GÜNDEM - 18 Aralık 2024 Çarşamba 17:34

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “44. İl Müftüleri İstişare Toplantısı”nın kararlarını açıkladı

A
A
A
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “44. İl Müftüleri İstişare Toplantısı”nın kararlarını açıkladı

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "Başkanlığımız, çocuklarımızın ve gençlerimizin Kur’an’ı Kerim’in rehberliği ve Hz. Peygamber’in örnekliğinde yetişmesi için tüm imkânlarıyla gayret etmektedir" dedi.



Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından vatandaşlara sunulan hizmetleri değerlendirmek, beklentiler ve ihtiyaçlar bağlamında yeni gelişme ve planlamaları müzakere etmek üzere düzenlenen "44. İl Müftüleri İstişare Toplantısı" 16-18 Aralık 2024 tarihleri arasında Ankara’da gerçekleştirildi.


“Değişen Dünyada Diyanet Hizmetlerinin Geleceği” temasıyla sunumların yapıldığı toplantının sonuç kararlarını Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet Akademisi Salonu’nda kamuoyu ile paylaştı.


"Siyonistlerin Gazze’de fütursuzca işlediği cinayetler, insanlığın nasıl karanlık bir çağdan ve kurak bir iklimden geçtiğinin apaçık kanıtıdır.


Kararları 14 maddede açıklayan Erbaş, şunları kaydetti:


“Dünya, siyasî, hukukî, içtimaî ve ahlakî açıdan derin krizlerin yaşandığı kaotik bir süreçten geçmektedir. İnsanın hayat hakkını, onurunu, hukukunu hiçe sayan bir anlayış tarafından toplumlar, zulüm ve şiddet sarmalında karanlık bir girdaba sürüklenmektedir. Sadece belli bir kesimin çıkarları üzerine inşa edilen küresel sömürü düzeninin devam ettirilebilmesi adına bütün insani değerler ayaklar altına alınmaktadır. Bunun bir sonucu olarak pek çok diyar, tüm dünyanın gözleri önünde tarihte eşine ender rastlanan vahşetlere, katliamlara, soykırımlara sahne olmaktadır. Özellikle işgalci siyonistlerin Gazze’de fütursuzca işlediği cinayetler ve uyguladıkları soykırım karşısındaki sessizlik, aslında insanlığın nasıl karanlık bir çağdan ve kurak bir iklimden geçtiğinin apaçık kanıtıdır. Bu durum, yeryüzünde adalet ve merhametin egemenliği için çalışanların yüklendiği sorumluluğun önemini ve ağırlığını gözler önünde sermektedir.”


"İslam’ın bilgi, varlık ve hayat anlayışıyla buluşturacak çalışmalara hız verilmesi zaruret haline gelmiştir"


Dünyayı kuşatan savaş, işgal, açlık, yoksulluk, göç gibi sorunların insanlığı umutsuzluğa sevk ettiğini aktaran Prof. Dr. Erbaş, “Hatta en müreffeh toplumları bile dünyanın gidişatı hususunda endişelendirmektedir. Söz konusu egemen anlayışların, insanlık için güzel bir gelecek vadetmediği de ortadadır. Böyle bir vasatta çağın sorunlarına İslam düşüncesinden çözümler üreterek insanlığı İslam’ın bilgi, varlık ve hayat anlayışıyla buluşturacak çalışmalara hız verilmesi zaruret haline gelmiştir. İslam’ın adalet, merhamet, barış ve itidal değerleri zemininde inanca, bilgiye, bilince ve güzel ahlaka dayalı hayat tasavvuru, bütün insanlık için kurtuluş reçetesi olacaktır” ifadelerini kullandı.


