GÜNDEM - 27 Aralık 2024 Cuma 16:26

Kızılay Genel Başkanı Yılmaz: “İnsana insan olduğu için değer veren bir hareketin 156 yıllık mirasçılarıyız”

A
A
A
Kızılay Genel Başkanı Yılmaz: “İnsana insan olduğu için değer veren bir hareketin 156 yıllık mirasçılarıyız”

Türk Kızılay Genel Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, “Bugün 357 bini geçen gönüllümüzle hiçbir farklılığımıza bakmadan sadece iyilik temelinde, insana insan olduğu için değer veren bir hareketin 156 yıllık mirasçılarıyız” dedi.


Kızılay Genel Başkanı Yılmaz, Ankara Elmadağ’da geçen yıl MKE Roket ve Patlayıcı Fabrikası’ndaki patlamada şehit düşen İbrahim Özdemir’in adının verildiği Sevgi Butiği’nin açılışına katıldı. Açılışa Yılmaz’ın yanı sıra şehit İbrahim Özdemir’in annesi Aysel Özdemir ve Elmadağlı vatandaşlar katıldı. Törende konuşan Yılmaz, Kızılay olarak bazen bir sıcak çorba, bir ünite kan, bir palto, sıcak bir ayakkabı ya da battaniye ile sürekli olarak Türk halkının yanında olmaya çalıştıklarını ifade ederek, Kızılay’ın sadece afet zamanlarında ya da sağlık ihtiyacı olduğunda bir araya gelen bir kurum olmadığını kaydetti.



“İnsana insan olduğu için değer veren bir hareketin 156 yıllık mirasçılarıyız”


Kızılay’ın yardımseverler ve ihtiyaç sahipleri arasında bir köprü görevi gördüğünü söyleyen Yılmaz, “Kızılay’ın görevi aynı zamanda toplumdaki sevgi, kardeşlik, dayanışma altyapısında, şemsiyesinde bir birleştirici kurum olmak. Biz, bugün 357 bini geçen gönüllümüzle hiçbir farklılığımıza bakmadan sadece iyilik temelinde, insana insan olduğu için değer veren bir hareketin 156 yıllık mirasçılarıyız” şeklinde konuştu.



“Türkiye’nin dört bir tarafında bugün 178 tane Sevgi Butiğimiz var”


Özellikle aşevleri ve Sevgi Butiklerinin sürekli yürütülen iki ana faaliyet alanı olduğunu ve 2025 Stratejik Planı’nın içerisinde de bu iki ana faaliyeti daha fazla yaygınlaştırmak için çalıştıklarını belirten Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti:


“Kızılay dediğimiz zaman her zaman yemek, çorba aklımıza gelen olaylardan bir tanesi ve tarihimize baktığımız zaman insanların bir sıcak çorbayla, bir sıcak yemekle ağırlanması bizim tarihimizden de gelen bir özelliğimiz. Aşevlerimizde sadece aslında yemeğe ulaşamayanlara değil, aynı zamanda evinde tek başına yaşayan büyüklerimize, bazen engelli olduğu için yemek pişiremeyen kardeşlerimize kapılarını çalarak onlara bir dost eli uzatma fırsatı bulmuş oluyoruz. Bence Sevgi Butikleri de böyle aslında. Sevgi Butiklerimiz bizim aslında birer mağaza, birer kıyafet mağazası. Bunun içinde kışın ayakkabıların, montların ağırlıklı olduğu, yazın yazlık kıyafetlerin ağırlıklı olduğu; kişilerin gelip kendi zevklerine göre deneyerek üzerlerine olan kıyafetleri seçerek alabildikleri bir insani yaklaşımla aslında yardımın yapılabildiği bir model. Türkiye’nin dört bir tarafında bugün 178 tane Sevgi Butiğimiz var. Bugün 179’uncusunu açıyor olacağız ve giderek de bunları yaygınlaştırmayı yine bir hedef olarak kendimize koymuş durumdayız.”


Elmadağ’da geçen yıl MKE Roket ve Patlayıcı Fabrikası’ndaki patlamada şehit düşen İbrahim Özdemir’in adını ilelebet yaşatmak için Sevgi Butiği’ne verdiklerine değinen Yılmaz, “Rabbim onu cennetinde ağırlıyor, biliyoruz. Rabbim ailesine de sabır versin ve onları cennetinde kavuştursun diyorum. Çok zor bir şey. İnsan annesini babasını kaybedince duygulanıyor ama evlat acısı bambaşka bir şey. Ablacığım ne mutlu ki bir şehit annesisiniz. Bu çok büyük bir gurur, çok büyük bir onur” dedi.


