateşkes mutabakatını memnuniyetle karşılıyoruz.”

A
A
A
MSB: “İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının sona ereceğine dair varılan ateşkes mutabakatını memnuniyetle karşılıyoruz.”

MSB: “İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının sona ereceğine dair varılan ateşkes mutabakatını memnuniyetle karşılıyoruz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Genç Bilaller, Kartal’da Ezan Okuma Yarışması’nda bir araya geldi Kartal’da İmam Hatip Ortaokulu öğrencileri arasında ezanı güzel okuma yarışması düzenlendi. İstanbul’un farklı ilçelerinden gelen öğrencilerin katıldığı yarışmada, ezanı en güzel okuyan öğrenciye bisiklet hediye edildi. Kartal Soğanlık Mahallesi Merkez Camii’nde ezanı güzel okuma yarışması düzenlendi. İstanbul’un çeşitli ilçelerindeki İmam Hatip Ortaokulu öğrencilerinin katıldığı yarışmada, aileler de ezan okuyan çocukları büyük bir heyecanla dinledi. Ezanı en güzel şekilde okuyan öğrenciye bisiklet hediye edildi. Yarışmayı kazanan Mert Furkan Kaya heyecanını şu sözlerle dile getirdi: “Soğanlık Merkez Camii’nde İstanbul’un çeşitli ilçelerinden seçilen İmam Hatip Ortaokulu öğrencileri arasında yapılan ezan okuma yarışmasında birinci oldum. Jüri üyelerine teşekkür ediyorum. Önceden katılmıştım ama tabii bir heyecan oluyor. Çok iyi okuyan arkadaşlarım da vardı. Onların da başarılarının devamını diliyorum.” "Gençlerimiz geleceğimizi güzelleştirecek" Baba Tuncer Kaya, “Gençlerimiz bizim için çok önemli, onlar bizim geleceğimiz. Bütün gençlerimizi tebrik ediyorum. Gençlerimiz çok değerliler, onlara ekilen bu ilham tohumlarının ileride yeşereceğini ve geleceğimizi güzelleştireceklerini düşünüyorum. Hepsine başarılar diliyorum” ifadelerini kullandı. Soğanlık Merkez Camii Dernek Başkanı İkram İşçi ise, “Ezanı Güzel Okuma Yarışması, Soğanlık Merkez Camimizde planlandığı için teşekkür ediyorum. Çok güzel bir yarışma oldu, çok güzel Bilaller var” şeklinde konuştu.
Kayseri Sömestirde ’aile saati’ önemli Eğitim Koçu ve Aile Danışmanı Selver Yazıcı, sömestirde ailelerin çocuklarla vakit geçirmesinin önemli olduğunu söyleyerek, “Aileler çocuklarla kitap okuma ve film izleme saati gibi sosyal aktiviteler yapmalılar” dedi. Aileler ve çocukların sadece alışveriş yapmak ve oyun oynamanın dışına çıkarak ailece sosyal aktivitelere yönelmesi gerektiğini söyleyen Eğitim Koçu ve Aile Danışmanı Selver Yazıcı, “2024-2025 sömestir tatili geldi çattı. Öğrenciler de yazılılarını oldular. Artık bir rahatlama, gevşeme ve tabii yorgunlukla beraber bir rahatlama isteği var öğrencilerin üzerinde. Kış aylarında olmalarından dolayı da öğrencilerde psikolojik olarak dışarıda sosyalleşememe, sürekli okulla ev arasında olma, okuldan ve sınavlardan bıkma gibi durumlar söz konusu. Sömestir uzun bir tatil olduğu için bunların önüne geçmek çok önemli. 15 günlük bir tatil bir öğrencinin bütün bildiklerini unutmasına ya da bildiklerini pekiştirmesine sebep olabilir. Öğrenci sömestir tatilinde tamamen yatarsa ya da tamamen oyunla, bilgisayarla, sosyal medya ile ilgilenirse bildiği ve öğrendiği konuları unutacaktır. Tabii ki dinlensinler ama bizim tavsiyemiz özellikle ders çalışmaya devam etmeleri, günde birkaç saat de olsa konu tekrarları yapmaları olacaktır. Bunun dışında öğrenciler psikolojik olarak kış aylarında daha içine kapanık olabiliyorlar. Telefon ve bilgisayarla daha fazla uğraşıyor oluyorlar. Bizim de ailelere en büyük tavsiyemiz okuma alışkanlığı anlamında ailece kitap okuma saatleri yapılaması. Ailece belgesel izleme, film izleme gibi saatler yapılmasıdır. Sadece AVM’ye gitmek, bilgisayarla oynamak yerine ailece yapılabilecek sosyal aktiviteleri gerçekleştirmeliler” dedi. "Öğrencilerin konularını unutmamaları ve dinlenmelerini tavsiye ediyoruz" Yazıcı, uyku düzenine ve kitap okumaya önem verilmesi gerektiğini söyleyerek, “Bunun yanında öğrencilerimiz tabi ki sosyalleşecekler, arkadaşlarıyla da vakit geçirecekler. Konuları unutmamalarını ve sakin bir şekilde dinlenmelerini tavsiye ediyoruz. Bu anlamda en önemli, problemlerden bir tanesi uyku problemidir. Çünkü okula giden öğrenci, mecburen erken uyandığı için erken de uyumak durumunda. Eğer öğrenci bu 15 günlük arada bu uyku düzenini bozarsa tekrar okula döndüğünde bir 15 gün daha çöpe gitmiş oluyor. Çünkü