POLİTİKA - 20 Mart 2025 Perşembe 16:05

AK Parti Sözcüsü Çelik: "Hiçbirimizin bu yargı süreciyle ilgili olarak bu bahsettiğim prensiplerin dışına çıkan herhangi bir değerlendirme yapmasının herhangi bir geçerliliği, zemini ve meşruiyeti olmaz"

A
A
A
AK Parti Sözcüsü Çelik:  "Hiçbirimizin bu yargı süreciyle ilgili olarak bu bahsettiğim prensiplerin dışına çıkan herhangi bir değerlendirme yapmasının herhangi bir geçerliliği, zemini ve meşruiyeti olmaz"

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Hiçbirimizin bu yargı süreciyle ilgili olarak bu bahsettiğim prensiplerin dışına çıkan herhangi bir değerlendirme yapmasının herhangi bir geçerliliği, zemini ve meşruiyeti olmaz" dedi.


AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin genel merkezinde gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Çelik, masumiyet karinesi esastır ve siyasetçinin burada duracağına ve siyasetçinin yapması gereken yargı sürecini izlemek olduğuna dikkat çekti. Dosyanın içeriğiyle ilgili herhangi bir bilgiye sahip olmadıklarının altını çizen Çelik, "Savcının iddianamesini mahkemenin nasıl değerlendireceğini değerlendirecek olan siyasetçiler değil. O yüzden hiçbirimizin bu yargı süreciyle ilgili olarak bu bahsettiğim prensiplerin dışına çıkan herhangi bir değerlendirme yapmasının herhangi bir geçerliliği, zemini ve meşruiyeti olmaz" ifadelerini kullandı.



Olay olduğu andan itibaren Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti tarafından Cumhuriyet Halk Partisi’ne dönük bir darbe girişimi olduğunu söylediğine dikkat çeken Çelik, "Tabii bu açıklama bütün bu süreç boyunca bir kere daha Sayın Özgür Özel’in kullandığı kavramlar herhangi bir siyasi değerlendirmenin temelini teşkil edecek bir siyasi alfabe konusunda bile okur yazarlık konusunda Cumhuriyet Halk Partisi’nde ağır bir enformasyon olduğunu çok ağır kronik bir sorun olduğunu bir kere daha gösteriyor. Yani siyasetin durması gereken yer neresidir? Demokratik toplumlarda siyaset hangi pozisyonda durur? Muhalefet hangi ilkeler temelinde muhalefetini şekillendirir? Artık bununla ilgili olarak Cumhuriyet Halk Partisi’nin herhangi bir öğrenme kabiliyeti olmadığı görülmüştür. Yapay zekaya bir soru sorsak Cumhuriyet Halk Partisi’nin yerinde olsanız nasıl muhalefet yaparsın diye emin olun yapay zeka bile Cumhuriyet Halk Partisi’ne şu anda Özgür Özel’in ortaya koyduğu argümanlardan Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminin ortaya koyduğu argümanlardan daha ileri argümanlar sunabilir. Cumhuriyet Halk Partisi’ne bir muhalefet partisi olarak siyaset yargı ilişkilerinde demokratik kültür yargı ilişkilerinde nerede durması gerektiği konusunda yapay zekanın Cumhuriyet Halk Partisi’ne öğreteceği çok şey vardır. O sebeple Cumhuriyet Halk Partisi’ne gönül vermiş vatandaşlarımıza özellikle bu konuda merak sahibi olanlara arz etmek isterim ki gerçekten Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı olsa yapay zekaya sorsalar deseler ki şöyle bir mesele var, şöyle bir mesele var, şöyle bir mesele var. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı olsa nasıl bir değerlendirme yaparsın? Emin olun Sayın Özgür Özel’den ve Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminden daha nitelikli değerlendirme yapacakları yapacağı son derece açıktır" diye konuştu.


Çelik, Türk siyasi hayatına özel bir Google ya da bir arama motoru yapılmış olsaydı bu sadece Türk siyasi hayatına özel bir arama motoru olsaydı darbe ve darbecilik yazıldığında hemen karşısına eşittir Cumhuriyet Halk Partisi diye bir sonuç vereceğini belirterek, Sayın Özgür Özel’in bizi darbecilikle suçlayacak Cumhurbaşkanına dönük olarak darbecilik ithamında bulunacak ne bir kapasitesi ne bir dayanağı ne de siyasetin meşru zeminlerinde söyleyeceği söz olmadığını söyledi.



CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in ilk iş başına geldiğinde bir normalleşme süreci başladığında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir iade-i ziyaretle bu sürece destek verdiklerini hatırlatan Çelik, Biraz umutlanmıştık. Fakat bir kere daha görüyoruz ki umudumuz boşa çıkmıştır. Dolayısıyla Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu siyasi mücadele Cumhuriyet Halk Partisi’nin bütün engellemelerine ve bütün bu bahsettiğim vesayet girişimlerine rağmen gerçekleşmiş ve demokratik sonuçlar doğurmuştur. O yüzden Sayın Özgür Özel sivil darbe nedir? Darbe girişimi nedir? Darbe girişimine siyasi organizasyonlar nasıl destek verir diye bir merak içerisindeyse bu konuyla ilgili bulacağı en zengin literatür Cumhuriyet Halk Partisi’nin tarihinde vardır. Hele de Sayın Özgür Özel’in 15 Temmuz’la bu adlî süreci eş değer görmesi siyasi bilgisizliğin ve siyasi cehaletin zirvesini oluşturmuştur. 15 Temmuz gibi bir terörist darbe girişimiyle bir adlî süreci eş tutmak bir kere daha göstermiştir ki Cumhuriyet Halk Partisi kendisini demokratik sistem içerisinde bir siyasi parti olarak görmemekte devletin sahibi zannetmektedir. Milletimiz bu şekilde kendisini devletin sahibi zanneden devleti ve millet iradesini kendisinin mülkü zanneden bu siyasi organizasyona bütün seçimlerde bütün demokratik yarışlarda haddini bildirmiştir" şeklinde konuştu.


Hür seçimlerle sandığın kurulduğu seçimlerle sandık iradesinin hür bir şekilde tecelli ettiği seçimlerle de Cumhuriyet Halk Partisi’ne değil Cumhurbaşkanı Erdoğan’a destek verdiğini hatırlatan Çelik, "AK Partimize destek vermiştir, ittifakımıza destek vermiştir. Dolayısıyla 15 Temmuz darbe girişimiyle terörist darbe girişimiyle adlî süreçleri eş tutmak esasında 15 Temmuz konusunda da meseleyi sulandırmak ve siyasi laubalilikle ilgili bir derinden akan bir dip dalganın olduğunu göstermesi bakımından siyasi tarihimize geçmiştir" dedi.



"Biz siyaset meydanlarının partisiyiz"


CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in AK Parti’yi siyaseti hukuk yoluyla dizayn etmekle itham ettiğini ifade eden Çelik, "Kendisine şunu hatırlatmak isteriz ki biz biraz evvel konuşmamın girişinde bahsettiğim ülkeler çerçevesinde siyasetin nerede durması gerektiğini çok iyi biliyoruz. Biz siyaset meydanlarının partisiyiz. Biz karşımıza en karanlık odakların çıktığı zamanda bile millet iradesine giderek millet iradesiyle birlikte yol yürüyerek bu ülkede büyük devrimleri, büyük değişimleri demokratik siyaset mekanizmaları içerisinde gerçekleştirmiş bir partiyiz. Biz siyaset meydanlarının partisi olarak meydanlarda bütün tarihimiz boyunca ve bugünümüzde de milletimizle buluşurken Cumhuriyet Halk Partisi’nin yapmaya çalıştığı bir takım karanlık koridorlarda millet iradesini sakatlamaya, budamaya, tırpanlamaya dönük bir takım komitacılık faaliyetlerin içinde olmaktan ibaret olmuştur. Onun için bizim herhangi bir vesayet girişimiyle herhangi bir şekilde ilişkimiz söz konusu değil ama net bir şekilde ifade etmek isterim ki Sayın Özgür Özel’in bu iddiaları karşısında kendisi Cumhuriyet Halk Partisi’nin demokratik bir şekilde ortaya çıkmış iradeler karşısında komitacılık yapmadığı, karanlık koridorlarda dolaşmadığı herhangi bir örnek, herhangi bir dönem hiçbir şekilde gösteremez. Biz sizin gibi siyaseti illegal yollarla dizayn etmek değil millet apaçık bir şekilde yolumuzu yürümekle kendi geleceğimizi, siyasi davranışımızı, siyasi haritamızı çizmiş bir partiyiz


