ASAYİŞ - 14 Eylül 2024 Cumartesi 14:57

Boşanma aşamasındaki eşini tabancayla öldürdü

A
A
A
Boşanma aşamasındaki eşini tabancayla öldürdü

Ankara’da bir adam, tartıştığı boşanma aşamasındaki eşini tabancayla vurarak öldürdü.


Olay, Çankaya ilçesinde yer alan Sıhhiye metro istasyonunda meydana geldi. Alınan bilgilere göre, bir adam, boşanma aşamasındaki eşiyle bilinmeyen bir nedenden dolayı tartışmaya başladı. Tartışmanın alevlenmesinin üzerine belindeki tabancayı çıkaran adam, eşini sırtından vurdu. Saldırının ardından silahı elinden atan adam çevredekilerin müdahalesiyle etkisiz hale getirildi ve ihbar üzerine bölgeye gelen polis ekiplerine teslim edildi. Vurulan kadının hayatını kaybettiği öğrenilirken, gözaltına alınan saldırganın emniyetteki işlemlerinin devam ettiği öğrenildi.


Olayla ilgili konuşan esnaf Yasın Sabırlı, “Silah sesi duydum. Metroya indiğimde iki yaşlı adam bir kişinin üzerine çökmüştü. Silah da merdivenin önünde duruyordu. Daha sonra bir polis geldi. Adamın silahını ayağımın altına aldım polise doğru itekledim ve ’silahı al’ dedim. Daha sonra polisler, saldırgana kelepçeyi taktı ve yere yatırdı. Kadın böbreğinin arkasından vurulmuştu. Ardından diğer polisler de geldi. Sonra da ambulans geldi, sağlık ekipleri kadını götürdü. Kadın nefessiz yatıyordu. Saldırgan, ’o benim karım’ dedi. Başka da bir şey demedi. Polisler adamı götürdü” dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İsrail İstihbarat Servisi’ne casusluk yapılması iddiasına ilişkin davada karar İsrail İstihbarat Servisi’ne casusluk yaptıkları iddiasına ilişkin görülen davada karar çıktı. Mahkeme, 2 sanığı ‘yasaklanan bilgilerin casusluk maksadıyla temini’ suçundan 8’er yıl 4’er ay hapis, 35 sanığı ise 6’şar yıl 8’er ay hapis cezasına çarptırdı. Türkiye’de yaşayan Filistinli aktivistler ile İsrail’in Filistin politikasına muhalif kişilere yönelik eylem hazırlığında oldukları ve İsrail İstihbarat Servisi’ne casusluk yaptıkları iddia edilen sanıkların yargılandığı dava İstanbul 28.Ağır Ceza Mahkemesi’nce karara bağlandı. 8’er yıl 4’er ay hapis cezası Duruşmada kararını açıklayan mahkeme, sanıklar Ahmet Koray Özgürün ve Alperen Erkut’u ‘yasaklanan bilgilerin casusluk maksadıyla temini’ suçundan 8’er yıl 4’er ay hapis cezasına çarptırarak tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. 35 sanığa 6’şar yıl 8’er ay hapis cezası 35 sanığı ise aynı suçtan 6’şar yıl 8’er ay hapis cezasına çarptıran heyet, bu sanıklar hakkında ‘yurt dışına çıkış yasağı’ şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmasına hükmetti. Mahkeme heyeti ayrıca, 19 sanığın ‘yasaklanan bilgilerin casusluk maksadıyla temini’ suçunu işlediklerinin sabit olmadığı gerekçesiyle beraatına karar verdi. İddianameden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, İsrail istihbarat servisinin, internet tabanlı mobil uygulamalar üzerinden uzaktan, çevrim içi operasyon ekibi oluşturduğu, bu ekip vasıtasıyla uzaktan kaynak temini, canlı kurye ile kaynaklarına para transferi ve sahadaki hedeflerine yönelik taktik bazlı işler yapılmasının amaçlandığı aktarıldı. Hazırlanan iddianamede, ilk temasın, cep telefonlarına kodlanan Telegram ve WhatsApp uygulamaları, sosyal medya hesapları, Linkedin, e-posta üzerinden sağlandığı, irtibatın operasyonel Telegram ve WhatsApp uygulamaları üzerinden sürdürüldüğü, kesinlikle görüntülü veya sesli görüşme yapılmadığı, yapılan işler karşılığında ödemelerin uluslararası para transfer şirketleri, kripto paralar, havale ofisleri ve canlı kuryeler vasıtasıyla gerçekleştirildiği belirtildi. İddianamede, profesyonelce yapılması istenilen işlerde dedektiflerden, taktik işlerde ise ağırlıklı olarak şüphe uyandırmayan şahıslardan yararlanıldığı, dedektiflere biyografik bilgi