POLİTİKA - 28 Ocak 2025 Salı 12:17

Bahçeli'den Bolu'daki yangına ilişkin açıklama!

A
A
A
Bahçeli'den Bolu'daki yangına ilişkin açıklama!

Milliyetçi Hareket Partisi(MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Otel sahibinden il özel idaresine, valilikten belediye ve ilgili bakanlığa kadar hesabını tek tek versinler” dedi.

MHP Lideri Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Bolu’daki otel yangınına ilişkin Bahçeli, “Hanımefendiler, beyefendiler, yarısı çocuk olan 78 vatan evladının hesabını kim ya da kimler verecek? Grand Kartal Otel yangınında kimin sorumluluğu bulunuyorsa hesabını vermesi kaçınılmaz bir adalet ve hukuk gereğidir. Sönmüş ocaklar üzerinde kutuplaşma sahnesi kurmak namertliktir. Facianın dumanları tütüyorken, henüz hayatını kaybeden masumlar yanmış otelden çıkarılmamışken, onu bunu suçlayıp işin içinden sıyrılma telaşına kapılmak narsistliktir. Gazete köşelerinde, televizyon ekranlarında kalem oynatıp söz düellosuna heves edenler kendi mahallelerinin megafonu olmaktan öte hiçbir değerlerinden söz edilmeyen, ahlaken de namevcut olan çürüklerdir. Ahlaklı olmanın ilk şartı esasen sorumlu olmaktır. Sorumluluk hissiyatının açılacağı kapı ahlaklı duruştur. Gerçekleri bastırmak veya baltalamak ahlakın değil, adaletin ilgi ve iştigal sahasındadır” diye konuştu.

“Otel sahibinden il özel idaresine, valilikten belediye ve ilgili bakanlığa kadar hesabını tek tek versinler”

Sorumluların adaletin önüne çıkarılmazsa gerçek anlamıyla hiçbir sorunu çözemeyeceklerini, hiçbir ağırlığı kaldıramayacaklarını dile getiren Bahçeli, “Grand Kartal Otel yangınıyla ilgili bırakalım yargı görevini yapsın. Hatta Sayın Cumhurbaşkanımızın talimat ve tensibiyle Devlet Denetleme Kurulu devreye acilen girerek çok yönlü inceleme ve soruşturmayı bir an evvel ikmal etsin. Otel sahibinden il özel idaresine, valilikten belediye ve ilgili bakanlığa kadar 78 vatandaşımızın vebalini ya kurumsal veya kişisel olarak uhdesinde taşıyanlar millet, hukuk ve tarih önünde hesabını tek tek versinler. Ne yapacağız? Bu yangının faturasını Köroğlu Dağı’ndaki yaban hayvanlarına mı çıkaracağız? Sosyal medyada servis edilen resmi rapor ve yazışmaları nereye koyacağız? İlgili otel yönetimi tarafından, 12 Aralık 2024 tarihinde Bolu Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü’ne yapılan başvurunun, 16 Aralık’ta bir raporla tespit edilen 8 başlıktaki eksikliğin ve aynı başvurunun ne hikmetse 24 Aralık’ta geri çekilmesinin peşine düşmeyecek miyiz” şeklinde konuştu.

Bahçeli'den Bolu'daki yangına ilişkin açıklama!

“Filistinli kardeşlerimizin nerede yaşayacağı hiç kimsenin, hiçbir ülkenin tayin edebileceği bir konu değildir”

İsrail ile Hamas arasında gerçekleşen ateşkese ilişkin değerlendirmede bulunan Bahçeli, “Türkiye’nin kararlı ve tutarlı diplomasisi başarıya ulaşmıştır. Temennimiz iki devletli kalıcı barış ikliminin bir an evvel sağlanmasıdır. Dünya Ekonomik Forumu’nun 20-24 Ocak 2025 tarihlerinde İsviçre’nin Davos kentinde gerçekleşen yıllık toplantısında tema olarak 'Akıllı Çağ' belirlense de, ahlakı olmayan bir akıldan bahsetmek cahillik ve saflık değilse biliniz ki art niyetliliktir. Gazzeli mazlumların Mısır ve Ürdün’e sürgün edilmesiyle ilgili sözde proje oldukça sakıncalı ve sancılı hezeyan olarak gündemdedir. Filistinli kardeşlerimizin nerede yaşayacağı hiç kimsenin, hiçbir ülkenin tayin edebileceği bir konu değildir. ABD Başkanı Trump’ın Rusya ile Ukrayna savaşını bitirme çabasının aynısını, İsrail ile Filistin ihtilafında görmek, konuya müdahil ve muhatap herkesin en doğal hakkıdır” dedi.