Net bir şekilde de söyleyeyim size, cumhurbaşkanımıza söylediğiniz sözlerin size dönük olarak ifade ettiği tek şey alnınıza yazılmış bir utanç olacaktır. Cumhurbaşkanımızın bu ülkede her türlü siyasi suikasti her türlü siyasi tehdidi bertaraf ederek göze alarak nasıl bir şekilde bu demokratikleşme mücadelesini yürüttüğünü yıllar içerisinde hepimiz yakinen biliyoruz. Milletimiz de bunu takdir etmeye devam ediyor" ifadelerini kullandı.



"Cumhurbaşkanımızın demokrasimize verdiği bir saatlik emek Cumhuriyet Halk Partisi’ne 100 yıl yeter"


Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın demokrasimize verdiği bir saatlik emek Cumhuriyet Halk Partisi’ne 100 yıl yeteceğini söyleyen Çelik, "Biz bu emekler ortaya koyulurken hangi siyasi tehditlerle, hangi siyasi suikastlarla karşılaştığımızı çok iyi biliyoruz. O zaman da sizin kimlerle işbirliği içerisinde olduğunuzu da çok iyi biliyoruz. Bugün yine yapmaya çalıştığınız şey herhangi bir şekilde evrensel hukuk ilkeleri çerçevesinde durmak değil. Aslında hem siyaseti şekillendirmeye çalışırken biraz sonra değineceğim ona hem de esasında doğrudan Türkiye’deki bütün kuvvetler ayrılığını belirleyen güçlere müdahale etmekten ibarettir.


Dolayısıyla bu çerçevede bir kere daha içeriğine siyasetçilerin hakim olmasının mümkün olmadığı bir dosyayla ilgili olarak bizim karar vermemizi istiyorlar" dedi.


Bugün yolsuzluk ve terörle ilgili olarak yürütülen bu soruşturma çerçevesinde ortaya çıkan bütün iddialar uzun zamandır zaten CHP’liler tarafından hem sosyal medya hesaplarında hem başka mecralarda zaten ifade edildiğine dikkat çeken Çelik, "Yani bunlar kamuoyunun yabancısı olduğu iddialar değil. Bunlar bizzat CHP milletvekili, CHP parti meclis üyesi, CHP belediye meclis üyesi gibi bir zamanlar CHP’de siyaset yapmış halen de yapıyor olabilirler. Halen de aktif siyasete başka şekilde devam ediyor olabilirler. Onlar tarafından gündeme getirilmiş iddialardır. Dolayısıyla Sayın Özgür Özel bize saldıracağına cumhurbaşkanımıza karşı haddini aşan saygısız ifadeler kullanacağına dönecek bizzat Cumhuriyet Halk Partililer tarafından dile getirilen Cumhuriyet Halk Partisi belediyelerinin merkezde olduğu bu iddialarla ilgili olarak ne düşündüğünü söyleyecek. Bu iddialar karşısında Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığı koltuğunda oturan birisinin bizzat CHP’liler tarafından CHP’li belediyelere dönük bu iddialara yönelik söyleyecek sözlerinin olması gerekir. Bunu örtbast etmek için bununla ilgili cevaplardan kaçınmak için cumhurbaşkanımıza saldırması bize saldırması Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminin Cumhuriyet Halk Partisi belediyeleri ve çeşitli organizasyonlarıyla ilgili kurultay dahil olmak üzere gündeme gelen iddialardaki ortaya çıkan cari açığını kapatmaya yetmez" açıklamalarında bulundu.