"Müslümanların öncelikle fitne ve tefrikaya sebep olacak anlamsız tartışmaları terk ederek cesaret ve özgüvenle imkânlarını seferber etmesi, ötelenemez bir sorumluluktur"


Dünyanın hızlı bir değişim sürecinden geçtiğini söyleyen Erbaş, Müslümanların inisiyatif alması ve vahdet bilinciyle hareket ederek güçlü çalışmalara imza atması gerektiğini belirterek, şu ifadelere yer verdi:


“Müslümanların öncelikle fitne ve tefrikaya sebep olacak anlamsız tartışmaları terk ederek cesaret ve özgüvenle imkânlarını seferber etmesi, ötelenemez bir sorumluluktur. Bu bağlamda Diyanet İşleri Başkanlığı, Kur’an ve Sünnet’in rehberliğinde, inanç ve medeniyet değerlerimiz ekseninde toplumun tüm katmanlarını kuşatıcı bir anlayışla hizmet üretmektedir. Nesillerimizi ve tüm insanlığı İslam’ın hayat veren hakikatleriyle buluşturmak ve aydınlık bir gelecek inşa etmek adına güncel ihtiyaç ve beklentileri de dikkate alan bir yaklaşımla hizmetlerini daha sistemli, düzenli ve organize hale getirmeye çalışmaktadır. Başkanlığımız, bütün mensuplarıyla birlikte yüce dinimiz İslam’ın erdemli birey, faziletli toplum ve huzurlu dünya mefkûresini gerçekleştirmek için var gücüyle çalışmaya devam edecektir.”


Aile kavramına dikkati çeken Erbaş, “Bugün dünyada meydana gelen ferdî ve içtimaî bütün hadiselerin, bir yönüyle aile ile irtibatı vardır. Toplumsal değişimler ailede başladığı gibi, çözülmenin ve bozulmanın merkezinde de aile yer almaktadır. Bu bakımdan aile kurumunun zamanın risklerine ve tehditlerine karşı korunması, insanlığın bugünü ve geleceği açısından büyük bir önem arz etmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığımız, İslam’ın hedeflediği adalete, merhamete ve muhabbete dayalı aile yapısını tehdit eden anlayış ve faaliyetler karşısında ailenin korunması ve güçlendirilmesine yönelik çalışmalarına yurt içinde ve yurt dışında büyük bir özveriyle devam edecektir” diye konuştu.


"Başkanlığımız, çocuklarımızın ve gençlerimizin Kur’an’ı Kerim’in rehberliği ve Hz. Peygamber’in örnekliğinde yetişmesi için tüm imkânlarıyla gayret etmektedir"


Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:


“Başkanlığımızın eğitim faaliyetlerindeki en temel amaç, inancına, değerlerine, tarihine, medeniyetine ve kimliğine sahip çıkan nesiller yetiştirmektir. Her yaş ve seviyeden insanımıza hizmet eden Kur’an kurslarımız, bu ideali gerçekleştirebilmemiz açısından sahip olduğumuz büyük bir imkândır. Çeşitli programlarıyla milletimize ve nesillerimize başta Kur’an-ı Kerim ve Sünnet-i Nebevî olmak üzere İslam’ın temel ilkelerini öğreten Kur’an kurslarımız, özellikle çocuklarımıza milli ve manevi değerleri aşılayan, bir arada yaşama bilincinin oluşmasına katkı sunan önemli merkezlerdir. Bu bağlamda milletimizin büyük bir teveccüh gösterdiği 4-6 yaş grubu Kur’an kurslarımızda verilen eğitimin kalıcılığını sağlamak amacıyla geliştirilen 7-10 yaş grubu Kur’an kurslarımızın da milletimiz tarafından sahiplenilmiş olması, memnuniyet vericidir. Başkanlığımız, çocuklarımızın ve gençlerimizin Kur’an’ı Kerim’in rehberliği ve Hz. Peygamber’in örnekliğinde yetişmesi için tüm imkânlarıyla gayret etmektedir.”


Prof. Dr. Erbaş, “Kur’an kurslarımızda büyük bir emek ve özveriyle hafızlığını tamamlayan gençlerimizin, sonraki akademik eğitim süreçlerinde hafızlıklarını korumakta zorlandıkları bir vakıadır. Bu durum, mezunlarımızın örgün eğitimleriyle birlikte hafızlık tekrarı da yapabilecekleri bir kurumsal yapının ihdasını gerekli kılmıştır. Bu bağlamda Başkanlığımız, hafızlarımızın hem nitelikli bir akademik eğitim alabilecekleri hem de hafızlıklarını koruyup mesleki yeterliliklerini geliştirebilecekleri Kur’an Eğitim Merkezlerini hayata geçirmiştir. İlk defa bu yıl faaliyete başlayan söz konusu Kur’an Eğitim Merkezlerinin nitelik ve nicelik bakımından geliştirilerek yaygınlaştırılması, bu alandaki büyük bir boşluğu dolduracaktır” diye konuştu.


