SAĞLIK - 29 Nisan 2024 Pazartesi 13:17

Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Gürol Açıkgöz: "Yoğun kullanılan kozmetik ürünler, akneye neden olabilir"

A
A
A
Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Gürol Açıkgöz: "Yoğun kullanılan kozmetik ürünler, akneye neden olabilir"

Medical Park Ankara Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Gürol Açıkgöz, akneye sebep olan faktörler hakkında bilgilendirmelerde bulundu.


Medical Park Ankara Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Gürol Açıkgöz, akneye sebep olan temel faktörler hakkında açıklamalarda bulundu. Ergenlik döneminde görülen hormonal değişiklikler, yağ bezlerinde aktivite değişiklikleri ve genetik faktörlerin temel etkenler olduğunu ayrıca; stres, birtakım ilaçlar, kozmetik ürünler vb. birtakım kimyasal maddeler de akneye sebep olabileceğini belirten Açıkgöz, “Özellikle yoğun kullanıldığında kozmetik ürünler, akne gelişimine neden olabilmektedir. Bu yüzden kozmetik ürünlerin akne yapabilme potansiyelleri değerlendirilerek seçilmeleri daha uygun olur” ifadelerini kullandı.


“Ergenlik dönemindeki gençlerin yaklaşık yüzde 85’inde akne görülüyor”


Aknenin tanımına ve kimlerde daha fazla görüldüğüne değinen Doç. Dr. Açıkgöz, “Akne yüz, sırt ve gövdede yer alan, yağ bezlerinin aktivitesinden kaynaklanan aşırı yağ üretimi sonucu ortaya çıkan tablodur. Ergenlik ve erişkin aknesi olma üzere iki ayrı dönemde görülmektedir. Ailesinde şiddetli akne görülen bireylerde akne daha sık görülmektedir. Akne her yaştan insanda görülebilmekle birlikte, en yaygın olarak ergenlik dönemindeki gençlerde görülmektedir. Ergenlik dönemindeki gençlerin yaklaşık yüzde 85’inde akne görülmektedir. Hafif orta ve şiddetli tipleri vardır. Akne, siyah ve beyaz noktalar (komedon), iltihaplı/iltihapsız kabarıklıklar (papülopüstüler) veya daha büyük ve daha şiddetli kist ve nodüller şeklinde görülebilir” diye konuştu.


“Akneyi tetikleyen sebepler”


Aknenin neden olduğundan bahseden Doç. Dr. Açıkgöz, “Ergenlik döneminde görülen hormonal değişiklikler, yağ bezlerinde aktivite değişiklikleri, genetik faktörler temel etkenler olmakla birlikte; stres, birtakım ilaçlar, kozmetik ürünler vb. birtakım kimyasal maddeler akneye sebep olabilmektedir” dedi.


“Kızartmalardan uzak durulabilir”


Akne oluşumu ile yediğimiz yiyecekler arasında doğrudan bir bağlantı bulunamadığına değinen Doç. Dr. Açıkgöz, “Ancak, kan şekerini yükselten gıdaların, insülin direncinin bozulmasına ve birtakım hormonların hızla yükselmesine neden olarak akneyi tetiklediği bilinmektedir. Fast food gıdalar, kızartmalar, şeker, çikolata, patates gibi gıdalar bu süreçte etken olan gıdaların başında gelmektedir. Bu nedenle bu tür gıdaların tüketiminin azaltılması önemlidir. Ergenlik sonrası dönemde başlayan akne durumlarında adet düzensizliği, kilo artışı, vücut kıllanmasında artış bozukluğu da varsa; özellikle hormon bozukluğu, polikistik over hastalığı açısından değerlendirme yapılması önemlidir” şeklinde konuştu.


“Akne sıkmayı önermiyoruz”


Akneyi sıkmanın doğru olmadığını dile getiren Doç. Dr. Açıkgöz, “Doktor gözetiminde bazı durumlarda akne temizlenebilir. Enfeksiyon ve iz gibi durumlara yol açabileceğinden aknenin sıkılması önerilmez” dedi.


“Kozmetik ürünlere dikkat edilmeli”


Doç. Dr. Açıkgöz, güneş ışınlarının akne artışına neden olmadığı ve akneyi hafiflettiğini belirtti. Doç. Dr. Açıkgöz, “Özellikle yoğun kullanıldığında kozmetik ürünler akne gelişimine neden olabilmektedir. Kozmetik ürün seçilirken akne yapabilme potansiyelleri değerlendirilip ona göre ürün seçilmesi uygun olur” ifadelerini kullandı.


