GENEL - 22 Mart 2012 Perşembe 11:32

TÜRKİYE KAMU-SEN VE TÜRK EОİTİM-SEN GENEL BAŞKANI İSMAİL KONCUK:

A
A
A
TÜRKİYE KAMU-SEN VE TÜRK EОİTİM-SEN GENEL BAŞKANI İSMAİL KONCUK:

Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, "Türkiye`de öğretmen maaşları yıllık 10 bin ile 15 bin dolar arasında değişmektedir. Ancak OECD Raporunda yer alan ve öğretmen maaşlarını gösteren karşılaştırma Türkiye ile OECD ülkeleri arasındaki farkı gözler önüne sermek açısından önemlidir" dedi.
Öğretmenlerin çalışma saatleri ve ücretleri ile ilgili açıklama yapan Koncuk, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer`in, göreve geldiğinden beri öğretmenleri hedef seçtiğini, atama bekleyen öğretmenlere `başka iş bulsunlar` şeklinde öneride bulunan, `öğretmenler artık üç ay tatil yapamayacak` diyerek, aslında öğretmenlerin iki ay tatil yaptığından habersiz olan ve bu konudaki bilgisizliğini gözler önüne serdiğini söyledi. Dinçer`in bu kez de öğretmenlerin çalışma saatlerine ilişkin soru önergesine verdiği
cevapta gerçekleri çarpıtan açıklamalar yaptığını savunana Koncuk, "Sayın Bakan, `Ülkemizde 180 iş günü veya 38 hafta olan bir eğitim öğretim yılında saat olarak net öğretim süresi ilköğretimde 639, ortaöğretimde ise 567`dir. Bu rakamlar OECD ülkeleri genelinde devlet okullarındaki ortalamanın altında bulunmaktadır. OECD ortalaması; yıllık saat olarak net öğretim süresi bazında ilköğretimde 779, ilköğretim ikinci kademede 701, ortaöğretimde ise 656 saattir` demiştir. Ayrıca Bakan Dinçer OECD raporunda
Türkiye`de öğretmenlerin yıllık zorunlu toplam çalışma süresi olarak gösterilen bin 808 saatin, aslında memurların çalışma saati olduğunu ileri sürmüştür" dedi.
"Eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik de, öğretmenlerin iki gün çalıştığını iddia etmiş ve öğretmenleri aşağılamıştı" diyen Koncuk, "Bugün Bakan Dinçer`in tutumu da Hüseyin Çelik`ten farklı değildir. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, kamuoyunu yanlış yönlendirerek, öğretmenleri toplumda ekonomik ve sosyal haklar ile çalışma saatleri konusunda üst bir konuma yerleştirmeye çalışmaktadır. Öğretmenler ülkemizde çok iyi şartlara sahipmiş gibi bir izlenim yaratılmak istenmektedir. Öte yandan Bakan eğitim
konusundaki bilgisizliğinin, tecrübesizliğinin de kurbanı olmaktadır. Anlaşılan bürokratları Sayın Bakanı uyarmamakta, hatta Bakanı yanlış yönlendirmektedir. Tabii bu durum Milli Eğitim Bakanlığı`nın ehil insanlar yerine, işletmeciler tarafından yönetilmesinden de kaynaklanmaktadır. Ancak bu yaşananlar Bakanın giderek puan kaybetmesine, kredisini tüketmesine yol açmaktadır" dedi.
Koncuk, öğretmenlerle ilgili sadece girdiği ders saati sayısına göre ya da okulda bulunması gereken süreye göre bir değerlendirme yapmanın, öğretmenlerin iş yükünü doğru ifade etmeyeceğini kaydederek, şunları söyledi:
"Öte yandan ülkemizde öğretmenlerin hemen hemen tamamı eğitim-öğretim saati dışında da çalışmaktadır. Şöyle ki; öğretmenlerin derse hazırlanması, veli toplantısı, sınav kağıdı hazırlama, sınav kağıtlarını okuma, öğrencilere danışmanlık hizmetinde bulunma, idare ile yapılan toplantılar, Bakanlık tarafından düzenlenen toplantılara ya da seminerlere katılma, üst amirler tarafında görevlendirilerek çeşitli programlara katılma ya da bu programları organize etme, nöbet tutma, koordinatörlük öğretmenlerin ders
saati dışında yaptığı çalışmalardır. Bu nedenle Bakanın yaptığı gibi öğretmenlerin sadece girdiği ders saati sayısını vermek gerçekleri saptırmak ve kamuoyuna yanlış bilgi vermek anlamına gelecektir."
