POLİTİKA - 29 Nisan 2024 Pazartesi 16:31

Cumhurbaşkanı Erdoğan: ''Türkiye’miz için kentsel dönüşüm tercihten öte zorunluluktur''

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: ''Türkiye’miz için kentsel dönüşüm tercihten öte zorunluluktur''

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AFAD Başkanlığında "AFAD - DSİ Sel ve Taşkın Risk Azaltma Protokol Töreni”nde konuştu. Erdoğan, ''Başta deprem olmak üzere ülkemizin doğal afetlere hazırlık noktasındaki eksiklikleri de süratle giderilmelidir. Nüfusunun yüzde 71’i deprem riski yüksek yerlerde ikamet eden Türkiye’miz için kentsel dönüşüm çalışmaları tercihten öte zorunluluktur'' dedi.

“Yerli ve milli üretim olan ekskavatörlerimiz, özellikle sel ve heyelan riski yüksek bölgelerimizde görev yapacak”

AFAD ve Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün işbirliğiyle sel ve taşkın risklerini azaltma yolunda kritik bir adım daha attıklarını belirten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Devletimizin ilgili kurumlarının sel taşkın afeti öncesi anı ve sonrasına müdahale noktasında lojistik ve teknik kapasitesini bu vesileyle güçlendiriyoruz. AFAD envanterinde bulunan 111 adet iş makinesinin Devlet Su İşleri’nin kullanımına verilmesini kapsayan protokol, her 2 kurumumuzun etkinliğini artıracaktır. Bugün ilk etapta 31 adet iş makinasının devir teslimini gerçekleştiriyoruz. Bu iş makinelerinin da hizmete girmesiyle birlikte Devlet Su İşlerindeki ekskavatör sayısı 816’ya ulaşacak. Yerli ve milli üretim olan ekskavatörlerimiz, özellikle sel ve heyelan riski yüksek bölgelerimizde görev yapacak. Karadeniz bölgemizdeki 13 ilimizde risk azaltma faaliyetlerine süratle başlıyoruz. Böylelikle öncelikle senelerce yaşadığımız sel, taşkın ve heyelan afetlerinin önüne geçmeyi hedefliyoruz. Derelerimizdeki temizlik ve ıslah çalışmalarına hız vermek suretiyle yoğun yağış dönemi başlamadan gerekli tedbirleri hayata geçireceğiz. Her zaman söylediğimiz gibi depremler, seller, heyelanlar, yangınlar gibi tabiat olaylarının önüne geçemeyiz fakat bunların yol açacağı zararları en aza indirmek bizlerin elindedir. Bizim inancımızda tedbir, tevekküle mâni değildir. Hangi meselede olursa olsun görevimiz önce her türlü önlemi bihakkın almak, ardından da Rabbimizin takdirine teslim olmaktır. Tedbirsiz tevekkül samimiyetin değil cehaletin alametidir” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: ''Türkiye’miz için kentsel dönüşüm tercihten öte zorunluluktur''

“Özellikle yağış mevsimi çalmadan kapımızı riski en yüksek yerlerden başlayarak devlet olarak üzerimize düşeni yapıyoruz”

Mevlana’nın ‘Akıl sonradan ah çekmek için değil, düşünüp tedbir almak içindir’ sözünden alıntıda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugünkü imza töreniyle özellikle yağış mevsimi çalmadan kapımızı riski en yüksek yerlerden başlayarak devlet olarak üzerimize düşeni yapıyoruz. Protokol sayesinde kullanıma sunulan yeni iş makinelerimizin da yardımıyla 2024 yılını daha sorunsuz sıkıntısız, inşallah can ve mal kaybı yaşamadan atlatacağımıza inanıyorum. AFAD ve Devlet Su İşlerine çalışmalarında şimdiden kolaylıklar diliyorum.