Bahçeli'den Bolu'daki yangına ilişkin açıklama!

“Misak-ı Milli silinmeyecek ufuk çizgimiz, sönmeyecek meşalemizdir”

Bugünün Misak-ı Milli’nin 105’inci yıl dönümü olduğunu hatırlatan Bahçeli, “Bölücü terör örgütü silah bırakmıyorsa, o silahları ellerinden alıp teröristlerin kafasında kırmak ve hepsini birden cezalandırmak Türkiye’nin beka ve güvenlik hakkıdır. Hakkımızı çiğnetmeyiz, çiğnemeye azmedenleri de mahvı perişan ederiz. Misak-ı Milli mülkü millettir. Millet ise sonuna kadar, sonsuza kadar Türk’tür. Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nin hürmet ve rahmetle andığımız mebusları Türk milletinin meşru ve son direniş hattının hukuki belgesi olan Misak-ı Milli’yi kabul ederek bizlere hem miras hem de emanet olarak tevdi etmişlerdir. Allah hepsinden razı olsun diyorum. Onların kaldırdığı sancak yere inmeyecektir. Misak-ı Milli silinmeyecek ufuk çizgimiz, sönmeyecek meşalemizdir” ifadelerini kullandı.

“Misak-ı Milli’nin son hudut çizgisiyle and olsun kucaklaşacaktır”

Konuşmasının devamında Türk ve Kürt kardeşliğine Misak-ı Milli’nin namusunun teslim edildiğini belirten Bahçeli, “Bugün değilse yarın, yarın değilse gelecekte, velhasıl Türk ve Türkiye Yüzyılı'nın kutlu bir döneminde ruhumuzu daraltan, adımlarımızı kısaltan, nefesimizi yarım bırakan bugünkü sınırlarımızın kaynama ve buluşma noktası esneye esneye Misak-ı Milli’nin son hudut çizgisiyle and olsun kucaklaşacaktır. Vuslatımız yakındır. Devir Türk Devri’dir. Yüzyıl barış ve birlik içinde yaşanacak Türkiye Yüzyılıdır” dedi.

Bahçeli'den Bolu'daki yangına ilişkin açıklama!

“Seçim beklentisi hayali bir beklentidir ve boşa kürek çekmektir”

Erken seçim beklentilerine ilişkin de Bahçeli, “Seçim beklentisi hayali bir beklentidir ve boşa kürek çekmektir. Çağdaş demokrasinin hiçbir kural ve ilkesiyle yolu kesişmeyen CHP ve yedeklerinin Türkiye’nin siyasi istikrarını bozma teşebbüsü ters tepmeye mahkumdur. Cumhur İttifakı karanlık emel sahiplerinin alayını ülkemizin her köşesinde karşılamaya hazırdır. Türkiye sahipsiz değildir. Türk ile Kürt, Alevi ile Sünni aynı kökün dalları, aynı milletin evlatları olarak birdir, beraberdir ve kardeştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yaşayacak ve yaşatılacaktır. Terörsüz Türkiye’nin huzur ve güven dolu mesajının maşeri vicdanda karşılığını bularak gerçeğe döneceği günlere az kalmıştır” diye konuştu.

