POLİTİKA - 17 Eylül 2024 Salı 14:23

Dünyanın en büyük Adliyesinin temeli Ankara’da atılıyor

A
A
A
Dünyanın en büyük Adliyesinin temeli Ankara’da atılıyor

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, temeli atılacak Ankara Adalet Sarayı’nın, modern yapısı ve çevre dostu teknolojileriyle Türkiye’de yargı hizmetlerinde yeni bir dönemin kapısını açacağını belirterek, “Ankara Adalet Sarayı, sadece bir bina olmanın ötesinde, yargı hizmetlerinde kaliteyi ve erişilebilirliği artıracak, vatandaşlarımızın adalete erişimini kolaylaştıracak bir merkez olacaktır” dedi.


Adalet Bakanı Tunç, Ankara’da projesi ve zemin çalışmaları tamamlanan yeni Adalet Sarayı’nın temellerinin 19 Eylül Perşembe günü düzenlenecek törenle atılacağını belirtti. Yeni Adalet Sarayı ile mevcutta 6 ayrı binada sürdürülen yargı hizmetlerinin tek çatı altında toplanacağını ifade eden Bakan Tunç, projenin Ankara’daki yargı hizmetlerinin daha etkin şekilde yürütülebilmesi açısından çok önemli bir adım olduğunu dile getirdi.


Bakan Tunç, yargı hizmetlerinin Ankara’nın farklı noktalarında dağınık vaziyette bulunmasının hem hakim, savcılar ve avukatlar açısından hem de vatandaşlar açısından zorluğa neden olduğunu belirterek, “Yenimahalle’de inşa edilecek adalet sarayımızla yargı hizmetlerimiz daha kaliteli ve etkin bir şekilde vatandaşlarımıza sunulmuş" dedi.


‘Yatay mimariyle Dünya’nın en büyüğü’


Bakan Tunç, yeni Ankara Adalet Sarayının toplamda 745 bin 900 metrekare kapalı alanıyla dünyanın en büyük adalet sarayı olacağını kaydetti. Yüksek katlı bloklar yerine yatay mimariyle inşa edilecek binada doğal havalandırma ve aydınlatmadan üst düzeyde faydalanılacağını ifade eden Tunç, şöyle devam etti:


“Çatılarda tasarlanan güneş panelleri ile yenilenebilir enerjiyi kullanacak yeni adalet sarayımız yeşil bina olarak tasarlanmıştır. Bu büyük proje, yargı hizmetlerinin hem vatandaşlarımız hem de yargı mensuplarımız için daha hızlı ve etkin sunulmasını sağlayacak. Ankara Adalet Sarayı, sadece bir bina olmanın ötesinde, yargı hizmetlerinde kaliteyi ve erişilebilirliği artıracak, vatandaşlarımızın adalete erişimini kolaylaştıracak bir merkez olacaktır. Modern teknoloji ve çevre dostu uygulamalarla donatılan bu yeni yapı, geleceğin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde tasarlandı. Yatay mimari anlayışı ve yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanması, hem sürdürülebilirlik hedeflerimize katkı sağlayacak hem de vatandaşlarımıza ferah ve konforlu bir adalet hizmeti sunacaktır. Ankara Adalet Sarayı, modern yapısı ve çevre dostu teknolojileriyle ülkemizin yargı hizmetleri anlamında yeni bir dönemin kapısını açacaktır.”


Bakan Tunç, yeni binada bin 382 Hakim ve Cumhuriyet Savcısı odası, 588 duruşma salonu, 4 bin 180 araçlık otopark ve 610 kişilik konferans salonunun yer alacağını ifade etti. Yeni Ankara Adalet Sarayı’nın temelini Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ile birlikte atacaklarını belirten Bakan Tunç, inşaatın 3 yılda tamamlanacağını söyledi.



Dünyanın en büyük Adliyesinin temeli Ankara’da atılıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.