POLİTİKA - 24 Nisan 2025 Perşembe 16:58

Bakan Fidan: "Açlık ne bir silah ne bir siyasi pazarlık unsuru ne de bir cezalandırma aracı olarak kullanılamaz"

A
A
A
Bakan Fidan: "Açlık ne bir silah ne bir siyasi pazarlık unsuru ne de bir cezalandırma aracı olarak kullanılamaz"

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Norveç Dışişleri Bakanı Espen Barth Eide ile ortak basın toplantısı düzenledi. Bakan Fidan, "Açlık ne bir silah ne bir siyasi pazarlık unsuru ne de bir cezalandırma aracı olarak kullanılamaz" dedi.


Dışişleri Bakanı Fidan, Norveçli mevkidaşı Eide ile Dışişleri Bakanlığında gerçekleştirdikleri ikili görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.


Norveç ile Türkiye’nin birçok uluslararası ve bölgesel konuda benzer görüşleri paylaştığının altını çizen Bakan Fidan, karşılıklı yatırımları ve bir buçuk milyar doları aşan ikili ticaret hacmini artırmak için çalıştıklarını kaydetti. Bakan Fidan, gemicilik ve denizcilik alanlarının ekonomik ilişkilerin büyük çoğunluğunu oluşturduğunu belirterek Türk tersanelerinde üretilen gemilerin sayısının arttığına ve savunma sanayi alanındaki iş birliğine dikkati çekti.


"Avrupa Güvenliği’ne dair tüm adımların bizlerin de katkısıyla şekillendirmesi gerektiği görüşündeyiz"


Görüşmede, terörizmle mücadele konusunun ele alındığını aktaran Bakan Fidan, FETÖ ve PKK gibi terör örgütleriyle ilgili beklentilerini dile getirdiklerini söyleyerek şu ifadeleri kullandı:


"Görüşmelerimizde güncel uluslararası konuları da değerlendirme imkanımız oldu. Iki NATO müttefiki olarak Avrupa Güvenliği’nin geleceği bizim için büyük önem taşımakta. Avrupa Güvenliği’ne dair tüm adımların ülkemiz ve Norveç gibi yani Avrupa Birliği üyesi olmayan iki NATO üyesi ülke olarak, Avrupa Güvenliği’ne dair tüm adımların bizlerin de katkısıyla şekillendirmesi gerektiği görüşündeyiz. Bu konuda AB üyesi olmayan diğer NATO müttefikleriyle beraber çalışmayı sürdüreceğiz. Bugün Ukrayna’daki savaşla ilgili gelişmeleri de ele aldık. Türkiye olarak Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve egemenliğine olan desteğimiz tamdır. Savaşın başından bu yana adil ve kalıcı bir barış için müzakere çağrımızı sürdürüyoruz. Kısmi ateşkesin en yakın zamanda hayata geçirmesini arzu ediyoruz. Bu sayede barış için ilk adım atılmış olacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi Türkiye bu yöndeki her türlü yapıcı çabanın parçası olmayı sürdürecektir."


"Suriye’ye yönelik yaptırımların bütünüyle kaldırılmasının önemi üzerinde de mutabık kaldık"


Görüşmede, Suriye’deki güncel gelişmelerin masaya yatırıldığını belirten Fidan, "Norveç Suriye’ye uzun zamandır insani yardım göndermekte. Bu sorumlu yaklaşım Suriye’de istikrar ve güvenliğin tesis edilmesi bakımından da son derece kıymetli bulduğumuz bir yaklaşım değerli meslektaşımla Suriye’ye yönelik yaptırımların bütünüyle kaldırılmasının önemi üzerinde de mutabık kaldık. Suriye’nin terör örgütlerinin barınamadığı, düzensiz göze kaynaklık etmeyen, istikrarlı ve müreffeh bir ülke haline gelmesi ortak temennimizdir" diye konuştu.


