GENEL - 22 Mart 2012 Perşembe 15:08

ÜÇÜNCÜ YÜZ NAKLİNİ GERÇEKLEŞTİREN EKİP BASIN TOPLANTISI DÜZENLEDİ

A
A
A
ÜÇÜNCÜ YÜZ NAKLİNİ GERÇEKLEŞTİREN EKİP BASIN TOPLANTISI DÜZENLEDİ

Gazi Üniversitesi`nde gerçekleştirilen üçüncü yüz nakliyle ilgili açıklama yapan Doç. Dr. Selahattin Özmen, ameliyatın 11 saat sürdüğünü ve hastanın şuan için durumun çok iyi olduğunu belirterek, "Şuanda hastamız çok iyi. Banyosunu yaptı. Dün akşam itibariyle sıvı da almaya başladı ağzından. Dolaşabiliyor, şişlikleri de azaldı. Gayet rahat. Yüzünü etik nedenlerden dolayı, kendi isterse o zaman size göstereceğiz" dedi.
Gazi Üniversitesi`nde gerçekleştirilen ve üçüncü yüz nakli olma özelliğini taşıyan operasyonun mimarları, yüz nakliyle ilgili açıklama yaptı. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi`nde düzenlenen toplantıda Doç. Dr. Selahattin Özmen ve ekibi, ameliyatın üzerinden geçen 6 günü değerlendirdi.
Hastanenin Başhekimi Prof. Dr. Sacit Turanlı, "En zor ve sıkıntılı döneminde başkalarının hayatını düşünerek organ bağışı yapan ailelere teşekkür ediyorum" diyerek, "Üçüncü yüz naklini gerçekleştirdik. Bu tıbbın geldiği noktayı gösteriyor" diye konuştu. Son derece sıkıntılı ve ciddi bir ameliyat olduğunu söyleyen Turanlı, "Sadece hazırlığımız bile çok uzun sürdü" dedi.
DOÇ. DR. SELAHATTİN ÖZMEN
Ameliyatı gerçekleştiren ekibin başında bulunan Doç. Dr. Selahattin Özmen ise, çok zorlu bir süreç olan ameliyatta kendilerine yardımcı olan arkadaşlarına teşekkür etti. Sağlık Bakanlığı`nın kendilerine çok destek verdiğini ve Bakan Recep Akdağ`ın ameliyatı gece yarılarına kadar yakından takip ettiğini söyledi. Hastanın ateşli yaralanma sonucu yüzünün büyük bir bölümünün parçalandığını kaydeden Özmen, naklin ise bir bütün olarak hastaya yapıldığını söyledi. Her hastaya tam yüz nakli yapmak durumunda
olmadıklarını ifade eden Özmen, "Çünkü her zaman reddedilme riski var" dedi.
Özmen, sadece mikrocerrahiyi kendilerinin yaptığı şeklinde bir algı oluşmasını istemediklerini ifade ederek, "Türkiye`de en az 100 tane adam olduğunu biliyorum mikrocerrahi yapabilen" diyerek, birçok cerrahinin bu nakli yapabileceğini dile getirdi. "Bu cerrahlar yarışıyorlar mı?" şeklinde kamuoyunda bir algı oluştuğunu ifade eden Özmen, "Aslında bu iş çok eskilere dayanıyor" diyerek, 2007 yılında kendisinin Türkiye Akademi Bilimleri`ne yüz nakli için proje verdiğini ve o dönemde kabul edilmeğini söyledi.
Bir yarış yapılmadığını fakat mevzuatın yeni açıklamasından dolayı yüz nakillerinin de yeni yeni yapılmaya başladığını dile getiren Özmen, böbrek ve karaciğer bulamadıklarını belirterek, bağış için vatandaşlara da bir çağrıda bulundu.
Prof. Dr. Sühan Ayhan ise, yüz naklinin tarihi hakkında bilgi vererek, naklin çok önceleri hayvanlar üzerinde yapıldığını belirtti.
