POLİTİKA - 01 Mayıs 2024 Çarşamba 00:37

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Muhalefet ve bazı marjinal yapılar 1 Mayıs’ın bayram havasına gölge düşürmeye çalışıyor"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Muhalefet ve bazı marjinal yapılar 1 Mayıs’ın bayram havasına gölge düşürmeye çalışıyor"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Son günlerde muhalefet ve bazı marjinal yapılar Taksim tartışmalarıyla 1 Mayıs’ın bayram havasına gölge düşürmeye çalışıyor. Sembolik törenler haricinde Taksim Meydanı’nın miting yeri olmadığı, mitinge uygun bir altyapıya sahip olmadığı, herkesin malumuyken bu konudaki dayatmaları masum bulmadığımızı ifade etmek isterim" dedi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ’Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği’ temasıyla düzenlenen 13. Çalışma Meclisi Yemeğinde konuştu.


Çalışma meclisi üyelerini Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde misafir etmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan," Sözlerimin hemen başında yarın ülkemizle birlikte tüm dünyada coşkuyla kutlanacak 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü tebrik ediyorum. Bu vesileyle helal rızık peşinde koşan tüm işçi kardeşlerime selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Türkiye Yüzyılı’nın inşası için ter döken, emek veren her bir kardeşimden ’Allah razı olsun’ diyorum. Biliyorsunuz 1 Mayıs tarihi ülkemizde yıllarca gerilimin, kavganın, çatışma ve sokak olaylarının sembolü olarak görüldü. Bilhassa 1977 senesinde yaşanan faciadan dolayı her 1 Mayıs uzun süre şiddetin ve kaosun olduğu bir gün olarak algılandı. 2008 yılında 1 Mayıs’ı Emek ve Dayanışma Günü, 2009 yılından itibaren de resmi tatil ilan ederek buna son verdik. Ayrıca 2010 yılında 32 yıl sonra Taksim’i kutlamalara açan yine biz olduk. Böylece 1 Mayıs’ın hiçbir engellemeye, hiçbir gayri meşru çabaya gerek duymaksızın işçi bayramı olarak kutlanabilmesini temin ettik" dedi.


"Sadece İstanbul değil, 55 ilimizdeki 103 ayrı etkinliğe de izin verilmiştir"


Buna rağmen son günlerde muhalefet ve bazı marjinal yapıların Taksim tartışmalarıyla 1 Mayıs’ın bayram havasına gölge düşürmeye çalıştığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sembolik törenler haricinde Taksim Meydanı’nın miting yeri olmadığı, mitinge uygun bir altyapıya sahip olmadığı, herkesin malumuyken bu konudaki dayatmaları masum bulmadığımızı ifade etmek isterim. İstanbul’da göstere, miting ve yürüyüş güzergahları bellidir. Geniş çaplı buluşmalar için her iki yakada da miting alanları mevcuttur. Gerekli izinler ve tedbirler alındığı sürece herkes mitingini, gösterisini, anma programını ve barışçıl protestosunu buralarda özgürce yapabilir. İstanbul’da yapılacak kutlamalar için 40 ayrı yer ve güzergah belirlenmiştir. Sadece İstanbul değil, 55 ilimizdeki 103 ayrı etkinliğe de izin verilmiştir. Müsaade edilenler dışında bir alanda yürüyüş ve miting düzenleme ısrarının iyi niyetli olmadığı açıktır" diye konuştu.