“Coğrafya kaderdir sözünün ne demek olduğunu bizler çok iyi biliyoruz”

Türkiye’nin yalnızca jeopolitik açıdan değil, coğrafi olarak da kritik bir bölgede bulunduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerekli şartlara göre tedbirlerin alınmasını gerektiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Negatif ve pozitif anlamlarıyla ‘coğrafya kaderdir’ sözünün ne demek olduğunu bizler çok iyi biliyoruz. Akdeniz havzasında yer alan Türkiye, aynı coğrafyayı paylaştığı diğer ülkelerle birlikte iklim krizinin can yakıcı sonuçlarını en çok hisseden, bundan en fazla mağdur olan devletlerin başında geliyor. 2023 senesi ülkemizle birlikte tüm dünyada en sıcak yıl olarak maalesef kayıtlara geçti. İklim değişikliği, biyolojik çeşitlilik kaybı ve kirlilik olarak adlandırılan üçlü gezegen krizi karşısında en yoğun mücadeleyi veren ülkelerden biri olduk” şeklinde konuştu.

“Lafa gelince işçi hakları konusunda mangalda kül bırakmayanların bu iş cinayetlerinin hiçbirinde sesi soluğu çıkmadı”

Türkiye’nin son yıllarda çeşitli doğal afetlerle, salgınla ve savaşla karşı karşıya geldiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü

“Tedbirli olmak ile tedbirsiz yakalanmak arasındaki devasa farkı bu sınamaların tamamında bizzat tecrübe ettik. Binlerce canımız, plansızlığa hazırlıksızlığa kurban giderken vaktinde önlem alındığında can ve mal kayıplarını nasıl azaltabileceğimizi de yine bu hadiselerde bizzat görmüş olduk, işte evvelki gün İstanbul’un göbeğindeki bir parkta çok basit tedbirler alınmadığı için 5 yaşında bir evladımız göz göre göre hayatını kaybetti. Bu acı olayın öncesinde Beşiktaş Gayrettepe’deki gece kulübü yangınında 29 emekçi kardeşimizi, Antalya’daki teleferik faciasında bir vatandaşımızı ihmallere kurban verdik. Lafa gelince işçi hakları konusunda mangalda kül bırakmayanların bu iş cinayetlerinin hiçbirinde sesi soluğu çıkmadı. Hatta Antalya’daki teleferik faciasının sorumlularını ellerinden gelse neredeyse demokrasi kahramanı ilan edeceklerdi. 6 Şubat depremlerinde aynı kesimlerin nasıl tavır aldıklarını hepimiz gayet iyi hatırlıyoruz. AFAD başta olmak üzere devletimizin kurumlarına karşı çok yoğun bir linç kampanyası yürüttüler. Tamamı yalan ve çarpıtma üzerinden resmi kurumlarımız, gönüllü kuruluşlarımız sağda canla başla çalışan askerimiz, polisimiz, yardım ve kurtarma görevlilerimiz fütursuzca eleştirildi. Vicdanları yaralayan ithamların muhatabı oldu. Daha sonra bu kirli kampanyayı sırf oy tercihlerinden dolayı depremzedelerimizi hedef alacak, onlara hakaretler savuracak kadar ileriye götürdüler. Oysa toplam 14 milyon insanımızı ve 11 ilimizdeki 7 bin mahalle ve köyü etkileyen bu depremleri son bir asırda maruz kaldığımız en ağır tabi affetti. Asrın felaketi olarak nitelenen depremlerde 680 bini konut, 170 bini iş yeri olmak üzere toplam 850 bin bağımsız bölüm kullanılamaz hale geldi. Depremin şehirlerimize yol açtığı maddi hasarın toplamı 104 milyar doları geçti. Aramızdan ayrılan 53 binden fazla kardeşimizin acısı yüreklerimizle hiç dinleyecek. Rabbim afetlerde kaybettiğimiz tüm kardeşlerimize rahmet ve merhamet eylesin diyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan: ''Türkiye’miz için kentsel dönüşüm tercihten öte zorunluluktur''

“Her ay, 10-15 bin konutun teslimatını yaparak yılsonuna 200 bin konutu teslimi etmeyi hedefliyoruz”

