EKONOMİ - 18 Ekim 2024 Cuma 09:32

Ankara keçisi yok olmakla karşı karşıya

A
A
A
Ankara keçisi yok olmakla karşı karşıya

Ankara keçisi üreticisi Cihan Balaban, kendisinden sonra bu mesleği yapacak kimsesi kalmadığı için 2 bin tane Ankara keçisinden oluşan sürünün büyük bir çoğunluğunu satmak zorunda kaldı.


Başkentin simgelerinden Ankara keçisi, hayvancılık mesleğinin tercih edilmemesi nedeniyle yok olmakla karşı karşıya. Ankara keçisi ise dünya tekstilinin göz bebekleri arasında gösteriliyor. Onları değerli kılan ise uzun, parlak, ince ve beyaz tüyleri. Bilinçsiz bakım, türlerin karışması, çoban bulunamaması ve gençlerin hayvancılık mesleğini yapmaya yönelik düşük arzuları nedeniyle Ankara keçisi için alarm zilleri de çalmaya başladı.



Ankara’nın Ayaş ilçesinde hayvancılık yapıyor


Başkentin Ayaş ilçesine bağlı Ilıca köyünde Ankara keçisi üreticiliği yapan 60 yaşındaki Cihan Balaban, yaşlanması ve mesleğini devredecek kimsesi olmadığından dolayı 2 bin adeti bulan Ankara Keçisi sürüsünün büyük bir çoğunluğunu satmak zorunda kaldı.



Gençler hayvancılık yapmak istemiyor


Balaban, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, kendisi gibi Başkentin Ayaş, Güdül, Nallıhan ve Kızılcahamam gibi ilçelerinde Ankara keçisi üreticisi yapan vatandaşların çoğunun yaşlılık ve kendisinden sonra gelen kuşağın hayvancılık yapmak istememesinden dolayı Ankara Keçisinin sonunun gelmeye başladığını söyledi.



"Geride yapacak kimse yok"


Cihan Balaban, “Doğdum doğalı bunun içindeyim. Tam ebeden ve dededen kalma gördüğümüz. 60 yaşına girdim 60 senedir bunun içindeyim. Bin 500’ü de 2 bini de gördüm ama kalan şimdi bu. 180 tane kaldı. Mecbur satmak zorunda kaldım. Adam bulunmuyor, hayat pahalı, geride yapacak kimse yok” ifadelerini kullandı.



"Türkiye’de çobanlık yok"


Balaban, hayvancılığın sevilerek yapılması gereken bir meslek olduğunu belirterek, “Geride yapacak kimse kalmayınca biraz da maddi durumlar geri tepti, yapılmayacak duruma geldi. Ben devlet adamlarıyla da çok görüştüm. Çok dedik ‘Çaresiz, çobansızız’. Bugün asgari ücretle adam şurada çalışıyor, burada 25 bin liraya çalışmıyor. 35 bin lira biz Afgan’a veriyoruz. Türkiye’de çobanlık yok. Hepsi Afgan. Onlar da olmazsa hayvancılık biter” diye konuştu.



Ankara keçisi yok olmakla karşı karşıya

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’da uyuşturucu operasyonları: 8 gözaltı İstanbul’da düzenlenen uyuşturucu operasyonlarında 8 şüpheli yakalandı, 500 kilo sıvı ve katı narkotik madde ele geçirildi. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, “Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti” suçuyla ilgili şüphelilerin yakalanması ve suçların önlenmesine yönelik, Büyükçekmece, Esenyurt, Başakşehir ve Kadıköy ilçelerinde bir dizi çalışma gerçekleştirdi. Yürütülen soruşturma çerçevesinde belirlenen adreslere yönelik 12 ila 16 Ekim tarihlerinde düzenlenen operasyonlarda 6’sı yabancı uyruklu 8 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. Tespit edilen adreslerde yapılan aramalarda ise İran ve Balkan rotası üzerinden yurda sokulan 181 kilo 100 gram sıvı metamfetamin, 41 kilo 500 gram katı metamfetamin, 282 kilo skunk, 2 hassas terazi, uyuşturucu çoğaltımında kullanılan çok sayıda materyaller ile 165 bin 835 lira, 18 bin 874 dolar ve 6 bin 15 avro ele geçirildi. Altısı yabancı 8 kişi tutuklandı Toplam 504 kilo 600 gram katı ve sıvı narkotik maddeye el konulurken, 8 şüpheli emniyete götürüldü. Polisteki ifade işlemlerinden sonra mahkemeye çıkarılan uyuşturucu tacirleri, çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildiği açıklandı. Petrol dolu bidonlarda uyuşturucu Balkan ve İran rotasını kullanan uyuşturucu kartellerinin çalışma metotları da deşifre oldu. Skunk maddelerinin Arnavutluk ve Sırbistan’dan yurda getirildiği anlaşılırken, metamfetaminlerin ise İran’dan içi petrol dolu bidonlarla ülkeye geçirildiği ve İstanbul’un kırsal bölgesinde ayrıştırılarak katı ve sıvı uyuşturucu haline getirildiği öğrenildi.
Osmaniye Depremzede esnaf, kendi yaptığı 3 metrekarelik kulübede mesleğini sürdürüyor Osmaniye’de 54 yıllık iş yeri depremde yıkılan 75 yaşındaki Sabri Yıldırım, kendi imkanlarıyla yaptığı 3 metrekarelik kulübesinde ayakkabıcılık mesleğine devam ediyor. Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinden etkilenen Osmaniye’de, 12 yaşında başladığı ayakkabıcılık mesleğine kalfa olduktan sonra 54 yıldır aynı iş yerinde kiracı olarak devam Sabri Yıldırım’ın depremde iş yeri yıkıldı. İş yeri yıkıldıktan sonra yerine koyulan konteynerin kirasını yüksek bulan Yıldırım, kendi imkanlarıyla yaptığı 3 metrekarelik ahşap dükkanında mesleğini sürdürüyor. Ayakkabı ve çanta tamirinin yanı sıra ayakkabı imalatı da yapan Yıldırım, mesleğin Osmaniye’deki son temsilcilerinden. Depremde iş yerinin yıkıldığını, kiraların da yüksek olmasından dolayı kendi imkanlarıyla ahşap kulübe yaptığını söyleyen Sabri Yıldırım, "İlkokulu bitirdim, 12 yaşından beri bir ustanın yanında çalıştım. Tek ustanın yanında çalıştım orada bu adam hakiki bir çizmeciydi körüklü çizme yapardı. Biz de ondan güzel bir sanat öğrendik. Kalfa olduktan sonra bir dükkan açtım. 54 yıldır aynı dükkanda çalışıyordum. Deprem olduktan sonra buralar yıkılınca bizim dükkan sahiplerimiz, bir baraka koydular ve yüksek bir fiyat istediler. Biz de bunu kaldıramayacağımızı söyledik. Ben geldim, bir baraka yaptım kendi imkanlarımla, 3 metrekare içerisinde ayakkabı yapıyorum, sökük yapıyorum, çanta yapıyorum. Ayakkabıyı sıfırdan kendim yapıyorum. Zaten benden başka da ayakkabı yapan kişi kalmadı. Osmaniye’de son usta benim" dedi.