Özgür Özel’den bütün kamuoyunun beklentisine değinen Çelik, "Şunu diyebiliyor mu Sayın Özgür Özel, ‘Ben Cumhuriyet Halk Partisi belediyelerle ilgili gündeme gelen bütün bu iddiaların doğru olmadığını düşünüyorum ve buna kefilim diyebiliyor mu? Bu iddialar ispatlanırsa ben genel başkanlıktan istifa ederim diyebiliyor mu?’ O zaman diyebiliyorsa bu doğrultuda gidecek. Bu tartışmaya bu doğrultuda müdahil olacak" dedi.



Özgür Özel Cumhuriyet Halk Partisi’nin iç süreçlerini Türkiye’nin resmi süreçleriyle karıştırdığını ifade eden Çelik, "Kendi işleri de bir cumhurbaşkanı adayı belirlemeye karar vermişler. Kendi işlerinde bir sandık kurmuşlar. Kendi işlerinde kurduğu sandığı Türkiye’nin resmi seçim sandığı zannediyor. Kendisi Cumhuriyet Halk Partisi içerisinde herhangi bir konuda seçim yapmakla ilgili karar aldığı zaman bunu genel seçimle ilgili karar almış zannediyor. Ve bütün Türkiye’nin bu şekilde kabul etmesi gerektiğini ifade ediyor. Yani egemenlik kayıtsız şartsız millete aittir.


Millet egemenliği Cumhuriyet Halk Fırkası eliyle kullanır gibisinden o zihniyeti bugünkü demokratik ortamda tekrar yaşatabileceğini zannediyor. Dolayısıyla kendisinin bu yaklaşımı yani kendi içinde bir seçim kararı almışken bunu Türkiye’nin genel seçimi gibi sunması ya da kendi partisi tutmuş bir cumhurbaşkanı adayı belirlemeye karar vermiş. Bu da tabii enteresan, apolitik bir durum. Seçime daha üç sene var. Şimdiden Cumhuriyet Halk Partisi’nin uğraştığı tek konu bu. Niye? Çünkü mesele Türkiye’ye bir herhangi bir irade üretmek değil, Cumhuriyet Halk Partisi’nin içindeki iç kaynamaları yönetmek. E o zaman siz kendi iç seçim sürecini Türkiye’nin resmi seçimi zannederseniz kendi içinizde belirlediğiniz herhangi bir konudaki aday söz konusu olduğunda bunu Türkiye’nin bu şekilde kabul etmesini isterseniz o zaman sizin zihniyetinizde demokrasi olmaz. Bu paralel devlet anlayışıdır. Biz karar verelim, devlet kurumları buna uysun demektir. Böyle bir paralel devlet anlayışı Türkiye’de söz konusu değil. O yüzden kendi partisiyle ilgili gündemlerin kendi partisiyle olduğunu düşünmesi gerekir. Ki kendi partisi içinde bile bu konuda bir mutabakat yoktur. En az her konuda üç ayrı yapı ortaya çıkmaktadır. Üç ayrı parça ortaya çıkmaktadır" şeklinde konuştu.



CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun bir programda söylediği ‘biz işte bu adlî süreçleri tahmin ettik. Onun için bu Cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecini başlattık’ sözlerine ilişkin Çelik, "Çıksın gerçekten böyle midir, değil midir? Sayın Özgür Özel bunlarla ilgili olarak bir şekilde cevap versin. Dolayısıyla CHP’nin siyasi kararlarının neticelerinin hukuki ayrıcalık olduğu gibi bir iddia Sayın Özgür Özel’in ortaya koymaya çalıştığı iddia tamamen temelsiz bir iddiadır. Ne zamandan beri CHP’nin kararları herhangi bir karar verdiğinde CHP herhangi bir seçim yaptığında bu Türkiye’nin devlet kurumlarını bağlamaktadır. Ve o kararın sonuçları hukuki ayrıcalık ve hukuki dokunulmazlık oluşturmaktadır. Bu tamamen çok yanlış, çok ilkel, çok antidemokratik bir paralel devlet anlayışıdır" dedi.


"Cumhuriyet Halk Partisi’nin Atatürk’ün kurduğu partiyle bir ilişkisi kalmamıştır"


Cumhuriyet Halk Partisi herhangi bir krizle karşı karşıya kaldığı zaman sürekli olarak şunu getiriyor ‘ Biz diyor Atatürk’ün kurduğu partiyiz.’ sözlerine ilişkin Çelik, " Cumhuriyet Halk Partisi’nin Atatürk’ün kurduğu partiyle bir ilişkisi kalmamıştır" dedi.




Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Yolcu otobüsünde binlerce silah parçası ele geçirildi: 6 gözaltı Düzce’de yaklaşık 2 yıl süren teknik ve fiziki takibin ardından düzenlenen operasyonda, İstanbul’a sevkiyatı yapılmak üzere yolcu otobüsüne yüklenen 46 bin 655 adet silah parçası ele geçirildi. Aralarında tabanca gövdeleri, namlular ve torna tezgahının da bulunduğu malzemelerle yaklaşık 2 bin 100 tabanca üretilebileceği belirlenirken, olayla ilgili 6 şüpheli yakalandı. Düzce Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürlüğü ekipleri, kentte faaliyet gösteren silah kaçakçılarına yönelik yaklaşık 23 aydır sürdürülen teknik ve fiziki takibin ardından operasyon için düğmeye bastı. Şüphelilerin Düzce’den İstanbul’a çok sayıda silah parçası sevkiyatı yapacağı bilgisi üzerine harekete geçen ekipler, şüphelilerden M.E.K.’ye ait Tokuşlar Mahallesi’ndeki iş yeri, otomobil ve yolcu otobüsünü takibe aldı. İş yerinden silah parçalarının koliler ve torbalar içerisinde otobüse yüklendiği tespit edildi. Otoyolda durdurulan araçlarda yapılan aramalarda, toplam 46 bin 655 silah parçası ele geçirildi. Ele geçirilen malzemeler arasında; 2 bin 115 tabanca alt gövdesi, 2 bin 100 üst kapak takımı, 2 bin 100 namlu, 2 bin 100 tabanca iğnesi, 2 bin emniyet mandalı, 2 bin 100 mekanizma yatağı, 2 bin 100 üst kapak tutucu, 2 bin 100 üst kapak düşürme mandalı, 2 bin 100 iğne kontrol pimi, 2 bin 100 arpacık, 2 bin 50 tetik tutucu, 2 bin 50 iğne tutucu gibi diğer tamamlayıcı parçalar ile 1 adet silah yapımında kullanılan çok amaçlı torna tezgahı yer aldı. Ayrıca, aramada 3 adet ruhsatsız tabanca ile bu silahlara ait çok sayıda fişek ele geçirildi. Ekipler, ele geçirilen malzemelerin birleştirilmesi durumunda yaklaşık 2 bin 100 adet ruhsatsız tabanca üretilebileceğini belirledi. Operasyon kapsamında şüpheliler M.E.K., A.Ö., M.C.Ö., İ.İ., D.D. ve otobüs şoförü Z.D. gözaltına alındı. Olayla ilgili geniş çaplı soruşturma devam ediyor.
İstanbul Topkapı Sarayı’nda bir ilk: Mabeyn Yolu Çini Sanat Galerisi ziyarete açıldı Topkapı Sarayı’nda saray içi güvenlik, mahremiyet ve protokol açısından özel bir işleve sahip olan Mabeyn Yolu, kapsamlı bir hazırlık sürecinin ardından Mabeyn Yolu Çini Sanat Galerisi olarak ziyarete açıldı. Milli Saraylar Başkanı Dr. Yasin Yıldız, "Çiniler gerçekten Topkapı Sarayı başta olmak üzere Milli Saraylar Koleksiyonunun çok önemli bir parçası. Burada yaklaşık ilk etapta 250 parça çiniyi sergiliyoruz" dedi. Topkapı Sarayı’nda saray içi güvenlik, mahremiyet ve protokol açısından özel bir işleve sahip olan Mabeyn Yolu, çalışmaların tamamlanmasının ardından Mabeyn Yolu Çini Sanat Galerisi olarak ziyarete açıldı. Sergi, Milli Saraylar Başkanlığı tarafından ilk etapta basın mensuplarına tanıtıldı. Topkapı Sarayı’nın Harem bölümü ile Mabeyn’i birleştiren koridor, tarihi işlevine sadık kalınarak galeri düzeninde ele alındı. Tematik yerleşim sayesinde ziyaretçiler, saray mimarisindeki kullanım bağlamını ve çini üslubundaki değişimi adım adım takip edebilecek. Modern depolama, titiz tasnif ve belgelemeyle özenle düzenlendi Topkapı Sarayı çinilerinin önemli bir bölümü, 2018’e kadar Harem’de dağınık depolarda saklanıyordu. Milli Saraylar, 2 bini aşkın kasada muhafaza edilen çinileri, Aziziye yapılarında kurduğu iki depoya taşıyarak saklama alanını 700 metrekareye çıkardı. 