KÜLTÜR SANAT - 03 Nisan 2025 Perşembe 13:52

Ankara Kalesi’nin 4 asırlık sırrını anlatan roman kitapseverlerle buluştu

A
A
A
Ankara Kalesi’nin 4 asırlık sırrını anlatan roman kitapseverlerle buluştu

Yazar Seçkin Küskü’nün Ankara Kalesi’nin gizem dolu hikayesini anlatan ’Surdaki Sır’ isimli romanı kitapseverlerle buluştu. Romanını Ankara’nın bilinen ilk resmi olan 4 asırlık "Ankara Manzarası" tablosundan ilham alarak yazan Seçkin Küskü, Prof. Dr. Semavi Eyice’nin daha önceleri "Halep Manzarası" olarak bilinen tablonun Ankara manzarası olduğunu ispatladığını ve o günden sonra isminin "Ankara Manzarası" olarak değiştiğini belirterek, "Surdaki Sır alıştığımız roman formatının biraz dışında. Tamamen Ankara Manzarası tablosuna yönelik yazılmış bir kitap" dedi.


Dünyada bir tablo hakkında yazılmış dört romandan biri olan ve 17. yüzyıldaki Ankara’yı anlatan "Ankara Manzarası" tablosundan esinlenilerek yazılan "Surdaki Sır" romanı okurlar ile buluştu. Seçkin Küskü tarafından kaleme alınan eserde yer alan 22 karakter de tabloda resmedilen kişileri tasvir ediyor. Dönemin sosyal, kültürel ve ticari hayatına dair akademik makaleler, Ankara’ya gelen seyyahların çizim ve yazılarının incelenmesi ile ortaya çıkan eser, 22 akademisyenin yayınlanması yönünde görüş bildirmesi ile raflardaki yerini aldı. Kitabın yazarı Seçkin Küskü, tabloya dair araştırmalarını anlattı. Küskü, tabloda 1617 yılında Osmanlı ile Hollanda arasında imzalanan ticaret anlaşması ile Hollandalı tüccarların ticaret kervanları ile Ankara’ya gelişinin resmedildiğini dile getirdi. Tablonun ters çevrildiğinde suda yansımasının görüldüğüne dikkati çeken Küskü, Ankara Manzarası tablosunun sahibinin belli olmadığını ancak tablo üstünde dönemin Hollanda folklorik kıyafetleri ile resmedilmiş karakterinin imza olabileceğini düşündüğünü belirtti.



"Hollandalılar bu tabloyu Halep Manzarası olarak biliyorlardı"


Ankara Manzarası tablosunun ilk olarak "Halep Manzarası" olarak bilindiğini hatırlatan yazar Küskü, "Tablomuzun ismi Ankara Manzarası. Sanat tarihçilerimiz 17. ya da 18. yüzyılda yapıldığına dair görüş bildiriyorlar. Ancak tablomuzun net yapım tarihi bilinmiyor. Ressamımızın imzası ya da ismi de yok tabloda. 1970 yılına kadar bu tablo Hollanda Rijksmuseum’da sergilenmekteydi. Rahmetli Prof. Dr. Semavi Eyice hocamız bu tablonun Ankara manzarası olduğunu ispatlıyor ve o günden beri ’Ankara Manzarası’ olarak ismi değişiyor. Daha önceleri Hollandalılar bu tabloyu Halep Manzarası olarak biliyorlardı. Semavi Eyice hocamızın sayesinde Ankara manzarası olduğu ispatlanmış durumda" ifadelerini kullandı.



"Uzun bir araştırma dönemi geçirdim"


Kitabı tamamen tabloya odaklanmış şekilde yazdığını belirten Küskü, "Tarihi gerçeklere göre kaleme aldım. Uzun bir araştırma dönemi geçirdim. Tablo, 2018 yılında Hollanda Rijksmuseum, Kültür Bakanlığımız ve Hollanda Kültür Bakanlığı iş birliği ile geçici olarak sergilenmek üzere Koç Müzesi’ne getirildi. O tarihten bu yana da burada sergileniyor" dedi.



"4 yılın sonunda ‘Surdaki Sır’ kitabım tarihi gerçeklere uygun olarak kaleme alındı"


Tabloya bir Ankaralı olarak sahip çıktığını dile getiren Küskü, "2018 yılında Rahmi Koç Müzesi’nde tablo ile ilgili geldikten sonra bir seminer düzenlendi. Ben de bu seminere katıldım. Tabloyu ilk gördüğümde göz göze saatlerce bakıştık ve ben bu tablonun kitabını yazarım diye düşündüm. Daha sonra yine tarihi araştırmalara başladım. Akademik makaleler, Ankara’yı gezen seyyahların günlükleri ve çizimlerini inceledim. Bu araştırma 4 yıl sürdü ve 4 yılın sonunda ‘Surdaki Sır’ kitabım tarihi gerçeklere uygun olarak kaleme alındı ve bir taslak haline geldi. Sonrasında 22 akademisyen hocamızın gözetiminden ve okumasından geçti kitabım ve yayınlanması konusunda görüş bildirdiler ve ‘Surdaki Sır’ doğmuş oldu" diye konuştu.



