GÜNDEM - 18 Mart 2025 Salı 11:49

Bakan Güler: "Çanakkale’yi tarihimize altın harflerle yazdıran Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve ecdadımızı şükranla yâd ediyorum"

A
A
A
Bakan Güler: "Çanakkale’yi tarihimize altın harflerle yazdıran Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve ecdadımızı şükranla yâd ediyorum"

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, "Çanakkale’yi tarihimize altın harflerle yazdıran başta Anafartalar kahramanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere yaşadığımız toprakları bizlere vatan kılan ecdadımızı rahmet ve şükranla yâd ediyorum" dedi.


Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, ‘18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’ dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Çanakkale Zaferi’nin 110’uncu yıl dönümünün büyük bir gururla kutlandığını anımsatan Güler, aynı zamanda milli ve manevi değerler için şehit olan kahramanları rahmetle andığını belirtti. Bakan Güler, "18 Mart 1915’te, Anadolu’nun her bir köşesinden ve bugünkü gönül coğrafyamızdan gelip Çanakkale’de omuz omuza mücadele eden Mehmetçiklerimiz, yedi düvelin üstün savaş gücü ve teknolojisi karşısında, iman dolu göğüslerini siper ederek istiklal ve istikbalimizin teminatı olmuşlardır" açıklamasında bulundu.



"Çanakkale’yi tarihimize altın harflerle yazdıran Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve ecdadımızı şükranla yâd ediyorum"


Türk askerinin imkansızı mümkün kıldığını ve onların üstün cesareti ve fedakarlıklarının, milletin gönlünde ve hafızasında sonsuza kadar yaşayacağını kaydeden Güler, "Millî şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un, ‘Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?’ dizelerinde de ifade ettiği gibi Çanakkale Muharebeleri, tarihte eşine az rastlanır bir şekilde, amansız mücadelelere sahne olmuştur. Deniz ve kara savaşlarında dünyanın en büyük ordularına karşı Mehmetçiğin yazdığı destansı başarılar, şanlı Türk tarihindeki en mümtaz zaferlerden biri olarak bugün de ilham ve motivasyon kaynağımızdır. Bu vesileyle Türk İstiklal Harbi’nin ön sözü olan Çanakkale’yi tarihimize altın harflerle yazdıran başta Anafartalar kahramanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere yaşadığımız toprakları bizlere vatan kılan ecdadımızı rahmet ve şükranla yâd ediyorum" ifadelerine yer verdi



"Şehit ve gazilerimizin bizlere emanet ettikleri kutsal vatanı ilelebet korumak boynumuzun borcudur"


Bakan Güler, Çanakkale’de, Sarıkamış’ta, Millî Mücadele’de, Sakarya’da ortaya konan mücadele ruhunun aynı şekilde Kıbrıs’ta, terörle mücadele operasyonlarında ve 15 Temmuz’da da tezahür ettiğini ifade ederek, şu ifadelere yer verdi:


"Şüphesiz ki bu asil ruh, milletimizin karakterinde ebediyen varlığını sürdürecektir. Kahraman ecdadımızdan aldığımız ilhamla, Cumhuriyetimizin ikinci asrına başladığımız bu tarihî dönemde, ülkemizi daha güçlü ve aydınlık yarınlara ulaştırmak için çalışmalarımıza aralıksız devam ediyoruz. Bu çerçevede kahraman ordumuz da; hudutlarımızın güvenliğinin sağlanmasından terörle mücadeleye, Mavi ve Gök Vatanımızdaki hak ve menfaatlerimizin korunmasından uluslararası barış ve istikrarın desteklenmesine, geniş kapsamlı tatbikatların icrasından yerli ve millî savunma sanayimizin geliştirilmesine kadar birçok faaliyeti eş zamanlı olarak ve büyük bir başarıyla icra etmektedir. Elde edilen tüm bu başarılarda en büyük pay, elbette aziz şehitlerimize ve kahraman gazilerimize aittir. Onların bizlere emanet ettikleri bu kutsal vatanı ilelebet korumak ve gelecek nesillere miras bırakmak, boynumuzun borcudur."


