ASAYİŞ - 08 Temmuz 2024 Pazartesi 16:09

Boşandığı eşinin iftirası sebebiyle cezaevine gönderildiğini iddia eden adam beraat etti

A
A
A
Boşandığı eşinin iftirası sebebiyle cezaevine gönderildiğini iddia eden adam beraat etti

Ankara’da bir kadın, kim olduğu bilinmeyen bir kişi tarafından uğradığı kezzap saldırısından boşanma aşamasındaki eşini sorumlu tuttu. İki buçuk ay cezaevinde kalan şüpheli koca ise delil yetersizliği sebebiyle serbest bırakıldı. İftira sebebiyle hapse girdiğini söyleyen koca, eşi tarafından defalarca aldatıldığını ileri sürdü.


Çankaya’da 2023’ün Ocak ayında meydana gelen olayda, Ö.A. (40), kimliği belirsiz bir kişi tarafından kezzapla saldırıya uğradı. Hastaneye kaldırılan kadın tedavisinin ardından taburcu olurken, olayın sorumlusu olarak boşanma aşamasındaki eşi Mustafa Azim’i (50) gösterdi. Şüpheli olarak gözaltına alınan koca, iki buçuk ay tutuklu olarak yargılandıktan sonra delil yetersizliği sebebiyle serbest bırakıldı. Eşinin kendisini defalarca aldattığını ve bu sebepten dolayı boşandığını ileri süren Azim, çocuklarının velayet meselesi sebebiyle iftiraya uğradığını söyledi. 3 yıl süren dava sürecinin ardından eşinden boşanan Azim, hapse girdiği için işlerinin bozulduğunu ve itibarının zedelendiğini ifade etti. Mağdur olduğunu söyleyen Azim, eşinin birilerini korumak için çocuklarının ifadelerini değiştirtmeye çalıştığını ileri sürdü. Sonuçlanan boşanma davasında ise mahkemeye 10 ve 7 yaşındaki iki kız çocuğunun velayetini baba Azim’e verdi. Mahkeme, ayrıca anne Ö.A.’ya, çocuklar 18 yaşına gelene kadar görüş yasağı verilmesine ve eski eşine nafaka ödenmesine hükmetti.



"Şüphelerim vardı"


Aldatıldığını söyleyen Azim, “2021 yılından beri eşimle boşanma sürecimiz devam ediyordu. Zina nedeniyle dava açmıştım ve sayısız delille de ispat ettim. Çocukların velayeti de mahkeme kararıyla bana verilmişti. Bazı delillerden dolayı da anneye görüş yasağı getirilmişti. Şüphelerim vardı. Aynı anda iki kişi ile görüşürken yakaladım. Ardın da görüştüğü diğer kişilere ulaştım. Bu kişilerden 9 binden fazla delil elde ettim. 427 tanesini avukatım dosyaya koydu. Boşanma davası 3 sene sonra sonuçlandı. Karşı taraf 100 bin lira tazminat ödemek zorunda kaldı. Çocukların görüş yasağının 18 yaşına kadar devam etmesine karar verildi” dedi.



“Çocukların ifadesini değiştirmek istiyor”


Suçsuz olduğunun ispat edildiğini belirten Azim, “Beni cezaevine göndertip, çocukların ifadesini değiştirmek istiyor. Olayın olduğu günün akşamı işten çıkıp evime geldim. Kamera kayıtlarında evime girdiğim ve polisler beni almaya gelene kadar çıkmadığım anlaşılıyor. Olaydan 2 saat önce evime geldiğim belli. Binanın ön kapısından başka girişi çıkışı olmadığı da kanıtlandı” ifadelerine yer verdi.



