POLİTİKA - 19 Aralık 2024 Perşembe 12:51

Bakan Göktaş: "Dünya genelinde ortalama 2,32 olan doğurganlık hızı Türkiye’de 1,51’e geriledi"

A
A
A
Bakan Göktaş: "Dünya genelinde ortalama 2,32 olan doğurganlık hızı Türkiye’de 1,51’e geriledi"

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "Dünya genelinde ortalama 2,32 olan doğurganlık hızı Türkiye’de 1,51’e geriledi. Tarihin en düşük noktası olan 1,51. 65 yaş üstü yaşlı nüfus oranımız da yüzde 10.2’yi geçmiş durumda" dedi.


Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "Ailenin Güçlendirilmesi ve Dinamik Nüfus Yapısı Sempozyumu"na katıldı. Ankara’da özel bir otelde gerçekleştirilen sempozyumda konuşan Bakan Göktaş, Türkiye’de nüfus artış oranının azaldığını ve bunun arttırılması için birçok çalışma yürüttüklerini söyledi. Türkiye olarak güçlü, dinamik ve üretken bir nüfus yapısı hedefiyle aileyi güçlendirme stratejileri geliştirdiklerinin altını çizen Göktaş, "Bu noktada hızlı ve somut adımlar atıyoruz. Nitekim birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de nüfus dinamizmi azalma eğilimi gösteriyor. Doğurganlık hızımız düşüyor, yaşlı nüfus oranı yükseliyor. Dünya genelinde ortalama 2,32 olan doğurganlık hızı Türkiye’de 1,51’e geriledi. Tarihin en düşük noktası olan 1,51. 65 yaş üstü yaşlı nüfus oranımız da yüzde 10.2’yi geçmiş durumda. Genç nüfusun azalması ve yaşlı nüfusun artması ise daha az çalışanın daha fazla emekliyi desteklemesi demek. Bakıma ihtiyaç duyan çocukların sayısı azalırken, yaşlı bakımına bağlı ihtiyaçların artması demek. Sosyal hizmetler ve sağlık hizmetlerindeki bütçe ihtiyacının artması demek. Sosyal güvenlik sistemi dengesinde oluşacak sorunların yanı sıra, iş gücü piyasasında sıkıntılar yaşamak demek" ifadelerini kullandı.



"Nüfusu destekleyen politikalarla verimli sonuçlara ulaşmak, uzun ve kararlılık gerektiren bir süreç"


Türkiye’de 1960’lı yıllardan itibaren benimsenen nüfusu kontrol altına almaya yönelik politikaların bugün demografik yapıda değişimler meydana getirdiğini belirten Göktaş, "Bu durumun önüne geçmek adına 2007’den bugüne hazırlanan kalkınma planlarımızda nüfus destekli politikalar vazgeçilmez bir unsur haline geldi. Nüfusu destekleyen politikalarla verimli sonuçlara ulaşmak, hiç şüphesiz uzun ve kararlılık gerektiren bir süreç. Bu süreçte güncel şartlara hâkim olmak da büyük önem arz ediyor. Bugün nüfus dinamizmindeki düşüş, toplumsal değişimlerle paralel bir seyir çiziyor. Bireysellik, cinsiyetsizleştirme, aile kurumunu zayıflatıyor ve insanı yalnızlaştırıyor. Evlilik, çocuk sahibi olmak artık günümüz insanının öncelikleri sıralamasında geri planda kaldı" ifadelerini kullandı.



"2014 yılında 1 milyon 351 bin olan doğum sayısı, 2023 yılında 958 bin 408’e düşmüş"


Küresel ölçekteki eğilime paralel olarak Türkiye’de de evlilikler ve doğum oranlarının azaldığını belirten Göktaş, "İlk evlilik yaşı erkeklerde 28.3, kadınlarda ise 25.7 düzeyinde. İlk doğumda ortalama anne yaşı 27’ye ulaşmış durumda. Evlenme ve ilk anne olma yaşının yükselmesi, doğal olarak doğurganlık hızının düşmesine ve doğumların azalmasına neden oluyor. 2014 yılında 1 milyon 351 bin olan doğum sayısı, 2023 yılında 958 bin 408’e düşmüş; 10 yılda doğum oranları yıl bazında yaklaşık 400 bin azalmıştır. 2008-2023 yılları arasındaki binde 1,4 olan boşanma oranları, 2,01’e yükselmiştir. Birçok değişkenden etkilenen bu oranların iyileşmesi için büyük bir gayretle çalışıyoruz" dedi.