Şehitlerin aziz hatıralarına daima sahip çıkılacağının altını çizen Güler, "Başımızın tacı olan şehit ve gazi ailelerimiz ile kahraman gazilerimizin, her daim tüm imkânlarımızla yanlarında olmaya devam edeceğiz. Aziz şehitlerimizin ruhları şad, mekânları cennet olsun" diye konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Ağaçlara bahar bakımı Bayburtlu üreticilere, meyve ağaçlarının budanmasıyla ilgili bilgilendirmede bulunuldu. Yapılan bilgilendirmede şu ifadeler kullanıldı: "Budama yapılmayan ağaçlarda; fazla verim nedeniyle dallar kırılır, sık dallanma sonucu iç kısımdaki dallar ışık almaz, periyodisite (ürün bir yıl var ve bir yıl yok) görülür. Meyve ağaçlarında budama, dal kesme, dal eğme, dal seyreltme, uç alma ve dalların açılarının genişletilmesi veya daraltılması gibi işlemlere denir. Bu işlemler genel olarak şunlar için yapılır; Ağaçlara istenilen şekli vermek, ağaçlarda meyve verimi ile sürgün oluşumunu dengelemek, periyodisitenin (ürün bir yıl var ve bir yıl yok) etkisini azaltmak, dal kırılma ve sarkmalarını azaltmak. Ne zaman budama yapılmalıdır? Kışları çok soğuk geçen bölgelerde ise budama yerlerinin soğuktan zarar görmemeleri için budamayı soğuklar geçtikten sonra; fakat ağaçlar uyanmadan önce yapmalıdır. Meyve ağaçlarının budanma şekli, meyve tür ve çeşidine, ağaçların yaşına, toprak ve iklim şartlarına, budamadan beklenen amaca ve ağacın gelişme gücüne göre değişir. Bu nedenle her meyve tür ve çeşidinin değişik iklim ve toprak şartlarındaki gelişme gücünün ve bunların budamaya karşı gösterdiği tepkilerin iyi bilinmesi gerekir. Ayrıca dalların kesilmesi, bırakılacak ve kesilecek dalların iyi seçilmesi konusundaki genel kuralların da bilinmesi zorunludur. Bazı kurallar şu şekilde sıralanmıştır; Kuvvetli gelişen ağaçlarda veya dallarda az kesim yapılmalı, zayıf gelişenlerde ise fazla kesim yapmalıdır, zayıf gelişen dalların gelişmesini artırmak için açıları daraltılmalı, kuvvetli gelişen dalların gelişmesini azaltmak için ise dallar eğilerek açıları genişletilmelidir, şekil oluşturma amacıyla ana dalların açılarının düzenlenmesinde ana dalların gövde ile açıları 45-60 olmalıdır, bu işlem yaz aylarında da yapılabilir, budanan yerlerde tırnak veya budak bırakılmamalıdır, kalın dal kesimlerinde mutlaka yük alma işlemi yapılmalıdır. Bu sayede kabuk veya dal yarılmaları önlenmiş olur. Yara yerleri aşı macunu veya kara boya ile kapatılmalıdır, dal kesimleri bir yan dalın veya gözün hemen üzerinden gözün veya dalın aksi yönüne doğru hafif meyilli olarak yapılmalıdır. Budama şekilleri nelerdir? Şekil budaması; Bir meyve ağacından en yüksek verimi alabilmek için ana dalların iyi oluşturulması yanında yardımcı dalların da düzenli seçilmesi gerekir. Genellikle genç ağaçlar kuvvetli ve uzun sürgünler meydana getirirler. Ana dalı oluşturacak bu sürgünler üzerinde yardımcı (tali) dalların meydana gelmesi için dalların uçları kesilmelidir. Bilhassa yan dal vermeyen meyve tür ve çeşitlerinde bu çok önemlidir. 