OECD`nin Bir Bakışta Eğitim Raporu`nda Türkiye`deki öğretmenlerin yıllık toplam zorunlu çalışma saatini bin 808 saat olarak belirlendiğini belirten Koncuk, "Bu rakam Kore`de bin 680 saat, İspanya`da bin 425 saat, Çek Cumhuriyeti`nde bin 664 saat, İngiltere`de bin 265 saat, Hollanda`da bin 659 saat, Polonya`da bin 480 saat, İskoçya`da bin 365 saat, Slovak Cumhuriyeti`nde bin 560 saat, Portekiz`de bin 464 saattir. OECD ülkelerinin ortalaması ise bin 665 saattir. Buna göre Türkiye`de bir öğretmen Koreli
meslektaşına göre 128 saat, İspanyol meslektaşına göre 383 saat, Çek Cumhuriyeti`ndeki meslektaşına göre 144 saat, İngiliz meslektaşına göre 543 saat, Hollandalı meslektaşına göre 149 saat, Polonyalı meslektaşına göre 328 saat, İskoçya`daki meslektaşına göre 443 saat, Slovak Cumhuriyeti`ndeki meslektaşına göre 248 saat, Portekizli meslektaşına göre 344 saat fazla çalışmaktadır. Türkiye`deki öğretmenler OECD ülkelerine ortalamasına göre ise 143 saat fazla çalışmaktadır" dedi.
"Bugünlerde konuşulan sadece öğretmenlerin çalışma saatleri değildir. Öğretmen maaşları ile ilgili de polemik başlamıştır" diyen Koncuk, şunları kaydetti:
"Boğaziçi Üniversitesi dekanının öğretmen maaşını aylık bin 700 Euro olarak ifade etmesi de büyük bir skandaldır. Ülkemizde şu anda en düşük derecede görev yapan bir öğretmen bin 590 TL, en yüksek derecede görev yapan bir öğretmen ise bin 856 TL ücret almaktadır. Ek ders ücreti almayan ve göreve yeni başlayan bir öğretmen aylık 879 dolar, yıllık 10 bin 548 dolar; ek ders ücreti almayan ve en üst derecede görev yapan bir öğretmen de aylık bin 26 dolar, yıllık 12 bin 312 dolar kazanmaktadır. Bir sınıf
öğretmeni ise aylık 450 TL ek ders ücreti almaktadır. Göreve yeni başlayan bir sınıf öğretmenin maaşı ek ders ücreti ile birlikte 2 bin 40 TL, en yüksek derecedeki bir sınıf öğretmenin maaşı da ek ders ücreti ile birlikte 2 bin 306 TL`dir. Buna göre en düşük derecedeki bir sınıf öğretmeni ek ders ücreti ile birlikte aylık bin 130 dolar, yıllık 13 bin 560 dolar; en yüksek derecedeki bir sınıf öğretmeni de ek ders ücreti ile birlikte aylık bin 277 dolar, yıllık 15 bin 324 dolar kazanmaktadır. Branş
öğretmenlerinin maaş durumu ise sınıf öğretmenlerinden farklıdır. Bazı branş öğretmenleri ek ders ücreti alabilirken, bazıları da hiç ek ders ücreti alamamaktadır. Bir branş öğretmenin de ortalama 200 TL ek ders ücreti aldığını düşündüğümüzde göreve yeni başlayan bir branş öğretmeni bin 790 TL, en yüksek derecedeki bir bran
"Öte yandan ülkemizde ş öğretmeni de 2 bin 56 TL ücret almaktadır. Bu da göreve yeni başlayan bir öğretmenin aylık 990 dolar, yıllık 11 bin 880 dolar; en üst derecedeki bir öğretmenin de aylık bin 137 dolar, yıllık 13 bin 644 dolar kazanması anlamına gelmektedir."