Gün aşırı yaptıkları çağrılarla 1 Mayıs’ı propaganda aracına dönüştürmek isteyen terör örgütlerine istismar zemini sunulmaması gerektiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti:


"Herkesin sorumluluk duygusuyla hareket etmesi gerektiği kanaatindeyim. Sendikalarımızı ve siyasi partilerimizi 1 Mayıs atmosferine zarar verecek adımlardan uzak durmaya davet ediyorum. Çalışma hayatında katılımcı, sosyal diyalog anlayışının en önemli temsil mekanizmalarından birini çalışma meclisimiz oluşturuyor. Bugüne kadar 13 kez toplanan meclisimiz, çalışma hayatına dair yol haritasının belirlendiği, sorunların tartışıldığı, çözüm önerilerinin getirildiği bir platform görevi üstlendi. Biz de hem meclis toplantılarına iştirak ederek hem de taraflarla farklı vesilelerle bir araya gelerek gündemimizdeki konuları değerlendirdik. Çalışma hayatımıza dair kritik kararların arifesinde sizlerin görüşlerine başvurduk. Sizden gelen teklifler, tenkitler ve fikirler çerçevesinde meselelerimize, çözüm yolları geliştirdik. Göreve geldiğimiz andan itibaren, sürdürdüğümüz diyaloğu bugün de aynı yoğunlukla ve hassasiyetle devam ettiriyoruz. İşçisiyle, işvereniyle, memuruyla, esnafıyla, çiftçisiyle, meclis zemininde yaptığımız istişarelerin şimdiden ülkemiz, milletimiz, çalışma hayatımız bakımından hayırlara vesile olmasını diliyorum. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımıza 5 yıllık aradan sonra güncel konuları ele almak üzere toplantıya öncülük ettiği için teşekkür ediyorum. Siz dostlarımın her birine de katkılarınız için şükranlarımı sunuyorum."


"Kuşatıcı bir anlayışla işçi, işveren, memur, esnaf ve çiftçi kardeşlerimizin refah seviyelerini arttırmak için çaba gösterdik"


Cumhurbaşkanı Erdoğan, emeğin alın terinin öneminden bahsederek, "Milletimizin takdiriyle geldiğimiz görevlerin yanı sıra şahsen de çalışma hayatının bizzat bulunmuş bir kardeşinizim. Gençlik yıllarımda İETT’de işçi olarak çalışmanın kazandırdığı tecrübeden, siyasi yaşamım boyunca hep istifade ettim. Emeğin, alın terinin kendisi ve ailesinin iaşesi için ter dökmenin değerini, o dönemlerde çok yakından görme fırsatı buldum. Emekçi kardeşlerimle aramızda kurduğumuz sarsılmaz bağ, yarım asırdır hiç kopmadı, eksilmedi, eskimedi. Belediye başkanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı sıfatıyla ülkemize hizmet sorumluluğunu üstlendiğimizde nereden geldiğimizi asla unutmadık. İşçilerimizin her sıkıntısını kendi sıkıntımız, her kazanımını da kendi kazanımımız olarak telakki ettik. Son 21 yılda kuşatıcı bir anlayışla işçi, işveren, memur, esnaf ve çiftçi kardeşlerimizin refah seviyelerini arttırmak için çaba gösterdik. İş kanunu, sosyal güvenlik reformu, iş güvenliği ve iş sağlığı sendika kanunlarına ilişkin düzenlemeleri sizlerle bilistişare hayata geçirdik. Asgari ücrette tarihi artışları, işçi ve işverenlerimizin azami mutabakatını sağlayarak gerçekleştirdik. Net asgari ücreti 2024’te 17 bin 2 liraya yükselttik. Böylece 2023 Temmuz ayına göre yüzde 49, Ocak ayına göre yüzde 100 artış oldu. 2016 yılında başlattığımız asgari ücret desteğini 2024 yılı için sigortalı başına aylık 700 liraya yükselttik. Asgari ücretten alınan vergilerin kaldırılması uygulamasıyla, tüm gelir gruplarına asgari ücrete kadar olan kazançlar için vergi muafiyeti getirdik" ifadelerini kullandı.


