GÜNDEM - 20 Kasım 2024 Çarşamba 09:36

Güngören Şişecam blokları 1,5 yılda tamamlandı

A
A
A
Güngören Şişecam blokları 1,5 yılda tamamlandı

İstanbul Güngören’deki Şişecam Blokları 1,5 yıl içerisinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Kentsel Dönüşüm Başkanlığı koordinesinde TOKİ’nin de inşa güvencesiyle yeniden yapıldı.


İstanbul Güngören’deki Şişecam bloklarının sakinleri zamana yenik düşen evlerini yenilemek için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bağlı Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’na başvurdu. Hak sahiplerinin yüzde 100 uzlaşma sağlamasıyla Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) inşaatları üstlendi. 29 Mayıs 2022’de temeller atıldı.


223 bağımsız birimden oluşan yeni yaşam alanları bir buçuk yıl gibi kısa bir süre içinde tamamlandı. 9 ay önce de konutlar hak sahiplerine kura yöntemiyle teslim edildi.



“Herkese örnek olsun”


Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, yeni Şişecam konutlarının görüntülerini sosyal medya hesabından paylaşıp İstanbulluları kentsel dönüşüme davet etti. Bakan Kurum, “Az konuşuyoruz, çok çalışıyoruz. 2 yıl önce temelini atmıştık. 9 aydır vatandaşlarımız huzurla, güvenle oturuyorlar. Güngören’deki Şişecam Konutları sakinleri herkese örnek olsun. Aralarında anlaştılar, evlerini TOKİ ile yenilemek istediler ve ailelerimize afetlere dirençli yuvalarını teslim ettik. İstanbul’da riskli bina stokunu bitirene kadar durmayacağız” ifadelerini kullandı.



Depreme karşı güvenli yaşam alanı oluşturuldu


Kentsel Dönüşüm Başkanlığı Marmara Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü Şube Müdürü Zeynep İnan, bölgede örnek bir dönüşümün tamamlandığını belirterek şunları kaydetti:


“Burada sadece bina yıkıp yapmak şeklinde değil; çocuk oyun alanı, otoparklı, çevresiyle bütünleşmiş, depreme karşı dayanıklı, nitelikli bir yaşam alanı oluşturuldu. Hak sahiplerimiz bir ay gibi çok kısa bir sürede uzlaştılar. Konutların yapımı başladı ve kuraları çekildi. Herkesin dairesi yerinde dönüşerek teslim edildi. Uzlaşmadan 6 ay sonra yapım süreci başladı ve 2 sene dolmadan tamamlayarak teslim ettik.”



“Eski komşularımıza kavuştuk”


Yeni evlerine taşınan vatandaşlar deprem riskiyle yaşayan İstanbullulara kentsel dönüşüm için çağrı yaptı. Hak sahiplerinden Aysel Subaşı, “Ev küçük diye söylediler ama evime adımımı attım, sanki cennete girdim. Kapıyı açtım. ‘Küçüğü buysa büyüğü hangisi?’ dedim. Yani tam gönlümüze göre bir ev. Mutluyuz, huzurluyuz, Allah’a şükürler olsun. Komşularımıza kavuştuk. O kadar mutlu olduk ki, birbirimize koyunun kuzuyla kavuştuğu gibi kavuştuk” diye konuştu.



“Artık herkes binasını TOKİ’ye vermek istiyor”


Vatandaşlardan Seyfullah Tekin ise evlerinin dönüşüm sürecini şöyle anlattı:


“Yıkıma başladılar. Dozer kepçeyle bir vurdu, bina pat diye yıkılıverdi. Temel diye bir şey yoktu. Binanın temelinin durumunu gördük. Dönüşümde fore kazık sistemlerini yaptılar. Temelleri, bağlantıyı sağlam yaptılar. Evlerin yapılışını gördük. Artık herkes binasını TOKİ’ye vermek istiyor. ‘TOKİ’nin binaları sağlam, korkmuyoruz’ diyorlar. Bunu biz şu anda yapmaya kalksak yapamazdık. Yeni binalarımızda asansörümüz oldu. Çocuklarımız için önceden parkımız yoktu. Ama şimdi güvenli bir parkımız oldu.”



“Kentsel dönüşüm güzel bir şey”


50 yıllık evlerinin kentsel dönüşüme girdiğini ifade eden hak sahibi Şefik Elmalı ise, “Birçok müteahhit geldi ama biz neticede TOKİ’ye karar verdik. İki sene önce Sayın Murat Kurum’la birlikte buranın temelini attık. Daha evvelki dairem de yine üçüncü kattı. Bu da üçüncü kat çıktı. Onun için mutluyum. Kentsel dönüşüm güzel bir şey” ifadesini kullandı.



