POLİTİKA - 25 Kasım 2024 Pazartesi 15:26

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan dizi ve sinema sektörüne uyarı!

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan dizi ve sinema sektörüne uyarı!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Toplumu bilgilendirici olması gereken diziler, tam tersine, şiddeti teşvik eden meşrulaştıran, araçsallaştıran kötü bir rol oynuyor. Bunun engellenmesi noktasında hepimize, özellikle de yapımcılara, senaristlere, medya organlarına ve RTÜK'e sorumluluk düşmektedir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü Programı’nda konuştu. Sözlerinin başında kadına yönelik şiddet eylemlerinde hayatlarını kaybedenlere Allah’tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına sabırlar dilediğini belirten Erdoğan, ”Doğrudan ve dolaylı olarak şiddete uğramış, acı çekmiş, sıkıntı çekmiş, her kadın için büyük bir kırılma noktası olan bu vahim durumu başkalarıyla paylaşmış veya paylaşamamış tüm kadınlara geçmiş olsun diyorum. Bir eş, bir baba ve Türkiye Cumhurbaşkanı olarak, ülkemizdeki ve dünyadaki tüm kadınların onurlarını, onurluca yaşama haklarını koruma mücadelelerinde daima yanlarında olacağımı tekrar ifade ediyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan dizi ve sinema sektörüne uyarı!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin topraklarında yaşanan soykırımın 14 aydır devam ettiğini belirterek, ”Biz, bugün burada bu programı gerçekleştirirken, maalesef sınırlarımızdan birkaç yüz kilometre uzaklıkta aylardır büyük bir soykırım devam ediyor. İsrail’in Gazze’ye yönelik 14 ay önce başlattığı saldırılarda, bugüne kadar, 50 bine yakın Filistinli kardeşimiz şehit oldu. Hayatını kaybeden Filistinlilerin yüzde 70’ten fazlasını, ne yazık ki, masum çocuklar ve kadınlar oluşturuyor” açıklamasını yaptı. Filistinli kadınların, bu zorluklar altında, onurlu ve kararlı mücadeleleriyle dünyaya örnek olduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Lübnan’a uzanan İsrail saldırganlığının en büyük mağdurları da yine kadın ve çocuklar. Gözü dönmüş Netanyahu hükümeti, öldürmekten zevk alan seri katiller gibi her gün onlarca kadını, çocuğu, yaşlıyı, bebeği hunharca katlediyor. Bu katliam, bu zulüm, dünyanın gözü önünde, dünyanın sessiz ve tepkisiz bakışları altında, tam 14 aydır adım adım ilerliyor. Katliam şebekesinin barbarlıkları karşısında Filistin’in onurlu, gururlu, kadınları; kararlı mücadeleleriyle, zalime boyun eğmeyen asil duruşlarıyla, bombaların altında umudu ve kıyamı büyüten imanlı yürekleriyle tüm dünyaya, tüm kadınlara örnek oluyorlar” şeklinde konuştu.

Uluslararası kuruluşların, uluslararası medyanın, her fırsatta insan hakları dersi veren batılı devletlerin sırtını döndüğü Gazzeli, Filistinli, Lübnanlı kadınlara mesajını ileten Erdoğan, ”Şiddete uğrayan tüm kadınlarla olduğu gibi sizinle de tam bir dayanışma halindeyiz. Türkiye olarak, devleti ve milletiyle, kadını ve erkeğiyle, 85 milyon tüm vatandaşlarıyla sizlerin yanındayız. İçinde bulunduğunuz şartlar ne kadar zor ve ağır olursa olsun, şunu lütfen aklınızdan çıkarmayınız: Sadece bu salonda bulunan hanım kardeşlerimizin değil, Türkiye’nin tüm kadınlarının kalpleri de şu an sizlerle birlikte atıyor, sizin için çarpıyor, sizin için dua ediyor, Filistin’in kurtuluşu için Mevla’ya niyazda bulunuyor. Lafa gelince demokrasi ve insan hakları konusunda aslan kesilenler, sizin arşa yükselen feryatlarınıza kulaklarını tıkasa da, söz konusu sapkın akımlar olunca ortalığı ayağa kaldıranlar, 14 aydır İsrail vahşeti karşısında 3 maymunu oynasa da, biz sizi asla unutmayacağız, sizi yalnız ve çaresiz bırakmayacağız” dedi.