"İstihdam sayımız 32 milyon 423 bine yükseldi"


Ülkenin istihdam rakamlarında da tarihinin en yüksek seviyesine ulaşmış durumda olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İstihdam sayımız 32 milyon 423 bine yükseldi. Son verilere göre işsizlik oranı yüzde 8,7 seviyesinde gerçekleşti. Bir önceki yıla göre yani son bir yılda iş gücü sayısı 775 bin kişi, istihdam sayısı 1 milyon 156 bin kişi arttı. Gelecekte işsizlik oranlarının daha da aşağıya ineceğine inanıyorum. Burada son dönemde sıkça şahit olmaya başladığımız bir hususu ifade etmekte fayda görüyorum. Tarımdan turizme, sanayiden ticarete, farklı sektör temsilcileriyle bir araya geldiğimizde en önemli sorunun işçi bulamama olduğu anlaşılıyor. Özellikle emek yoğun iş kollarında ara eleman sıkıntısı yaşanıyor. Esnaflarımız, zanaatkarlarımız, ustalarımız yanlarında çalıştıracak çırak bulamamaktan şikayetçi. Özellikle emek yoğun iş kollarında ara eleman sıkıntısı yaşanıyor. Esnaflarımız, zanaatkarlarımız, ustalarımız yanlarında çalıştıracak çırak bulamamaktan şikayetçi. Öyle ki, deprem sonrasında iyice hareketlenen inşaat sektöründeki işçi ve usta eksikliği sebebiyle çalışmalar olması gerekenden daha yavaş ilerliyor. Bugün işini büyütmek, üretimini arttırmak yani iş alanlarına açılmak isteyen firmalarımızın en büyük endişe kaynağı kalifiye eleman kıtlığıdır. Özel sektörümüz çalıştıracak personel bulamazken, resmi kurumlarımızın kapısında iş başvuruları için uzun kuyruklar oluşmaktadır. Türkiye ekonomisinin geleceği açısından bu iki tablo arasındaki tenakuzu popülizme tevessül etmeden mutlaka gidermek zorundayız. Çalışma hayatının tarafları olarak mesleki eğitim sistemimizin yeniden gözden geçirilmesi dahil daha kalıcı çözüm yolları geliştirmemiz gerekiyor. İçinde bulunduğumuz dönemde hükümetimizin önceliklerinden birisi de istihdamda arz talep dengesinin temini olacaktır. Bu dengenin sağlanması noktasında sizlerin de bizlere gereken desteği vermesini bekliyorum" açıklamasını yaptı.


"Darbecilerin yaptığı yasayı 29 yıl sonra değiştirmek bize nasip oldu"


Ücretler ve istihdamın yanı sıra sendikal haklar ve özgürlükler alanında da son 21 yılda tarihi nitelikte pek çok adım attıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sendikal ve toplu iş sözleşmesi kanunuyla 1983 yılında darbecilerin yaptığı yasayı 29 yıl sonra değiştirmek bize nasip oldu. Ağızlarını her açtıklarında, 12 Eylül darbecilerinin hazırladığı yasalardan şikayet edenlerin değiştirmediği yasaları biz değiştirdik. Memurların toplu sözleşme yapma hakkına anayasal güvence getirerek memurlarımıza toplu sözleşme hakkını verdik. İşçi ve memurlarımızın toplu sözleşme süreçlerini çoğunlukla mutabakatla sonuçlandırdık. 2013 yılında bir milyon olan sendikalı kişi sayısını bugün itibariyle 2 buçuk milyona yükselttik. Sendika üyesi sayısı, kamu görevlilerine üç ayda bir toplu sözleşme ikramiyesi ödenmesine imkan sağladık. Ancak bu kazanım, ana muhalefet partisinin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi tarafından geçtiğimiz aylarda iptal edildi. Düzenlemenin iptali nedeniyle 2 milyonu aşkın memurumuzun aylıklarında 345 liralık düşüş oldu. Bunun takdirini kamu personelimizin en iyi şekilde yapacağı inancındayım. Tüm dünyayı yaklaşık 3 yıl boyunca derinden sarsan Covid-19 salgınında işçi ve işverenlerimizin yanında olduk. Bu dönemde prim ödemelerini erteledik, istisna haller dışında işverenler tarafından işçi çıkarılmasını sınırlandırdık. Kısa çalışma ödeneği ve nakdi ücret desteği uygulamalarıyla milyonlarca çalışanımıza sahip çıktık. Salgın sonrası istihdamda normale dönüşü teşvik için normalleşme desteği sağladık, müstakil iş sağlığı ve güvenliği kanunu ve alt düzenlemelerini hayata geçirerek bu alanda önemli bir reforma imza attık. İş kazası oranlarını düşürdük. Kamu kurum ve kuruluşlarındaki alt işveren işçilerini doğrudan çalıştıkları kurum ve kuruluşlarda sürekli işçi kadrosuna aldık. 2011 ve 2013 yıllarında sayı 300 bin olan sözleşmeli personelimiz kadroya geçirilmişti" dedi.