Güngören Şişecam blokları 1,5 yılda tamamlandı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Ünlü sanatçı Kırmızıgül’le gündeme gelen mekana şok Muğla’nın Bodrum ilçesinde bir işletme önündeki kaçak iskele ve eklentileri sökülüyor. Bahse konu işletme, ünlü sanatçı Mahsun Kırmızıgül’ün ses sistemi olmadan konser vermesiyle gündeme gelmişti. İlçede kaçak ve imara aykırı yapıların yıkımı sürüyor. Yalıkavak’ta yasal işlemleri tamamlanan iskele ve eklentilerinin yıkımına Bodrum Milli Emlak Müdürlüğü ve Bodrum Belediyesi ekiplerince başlandı. Yaklaşık 500 metrekare büyüklüğündeki iskele ve eklentileri söküldükten sonra denizdeki kazıkların da söküleceği bildirildi. Öte yandan bahse konu mekan 2022 Haziran ayında ünlü sanatçı Mahsun Kırmızıgül’ün ses sistemi olmadan konser vermesiyle gündeme gelmişti. Canlı müzik yapma ruhsatı olmayan işletmede sanatçının konser vermesine izin verilmeyince sanatçı şarkılarını mikrofonsuz söylemişti. Konuyla ilgili Bodrum Belediyesi’nden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verilmişti; “Bodrum Belediyesi sorumluluk alanı içinde yer alan Yalıkavak Mahallesi Tilkicik Koyu’nda yer alan "Gala" adlı işletmede yaşanan, ulusal basında ve sosyal medyada gündeme gelen “canlı müzik yayını” konusuna ilişkin bir takım yanlış bilgilendirmelerin önüne geçmek için kamuoyu bilgilendirmesi yapma gereği duyulmuştur. 16 Mayıs 2022 tarihinde, Bodrum Belediyesi Yapı Kontrol Müdürlüğü ekiplerince yapılan denetimlerde işletmenin, restoran binasına yapılan ilave eklentiler ile kaçak ve ruhsatsız olarak yapılan İskele İmar Kanunu gereğince mühürlenmiş ve yasal süreç başlatılmıştır. Dolayısıyla, ekiplerimiz tarafından mühürlenmiş olan işletmeye aykırılıkları giderilmediği için canlı müzik ruhsatı düzenlenmemiştir. Kamuoyunda iddia edildiği gibi Kaymakamlık ve Belediye, “Bodrum’da müzik yayını yapılmasını istemiyor, turizme zarar veriyor” şeklindeki yorumlar gerçeği yansıtmamaktadır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
Elazığ Düğününe 6 ay kala eşini öldüren sanığa ağırlaştırılmış müebbet cezası verildi Elazığ’da 9 ay önce eşini özel bir hastanenin bahçesinde silahla vuran şahıs ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırıldı. Olay, 8 Şubat 2024 tarihinde Elazığ Medikal Hospital arkası Onkoloji Merkezi girişinde meydana gelmişti. Edinilen bilgiye göre, hastanede fizyoterapist teknikeri olarak görev yapan Burcu Demir (32), Ocak ayında resmi nikah yaptığı eşi uzman çavuş ile bahçede konuşmaya başladı. Ardından ikili arasında tartışma çıktı. Tartışmanın ardından Murat Coşansel belinden çıkardığı tabanca ile Demir’e peş peşe ateş ederek eşini öldürdü. Olayın ardından yakalanarak gözaltına alınan zanlı tutuklanıp cezaevine gönderildi. 2. Ağır Ceza Mahkemesinde karar duruşması görülen duruşmada, sanık Murat Coşansel, mahkeme heyetinin karşısına çıktı. Hakim tarafından son sözleri sorulan sanık Murat Coşansel, ’’Ben öldüreceğim diye bir şey demedim. Sadece boşanmak için tehdit ettim. Ben burcuyu canıyla tehdit etmedim. Sadece mahkeme yoluyla tehdit ettim. Hastaneye konuşmak için gittim. Olay günü ben istediğimle istediğimi yaparım dedi. Ağır sözler söyleyince silahımı kendisine doğrulttum. Beni mi vuracaksın falan dedi gülerek sonrasını hatırlamıyorum. Ben Sinop’tan birisini öldürmek için gelmedim. Ben hastaneye eşimin yanına gitmeden iş yerinden arkadaşımı arayarak bugün çalışmıyorum yarın işe geleceğim dedim. Çünkü işimi düşünüyordum öldürmek için gelmedim. Konuşmalarda boşanmak