Covid-19 salgını ve bölgede artan savaşlarla birlikte artan ekonomik zorlukların, 6 Şubat depremi sonrası omuzlara binen yükün daha da ağırlaştığını dile getiren Erdoğan, “Bu zorluklara rağmen asrın felaketinin üstesinden asrın birlikteliğiyle geliyoruz ve geleceğiz. Bugüne kadar 80 bine yakın konutu ve köy evini hak sahiplerine teslim ettik. Her ay, 10-15 bin konutun teslimatını yaparak yılsonuna kadar bu rakamı 200 bine ulaştırmayı hedefliyoruz. 6 Şubat depremleri ülkemiz açısından bir kırılma noktası olmuştur. Deprem öncesinde son 21 yılda afete hazırlık bakımından attığımız her olumlu adımın faydasını çok net bir şekilde gördük. Daha evvel afet yönetimi farklı kurumların uhdesindeydi. Bu da özellikle afet anında ciddi koordinasyon sorunu olarak ortaya çıkıyordu. Söz konusu görevleri bir araya toplayarak, 2009 senesinde Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı’nı (AFAD) kurduk. Devletimizin ilgili tüm kurumlarını afet öncesi ve sonrası süreçlere dahil ederek koordinasyon ve iş birliğini güçlendirdik. Bugün vatandaşlarımız; AFAD’ı, UMKE’si, Kızılay’ı, polisi, jandarması ve sosyal yardım uzmanlarıyla en sıkıntı günlerinde devletini yanında buluyor. DSİ’de özellikle orman yangını, sel ve taşkınlarla mücadele noktasında vazgeçilmez roller üstleniyor” açıklamasında bulundu.

“Bize örnek gösterilen batılı ülkelerin aylar boyunca yapamadığı işleri bizim kurumlarım günler içinde tamamlamaktadır”

Van, Elazığ, İzmir ve Maraş’ta meydana gelen depremlerin yanı sıra Antalya’daki orman yangını ile Batı Karadeniz ve Kumluca’da meydana gelen sel felaketinde de devletin tüm kurumlarıyla seferber olduğunu kaydeden Erdoğan, “Bize örnek gösterilen batılı ülkelerin aylar boyunca yapamadığı işleri bizim kurumlarımız hamdolsun günler içinde tamamlamaktadır” ifadelerini kullandı.

“Kentsel dönüşüm projeleriyle ülkenin dört bir yanında 3,3 milyon konutun inşasını tamamladık”

Erdoğan, zaman zaman ortaya çıkan sorunları da hızla çözüme kavuşturduklarını dile getirerek, “Kurumsal kapasitenin güçlendirilmesinin yanında TOKİ vasıtasıyla dayanıklı, modern ve sağlam binalar inşa ettik. 2003 yılından bu yanan TOKİ tarafından yapılan bina sayısı 1 milyon 351 bini aşıyor. Kentsel dönüşüm projeleriyle ülkenin dört bir yanında 3,3 milyon konutun inşasını tamamladık. Muhalefetin haksız eleştirilerine maruz kalan TOKİ binalarımız, 6 Şubat depremlerinden alnının akıyla çıkmıştır. 6 Şubatta yıkılan tüm binaların yüzde 90’ından fazlası 1999 yılı öncesinin inşaat standartlarının yapılanlarıydı. Tünel kalıp sistemlerinin ve sismik izolatörlerin ne kadar hayati öneme sahip olduğu bir kez daha anlaşılmıştır. Aynı durum sel, taşkın, su baskını ve heyelan gibi yüreklerimizin yandığı diğer felaketler için de geçerlidir. Doğrudan dere yatağına inşa edilen bir binanın yüzde 100 güvenli olduğunu kimse söyleyemez. Temizliği ve ıslahı vaktinde yapılmayan dereler ciddi risk taşıyor demektir. Tabiatla uyumlu bir yapılaşma, şehirleşme ve yaşam tarzı yerine tabiata ters bir anlayışla hareket edildiğinde bedel ödemek maalesef kaçınılmaz hale geliyor” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: ''Türkiye’miz için kentsel dönüşüm tercihten öte zorunluluktur''

“Sadece taşkınlardan dolayı oluşan fatura 4 milyar doları bulmaktadır”

Bugüne kadar DSİ tarafından inşa edilen 10 bin 765 tesisin de toplam 20 milyon dekar alanda taşkın kontrolünün sağlandığını, buna rağmen Türkiye’de son 3 yılda toplam bin 500 adet sel, su baskını ve taşkın meydana geldiğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