"2002 yılında yüzde 52,1 olan kayıt dışı istihdam oranını yüzde 25,4’e indirdik"


2023 yılındaki düzenlemeyle de 500 bine yakın sözleşmeli personele kadroya geçme hakkı tanıdıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2002 yılında yüzde 52,1 olan kayıt dışı istihdam oranını yüzde 25,4’e indirdik. Ayrıcalıklı statüleri kaldırarak işçi, memur, esnaf herkese eşit şartlarda sosyal güvenlik hizmeti verilmesini ilke edindik. Son 21 yılda burada saymaya kalksak saatler sürecek daha pek çok düzenlemeyi, reformu, hakkı ve kolaylığı, başarıyla hayata geçirdik. Ülkemizde ve dünyada maalesef çalışma hayatının taraflarını birbirine düşman gösteren bir anlayışa rastlıyoruz. Bunlar işçiyle işverenin tıpkı mıknatısın iki farklı ucu gibi asla bir araya gelemeyeceğini, uzlaşmayacağını savunuyorlar. Hatta işçi ve işveren arasındaki iş birliğini kendi ideolojilerini içinde tehdit kaynağı olarak görüyorlar. Çatışmacı, kavgacı, hayatı sadece dost-düşman ayrımı üzerinden tarif eden bu katı ideolojik yaklaşımın ne ülkemize ne milletimize faydası olur. Çalışma hayatını, işçi-işveren, patron-emekçi rekabetine indirmenin doğru ve hakkaniyetli bir olmadığına inanıyorum. Hak mücadelesi, işveren ve sermaye düşmanlığı değildir. İşçinin de işverenin de hakkını aldığı adil bir sistemin tesisi mücadelesidir. İşçinin ücretinin daha alın teri kurumadan verildiği, sanayicinin, üreticinin, işverenin ortaya çıkan katma değerden hak ettiği payı aldığı yapının kültür ve medeniyet kotlarımıza daha uygun bir sistem olduğu açıktır. Yani ne işçi ezilecek ne de işveren mağdur olacak. Ne emekçinin hakkı gasp edilecek ne de patron ötekileştirilecek. Çalışma hayatının tüm taraflı aynı gemide olduklarının bilinciyle birbirlerine karşı sorumluluk duygusuyla hareket edecek. Çalışma hayatında bu kader ortaklığını tesis ettiğimiz ölçüde ekonominin diğer alanlarında da başarılı olacağımız muhakkaktır. İşçinin hakkını alamadığını düşündüğü, işverenin, esnafın, sermaye sahibinin kendini güvende hissetmediği, toplum kesimleri arasında duygudaşlığın gelişmediği, zenginin fakirin halini umursamadığı bir tablodan hiçbirimize hayır gelmez. Millet olmak bir olmayı, beraber olmayı, kardeş olmayı, omuz omuza dayanışma içinde hareket etmeyi gerektirir. Bu hakikatler gün gibi ortadayken çalışma hayatı dahil her meseleye siyasetin penceresinden bakanlar olduğunu görüyoruz. Bunların nazarında mağdurun veya failin siyasi kimliği diğer her şeye garibe çalıyor. Öyle ki aynı ideolojik kabileden olunca terör eylemleri ve iş cinayetleri bile önemsiz hale gelebiliyor" ifadelerini kullandı.