Doç. Dr. Özmen, kendilerine `neden basının önüne çıkmıyorsunuz?` şeklinde sorular yöneltildiğini belirterek, "Aslında olması gereken bu. Biz sizi elimizden geldiği kadar bilgilendirmeye çalıştık" diye konuştu.
Hastanın ve donörün ailelerinin teşhir edilmemesi konusuna da dikkat edilmesi gerektiğini belirten Özmen, çünkü bu insanların çok büyük bir fedakarlık yaparak bağışta bulunduklarını söyledi. Özmen, "Bunları ifşa etmek, sadece bundan sonra verici olacakların önünü tıkar" değerlendirmesini yaptı.
Başhekim Sacit Turanlı ise, ameliyata Doç. Dr. Selahattin Özmen`in önderliğinde, Doç. Dr Cemalettin Çelebi, Mehmet Akçabay, Sühan Ayhan, Serhan Tuncer, Kemal Fındıkçıoğlu gibi hocaların katıldığını söyledi.
"3 BOYUTLU BİR YAPIYI ORAYA YERLEŞTİRMEK HİÇ DE KOLAY DEОİL"
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Doç. Dr. Özmen, nakil için hastaların ambulans helikopterlerle mi yoksa kendi imkanlarıyla mı geldikleri yönündeki bir soru üzerine, "Normal şartlarda kişilerin kendileri gelmek zorunda kalıyor. Ama Hatice hanımın buraya tahsisi sırasında bir uçak ambulans tahsis ettiler" diyerek, acil durumlarda ise devletin her türlü imkanını seferber ettiğinin altını çizdi. Hatice Nergis`in 8 saatte Ankara`ya geldiğini belirten Özmen, "Nakil yapılacak
olanlar hastanelere ne kadar yakında oturuyorsa, bu iş o kadar kolay oluyor" diye konuştu.
Özmen bir soru üzerine ise hastanın artık damağı ve dişleri olduğunu belirterek, "3 boyutlu bir yapı olarak onu oraya yerleştirmek hiç de kolay değil. Yani oraya milimetrik olarak o yapıyı oturtmanız gerekiyor. O üç boyutlu yapıyı milim milim işledik ve o da çok zaman aldı" şeklinde konuştu.
"Hasta kime benzeyecek?" şeklindeki bir soru üzerine ise Özmen, "Şimdi deri nakli yapıyorsanız burada temel iskelettir. İskeleti örttüğünüzde alıcıya benzer ama doku varsa vericiye de benzer. Bizim ki biraz vericiye benzeyecek" dedi.
"HASTA GAYET RAHAT"
Doç. Dr. Selahattin Özmen, hastanın son durumun çok iyi olduğunu belirterek, "Şuanda hastamız çok iyi. Banyosunu yaptı. Dün akşam itibariyle sıvı da almaya başladı ağzından. Dolaşabiliyor, şişlikleri de azaldı. Gayet rahat. Yüzünü etik nedenlerden dolayı, kendi isterse o zaman size göstereceğiz" diye konuştu.
Özmen, hastanın vücudunun nakli reddetme olasılığıyla ilgili olarak, "Reddederse biz hasta ameliyat olmamış gibi başa dönmüş olacağız sadece" değerlendirmesini yaptı.
"Ameliyatlar sonrasında bu nakillerle ilgili ön yargının kırılacağını düşünüyor musunuz?" şeklindeki bir soruya ise Özmen, "Kuran-ı Kerim`de zaten bu anlatılıyor. Bir hayat kurtarmak dünyanın en büyük sevabı olduğu bildiriliyor" diyerek, zamanla bağışın artabileceğine dikkat çekti.