“Beklenen çağrının bir an evvel açıklanması samimi dileğimdir”

Bölücü terör örgütünün geride kalan yıllar içinde verilen kahramanca mücadele sonucunda sönüşe geçtiği bir dönemde olduklarını söyleyen Bahçeli, “Küresel güçlerin bölgedeki emellerine hizmet etmekten başka bir misyonunun kalmadığı ortadadır. Geçmişte yaşanan örneklerde olduğu gibi vekalet hizmeti bitince ortada bırakılmaları veya bir bahane ile toptan imha edilmeleri de bunların kaçınılmaz akıbeti olacaktır. Geliniz, silahlarınızı öldürülmeden önce siz kendi iradenizle bırakınız. Pişman olduğunuzu, bu mücadelenin asla sonuç vermeyeceğini açıklayınız. Binlerce insanımıza yaşattığınız acılardan duyduğunuz pişmanlığı duyurunuz. Küresel güçlerin hizmetinde bölgesel aktörler olmaya bir son veriniz. Aziz milletimizin sizler için reva göreceği akıbete teslim olunuz. Son olarak diyeceğim odur ki, DEM heyeti ile İmralı arasındaki görüşmelerin terörsüz Türkiye’ye önşartsız destek olması ve beklenen çağrının bir an evvel açıklanması samimi dileğimdir” ifadelerini kullandı.