"İhmallerin adresi muhalefete ve muhalefet belediyelerine çıkınca sözde emekçi örgütlerinin hepsi birden lal oldu"


Geride bıraktığımız haftalarda milletçe iki büyük acı yaşandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Beşiktaş’ta ruhsatı sıkıntılı bir gece kulübünde çıkan yangında 29 emekçi kardeşimiz hayatını kaybetti. İstanbul’un göbeğinde işlenen bu iş cinayeti karşısında maalesef işçinin hakkını savunduğunu iddia kuruluşların hiçbirinin sesi dahi çıkmadı. İhmallerin adresi muhalefete ve muhalefet belediyelerine çıkınca sözde emekçi örgütlerinin hepsi birden lal oldu. Adeta dillerini yuttular, sanki 29 insan hem de feci bir şekilde hiç ölmemiş, hiç can vermemiş gibi hak, hukuk, adalet, özgürlük demeye pişkince devam ettiler. Aynı aymazlığa, bayramın ikinci günü meydana gelen teleferik faciasında da şahit olduk. Sorumlulardan hesap sorulmasını bir yana bıraktım ellerinden gelse böyle bir rezaleti bizlere yaşatanları baş tacı edeceklerdi. Evlatlarına kavuşma mücadelesi veren Diyarbakır annelerinden, bölücü örgüt terör örgütünün katlettiği işçilerimize, öğretmenlerimize kadar her konuda benzer vicdansızlığı sergilediler. Sırf aynı ideolojik kaynaktan beslendikleri için terör örgütünün eylemlerini dahi görmezden, duymazdan geldiler. Oysa hak ve adalet mücadelesi siyasi ve ideolojik holiganlığa kurban edilemeyecek kadar anlamlı, önemli ve ulvi bir mücadeledir. Söz konusu eğer lisansa, insansa ve insan hayatıysa diğer her şey ikinci planda kalır. İstanbul Gayrettepe ve Antalya’daki skandallara biz vicdan pencere bakıyoruz. İhmal, kasıt veya ihanetten dolayı insanımızın mağduriyetine yol açan herkesin hukuk önünde hesap vermesi için gerekli çabayı gösteriyoruz. Nihai hedefimiz bu yüzyılı emeğin, yatırımın, üretimin, istihdamın, büyümenin, kalkınmanın ve refahın yüzyılı yapmaktır" değerlendirmesini yaptı.


"Kayıt dışılıkla mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz"


Bu amaçla hayata geçirdikleri iş sağlığı ve güvenliği reformunu kararlılıkla uygulamaya devam edeceklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:


