EĞİTİM - 04 Kasım 2024 Pazartesi 11:32

Dünyanın önde gelen 30 üniversitesinin de içinde bulunduğu 65 kurumdan 192 araştırmacı Türkiye’deki üniversitelerde çalışmak için başvuruda bulundu

A
A
A
Dünyanın önde gelen 30 üniversitesinin de içinde bulunduğu 65 kurumdan 192 araştırmacı Türkiye’deki üniversitelerde çalışmak için başvuruda bulundu

Harvard Üniversitesi, Oxford Üniversitesi, Texas A&M Üniversitesi, Michigan State Üniversitesi gibi dünyanın önde gelen 30 üniversitesinin de içinde bulunduğu 65 kurumdan 192 araştırmacı Türkiye’deki üniversitelerde çalışmak için başvurdu.


Yükseköğretim Kurulu nitelikli doktoralı araştırmacıların üniversitelere kazandırılması için çalışmalarını hızlandırdı. Doktora derecesine sahip nitelikli araştırmacıların kısmi zamanlı görevlendirilmesine imkân tanıyan 2547 sayılı Kanun’un Ek 46’ncı maddesi ve Ek 34’üncü maddesi kapsamında “Nitelikli Araştırmacı Çalıştayı” Yükseköğretim Kurulunda düzenlendi. Ek-46’ıncı madde uyarınca, uluslararası üniversiteler, Ar-Ge merkezleri, kamu kurumları veya özel sektör laboratuvarlarında görev yapan Türk veya yabancı doktoralı araştırmacılar Türkiye’deki üniversitelerde görev alabiliyor. Ek Madde 34 kapsamında ise devlet üniversitelerinde doktora sonrası Ar-Ge ve tasarım projelerinde çalışmak üzere sözleşmeli araştırmacılar istihdam edilebiliyor.


Harvard ve Oxford Üniversitesinden araştırmacılar Türk üniversitelerinde


Çalıştayda Ek-46’ıncı madde kapsamında şimdiye kadar aralarında Harvard Üniversitesi, Oxford Üniversitesi, Texas A&M Üniversitesi, Michigan State Üniversitesi gibi dünyanın önde gelen 30 üniversitesinin de içinde bulunduğu toplamda 65 kurumdan 192 araştırmacının başvuru yaptığı açıklandı. Ek-34 maddesi kapsamında ise 211 doktora sonrası araştırmacının 41 üniversitenin Ar-Ge ve tasarım projelerinde çalışmak üzere istihdam edildiği bildirildi.


“Üniversite-sektör iş birliği açısından çok önemli bir dönüm noktası”


Çalıştaya çevrim içi katılan Yükseköğretim Kurulu Başkanı Özvar, düzenlemenin uluslararasılaşma hedefine de üst seviyede hizmet eden bir uygulama olduğunu vurguladı. Özvar, “EK-46 Üniversite-sektör iş birliği açısından çok önemli bir dönüm noktası. Bu görevlendirme ile sektördeki doktoralı nitelikli araştırmacılar vasıtasıyla hem öğrencilerimizin hem de öğretim elemanlarımızın sektörle ilişkisini güçlendirmek istiyoruz” dedi.


Özvar Ek-46’ıncı madde kapsamında şimdiye kadar yurt dışından 65 kurum ve üniversiteden profesör, doçent ve doktor unvanına sahip toplam 192 araştırmacının başvurduğunu Ek-34 maddesi kapsamında ise 211 doktora sonrası araştırmacının 41 üniversitenin Ar-Ge ve tasarım projelerinde çalışmak üzere istihdam edildiğini belirtti.


“En büyük hayalimiz”


Özvar sözlerine şöyle devam etti:


“Düzenleme çerçevesinde, Harvard Üniversitesi, Oxford Üniversitesi, Texas A&M Üniversitesi, Michigan State Üniversitesi gibi dünyanın önde gelen üniversitelerinde görev yapan profesör ve doktor unvanına sahip araştırmacılar Türkiye’de kısmi zamanlı olarak istihdam edildi.


Ayrıca bu kapsamda finans, savunma sanayi ve havacılık, enerji ve petrokimya, otomotiv, sağlık ve kimya alanlarında hizmet veren yurt içi ve yurt dışındaki, 65 farklı kurumdan gelen araştırmacılar, Türkiye’deki devlet üniversitelerinde kısmi zamanlı olarak istihdam edildi. Türkiye’den yurt dışına giden ve şu anda Amerika’dan Japonya’ya Rusya’dan Güney Afrika’ya kadar muhtelif ülkelerde pek çok akademisyen var. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu Türkiye Yüzyılı vizyonunu paylaşan bütün akademisyenlerle çalışmak en büyük hayalimizdir.”


Özvar, bu konuda üniversite temsilcilerine, yöneticilere ve araştırmacılara önemli görevler düştüğünü vurguladı.