"Açlık ne bir silah ne bir siyasi pazarlık unsuru ne de bir cezalandırma aracı olarak kullanılamaz"


İsrail’in Gazze’deki saldırılarının dünyanın gözü önünde tüm şiddetiyle sürdüğünü dile getiren Bakan Fidan, "Gazze’ye insani yardımların girişine elli günden fazla süredir izin verilmiyor. Açlık ne bir silah ne bir siyasi pazarlık unsuru ne de bir cezalandırma aracı olarak kullanılamaz. Gazze’ye insani yardımların kesintisiz ve sürekli biçimde ulaştırılması bir an önce sağlanmalıdır. Değerli meslektaşım bir sosyal medya paylaşımında da ifade etmişti, ‘Hiçbir ülke uluslararası hukuktan üstün değildir.’ İsrail’in hukuka ve insanlık vicdanına aykırı eylemleri bir an önce son bulmalıdır. Türkiye olarak çabalarımızı bu doğrultuda kararlılıkla sürdürüyoruz. Norveç 2023 Aralık ayında gerçekleştirilen İslam İşbirliği Teşkilatı Arap Ligi Gazze Temas Gruğu toplantısına ev sahipliği yapmıştı. 11 Nisan günü Antalya’da düzenlediğimiz toplantıya da Norveç katıldı. Norveç, geçtiğimiz yıl Filistin Devleti’ni tanıyarak çok önemli ve anlamlı bir adım atmıştı. Filistin Devleti’nin daha fazla ülke tarafından tanınması Filistin davasına yapılabilecek en önemli katkılardan biridir" ifadelerini kullandı.


"Tek çözüm Filistin Devleti’nin kurulmasıdır"


İsrail Filistin topraklarını işgal ederek ve komşu ülkeleri zayıflatarak kendi güvenliğini sağlayabileceğini düşündüğünü belirten Fidan, "Bu strateji tamamen yanlış bir stratejidir. İsrail başta olmak üzere bölgedeki ülkelerin güvenliğini temin edecek tek çözüm Filistin Devleti’nin kurulmasıdır. Filistin halkının hakları için verilen mücadele aynı zamanda bölgesel güvenliğin tesisini mümkün kılacaktır" dedi.


"Bu ülkeye hepimizin önem vermesi son derece önemli"


Suriye’de Esad Rejimi’nin yıkılması ile yeni kurulan hükümete dikkati çeken Norveç Dışişleri Bakanı Eide, ocak ayının başında Şam’a bir ziyaret gerçekleştirdiğini belirterek, "Bölgeyi ziyaret eden ilk ziyaretçilerden birisi oldum. Şu anda Cumhurbaşkanı olan Sayın eş-Şara’yı ziyaret ettim. Biz bu ziyaret sırasında Suriye’nin bir araya gelmesi bu ülkenin aslında bölünmeden bir bütün olarak ortaya çıkması bir milli birliğin ve bütünlüğün oluşması gerektiğinin altını çizdik. Tabii ki bunu yapmak için müeyyidelerin kaldırılması gerekiyor. Ekonomik anlamda gelişmenin sağlanması gerekiyor. Gerçekten korkunç bir savaşı yaşamış kişilerin bu değişimin faydalarını görüp kendi hayatlarında bunu görmeleri gerekiyor. Tabii ki ülkeyi bir araya getirmek için siyasi bir süreç lazım. Bu kolay bir şey değil ama gerçekten bu ülkeye hepimizin önem vermesi ve bir araya gelmesi son derece önemli" dedi.


"İki devletli çözüme doğru ilerlemeliyiz"


İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Ligi Temas Grubu toplantısının Oslo’da gerçekleştiğini hatırlatan Eide, "İki devletli çözümle ilgili bir küresel koalisyon oluşturuldu. Bu gerçekten önemli bir inisiyatif ve gerçekten bu Filistin Devleti’nin kuruluşunun hızlandırılmasının gerekliliğini ortaya koydu. Norveç, Filistin Devleti’ni tanıdığında ki biz bunu her zaman aslında yapmak istemiştik ama biz bunu müzakere sonucunda olur diye düşünmüştük. Sizden ve bu gruptan aslında bunu çok daha önce yapmamızın daha yararlı olacağını öğrendik. Ve bu çerçevede özellikle Filistin’deki halka iki devletli bir çözümü mümkün olacağına inandırma konusunda bu tanımanın önemli olduğunu gördük. Çünkü burada iki alternatif çözüm yok. Biz burada bir gerçek çözüme, iki devletli çözüme doğru ilerlemeliyiz. Bu anlamda Türkiye’yle çok yakın çalışıyor olmaktan, İslam İşbirliği Teşkilatı’ndan birlikte çalışıyor olmaktan son derece memnunum" ifadelerini kullandı.



Bakan Fidan: "Açlık ne bir silah ne bir siyasi pazarlık unsuru ne de bir cezalandırma aracı olarak kullanılamaz"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.