"Kayıt dışılıkla mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Sosyal güvenlik ve prim ödeme bilincini arttıracağız. Rehberliği ve gönüllü uyumu ön planda tutacak risk odaklı denetim kapasitemizi daha da etkinleştireceğiz. Ülkemizin çalışma hayatını Türkiye Yüz yılı vizyonumuza paralel olarak güncelleyecek, eksiklerini giderecek, sorunlarına inşallah çözüm bulacağız. Sizlerin de güçlü desteği ve işbirliğiyle Türkiye yüz yılı ülkümüzü inşallah gerçeğe dönüştüreceğiz. Rabb’im yar ve yardımcımız olsun diyorum. Bir kez daha iki gün boyunca devam eden 13’üncü çalışma meclisinin ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Burada müzakere edilen konu başlıklarından görüş, talep, beklenti ve önerilerden çıkacak sonuçların bakanlığımız ve hükümetimiz tarafından dikkate alınacağını özellikle vurgulamak istiyorum. 1 Mayıs arifesinde böyle önemli bir istişare toplantısına vesile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızı Sayın Bakan ve ekibini canı gönülden tebrik ediyorum. Toplantılara iştirak eden işçi, kamu görevlileri ve işveren sendikaları, konfederasyonlarımıza, sivil toplum örgütlerimize, akademisyenlerimize, kamu kurum ve kuruluşlarımıza Teşekkür ediyorum."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Bartın’ın genç iş insanlarından Rektör Uzun’a ziyaret Bartın Genç İş İnsanları Derneği (Bartın GİAD) ile Bartın Genç Girişimciler Kurulu (Bartın GGK) üyeleri, Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun’u ziyaret etti. Rektörlük makamında gerçekleştirilen ziyarette, Bartın Genç İş İnsanları Derneği (Bartın GİAD) ile BARÜ arasında yapılabilecek ortak çalışmalar hakkında fikir alışverişinde bulunuldu. Bartın’da üniversite-sanayi iş birliği ile istihdamın artırılması ve yeni iş fırsatları oluşturulmasına yönelik değerlendirmeler yapıldı. Görüşmede dernek faaliyetleri hakkında bilgi veren Başkan Hüseyin Alp Akın, BARÜ’nün araştırma-geliştirme ve girişimcilik faaliyetlerine yönelik çalışmalarını ilgiyle takip ettiklerini belirterek Rektör Uzun’a yakın ilgileri dolayısıyla teşekkür etti. Bölgesel gelişim için genç girişimcilerin projelerinin desteklenmesinin önemine değinen Rektör Uzun, “Bartın’dan başlayarak bölgemizin her alanda sürdürülebilir gelişimi için çaba gösteriyoruz. Genç girişimcilerin projelerinin bölgesel dinamiklere göre değerlendirilip desteklenmesini de son derece önemli buluyoruz. Bu noktada öğrencilerimizi girişimcilik için teşvik ediyor, yenilikçi fikirlerini hayata geçirmeleri için destekliyoruz. Çeşitli iş birlikleri ile geliştirilecek projelerin, bölgesel ekonomiye katkı sağlayacağına inanıyor, bu düşüncelerle Bartın Genç İş İnsanları Derneği Başkanı Hüseyin Alp Akın’a ve yönetim kurulu üyelerimize nazik ziyaretleri için teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Bursa Ev sahibi ile tartışan kiracı doğalgazı açıp apartmanı havaya uçurdu Bursa’da ev sahibi-kiracı arasında yaşanan kavga kötü bitti. Ev sahibine kızan kiracı giriş kattaki apartman dairesinde doğalgaz vanasını açtı. Sıkışma sebebiyle apartmanda patlama yaşandı. Binada ağır hasar meydana gelirken, tüm dairelerin camları kırıldı. Kiracı ise yaralandı. Olay, merkez Nilüfer ilçesi Kayapa Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 3 katlı binanın giriş katında oturan Atakan B. 1 yıldır oturduğu evin sahibi