Bakan Dinçer`in çalışma saatleri ile ilgili OECD ülkelerini örnek gösterirken, en önemli karşılaştırmalardan birisini kamuoyu gözünden sakladığını savunan Koncuk, "Şöyle ki; öğretmen maaşlarında OECD ülkeleri ile Türkiye arasında büyük farklılıklar bulunmaktadır. İlköğretimde göreve yeni başlayan bir öğretmen İtalya`da yıllık brüt 28 bin 907 dolar, en üst derecedeki bir öğretmen 42 bin 567; Danimarka`da göreve yeni başlayan bir öğretmen yıllık brüt 46 bin 950 dolar, en üst derecedeki bir öğretmen 54 bin
360; İngiltere`de göreve yeni başlayan bir öğretmen yıllık brüt 32 bin 189 dolar, en üst derecedeki bir öğretmen 47 bin 47 dolar, Kore`de göreve yeni başlayan bir öğretmen yıllık brüt 30 bin 522 dolar, en üst derecedeki öğretmen 84 bin 650 dolar, Lüksemburg`da göreve yeni başlayan bir öğretmen yıllık brüt 51 bin 799 dolar, en üst derecedeki bir öğretmen 113 bin 017 dolar kazanırken; Türkiye`de ilköğretimde yıllık brüt 25 bin 536 dolar, en üst derecedeki bir öğretmen 29 bin 697 dolar kazanmaktadır. Bu
rakamlar satın alma gücü paritesine göre hesaplanmıştır. Dolayısıyla ülkemizde öğretmenlerin eline geçen net rakam tabi ki bu değildir. Türkiye`de öğretmen maaşları yıllık 10 bin ile 15 bin dolar arasında değişmektedir. Ancak OECD Raporunda yer alan ve öğretmen maaşlarını gösteren bu karşılaştırma Türkiye ile OECD ülkeleri arasındaki farkı gözler önüne sermek açısından önemlidir" dedi.
Bakan Dinçer`in yaptığı bu açıklamaları Maliye Bakanı ya da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı yapmış olsaydı bu kadar yadırgamayacaklarını kaydeden Koncuk, şunları söyledi:
"Zira bir Milli Eğitim Bakanından beklenen; personelini tahkir eden karşılaştırma ve açıklamalardan ziyade, sorumluluğunu taşıdığı çalışanların durumlarını iyileştirmeye dönük gayretleri sergilemesidir. Tüm bu rakamlar ışığında Bakan Dinçer`in yanlışlıklarla dolu açıklamasını bir an önce düzeltmesini istiyoruz. Herkes bilmelidir ki; öğretmenler her önüne gelenin horlayacağı ve değersizleştireceği zavallı insanlar değildir. Bu ülkenin temel yapı taşları olan öğretmenlerimizin ekonomik ve sosyal sorunları
saptırılmadan, büyük bir titizlikle ele alınmalı ve tüm eğitim çalışanlarımızın koşulları düzeltilmelidir. Unutulmamalıdır ki; mutsuz öğretmenlerle gelecek nesilleri inşa etmek mümkün değildir. Ömer Dinçer`e Milli Eğitim Bakanı olduğunu bir kez daha hatırlatıyor, işletmeci Bakan anlayışından tez zamanda kurtulmasını istiyoruz. Aksi takdirde, Ömer Dinçer`e yönelik eleştirilerimiz, tepkilerimiz Milli Eğitim Bakanlığı koltuğunu kendisi açısından iğneli fıçı haline getirecektir."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Amasya Baygın sürücüyü yanmaktan namaza giden imam ve arkadaşları kurtardı: “Önce can” Amasya’da dün meydana gelen kazada yanmaya başlayan otomobilin içindeki baygın sürücüyü çıkartarak son anda yanmaktan kurtaran 3 vatandaştan İmam-Hatip Muhammed Mücahit Ayrancı, güvenlik kamerasına saniye saniye yansıyan o anları anlattı. Kendisi gibi İmam-Hatip olan Arif Emre Bilen ve fabrika işçisi arkadaşları Samet Orak ile namaz vaktinin yaklaşmasıyla araçla görev yaptığı Hacı Mehmet Karaman Mescidi’ne giderken karşılaştıkları kaza sonrası yanan otomobildeki sürücüyü koluna girip kurtardıklarını anlatan 29 yaşındaki Muhammed Mücahit Ayrancı, “Sürücü baygın haldeydi. Kafasında kanama vardı. Araçtan indirip hemen ambulansa, itfaiyeye haber verdim. Ambulansa teslim ettikten sonra namaza yetiştik. Önce canı kurtarmamız lazımdı” dedi. Kavşakta bir otomobille çarpışmasının peşinden yanmaya başlayan otomobilin içindeki genç sürücü Ege Çınar Çelebi’yi kurtardıktan birkaç dakika sonra alev topuna döndüğüne değinen Ayrancı, “Yine kurtaran olurdu. Çünkü arkadaşın eceli gelmemiş. Vadesi dolmamış. İnsanlık görevini yapan birisi olurdu diye düşünüyorum. Başkası kurtarırdı. Her şey Allah’tandır. Biz vesile olduk” şeklinde konuştu. Yangına müdahale etmek isterken kendi araçlarının yanı sıra çevredeki araçlarda da yangın tüpü bulunmadığına işaret eden evli ve bir çocuk babası Ayrancı, “Bir tane bulduk. O da arızalı çıktı. Bu bizim milletçe eksiğimiz. 10, 15 araç durdu. Hiç kimsede yangın tüpü yoktu” diye konuştu. Kaldırıldığı hastanede tedavisinin ardından taburcu edildiği öğrenilen sürücü Çelebi’ye geçmiş olsun dileğini ileten Ayrancı, “Cana geleceğine mala gelsin. Bol bol Ayet-el Kürsi okuyalım. Sadaka verelim. Sadaka belayı defeder. Her şeyden önce dikkat geliyor. Emniyet kemerini de takalım” ifadelerini kullandı.