"7. Din Şûrası’nda ilan edilen kararlar, teşkilatımız tarafından büyük bir heyecanla sahiplenilmiştir"


Zaman ve mekan gibi kısıtlayıcı kavramların etkisini azaltan dijitalleşmenin; aileden eğitime, kültürden sanata, ticaretten sosyal hayata kadar her alanda yerleşik yapıları büyük bir hızla dönüştürdüğünü vurgulayan Prof. Dr. Ali Erbaş, “Teknolojik gelişmelere paralel bir şekilde ortaya çıkan yeni tezahürler, adeta yeni standartlar hâline gelmektedir. Dolayısıyla bugün özellikle irşat, rehberlik, eğitim, yayın gibi diyanet hizmetlerinin icrası noktasında, yeni gerçekliklere uygun yeni yöntemler geliştirilmesi elzemdir. Bu noktada Diyanet İşleri Başkanlığı, dinimizin mutlak sabitelerinden vazgeçmeden, çağın gerçekliklerini dikkate alan bir yaklaşımla hizmetlerini her geçen gün daha ileri noktaya taşımanın mücadelesini vermekte; hizmet perspektifini çağın imkân ve risklerini dikkate alan bir yaklaşımla sürekli güncellemektedir. Bu anlayışla gerçekleştirilen 7. Din Şûrası’nda ilan edilen kararlar, teşkilatımız tarafından büyük bir heyecanla sahiplenilmiştir” şeklinde konuştu.


"Din İşleri Yüksek Kurulumuz, ilmî araştırmaları, açıklamaları, karar, mütalaa ve fetvaları ile dinimizin hükümlerini ve ilkelerini ortaya koymakta"


İnsanların doğru bilgiye ulaşabilmesi için İslam’ın hakikatlerinin ve evrensel mesajının daha görünür, erişebilir hale getirilmesinin elzem olduğunu ifade eden Erbaş, “Bu bağlamda Din İşleri Yüksek Kurulumuz, ilmî araştırmaları, açıklamaları, karar, mütalaa ve fetvaları ile dinimizin hükümlerini ve ilkelerini ortaya koymakta, İslam’ın bir bütün olarak doğru anlaşılmasını sağlamak, üretilen sahih dini bilgiyi tüm insanlığa ulaştırmak amacıyla çeşitli faaliyetler gerçekleştirmektedir. Milletimizin büyük ilgi gösterdiği söz konusu faaliyetler, daha da güçlendirilerek ve yaygınlaştırılarak devam edecektir” kaydetti.


"Dijital mecralardaki irşat faaliyetleri, daha bilinçli, sistematik ve sürdürülebilir bir yaklaşımla gerçekleştirilmeli"


Dijitalleşmeyle birlikte sahih dini bilgiden yoksun anlayışların medyada gelişi güzel bir şekilde yer almasının meselelere hakim olmayan Müslümanların zihinlerini bulandırdığını anlatan Prof. Dr. Erbaş, “Bu durum, aynı zamanda dinin doğru anlaşılmasının önündeki önemli engellerden biridir. Bu noktada yaşanan sorunlar, küresel boyutta bir tehdit haline gelen İslam karşıtlığına da malzeme üretmektedir. Dolayısıyla dijital mecralardaki irşat faaliyetleri, daha bilinçli, sistematik ve sürdürülebilir bir yaklaşımla gerçekleştirilmeli; din istismarcılarına ve din adına her türlü cehaleti ve tutarsızlığı ortaya koyanlara fırsat verilmemelidir” ifadesini kullandı.