Hüseyin Ballı ile henüz bilinmeyen bir sebepten dolayı tartıştı. Tartışma üzerine Atakan B. oturduğu evin doğal gaz vanalarını açtı. Evde gaz sıkışması nedeniyle büyük bir patlama meydana geldi. Çevre sakinlerinin büyük bir gürültüyle duyduğu ses olay yerini adeta savaş alanına çevirdi. Cam ve kapıların paramparça olduğu olay yerine çok sayıda polis, sağlık, itfaiye, Bursagaz ile Afad ekipleri sevk edildi. Mahalleli sokağa döküldü Doğal gazın sıkışmasıyla büyük bir gürültüyle patlarken mahalle sakinleri panik halinde sokağa döküldü ve olan biteni anlamaya çalıştı. Kiracı Atakan B. patlamayla birlikte birlikte yanarak yaralandı. Olay yerine gelen sağlık ekipleri yaralı kiracıyı ilk müdahalesinin ardından Bursa Şehir Hastanesi’nde bulunan Yanık Merkezi’ne sevk etti. "Vanayı kapatmak istedim ama kiracı kolunu sökmüş" diyen ev sahibi Hüseyin Ballı, ’İçeriden doğalgazı açmış. Vanayı kapatmak istedim ama kolunu sökmüş. Dışarıya çıkar çıkmaz patlama sesi geldi ve patladı. Bilinçli yaptı. ’Güm’ diye ses geldi. Her taraf dağıldı. Patlama sonrası kaçtı. En üst katta hamile bir kadın vardı. Neyse ki evde yok. Belki de bebeğini düşürebilirdi’ dedi. Haberi alan ev sahipleri olay yerinde gözyaşlarına boğuldu. Öte yandan, Atakan B.’nin psikolojik sorunları olduğu iddia edildi.
Aksaray Bedriye Medresesi, öğrencilerin yeni çalışma alanı oldu Aksaray Belediyesi tarafından restore edilerek modern bir kafeye dönüştürülen Bedriye Medresesi, üniversite sınavına hazırlanan gençler için ideal bir çalışma ortamı haline geldi. Tarihi yapının dokusu korunarak gerçekleştirilen restorasyon çalışmalarının ardından kapılarını açan Bedriye Medresesi, hem tarihi atmosferi hem de sunduğu rahat çalışma ortamı ile öğrencilere büyük kolaylık sağlıyor. Aksaray’da birçok tarihi yapıyı restore ederek hizmete kazandıran Aksaray Belediyesi’nin daha önce restorasyonunu tamamlayarak hizmete açtığı Bedriye Medresesi, ders çalışmak isteyen veya sınava hazırlanan öğrencilerin tercihleri arasında yer alıyor. Öğrenciler tarihi mekânda ders çalışırken diğer taraftan medrese bünyesinde oluşturulan birbirinden farklı renk ve özelliklerdeki doğal taş müzesini ziyaret edebiliyor. Kısa sürede gençlerin uğrak noktası haline gelen tarihi mekânda, özellikle sınav haftaları dahil diğer günlerin her saatinde yoğunluk yaşanıyor. Belediye Başkanı Evren Dinçer, bu hizmetin öğrenci ve vatandaşlar tarafından büyük bir memnuniyetle karşılandığını ifade etti. Belediye Başkanı Dinçer, “Gençlerimizin burada ders çalıştığını görmek, aldığımız kararın ne kadar yerinde ve doğru olduğunu bize bir kez daha gösterdi. Aksaray’ın tarihi mirasını korurken, gençlerimize böyle bir hizmet sunabilmekten gurur duyuyoruz” dedi. Öğrenciler hem sessiz hem de huzurlu bir ortamda ders çalışmanın ve sınavlara hazırlanmanın kendileri için büyük bir avantaj olduğunu belirterek Başkan Dinçer’e teşekkürlerini iletti. Bedriye Medresesi, şehrin tarihi dokusuyla modern yaşamı bir araya getirerek Aksaraylı gençlerin eğitimine katkı sağlamaya devam ediyor.
