POLİTİKA - 02 Nisan 2012 Pazartesi 13:59

BAŞBAKAN ERDOОAN `YEREL YÖNETİMLER VE AİLE SEMPOZYUMU`NDA KONUŞTU

A
A
A
BAŞBAKAN ERDOОAN `YEREL YÖNETİMLER VE AİLE SEMPOZYUMU`NDA KONUŞTU

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, insanı merkeze alan ve aile huzurunun, aile saadetinin sokağa taştığı şehirler inşa edeceklerini belirterek, vatandaşlara "Bizim işimizi kolaylaştırın. Biz sizi sokakta bırakmayız, ama işimizi kolaylaştırın. Çünkü yavrularımızın ayaklarının toprağa, çime değeceği parklar yapabilelim" çağrısında bulundu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi`nde düzenlenen 3. Yerel Yönetimler Sempozyumu`na katıldı. Erdoğan, sempozyumda yaptığı konuşmaya TÜİK`in açıkladığı 2011 yılı son dönemine ilişkin büyüme rakamlarına değinerek başladı. 2011`in son çeyreğinde ekonominin yüzde 5,2 oranında büyüme kaydettiğini belirten Başbakan Erdoğan, böylece ekonominin 2011 yılının tamamında yüzde 8,5 oranında büyümüş olduğunu dile getirdi. Çin`den sonra Türkiye`nin 2011 yılını büyümede ikinci olarak tamamlayan ülke
olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, "Görüldüğü gibi laf değil, netice. Çünkü siyaset netice alma sanatıdır, laf üretme sanatı değildir" dedi.
Erdoğan, "2002 yılında hükümeti devraldığımızda Gayri Safi Yurtiçi Hasıla 230 milyar dolardı. Şu anda Gayri Safi Yurtiçi Hasıla`yı 2002 yılına göre 3 kattan fazla artırmış olduk. Yine kişi başına milli gelirimiz de 2002 yılına göre 3 bin 492 dolardı. Sevgili kardeşlerim bu da bugün ne oldu biliyor musunuz? 10 bin 444 dolara ulaşmış olduk" diye konuştu.
"Bizde nüfus da arttı, kişi başına milli gelir de arttı" diyen Başbakan Erdoğan, nüfusun 75 milyona ulaştığını belirterek, "İnşallah daha da artacak, artmasını da istiyoruz" diyerek ailelere en az 3 çocuk tavsiyesini yineledi. "Her doğacak olan, her doğan rızkıyla beraber geliyor" diyen Erdoğan, "Diğerleri sadece muhasebat tutanaklarında kendilerini aldatırlar. Bazıları çok oynadı onunla ama kendilerini kurtaramadılar. İşte bunu Avrupa`da çok görüyoruz" şeklinde konuştu.
"AİLE, TOPLUMU AYAKTA TUTAN EN SAОLAM TUОLADIR"
Geçmiş çağlarda bazı kavimlerin şehirlere zarar verdiğini ve şehirleri yakıp yıktıklarını söyleyen Başbakan Erdoğan, "Yani medeniyeti de ortadan kaldırıyor, geçmişe ait tüm eserleri, özellikle kitapları, kütüphaneleri tek tek yakıyorlardı. Bizim miras olarak devraldığımız medeniyetimiz, altını çiziyorum, şehrin insanı değil, insanın şehri şekillendirdiği bir medeniyettir" dedi. Evlerin cumbalarına konulan çiçeklerin dahi insanı merkeze alan bir anlayışla inşa edildiğini kaydeden Başbakan Erdoğan, "Ne
zaman kendi medeniyetimize sırt çevrilmiş, işte o zaman şehirler yıpranmaya başlamıştır" dedi.
İstanbul`da evlerin cumbalarına konulan çiçeklerin renklerinin bile bir anlam ifade ettiğini belirten Erdoğan, cumbaya sarı çiçek konulmasının evde hasta olduğuna işaret olduğunu, böylece sokaktan geçenlerden gürültü yapmamasının istendiğini belirtti. Erdoğan, "Burası çok anlamlı. Bugün ise her sokağa araçlar giriyor, motor gürültüsünün üstüne yaşlıyı, çocuğu ve hastayı düşünmeden günün her saatinde kornoya basılıyor. İşte şehri insana göre değil, otomobillere göre dizayn ederseniz, işte o zaman siz
şehre değil, şehir size hükmeder" diye konuştu.