Hidayet Türkyılmaz

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Beylikdüzü’nde uygulamalı muhasebe eğitimi başladı Beylikdüzü Belediyesi Kariyer Merkezi, bireylerin mesleki yeterliliklerini artırmayı hedeflediği ‘Uygulamalı Muhasebe Eğitimi’ni başlattı. Ücretsiz olarak verilen eğitimler, muhasebe alanında kariyer yapmak isteyenler ve ön muhasebe bilgisini geliştirmek isteyen kişiler için önemli bir fırsat sunuyor. Teorik ve uygulamalı olan eğitim programı sonunda katılımcılara katılım sertifikası ve Luca sertifikası verilecek. Beylikdüzü Belediyesi Kariyer Merkezi, iş arayan bireylerin mesleki yetkinliklerini artırarak istihdam edilebilirliklerini yükseltmeyi amaçladığı ‘Uygulamalı Muhasebe Eğitimi’ni başlattı. Eğitim, muhasebe alanında kariyer yapmak isteyenler ve ön muhasebe bilgisini geliştirmek isteyen adaylar için fırsat sunuyor. Ücretsiz olarak gerçekleştirilen eğitimlerde, katılımcıların kendi laptoplarını getirmeleri zorunlu olurken, eğitimleri başarıyla tamamlayan katılımcılara katılım sertifikası ve Luca sertifikası verilecek. İşverenlerle buluşma konusunda da desteğin sağlanacağı Uygulamalı Muhasebe Eğitimi 13 Mart tarihine kadar devam edecek. Eğitim iki aşamadan oluşuyor Beylikdüzü Belediyesi Kariyer Merkezi’nde yapılan Uygulamalı Muhasebe Eğitimi, teorik ve uygulamalı olmak üzere iki aşamada düzenleniyor. İlk aşamada, 4 hafta boyunca haftada iki gün, günde 2 ders saati şeklinde gerçekleştirilecek olan teorik eğitimde; muhasebe ve ön muhasebe kavramları, vergi mevzuatı, ticari belgeler ve defterler, temel ve genel muhasebe bilgileri, stok işlemleri, cari hesap takibi, banka işlemleri, kasa yönetimi, insan kaynakları, iletişim ve organizasyon becerileri ile problem çözme ve analitik düşünme konuları ele alınacak. Uygulamalı eğitim ise yine 4 hafta sürecek olup, haftada bir gün 2 saatlik oturumlarda Luca Mali Müşavir Paketi üzerinden gerçek senaryolarla muhasebe kayıtları, fatura, makbuz, beyanname işlemleri ve banka, kasa, cari hesap ile stok yönetimi uygulamaları yapılacak. Ayrıca Beylikdüzü Belediyesi Kariyer Merkezi tarafından katılımcılara program sonrasında ise kariyer danışmanlığı hizmeti de verilecek.
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Türkiye, tarımsal üretimde son derece önemli bir konumda" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Türkiye, tarımsal üretimde son derece önemli bir konumdadır. Son 22 yılda gıda ve tarım ürünlerinde 107 milyar dolarlık dış ticaret fazlası verdik" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile birlikte Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’ndeki 4’üncü Tarım Orman Şurası Kırsalda Sürdürülebilir Yaşam Atölyesi programına katıldı. Yılmaz, Orta Vadeli Program’da hayata geçirilen makro politikaların en önemli sektörel bileşenlerinden birinin tarım ve kırsal kalkınma olduğunu belirtti. Tarım ve kırsal kalkınmayı, gıdayı stratejik bir alan olarak gördüklerini, dolayısıyla bu alana köklü, uzun vadeli politikalarla yaklaşmak durumunda olduklarını aktaran Yılmaz, "Tarımın bu tarihsel konumunun yanı sıra özellikle son dönemlerde iklim değişikliği, tedarik zincirlerinde kırılmalar, dünya nüfusunun geldiği nokta, afetler birçok unsurla birlikte gıda arz güvenliğinin çok önemli olduğunu görüyoruz" ifadelerini kullandı. Yılmaz, konuşmasını şu şekilde devam ettirdi: "Tarımımıza baktığımızda 2023 yılında tarımsal hasılamızın 68,5 milyar dolara ulaştığını görüyoruz ve bu hasıla değeriyle Avrupa’da üretim açısından 1’inci, dünyada ise 9’uncu sırada yer aldık. Türkiye, tarımsal üretimde son derece önemli bir konumdadır. Son 22 yılda gıda ve tarım ürünlerinde 107 milyar dolarlık dış ticaret fazlası verdik." Yılmaz, Türkiye’nin cari açık veren bir ülke olduğunu ancak bunu yüzde 1’in altına indirdiklerini söyledi. Yılmaz, Türkiye’nin çeşitliliği olan bir tarım ülkesi olduğunu anlatarak, şöyle konuştu: "206 çeşit ürünü yetiştirebilen eşsiz bir ülke konumunda Türkiye. Dünyada sebze üretiminde 4’üncü, meyve üretiminde ise 6’ncı sıradayız. Sebze ve meyvede Türkiye’nin çok güçlü bir rekabet gücü var. Avrupa ile mukayese ettiğinizde dahi oradaki yani gelişmişlik seviyesiyle mukayese ettiğinizde dahi rekabet gücü oldukça yüksek bir yapımız olduğunu söyleyebilirim. Bitkisel üretimimizi 2002 yılına göre yüzde 41 arttırarak 2023’te 139 milyon tona ulaştırdık ve Cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırmış olduk. Tohumculuk alanında da büyük atılımlar gerçekleştirdik." "Son 22 yılda tamamen kapalı sistem sulamaya geçtik" Kalkınma politikalarında olduğu gibi kırsal alanda da yeşil ve dijital dönüşüme önem verdiklerini vurgulayan Yılmaz, "Kırsal dediğimiz zaman kırsal turizmden yenilenebilir enerjiye, kırsal el sanatlarına, ticarete varıncaya kadar birçok aktivite aklımıza gelmek durumunda. Biz de bu kırsal kalkınma çerçevesinde çok çeşitli programlar, kurumsal yapılar gerçekleştirdik son 20 yılda. IPARD, TKDK, Kırsal Kalkınma Yatırımlarını Destekleme Programı, Uzman Eller Programı, Genç Çiftçi Programı gibi çok çeşitli programlarla, hibelerle kırsal kalkınmayı destekledik. Bugüne kadar yaptığımız bu desteklerle 96 bin proje hayata geçmiş, yaklaşık 126 milyar lira hibe destek sağlanmış ve bunlarla 281 bin kişiye istihdam imkanı oluşturmuş durumdayız" ifadelerini kullandı. Suyun artık son derece kritik hale geldiğini ve Türkiye’nin su zengini bir ülke olmadığını vurgulayan Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: "İklim değişikliğiyle, küresel ısınmayla birlikte burada karşılaşabileceğimiz riskleri şimdiden görüp çok ciddi tedbirlerle yine yolumuza devam etmemiz gerekiyor. Burada da en kritik husus suyun verimli kullanımı. Türkiye’de kullanılan suyun yüzde 77’si tarımda kullanılıyor. Dolayısıyla, Türkiye’nin genel anlamda su verimliliğinin sağlanması, tarımsal su verimliliğinden geçiyor. Bunu mutlaka başarmak durumundayız. Biz bu son 22 yılda tamamen kapalı sistem sulamaya geçtik. Bu bir örnek olarak söylüyorum ama bu yetmez. Bitki desenine de mutlaka dönüştürmemiz gerekiyor. Daha az su tüketen bitkiler çok çok önemli."