Ayrıca, İsrail’in barbarlıkları karşısında, Türkiye’nin sesini yükseltmeye ve Filistin halkının yaşam hakkını savunmaya devam edeceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bu soykırımın durması, akan kanın, akan gözyaşının dinmesi için her platformda gerçekleri gür bir sesle dillendirmeyi sürdüreceğiz. Gazze’nin ve Filistin’in yürekli kadınlarını bir kez daha saygıyla selamlıyor, Rabbimden sabır temenni ediyorum” açıklamasını yaptı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına hem bu buluşma, hem de kadına yönelik şiddete karşı çabaları dolayısıyla teşekkür ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bu alandaki çabalarını aktardı. Erdoğan, ”Türkiye, köklü vakıf geleneğinin de bir sonucu olarak, hamdolsun, çok güçlü ve yaygın bir sivil toplum ağına sahiptir. İnsana ve hayata dair her konuda vakıflarımız, derneklerimiz, gönüllü teşekküllerimiz gerçekten olağanüstü çalışmalar ortaya koyuyor. Kadına yönelik şiddetle mücadele, hiç şüphesiz, bunların en başında geliyor. Bir “insanlık suçu” olarak gördüğümüz kadına yönelik şiddetin kökünün tamamen kazınması için faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarımızı da burada tebrik ediyorum. Gerek kamu bürokrasisi, gerek sivil toplum, gerek medya, gerekse siyasi partilerimiz bünyesinde kadına yönelik şiddetle mücadeleye destek veren, bu mücadelenin bayraktarlığını yapan, bu mücadelenin aynı zamanda bir insanlık davası olduğuna inanan tüm kardeşlerime en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Şurası tartışmasız bir gerçek ki; Türkiye’de başta şiddet olmak üzere kadınlarla ilgili kritik konuların bugün geldiği yerde, bakanlığımızın ve sivil toplumun çok büyük rolü, katkısı, emeği vardır. Daha önce konuşulması dahi mümkün olmayan, konuşulsa bile çözüme kavuşturulması hayal olan nice meseleyi el birliği içinde hal yoluna koyduk” dedi.

"Kadına yönelik şiddet insanlığa ihanettir"

Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin kadına yönelik şiddetle mücadeledeki kararlılığını vurgulayarak, "Kadına yönelik şiddet insanlığa ihanettir" ifadelerini kullandı. Kadınların haklarını savunmak ve şiddete karşı etkin çözümler üretmek için atılan adımların önemi üzerinde duran Cumhurbaşkanı, 6284 sayılı kanunun Türkiye’nin kadına yönelik şiddetle mücadelesindeki en kritik dönüm noktası olduğunu belirtti. Erdoğan, ”Eşrefi mahlûkat olan insana, özellikle de kadınlara yönelik şiddet, kabul edilemez bir vandallıktır. Böyle bir yola tevessül eden, bu ihanetin içine giren, kadına el kaldıran, fiziki ya da psikolojik şiddet uygulayan herkes, hak ettiği cezayı mutlaka çekmelidir; bunu temin etmek de devletin asli görevidir. Bu anlayışla göreve geldiğimiz ilk günden beri, her biri kendi alanında devrim niteliğinde pek çok adım attık. Bireysel, sosyal, ailevi, iktisadî ve siyasî düzlemde kadınların haklarını güçlendirecek, onları destekleyecek sayısız projeyi devreye aldık” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan dizi ve sinema sektörüne uyarı!

2012 yılında çıkarılan Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile ülkenin şiddetle mücadelede önemli bir adım attığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yasanın kadına yönelik şiddeti sonlandırmaya yönelik güçlü bir hukuki zemin oluşturduğunu ifade etti. Türkiye’nin, uluslararası sözleşmelerden çekilmesine rağmen, iç hukuki düzenlemelerle bu konuda güçlü bir mücadele yürüttüğünü ve Avrupa’da bu alanda tek başına bağımsız bir kanun çıkaran ülke olduğunu vurgulayan Erdoğan, ”Bu yasanın çıkmasıyla ülkemiz; kadına yönelik şiddetle mücadelede en kritik eşiği aştı, devletimizin şiddete sıfır tolerans politikası çok güçlü bir hukuki zemine kavuşmuş oldu. Şunu burada açık açık ifade etmek isterim: 6284 sayılı kanun, kadına karşı şiddetle mücadelenin çerçevesini, başka hiçbir sözleşmeye veya belgeye ihtiyaç hissettirmeyecek şekilde kesin ve kat’i olarak çizmiştir” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin, İstanbul Sözleşmesi üzerinden ısrarla yürütmek istediği sanal tartışmaların hiçbir dayanağı olmadığını belirterek, ”Sözleşme yaşatır sloganı da, marjinal kesimlerin ideolojik kavga aparatı olma dışında hiçbir anlam taşımıyor. Esasen bu sloganların arkasına saklananlar, bize örnek gösterdikleri Batılı ülkelerdeki vahim tabloyu ya bilmiyor ya da bilmek-görmek istemiyor. Avrupa Parlamentosu, Avrupa Birliği genelinde ilk kez uygulanacak kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetle mücadeleye ilişkin direktifi, bu yılın ortalarında kabul etti. Direktifin yayınlanma sebebi, Birlik üyesi ülkelerin kadına yönelik şiddetle mücadeleyi iç mevzuata aktarmada hızlı hareket etmemesi ve var olan mevzuatlarında yeterli düzenlemeleri yapmamasıydı. Parlamento, üye devletlere hükümleri uygulamak için 3 yıllık süre tanıdı. İstanbul Sözleşmesini imzalayan ülkelerin yarıdan fazlası metne çekince koymuş, 7 ülke ise iç hukukunda hiçbir düzenleme yapmamıştır” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan dizi ve sinema sektörüne uyarı!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda attığı adımları ve yürüttüğü politikaları vurgulayarak, ”Diğer bazı ülkeler ise bu konuda son derece kısmi düzenlemeler yapmıştır. Türkiye, sözleşmeden çekilmesine rağmen hem iç hukuk mevzuatında hem de 6284 sayılı kanunla konuyu kapsamlı ele alan, ikincil mevzuatları ile bu mücadeledeki eksikliklerini tamamlamış yegâne ülkedir. Avrupa’da, Türkiye dışında, bu hususta müstakil kanun yapan başka bir ülke bulunmuyor. O zaman da söyledik, bugün tekrar altını çizerek vurguluyorum: Muhalefetin iddialarının aksine, sözleşmeden çekilme ile hükümetimizin kadına yönelik şiddet mücadele iradesi arasında hiçbir illiyet bağı yoktur. Bu adım, her türlü şiddetle mücadeledeki kararlılığımızı asla eksiltmemiş, geriye götürmemiş, asla törpülememiştir. Türkiye, 2011’den önce olduğu gibi, 2020’den sonra da ihtiyaç duyulan yasal düzenlemeleri yapmıştır. Burada şunu da ifade etmek durumundayım: Bize bu iftiraları atanlar, maalesef, hükümetlerimizin bu süreçte hayata geçirdiği, her biri bir dönüm noktası olan gerçekleri de gizlemektedir. Bakınız 2005’teki kapsamlı Türk Ceza Kanunu düzenlemesine kadar, ceza kanununda kadına yönelik şiddet, suç olarak bile tanımlı değildi” açıklamasını yaptı.

