ASAYİŞ - 18 Ekim 2024 Cuma 09:40

MİT’in siber casusluk operasyonunda tutuklu sayısı 20’ye çıktı

A
A
A
MİT’in siber casusluk operasyonunda tutuklu sayısı 20’ye çıktı

Milli İstihbarat Teşkilatı’nın siber casusluk şebekesine yönelik operasyonunda 9 kişi daha tutuklandı. Soruşturmadaki toplam tutuklu sayısı ise 20’ye yükseldi.


Milli İstihbarat Teşkilatı koordinesinde, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen, Jandarma Genel Komutanlığı (JGK) ve Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi (USOM) işbirliği ile gerçekleştirilen yeni bir operasyonla birlikte 9 kişi daha siber casusluk suçlaması ile tutuklandı. Soruşturmadaki toplam tutuklu sayısı ise 20’ye ulaştı.



Gençler ve çocuklar hedefte


MİT’in yürüttüğü çalışmalar ile şüphelilerin, elde ettiği bilgileri sosyal medya platformları üzerinden terör örgütleri dahil olmak üzere talep eden herkese sattığı belirlendi. Operasyon kapsamında, verilerin satışının yapıldığı 18 internet sitesi ise erişime kapatıldı. Ele geçirilen verilerin, organize suç çeteleri tarafından gençler ve çocuklar başta olmak üzere vatandaşlara şantaj yapmak amacıyla kullanıldığı tespit edildi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Doğan: “Faydalı böceklerin korunması için kapama ilaçlamadan kaçının” Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, narenciye üretim alanlarında yapılan kapama ilaçlamaların, faydalı böceklere ve doğal düşmanlara zarar verdiğini belirterek üreticileri bu konuda dikkatli olmaya davet etti. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, Bölgesel Araştırma Enstitüleri tarafından üretilip doğaya salınan faydalı böceklerin, kapama ilaçlama uygulamaları nedeniyle zarar gördüğünü vurgulayarak, bu dönemde genel ilaçlamadan kaçınılmasının büyük önem taşıdığını ifade etti. Başkan Doğan, “Narenciye alanlarında birçok faydalı böcek, özellikle bu aylarda üremekte ve çoğalmaktadır. Bu nedenle, teknik talimatlara uygun olarak genel kapama ilaçlamadan kaçınılmalıdır. Kapama ilaçlamada kullanılan tavsiye dışı kimyasal ilaçların (Cypermethrin, Deltamethrin, Esfenvalerate gibi) narenciye alanlarındaki doğal düşmanları öldürdüğü ve Akdeniz meyvesineği (AMS) mücadelesinde etkili olmadığı yapılan bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır” dedi. Doğan, ayrıca narenciye alanlarındaki meyvelerin olgunluk dönemine girdiği bu dönemde AMS zararlısına karşı mücadelede dikkatli olunması gerektiğini belirtti. AMS mücadelesinde kapama ilaçlamanın yerini alacak alternatif mücadele yöntemleri öneren Doğan, şunları ekledi: “Kitle yakalama tuzakları ve ağaç altı yer ilaçlaması (malation+cezbedici) gibi yöntemler, AMS zararlısına karşı etkili bir mücadele sağlar. Üreticilerimizin bu yöntemleri kullanarak hem zararlılarla mücadele etmeleri hem de faydalı böcek popülasyonunu korumaları mümkün olacaktır.”
Aydın Kuşadası Belediye Başkan Yardımcısı Suvari’den Belediye İş Sendikası Aydın Şube Başkanı Yaman’a ’provakatör’ suçlaması Kuşadası Belediye Başkan Yardımcısı Seyfi Seyhan Suvari, Belediye İş Sendikası Aydın Şube Başkanı Hidayet Yaman’ın Belediye Fen İşleri Şantiyesi’nde işçilerle yaptığı toplantının ardından basın açıklaması yaptı. Sendika Başkanı Hidayet Yaman’ı algı operasyonu yapıp kumpas kurmakla suçlayan Suvari, "İşçinin bu kadar yanında isen sendika olarak neden bir ay dahi olsa işçine nefes olacak bir dayanışma paketi