"Toplumu dinî konularda aydınlatırken sahih bilgi kadar doğru bir usul ve güzel bir üslup kullanılması da son derece önemlidir"


Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:


“Toplumu dinî konularda aydınlatırken sahih bilgi kadar doğru bir usul ve güzel bir üslup kullanılması da son derece önemlidir. İtidalden uzak, nezaket ve zarafetten yoksun bir üslupla din anlatmanın İslam’ın bilgi ve ahlak değerleriyle, Müslümanlığın vakar ve izzetiyle bağdaşmadığı açıktır. Sırf daha çok izlensin düşüncesiyle aykırı söylemlerde bulunmak, sıra dışı tavır ve davranışlar sergilemek, toplumun din algısında büyük yaralar açmakta; aynı zamanda dini kurum ve değerlerin yıpratılmasına sebebiyet vererek sapkın anlayış ve akımların oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Dolayısıyla bu tür tutum ve davranışlardan azami derecede kaçınılması, din hakkında konuşan herkesin bu hassasiyetleri gözetmesi, ihmal edilmez bir sorumluluktur.”


"Doğru bilginin üretilmesi noktasında güçlü ve güvenilir mekanizmaların varlığı çok daha önemli hale gelmiştir"


Erbaş, teknolojinin gelişmesiyle birlikte devasa haline gelen bilgi yığınlarının doğru bilgiyi tespit etmede zorlaştırdığını belirterek, şunları kaydetti:


“Teknolojinin gelişmesiyle bilginin dolaşımının alabildiğine hızlandığı bilişim çağının en önemli çıkmazlarından biri, devasa bilgi yığınları ve veri merkezleri içerisinden doğru bilgiyi tespit etme sürecinin oldukça zorlaşmasıdır. Dolayısıyla doğru bilginin üretilmesi noktasında güçlü ve güvenilir mekanizmaların varlığı çok daha önemli hale gelmiştir. Bu bağlamda Diyanet İşleri Başkanlığımızın ’toplumu din konusunda aydınlatma’ görevinin bir gereği olarak ürettiği basılı, süreli, görsel, işitsel, dijital yayınları büyük bir imkândır. Doğru dini bilgiye kolay ulaşım açısından söz konusu yayınların tanıtılması, ulaşılabilirliğinin ve erişilebilirliğinin artırılması önem arz etmektedir.”


"Başkanlığımız, Türkistan’dan Afrika’ya kadar dünyanın her yerindeki dindaş ve soydaşlarımıza hizmet götürmektedir"


Erbaş, Müslüman ülke ve toplumlarda Diyanet İşleri Başkanlığına karşı önemli bir teveccüh olduğunu dile getirerek, “Söz konusu gerçekliğin farkında olarak Başkanlığımız, Türkistan’dan Afrika’ya kadar dünyanın her yerindeki dindaş ve soydaşlarımıza, cami ve kültür merkezleri inşasından kurumsal rehberliğe, eğitim faaliyetlerinden dinî yayınlara kadar pek çok alanda hizmet götürmektedir. İslam’ın sahih kaynaklardan öğrenilmesi ve hayata huzur getiren mesajlarının yeryüzündeki herkes tarafından bilinmesi için, özellikle yabancı dil ve lehçelerde yayın hizmetleri vazgeçilemez bir öneme sahiptir. Başkanlığımız bugün 55 dil ve lehçede yapmış olduğu yayıncılık faaliyetlerini her geçen gün güçlendirmenin ve çağın tüm iletişim kanallarını en etkin şekilde kullanarak İslam’ın hakikatlerini insanlığın idrakine sunmanın azim ve gayreti içerisindedir” şeklinde konuştu.


"Medeniyetlerinin sanat birikiminden habersiz nesiller, kültürel erozyona daha müsait hale gelebilmektedir"


Erbaş, inancın ve kültürün muhafazası ve nesillere aktarımında sanatın önemli bir rol oynadığını söyleyerek, "İnancın, kültürün, medeniyet değerlerinin muhafazası ve nesillere aktarımında önemli alanlardan biri de sanattır. Sanatı olmayan düşüncenin medeniyet inşası da muhaldir. Diğer yandan, medeniyetlerinin sanat birikiminden habersiz nesiller, kültürel erozyona daha müsait hale gelebilmektedir. Türk İslam sanatları, ihtiva ettiği estetik, incelik, derinlik ve zarafet gibi özelliklerle tarih boyunca nadide eserlerin ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Bugün de yeni nesillerin ve çağın insanının İslam sanatlarının engin dünyasıyla tanışması, güzellik duygusunun hakikat zemininde neşvünema bulmasını temin edecektir. Bu bağlamda Başkanlığımız, kurduğu Türk İslam Sanatları Daire Başkanlığı ile sanatsal etkinliklere yönelik faaliyetlerini artırarak devam ettirecektir."