Kadına karşı şiddetin, AK Parti iktidarında tanımlanarak nitelikli suç haline getirildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bu suçun katalog suç haline getirilmesi, boşanılmış eşe karşı işlenen suçun tıpkı nikâhlı eşe işlenmiş gibi ceza alması, iyi hal indirimi uygulamasının kaldırılması gibi adımlar da 2020’den sonra atılmıştır. Hasılı, Avrupa Parlamentosu’nun 51 maddelik direktifinde belirtilen bütün hususlar, gerek 6284 sayılı kanunla, gerek iç hukuk düzenlemeleriyle ülkemizde katbekat fazlasıyla yerine getirilmiştir. Öyle ki; direktifte dahi olmayan “KADES”, “ihtiyaç halinde mağdurun kimliğinin ve adresinin değiştirilmesi” ile “elektronik kelepçe” gibi tedbirleri biz şu an uyguluyoruz. Dolayısıyla “Sözleşme değil, kanunlar yaşatır”. Bunun yanında kadına yönelik şiddetle mücadele için hazırladığımız eylem planlarını kararlılıkla tatbik ediyoruz. Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerimizle, Sosyal Hizmet Merkezlerimizle, Kadın Konukevlerimizle, Mağdur Destek Sistemimizle ve eğitim çalışmalarımızla bu alanda takdir edilen bir yere geldik” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan dizi ve sinema sektörüne uyarı!

Yine bu süreçte kadınlara yönelik toplumda yerleşmiş, dini ve kültürel hiçbir temeli bulunmayan yanlış algılarla, yanlış davranış biçimleriyle de yoğun bir şekilde mücadele ettiklerini aktaran Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bir diğer tarihi başarımız, kadınların eğitimleriyle arasına giren engellerin ve yasakların ortadan kaldırılmasıdır. Başörtüsü yasağı sebebiyle liseye ve üniversiteye gidemeyen, gitse de kapısından geri çevrilen kızlarımızın mağduriyetlerini giderdik. CHP’li yöneticilerin son günlerde “safsata” dediği, güya “yalan” olduğunu iddia ettiği zulümlere bu ülkede biz son verdik. Kılık kıyafeti sebebiyle okulundan, memuriyetinden, kamu görevinden atılan on binlerce 28 Şubat mağduruna haklarını tekrar iade ettik. Kız çocuklarının okullaşma oranlarında yaşanan ciddi artış, kadınların iş gücüne katılım oranlarının sürekli yükselmesi, siyasette ve bürokraside kadınların daha fazla pay sahibi olması, ülkemizdeki öğretmenlerin yüzde 60’ının, akademisyenlerin yarıdan fazlasının, üniversite öğrencilerinin yüzde 51’inin kadınlardan oluşması, yasakçı zihniyete karşı verdiğimiz mücadelenin semerelerinden sadece birkaçıdır. Tüm bu başarıları da kadınların çektiği acılara “safsata” diyen CHP’ye ve CHP’nin kadın düşmanı politikalarına rağmen elde etik. İnşallah çok daha iyi konumlara geleceğiz.”