Özvar’dan üniversitelere çağrı


Özvar, “Üniversitelerimizin gerek kamu gerek özel sektörde gerek yurt içinde gerekse yurt dışında yerli ve yabancı kaliteli araştırmacılarla temasa geçmelerini, bu araştırmacıları bünyelerine kazandırmalarını arzu ediyoruz ve destekliyoruz. Üniversitelerimizin bu imkanlardan daha çok istifade etmesi en büyük temennimizdir.” dedi.


Türkiye’deki üniversitelere nitelik kazandırmanın, nitelikli araştırmacıların daha fazla etkileşimde bulunmasıyla mümkün olacağını belirten Özvar, “Ek-46 kapsamında görevlendirme ile sektördeki doktoralı nitelikli araştırmacılar vasıtasıyla hem öğrencilerimizin hem de öğretim elemanlarımızın sektörle ilişkisini güçlendirmeyi arzu ediyoruz” ifadelerini kullandı.


Çalıştay’da Ek-46 ve Ek-34 maddeleri kapsamında şimdiye kadar yapılan başvuru ve değerlendirme süreçleri, daha çok sayıda nitelikli araştırmacı istihdam edilmesi için yapılması gerekenler ele alındı. Çalıştaya Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Başkan Vekili Prof. Dr. Haldun Göktaş ve Yükseköğretim Yürütme Kurulu Üyelerinin yanı sıra Yükseköğretim Kurulu Doktora Sonrası Araştırmacı Komisyonu Üyeleri ve 11 üniversitenin rektörü katıldı.