"Gençlerimizi kötü alışkanlıklar ve bağımlılıklardan koruyabilmek, hiç şüphesiz özel bir gayret gerektirmektedir"


Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:


"Son yıllarda insanlığın gündemini işgal eden büyük tehlikelerden biri, insanın psikolojik ve fizyolojik dengesini bozarak hayatını sağlıklı bir şekilde devam ettirmesine engel olan bağımlılıklardır. İnternet ve sosyal mecralar vasıtasıyla iletişimin ve etkileşimin küresel ölçekte yaşandığı bir çağda gençlerimizi kötü alışkanlıklar ve bağımlılıklardan koruyabilmek, hiç şüphesiz özel bir gayret gerektirmektedir. Bu süreçte gençlerimizi, çocuklarımızı doğru olana yönlendirmek ve onların istikballerini ipotek altına alan bağımlılıklara karşı topyekûn mücadele etmek, milletimize, insanlığa ve gelecek nesillere karşı önemli bir sorumluluktur. Başkanlığımız, gençlerimizi korumak ve geleceğimizi teminat altına almak için başta cami merkezli rehberlik faaliyetleri olmak üzere, tüm imkân ve araçları kullanarak her türlü madde ve davranış bağımlılığına yönelik farkındalık ve bilinçlendirme çalışmalarına büyük bir gayret ve titizlikle devam etmektedir."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hakkari Yüksekova’da bu hafta meşale yakılıyor Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde yürütülen doğal gaz çalışmalarının hızla tamamlanarak test aşamasının bitmesiyle, bu hafta meşale yakılması bekleniyor. Van üzerinden Hakkari’ye getirilen doğal gaz hattının Yüksekova etabındaki çalışmalar, Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi (BOTAŞ) tarafından tamamlandı. Ana boru hattındaki çalışmalar BOTAŞ tamamlanmasıyla daha sonra şehir merkezine dağıtım yapacak şirkete teslim edilecek. Yüklenici firma tarafından geçtiğimiz yıl Esenyurt ve Esentepe Mahallesi’ndeki TOKİ konutlarında kazı ve boru kaynak işlemlerinin bir kısmı tamamlanırken, doğal gazın ilk etapta bu bölgelere verilmesi için çalışmalar sürdürülüyor. Bağışlı köyündeki doğal gaz istasyonunda yoğunlaşan çalışmalar çerçevesinde yetkililerden alınan bilgilere göre, meşalenin bu hafta yakılmasını beklediklerini belirttiler. Yüksekova-Van yolunda bulunan ana merkezde yetkililer meşale yakılması için start verirken, Vali Ali Çelik’in de katılımıyla meşalenin yakılacağı öğrenildi. Artık evlerde gaz kullanımının başladığına sevindiklerini söyleyen Yüksekova Esnaf ve Sanatlarlar Odası Başkanı Vedat Çoğaç, "Yüksekova ilçemizde, vatandaşlarımızın daha temiz ve sürdürülebilir enerjiye ulaşabilmesi için doğal gaz boru hattı çalışmaları tamamlandı. Doğal gaz kullanımı, enerji verimliliğini artırarak bölgedeki ısınma maliyetlerini düşürecek ve hanelerin daha ekonomik bir şekilde ısınmasını sağlayacak. Ayrıca, çevresel açıdan bakıldığında, doğal gazın fosil yakıtlara göre daha temiz bir enerji kaynağı olması, hava kirliliğinin azalmasına ve karbon salınımının düşmesine katkı sunacak. Bu da Yüksekova’nın sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmasına önemli bir destek olacak. İnşallah bu hafta içinde meşale yakılacak. Emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz" dedi.