toplama, keşif tahkikat, fotoğraf/video dokümanter, canlı takip, takip cihazı yerleştirme, canlı kurye bulma ve siber faaliyet görevlerinin verildiği, İsrail istihbarat servisinin iş yaptırdığı şahısların, gelen taleplerin sebebini, amacını, oluşturacağı maddi/manevi zararı ve oluşturacağı milli güvenlik açığını fark ettikleri halde faaliyetlerini sürdürdükleri, aynı zamanda muhataplarının kimliklerini gizleme gayretini, yapılan ödemeler karşılığında fatura kesmemesini, yurt dışında bulundukları halde Türkiye’deki şahıslar (canlı kurye) vasıtasıyla ödeme yapılmasını şüpheli bulmakla birlikte maddi kazançlarını ön planda tuttuklarının belirtildiği kaydedildi. Hazırlanan iddianamede, 57 şüphelinin ‘devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme’ suçundan 15’er yıldan 20’şer yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.
Muğla Vali Akbıyık: “Canlarını ortaya koymaktan çekinmediler” Türkler kadar vatanı, milleti ve üstlendiği görevi uğruna en kıymetli varlığı olan hayatını, seve seve feda edecek kimsenin olmadığını ifade eden Muğla Valisi Dr. İdris Akbıyık; “Atalarımız şehitlik ve gazilik mertebesine erişmek amacıyla canlarını ortaya koymaktan çekinmediler” dedi. Muğla Valisi Dr. İdris Akbıyık, 19 Eylül Gaziler Günü dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Vali Akbıyık mesajında “Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 19 Eylül 1921 tarihinde, istiklal mücadelesinde gösterdiği üstün başarılardan dolayı, Mustafa Kemal Atatürk’e ‘Mareşal’ rütbesi ile ‘Gazi’ unvanının verildiği bu günü her yıl gazilerimize duyduğumuz minnet ve şükran duygularının bir ifadesi olarak Gaziler Günü olarak kutlamaktayız. Bütün gazilerimizin Gaziler Günü’nü kutluyorum. Dünya üzerinde bir başka millet gösterilemez ki Türkler kadar vatanı, milleti ve üstlendiği görevi uğruna en kıymetli varlığı olan hayatını, seve seve feda etsin. Tarihi şan, şeref ve nice kahramanlıklarla dolu olan milletimiz, yüreğindeki bu yüce ruhu ve gücü; inancından, vatanına ve milletine olan bağlılığından almıştır. İşte, Türk milleti, ayakta kalmasını, tarihe altın harflerle geçen zaferler kazanıp destanlar yazmasını, bu kutsal ideale sarılarak güç almasına borçludur. Atalarımız; yiğitlik, cesaret ve mertlik hasleti ile vatan için ölüm korkusu, menfaat, şan ve şöhret beklentisi olmadan şehitlik ve gazilik mertebesine erişmek amacıyla canlarını ortaya koymaktan çekinmemişlerdir. Milli bilincimize göre, vatan savunmasında ya da kutsal değerlerin korunmasında, görev başında can vermenin ‘şehitlik’, sağ veya malul kalmanın ise ‘gazilik’ anlamı taşıdığına canı gönülden inanılır. Ayrıca kutsal ve şerefli mertebeler olarak addedilen şehitlik ve gazilik payeleri anayasamızca da teminat altına alınmıştır. Devlet ve millet uğruna verilen tüm kutsal mücadelelerde canını ve kanını esirgemeyen gazilerimiz ve şehitlerimizin yakınlarının taşıdıkları onura yaraşır bir şekilde hayatlarını devam ettirebilmeleri, hak ettikleri saygıyı görmeleri ve sorunları ile yakından ilgilenilmesi toplum ve devlet olarak en büyük sorumluluğumuzdur. Onlara karşı devletimiz ve aziz milletimizin gönül ve şefkat kapılarının sonuna kadar açık olduğunu, devletimizin tüm kurum ve kuruluşları ile imkânlarının her an onların yanlarında olduğunu ifade etmek isterim. Aziz şehitlerimiz ve gazilerimizin üstün mücadelesi, tarihin altın sayfalarında parlamaktadır. Onların hatırası kalbimizde ve millî hafızamızda ebediyen yaşayacaktır. Bu minnet ve şükran duyguları içinde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere, tarihimize yön veren aziz şehitlerimiz, ebediyete irtihal eden gazilerimize Allah’tan rahmet diliyor, hayatta olan gazilerimize ise aileleriyle birlikte sağlıklı uzun ömürler diliyorum” ifadelerine yer verdi.