Dünyanın önde gelen 30 üniversitesinin de içinde bulunduğu 65 kurumdan 192 araştırmacı Türkiye’deki üniversitelerde çalışmak için başvuruda bulundu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Türk Kızılay’dan kan bağışı ve HIV iddialarına ilişkin açıklama Türk Kızılay, İzmir’de bir çocuğun HIV hastalığı nedeniyle hayatını kaybetmesi ile ilgili, "Babaya ilk kez HIV teşhisini koyan ve tüm devlet birimlerini uyaran kurum Kızılay’dır" açıklamasını yaptı. Türk Kızılay’dan yapılan açıklamada, "İzmir’de bir çocuğumuzun AIDS (HIV) hastalığı nedeniyle hayatını kaybetmesi hepimizi derinden üzmüştür. Vefat eden çocuğumuza HIV virüsünün nasıl bulaştığına ilişkin Sağlık Bakanlığı’nın incelemeleri sürerken, virüsün Kızılay tarafından verilen bir kandan bulaştığına yönelik asılsız iddiaların hiçbir şekilde gerçeği yansıtmaması üzerine aşağıdaki açıklama zorunlu olmuştur" denildi. "İddiaya konu olan, İzmir’de kemik erimesi şüphesiyle tedavi altına alınan ancak AIDS olduğu ortaya çıkan 13 yaşındaki A.E.K.’nin babası K.K., 2024 yılı ocak ayında Muğla’nın Milas ilçesi Atapark Kan Bağış Merkezi’ne başvurarak ilk kez kan bağışçısı olmak istemiştir" denilerek şu bilgilere yer verildi: "K.K.’den alınan kan örneği, güvenli kan teminine yönelik NAT (Nükleik Asit Amplifikasyon Testi) testi dahil tüm tetkiklerden geçirildikten sonra HIV pozitif olduğu anlaşılmış ve derhal ilgili sağlık ve kolluk birimlerine bilgi verilip kan imha edilmiş ve baba K.K. Kızılay’ın ret listesine alınmıştır. Babaya ilk kez HIV teşhisini koyan ve tüm devlet birimlerini uyaran kurum Kızılay’dır. 2020 yılından bu yana, Bölge Kan Merkezlerimizden HIV riski taşıyan herhangi bir kan bileşenine dair hastanelere veya sağlık otoritelerine bir bildirim yapılmamış, aynı şekilde hastanelerden de Kurumumuza bu yönde bir bildirim ulaşmamıştır." Türk Kızılay’ın, kan bağışı sürecinde halk sağlığını koruma sorumluluğu doğrultusunda tüm süreçlerini titizlikle yürütmekte ve bağışlanan her kan bileşenine uluslararası standartlara uygun modern testler uygulamakta olduğuna dikkat çekilerek şunlar kaydedildi: "Türk Kızılay tarafından temin edilen tüm kan bileşenleri, Hepatit B, Hepatit C, HIV ve Sifiliz enfeksiyonlarına yönelik ileri tarama ve doğrulama testlerinden geçirilmektedir. Testlerde enfeksiyon riski saptanması durumunda, bağışçıdan kan bağışı kabul edilmemekte ve bu kanlar kesinlikle hastanelere gönderilmemektedir. Kızılay kendisine verilen düzenli ve güvenli kan temini görevini eksiksiz bir şekilde yerine getirirken, yılda aldığı yaklaşık 3 milyon ünite kanla yaklaşık 9 milyon hasta ve yaralının kan ihtiyacını karşılamaktadır. Sorumsuz ve muğlak açıklamaların Kızılay’ın yürüttüğü bu milli göreve ve kan bağışı bekleyen hasta ve yaralılara vereceği zarar her türlü açıklamanın dışındadır. İlgili tüm kurum, kuruluş ve kişileri duyarlı olmaya çağırır, konuyu her yönüyle takip ettiğimizi bildiririz."
Şırnak Şırnak T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nun ısınma sorunu çözüldü Şırnak T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, Cezaevi, Jandarma ve Cezaevi lojmanlarında kalan vatandaşların ısınma ve sıcak su sorununu, doğal gaz dönüşüm sistemi ile çözüldü. Şırnak T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna bağlı tüm yaşam alanlarında Aralık 2023 yılından bu yana ısınma ve sıcak su temin etmekte herhangi bir aksaklık yaşanmadığını ifade eden Şırnak T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Serkan Kengil, kurumlarının 2023 Aralık ayına kadar ısınmada ve sıcak su sağlama da kömür sistemini kullanmakta olduğunu söyledi. 2023 Aralık ayı itibari ile doğal gaz dönüşüm sistemlerini kurma entegrasyonu ile Jandarma binası, Açık Ceza İnfaz Kurumu, Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ve lojmanların ısınma ihtiyaçlarını sağlanmakta olduğunu dile getiren Kengil, "Aynı zamanda Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, Açık Ceza İnfaz Kurumu’na da sıcak su imkanı sağlamakta. Haftanın belirli günlerinde olmak üzere 10 saate kadar sıcak su imkanı, 24 saatte Dünya Sağlık Örgütünün belirlemiş olduğu soğuk ve sıcak su imkanı sağlamaktadır. Her ne kadar Ceza İnfaz Kurumumuz ile ilgili altyapı ve sıcak suya ulaşım imkanları noktasında, ısınma noktasında problemler varmış gibi lanse edilmiş olsa da şu anda 2023 Aralık itibari ile tamamen bütün altyapı ve ısınma ihtiyaçlarını ve sıcak su ihtiyaçlarını karşılama durumundayız. Herhangi bir noksanlık, eksiklik olmadığı için altyapılarımız tamamen tam kapasite ile çalışmakta. 2024 yılı kış itibari ile de hükümlü tutuklular bunu gerekli şekilde hissedecekler. Soğuk suya ulaşım ve sıcak suya ulaşım noktasında da dediğimiz gibi herhangi bir sıkıntı ve sorun bulunmamaktadır" dedi.
İstanbul Fatih’te antika dükkanını lağım suyu bastı, esnaf kendi imkanlarıyla suyu dışarı attı Fatih Balat’ta 1 hafta önce kanalizasyon hattının zarar görmesi sonucu lağım suyu yan tarafta bulunan binanın altındaki antika dükkanını bastı. Lağım suyunu kendi imkanları ile dışarı atan iş yeri sahibi Rıfat Gavuz, İSKİ’yi aradığını, lakin İSKİ’nin sorunu çözmediğini iddia etti. Fatih Balat Ayvansaray Mahallesinde bir hafta önce bir kanalizasyon hattında arıza çıkmasıyla sebebiyle hattan akan lağım suyu yan tarafta bulunan binanın altındaki dükkanı bastı. Sabah saatlerinde dükkanına gelen Rıfat Gavuz, içeri girdiğinde etrafı su bastığını fark etti. Rıfat Gavuz, daha sonra kendi imkanları ile suyu dışarı attı ve arıza çıkaran kanalizasyon hattındaki tıkanıklığı temizleyerek sorunu giderdi. Bu konu ile ilgili İstanbul Büyükşehir Belediyesi İSKİ ekiplerini aradığını lakin aradan günler geçmesine rağmen sorunun çözülmediğini iddia etti. “Halıları kaldırdım, göl gibiydi” Yaşanan olayı anlatan antikacı Rıfat Gavuz, “Geçtiğimiz hafta ayında 9’unda Cumartesi günü dükkana geldim. Üstümü değiştirmek için odaya girdiğim esnada ayaklarım suyun içerisinde kaldı. Ne oldu diye şaşırdım. Baktım halıların olduğu yerde su vardı. Halıları kaldırdım, göl gibiydi. Buraya kanalizasyonun pis suyu akıyor. Baktım, duvarın altında su geliyor, sonra dışarı çıktık, kanalizasyonun tıkandığını fark ettik. Hattın dibi kırık, su toprağa sızıyor ve dükkâna geliyor” dedi. “İSKİ’yi aradım, durumu bildirdim” İSKİ’yi aradığını ama geri dönüş olmadığını söyleyen Rıfat Gavuz, “Ben de önlem için kovaları alıp dışarı su attım. İSKİ’yi aradım, durumu bildirdim. Defalarca bildirdim bugün 8’inci gün oldu. Bir haftadır arıyorum kimse gelip müdahale etmiyor. Kendim önlem alarak buraya duvar gibi bir set yaptım. Buradan duvarı kırdım. O pis su giderden gidiyor. Bir haftadır, bekliyorum, bir Allah’ın kulu gelmiyor” şeklinde konuştu.