geç uyumalar, sabahları uyanamamalar gibi durumlarla karşılaşabiliyoruz. Uyku düzenine, ders çalışmaya devam etmeye ve kitap okumaya önem verirsek güzel ve verimli bir tatil geçirileceğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Sivas Uzmanı uyardı, yarıyıl tatilinde ekran bağımlılığına dikkat Uzman Klinik Psikolog Kerime Begüm Özkaya, çocuklara sunulan özgürlüğün ekran bağımlılığına neden olabileceğini söyledi. Medicana Sivas Hastanesinde görevli Uzman Klinik Psikolog Kerime Begüm Özkaya, eğitim ve öğretim kurumlarında ki yarıyıl tatilinde özellikle öğrencileri bekleyen ekran bağımlığı tehlikesine dikkat çekerek, “Teknolojiyle alakalı ilk önce şunu belirtmem gerekiyor ki teknolojik aletler bilinçli bir şekilde kontrollü ve gerçek hayattan kopmadan kullanılması gerekiyor. Çünkü teknolojinin hepimizin hayatında önemli bir yeri var. Ama gerçekliklerin farkında olarak sorumluluklarımızı yerine getirerek teknolojik aletlerini verimli kullanmamız gerekiyor. Yetişkin veya çocuk olması fark etmeksizin kontrol ve sorumluluklar bizim için ön planda. Şimdi çocuklar ara tatile girecekler. Bu çocukların sınırsız bir şekilde sosyal medya ve teknolojik alet kullanabilecekleri anlamına gelmiyor. Aslında o çocuklara sunduğumuz özgürlük bildiğimiz özgürlüğün dışında çocukların tamamıyla dürtülerin esiri olması haline geliyor. Bu da bizim ekran bağımlılığı dediğimiz bir psikolojik sorun haline geliyor. Ekran bağımlılığında bizim için önemli olan iki unsur ise ekrana maruz kalma süresi ve sıklığıdır. Ebeveynler olarak üzerimize düşen sorumlulukları biliyoruz ve bununla alakalı yapılan çalışmalar da hepimizin karşısına çıkmaktadır. Çocuklarımızın ekran bağımlılığı düzeyine gelmemesi adına kontrollü ve süreli bir şekilde sosyal medya ve teknolojik alet kullanmasına dikkat etmemiz gerekmektedir” dedi. “Odalarında teknolojik aletlerle baş başa kalıyorlar” Özkaya, çocukların odalarında teknolojik aletlerle baş başa kalmasını uygun bulmadıklarını ifade ederek, “ Bazen çocuklar eline telefon ve tableti alıp odalarına geçerek teknolojik aletlerle baş başa kalıyorlar. Bu kesinlikle uygun görmediğimiz bir durumdur. Ebeveynlerin sürekli olarak kontrol altına almaları gerekiyor. Süre, her ailede ve çocukta değişiklik gösterebilir. Ortalama olarak ise ilkokul düzeyinde 45 dakika, ortaöğretimde 1 saat ve lise düzeyindeki bir çocukta da 2 saat teknolojik alet kullandırılabilir. Eğer çocuğunuz sizin konuştuğunuz sürelere uymuyorsa otomatik kapatma programlarıyla bir şekilde halletmemiz gerekiyor. Veyahut ebeveynler bazen teknolojik aletlerini ödül ceza sistemini çocuklara uyguluyorlar. Bu uygulanmaması gereken bir sistemdir. Hiçbir teknolojik alet ödül veya ceza sistemine uymaz. Eğer sizin yaz veya ara tatillerde ki koyduğunuz kurallara uymuyorsa tekrar teknolojik aletleri kullanması konusunda çocuğu karşımıza alıp konuşmalıyız. Sosyal medyayı güvenilir kullananlar ve kullanmayanlar var. Özellikle çocuklar için anne babalar kontrol altında gerekli konuşmaları tekrar etmesi gerekiyor. Onlar da kimleler konuşuyor hangi oyunları oynuyor özel bilgilerinin aktarılmaması gerektiği konusunda çocuklarımızı bilgilendirmeliyiz” şeklinde konuştu. “Kaliteli zaman ve sosyal aktiviteler bizim için çok önemli” Özkaya, yarıyıl tatilinde çocukların kaliteli zaman geçirmesi ve sosyal aktivitelerinin önemine değinerek şunları kaydetti. “Ara ve yaz tatillerde çocuklarımızla geçirdiğimiz o kaliteli dönem kaliteli zaman ve sosyal aktiviteler bizim için çok önemli. Okul dönemi içerisinde ve tatillerde bol kitap okunması gerekiyor. Fiziksel aktiviteler bizim için çok önemli. Çocuğumuzun neye yatkınlığı varsa spor müzik resim fark etmeksizin en azından tatillerde çocuklarımıza bu yönlendirmeleri yapabiliriz. İnternet aşırı kullanıldığı zaman psikolojik ve fiziksel rahatsızlıklar bizim karşımıza çıkıyor. Özellikle yeme ve uyku problemleri, dikkat dağınıkları ve ders başarısında düşme yaşanıyor. Çocuklar depresyona giriyor kaygı bozuklukları yaşıyor. Sosyal medyadakilerin gerçek olduğunu düşünerek kendilerini farklı tanıtıp farklı gösteriyorlar. Kendilerini ister istemez demoralize edebiliyorlar. Bu işin sonu intihara kadar gidebiliyor. Anne babalar bu konuda çok temkinli olmaları gerekiyor” ifadelerine yer verdi.