"Ankara Manzarası tablomuzda Ankara en ince ayrıntısına kadar resmedilmiş"


Kitaptaki karakterlerin tabloda resmedilen karakterlere dayandırılarak toplamda 11 hikayeden oluştuğunu belirten Küskü, "Tablo iki parçadan oluşuyor. Arka tarafta 3. sur ve Ankara’nın mimari yapısı resmedilmiş. Ön tarafta ise Cenab-ı Ahmet Paşa Camii ve önündeki pazar alanı resmedilmiş. Kadın, erkek ve çocuk olmak üzere toplamda 357 karakter var. Sof feraceli Ankaralı kadınlarımız görünüyor tabloda. Ankara en ince ayrıntısına kadar resmedilmiş Ankara Manzarası tablomuzda. Ben de buradaki karakterlerin üzerinde çalışarak bunları romanımda işlemeye çalıştım. Toplamda 22 karakter var. Surdaki Sır alıştığımız roman formatının biraz dışında. Toplamda 11 hikayeden oluşan bir bütün hikayeyi kapsıyor. Tamamen Ankara Manzarası tablosuna yönelik yazılmış bir kitap" dedi.



Romanda tabloyu çizdiği düşünülen ressama da yer verildi


Bir sanatçının yaptığı bir esere imzasının ya da isminin yazılmamasının çok mantıklı olmadığını aktaran Küskü, "Tabloyu saatlerce, günlerce, hatta aylarca düşündüm, inceledim ve 357 karakterin içerisinde bir tane farklı kıyafetle kişinin resmedildiğini gördüm. At üzerinde ve Kirazlı Köprüsü’ne doğru giden at üzerindeki kişinin dönemin Hollanda yöresel kıyafetleri giymiş bir kişi olduğunu keşfettim. Onu kitabımda ressam, o dönemin ismiyle Bedizci Martin olarak kurguladım" ifadelerini kullandı.



"Tablomuzu Ankara’dan ve bizi de tablomuzdan ayırmasınlar"


Hollanda Büyükelçiliği, Rijksmuseum ve Rahmi Koç Müzesi iş birliğiyle 2018 yılında tablonun Ankara’ya iki yıllık süreyle getirildiğini dile getiren Küskü, ancak Ankaralıların yoğun ilgisi ile yaklaşık beş yıldır tablonun başkentte sergilendiğini belirterek, "Hollanda Kralı William Alexander’a da seslenmek istiyorum. Mümkünse tablomuzu Ankara’dan ve bizi de tablomuzdan ayırmasınlar" dedi.



Ankara Kalesi’nin 4 asırlık sırrını anlatan roman kitapseverlerle buluştu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karabük Polisten kaçan alkollü sürücü kaza yapınca yakalandı Karabük’te polisin "dur" ihtarına uymayıp otomobiliyle kaçan ehliyetsiz ve 1.85 promil alkollü sürücü kaza yapınca yakalandı. Hürriyet Mahallesi Melisa Caddesi’nde 78 ABL 583 plakalı otomobilin sürücüsü M.E.Y. (19), yolda zikzak çizince polis ekiplerin "dur" ihtarına uymayarak kaçtı. Buradan Karabük-Yenice kara yolu üzerinde devam eden kovalamaca sonucu sürücü, direksiyon hakimiyetini kaybederek önce kaldırıma ardından köprü ayağına çarptı. Çarpmanın etkisi ile otomobilin motoru yerinden fırlayarak koptu. Kazada sürücü M.E.Y ve yanındaki Z.C.K. (18) yaralanırken, kaza sonrası polise direnenince ekipler biber gazı sıkarak etkisiz hale getirdi. Bu sırada ihbar üzerine kaza yerine sağlık ve çok sayıda polis ekipleri sevk edildi. Olay yerinde ilk müdahaleleri yapılan yaralılardan otomobil sürücüsü M.E.Y, önce alkolmetreyi üflemek istemeyince ambulansa bindi. Bir süre sonra ambulanstan geri inen ve yüzüne yediği biber gazından dolayı zor anlar yaşayan sürücü polisle pazarlık yapmaya başladı. Trafik ekiplerin alkolmetreyi üflememesi durumunda cezaların katlanarak artacağı söylenen sürücü M.E.Y, 5 ay önce ehliyetini alkollü araç kullanmaktan dolayı alındığını belirterek, ’Alkolmetreyi üflersem mi daha çok yararıma" diye sormasının üzerine polisin üflemezsen cezan daha çok katlanır demesiyle alkometreyi üfledi. Yapılan ölçümde sürücünün 1.85 promil alkollü olduğu tespit edildi. Ambulanslarla Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılan yaralıların genel durumlarının ise iyi olduğu öğrenildi. 1,85 promil alkollü sürücüye, tarafik ekiplerince Karayolları Trafik Kanunu’nun "dur ikazına uymamak", "sürücü belgesiz araç kullanmak" ve "alkollü araç kullanmak" gibi 6 maddeden toplam 51 bin 948 lira idari para cezası kesildi. Sürücü hakkında ayrıca "trafik güvenliğini tehlikeye düşürmek" suçundan da adli işlem başlatıldı. Diğer yandan kazanın meydana geldiği yerde bulunan Soğuksu KYK kız yurdundaki öğrencilerde yurdun bolkonuna çıkarak yaşananları film gibi izledi.