SPOR - 01 Ağustos 2023 Salı 12:48

Avrupa’da ve Türkiye’de bir ilk: Teknoloji ve spor bir araya geliyor

A
A
A
Avrupa’da ve Türkiye’de bir ilk: Teknoloji ve spor bir araya geliyor

Ankara, Ekim ayında uluslararası iki önemli etkinliğe ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. RUNKARA-Uluslararası Yarı Maratonu ve RUNKARA EXPO Spor ve Teknoloji Fuarı” 6-7-8 Ekim tarihlerinde Ankara’da düzenlenecek.


Ankara’nın ilk uluslararası yarı maratonu olan ve dünyaca ünlü atletlerin de yer alacağı “RUNKARA - Uluslararası Yarı Maratonu” yaklaşık 6 bin elit, profesyonel ve amatör koşucuya ev sahipliği yapacak. RUNKARA EXPO “Spor ve Teknoloji Fuarı” ise spor ve teknolojiyi bir araya getirmesi ile Avrupa’da bir ilk olacak. Runkara Uluslararası Yarı Maratonu’na yurt dışında ve yurt içinden koşucuların yanı sıra birçok firma, koşu grubu, global maraton organizatörleri katılım gösterecek.


Runkara Expo Spor ve Teknoloji Fuarı 6-7-8 Ekim tarihlerinde ATO Congresium’da gerçekleşecek. Runkara Expo Spor ve Teknoloji Fuarı’nda profesyonel sporcularla söyleşiler düzenlenecek ve workshoplarda katılımcılarla buluşulacak. Üç gün sürecek bu etkinlikte sponsorların ve katılımcı markaların stantları kurulacak.



Victoria Blyth: Tüm dünyanın ilgisini çekecek iki önemli organizasyona imza atacağız


Avrupa’da spor ve teknoloji fuarı adı altında düzenlenen ilk fuarın düzenleneceğini söyleyen Dazspor Kurucusu Victoria Blyth, “6 bin metrekarelik bir kapalı alanda gerçekleşecek. Hem Türkiye’nin çok iyi bilinmiş spor ve teknoloji markaları hem de dünyada iyi tanınmış firmalar burada olacak. 25 bin kadar ziyaretçi bekliyoruz. Aynı zamanda çeşitli spor federasyonları ve sivil toplum kuruluşları da bu fuarda yer alacak. Tüm hukuki ve resmi yeterlilikleri yerine getirdik” ifadelerini kullandı.