UYANINCA SENİ SEVİYORUM YAZDI
Doç. Dr. Özmen, yüz nakli yapılan Hatice Nergis`in ilk uyandığında baş parmağını göstererek her şeyin yolunda olduğuna dair işaret yaptığını ve kağıda `seni seviyorum` ve `yeğenlerimi kucaklamak istiyorum` yazdığını söyledi. Nergis için şuan, "Konuşmaya başlayan, ağzından beslenen bir insan halinde şuan. Yüzünü henüz görmedi. Psikiyatristler izin verince yüzünü görebilecek" diyen Özmen, ailesinin ise Nergis`in yüzünü gördüğünü söyledi. Özmen ayrıca, yüz naklinin toplamda 11 saat sürdüğünü belirtti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Müezzin ve cemaati camiye sokmayan eli bıçaklı şahıs tutuklandı Antalya’nın Kepez ilçesinde elinde bıçak bulunan ve müezzin ile cemaati camiye sokmayan, ardından cemaat tarafından taşla kovalanan şahıs, çıkarıldığı adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi. Önceki gün akşam saatlerinde Antalya’nın Kepez ilçesi Demirgül Mahallesi Düdenbaşı Mahallesi’nde bulunan Demirgül Camii’ne gelen madde bağımlısı olduğu iddia edilen 35 yaşlarındaki bir kişi, elindeki bıçakla müezzini dışarıya çıkarmış, ardından da camiden çıkmak istemeyen müezzini fırça ile kovalamıştı. Caminin kapı camını kıran ve cam parçalarını müezzinin arkasından atarak yaralanmasına neden olan şahıs, bir süre sonra camiden çıkarak uzaklaşmak istemişti. Ancak cami çıkışında cemaatle karşılaşan şahıs, cebindeki bıçağı çıkararak kaçmaya başmış ve cemaat ile madde bağımlısı şahıs arasında kovalamaca yaşanmıştı. Mahkemece tutuklandı Kameralara saniye saniye yansıyan kovalamaca sırasında şahıs ile cami cemaati birbirlerine yol kenarındaki taş ve tuğlaları atarken, cemaatten bazı vatandaşlar elinde sopa ve çekçek ile kovalamacayı sürdürmüştü. Uzun süren kovalamaca esnasında cemaatten kaçamayacağını anlayan şahıs, ihbar üzerine sirenlerini çalarak olay yerine gelen polis aracını durdurup kendisini arka koltuğa atarak linç edilmekten kurtulmuştu. Yaşanan olayın ardından Antalya Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alınan ve karakola götürülen şahsın Y.G. isimli şahıs olduğu öğrenildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından hakim karşısına çıkartılan Y.G., tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Kayseri Başkan Özdoğan: "Tüm eğitim neferlerini kutluyorum" Hacılar Belediye Başkanı Bilal Özdoğan; 24 Kasım Öğretmenler Günü vesilesiyle tüm öğretmenleri bu manidar gün ile tebrik ederek, meslek hayatlarında başarılar diledi. Öğretmenlik mesleğinin kutsallığına ve genç nesillerin yetiştirilmesindeki hayati önemine vurgu yapan Başkan Özdoğan; Hacılar’da eğitim alanında yapılan çalışmalardan bahsederek, öğretmenlere yönelik minnettarlığını dile getirdi. Başkan Özdoğan, mesajında şu ifadelere yer verdi; “Öğretmenlik, sabır ve özveri gerektiren, geleceği şekillendiren kutsal bir meslektir. Toplumun gelişiminde ve gençlerimizin donanımlı bireyler olarak yetişmesinde öğretmenlerimizin rolü tartışılmaz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Başöğretmen’ unvanını almasının gururunu bugün bir kez daha hissediyor ve tüm öğretmenlerimizi sevgi ve saygıyla anıyorum.” Hacılar Belediyesi’nin eğitim alanındaki katkılarına değinen Başkan Özdoğan, gençlerin eğitim ve gelişimine destek olmaya devam edeceklerini belirterek; "Hacılar Belediyesi olarak, ilçemizde eğitimin kalitesini artırmak için çeşitli projeleri hayata geçirdik. Halit Özkaya Kütüphanesi ve diğer eğitim yatırımlarımızla, öğretmenlerimizin emeklerine destek olmak ve öğrencilerimize daha iyi imkanlar sunmak için çalışıyoruz” ifadelerini kullandı. Başkan Özdoğan, ebediyete irtihal eden tüm öğretmenleri rahmetle anarak, “Bu özel günde, başta ilçemizde görev yapan değerli öğretmenlerimiz olmak üzere tüm eğitim neferlerinin Öğretmenler Günü’nü kutluyorum. Emekli öğretmenlerimize sağlık ve mutluluk, görevde olanlara başarılar diliyorum. Eğitim meşalesini gururla taşıyan tüm öğretmenlerimize minnettarız” dedi.