"Modern şehirler insanı ötelediği gibi maalesef aileyi de öteleyen, hatta aileyi hedef alan bir anlayışla yükseliyorlar" diyen Başbakan Erdoğan, şehirlerin aile kutsiyetine aykırı olarak genişlediğinin altını çizdi. "Ailenin olmadığı, parçalandığı, örselendiği bir toplumun istikbale umutla bakması asla ve asla söz konusu değildir" diyen Erdoğan, çalışkanlığın, vatanseverliğin, dürüstlüğün ve demokrasinin de kaynağının aile olduğunu söyledi. Aileni toplumu ayakta tutan en sağlam tuğla olduğunu belirten
Başbakan Erdoğan, o tuğlanın çekildiğinde kaçınılmaz olarak toplumun çökeceğini dile getirdi. Ekonominin, enerji ve tarımın aile için olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, AK Partili yerel yönetimleri diğerlerinden ayıran en önemli konunun aileye verdiği önem olduğunu vurgulayarak, "Biz belediyeleri sadece park yapan, sadece yol yapan, sadece alt yapı inşa eden, çöp toplayan kurumlar olarak görmedik ve görmüyoruz. Belediyeler bunu tabii ki yapacak. O onun asli görevi, en iyi şekilde yapacak. Ama
belediyeler önce insan diyecek, önce aile diyecek ve onların yardımına koşacak" şeklinde konuştu.
"Belediyeler yoksulu arayıp bulacak" diyen Erdoğan, AK Partili belediyelerin kapı kapı dolaşarak yoksula ulaşmak zorunda olduğunu kaydetti. "Belediyeler ne yapıyorlarsa, önce çocuklar için yapacak. Çocukların geleceğini düşünerek yapacak" diyen Başbakan Erdoğan, ustalık dönemine girerken çok önemli bir adım attıklarını söyledi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`nı sadece bunun için kurduklarını belirten Erdoğan, "Şimdi gidip gerekirse evleri yıkacağız. Bunun yetkisini aldık mı, aldık" şeklinde konuştu.
Vatandaşa da, "Bizim işimizi kolaylaştırın. Biz sizi sokakta bırakmayız, ama işimizi kolaylaştırın. Çünkü yavrularımızın ayaklarının toprağa, çime değeceği parklar yapabilelim" diyerek, çocuklarının ayağının çimlere basabileceği alanlar yapmak istediklerini söyledi.
Şu anki çocukların çocukluklarını yaşayamadıklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, "İnşallah çocuklarımıza biz o beton yığınları içerisine mahkum olmuş şehirler değil, işte o arzuladığımız parklara olan, onlarla donatdfdp yıktıklarını söyleyen Başbakan Erdoğan, "Yani medenılmış çevreleri olan şehirler emanet edeceğiz. Biz çocuklarımıza huzurlu şehirler emanet edeceğiz, güvenli şehirler, insana dost şehirler emanet edeceğiz. Aile huzurunun, aile saadetinin sokağa kadar taştığı şehirler inşa edeceğiz. Aile
huzuruyla birlikte kardeşlik hukukunun egemen olduğu şehirler inşa edeceğiz" diye konuştu.
AK Partili belediye başkanlarının böyle bir ufka sahip olması gerektiğini kaydeden Başbakan Erdoğan, kendilerinin yaptığı her şeyi ailelere göre yaptıklarını ifade etti.
"TÜRKİYE EN AZ BOŞANMALARIN OLDUОU ÜLKELERDEN"
Sempozyumda bir konuşma yapan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ise, evlilik kurumunun sevgi, emek, sadakat, dayanışma ve fedakarlık istediğini kaydetti. "Evlilik araba kullanmaktan daha az önemli değildir" diyen Bakan Şahin, temel bilgileri evlilik öncesinde verecek bir paket program hazırladıklarını ve bunu da pilot il olarak Ankara`da uygulamaya başladıklarını söyledi. Son yapılan araştırmada her şeye rağmen dünyadaki bütün ortalama aile boşanmalarında en iyi olan ülkelerden bir tanesinin
Türkiye olduğunu ifade eden Şahin, "Ama biz bir boşanmayı bile önemli buluyoruz ve onun olmaması için neler yapılması gerektiğinin çalışmasını yapıyoruz" dedi. "Ben mutluyum` diyen ailelerimizin oranı yüzde 60. `Ben çok mutluyum` diyen ailelerimizin oranı yüzde 17" diyen Bakan Şahin, genel anlamda ise Türk ailelerinin yüzde 77`sinin mutlu olduğunu ifade etti.