Erdoğan, kadınların eğitimine yönelik engellerin kaldırılmasına da değindi. Başörtüsü yasağının kalkmasının, eğitimde büyük bir ilerleme sağladığını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir daha bu ülkede 28 Şubatların yaşanmaması ve kadınların benzer zorbalıklara maruz kalmamaları için her türlü önlemi aldık, alıyoruz, bundan sonra da ihtiyaç hasıl olması halinde her türlü tedbiri alacağız. Kadınlara dönük şiddete hiçbir surette geçit vermeyen, “şiddetsiz bir Türkiye Yüzyılı” hedefine ulaşana kadar bu yolda sabırla yürüyeceğiz. Kadınlara, anne, eş ve kız çocuklarına şiddet uygulayanların, ayrımcılık yapanların, kadınları öteleyenlerin veya hayattan dışlayanların insani, vicdani, kutsal değerlerden bahsetme hakkı olamaz. Bunların en başında bölücü terör örgütüne şaşı bakanlar vardır. Şunun bir defa anlaşılması lazım: Kadına şiddetin konuşulduğu her platformda, şayet kadınların canına kastedenlerle, genç kızlarımızı zorla dağa kaçıranlarla, onları zorla ölüme ve öldürmeye gönderenlerle ilgili tek bir cümle kurulmuyorsa, ortada büyük bir ikiyüzlülük var demektir” ifadelerini kullandı.

Bölücü terör örgütündeki tecavüzden infaza her türlü insan hakkı ihlalini görmezden gelenlerin meselesinin asla kadınlar olamayacağını kadınların hak ve hukuku , özgürlüğü olamayacağını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yıllardır ciğerparelerine yeniden sarılmak için mücadele veren Diyarbakır Annelerinin feryatlarına kulak tıkayanların samimiyeti elbette sorgulanır. CHP Lideri Özel, iradesini bölücü örgütün komiserlerine teslim edenlerle dayanışma sergilemek için koşa koşa yanlarına giderken, yüreği yanık Diyarbakır Annelerinden bir selamı niçin esirgiyor? Kadın haklarını, İstanbul Sözleşmesine sıkıştıran CHP yönetimi, neden bu kahraman annelerin acılarına yıllardır bigâne kalıyor? 28 Şubat’ta yüzbinlerce kadının çektiği ıztırabı, maruz kaldığı zulmü inkâr etmek, soruyorum, CHP’ye ne kazandıracak? CHP, faşizan tarihiyle ne zaman yüzleşecek? Tahrik siyasetini ne zaman terk edecek? Ne zaman milletle ve milletin değerleriyle barışacak? Kadın düşmanı söylemleriyle ne zaman vedalaşacak? Görüyoruz ki, Eski Genel Başkanın “parti içi darbeyle” emekliye sevki ve seçim sürecinin tamamlanmasıyla birlikte CHP’nin “helalleşme tiyatrosu” da tümden rafa kaldırıldı” diye konuştu.

Kadın ve çocuk katili bölücü terör örgütünün arkasında duranların, bugün özgürlükten bahsetmelerini kâle almadıklarını kaydeden Erdoğan şunları söyledi:

“Türkiye’de kadına şiddete karşı duruşun samimiyet testi, teröre karşı kararlı, dirayetli ve cesur bir tavır sergilemektir. Kandil’deki kadın düşmanı terör baronlarına ses çıkaramayanların, açık söylüyorum, bu testten geçmesi de mümkün değildir.

Burada bir başka hususu da ifade etmekte fayda görüyorum. Toplumsal huzurumuzun altını oyan alkol ve kumar bağımlılığı, kadına ve çocuğa yönelik şiddet vakalarında önemli bir faktördür. Aile kurumumuzu, ahlaki yapımızı, evlatlarımızın ve milletimizin geleceğini tehdit eden içki ve uyuşturucu bağımlılığı, kumar ve bahis gibi marazların önüne geçmediğimiz müddetçe, kadına yönelik şiddetin de önünü tam anlamıyla kesemeyiz. Araştırmalar, şiddet ve bağımlılık arasında doğrudan bir irtibat olduğunu, birinin diğerini tetikleyip beslediğini ve nihayetinde kısır bir döngüye girildiğini çok net biçimde ortaya koyuyor. Bugün karşı karşıya olduğumuz aile içi şiddetin, davranış bozukluklarının, psikolojik sorunların, travmaların ve daha nice problemin içki ve kumar bağımlılığıyla derinleştiği bir gerçektir. Hâl böyleyken muhalefet bu tehlikeyi görmezden gelmekte; alkol ve kumar bağımlılığının yol açtığı felaketlere karşı gözlerini kapamaktadır. 31 Mart sonrası el değiştiren kimi belediyelerin ilk icraatlarından birinin, alkol tüketimini özendirici adımlar olmasını asla iyi niyetli bulmuyoruz. Çok açık ve net söylüyorum: Bunlar, yıllarca bu ülkeye dayatılan, bizim “vitrin modernleşmesi” dediğimiz jakoben modernleşme algısının tezahürlerden ibarettir. Tek parti faşizmi yıllarında millete illallah dedirten ne kadar uygulama varsa, daha sinsi yöntemlerle bugün de tedavüle konulmak istenmektedir.”