“O olayı yapan ben değilim”


Hayatının alt üst olduğunu söyleyen Azim, “Kendisine kezzap atılmış. Bu durumdan dolayı beni suçluyor. Bu nedenden dolayı 2 buçuk ay cezaevinde kaldım. Ne zaman çıkacağım belli olmadığı için iş yerim kapadı. Çocuklarım rezil oldu. Bu kayıpların hepsinin bedelini yasal yollarla almaya çalışacağız. Hayatım mahvoldu, hayatımı bitirdi. O olayı yapan ben değilim. Belki de canını yaktığı birisi yaptı. Olay saatinde farklı yerde olduğumu ispatladım” diye konuştu.



“Tanıklarımızla da bu durumu ispat ettik”


Azim’in avukatı Merve Sena Kutbay ise, “Müvekkilime çocukların geçici velayeti verilmişti. Annenin, çocukları istismar ettiği gerekçesiyle velayet ondan alınmıştı. Bu nedenden olduğunu değerlendiğimiz bir suç olayı gerçekleştirildi. Davalı kadın kendisinin kimyasal maddeyle yakıldığını söylüyordu. Bunu da eski eşkinin yaptığını beyan ediyordu. O güne ilişkin müvekkilin evine geldiği ve evinden ayrılmadığı, apartmanın tek giriş çıkışının olduğu ve kendisinin de üçüncü katta yaşadığı kamera kayıtlarında görülüyordu. Olay yerinde hiç olmadığı ise tespit edildi. Tanıklarımızla da bu durumu ispat ettik ve delil yetersizliği sebebiyle berat ettik” dedi.



“Müvekkilim maddi ve manevi çok fazla sıkıntı yaşadı”


Karşı taraftan şikayetçi olacaklarını dile getiren Avukat Kutbay, “Arada bir boşanma davası ve istismar var. Çocuklar bu süreç içerisinde istismar edilmiş. Müvekkil şikayet etmiş, kişisel görüş yasağı getirilmiş. Müvekkilin elinden çocuklarının alınmasının tek yolu ise bir şekilde hapse girmesiydi. Boşanmaları da gerçekleşmiş durumda. Zina nedeniyle davanın kabulüne karar verildi. Müvekkile tazminat ödenmesine, velayetin verilmesine ve nafakaya karar verdi. Şikayet hakkımızı kullanacağız. Müvekkilim maddi ve manevi çok fazla sıkıntı yaşadı” şeklinde konuştu.



Boşandığı eşinin iftirası sebebiyle cezaevine gönderildiğini iddia eden adam beraat etti