İstanbul Ataşehir’de kadının önünü kesen şahıslar eşini silahla vurmuştu: Olayda yeni detaylar ortaya çıktı Ataşehir’de 5 aylık hamile Şeyda Şahin’in önünü kesen iki şahıs, kadından kendilerini Gülçin Öksüz adlı bir kadının yanına götürmesini istedi. Şeyda Şahin, adı geçen kadını tanımadığını söyleyip eşi İbrahim Şahin’i olay yerine çağırdı. İki saldırgan İbrahim Şahin’i silahla vurarak yaralayıp kaçtı. Öte yandan, yaşanan olaya ilişkin yeni detaylar ortaya çıktı. Olay, 17 Aralık Salı günü Ataşehir’de Aşık Veysel Mahallesi’nde Mustafa Kemal Caddesi’nde saat 16.25 sıralarında meydana geldi. 5 aylık hamile olan Şeyda Şahin (31) cadde üzerinde yürüdüğü sırada, Tahmil A. B. ve Ekrem B. B. kardeşler tarafından durduruldu. İki şahıs, Şeyda Şahin’den kendilerini Gülçin veya Gülcan Öksüz adında bir kadının yanına götürmesini istedi. Şeyda Şahin, bahsettikleri kişiyi tanımadığını söyleyerek bir mağazaya girip eşini aradı. Olay yerine gelen eşi İbrahim Şahin ve beraberindeki kuzeni Emrah Bayram ile şüpheliler arasında tartışma çıktı. Ardından, şüphelilerden biri yanında bulunan silah ile İbrahim Şahin’i sol bacağından vurarak yaraladı. Şahin hastanede tedavi altına alınırken polis ekipleri 44 iş yeri ve güvenlik kamerası izleyerek Tahmil A. B. ile Ekrem B. B. kardeşleri Üsküdar’da kendi iş yerlerinde yakaladı. Öte yandan, şahıslar tarafından durdurulan Şeyda Şahin’in emniyette verdiği ifadesine ulaşıldı. Şahin verdiği ifadesinde, “Bugün yani 17.12.2024 günü evimdeki işlerimi hallettim. Saat 15.00 sıralarında aile dostumuzu arayarak çay koymasına kendisine gideceğimi belirttim. İkametimden çıkarak Atakent istikametine doğru gidecektim. Mahallemdeki 30 Ağustos durağının önüne geldim. O sırada elimde telefonumla uğraşıyordum. Plakasını hatırlamadığım bir taksi fark ettim. İçerisinde şoförün yanında bir erkek şahıs daha vardı. Bir anda bu bahsettiğim şahıs yanımda belirdi. Ben kendisini tanımıyorum ilk defa bu şahsı gördüm. Bu erkek şahıs bana doğru ’Gülçin veya Gülcan Öksüz nerede, beni onun yanına götür’ dedi. Ben de bu şahsa bu isimde birini tanımadığımı söyledim. O sırada panik yaptım, bulunduğum tam adresini hatırlamadığım aktarcıdan şahıslar çıkarak beni dükkanına soktu. Dükkanda eşimi arayarak haber verdim. Bir süre sonra da yanıma eşim İbrahim Şahin geldi, yanında kuzenim Emrah Bayram ile beraber yanıma geldiler. Bir süre dükkanın oralarda durduktan sonra beraber yürüyerek evimize doğru ilerliyorduk. Biraz ilerlerken yolda yanıma gelen ismini hatırlamadığım o erkek şahsı tekrar gördüm. Eşim bana ’bu muydu’ diye sordu ben de olay büyümesin diye ’yok’ dedim. Eşim ve kuzenim bu şahsın yanına gittiler. Eşim beni adını hatırlamadığım bir giyim mağazasına sokarak bir bayana ’eşim beş aylık hamile biraz burada dursun ve sakinleşsin’ dedi ve mağazadan çıktı. Yaklaşık 5 dakika sonra 1 el silah sesi duydum. Kimin vurulduğunu görmedim, daha sonra mağazaya gelen akrabalarım beni evime götürdü. Sonradan öğrendiğim kadarıyla eşim İbrahim Şahin mağaza önünde ayağından vurulmuş. Eşimin bildiğim kadarı ile hiç borcu yoktu. Herhangi bir hasmı ve düşmanı yoktu” dedi.