“Gerçekten üzülerek ifade ediyorum; bu afetlerde 113 insanımız hayatını kaybederken, 405 kardeşimiz de yaralandı. Sadece taşkınlardan dolayı oluşan fatura 4 milyar doları bulmaktadır. Geçtiğimiz noktada şu hakikati çok net bir şekilde görebiliyoruz; şayet yuvalarımızda gönül rahatlığıyla oturmak, şehirlerimizde güven içinde yaşamak, köylerimizde ve yaylalarımızda endişesiz hayat sürmek istiyorsak hem tabiata saygılı olmak hem de gereken tedbirleri almak mecburiyetindeyiz. Afet öncesi yapılan bir birim harcamanın afet sonrası ortalama on beş birime tekabül ettiğini aklımızdan çıkarmadan hareket etmemiz şarttır. Allah korusun diğer türlü tarihin tekerrür etmesine mani olamayız. Bunun için sadece kurumsal kapasitenin ve iş birliğinin güçlendirilmesi yeterli değildir. Başta deprem olmak üzere ülkemizin doğal afetlere hazırlık noktasındaki eksiklikleri de süratle giderilmelidir. Nüfusunun yüzde 71’i deprem riski yüksek yerlerde ikamet eden Türkiye’miz için kentsel dönüşüm çalışmaları tercihten öte zorunluluktur.

Bilim adamları her gün bizleri deprem konusunda uyarırken, önceki hafta Tokat ilimiz 5,6 büyüklüğünde bir depremle sarsılmışken, deprem İstanbul’umuz için bir beka meselesi haline gelmişken, yani deprem gerçeği kendini sürekli hatırlatırken hiçbirimizin dönüşüm projelerini geri plana itme, önemsiz hale getirme lüksü yoktur. Ülke ve millet meselesinin siyasi partisi olmaz. Afetlere hazırlık bizim nazarımızda siyaset üstü bir konudur. Açık söylüyorum; bizim bütün derdimiz insanımızı yaşatmaktır. Bizim amacımız; vatandaşımıza müreffeh bir gelecek sunmak, ihmalden, siyasi rekabetten, tembellikten veya para hırsından dolayı daha fazla acı çekmek, daha fazla yıkım ve gözyaşı görmek istemiyoruz. Hükümet olarak; kentsel dönüşüm, sel ve taşkın riskini azaltma, dere ıslahı ve ağaçlandırma gibi insanlarımızın can ve mal emniyetini sağlayacak her türlü gereken desteği vereceğimizi bilinmesini istiyoruz.”