“Akne tedavisi kişiye özel planlanmalı”


Akne tedavisinin mümkün olduğunu dile getiren Doç. Dr. Açıkgöz, “Akne tedavisi, kişiye, sivilcenin türü ve şiddetine, iz bırakıp bırakmadığına göre değerlendirilip duruma/kişiye uygun tedavi seçilmelidir. Akne tedavisi bir süreçtir, zaman alabileceği iyi bilinmelidir. Akne tedavisine yaklaşık 3-4 ay gibi bir sürede yanıt olmaktadır” diye konuştu.


“Aknede uygulanan tedavi yöntemleri”


Akne için etkili çok sayıda tedavi seçeneği olduğunu kaydeden Doç. Dr. Açıkgöz, bu tedavi yöntemlerini şu şekilde sıraladı:


“Krem tedavileri: İçerisinde antibiyotikler, benzoil peroksit, retinoit gibi içerikleri olan ürünler kullanılabilir. Ağız yoluyla kullanılan antibiyotik tedaviler: Tetrasiklin, eritromisin veya azitromisin grubu antibiyotikler ortalama 3-6 ay arası kullanılmaktadır. İzotretinoin tedavisi: Şiddetli aknelerde veya tedaviye yanıtsız aknelerde veya iz bırakma eğiliminde olan aknelerde tercih edilen A vitamini türevi ağızdan kullanılan ilaçtır. Dermatoloji uzmanı kontrolünde aylık takipleri ile kullanılan etkili bir ilaçtır. Mevcut aknelerin tedavisi yapıldığında muhtemel iz kalma ihtimali de düşmektedir. Diğer yöntemler: Lazer tedavisi, fototerapi gibi her iki cinste kullanılabilen yöntemler yanında kadınlarda oral kontraseptif kullanımı ile başarılı sonuçlar elde edilmektedir.”


“Uygun temizleyici, nemlendirici ve güneş koruyucu krem kullanımı gerekebilir”


Tedavi sonrasında dikkat edilmesi gereken durumlardan bahseden Doç. Dr. Açıkgöz, “Akne tedavisi sonrasında yeni akne oluşumunu engellemek, elde edilen düzelmenin devamını sağlamak açısından derinin temizliği ve bakımı da önemli yer tutmaktadır. Uygun temizleyici, nemlendirici ve güneş koruyucu krem kullanımı gerekebilir” dedi.


“Psikososyal sorunlara neden olabilir”