Muhalefetin, zihniyet itibarıyla 1940’larda takılıp kalmış durumda olduğunu söyleyen Erdoğan, ” Valsle, dansla, kadeh tokuşturmakla modern olacağını zannedenler, artık batının bile terk ettiği arkaik bir ideolojinin adeta son temsilcileridir. Elbette bu ülkede herkesin, her vatandaşımızın, her insanımızın “hayat tarzı” Anayasamızın güvencesi altındadır. Başkalarının özgürlük alanına girmediği müddetçe, isteyen istediğini giymekte, söylemekte, tüketmekte, istediği gibi davranmakta serbesttir ama 1940’ların faşizan uygulamalarının, “çağdaşlık” kılıfıyla tekrar millete dayatılmasına da eyvallah diyemeyiz. Hukuk ve demokrasi zemininde eleştirilerimizi dile getirir, tepkimizi ortaya koymaktan asla çekinmeyiz. Biz yarım asrı bulan siyasi hayatımızın her safhasında bunu yaptık. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığımızdan Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığımıza kadar milletimizin takdiriyle geldiğimiz her görevde insanımızın yaşam tarzına müdahale etmedik. Kimsenin de bize bir dayatmada bulunmasına, bu milleti hor görmesine, üstenci bir dille bu millete had bildirmesine rıza göstermedik. Ne hak yedik, ne de hakkımızın yenilmesine izin verdik. Bugün de aynı yerdeyiz, aynı hassasiyetle hareket ediyoruz.

Doğruluktan sapmıyor, yanlış bulduğumuz uygulamaları da açık yüreklikle ifade ediyoruz. Muhalefetin de bizimle aynı çizgiye gelmesini, millete karşı dayatmalara girmekten uzak durmasını arzu ve ümit ediyoruz” dedi.

Kadına şiddet konusunda sinema ve dizi sektörünün de artık kendine bir çeki-düzen vermesi gerektiğine inandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Kadın ve Demokrasi Vakfı KADEM’in yaptığı kapsamlı inceleme, maalesef reyting uğruna kadına yönelik şiddetin normalleştirildiğini gösteriyor. Bu konuda toplumu bilgilendirici olması gereken diziler, tam tersine, şiddeti teşvik eden meşrulaştıran, araçsallaştıran kötü bir rol oynuyor. Bunun engellenmesi noktasında hepimize, özellikle de yapımcılara, senaristlere, medya organlarına ve RTÜK’e sorumluluk düşmektedir” açıklamasını yaptı.

Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününde Beştepe’de gerçekleştirilen programda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’a Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Kadın Konukevlerinden hizmet alan kadınların “sıfır atık” konseptiyle yaptıkları Kadın Ana figürü hediye edildi. Kadın Konukevinde kalan kadınların atık gazete kağıdı ve şişe kapaklarıyla yaptıkları Kadın Ana figürü ilhamını Afyonkarahisar yöresine ait bir efsaneden alıyor. Programda ayrıca, tarihte kadını himaye etmek üzere kurulan 2 ayrı vakfın senedi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a takdim edildi.