Doğukan Gürel - Muhammed Musab Gümüşer

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Uşak Uşaklı gençler müziğe doydu Uşak Belediyesi Tarafından 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik Ve Spor Bayramı dolayısıyla düzenlenen Gençlik Festivali’nin ikinci günü, Pera konseriyle devam etti. Festivalin ikinci gününde alanda bulunan balon futbolu, rodeo, karaoke, dev monopoly, poligon gibi etkinlikler her yaş grubundan Uşaklıya zevkli bir gün yaşattı. Kentte hizmet veren esnafların açtığı stantlar gün boyunca vatandaşlar tarafından ziyaret edildi. Aynı zamanda festivalde farklı lezzetler deneyen vatandaşlar, keyifle alışveriş yaparak doyasıya eğlendi. Festivalde sahne alan Dj Deejavus Narkoz Grubu öncesi gençleri coşturdu. Saat 20:00’de ön grup olarak sahne alan Narkoz hızlı bir giriş yaptı. Muhteşem yorumlarıyla festival alanını ısıtan grup müzikseverlere coşkulu anlar yaşattı. İlk şarkının ardından Uşak Belediye Başkanı Özkan Yalım müzisyenlere hediyelerini takdim ederek; “Gençler, bu bayramı artık hep böyle kutlayacağız. Sizin coşkunuzu gördükçe ben daha da mutlu oluyorum” dedi. Narkoz Grubu’nun hemen ardından Pera grubu sahnenin tozunu attırarak gençlerin coşkusuna coşku kattı. “Biri vardı, Sensiz ben” gibi her nesilden Uşaklının bildiği şarkıları seslendiren grup; gençlerin de eşlik ettiği unutulmaz eserleri Uşak semalarında yankılandırdı. Gençlerle birlikte müzik ziyafetine katılan Başkan Yalım; Pera’nın şarkılarının gençlik şarkıları olduğunu, grubun yeni şarkılarını da dinleyip zevkle takip ettiğini söyledi. Festivalin ikinci günü Başkan Yalım’ın sanatçılara hediyelerini vermesi ve toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.
İzmir İzmir’in genç itfaiyecileri sıkı eğitimlerle göreve hazırlanıyor İzmir Büyükşehir Belediyesinin Yangın ve Doğal Afet Eğitim Merkezi, sınavlara girerek başarılı olan genç itfaiyecilerin zorlu; ama heyecanlı eğitimlerine sahne oluyor. Mesleğini en iyi şekilde yapmak için ter döken itfaiyeciler, birbirinden zorlu parkurları başarıyla tamamlıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığının yeni itfaiye memurları, sahaya çıkmak için gün sayıyor. 22 Nisan’da Yangın ve Doğal Afet Eğitim Merkezinde başladıkları eğitimlerini 7 Haziran’a kadar sürdürecek itfaiyeciler, zorlu parkurlarda başarılı olmak için ter döküyor. 1 kilometre koşu, 100 metre engelli koşu, karanlık ve dumanlı odada yön bulma, itfaiye aracı ile ambulans kullanma, dağda arama kurtarma gibi uygulamalı eğitimlerden geçen genç itfaiyeciler, zorlu parkurlarda heyecan dolu anlar yaşıyor. Nitelikli eğitimle korkularını yenmeyi başardılar Arama Kurtarma Eğitmeni Mesut Topal, 15 metre yükseklikte, dağda iple iniş ve yukarı tırmanma eğitimi verdiği itfaiyecilerin heyecanına da ortak oluyor. Kolay bir iş yapmadıklarını söyleyen Mesut Topal, “İtfaiyecilik mesleğinin bir adım daha öteye gitmesi adına hepimiz çabalıyoruz. Çok zorluklarla dolu bir yol. Bu süreci başarıyla atlatacağımıza inanıyorum. Bu eğitimlere katılanların korkması, kaygılanması doğal. İlk aşamada ürkütücü, korkutucu gelebiliyor. Eğer sevgi, aidiyet duygusu, itfaiyecilik mesleğine bağlılık, sadakat söz konusuysa, bütün engeller aşılır diye düşünüyorum. Meslektaşlarımızın aldıkları eğitimler sonucu korkularını yenerek çok daha zorlu eğitimleri başarıyla tamamladıklarını görüyoruz” dedi. Araç Üstü Ekipman Eğitmeni Hakan İnan da, 32 metrelik merdivenli araç ile verdiği eğitimlerin ardından, itfaiyecilerin el hassasiyeti kazandığını belirterek, “Gittikleri bir olayda, çok katlı bir binada elektrik tellerine takılmadan, balkona daha fazla yaklaşabilecekler. Böylece canlıya zarar vermeden alabilecekler” dedi. “Bu kadar yükseğe ilk çıktığımda bacaklarım titredi” Sınavda gösterdiği başarının ardından itfaiye memuru olmaya hak kazanan tek kadın Gaye Karagöl, eğitimlerde gösterdiği performansla dikkat çekiyor. 