2024-2028 yıllarını kapsayan ilk Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planı hakkında bilgi veren Göktaş şöyle devam etti:


"Beş temel amaç çerçevesinde hazırladığımız eylem planında refah, sosyal politika ve hizmet, dijitalleşme ve çevre temalarının yanı sıra küresel riskler ve demografiye özel bir bölüm ayırdık. Altı ay önce aile ve nüfus politikaları ile ilgili çalışmalarımıza ivme kazandırmak amacıyla Aile ve Nüfus Politikaları Daire Başkanlığı’nı kurduk. Daire Başkanlığımızın çalışmalarıyla öncelikle ulusal ve uluslararası nüfus politikalarını daha detaylı inceliyoruz. Ayrıca 12 ilde doğurganlık ve anne babalık fikrine ilişkin saha araştırmalarını başlattık. Böylece kuşaklararası farklılıkların kök nedenlerini daha iyi anlamayı ve toplumumuzun ihtiyaçlarına uygun sosyal politikalar üretmeyi hedefliyoruz. Diğer yandan kasım ayında aile ve nüfus konularını ele almak üzere 27 kurumdan oluşan Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Koordinasyon Kurulu’nu bir araya getirdik. Nüfus politikalarımızın ülke genelinde daha etkin uygulanmasını sağlamak, demografik yapıdaki gelişmeleri izlemek ve değerlendirmek üzere Nüfus Politikaları Kurulu’nu oluşturuyoruz. Kurulumuzun çalışmaları ile ulusal nüfus eylem planını hazırlayacak; kısa, orta ve uzun vadeli nüfus eylemlerinin uygulanmasını sağlayacağız."