Hülya Keklik

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Vali Aksoy Öğretmenler Günü kutlama programına katıldı Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy ve eşi Hülya Aksoy, 24 Kasım Öğretmenler Günü münasebetiyle düzenlenen kutlama programına katıldı. Osmangazi Üniversitesi’nde gerçekleştirilen program saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın söylenmesiyle başladı. Daha sonra şehit öğretmenler adına hazırlanan videonun seyredilmesiyle devam eden programda, Eskişehir’deki müzik öğretmenlerinden oluşan koro Türk halk müziğinin sevilen şarkılarından oluşan kısa bir konser verdi. “Sizler, geleceğimizi inşa ediyorsunuz” Öğretmenlik mesleğinin insanlık tarihinin en kutsal ve ölümsüz mesleği olduğunu ifade eden Aksoy, programda yaptığı konuşmada şunları söyledi; "Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk de “Yeni nesli, Cumhuriyet’in özverili öğretmen ve eğitmenleri, sizler yetiştireceksiniz; yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin yeteneğiniz ve özveriniz derecesiyle uygun olacaktır. Cumhuriyet; fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli koruyucular ister.” diyerek ülkemizin geleceğini öğretmenlerimize emanet etmiştir. Böylesine önemli bir sorumluluğu ilimizde ve ülkemizin dört bir yanında her türlü zorluğa göğüs gererek fedakârca yapan öğretmenlerimiz en içten saygıyı, minneti ve teşekkürü hak etmektedir. Öğretmenlerimiz, milletimizin varlığına ve bekasına her zaman olduğu gibi bugün de öncülük etmektedir. Bu mukaddes mesleği tercih eden, onun getirdiği maddi manevi sorumluluğu sırtlayan, öğrencisinin içindeki cevheri keşfeden, onlarda farkındalıklar oluşturan, onların gözlerinin içine hep dikkatle bakan sizler; geleceğimizi inşa ediyorsunuz. İçinizdeki bu meslek aşkı, toplum nezdindeki öneminizi ve değerinizi belirlemektedir. Her şartta vicdanıyla yol alan, şefkatiyle güven veren her bir öğretmenimize şahsım, öğrencilerimiz, velilerimiz adına tek tek teşekkür ediyorum. Evlatlarımızın aydınlık yarınları ve ülkemizin müreffeh geleceği, cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının Türkiye Yüzyılı olması sizin ellerinizdedir.” “Hayatı ve dünyayı değiştirme gücü taşıyan bilge ve fedakâr kişilerdir” Öğretmenlerin dünyayı değiştirme gücüne sahip olduğundan bahseden Vali Aksoy, “Öğretmenlerimizin yeni nesilleri, sorumluluk duygusu gelişmiş, güzel ahlâklı, teknolojiyi kullanan, araştıran, okuyan, hayatı seven iyi nesiller olarak yetiştirmeleri, geleceğe yapılan en büyük yatırımdır. Her ülkenin gelişmesi, ilerlemesi, vatandaşlarının potansiyelini harekete geçirebilme gücüne bağlıdır. Bunu sağlayacak olan ise nitelikli eğitimdir, eğitimin temel direği de öğretmenlerdir. Öğretmenler, insandan başlayarak toplumu, hayatı ve dünyayı değiştirme gücü taşıyan bilge ve fedakâr kişilerdir. Sözlerimin sonunda, sizlerle birlikte olmaktan duyduğum mutluluğu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Sizlere ve şahsınızda tüm öğretmenlerimize milletim ve Devletim adına şükranlarımı sunuyorum. Milli Eğitim Müdürümüz başta olmak üzere tüm eğitim yöneticilerine teşekkür ediyorum. Bu duygu ve düşüncelerle Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşmasında en önemli görevi üstlenerek geleceğimizin güvencesi çocuklarımızın eğitiminde ve yarınlara hazırlanmasında kutsal bir rol alan tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü içtenlikle kutluyorum. Geçtiğimiz günlerde trafik kazasında hayatını kaybeden Yeliz öğretmenimize Allah’tan rahmet diliyorum. Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, ebediyete irtihal etmiş öğretmenlerimize Allah’tan rahmet, emekli ve halen görevde olan öğretmenlerimize huzurlu bir yaşam diliyorum. Görevleri başında şehit düşen öğretmenlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum" dedi. Programda, Tepebaşı Milli Eğitim Şube Müdürlüğü emekli şube müdürü Yaşar Temur emekli öğretmenler adına bir konuşma yaptı. Mesleğe yeni başlayan öğretmenlerin yemin töreninden sonra mesleğe yeni başlayan öğretmenler adına ise Beden Eğitimi öğretmeni Gülsena Karakuyulu Ertunç konuştu. Vali Aksoy, programın sonunda yıl içinde emekli olan öğretmenlerin ‘Hizmet Şeref Belgeleri’ni takdim etti.
Kayseri Kayserispor: "Federasyonumuzun yanındayız" Kayserispor’dan yapılan açıklamada; Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu hakkında çıkan haberlerin motivasyon bozucu olduğu belirtilerek; "Federasyonumuzun yanında olduğumuzu açıkça ifade eder, tüm futbol camiasını sağduyu ve birlik olmaya davet ederiz" denildi. Kayserispor Kulübü, TFF ile ilgili açıklama yaptı. Sarı-kırmızılılardan mevcut yönetime destek mesajı verilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Son günlerde Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu ve yönetim kurulunu kastederek kamuoyunda istifa edeceğine yönelik motivasyon bozucu yazılı ve görsel medya ile sosyal medya platformlarında beyhude bir güruhun gereksiz bir çaba içinde olduklarına şahit oluyoruz. Bu süreçte, Türk futbolunun çıkarlarını