15 metre yükseklikten iniş yaparken zorlanmadığı gözlenen Karagöl, “Eğitimler genel olarak zorlayıcı; ama çok iyi. Çalışmalar çok verimli geçiyor. Burada güzel şeyler öğrendik. Bu kadar yükseğe ilk çıktığımda bacaklarım titredi. Eğitmenlerimiz sayesinde korkularımızı yendik. Şuan çok iyi. Rahatlıkla inebiliyorum. Tekrar yukarı çıkabiliyorum. Bir sorun olmuyor” diye konuştu. “Eğitimlere başladıktan sonra 3 kilogram verdim” İtfaiye eri Mustafa Çabuk da, çok sıkı bir eğitimden geçtiklerini belirterek, “Buraya geldiğim zaman böyle sıkı bir eğitimden geçeceğimi, üst düzey, kaliteli bir eğitim alacağımı tahmin etmiyordum. Beklentimin çok üstünde bir eğitim aldım. Bu nedenle çok memnunum. Bir an önce eğitimlerimi tamamlayarak göreve başlamak istiyorum. Sabah sporumuz çok sıkı. Bu eğitimlere başladıktan sonra kendimi daha dinç ve zinde hissediyorum. Eğitimlere başladığımız günden bu yana yaklaşık 3 kilogram verdim” diye konuştu. “Kendimi göreve hazır hissediyorum” Genç itfaiyecilerden Hüseyin Güçlüol ise kapalı alanlarda yangına müdahale, tanker yangınlarına müdahale gibi eğitimlerde zorlandığını; ancak hepsinde başarılı olduğunu söyledi. Şerafettin Furkan Uçar da birçok eğitimden geçtiklerini anlatarak, kendini göreve hazır hissettiğini belirtti. İtfaiyeciliğin kutsal bir meslek olduğunu ifade eden Murat Doğan, şunları söyledi: “Yaptığımız iş çok zor ama isteyerek yaptığınız zaman güzel. Arama kurtarma yangın eğitimleri zorlu geçiyor. İzmir verdiği eğitimlerle çok nitelikli, güvenilir, önce can sonra mal güvenliğini sağlayacağına emin olacağı bir itfaiyeci kazandı.” Serkan Ayekin de sahada karşılaşma ihtimali bulunan tüm olaylara sağlıklı ve etkili müdahale için eğitim aldıklarını, bu olaylara karşı kendilerini donanımlı hale getirdiklerini söyledi.
Ankara Bakan Uraloğlu, Karayolları 100. Yıl Kütüphanesi’nin açılışına katıldı Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Ankara’da Karayolları 100. Yıl Kütüphanesi açılış törenine katıldı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, Karayolları Genel Müdürlüğü ve Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası işbirliği ile hazırlanan “Karayolları’nın Asırlık Yol Çizgileri Kitabı’nın tanıtımı ve Karayolları 100. Yıl Kütüphanesi’nin açılış törenine katıldı. Bakan Uraloğlu açılış töreninde yaptığı konuşmasında, helikopter kazası sonucu hayatını kaybeden İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve heyetine Allah’tan rahmet ve İran halkına başsağlığında bulundu. Milletlerin ilerlemesini ve gelişmesini sağlayan en önemli unsurların başında zengin kütüphanelerin geldiğini belirten Bakan Uraloğlu, “Günümüzün hafızasını, gelecek kuşaklara aktarmak için kütüphanelerimizi muhafaza etmeli, onları daha da zenginleştirmeli ve modern imkânlarla donatmalıyız. Ülkemizin topyekun gelişmesi için de okumalıyız, okutmalıyız. Bizler de geçmişimizi kitaplardan öğrenmeli, geleceğimizi kitapların, bilimin ışığında inşa etmeliyiz. Bu bakımdan Karayolları Genel Müdürlüğümüz tarafından hayata geçirilen bu güzide kütüphane projesi de çok yerinde ve kıymetli bir adımdır. Genel Müdürlüğümüzce muhafaza edilen kurum arşivinin yanı sıra çeşitli inşaat firmalarının ve Karayolcu arkadaşlarımızın kitap, belge ve çeşitli doküman bağışlarıyla 14 binden fazla kaynağın yer aldığı zengin bir kütüphaneye kavuştuk” ifadelerine yer verdi.