Akne oluşumunun psikososyal sorunlara neden olabildiğini vurgulayan Doç. Dr. Açıkgöz, “Ergenlik, fiziksel değişikliklerin olduğu bir dönem olduğu gibi psikolojik değişkenlikler kırılganlıklar da fazla olmaktadır. Ergenlik bir bakış açısıyla çok faktörlü bir uyum dönemidir. Fiziksel sorunların oluştuğu ve psikososyal etkilerin görüldüğü bu dönemde daha travmatik durumlar olabilmektedir. Dış görünüş bu dönemde daha da önem kazanmaktadır. Muhtemel bir bozukluk kişide kendine güvensizlik, içe kapanma, sosyal çekilme, dışlanmaya bağlı kişinin sosyal hayatı yanında eğitim hayatında bozulmalara ve yaşam kalitesinde düşmelere neden olur. Bu yüzden akne tedavi edilmesi önem arz eden bir hastalıktır” şeklinde konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Tokat’ta Kızık kilimi özel ihtiyaçlı çocuklarla yeniden hayat buldu Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi (TOGÜ) öncülüğünde hayata geçirilen "Özel Eğitimin Elinden Tarih Dokunuyor, Kızık kilimi" projesiyle özel ihtiyaçlı çocuklar Tokat’ın coğrafi işaretli kültürel mirasına dokunarak hem sosyal hayata katılıyor hem de geleneksel kilim dokuma geleneğini yaşatıyor. Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi öncülüğünde hayata geçirilen "Özel Eğitimin Elinden Tarih Dokunuyor: Kızık kilimi" projesinin açılışı gerçekleştirildi. Tokat’ın önemli kültürel değerlerinden biri olan Kızık kiliminin yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılmasını amaçlayan proje, özel eğitim öğrencilerinin aktif katılımıyla dikkat çekti. TOGÜ Eğitim Fakültesi, Özel Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi, Toplumsal Katkı ve Sosyal İnovasyon Koordinatörlüğü, Sürekli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi ile Tokat Halk Eğitim Merkezi iş birliğinde hazırlanan projenin açılışı, TOGÜSEM Binası Taşlıçiftlik Kampüsü’nde düzenlendi. Proje kapsamında özel ihtiyaçlı bireyler, geleneksel el sanatlarından biri olan Kızık kilimi dokuma sürecine dâhil edilerek hem mesleki hem de kültürel kazanımlar elde etti. Etkinlikte, kilim dokuma tezgâhlarında yapılan çalışmalar katılımcıların beğenisine sunuldu. "Özel ihtiyaçlı çocuklar kültürel mirasa dokunuyor" Projenin özel eğitim alanında farkındalık oluşturduğunu belirten TOGÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Yılmaz, Tokat’a özgü Kızık kilimi geleneğinin yaşatılmasına önemli katkı sağladığını ifade ederek, "Biliyorsunuz coğrafi işaretli Tokat’ın kültürel mirası olan Kızık kilimini sosyal sorumluluk vizyonumuz özelinde birleştirerek Milli Eğitim Müdürlüğümüz ile iş birliği halinde bir projeye dönüştürdük. Burada başta unutulmaya yüz tutmuş somut olmayan kültürel mirasımız olan Kızık kilimini tekrar canlandırmak ve gün yüzüne çıkartmak amacıyla özel öğretim bölümü öğrencilerimizin de desteğiyle özel ihtiyaçlı çocuklarımıza burada eğitimler veriliyor. Kızık kilimi dokuma ustaları sınırlı. Bu alanda da bir ihtiyaç var. Geleneğimizin yaşatılması gerekiyor. Bunu daha önemli kılan özel ihtiyaçlı çocuklarımızın eliyle yapmaları oldu. Özel ihtiyaçlı çocuklarımız okullarını bitirdikten sonra sosyal yaşamdan uzaklaşıyorlar. Bunların sosyal yaşama katılmaları açısından bu projeyi çok kıymetli buluyorum" dedi.
Manisa Manisa’da aile yapısının güçlendirilmesi için toplantı yapıldı Manisa Valisi Vahdettin Özkan başkanlığında gerçekleştirilen Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi İl Koordinasyon Kurulu Toplantısında toplumun temel yapı taşı olan ailenin korunması, güçlendirilmesi ve aile odaklı sosyal politikaların etkinliğinin artırılmasına yönelik çalışmalar ele alındı. Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı Vali Vahdettin Özkan başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantıda; toplumun temel yapı taşı olan ailenin korunması, güçlendirilmesi ve aile odaklı sosyal politikaların etkinliğinin artırılmasına yönelik çalışmalar ele alındı. 2025 yılının "Aile Yılı" ilan edilmesi kapsamında Manisa’da yürütülen faaliyetler ve projeler gözden geçirilerek, uygulamaların mevcut durumu ve geliştirilmesine yönelik hususlar değerlendirildi. Vali Vahdettin Özkan, güçlü aile yapısının güçlü bir toplumun temeli olduğunu belirterek, Manisa’da aileyi merkeze alan sosyal hizmet ve destek mekanizmalarının daha etkin şekilde yürütülmesi amacıyla çalışmaların süreceğini ifade etti. Vali Özkan konuşmasının devamında "Aileyi ve insanı odağa almak, sağlıklı ve güçlü bir toplumun temelidir. İnsani değerlerin tabiatına uygun refleksler geliştirmek, toplumsal dayanışmayı güçlendirecektir. Valilik olarak kurumlarımız ve STK’larımız ile yürüttüğümüz çalışmalar, aileyi merkeze alan sosyal hizmet ve destek mekanizmalarının etkinliğini artırmayı amaçlamaktadır. Sosyal hizmet uzmanlarımızın tespitleri doğrultusunda, uygulamalarda iyileştirme yapılması gereken alanları belirleyip daha etkili adımlar atmak için çalışacağız" ifadelerini kullandı. Toplantıda, ayrıca 2025 Aile Yılı kapsamında elde edilen kazanımlar da dikkate alınarak, 2026 yılı çalışmalarının planlanmasına katkı sunmak amacıyla paydaş kurumların görüş ve önerileri alınarak; yeni dönem faaliyetlerinin daha etkili ve koordineli yürütülmesine yönelik istişarelerde bulunuldu.