Bursa Başkan Bozbey: “Belediyenin içinde de troller var, bulup gereğini yapacağım” Bursa Büyükşehir Belediye Meclis toplantısına akraba atamalarına ilişkin eleştiriler damgasını vurdu. Ak Partili meclis üyelerinin açıklama beklentisi üzerine konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, "Bizim yaptığımız iş doğrudur. Arkadaşlarımızın tümü liyakat sahibi. Önceki dönemde Nilüfer’de başarılı işlere imza attılar. Çok net söylüyorum. Belediyenin içinde de troller var. Hepsi bulunup gereği yapılacak. Hiç merak etmeyin. Önümüzdeki ay akraba listesini de paylaşacağım" dedi. Büyükşehir Meclisi toplandı. Toplantıda söz alan Ak Partili Meclis Üyeleri; "Geçtiğimiz hafta Türkiye’de gündem olan atamalar hakkında söz almak istiyorum. CHP Lideri Özgür Özel’in "hepsi geri alınacak" dediği CHP’li belediyelerdeki atamaların Bursa için geçerli olmadığı ortaya çıktı" şeklinde bir haber sosyal medyada gündem oldu. Bu konuda sizin ağzınızdan bir açıklama dinlemek istiyoruz" dedi. Başkan Mustafa Bozbey de, "Açıklamayı toplantıda yaptım. Net de açıkladım. Arkadaşlarımızın tümü liyakatlı hem de önceki dönemde Nilüfer’de başarılara imza atmış arkadaşlarımız. Liyakattan başlayalım. Çok net söylüyorum. Diğer konuda önümüzdeki ay başında bir listeyi size de veririm. Kim kimin akrabası, kim kimin dostu o ayrı mesele. Yazabilirler, binlerce kişi farklı yazabilir. Trolleri siz de biliyorsunuz. Trollerin davranışlarını siz de biliyorsunuz. Belediyenin içinde de var. Onlar da bulunacak. Net söylüyorum. Bu troller belediyenin içinde de var. Bu trollerin hepsi bulunup gereği yapılacak hiç merak etmeyin. Konu bitmiştir kapanmıştır. Bizim yaptığımız iş doğrudur. Bunun arkasındayız. Neticede bu karar kamuoyuyla da paylaşılmıştır. Konu basittir, tartışmaya mehil vermeyecek nitelikte konu açıklanmıştır. Hiç kimse merak etmesin. Ehil ve liyakatlı daha önce nitelikli bu işi yapmış, Nilüfer’de yıllarca çalışmış oradaki insanların yüzünü güldürmüş insanlar göreve geldi. Bursa’da da insanların yüzünü güldürmek için yola çıktık. Yakında Bursalılar gülümsemeye başlayacak. Siyaset yapmıyoruz. Herşey bir süre sonra kendiliğinden ortaya çıkar" ifadelerini kullandı.
Karabük Destinasyonların çekiciliğini artırmada Türk Mutfak Kültürünün önemi ele alındı Karabük’te Türk Mutfağı Haftası çerçevesinde düzenlenen panelde ‘Destinasyonun Çekiciliğini Arttırmada Türk Mutfak Kültürünün Yeri ve Önemi’ konusu ele alındı. Safranbolu Turizm Fakültesi Konferans Salonunda gerçekleşen panelde Dr. Öğretim Üyesi Sibel Ayyıldız, TÜRSAB Gastronomi İhtisas Başkan Yardımcısı Şebnem Urgancıoğlu ve Şef Osman Mahir Balıkçı konuşmacı olarak yer aldı. Birçok besin grubunu içinde barındırdığı için Türk mutfağı kültürünün sağlıklı olduğunu belirten Dr. Öğretim Üyesi Sibel Ayyıldız, Akdeniz mutfağının önemli liderlerinden bir tanesinin Türk mutfağı olduğunu söyledi. Ayyıldız, "Akdeniz mutfağının sağlık konusundaki etkisini hepimiz biliyoruz. Sağlıklı beslenme konusunda mutfak kültürleri oldukça önemlidir. Uluslararası paydaşlar artık mutfak kültürünü turizmin önemli bir parçası olarak görmekte ve bir ekonomi aracı olarak kullanmakta. Çünkü mutfak kültürlerinin getirisi artık fark edildi" dedi. TÜRSAB Gastronomi İhtisas Başkan Yardımcısı Şebnem Urgancıoğlu da Türk mutfağının destinasyonların çekiciliğini artırmada son yıllarda önem kazandığını ifade etti. Panele, Vali Yardımcısı Erol Özkan, İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Şahin, Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Avni Kırmacı ve ilgililer katıldı. "Türk Mutfağı Haftası" kentte 3 gün sürecek etkinliklerle kutlanacak.