2021’de kurulan Çini Restorasyon Atölyesi ile tasnif ve belgeleme çalışmaları başlatıldı. 9 bin 486 fotoğrafla belgeleme yapıldı, 800 farklı desen envantere alındı Çalışmalar kapsamında 9 bin 486 fotoğrafla belgeleme yapıldı, 800 farklı desen envantere alındı. Çini galerisi seçkisi de bu çalışmaların sonucunda oluşturuldu. Restorasyon ihtiyaçları için depolarda eşleşen parçaların tespiti ise sürdürülüyor. Eserler, 3 farklı yüzyıla ait çinilerden oluşuyor Mabeyn Yolu Çini Sanat Galerisi; 16. yüzyılın İznik merkezli klasik üslubundan 17. yüzyıldaki dönüşüm ve çeşitlenmeye, 18. yüzyılda Avrupa etkilerinin belirginleştiği Kütahya üretimine uzanan çizgiyi bir arada sunuyor. Lale, karanfil, sümbül, hatâî gibi motifler ile dönemsel manzara ve figüratif sahneler, estetik evrim ve kültürel etkileşim perspektifiyle izlenebiliyor. "Çiniler gerçekten Topkapı Sarayı başta olmak üzere Milli Saraylar Koleksiyonunun çok önemli bir parçası" Galeriyle ile ilgili bilgi veren Milli Saraylar Başkanı Dr. Yasin Yıldız, çini koleksiyonun Milli Saraylar Başkanlığının önemli parçası olduğunu söyleyerek, "Burası görmüş olduğunuz gibi Topkapı Sarayı’nın gizemli kalmış köşelerinden bir tanesi. Aslında sarayın tarihi içerisinde çok önemli bir yeri var. Burası Mabeyn Yolu olarak bilinen padişahın özel kullandığı dairelerle, haremi birbirine bağlayan çok önemli bir koridor. Ama daha sonraki yüzyıllarda kullanım dışında kalmış. Ve uzun yıllar unutulmuş bir mekandı. Mabeyn ile ilgili restorasyon projelerimiz çerçevesinde bu ara geçiş güzergahını da mekanda bulunan çinilere de atıfta bulunmak amacıyla bir çini galerisi olarak düzenledik. Çiniler gerçekten Topkapı Sarayı başta olmak üzere Milli Saraylar Koleksiyonunun çok önemli bir parçası. Buradaki çinilerden kastımız dekoratif olarak mekanlarda kullanılmış olan çinileri kapsıyor" dedi. "İznik çinileri zaten koleksiyonun çok önemli bir parçasını oluşturuyor" Topkapı Sarayı’nın oldukça zengin bir çini koleksiyonuna sahip olduğunu söyleyen Yıldız, "Bilhassa inşa edildiği dönemlerde ve 16. yüzyıldaki yeniden yapılanmasında Türk çini sanatının en zirve dönemi olduğu düşünülürse, bu çeşitlilik daha iyi anlaşılabilir. Bu noktada İznik çinileri zaten koleksiyonun çok önemli bir parçasını oluşturuyor. Bununla birlikte daha sonraki yüzyıllarda devreye giren Kütahya çiniciliğini çok özel örnekleri de var. Bunlarla ilgili tabi daha sonraki yüzyıllarda kullanım gereği bazı mekanlardan kaldırılmış çiniler, depolarımızda bulunuyordu. Bu çinileri ziyaretçilerin görme şansı pek fazla bulunmuyordu. Bu galeride bu çinileri bir bütün halinde bir seçki halinde ziyaretçiyle buluşturmayı hedefledik. Çünkü sarayın tarihinin ve koleksiyonlarının bu önemli parçası görülmeden bu saraya bir bütün olarak anlamak çok mümkün olmayacaktı" şeklinde konuştu. "Burada Osman Gazi’den Sultan 2. Selim’e kadar yaşamış olan Osmanlı