İstanbul Arnavutköy‘de büyük istihdam seferberliği başlıyor Arnavutköy Belediyesi, Cuma ve Cumartesi günleri düzenleyeceği Kariyer ve İstihdam Fuarı ile iş arayan vatandaşları, 80’den fazla firmanın katılım sağlayacağı kapsamlı bir etkinlikle buluşturacak. Arnavutköy Belediyesi, gençlerin ve iş arayan vatandaşların kariyer hedeflerini desteklemek ve istihdam imkanlarını artırmak amacıyla 26-27 Aralık 2025, Cuma ve Cumartesi günlerinde Kariyer ve İstihdam Fuarı düzenliyor. Arnavutköy Şehir Parkı’nda gerçekleştirilecek olan fuar, 40 farklı sektörü temsilen 80’den fazla firmayı bir araya getirerek iş dünyası ile bireyler arasında güçlü bir köprü oluşturacak. Katılımcılar, firmalarla birebir iş görüşmeleri yapma imkanı bulurken, aynı zamanda atölye çalışmaları ve çeşitli etkinlikler aracılığıyla kariyer planlamalarına katkı sunacak bilgiler edinebilecek. Kariyer ve İstihdam Fuarı, iş dünyasına adım atmak isteyenler için önemli fırsatlar sunarken; profesyonel gelişimi destekleyen etkinliklerle katılımcıların bilgi ve deneyim kazanmalarına imkan tanıyacak. Arnavutköy Belediyesi’nin öncülüğünde gerçekleştirilen bu fuar, gençlerin kariyer yolculuklarına rehberlik etmeyi, iş arayan vatandaşların ise doğru istihdam fırsatlarına ulaşmasını sağlamayı hedefliyor. Öte yandan, İstanbul’un gelişen ilçesi Arnavutköy’de, özellikle Hadımköy bölgesinde artan sanayi kuruluşlarının nitelikli personel ihtiyacı her geçen gün yükselirken; Karaburun’un turizm potansiyeliyle birlikte hizmet ve turizm sektörlerinde de yeni istihdam alanları oluşuyor. İstanbul Havalimanı’na ev sahipliği yapan ilçe, havacılık, lojistik ve hizmet sektörlerinde ortaya çıkan yoğun personel talebiyle de dikkat çekiyor. Kariyer ve İstihdam Fuarı’nın, bu alanlarda oluşan iş gücü ihtiyacı ile iş arayanları aynı zeminde buluşturması hedefleniyor.
Tokat Tokat’ta Kızık kilimi özel ihtiyaçlı çocuklarla yeniden hayat buldu Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi öncülüğünde hayata geçirilen "Özel Eğitimin Elinden Tarih Dokunuyor, Kızık Kilimi" projesiyle özel ihtiyaçlı çocuklar Tokat’ın coğrafi işaretli kültürel mirasına dokunarak hem sosyal hayata katılıyor hem de geleneksel kilim dokuma geleneğini yaşatıyor. Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi öncülüğünde hayata geçirilen "Özel Eğitimin Elinden Tarih Dokunuyor: Kızık Kilimi" projesinin açılışı gerçekleştirildi. Tokat’ın önemli kültürel değerlerinden biri olan Kızık Kilimi’nin yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılmasını amaçlayan proje, özel eğitim öğrencilerinin aktif katılımıyla dikkat çekti. TOGÜ Eğitim Fakültesi, Özel Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi, Toplumsal Katkı ve Sosyal İnovasyon Koordinatörlüğü, Sürekli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi ile Tokat Halk Eğitim Merkezi iş birliğinde hazırlanan projenin açılışı, TOGÜSEM Binası Taşlıçiftlik Kampüsü’nde düzenlendi. Proje kapsamında özel ihtiyaçlı bireyler, geleneksel el sanatlarından biri olan Kızık Kilimi dokuma sürecine dâhil edilerek hem mesleki hem de kültürel kazanımlar elde etti. Etkinlikte, kilim dokuma tezgâhlarında yapılan çalışmalar katılımcıların beğenisine sunuldu. "Özel ihtiyaçlı çocuklar kültürel mirasa dokunuyor" Projenin özel eğitim alanında farkındalık oluşturduğunu belirten TOGÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Yılmaz, Tokat’a özgü Kızık Kilimi geleneğinin yaşatılmasına önemli katkı sağladığını ifade ederek; "Biliyorsunuz coğrafi işaretli Tokat’ın kültürel mirası olan Kızık kilimini sosyal sorumluluk vizyonumuz özelinde birleştirerek Milli Eğitim Müdürlüğümüz ile iş birliği halinde bir projeye dönüştürdük. Burada başta unutulmaya yüz tutmuş somut olmayan kültürel mirasımız olan Kızık kilimini tekrar canlandırmak ve gün yüzüne çıkartmak amacıyla özel öğretim bölümü öğrencilerimizin de desteğiyle özel ihtiyaçlı çocuklarımıza burada eğitimler veriliyor. Kızık kilimi dokuma ustaları sınırlı. Bu alanda da bir ihtiyaç var. Geleneğimizin yaşatılması gerekiyor. Bunu daha önemli kılan özel ihtiyaçlı çocuklarımızın eliyle yapmaları oldu. Özel ihtiyaçlı çocuklarımız okullarını bitirdikten sonra sosyal yaşamdan uzaklaşıyorlar. Bunların sosyal yaşama katılmaları açısından bu projeyi çok kıymetli buluyorum" dedi. (YK-RM-