Mersin Doğu Akdeniz’de deniz çayırlarının son kalesi: Aydıncık Mersin Üniversitesi (MEÜ) Su Ürünleri Fakültesi’nden Prof. Dr. Deniz Ayas, deniz ekosistemi için önemli yeri olan deniz çayırlarının Doğu Akdeniz’de sadece Mersin’in Aydıncık ilçesinde kaldığını belirterek, bu türün korunması için gelecek yıl restorasyon çalışmasına başlayacaklarını söyledi. Alandaki toplulukların sağlığıyla ya da dağılımıyla ilgili ön verileri almaya devam ettiklerini kaydeden Ayas, restorasyon çalışmalarıyla var olan popülasyonu daha iyi hale getirmeyi amaçladıklarını belirtti. Prof. Dr. Deniz Ayas, yürüttükleri deniz çayırları projesi hakkında Mersin Üniversitesi Deniz Canları Müzesi’nde açıklamada bulundu. Aydıncık bölgesinde sualtında çektiği deniz çayırları görüntüsünü paylaşan Ayas, 8 kişiden oluşan, içinde eğitmenlerin de bulunduğu sualtı dalış ekibiyle çok sayıda çalışma ve proje yürüttüklerini ifade etti. Bu kapsamda Doğu Akdeniz’de deniz çayırlarının tamamını taradıklarını vurgulayan Ayas, "Deniz çayırlarının Mersin’de son kaldıkları yer, son kaleleri Aydıncık. Aydıncık, biyolojik çeşitlilik açısından çok önemli bir ekosistem ve bunda deniz çayırlarının önemi çok fazla" dedi. "Aydıncık’taki varolan kalıntının restore edilmesi gerekiyor" Ekosistem için deniz çayırlarının önemine değinen Ayas, "Deniz çayırları ülkemiz kara sularında Ege’de ve Marmara’da da Gökçeada taraflarında kaldı. Mersin Körfezi’nde ise sadece Aydıncık bölgesinde kaldı. Bunlar artık ortamdan kalkıyor, yerine yeni başka türler adapte oluyor. Bu türlerin korumanın önemini anlatmamız gerekiyor. Bu türler çok önemli. Çünkü karbon yutağı olarak davranıyorlar; yani atmosferik karbon denize geldiğinde bu bitkiler tarafından tutuluyor. Çok yoğun oksijen üretimi sağlıyorlar. Kıyı erozyonun engellemeye etkileri var. Birçok tür için; Akdeniz’de yaşayan 700 makroskobik yani gözle görülebilir türün yüzde 50’sinden fazlası için habitat oluşturuyorlar. Bunlar çok kilit türler ve türün ortadan kalkması deniz ekosisteminde ciddi problemler meydana getiriyor. Aydıncık’taki varolan kalıntının restore edilmesi gerekiyor. Çünkü durumu kötüye gidiyor" diye konuştu. "29 derece ve üzerindeki sıcaklıklarda hayatta kalamıyorlar" Deniz çayırlarının birçok faktörden olumsuz etkilendiğini dile getiren Ayas, şöyle devam etti: "Küresel ısınmanın ya da iklim değişikliğinin en büyük etkilerinden birini maalasef deniz çayırları da yaşadı. Bu canlılar 29 derece ve üzerindeki sıcaklıklarda hayatta kalamıyorlar. Çok yoğun kirlilik olduğu durumlarda da bu canlı grupları ortamdan kalkıyor. Şimdi bunları birleştirdiğinizde; Doğu Akdeniz, maalasef Akdeniz’in en ısınan, iklim değişikliğinden en fazla etkilenen kısmı. Ayrıca en kirli bölümü. Bu yaz 33-34 derecelerde yüzey suyu sıcaklıklarını gördük. Bu anlamıyla deniz çayırlarının ülkemizin de sınırlarının