Sultanlarının isimlerinin olduğu çini eserleri var" Serginin galeri duvarlarında padişahların isimlerinin olduğu çinilerin olduğunu söyleyen Başkan Yasin Yıldız, "Yer olarak buranın seçilmesinin önemi de buradan kaynaklanıyor. Bu içinde bulunduğumuz Mabeyn Yolunda hemen kameraların arkasındaki duvarda görmüş olduğunuz uzun bir yazı dizisi var. Burada Osman Gazi’den Sultan İkinci Selim’e kadar yaşamış olan Osmanlı Sultanlarının isimleri bir bütün halinde dolayısıyla bir 16. yüzyıl çinisinde yazılmış olduğunu görüyoruz. Bütün bu boyutlarıyla ziyaretçilerimize özellikle harem bölümüyle mabeyni bir araya bağlayan bu önemli noktada böyle bir gazeleyi kazandırmış olmaktan dolayı fevkalade mutluyuz" ifadelerini kullandı. "Çalışmalar, bir bütün olarak yaklaşık 3 yılımızı aldı" Mabeyn Yolundaki restorasyon çalışmalarının 3 yılda yapıldığını söyleyen Başkan Yasin Yıldız, "Restorasyon çalışmaları oldukça uzun sürüyor. Mabeyndeki padişah daireleriyle ilgili çalışmalarımızda sona geldik. Padişahın kullanmış olduğu Aynalı Oda, Valide Sultan Dairesi bunların hepsi yakın zamanda ziyarete hazır hale gelecek. Burayı haremle bağlayan bu içinde bulunmuş olduğumuz galeri haline dönüştürdüğümüz koridor ise bugünden itibaren ziyaretçi tarafından gezilebilecek. Çalışmaların bir bütün olarak yaklaşık 3 yılımızı aldığını söyleyebilirim" dedi. Sergide ilk etapta 250 eser sergileniyor Açılışı gerçekleştirilen sergide 16. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar ait eserlerden ilk etapta 250 eserin sergilendiğini söyleyen Başkan Yasin Yıldız, "Belki eser sayısından önce özellikle giriş bölümünde Nahvin’in yazmış olduğu ve 19. yüzyıl çinilerine işlenen çok önemli bir kaside var. Bu koleksiyonumuzun çok müstesna bir parçasıdır. Bir bütün halinde burada sergileyebiliyoruz, çok sayıda çiniden oluşuyor. Burada yaklaşık ilk etapta biz 250 parça çiniyi sergiliyoruz. Çiniler yaklaşık söylemiş olduğum gibi 16. yüzyıl ve 19. yüzyıl arasını kapsıyor. Dolayısıyla 19. yüzyıla varması nedeniyle bunların içinde bir miktar saraya ithal çinilerin geldiği dönemi de kapsadığını düşünürsek aslında Osmanlı sarayında kullanılmış olan bir bütün çini geleneğini burada yerli olsun yabancı olsun göstermiş oluyoruz" ifadelerini kullandı. "Hatıralar Yolu": Kitabeler ve Panolar Serginin galeri duvarlarında Osman Gazi’den Sultan 2. Selim’e uzanan padişah adlarının sıralandığı iri yazılı çiniler bulunuyor. "Mihrabiye" motifli üç pano arasında görülen "Soffa-i ali" ve "Hamam-ı âli" ifadeleri, bu panoların vaktiyle Hünkâr Sofası ve Hünkâr Hamamı’ndan taşındığını düşündürüyor. Böylece Mâbeyn Yolu, bir sergileme alanının ötesinde, saray hafızasını taşıyan bir "hatıra galerisi" işlevi de üstleniyor. "Kaside-İ Münferice" Çinileri de galeride yer alacak Ziyaretçiler, Mabeyn Yolu Çini Sanat Galerisi boyunca Kaside-i Münferice’den seçilmiş beyitlerin işlendiği çinileri de görebilecek. 