istediğim bellidir. Sinop’tan gelirken dönüş yapacak gibi geldim. Geldiğim taksiciye öğlen saatlerinde döneriz dedim fakat aklımda olmayan bir durumla karşılaştık. Ben mağdurum. Ben bu olayı isteyerek yapmadım. Düşüncem dahi olmadı. Ben yapmak isteseydim başka bir materyal ile de yapabilirdim. Pişmanım keşke böyle bir şey olmasaydı şuan boşanma duruşmasında olsaydık” dedi. Yapılan savunmaların ardından kararını açıklayan mahkeme, sanık Murat Coşansel’e eşi Burcu Coşansel’i kasten öldürmek suçundan ağırlaştırmış müebbet cezasına çarptırdı.
Rize Prof. Dr. Ayberk Kaya: “Depremlerin meydana getirdiği titreşimler heyelana neden olmakta” Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Heyelan Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ayberk Kaya, “Bilindiği üzere bölgemizdeki heyelanların ana tetikleyici unsuru her ne kadar yağmurlar, yağışlar ve aşırı kar erimeleri olsa da depremlerin meydana getirdiği titreşimler de heyelanlar oluşmasına neden olmaktadır” dedi. Rize’nin Çayeli ilçesine bağlı Eskipazar Mahallesi’nde 1 vatandaşın hayatını kaybettiği heyelana ilişkin konuşan Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Heyelan Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ayberk Kaya, bölgede geçtiğimiz günlerde yaşanan iki depreme dikkat çekerek, sarsıntıların heyelana neden olduğunu kaydetti. Heyelandan önce bölgeye 1 haftada yaklaşık metrekare başına 600 kilogram yağmur düştüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Kaya, “Tabii öncesinde bir hafta boyunca sahada toplamda metrekareye 600 kilogramlık düşen bir yağmur olayı meydana gelmişti. Bu yağmur olay sonucunda ise yamaçlarda yoğun bir şekilde yük birikmesi olayı meydana geldi. Tabii geçen hafta cuma günü de merkezi Hemşin olan 4.7 büyüklüğünde bir depremde Rize kenti sarsıldı. Bu olaydan önce buradan yaklaşık 15 kilometre uzaklıkta merkez üssü Güneysu olan 2.3 büyüklüğünde başka bir deprem olayı da meydana gelmişti. Bilindiği üzere bölgemizdeki heyelanların ana tetikleyici unsuru her ne kadar yağmurlar, yağışlar ve aşırı kar erimeleri olsa da depremlerin meydana getirdiği titreşimler de heyelanlar oluşmasına neden olmaktadır. Bu iki tetikleyici unsur üst üste geldiğinde maalesef böyle bir acı olayla karşılaştık. Heyelan olayı akabinde afete dönüşerek hem can hem de mal kaybı olayına neden olmuş oldu” ifadelerini kullandı. “Bu tip olaylar heyelan dediğimiz olayların habercisi konumundadır” Bölgede yaşayan herkesi daha dikkatli olması konusunda uyaran Kaya, “Bundan sonraki süreçte bu tip eğimli arazilerde ikamet eden vatandaşlarımızın daha fazla dikkat etmesi gerekmektedir. Çünkü hem yağışlarla hem de titreşimle arazideki toprakların üzerine birde ek yük daha binmiş oldu. Vatandaşlarımızın arazilerini daha fazla dikkatli bir şekilde kontrol etmeleri gerekmektedir. Arazilerinde gerilme, çatlakları var mı? Bunun haricinde arazide bulunan ağaçlarda ya da elektrik direklerine ya da çiftlerde düşeyde sapma dediğimiz eğilmeler var mı? Bahçe duvarlarında çatlaklar binalarının duvarlarında çatlaklar, pencere kapı kasalarında kapanma gibi sorunlar yaşıyorsa, vatandaşlarımızın ivedilikle ilgili kurumlara haber vermeleri gerekmektedir. Bu tip olaylar heyelan dediğimiz olayların habercisi konumundadır” dedi. “Vatandaşlarımızın üst derecede dikkat etmeleri gerekmektedir” Herkesin kendisinin de önlem alabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Kaya, “Vatandaşlarımız da kendileri bireysel olarak önlemlerini alabilir. Örneğin çay bahçelerindeki