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Şişli’deki Torun Center’ın 42’inci katında çıkan alevler paniğe yol açtı Şişli Mecidiyeköy’de bulunan 3 bloklu Torun Center’da bulunan iş merkezi C bloğun 42’inci katında öğle saatlerinde alevler yükseldi. Sebebi henüz belirlenemeyen yangın sonrası binanın dış cephesinden dumanların yükselmesi korku dolu anların yaşanmasına yol açarken, yangın itfaiye ekiplerinin müdahalesi ile söndürüldü. Kimsenin bulunmadığı sırada başlayan yangın, Torun Center inşaatında 10 yıl önce yaşanan feci kazayı akıllara getirdi. İnşaat sırasında yaşanan kazada asansörün 32’inci kattan beton zemine çakılmasıyla 10 işçi feci şekilde hayatını kaybetmişti. Şişli Mecidiyeköy’de bulunan Torunlar Şirketler Grubuna ait 3 kule halinde olan Torun Center’da 42 katlı kulelerden birinin en üst katın dış cephesinde henüz belirlenemeyen bir nedenle yangın çıktı. Çıkan yangın sonrası bölgeye çok sayıda itfaiye ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin müdahalesi sonrası yangın tamamen söndürüldü. Can kaybı ve yaralanmanın olmadığı yangında binanın en üst katında maddi hasar meydana geldi. 10 yıl önce yaşanan asansör kazasında zemine çakılan asansördeki 10 işçi feci şekilde hayatını kaybetmişti. Torun Center’da çıkan yangın akıllara aynı yerde 10 yıl önce yaşanan asansör kazasını getirdi. 2014 yılında Ali Sami Yen stadı yıkımı ile başlanan Torun Center inşaatında 7 Eylül günü şantiye asansörü 32’inci kattan yere çakılmış, asansörde bulunan 10 işçi feci şekilde hayatını kaybetmişti. Yaşanan facia sonrası Aziz Torun’a ait Torunlar Gayri Menkul Yatırım Ortaklığı ihmal suçlamalarının odağı olmuştu. Asansör faciasından ardından yürütülen soruşturmada Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 25 şüpheli hakkında "Taksirle 10 kişinin ölümüne sebebiyet vermek" suçlamasıyla iddianame hazırladı. İddianamede Sanıkların 2,5 yıldan 22,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın sonucunda 9 sanığa 60 bin 800’er lira adli para cezasına çarptırılırken, 16 sanık hakkında ise beraat kararı verildi. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin verdiği kararı onadı ve cezalar kesinleşmiş oldu.
Gaziantep HKÜ, “Beslenme Dostu ve Fiziksel Aktiviteyi Destekleyen İş Yeri” belgesi almaya hak kazandı Sağlıkla ilgili konulara ilişkin plan, politika ve çalışmalar, beslenme ve fiziksel aktivite ile ilgili düzenlemeler ve sağlık hizmeti sunumu gibi konu başlıkları üzerinden Gaziantep İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yapılan değerlendirme sonucunda Hasan Kalyoncu Üniversitesi (HKÜ), “Beslenme Dostu ve Fiziksel Aktiviteyi Destekleyen İş Yeri” belgesi almaya hak kazandı. HKÜ Rektörlük Senato Salonu’nda gerçekleştirilen belge takdim törenine HKÜ Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli, Gaziantep İl Sağlık Müdürü Dr. Beytullah Şahin, HKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Lütfi Yola, HKÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kezban Bayramlar, HKÜ Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yasemin Beyhan, Program Yürütücüsü Öğretim Görevlisi Mehmet Uz, Gaziantep Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanı Doç. Dr. Mikail Özdemir, Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Birim Sorumlusu Uzm. Diyetisyen Merve Eyinacar, Diyetisyenler Ebru Annaç ve Seda Yüzbaşıoğlu katıldı. Belge takdim töreninde konuşan HKÜ Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli, kurum olarak ‘sağlık ve kaliteli yaşam’ konusuna büyük önem verdiklerinin altını çizerek, “Üniversitemiz THE (Times Higher Education) tarafından kısa bir süre önce açıklanan 2024 Dünya Üniversiteler Etki Sıralaması sonuçlarına göre, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri içinde yer alan ‘Sağlık ve Kaliteli Yaşam’ kategorisinde dünyada 1001+ bandında yer almıştı. Almaya hak kazandığımız bu belge aslında söz konusu derecenin bir başka başarı ile tescil edilmesi anlamına geliyor. İlimizde ve bölgemizde bu belgeyi almaya hak kazanan ilk kurum olmak heyecan ve gurur verici. ‘Sağlıklı ve kaliteli