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Başkan Büyükkılıç; "Zenginlikler şehri Kayseri’mizi daha da zenginleştirmeye çalışıyoruz" Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç; AK Parti Kayseri Milletvekili Murat Cahid Cıngı, Kayseri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafa ve Türkiye Aşçılar Federasyonu Zeki Açıköz ile Kayseri Gastronomi Günleri’nde gerçekleşen Gastronomi Paneli’nde bir araya geldi. Türkiye’nin en büyük millet bahçelerinden Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi’nde Kayseri Üniversitesi tarafından düzenlenen panelde konuşan Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, bu önemli ve güzel organizasyonda emeği geçen Vali Gökmen Çiçek ile herkese teşekkür ederek, bir şehrin altyapı sorunları varken bu türden etkinliklere yönelmesinin düşünülemeyeceğini ve Kayseri’de altyapı sorunu olmayan bir şehir düzeyine ulaştıklarını dile getirdi. Yerel yönetim anlamında emeği geçen tüm belediye başkanlarına teşekkür eden Büyükkılıç, “Kayseri’mizi çok seviyoruz. Kayseri’mizde yaşayanlara hizmet etmeyi ibadet biliyoruz. Bu tür etkinlikler ile adeta zenginlikler şehri Kayseri’mizi daha da zenginleştirmeye çalışıyoruz” dedi. Başkan Büyükkılıç, Kayseri Üniversitesi’nin bir paydaştan öte Kayseri’nin bu türden alanlarda yaptığı çalışmalar ile değişik şehirlerde adeta madalyalar alarak, Kayseri’yi gururlandırmasından dolayı da Rektör Karamustafa’yı ve ekibini kutladı, akademisyenleri tebrik etti, öğrencilere teşekkür etti. Kayseri’nin hep olumlu olarak anılmaya layık bir şehir olduğunu vurgulayan Büyükkılıç, “Bizim ekibimizle birlikte gerek Büyükşehir, gerek ilçe belediyelerimiz el ele vermek suretiyle, bu şehrimizi daha iyi nasıl tanıtırız, dostlarımıza nasıl hizmet ederizin kaygısından başka bir kaygımız yok. Her ürünü kendi ürünümüz gibi her işi kendi işimiz gibi biliyor, hiçbir işe kayıtsız kalmamayı çok önemsiyoruz” dedi. Kayseri’de gastronomi alanında çok büyük çalışmalar yapıldığı kanaatinde olduğunu dile getiren Büyükkılıç, el ele vermek suretiyle bunun fazlasını yapacaklarını dile getirdi. Gastronomi Günleri’nin dolu dolu geçeceğini paylaşan Büyükkılıç, gastronomi ve diğer sosyal faaliyetleri ile ilgili bilgiler vererek, yakın süreçte gerçekleşecek 7’nci Kitap Fuarı’ndan bahsetti ve herkesi fuara davet etti. Büyükkılıç konuşmasının sonunda Kayseri’nin yemek kültürü, tarihi ve turistik özellikleri ile değerlerinden de bahsederek, panel katılımcılarını bilgilendirdi. AK Parti Kayseri Milletvekili Murat Cahid Cıngı ise sektöre yönelik bilgiler paylaşarak, millet bahçesinin şehre farklı bir hava kattığını ve Büyükşehir Belediyesi tarafından böylesine etkinlere ev sahipliğini yaptığını aktardı. Cıngı, Erciyes A.Ş. sorumlusu olduğu dönemde Başkan Büyükkılıç’tan, kendilerinin şehrin turizmi noktasında ne talepleri olsa ikiletmediğini söyledi. Şehrin turizm noktasında kazanımlarının artmasının gerekli olduğuna değinen Cıngı, Kayseri mutfağından da bahsederek gastronomi turizminin şehir ekonomisi noktasında büyük rolü olduğunu belirtti. Cıngı son olarak Büyükşehir Belediyesi’nin turizm alanında çok fazla katkı sağladığını dile getirerek, kentteki kültür ve turizm altyapısı ile yatırım ve çalışmaları dolayısıyla Başkan Büyükkılıç ve Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür etti. Kayseri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafa da Erciyes Dağı gibi yüce bir dağın eteğinde kış turizmiyle, tabiatıyla, sahip olduğu kültürel değerleri ile gastronomisi ile ve bütün değerleri ile köklü, kadim kültürün bütün bileşenlerini taşıdığını ifade ettiği Kayseri’ye gelen konukları ‘hoş geldiniz’ diyerek karşıladı. Rektör Karamustafa, Büyükşehir Belediyesi’nin himayesinde, organizasyonunda, Başkan Büyükkılıç’ın destekleri ile şehrin her kurum ve kuruluşunun sahiplenmesi ile gastronomi festivalinin gastronomi şehri Kayseri’de gerçekleştirildiğine işaret ederek, söz konusu çalışmaların Türkiye turizmi açısından önemli bir değer oluşturmakta olduğunu sözlerine ekledi. Rektör Karamustafa konuşmasında, gelecek yıl Kayseri Üniversitesi ev sahipliğinde Uluslararası Gastronomi Kongresi’nin düzenleneceğini de duyurdu. Birçok turizm türü olduğunu dile getiren Rektör Karamustafa, panelde Türkiye’deki turizm ve gastronomi alanına ilişkin bilgiler paylaştı. Dünyanın en büyük gastronomi festivalinin yapılabileceği bir parkta olduklarını vurgulayan Türkiye Aşçılar Federasyonu Zeki Açıköz ise Başkan Büyükkılıç ve emeği geçen herkese Gastronomi Günleri dolayısıyla teşekkürlerini iletti. Başkan Açıköz konuşmasında ayrıca gastronomi dünyasındaki gelişmeler ve tecrübelerini aktararak yöresel tatlara ve değerlere öncelik verildiğini ve bunun gerekli olduğunu vurguladı. 868 ve 869 kodlu üretimi Türkiye’ye ait ürünlerin tercih edilmesinde duyarlılık gösterilmesi gerektiğine de işaret eden Açıköz, “İyi olmak yetmez, iyi kalmak da gerekir” diyerek gastronomiye önem vermenin şehre önem vermek anlamına geldiğini paylaştı. Açıköz son olarak Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi’nde dünyanın en büyük gastronomi festivalinin yapılabileceğini, hatta millet bahçesinin Türkiye’nin gastronomi merkezi olabileceğini dile getirerek “Bu yapılabilir mi, başkanım gibi çalışkan belediye başkanları ve sizin gibi rektörler, bizim gibi bu işin emektarları olursa yaparız” dedi. Panel sonunda günün anısına toplu hatıra fotoğrafı çektirildi.
Gaziantep Gaziantep’te “Filistin ile Dayanışma Gecesi” programı düzenlendi İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği katliam ve soykırımın yıl dönümü nedeniyle düzenlenen “Filistin ile Dayanışma Gecesi” programında Gazze’deki zulüm kınandı. Ortak Basın Platformu tarafından İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği katliam ve soykırımın yıl dönümü nedeniyle “Filistin ile Dayanışma Gecesi” programı düzenlendi. Şahinbey Kongre Merkezi’nde düzenlenen program, İstiklal Marşı ve Kur’an-ı Kerim’in okunmasıyla başladı. İsrail’in Gazze’ye saldırılarının yıl dönümü dolayısıyla Filistin’e destek için düzenlenen programda Kudüs ve Gazze şiiri okundu. Program İsrail’in Gazze’ye yönelik gerçekleştirdiği saldırıları konu alan sinevizyon gösterimi ile devam etti. Program daha sonra yapılan konuşmalar ile devam etti. Gazeteci-Yazar Hamza Mercanoğlu’nun moderatörlüğünü yaptığı programda Araştırmacı-Yazar Mehmet Ali Bulut ve Filistinli akademisyen Dr. Nihad Abunasser birer konuşma yaptı. Gazze’nin sadece Müslümanların değil insanlığın meselesi olduğunu söyleyen Araştırmacı-Yazar Mehmet Ali Bulut, tüm insanlığın Gazze’deki soykırıma karşı durması gerektiğini söyledi. Gazze konusundaki sorumluluğun en büyüğünün Müslümanlara düştüğünü belirten Bulut, dünyanın gözü önünde gerçekleşen soykırıma dikkat çekti. Gazze’nin bütün insanlıkta