80-100 cm ve daha uzun sürgün veren genç ağaçlarda dalların uçları alınmadığında istenilen yönde ve sayıda tali dallar oluşmayacağı için ilerde ana dallar üzerinde boşluklar meydana gelir. Bu da ağaçtan genelde daha az meyve alınmasına neden olur. Mahsul budaması; Budama sonucunda ağaçta bırakılacak en uç dallar veya gözler daha öncede belirtildiği gibi tacın dışına doğru bakmalı, diğer dallar ise ağacın boşluklarını doldurmalı ve güneş görebilmelidir. Kalın dallar üzerinde bulunan küçük meyve dalları çok sık değillerse kesilmemelidir. Böylece ağaç tacının maksimum hacminden yararlanılarak verim artırılabilir. Mahsul budamasında meyve dallarının uzunluğu iri meyveli şeftali, elma ve armut gibi meyve türlerinde en fazla 40 cm kadar olmalıdır. Zayıf dallar daha kısa, kuvvetli dallar daha uzun bırakılmalıdır. Bir yıllık uzun bir dalın ucu kesilmeden bırakılırsa, üzerinde meydana gelen fazla sayıdaki meyve, dalın kırılmasına neden olabilir. Ayrıca böyle dallar yeterli uzunlukta yeni sürgün veremezler. Bilhassa şeftali ağaçlarında daha sonraki yıllar verimde azalma ve ağacın gelişmesinde zayıflama görülür. Mahsul budaması sonucunda ağaç hem o yıl yeterli ürün vermeli, hem de daha sonraki yıllarda verim verecek yeni sürgünler oluşturmalıdır. Bir dalın hem meyve vermesi ve hem de yeni sürgün oluşturması o dalın ortalama üçte birini (1/3’ünü) kesmekle sağlanabilir. Daha fazla kesim meyvenin az olmasına, fakat sürgünlerin kuvvetli gelişmesine, az kesim ise meyvenin çok olmasına ve sürgünlerin zayıf gelişmesine neden olur. Ortalama 30 cm’den kısa olan meyve dallarında genellikle uç alma işlemi yapılmamalıdır. Meyve ağaçları yaşlandıkça genellikle verimi fazlalaşır ve sürgün gelişmesi zayıflar. Bu tür bir gelişmenin uzun süre devam etmesi, zamanla verimin de azalmasına neden olur. İyi, kaliteli ve her yıl düzenli meyve elde etmek, ancak ağaç fizyolojik dengede olduğu zaman mümkündür. Yaşlı ağaçlarda diğer bakım tedbirleri yanında, ağaçta yapılacak kalın dal kesimleri yani gençleştirme budaması da ağacın verimini ve sürgün gelişmesini dengeler. Bazı meyve türleri çok kalın dal keserek ağacı gençleştirmeye karşı zamk çıkarma, kuruma gibi olumsuz tepki gösterirler. Bu gruba giren erik, kiraz, vişne, kayısı, şeftali ve badem gibi meyve türlerinde gençleştirme budaması, daha genç ve ince dalları keserek yapılmalıdır. Elma, armut, zeytin, ayva ve turunçgiller gibi meyve türlerinde gençleştirme budaması başarıyla uygulanır. Budayıcı budama sırasında şu konulara dikkat etmelidir; Ağacın gelişme gücünü, meyve dallarındaki çiçek tomurcuğunun miktarını budamaya etkili olabilecek diğer faktörleri, başka bir ifade ile budayıcı ağacı iyi tanımalı ve onun kesime karşı göstereceği tepkiyi, dolayısıyla kesimin verime ve meyve kalitesine etkilerini iyi tahmin edebilmelidir. Budama sonunda çıkan budama artıkları ve bahçe kenarlarındaki çalılıklar, kuru bitki parçaları hastalık ve zararlıların en iyi barınak yeridir. Meyve ağaçlarına ve ürünlerine zarar veren bu hastalık ve zararlıların çoğalmaması için bu artıklar yakılmalı veya bahçeden uzaklaştırılmalıdır. Budama sonunda meyve ağaçlarında kış ilaçlamalarının da yapılması zorunludur."