Yılmaz, Sevgi Butiği’nin haftada iki gün açık olacağını ve randevu sistemiyle hizmet vereceğini sözlerine ekledi.



Kızılay Genel Başkanı Yılmaz: “İnsana insan olduğu için değer veren bir hareketin 156 yıllık mirasçılarıyız”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Eyüpsultan’da eşi tarafından öldürülen kadının cenazesi Adli Tıp Kurumu’na getirildi İstanbul Eyüpsultan’da tartıştığı eşi tarafından araçta öldürülerek, cesedi ormana götürülmeye çalışılan kadının cenazesi Adli Tıp Kurumu’na getirildi. Ölen kadının arkadaşı, “Ayşe bir sene, hatta daha fazla zamandır kocasından sürekli tehditler alıyordu” dedi. Olay, Sultangazi’de saat 16.30 sıralarında meydana gelmişti. İddiaya göre, boşanma aşamasındaki Engin Çelik ile Ayşe Çelik arasında tartışma çıkmıştı. Tartışmada adam eşini araçta silahla vurarak öldürmüştü. Ardından Engin Çelik, cesedi otomobilinin bagajına koyarak ormana götürmeye çalıştığı sırada ihbar üzerine yakalanmıştı. İlk ifadesinin ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Asayiş Şube Müdürlüğü’ne götürülen şüphelinin sorgusu sürerken, Ayşe Çelik’in cansız bedeni ise yapılan incelemenin ardından Adli Tıp Kurumu morguna getirildi. Kadının ailesi ve yakınları Adli Tıp Kurumu morgu önüne gelerek, bilgi aldı. Ayşe Çelik’in cenazesinin yapılacak otopsinin ardından memleketi Şanlıurfa’da toprağa verileceği öğrenildi. “Ayşe bir sene, hatta daha fazla zamandır kocasından sürekli tehditler alıyordu” Ayşe Çelik’in eşinden bir yıldan fazla süredir tehditler aldığını söyleyen yakın arkadaşı Zeliha Çetik, “Bugün İstanbul’da emekçi bir anne, tırnaklarıyla emek vererek, mücadele ederek çocuğuna bakmak isteyen, yaşam mücadelesi veren bir anne, kocası tarafından katledildi. Çok üzgünüz. Acımız çok büyük. Ayşe bir sene, hatta daha fazla zamandır kocasından sürekli tehditler alıyordu. Kocasından kaçıyordu. Aynı evde yaşamıyorlardı gibi bir şey. Dönem dönem barışıp, dönem dönem uzaklaşıyordu. Çaresiz ve yalnızdı. Emin değilim ama şüphelerimiz kocasının ‘madde’ kullandığı yönündeydi Ayşe’nin anlatımlarıyla. Normal olmayan davranışlarından bahsediyordu. Sürekli şiddet uyguluyordu. Ayşe sürekli dayak yiyen bir kadındı. Hiçbir sosyal hayatı olmayan bir anneydi. 5 yaşında bir kızı var. Acımı nasıl anlatabilirim bilemiyorum. Kendisini 10 yıldan beri tanıyorum. Birlikte çalıştık, birlikte emek verdik, aynı sofrada yemek yedik. Kocasından ayrıldığı için aynı bölgede oturuyorduk. Bir dönem de aynı iş yerinde birlikte çalıştık. Sürekli telefonlarını kapalı tutmak durumunda kalıyordu. En son 6 ay önce kendisiyle telefonla görüştüm. Bugün internetten aldığım haberler doğrultusunda ‘İsim benzerliği olabilir. Belki Ayşe değildir’ diye araştırma sonucunda arkadaşımın olduğunu öğrendim. Cenaze Şanlıurfa’ya gidecek. Ayşe’nin ailesi gelecek, cenazeyi alıp Şanlıurfa’ya gidecekler. Kadınlar ölmesin. Kadınlar, anneler yaşamalı. Hiçbir kadın katledilmeyi hak etmiyor, şiddeti hak etmiyor. Daha kaç tane kadın ölecek? Ayşe’nin tek mücadelesi kocasının alkol kullanmasına karşıydı. ‘Alkolü bırak, ben seninle barışırım’ diyordu. Ayşe çalışıp maaş kartını bile görmeyen bir kadındı, eşinin elindeydi. Ekonomik güvencesi elinde değildi” dedi.