3 günlük bir fuarın düzenleneceğini hatırlatan Blyth, “Aynı zamanda fuar içindeki alanda etkileşimli bölgeler dediğimiz bölgeler olacak. Bunlar sadece çocuklar için değil, gençler ve yetişkinler için de kurulacak. Biz gerçekten Ankara’ya 3 günlük bir spor etkinliğini getirmek istedik. Ankara’nın spor takvimini değiştirmek istedik. Yani insanlar buraya gelsin, 3 gün boyunca sporla ilgilensin. Her yıl Runkara’yı düzenleyerek spora ve sağlığa katkıda bulunalım istiyoruz. Dolayısıyla fuar ve yarı maratonun aynı zamanda Ankara’nın turizm ve spor kültürüne de çok büyük katkısının olacağını düşünüyoruz. İlk başta amatör, profesyonel ve elit olmak üzere 3 bin 500 koşucu ile bu maratonu düzenlemeyi amaçlıyoruz. 3 yıl içinde de koşucu sayısını 10 bine çıkarmak istiyoruz. Çok iyi bir ekibimiz var. Başarının kilit noktası bir ekip çalışmasının yapılıyor olması. Sizinle hem yarışın başlangıcında hem de bitişinde olacağız” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çanakkale ’TCG Nusret’, 110 yıl sonra aynı rotada Çanakkale’deki ‘TCG Nusret’ Gemisi, 110 yıl önce Deniz Savaşları’nın önemli unsurlarından Nusret Mayın Gemisi’nin rotasını izleyerek, mayın dökülen hatta bu kez çelenk bıraktı. Nusret Mayın Gemisi, 8 Mart 1915 tarihinde Erenköy Koyu’nda sahile paralel döktüğü 26 mayın ile Çanakkale Deniz Zaferi’nin akışını değiştirdi. Nusret Mayın Gemisi, 8 Mart 1915 tarihinde Erenköy Koyu’nda sahile paralel döktüğü 26 mayın ile Çanakkale Deniz Zaferi’nin akışını değiştirdi. Nusret’in tarihte üstlendiği rolü ve önemini yaşatmak amacıyla 2011 yılında Gölcük’te aslına uygun inşa edilen TCG Nusret Mayın Gemisi, 110 yıl sonra tarihi anı bir kez daha canlandırıldı. Çanakkale şehir iskelesinden hareket eden TCG Nusret Mayın Gemisi, bu sabah 07.15’te mayın dökülen hatta doğru yol aldı. Saat 08.15’te 110 yıl önce mayınların dökülmeye başladığı Erenköy mevkiinde tören yapıldı. Törene, Çanakkale Valisi Ömer Toraman, Amfibi Kolordu Komutanı Tümamiral Serhat Sözbir, Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mustafa Biçen, İl Emniyet Müdürü Kenan Kurt, İl Jandarma Komutanı Jandarma Kıdemli Albay Ersin Aslan, Sahil Güvenlik Çanakkale Grup Komutanı SG. Yarbay Orhan Öğrenci ile askeri personel, davetliler katıldı. Nusret Mayın Gemisi’nin, Çanakkale Savaşları’nda çok önemli bir yere sahip olduğunu belirten TCG Nusret Gemisi Komutanı Üsteğmen Ramazan Yıldız, "Çanakkale Savaşları’nın ilk aşamasını oluşturan 18 Mart Deniz Zaferi, dünya harp tarihine mal olmuş bir kahramanlık destanıdır. Bu zaferin kazanılmasında kuşkusuz en büyük pay, kahraman Nusret Mayın Gemisi’ne aittir. Hafif sisli ve yağışlı 8 Mart sabahı saat 05.00’te Yüzbaşı Hakkı Bey’in komutasında Nara’dan avara eden Nusret, Anadolu kıyısını izleyerek seyre başlamış ve Boğaz’ı kapatan mayın hatları arasından emniyetle geçerek karanlık liman mevkisine varmıştır. Nusret Mayın Gemisi, tam 110 yıl önce bu an, güvertesinde bulunan 26 mayını, ilerlemekte olduğumuz rota üzerinde ve aralarında yüzer metre olacak şekilde, deniz seviyesinin 4 buçuk metre altına dökmüştür. Bacasından mümkün olduğunca az duman çıkartmak için önlem alan Nusret, hiçbir düşman karakol gemisi tarafından tespit edilmeden 08.00’de Çanakkale önlerine demirlemiştir. Saat 10.00’a kadar süren sis ve yağmur, geminin Çanakkale Boğazı girişinde bulunan düşman karakol gemileri tarafından görülmesini engellemiştir. Rumeli Mecidiye Tabyası’nda bulunan Seyit Onbaşı’nın tek başına sırtında taşıyarak namluya sürdüğü 215 okkalık mermi, İngilizlerin en büyük savaş gemilerinden biri olan Ocean Zırhlısının dümenini vurmuş ve bu durum düşman gemilerinin nizamını bozmuştur. Böylece 18 Mart 1915 günü, kahraman Türk topçusunun da desteği ile Nusret’in döşediği 11’inci hattı oluşturan 26 mayına çarpan Bouvet, Irressıstible ve Ocean zırhlıları batarken; Galuoıs, Suffren ve Inflexıble zırhlıları ise ağır yara alarak savaş dışı kalmıştır. Böylece 18 mart 1915 günü, itilaf donanması için bir hezimet iken, boğazın kahraman savunucuları için önemli bir deniz zaferi olarak tarihe geçmiştir. Nusret Mayın Gemisi’nin Erenköy Koyu’na kurduğu engel, Çanakkale’de büyük bir zafer kazanılmasını sağlamış ve tarihin akışını değiştirmiştir. Yüzbaşı Hakkı Bey’in komuta ettiği Nusret’in büyük katkısıyla kazanılan bu zafer; Türk askerine moral, Türk milletine sevinç kaynağı olmuştur. Müstahkem mevki Komutanı Cevat paşa, bu zaferi şu sözlerle ifade etmiştir: ’Gittiler, geçemediler, geçemeyecekler’" dedi. Konuşmanın ardından