olduğu Doğu Akdeniz’de işleri çok zar. Ama Aydıncık bunların son kaleleri." Deniz çayırlarının, iklim değişikliği ve kirliliğin dışında balıkçılık faaliyetleri, özellikle de yat turizminde gelişigüzel atılan çapa demirlerinden olumsuz etkilendiğine dikkat çeken Ayas, "Aydıncık aslında koruma alanı. Bu koruma alanında bile türlerin çevrede yapılan deniz yapılarından kaynaklı, su kolonundaki değişikliklerden kaynaklı çeşitli etkilenmeler yaşadığını görüyoruz" dedi. "Deniz çayırlarıyla ilgili bir restorasyon çalışmasına başlayacağız" Aydıncık’ta yaptıkları çalışmalarda bu türün zarar görmeye başladığını, bazı noktalarda ise ortadan kalkmaya başladığını tespit ettiklerini ifade eden Ayas, "Mersin Üniversitesi olarak 2025 yılı içerisinde Mart ayında bir restorasyon çalışmasına başlamayı planlıyoruz. Şu anda yoğun dalışlarımız sürüyor. Alandaki toplulukların sağlığıyla ya da dağılımıyla ilgili ön verileri almaya devam ediyoruz. Ama önümüzdeki yıl deniz çayırlarıyla ilgili bir restorasyon çalışmasına başlayacağız. Restorasyon çalışmalarının amacı, var olan popülasyonu daha iyi hale getirmek. Etkilenen alanlara sağlıklı bireyleri nakledebilmek ve alanda çayırların bütünselliğini korumak. Parçalanmasını ya da fragmante olmasını engelleyerek, bütünlüğünü koruyarak deniz çayırlarını var olan şekilde kalmasını sağlamaya çalışacağız" diye konuştu.
İstanbul Yurtta hava durumu Yapılan son değerlendirmelere göre, yurt genelinin parçalı ve çok bulutlu, Marmara, Ege, Akdeniz, İç Anadolu, Batı ve Orta Karadeniz ile Doğu Karadeniz kıyılarının yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan tahminlere göre yağışların; genellikle yağmur ve sağanak, Kıyı Ege ile Batı Akdeniz kıyılarında yer yer gök gürültülü sağanak, Marmara’nın güneydoğusu, Batı Karadeniz’in iç kesimleri ile akşam saatlerinden sonra iç bölgelerde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olması bekleniyor. Yağışların; Marmara, Kuzey ve Kıyı Ege, Orta ve Doğu Akdeniz, İç Anadolu’nun güney ve doğusu ile Batı ve Orta Karadeniz’de kuvvetli, Kocaeli, Sakarya, Düzce, Zonguldak, Bartın ile Antalya’nın doğu çevrelerinde çok kuvvetli ve yer yer şiddetli olması bekleniyor. Hava sıcaklıklarının batı kesimlerde 3 ila 5 derece azalacağı, doğu kesimlerde 2 ila 4 derece artacağı, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacağı tahmin ediliyor. Rüzgarın ise genellikle güneyli yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette, Marmara, Batı Karadeniz, Kuzey Ege, İç Anadolu ile Akdeniz’in iç kesimlerinde kuzeyli yönlerde kuvvetli, yer yer fırtına (50-80 kilometre/saat) şeklinde eseceği tahmin ediliyor. Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle: Ankara: Parçalı ve çok bulutlu, yağmur ve sağanak yağışlı, zamanla karla karışık yağmur ve kar yağışlı 16 İstanbul: Parçalı ve çok bulutlu, sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 16 (Yağışların kuvvetli olması bekleniyor.) İzmir: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 20 (Yağışların kuvvetli olması bekleniyor.) Adana: Çok bulutlu, sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 24 (Yağışların gece saatlerinde yerel olarak kuvvetli olması bekleniyor.) Antalya: Çok bulutlu, sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 22 (Yağışların doğu ilçelerinde kuvvetli ve yer yer çok kuvvetli olması bekleniyor.) Samsun: Parçalı ve çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra aralıklı sağanak yağışlı 25 (Yağışların yer yer kuvvetli olması bekleniyor.) Trabzon: Parçalı ve çok bulutlu, gece saatlerinden sonra aralıklı sağanak yağışlı 21 Erzurum: Parçalı ve çok bulutlu 11 Diyarbakır: Parçalı ve çok bulutlu 19
İstanbul İstanbul’da ressamdan anlamlı proje: Savaşta yaşamını yitiren çocukların isimleri yastıklarda yaşatılıyor Ünlü Ressam Salih Selimoğlu, düzenlediği projeyle dünya üzerinde devam eden savaşlarda yaşamını yitiren çocuklara ve Gazze’deki zulme dikkat çekmeyi planladı. Kendine özgü resim çalışmaları yapan Selimoğlu, savaşta yaşamını yitirmiş çocukların isimlerini 52 adet yastığa basarak hazırladığı sergide hatırlanmalarını sağlayacak. Yaptığı sanat ile savaş mağduru çocuklara dikkat çekmeyi planlayan Selimoğlu, serginin yakında açılacağını duyurdu. İstanbul’da bulunan atölyesinde kendine özgü resimler çizen ve dünya üzerinde bir çok noktada sanatını icra eden tecrübeli ressam Salih Selimoğlu, planladığı yeni projeyle dünya üzerindeki savaşlara, savaşın etkilerine ve yaşamını yitiren çocuklara dikkat çekmeyi planlıyor. Yapmış olduğu kendine özgü çizimleriyle tanınan Selimoğlu, yeni projesinde savaş, savaşın etkileri ve savaşta yaşamını yitiren çocukların isimlerini yastıklara basarak insanların gece uyumadan önce savaşı ve bıraktığı kötü izleri hatırlamasını sağlayacak. Projenin büyük kısmını tamamlayan Selimoğlu’nun sergisinin yakın zamanda açılacağı öğrenildi. “Çocuk çocuktur, dinleri ve ırkları fark etmiyor” Projenin detaylarıyla alakalı konuşan ressam Salih Selimoğlu, “İnsanların sıfır noktası olduğunu düşündüğüm yastıklara savaşta yaşamını yitiren çocukların isimlerini yazmak istedim. Bu yastıkları daha sonra dünya üzerindeki önemli kişilere bir notla yollayarak bir gece bu yastıklarla uyuyarak neler hissettiklerini öğrenmeye çalışacağız. Aynı sergide yer alacak olan ikinci projem ise dikenli tellerle yapılmış olan kuş yuvası. Bu kuş yuvası Gazze, Filistin ve Ortadoğu’yu temsil ediyor. Büyük güçlerin gelip yumurtalarını bırakarak gelecek beklemelerini anlatıyor. Ama ne kadar yumurta büyük olursa olsun bu yuvadan canlı çıkmaz. Çocuk çocuktur, dinleri ve ırkları fark etmiyor. Çok yakın zamanda ücretsiz şekilde açılacak olan sergimize herkesi bekleriz" şeklinde konuştu.