"AİLE HAYATIMIZ YABANCI KÜLTÜRLERİN TEHLİKESİ ALTINDA"
AK Parti Genel Başkanı Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi de, sempozyumun 2 gün boyunca süreceğini kaydederek, yerel yönetimlerin geldiği noktanın değerlendirileceğini söyledi. Sempozyumun bu yılki konusunun `Yerel Yönetimler ve Aile` olduğunu ifade eden Tanrıverdi, Bugün maalesef aile hayatımız yabancı kültürlerin tehlikesi altındadır" dedi. Tanrıverdi, aile sıcaklığının tadılmadığı bir toplumda huzurdan, mutluluktan ve sağlıklı bir gelecekten bahsetmenin mümkün olamayacağını dile getirdi. 2012 yılının
`Yerel Yönetimlerde Aile Yılı` ilan edildiğini kaydeden Tanrıverdi, AK Parti belediyeciliğinin dünyada bir marka olduğunu kaydetti.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi`nin konuşmasının ardından yerel yönetimlerle ilgili hazırlanmış bir sinevizyon izlettirildi. Başbakan`ın konuşmasının ardından ise şehirlerle ilgili AK Parti tarafından düzenlenen proje yarışmasında dereceye giren belediye başkanlarına ödülleri verildi. Ödül alan belediye başkanları arasında AK Partili İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek de
yer aldı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Çobanların en güvendiği dostları: Çoban köpekleri Erzincan’ın Başpınar köyünde çobanlık yapan Celal Gül, çoban köpeklerinin hayvanlarını koruma ve güvenliğini sağlama konusundaki önemini vurguladı. Çoban köpeklerinin zorlu arazilerde gösterdiği başarıları ve köpeklerin koyun sürüleri için ne kadar önemli olduğuna dikkat çekti. Başpınar köyünde çobanlık yapan Celal Gül (37) isimli üretici, yıllardır sürülerini koruyan çoban köpeklerinin kendileri için vazgeçilmez birer dost ve güvenlik aracı olduğunu kaydetti. Gül, "Köpeklerimiz hayvanlarımızın can güvenliğini sağlıyor. Onlar olmazsa, sürülerimizi kurtlara karşı korumamız imkânsız" diyerek köpeklerinin, zorlu arazi şartlarında bile sürülerini nasıl başarıyla koruduklarına dikkat çekti. "Köpeklerimiz olmadan hayvanlarımızı kurtlara karşı koruyamayız" Çobanlık yapan Celal Gül, 25 yılı aşkın bir süredir sürülerinin güvenliğini çoban köpeklerine emanet ettiğini belirtti. Gül, köpeklerin sürülerini korumadaki rolüne şu sözlerle değindi: “Eğer köpeklerimiz olmasaydı, hayvanlarımızın yarısı kurtların avı olurdu. Yaylada ve merada en büyük güvencemiz köpeklerimiz. Onlar bize her türlü tehlikeye karşı koruma sağlıyor.” Çoban köpeklerinin sadece sürüleri korumakla kalmadığını, aynı zamanda çobanların da dinlenebilmesi için bir güvenlik sağladığını belirten Gül, "Yaylada çok yoruluyoruz ve köpeklerimize güvenerek biraz dinlenebiliyoruz. Onlar olmasa, koyunları koruyabilmemiz mümkün olmaz" dedi. Çoban köpekleri ve kangal köpekleri arasındaki fark Celal Gül, çoban köpeklerinin kangal köpeklerinden daha üstün olduğunu belirterek, "Kangal köpekleri büyük ve güçlü olsa da, taşlık arazilerde kurdun peşinden koşamayabilirler. Çoban köpeklerimiz ise zorlu arazilerde çok hızlıdır ve bu yüzden sürüyü korumada çok etkilidirler" şeklinde konuştu. Zorlu arazilerde tehlike Çoban köpekleri, sadece koyunları korumakla kalmıyor, aynı zamanda kurtlarla mücadele sırasında hayati risklerle de karşılaşıyor. Gül, köpeklerinin boğazlarına kurt tüylerinin kaçtığını ve bu yüzden hastalanabildiklerini söyledi. Celal Gül, köpeklerin sürülerinin güvenliğini sağlamak ve çobanlık yapmak için en önemli yardımcıları olduğunu belirterek, "Köpeksiz çoban, çobansız da köpek olmaz. Köpeklerimiz bizim gözümüz, kulağımız ve en önemli güvenliğimizdir" diyerek çoban köpeklerinin hayvanlar için ne kadar kritik bir rol oynadığını vurguladı. 12 yaşındaki Berat Topal ise, ara tatilde babasına yardım etmek amacıyla köpeğiyle birlikte koyunları otlatmaya geldiklerini söyledi. "Köpeğim benim için çok önemli. Onu ben büyüttüm, hastalandığında iyileştirdim. Köpeğimiz olmazsa koyunlarımız büyük tehlike altında kalır" diyen Berat Topal, köpeğiyle olan özel bağını da vurguladı. Başpınar köyünde hayvancılıkla uğraşan çobanlar, sürülerini korumanın zorluklarıyla başa çıkarken, en büyük destekçileri olarak gördükleri çoban köpeklerine olan minnettarlıklarını her fırsatta belirtiyorlar.