İslami uyanışı başlattığını belirten Bulut, "Şu anda yeryüzünün en şerefli halkı Gazze halkıdır. Gazze’de yaşayan Müslümanlar açlığa, susuzluğa ve soykırıma rağmen ABD, İngiltere ve Fransa’ya meydan okuyor. Gazze halkı ümmetin onurudur. Gazze halkı ümmetin iftiharıdır. Gazze sadece Müslümanların meselesi değil insanlığın meselesidir. Tarih 2 milyar Müslümanın Gazze’de yaşayan Müslümanları nasıl yalnız bıraktıklarını yazacaktır. Gazze ve Filistin insanlığın yüzüne vurulmuş bir şamardı, Gazze halkı muhakkak kazanacaktır. Bizim gibi heyecanını yitirmiş Müslümanların yerine, kalpleri iman ile dolu Müslümanlar geliyor. Gazze halkı muhakkak kazanacaktır" dedi. Filistinli akademisyen Dr. Nihad Abunasser de İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının yeni olmadığına dikkat çekti. Gazze’deki işgal ve soykırımın 100 yıldır devam ettiğini belirten Abunasser, "Aksa Tufanı’ndan bu yana Gazze’de yaşananların aslında çok küçük bir kesitini görüyorsunuz. Çünkü haberler de bir kısmını veriyor. Bu gördüğünüz dehşet korkunç manzaralar, rakamlar maalesef artık sıradanlaştı. Artık rakamalar takip ediliyor. Hatta bazıları bizi suçluyor. Sanki işgalci İsrail değil de Müslümanlarmış gibi lanse ediliyor. Bu da akıl işgalinin ispatıdır" diye konuştu.
Bursa Başkan Bozbey, “Mudanya Mütarekesi çok iyi anlatılmalıdır” Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından Mudanya Mütarekesi’nin 102. yıldönümü münasebetiyle ‘Uluslararası Mudanya Mütarekesi ve Kültürel Miras Sempozyumu’ düzenlendi. İki gün boyunca yerli ve yabancı birçok akademisyenin Mudanya Mütarekesi üzerine görüşlerini sunduğu sempozyum, ‘Belediye Başkanları ve Kent Konseyi Başkanları Forumu’ ile sona erdi. Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa Uludağ Üniversitesi, Mudanya Belediyesi, Çekül Vakfı ve Bursa Okulu işbirliğiyle düzenlenen ‘Uluslararası Mudanya Mütarekesi ve Kültürel Miras Sempozyumu’, iki gün boyunca yurt içinden ve yurt dışından çok sayıda akademisyenin katılımıyla Mudanya’da düzenlendi. Tirilye Kültür Merkezi’nde 5 farklı oturumun düzenlendiği sempozyum, Mudanya Mütareke Meydanı’ndaki ‘Belediye Başkanları ve Kent Konseyi Başkanları Forumu’ ile sona erdi. Moderatörlüğünü Gazeteci-Yazar Yüksel Baysal’ın üstlendiği oturumda, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy ve Mudanya Kent Konseyi Başkanı Ozan Kozan konuşmacı olarak katıldı. “Gelecek kuşaklara Mudanya Mütarekesi çok iyi anlatılmalıdır” Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Uluslararası Mudanya Mütarekesi ve Kültürel Miras Sempozyumu’na katkı sunan tüm katılımcılara teşekkür etti. Mudanya Mütarekesi’nin Lozan’a giden süreçte Türkiye’nin elindeki en önemli güç olduğunu belirten Başkan Mustafa Bozbey, bu sayede Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusunun elde edildiğini anlattı. Mudanya Mütarekesi’nin basite alınacak bir süreç olmadığını ifade eden Başkan Bozbey, “9 gün süren mücadelenin sonunda kazanan taraf, Türkiye Cumhuriyeti olmuştur. Doğu Trakya hiç silah kullanılmadan kazanılmıştır. Gelecek kuşaklara Mudanya Mütarekesi çok iyi anlatılmalıdır. İsmet Paşa’nın mücadelesini hatırlamak gerekiyor. Türkiye’nin tapusunun elde edildiği Lozan, buradan çıkarılmış onurlu mücadelenin sonucudur. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ü ve İsmet İnönü’yü minnetle anıyorum” dedi. “Değerlerimizi de korumak zorundayız” Mudanya’nın kültürel mirasının da konuşulması gerektiğini dile getiren Başkan Bozbey, Mudanya’nın yaklaşık 2800 yıllık tarihi birikime sahip olduğunu hatırlattı. Mudanya’nın çok kimlikli bir kent olduğunu söyleyen Başkan Bozbey, “Üzgünüm ki kültürel miras konusunda sınıfta kalmışız. Birçok kültürel değerimizi kaybettik. ÇEKÜL’ün verdiği mücadele sonucunda kültürel mirasımız tekrar geri kazanılmaya başlandı. Mudanya Mütarekesi’ne sahip çıktığımız gibi geçmişten kalan değerlerimizi de korumak zorundayız. Geçmişte yapılan mücadeleleri kendimize örnek alarak geleceği oluşturma peşindeyiz. Kent konseyleri de halk ile resmi kurumlar arasında önemli sorumluluğu bulunan kurumlardır. Kent konseylerine bu anlamda büyük önem veriyoruz” diye konuştu. "Muazzam bir kültürün üzerinde yaşıyoruz” Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, Mudanya Mütarekesi’nin gerçek değerini anlatabilmek için yola çıktıklarını, bu anlamda ciddi bir program hazırladıklarını belirtti. Katkıda bulunan herkese teşekkür eden Dalgıç, Türkiye Cumhuriyeti’ndeki tüm öğrencilerin Mudanya’ya gelerek Mudanya Mütarekesi’ni öğrenmesi gerektiğini vurguladı. Mudanya’da büyük bir kültürel mirasa sahip olduklarını anlatan Dalgıç, “Mudanya çok özel bir yer. Bu potansiyeli ortaya çıkarmak ve kültürel mirası gelecek nesillere taşımak istiyoruz. Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mustafa Bozbey, birçok kültürel mirasımızın tekrar kazanılması için bize destek oluyor. Derin bir işbirliği içerisindeyiz. Mudanya Mütarekesi bizim en önemli kültürel mirasımızdır. Denizin içerisinde de bizim kültürel mirasımız var. 11 noktada arkeolojik kalıntılar var. 2700 yıllık Myrleia antik kenti var. Muazzam bir kültürün üzerinde yaşıyoruz. O yüzden hep birlikte çok çalışıyoruz. Öte yandan kent konseyleri bizim paydaşımızdır. Birlikte önemli çalışmalara imza atıyoruz” dedi. Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, kent konseylerinin önemi ve işlevi hakkında bilgi verdi. Mudanya Mütarekesi’nin önemi üzerine de düşüncelerini açıklayan Aksoy, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atılmasını sağlayan en önemli mütarekelerden birisinin Mudanya’da yapıldığını belirtti. Aksoy, “Türkiye Cumhuriyeti’nde özgür ve çağdaş bireyler olarak yaşıyorsak bunu Mudanya Mütarekesi’ne borçluyuz. Mudanya Mütarekesi’nin önemini bize unutturamayacaklarını biliyoruz. Atatürk ve İnönü sevgisi, çağdaş, demokratik ve laik ülke sevgisi içimize sinmiş bir duygudur. Hiçbir gücün bunu söküp atamayacağı bilinciyle buradayız” diye konuştu. Mudanya Kent Konseyi Başkanı Ozan Kozan, yürüttükleri çalışmalar ve projeleri hakkında katılımcılara bilgi verdi. Birçok akademisyenin katılımıyla yapılan toplantılarda 5 ana başlığın öne çıktığını anlatan Kozan, Mudanya Kent Konseyi olarak Mudanya Mütarekesi’nin neyi de ortadan kaldırdığını anlatabilmek adına iki başlık üzerinde çalıştıklarını dile getirdi. Kozan, “Birincisi, Mudanya Mütarekesi’yle 300 yıl süren toprak kaybı sürecine son verilmişti. Lozan Anlaşması’na giden yolda ne kadar değerli olduğunu anlatabilmek adına söylüyorum. İkincisi, Mudanya Mütarekesiyle birlikte yeni kurulan Türk ulusunun onuru ve şerefi kurtuldu. Asıl değerler bunlardır” dedi. Panelin ardından Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Doç. Dr. Hacer Karabağ Arslan tarafından Başkan Bozbey ve diğer konuşmacılara teşekkür belgesi takdim etti.