Vali Ömer Toraman, Amfibi Kolordu Komutanı Tümamiral Serhat Sözbir, Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mustafa Biçen tarafından 110 yıl önce mayın bırakılan noktaya çelenk bıraktı. Tören toplu fotoğraf çekimiyle son buldu. Milli Savunma Bakanlığı’nın davetiyle bu yıl ki tören Siirt Şirvan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nden 9 öğrenci katıldı. Öğrencilerden Rumeysa Orhan, "Milli Savunma Bakanlığı’nın desteğiyle Çanakkale’ye gezmeye geldik. Burası bizim için önemli bir yer. Vatanımızı tanıdık. Milli Savunma Bakanlığı’na teşekkür ediyoruz. Bu imkanı bize tanıdığı için. Burayı çok merak ediyorduk, geldiğimizde unutulmaz bir an yaşadık. Çok mutluyum" dedi. Öğrencilerden Zeynep Dişli ise, "İlk defa Çanakkale’ye geldik. Buraları ilk defa gördük. Çok mutluyum" diye konuştu.
Ankara Yardımseverlik hayaliyle alevlere meydan okuyor Yardım etme arzusuyla küçük yaşlardan beri hayalini kurduğu mesleği yapan itfaiye eri Kübra Abastı, kadın olmanın getirdiği zorlukları aşarak büyük bir azimle alevlere meydan okuyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı’nda görevli Kübra Abastı, yardım etmeyi çok sevdiğini ve itfaiyeciliğin de bu hisle tam örtüşen bir meslek olduğu için küçük yaşından bu yana hayal ettiği itfaiyecilik mesleğini sürdürüyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı’nda görevli Kübra Abastı, yardım etmeyi çok sevdiğini, itfaiyeciliğin ise bu hisle tam örtüşen bir meslek olduğunu ifade etti. Abastı, "İtfaiyecilik serüvenim insanlara yardım etme duygusuyla başladı öncelikle. Yani yardım etmeyi küçüklüğümden beri çok seviyordum ve ne meslek yapabilirim dedim. İtfaiyecilik tam bunun için biçimmiş, kaftandı" diye konuştu. Meslek seçiminden duyduğu mutluluğu dile getiren Abastı, itfaiyeciliğin zorluğuna da dikkat çekerek "Bir kadın olarak tabi ki de İtfaiyecilik zor bir meslek. Bir sürü zorlu görevlerimiz oluyor. Yangın trafik kazası da psikolojik olarak ve fiziksel olarak zorlu yönleri var ama bu işi severek yaptığımızda kendimizi geliştirdiğimizde çok güzel başarılar elde edebiliyoruz" dedi. Meslektaşlarıyla birlikte zorlukların üstesinden geldiklerini ve erkek çalışma arkadaşlarının desteğine vurgu yapan Abastı, "Erkek arkadaşlarımız her türlü desteği sağlıyor, birlikte bu açığı kapatıyoruz. Bir kadın olarak erkekler tabii ki de erkek arkadaşlarımız tabii ki de yardımcı oluyor. Bize her türlü desteklerini sağlıyorlar. Tabii ki de bizim gücümüz onlarınki gibi değil. Bu konuda her türlü desteği sağlıyorlar" ifadelerini kullandı.
Ankara Krizi fırsata çevirdi: Usta öğreticilikten direksiyon başına Usta öğretici kimliğiyle yıllarca öğrencilere rehberlik eden Kılınç, şimdilerde ise Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde otobüs şoförü olarak görev yapıyor. Ankara’da halk eğitim merkezinde usta öğretici olarak görev yapan Semra Kılınç, pandemi sürecinde uzaktan eğitime geçilmesiyle birlikte kendini geliştirmek için yeni bir adım attı. Sınava girerek ehliyet alan Kılınç, bu yetkinliğini bir mesleğe dönüştürmeye karar verdi. Kadınların her alanda başarılı olabileceğini vurgulayan iki çocuk annesi Kılınç, "Kadınların da direksiyon başında başarılı olabileceğini göstermek istedim. Hep erkek mesleği olarak görülen bir alanda neden biz olmayalım dedim. Cumhuriyet kadını olarak bu algıyı yıkmak için adım attım" ifadelerini kullandı. Ailesinin ve çevresinin kendisine büyük destek verdiğini belirten Kılınç, özellikle öğrencilerden aldığı olumlu tepkilerin kendisini çok mutlu ettiğini dile getirdi. Kılınç, "Özellikle genç kızlar, ’İlk kez kendimiz gibi birini direksiyon başında gördük’ diyerek mutluluklarını dile getiriyorlar. Burada öğrenci sayısı oldukça fazla. Bini aşkın öğrenciyle insanla muhatap oluyoruz ve onların gösterdiği tepki gözlerindeki o ışıldamadan onu hissediyorsunuz. O mutluluğu hissediyorsunuz. Direksiyon başında biz çok mutlu olduklarını hissediyoruz" diye konuştu. Kadınların her alanda başarılı olabileceğini vurgulayan Semra Kılınç, otobüs şoförlüğünde kadınların sayısının artması gerektiğini ve bu meslekte kadın elinin değmesinin önemli olduğunu belirterek, "Ehliyeti alırken bile acaba yapabilecek misin? Gözlerini etrafımda gördüm ancak ehliyetimi alıp direksiyona çıktıktan sonra binlerce yolcuyu taşıyarak insanlara kadının yapabileceğini gösterdim. Bu güzel bir başarı olduğunu düşünüyorum" dedi. Daha önce ağır vasıta kullanmadığını belirten Kılınç, direksiyon başında olmaktan büyük mutluluk duyduğunu dile getirdi.