yaşam’ hedefi ile aldığımız bu belge bu konudaki sorumluluklarımızı da artırmış oldu. Sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivite konusunda yeni projeler geliştirerek, öğrencilerimizi ve personelimizi desteklemeye devam edeceğiz. Belge için emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz" dedi. Gaziantep İl Sağlık Müdürü Dr. Beytullah Şahin, "Sağlık Bakanlığı tarafından uygulanan ‘Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı’ ve ‘Yetişkin ve Çocukluk Çağı Obezitesinin Önlenmesi ve Fiziksel Aktivite Eylem Planı’ kapsamında, aktif çevrelerin oluşturulması ve sağlıklı yaşamı teşvik ederek yaygınlaştırılması hedefleniyor. Bu amaç doğrultusunda akademisyenlerin, ilgili kurum ve kuruluşların katılımıyla düzenlenen çalıştaylarda alınan görüş ve öneriler, iş yerlerinde sağlığın geliştirilmesi için yol gösterici olmuştur. Halk Sağlığı Genel Müdürlüğümüz tarafından hazırlanan ‘Beslenme Dostu ve Fiziksel Aktiviteyi Destekleyen İş Yeri Uygulama Rehberi’ sayesinde, iş yerlerinde sağlıklı yaşam davranışlarını destekleyen bir çevre oluşturulması mümkün hale gelmiştir. Bu rehberin iş yerlerine katkı sunacağına inanıyor ve Hasan Kalyoncu Üniversitesi’ni bu konuda gösterdiği duyarlılık için tebrik ediyorum. Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nin bu başarısının diğer kurumlara da örnek teşkil edeceğine inanıyorum. Bu sertifika, Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nin sadece öğrencilere değil, çalışanlarına da sağlıklı yaşam bilinci kazandırmak için gösterdiği çabaların bir karşılığıdır. Bu uygulamanın tüm Gaziantep’te yaygınlaşmasını temenni ediyorum" diye konuştu. Sertifikanın takdimi ve toplu fotoğraf çekimi ile tören son buldu.
İstanbul Bağcılar’da aile içi şiddetin önlenmesi amacıyla iş birliği protokolü imzalandı Bağcılar Kaymakamlığı, Bağcılar Belediyesi ve Altınbaş Üniversitesi iş birliği ile ‘Aile içi şiddetin önlenmesi ve ailenin güçlendirilmesine dair iş birliği protokolü’ imzalandı. Bağcılar bölgesinde ikamet eden ve 5 yıla kadar evli olan çiftlerle tek tek görüşülecek olan çalışma ile güçlü aile yapısının oluşturulması hedefleniyor. Bağcılar Kaymakamlığında düzenlenen protokol imza törenine; Bağcılar Kaymakamı Abdullah Uçgun, Bağcılar Belediye Başkanı Abdullah Özdemir ve Altınbaş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çağrı Erhan katıldı. Bu kapsamda; Bağcılar’da ikamet eden, henüz 5 yıllık evli olan, 18-45 yaş arasındaki 30 aile ile yüz yüze görüşülecek. Proje, kadın ve erkekle ayrı ayrı birer saat yapılacak görüşmeler ile küçük çaplı bir saha araştırması niteliği taşıyor. Ayrıca bu sayede ilçedeki evlilik problemleri ve dinamikleri öznelerinden öğrenilerek bu sorunlara çözüm önerileri de sunulmuş olacak. İletişim kurabilen, mutlu, üretken aileler olması amaçlanıyor Tahminen 1 yıl sürecek olan proje ile maddi yoksunluk içerisinde olan çiftlerin evlilikte iletişim ve yaşam becerilerinin artırılması, şiddete zemin hazırlayan davranış ve kök inançlarla mücadele edilmesi, orta ve uzun vadede ekonomik, kültürel ve sosyal yapıdaki dönüşümü yönlendirecek şekilde sağlıklı iletişim kurabilen, mutlu, üretken aileler olmalarına katkı sağlanması amaçlanıyor. “Umarım ilçemizde pilot olarak uygulandıktan sonra birçok ilçemizde de yapılır” Aile içi, kadına, çocuğa olan şiddetin sürekli gündemde yer aldığına değinen Bağcılar Kaymakamı Abdullah Uçgun, “Ülkemizdeki önemli sorunlardan birini üniversitemiz ve belediyemizle ele alacağız. Bu proje, devletimizin en önemli görevlerinden biri olan ailenin, çocuğun ve kadının korunması konusuyla alakalı güzel bir proje. Umut ediyorum ki bu ilçemizde pilot olarak uygulandıktan sonra birçok ilçemizde de yapılır. Burada şiddet başlamayan aileleri ele alıyoruz. Çünkü artık şiddet başladıktan sonra geriye dönmek çok zor oluyor. İleride olabilecek şiddeti önleyebilmek önemli” dedi. Belediye Başkanı Abdullah Özdemir, “Bu çok örnek bir çalışma. İnşallah ilçemiz de bu çalışma ile ülkemize öncülük edecek boyuta ulaşacak. Çünkü aslında ilçemizin böyle bir özelliği var. Kurulduğu yıldan beri