her şeyin üstünde tutan bir duruş sergilemek, tüm kulüplerin ve paydaşların ortak sorumluluğudur. Zaman zaman birçok hakem hatasına maruz kalan bir süper lig kulübü olarak, TFF Başkanı Sayın İbrahim Hacıosmanoğlu ve yönetiminin, Türk futbolunun gelişimi ve başarısı adına önemli çalışmalar gerçekleştirdiğine inanıyoruz. Göreve geldikleri günden bu yana hem kulüplerin yapısal sorunlarının çözümüne hem de futbolumuzun uluslararası arenada daha güçlü bir yer edinmesine yönelik gösterdikleri çabaları takdir ediyoruz. Unutulmamalıdır ki, Türk futbolu, bu gibi kritik dönemlerde birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmek zorundadır. Yapıcı eleştirilerin her zaman futbolumuza katkı sağlayacağına inanıyor; ancak kişisel çıkarlar ya da anlık tepkilerle hareket etmenin Türk futboluna zarar vereceğini düşünüyoruz. Bu nedenle, TFF Başkanı ve yönetim kuruluna yönelik yapılan eleştirilerin yapıcı ve futbolumuzun geleceğine katkı sağlayacak nitelikte olmasının önemli olduğunu vurguluyoruz. Kayserispor Yönetim Kurulu olarak, İbrahim Hacıosmanoğlu ve ekibinin görevlerinin başında kalması gerektiğine olan inancımızı kamuoyuyla paylaşıyor; her türlü yapıcı eleştirinin dikkate alınarak, Türk futbolunun daha ileriye taşınması için birlikte çalışmanın elzem olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz. Bütün kulüplere eşit mesafede olan Sayın İbrahim Hacıosmanoğlu ve yönetiminin dün olduğu gibi bugün de yarın da üstlendikleri görevi liyakatle ve en iyi şekilde devam ettireceklerine inancımız tamdır. Türk futbolunun geleceği için hep birlikte dayanışma içinde olmamız gereken bu süreçte, federasyonumuzun yanında olduğumuzu açıkça ifade eder, tüm futbol camiasını sağduyu ve birlik olmaya davet ederiz."
Antalya ALKÜ Tazelenme Üniversitesinde ilk ders heyecanı Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesinin (ALKÜ) yoğun ilgi gören 60+ Tazelenme Üniversitesine yeni kayıt yaptıran öğrencilerine ilk ders etkinliği düzenlendi. Yaşlı bireylerin sağlıklı ve kaliteli bir yaşlılık geçirmeleri amacıyla sosyal, kültürel, fiziksel birçok alanlarda kurs, eğitim, seminer ve diğer faaliyetleri 60 yaş ve üzeri bireylere ulaştıran “ALKÜ 60+ Tazelenme Üniversitesi” heyecanlı öğrencileriyle eğitimlerine başladı. ALKÜ’de Hayat Boyu Öğrenme görüşüyle yapılan eğitim projelerinin arasında yer alan 60+ Tazelenme Üniversitesinin ilk ders etkinliği, ALKÜ Alev Alatlı Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Yaş almış bireylere ilk ders ALKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Oğuz Karahan tarafından verilirken programa, Tazelenme Üniversitesi Proje Koordinatörü Doç. Dr. Özgür Nalbant, projeye destek veren ALKÜ öğretim elemanları ve 60+ Tazelenme Üniversitesi öğrencileri katıldı. "Bilgiyle sınanmış tecrübe, hepsinden iyidir" Yoğun ilgi ve heyecanla başlayan programda konuşan ALKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Oğuz Karahan, “İnsan ömrü, her yaşta yeni bir hikâye yazmaya başlama cesaretini göstermektedir. Bizler için 60+ Tazelenme Üniversitesi; tam da bu hikâyenin baş kahramanlarının yan yana geldiği, bilgeliğiyle gençleşen kalplerin buluştuğu bir yerdir. ‘2024-2025 Öğretim Yılı 60+ Tazelenme Üniversitesi İlk Ders Etkinliği’nde hepinizi en içten duygularımla selamlıyorum. Tazelenme Üniversitesinin ilk dersine ev sahipliği yaparken bilgiye aç bir yürekte yaş sınırının olmadığını görüyoruz. Hepimiz biliyoruz ki bilgi öğrenilebilir ancak her zaman uygulanamıyor. Bu yüzden tecrübe bilgiden her zaman üstündür. Hele ki bilgiyle sınanmış bir tecrübe hepsinden daha iyidir. Bu nedenle sizlerin üniversitemizdeki varlığı, bizim yarının geleceğini teşkil eden gençlerimizin sizlerin tecrübesiyle değer kazanması çok önemlidir. Bilginin felsefeye, sosyal hayata ve gerçeğe dönüşebilmesinin tek yolunun tecrübe olduğuna inanıyorum. Sizler de iyi ki burada bizimlesiniz. Bu oluşumun içinde bulunmak, başta Rektörümüz Sayın Prof. Dr. Kenan Ahmet Türkdoğan ve biz akademisyenleri daima mutlu ediyor” dedi. "Diğer kampüslere örnek olduk" Proje Koordinatörü Doç. Dr. Özgür Nalbant, yaptığı konuşmada yeni dönemle birlikte toplamda 145 öğrenci sayısına ulaşıldığını kaydetti. Proje hakkında bilgi veren Doç. Dr. Nalbant, “Üniversitemiz, 2021 yılında uyguladığımız proje için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile protokol imzalayan yedinci üniversiteydi. Şu an protokol imzalayan üniversite sayısı 24 olmuştur. Bu üniversitelerin 18’inde eğitim başlamış ve devam etmektedir. Altı kampüste de en kısa sürede eğitime başlanacaktır. Önümüzdeki yıl sonunda kampüs sayısının 35-40 arası olacağı öngörülmektedir. Bu projeden faydalanan yaş almış birey sayısı binlerle ifade edilmektedir. Yaş almış birey sayısının her geçen gün arttığı düşünüldüğünde bu durum oldukça sevindiricidir. 2021 yılında yola çıktığımızdan bu yana sadece üç yıl oldu, bizler kısa sürede ALKÜ Tazelenme Üniversitesi çatısı altında bir aile olduk ve gittikçe de büyüyoruz. Kampüs olarak yaptığımız çalışmalarla diğer kampüslere örnek olduğumuz ve takdir edildiğimiz için gururluyuz. Daima yanımızda olduğunu bildiğimiz Rektörümüz Prof. Dr. Sayın Kenan Ahmet Türkdoğan ve üniversitemizin tüm akademik ve idari personeline teşekkür ederim. 2024-2025 Öğretim yılının hayırlı olmasını diyorum” diye konuştu. İlk ders etkinliğinin ardından gönüllü olarak Tazelenme Üniversitesine destek olan akademik, idari personel ile şehirdeki paydaşlara teşekkür belgesi verildi. Ardında programa katılanlar ile hatıra fotoğrafı çekildi.