hazırlayıp sunmuyorsun? Sendika başkanı olarak sen hangi görevini yerine getirdin? Provaktörlük yapma" açıklamasında bulundu. Ömer Günel başkanlığındaki Kuşadası Belediyesi’nin, Türkiye’ye örnek sosyal belediyecilik başarılarına imza attığını ve atmaya devam edeceğini kaydeden Kuşadası Belediye Başkan Yardımcısı Seyfi Seyhan Suvarti, "Canla başla çalışan mesai arkadaşlarımızla bu zor günleri de birliktelik içinde en kısa zamanda atlatacaktır” diyerek başladığı açıklamasında "Salı günü sabah saatlerinde Belediyemiz ile sözleşmeli sendika başkanı, hiç bir belediye yetkilisine hiç bir belediye temsilcisine haber vermeden Fen işleri Şantiyesi’nde işçileri toplayarak provakatif bir toplantı düzenlemiştir. Yaptığı toplantıyı da kayıt altına aldırmıştır. Söylemleri ile çalışanlarımızı Başkanımız Ömer Günel’e karşı kışkırtmıştır. Her ne kadar toplantıyı masum göstermeye çalışsa da önceden hazırlanan ve imza için dağıtılan evraklar provakatif toplantının nasıl hazırlandığının bir kanıtıdır. Son aylarda gecikmeli olarak ödenen işçi maaşları ile ilgili olarak böylesine provakatif bir mizansen hazırlayan sendika başkanına sormak istiyoruz. Sen uzayda mı yaşıyorsun? Ülkenin içinde bulunduğu durumun farkında değil misin?" diye sordu. Açıklamasında Belediye İş Sendikası Aydın Şube Başkanı Hidayet Yaman’a "Sen kimin ya da kimlerin talimatı, aklı ile böyle bir toplantı organize edip bu şehrin belediye başkanına karşı sinkaflı küfürler edilmesine ortam oluşturuyorsun. Çok değil 2 ay önce sendikal sözleşme sürecinde ekibin ile birlikte başkanın makamında destek talep eden, kapısında bekleyen, bir kare fotoğraf için neredeyse yalvaran sen değil miydin? Ne değişti de kimsenin bilgisi olmadan işçileri toplayıp provakasyon yapıyorsun? sorularını yönelten Suvari, "İşçinin bu kadar yanında isen sendika olarak neden bir ay dahi olsa işçine nefes olacak bir dayanışma paketi hazırlayıp sunmuyorsun? Sendika başkanı olarak sen hangi görevini yerine getirdin? Siyaset üzerinden oturduğun makamın hakkını ne zaman vereceksin? Bugün sadece belediyelerde mi ödemelerde gecikme var?" diyerek Sendika Başkanı Yaman’ı provakatörlükle suçladı.
Antalya Osteoporoz için ’kemiğiniz kırılmadan önlem alın’ uyarısı Antalya’da özel bir hastanede görev yapan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Ayşe Yener Güçlü “20 Ekim Dünya Osteoporoz Günü” nedeniyle, osteoporozdan korunmanın yollarını anlattı. Osteoporozun sadece yaşlılarda değil her yaşta görülebileceğine dikkat çeken Uzm. Dr. Ayşe Yener Güçlü, “Osteoporoz, genellikle belirtilerin olmadığı ve bir kemik kırılıncaya kadar hastalığın olduğunun anlaşılamadığı "sessiz” bir hastalıktır” dedi. Memorial Antalya Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Uzm. Dr. Ayşe Yener Güçlü “20 Ekim Dünya Osteoporoz Günü” kapsamında halk arasında kemik araması olarak bilinen osteoporoza karşı alınacak önlemleri aktardı. “Hastalık sinsice ilerliyor” Uzm. Dr. Ayşe Yener Güçlü, sırt ağrıları, gece krampları ve kolayca yaşanan kemik kırıklarına neden olan osteoporozun; kemik mineral yoğunluğu ve kemik kütlesi azaldığında veya kemiğin yapısı ve gücü değiştiğinde gelişen bir kemik hastalığı olduğunu ifade etti. Güçlü, şöyle devam etti: “Bu belirtiler vücutta kemiklerin yoğunluğunu kaybetmesi ve yapısının bozulması anlamına gelen osteoporozun yani halk arasında bilinen adı ile kemik erimesinin en