ülkemizde yapılan birçok çalışmaya pilotluk yaptı” şeklinde konuştu. “Problemin kökenlerine inmek suretiyle hep beraber yola çıktık” Prof. Dr. Çağrı Erhan ise şunları söyledi: “Milli güç unsurlarının başında beşeri güç geliyor. Demografik ve insan gücü geliyor. İnsan gücü dediğimiz zaman da toplumsal ve sosyal istikrar geliyor. Aile bu toplumsal huzur ve sosyal istikrarın temin edilmesinde en önemli bileşen. Şayet siz, ailede bu huzuru temin edemez, o aile içerisinde yetişen çocukların sosyal psikolojik bütünlüğünü temin edemezseniz daha sonra onlar ülke içerisinde vatandaş olarak çeşitli seviyelerde görev aldıklarında kendilerinden beklenen liderliği, görev aşkını ortaya koyamıyorlar. Koyamadıkları gibi aynı zamanda toplumsal huzura, istikrara da katkı sağlayamıyorlar. Neticede ortaya aile içi şiddet olarak kamuoyunda çok fazla yer alan ama aslında bu üç kelimeye indirgenemeyecek kadar büyük bir güvenlik meselesi olan bir aile güvensizliği hadisesi ortaya çıkıyor. Biz de kaymakamlığımızın öncülüğünde, belediye başkanlığımızın da desteğiyle bu büyük problemi kökenlerine inmek suretiyle elimizden geldiği ölçüde çözmek için yola çıktık.” Altınbaş Üniversitesi Sosyoloji Bölümünden Doç. Dr. Banu Kavaklı Birdal, “Bugün imzalanan protokol, aslında aylardır üzerine çalıştığımız bir araştırma projesinin başlangıcıdır. Evliliğinin ilk beş yılı içindeki ailelere odaklanarak aile içi iletişimi arttıracak, çatışma önlemeyi kolaylaştıracak bir saha çalışması eşliğinde eğitim planlıyoruz. Araştırmalar gösteriyor ki evliliklerin ilk yedi yılı aslında en kritik dönem. O yedi yılı sağlıklı bir şekilde aşmak çok önemli. Biz de evliliklerin, ailelerin güvenli, sağlıklı ve şiddetten uzak yerler olmasını sağlayacak ne gibi düzenlemeler yapılabilir diye düşündük. İlk beş yılı da bu yüzden seçtik. Yani çok derinleşmiş, artık kronik hale gelmiş sorunların olduğu ilişkilerden ziyade daha kurulma aşamasında olan ailelere odaklanalım istedik” dedi. “Bu tür çalışmalarımız devam edecek” Yine Sosyoloji Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Berna Ekal da şöyle konuştu: “Yerelde bu tür iş birliklerinin yapılması çok önemli. Yaptığımız görüşmelerle ‘aile içi iletişimde neler iyi gidiyor, nerelerde sıkıntılar yaşanıyor’ bunlara bakacağız. Bu alana yönelik olarak çeşitli eğitimlerimiz olacak. Bu tür çalışmalarımızın devamı gelecek.”
Manisa Büyükşehirden çölyak ve fenilketonüri hastalarına destek Manisa Büyükşehir Belediyesi, çölyak ve fenilketonüri hastalarına özel gıda desteğine başladı. Glutensiz ve düşük proteinli gıda paketleri, başvurular onaylandıktan sonra ihtiyaç sahiplerine iki ayda bir düzenli olarak ulaştırılacak. Manisa Büyükşehir Belediyesi, sosyal belediyecilik anlayışı kapsamında önemli bir projeyi hayata geçirdi. çölyak hastaları için glutensiz, fenilketonüri hastaları için ise düşük proteinli gıda paketleri dağıtılmaya başlandı. Vatandaşlar, Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin internet sitesindeki sosyal yardım modülünden başvuru yaparak bu destekten faydalanabiliyor. Başvuru sırasında ’düşük proteinli’ veya ’glutensiz gıda paketi’ seçeneğini işaretleyen vatandaşlara ekipler tarafından bilgi veriliyor ve paketler teslim ediliyor. İhtiyaç sahipleri, iki ayda bir düzenli olarak bu desteği alabilecek. Üstelik sadece bir kez başvuru yapmaları yeterli olacak. Çölyak hastası bir çocuğun annesi olan Nalan Gürçay, glutensiz beslenmenin başlangıçta zorlayıcı olduğunu ancak zamanla alıştıklarını belirtti. Gürçay, “Başkanımıza bu yardımları için çok teşekkür ederiz. Glutensiz ürünler bulmak zor ve bulunsa bile fiyatları çok pahalı. Bu destek bizim için çok kıymetli,” dedi. Fenilketonüri hastası oğlu Ahmet Aras Aşan için düşük proteinli beslenme düzenini sürdüren Arzu Aşan ise günlük hayatlarında yaşadıkları zorluklara değindi. Aşan, “Oğlum sadece sebze ve meyve tüketebiliyor. Ürünleri genelde internet üzerinden alıyoruz ve hem pahalı hem de ulaşılması zor. Başkanımızın bu yardımı sayesinde çok mutlu olduk. Kutu ağırdı, içinde çok güzel ürünler olduğuna eminim” ifadelerini kullandı.