Tekirdağ Süleymanpaşa’da olumsuz hava şartlarına rağmen yol çalışmaları devam ediyor Tekirdağ Süleymanpaşa Belediyesi, kış mevsimi ile birlikte gelen olumsuz hava şartlarının etkilerine rağmen yol çalışmalarına devam ediyor. Yolların rutin bakımı, tespit edilen hasarlı bölgeler ve vatandaşlardan gelen talepler doğrultusunda harekete geçen Süleymanpaşa Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri, geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiği çalışmalarla yine göz doldurdu. Altınova Mahallesi, Aydoğdu Mahallesi, Bahçelievler Mahallesi Gündoğdu Mahallesi, Namık Kemal Mahallesi, Topağaç Mahallesi ve Zafer Mahallesi’nde taş tamir çalışması yapan Süleymanpaşa Belediyesi ekipleri, Alınteri Sokak, Yağmur Sokak, Seda Sokak, Yunus Emre Sokak, Kırmızıgül Sokak, Gülçin Sokak, Filiz Sokak, Dilara Sokak, Dereli Sokak, Yalçınkaya Sokak, Başyiğit Sokak, Karahan Sokak, Softuoğlu Sokak ve Vekil Sokak’ta yol sorununu ortadan kaldırdı. Atatürk Mahallesi 300. Sokak, 301. Sokak, 302. Sokak, Namık Kemal Mahallesi İklim Sokak ve Elmas Sokak’ta yol tesviye ve malzeme serimi yapan Süleymanpaşa Belediyesi, Karadeniz Mahallesi Düzköy Caddesi’nde ise yağmur suyu hattı çekimi ve yastıklama çalışması gerçekleştirdi. Süleymanpaşa Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri Değirmenaltı Mahallesi Dereboyu Caddesi, Değirmenaltı Mahallesi Yılmaz Büyükerşen Caddesi, Ortacami Mahallesi Soysal Sokak ve Ortacami Mahallesi Yunus Bey Caddesi’nde ise kaldırım çalışması yaparak çalışmalarına devam etti.
Manisa Turgutlu Belediyesinin 25 Kasım videosu beğeni topladı Turgutlu Belediyesi ve Turgutlu Belediye Başkanı Çetin Akın’ın sosyal medya hesaplarından paylaşılan 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü videosu büyük ilgi gördü. Turgutlu Belediyesi ve Turgutlu Belediye Başkanı Çetin Akın, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü için bir video yayınladı. Çetin Akın’ın başkanlığa seçilmesinden sonra her özel günde farklı temalarda videolar yayınlayan Turgutlu Belediyesi, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nü de unutmadı. Turgutlu Belediye Başkanı Çetin Akın tarafından beş yıl önce kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla kurulan kadın basketbol ve voleybol takımlarıyla beraber Turgutlu Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi Tiyatro kursu öğrencilerinin oyuncu olarak yer aldığı Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü videosunda önemli mesajlar yer aldı. Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde içinde birçok mesajın yer aldığı video çok sayıda paylaşım ve büyük beğeni topladı. “Kadını sporda ve hayatın her alanında destekleyeceğiz” İlk sahnede bir erkek tarafından takip edilen bir kız çocuğu erkek tacizinden elindeki voleybol topuyla kurtuldu. İkinci sahnede aile içi şiddete şahit olan bir kız çocuğunun hentbol topuna sarılarak bu durumdan uzaklaştığı gösterildi. Üçüncü sahnede ise ekonomik sınıf ayrımı nedeniyle çalışmak zorunda kalan bir kız çocuğunun hayallerinin peşinden gitmesi ve ilk denemesinde başarısız olurken basketbol takımı oyuncuları ellerini uzatarak hayallerine ulaşması için destek oldu. Son sahnede basketbol ve voleybol oyuncuları kameraya doğru kararlı bir şekilde yürürken Çetin Akın tarafından şu sözler seslendirildi: "Kadına yönelik tacize, şiddete, kadın cinayetlerine ve cinsiyet ayrımcılığına karşı mücadelemize kararlılıkla devam edecek, kadını sporda ve hayatın her alanında destekleyeceğiz. Bu kötülüklerin son bulduğu Türkiye hayalimiz için hiç durmadan çalışacağız. Size söz!" Videoda yer alan Lidya Garden City Turgutlu Belediyespor Kadın Basketbol takımının formalarında kadın cinayetleriyle hayattan koparılan kadınların isimleri yazıyorken, voleybol takımında ise Diyarbakır’da cinayeti tam olarak hala aydınlatılamayan Narin Güran’ın sliueti bulunuyor. Ayrıca karanlık bir sahne ile başlayan video sonuna doğru daha aydınlık bir sahneye geçiyor ve karanlıktan aydınlığa uzanan bir süreç sahneleniyor. Fark oluşturan çalışmalara imza atıyorlar Turgutlu Belediyesi ve Turgutlu Belediye Başkanı Çetin Akın kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri konusunda bundan önce de fark oluşturan çalışmalara imza atmıştı. 2019 yılındaki yerel seçimler sonrası göreve gelen Başkan Akın, kadın basketbol ve kadın voleybol takımlarını kurarak, "Kadını hayatın her alanında olduğu gibi sporda da destekleyeceğiz" demişti. Spor takımları kurulduğu günden bu yana verdikleri sosyal mesajlar ve paylaşılan videolarla birçok kez gündeme gelmişti.