bilinen belirtileri. Osteoporoz sadece yaşlılarda değil her yaş grubunda görülerek yaşam kalitesini ciddi ölçüde düşürebilir. Osteoporoz, kırık riskini artırabilecek kemik gücünde bir azalmaya yol açabilir. Osteoporoz, genellikle belirtilerin olmadığı ve bir kemik kırılıncaya kadar hastalığın olduğunun anlaşılamadığı ’sessiz’ bir hastalıktır. Osteoporoz, menopoz sonrası kadınlarda ve yaşlı erkeklerde kırıkların başlıca nedenidir. Kırıklar herhangi bir kemikte meydana gelebilir ancak en sık kalça kemiklerinde, omurgadaki omurlarda ve bilekte görülür.” Risk faktörleri Uzm. Dr. Ayşe Yener Güçlü, osteoporozdaki risk faktörlerini ise şu şekilde sıraladı: “Kadınlar daha az kemik dokusuna sahip olduğundan osteoporoza yakalanma riskleri de daha fazladır. Düşük kalsiyum içerikli besinlerle beslenmek, D vitamini eksikliği, yeterli fiziksel aktivite içinde olmamak, genetik yatkınlık, kemik kütlesinin azalmasını hızlandıran sigara, alkol ve kafein tüketimi, bazı ilaçların (steroidler) uzun süreli yüksek dozda kullanımı ve bazı kronik hastalıklar risk faktörlerini oluşturmaktadır. Hastalığın yaygın belirtileri bel ve sırt ağrıları, boyda kısalma, omurgada kırık, sırtta kamburlaşma, omuzlarda yuvarlaklaşma, kaburgalarda, el bileğinde ve kalça kemiklerinde kırıklardır.” “Kadınlarda 40, erkeklerde 50 yaşından sonra kemik yoğunluğu ölçümü yapmak gerekebilir” 40’lı yaşlardan sonra, özellikle kadınlardaki hormonal değişimler nedeniyle kemiğin giderek kütlesini kaybetmesine yol açtığını dile getiren Uzm. Dr. Ayşe Yener Güçlü, “Vücutta kemikler, kasları yapısal olarak destekleyen, hayati organları koruyan ve kalsiyum depolayan yapılardır. Kemik kütlesinin en üst seviyelerde olduğu dönemler 30- 40’lı yaşlardır. 40’lı yaşlardan sonra, özellikle kadınlardaki hormonal değişimler, kemiğin giderek kütlesini kaybetmesine yol açar. Menopozla birlikte bu kayıp hızlanır. Menopoza girmeden önce 40-45 yaşları arasında yapılacak ölçüm, menopoz öncesi değerlerin saptanması için önemlidir. Erkeklerde kemik erimesi kadınlara oranla nadir olmakla birlikte, risk faktörleri varlığında, 50 ve üzeri yaşlarda kemik yoğunluğu ölçümü yapmak gerekebilir” diye konuştu. “Aynı merkezde yapılması faydalı” Ciddi sağlık sorunlarını engellemek adına atılması gereken ilk adımın, düzenli kemik yoğunluğu ölçümleri olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Ayşe Yener Güçlü, “Çeşitli radyolojik yöntemlerle yapılabilen kemik yoğunluğu ölçümünde en doğru uygulama ’Dexa’ cihazı yardımıyla alt omurga kemiklerinden ve uyluk kemiğinin baş ve boyun kısmından, X ışınları kullanılarak yapılan ölçümdür. Kemik yoğunluğunu tespit etmek için yapılan taramada, hastaya çok kısa süreli olarak X ışınları verilmektedir. İşlem sırasında alınan radyasyon; günlük doğal yollardan alınan radyasyon değeriyle benzer nitelikte olup, hasta için oldukça güvenlidir. Kemik kütlesi ölçümü, risk faktörleri varlığında çocuklarda da kullanılabilir ve tanıya yardımcı olmaktadır. Sağlıklı kadınlarda 40’lı yaşlardan itibaren 1,5-2 yılda bir ölçümlerin tekrarlanması gerekmektedir. Ancak risk taşıyan veya tedavisi devam eden kişilerde, doktorun yönlendirmesiyle, ölçümler daha sık aralıklarla yapılmalıdır. Öte yandan hastanın her ölçümde elde edilen sonuçları, cihaza göre değişiklik gösterebileceğinden; düzenli olarak yaptırılan ölçümlerin aynı merkezde yapılması faydalı olacaktır” dedi.