drenaj amaçlı yapılan kanalların sürekli açık bulundurulması ve temizlenmesi gerekmektedir. Yine heyelana hassas lokasyonda bulunan vatandaşlarımızın bireysel olarak topraktaki suyu emme kapasitesine sahip okaliptüs ve kızılağaç dediğimiz ağaçlarla bireysel olarak kendileri rehabilite yapma durumları olabilir. Arazilerde yine mühendislik hizmeti almadan, ilgili kurumları bilgilendirmeden temel kazısı ve yol kazısı işlemlerinin yapılmaması gerekmektedir. Vatandaşlarımızın bu konulara üst derecede dikkat etmeleri gerekmektedir” şeklinde konuştu.
Antalya 370 evin 1 günlük elektriğini depoluyor CW Enerji, elektrik depolama alanında büyük bir deneyime hazırlanıyor. Firmanın ürettiği 3,7 MW gücündeki lityum bataryalı konteynerler görücüye çıkıyor. Söz konusu konteynerlerin 4 kişilik 370 haneye 1 gün yetecek enerjiye sahip olduğu belirtiliyor. Antalya Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan CW Enerji fabrikası, enerji piyasasına büyük bir harekete/kampanyaya daha giriyor. Firma, 2024 yılından bu yana ürettiği 3,7 megawatt gücünde enerjiyi depolayacak lityum bataryalı konteynerlerini görücüye çıkardı. Söz konusu konteynerlerin 4 kişilik 370 haneye 1 gün yetecek enerjiye sahip olduğu belirtiliyor. Konuya ilişkin açıklama yapan CW Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Tarık Sarvan, güneşten elde edilen enerji kadar, bu enerjinin depolanmasının da önemli olduğuna dikkat çekerek, “Gündüz güneş, akşamda bataryalardan depolama sistemi ve gelecekte tabii peşinden de hidrojen olduğunu düşünüyoruz. Ama bugün konuşmamız gereken Lityum Bataryalarımız. Burada görmüş olduğunuz sistem şu anda lityum bataryalarımıza sıvı soğutma sistemi ile bu kurulumu yapıyoruz. Bu konteynerlerde yaklaşık 3.7 MW gibi bir görüntümüz var. 20 ayak konteynere 5,2 MW gibi bir batarya gücü koyabiliyoruz. Batarya enerji yönetme sistemimiz var. Skoda gibi tüm enerjiyi oradan yönettiğimizi düşünebilirsiniz. Ortada bataryamız var. Yanında da tabii sistemin kendi trafosu, güç tüketim noktası ve üretim ve bunları saydığımız trafo noktası var” dedi. “Hazırlıklarımızı yaparak pazara çıkmak istiyoruz” Mikro gridler ile alakalı yeni bir yönetmelik geldiğini aktaran Sarvan, “Yaklaşık rüzgar ve güneşte 34 MW’a kadar bir kapasite açıldı. Lityum bataryayı da burada üretiyoruz. Yani yapmış olduğumuz iş çok değerli. İçinin bölümlerini üretip konteynerleri takıp hazırlıklarımızı/ araştırmalarımızı yaparak pazara çıkmak istiyoruz. Bu ürünlerimizde aslında hem bu büyüklükte ‘off grid’ hem ‘on grid’ olaraktan ilerlemeyi düşünüyoruz. Enerjinin kesildiği noktada sisteme basmadan sadece ilgili alana enerji verecek, tüketim noktasına enerji verecek şekilde çalışabilen sistemlerimiz var. Şebekeden enerjimizi alıp satabiliyoruz. Mesela güneş yok, akşam üzere çok uygun elektrik alabiliyoruz, tekrardan satabiliyoruz. Yeni yönetmelikte de bunlara aslında izin veriliyor. Yardımcı tesisler yönetmeliğine baktığımızda, burada da yardımcı tesislerde bu depolama sistemleri aslında çok ön sıraya çıkıyor. Önümüzdeki yıllarda ülkemizde sık sık olacağını öngörüyoruz. Bu şu anda tam yönetmeliğe uygun. Yani yardımcı testler yönetmeninde 34 GW verilen depolama sistemlerinde tam da bu konuyu tarif ediyor. Tam da bu ürünü yapıyoruz. Buradaki yapmış olduğumuz üründe 5.2 MW’a kadar tek noktada çıkabileceğiz. 4 MW PCS verebileceğiz, tabii ki yanında yine enerji yönetim sistemini vereceğiz. Skala mantığıyla komple enerjiyi sahada yönetebileceğimiz ürünü vereceğiz” şeklinde konuştu.