11. yüzyılda Tunuslu şair İbnü’n Nahvi tarafından kaleme alınan kaside, her sıkıntının ardından bir ferahlığın geleceğini vurgulayan mesajıyla tanınıyor. Halk arasında "kurtuluş getiren" bir metin olarak ün kazanan kaside, yüzyıllar boyunca zor zamanlarda dua niyetiyle okunmuş. Osmanlı döneminde de sevilen kasidenin Türkçe tercümeleri arasında 18. yüzyıl şairi Ebubekir Kani’nin manzum çevirisi öne çıkıyor. Çini Sanat Galerisi, Topkapı Sarayı’nın kapalı olduğu salı hariç, haftanın her günü 09.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek. Ziyaretçiler, Harem bölümünde yer alan Mabeyn Taşlığı’ndan Mabeyn Yolu’na girdikten sonra Topkapı Sarayı çinilerini ve Tekfur Sarayı’ndan günümüze ulaşan bazı çini örneklerini; bir sonraki bölümde ise "Kaside-i Münferice" çinilerini görebilecek. Galeri, Harem bölümü bileti ile gezilebilecek, ilave ücret ödemek gerekmeyecek.
Tokat Tokat’ta Kızık kilimi özel ihtiyaçlı çocuklarla yeniden hayat buldu Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi (TOGÜ) öncülüğünde hayata geçirilen "Özel Eğitimin Elinden Tarih Dokunuyor, Kızık kilimi" projesiyle özel ihtiyaçlı çocuklar Tokat’ın coğrafi işaretli kültürel mirasına dokunarak hem sosyal hayata katılıyor hem de geleneksel kilim dokuma geleneğini yaşatıyor. Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi öncülüğünde hayata geçirilen "Özel Eğitimin Elinden Tarih Dokunuyor: Kızık kilimi" projesinin açılışı gerçekleştirildi. Tokat’ın önemli kültürel değerlerinden biri olan Kızık kiliminin yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılmasını amaçlayan proje, özel eğitim öğrencilerinin aktif katılımıyla dikkat çekti. TOGÜ Eğitim Fakültesi, Özel Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi, Toplumsal Katkı ve Sosyal İnovasyon Koordinatörlüğü, Sürekli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi ile Tokat Halk Eğitim Merkezi iş birliğinde hazırlanan projenin açılışı, TOGÜSEM Binası Taşlıçiftlik Kampüsü’nde düzenlendi. Proje kapsamında özel ihtiyaçlı bireyler, geleneksel el sanatlarından biri olan Kızık kilimi dokuma sürecine dâhil edilerek hem mesleki hem de kültürel kazanımlar elde etti. Etkinlikte, kilim dokuma tezgâhlarında yapılan çalışmalar katılımcıların beğenisine sunuldu. "Özel ihtiyaçlı çocuklar kültürel mirasa dokunuyor" Projenin özel eğitim alanında farkındalık oluşturduğunu belirten TOGÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Yılmaz, Tokat’a özgü Kızık kilimi geleneğinin yaşatılmasına önemli katkı sağladığını ifade ederek, "Biliyorsunuz coğrafi işaretli Tokat’ın kültürel mirası olan Kızık kilimini sosyal sorumluluk vizyonumuz özelinde birleştirerek Milli Eğitim Müdürlüğümüz ile iş birliği halinde bir projeye dönüştürdük. Burada başta unutulmaya yüz tutmuş somut olmayan kültürel mirasımız olan Kızık kilimini tekrar canlandırmak ve gün yüzüne çıkartmak amacıyla özel öğretim bölümü öğrencilerimizin de desteğiyle özel ihtiyaçlı çocuklarımıza burada eğitimler veriliyor. Kızık kilimi dokuma ustaları sınırlı. Bu alanda da bir ihtiyaç var. Geleneğimizin yaşatılması gerekiyor. Bunu daha önemli kılan özel ihtiyaçlı çocuklarımızın eliyle yapmaları oldu. Özel ihtiyaçlı çocuklarımız okullarını bitirdikten sonra sosyal yaşamdan uzaklaşıyorlar. Bunların sosyal yaşama katılmaları açısından bu projeyi çok kıymetli buluyorum" dedi.