Bitlis Sağlık Müdürü Ekici: “Bitlis sağlık alanında büyük bir hamle yaşayacak” Bitlis İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Mustafa Ekici, önümüzdeki birkaç yıl içinde hayırsever iş adamlarının da katkılarıyla yapılacak yatırımlar sayesinde Bitlis’in sağlık alanında önemli hamleler gerçekleştireceğini söyledi. Bitlis’te yapılacak sağlık yatırımları ve sağlık alanındaki çalışmalarla ilgili bilgi veren Bitlis İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Mustafa Ekici, kentin sağlık alanında yaşayacağı değişim ve dönüşüme dikkat çekti. Bitlis’in son yıllarda ciddi sağlık yatırımları aldığını ve almaya da devam ettiğini kaydeden Ekici, Bitlis’in tam donanımlı hastaneleriyle bölgeye bir bölge hastanesi gibi sağlık hizmeti sunacağına vurgu yaptı. Bitlis’in son yıllarda ciddi sağlık yatırımları aldığını belirten Ekici, bu yatırımların kentin sağlık hizmetlerinde büyük bir dönüşüm sağlayacağını ifade etti. Son olarak Sağlık Bakanlığı ve Eren Holding arasında düzenlenen protokolle sağlık alanında Türkiye’nin bağış olarak yapılan en büyük yatırımlarına imza atıldığını hatırlatan Ekici, yapılan bu bağışla Bitlis’in en az 25 - 30 yıllık sağlık planlamasının gerçekleştiğini vurguladı. Hayırsever iş insanlarının katkılarıyla gerçekleştirilen yatırımların önemine değinen Ekici, “Bitlis, sağlık yatırımları açısından önemli bir merkez haline geliyor. Yeni yapılacak hastaneler ve mevcut sağlık altyapısının güçlendirilmesiyle sadece Bitlis’in değil çevre illerin de sağlık ihtiyaçlarını karşılayacak kapasitede olacağız. Hayırseverlerimizin desteğiyle Bitlis’te sağlık alanında birçok proje hayata geçirilecek. Bu projeler, vatandaşlarımızın daha kaliteli ve hızlı sağlık hizmeti almasını sağlayacak. Yeni yapılacak sağlık tesisleri ve mevcut tesislerin modernizasyonuyla birlikte sağlık hizmetlerimizde kalite standartlarını yükselteceğiz. Amacımız, Bitlis’i sağlık hizmetlerinde öncü illerden biri haline getirmektir” dedi. Sağlık hizmetlerinin kalitesini artırmak için yürütülen çalışmaların sürdüğünü belirten Ekici, şöyle konuştu: “Kamu tasarrufu tedbirlerinin alındığı bir dönemde Bitlis iline yapılacak olan 100 milyon dolarlık yatırımla 300 servis, 58 yoğun bakım, 25 palyatif olmak üzere toplam 383 yataklı hastane yapımına kısa süre içerisinde başlanacak. Bölge şartlarına uygun modern yapı ve mimariye sahip olacak hastane gerektiğinde 517 yatak kapasitesine kadar çıkarılabilecek. Bitlis için sağlık hizmetlerinin daha da ileriye taşınması adına önemli ve büyük bir adımı atmaktan, Türkiye’nin sağlık alanındaki en büyük bağışını almaktan dolayı çok mutluyuz. Bitlis Eren Devlet Hastanesi ve lojman yapımı için Sağlık Bakanlığı ve Eren ailesi arasında protokolün imzalanması bizleri çok mutlu etmiştir. Bitlis’imizin sağlık altyapısını güçlendirecek olan Bitlis Eren Hastanesi 300 servis, 58 yoğun bakım, 25 palyatif olmak üzere toplam 383 yataklı olacaktır. İhtiyaç halinde ise 517 yatak kapasitesine çıkabilecek ve bölge şartlarına uygun modern yapı ve mimariye sahip olacaktır. Bu yapılan bağışla da Bitlis’in en az 25-30 yıllık sağlık planlaması gerçekleşmiştir. Yapılacak hastane 3. basamak eğitim araştırma hastanesi olacak standartlara göre inşa edilecektir. Hastane ile birlikte çalışanları için 10 bin metrekare kapalı alana sahip lojman da beraberinde inşa edilecektir. Özellikle kamu tasarruf tedbirlerinin alındığı bir dönemde bir bağışçı eliyle yaklaşık 100 milyon dolar civarında bir bağışın yapılması vatandaşın devlete verdiği katkıyı göstermek adına ve diğer varlıklı insanlarımızı da bu dönemde bağışa motive etmek adına büyük bir adım olacaktır. İlimizde buna güzel örnekler olarak 112 istasyonları, diş üniteleri, aile sağlığı merkezleri hayır yolu ile yapılmış, vatandaşımız hayırda yarışır hale gelmiştir. Sağlık hizmetlerindeki kalite ve erişilebilirlik açısından büyük öneme sahip olan bu hastane, şehrimizin sağlık alanındaki ihtiyaçlarını karşılayacak, daha geniş kapsamlı hizmet sunacak ve vatandaşlarımıza daha iyi bir sağlık hizmeti sunma imkanı sağlayacaktır. Ayrıca son dönemde ilimizde bakanlığımız tarafından yatırıma alınıp ihale süreçlerinde olan Mutki ve Adilcevaz ilçelerimizdeki devlet hastanelerimiz de ilimiz adına sağlık sistemimizin ileriye taşınması adına güzel örneklerdir. Bitlis’imizin daha sağlıklı ve güçlü bir geleceği için atılan bu adımla birlikte hep birlikte daha güzel günler göreceğimize inancımız tamdır.”