Ankara (Düzeltme) Ocak Partisi Parti Sözcüsü Atabay: "Ocak Partisi Genel Başkanı Kadir Canpolat PKK ve FETÖ’nün infaz listesinde" Ocak Partisi Parti Sözcüsü Aytaç Atabay, "Siyasette çekişmeler, siyasetin içinde kalmalıdır" dedi. Osmanlı Ocakları Basın Sözcüsü Ercan Selçukoğlu ve Ocak Partisi Parti Sözcüsü Aytaç Atabay, Ocak Partisi Genel Başkanı Kadir Canpolat’ın tutuklanmasına ilişkin basın açıklaması yaptı. Ocak Partisi Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen basın açıklamasında konuşan Osmanlı Ocakları Basın Sözcüsü Ercan Selçukoğlu, Osmanlı Ocakları’nın Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile mücadeleyi başlattığını, 15 Temmuz darbe girişiminde AK Parti ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni koruduğunu belirtti. Ocak Partisi Genel Başkanı Kadir Canpolat’ın önderliğinde FETÖ ve PKK gibi bölücü terör örgütlerine karşı namus doğrultusunda mücadele ettiklerini belirten Selçukoğlu, “Mücadelemizde sapma, ayrılma, yorulma ve yıpranma asla olmayacaktır. Hak, hukuk, adalet hepimizin garantörü olmalıdır. 20 yılı aşkın süredir her türlü bölücü örgütler ile mücadele eden vatan evlatları bu şekilde itibarsızlaştırılamaz. Buna hak, hukuk bilen hiç kimse mücadele etmeyecektir" diye konuştu. “Yargı üzerinden siyasete çekidüzen vermek isteyenler kötü emellerine asla ulaşamayacaklardır” Ocak Partisi Basın Sözcüsü Aytaç Atabay da Ocak Partisi’nin 1 yıl önce kurulduğunu ve çeşitli engellemeler nedeniyle 16 ay boyunca Ocak Partisi’ne alındı belgesinin verilmediğini ifade etti. Ocak Partisi Genel Başkanı Kadir Canpolat’ın PKK ve FETÖ’nün infaz listesinde olduğunu söyleyen Atabay, şunları kaydetti: “Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Hiç kimse, ülkemizi hukuktan ve adaletten ayıramayacaktır. Buna hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Siyasette çekişmeler, siyasetin içinde kalmalıdır. Yargı üzerinden siyasete çekidüzen vermek isteyenler kötü emellerine asla ulaşamayacaklardır. Yeterli deliller elde edilmeden uygulanan haksız ve hukuksuz tutuklamalar, bu milletin hukuk devletine olan inancını sarsar. Ocak Partisi olarak, bağımsız mahkemelerin adalet anlayışına inancımız tamdır. Kurucu Genel Başkanımız Kadir Canpolat hakkında yürütülen itibar suikastine Türk adaletinin fırsat vermeyeceğine ve bu kirli algıya en yakın zamanda son vereceğine olan inancımız da tamdır.”
Manisa Vali Özkan, Özgürlüğün Renkleri sergisini açtı Manisa Denetimli Serbestlik Müdürlüğü ile Manisa Fotoğraf Derneği tarafından yürütülen ve yükümlülerin çektiği fotoğraflardan oluşturulan “Özgürlüğün Renkleri” fotoğraf sergisi Manisa Valisi Vahdettin Özkan tarafından açıldı. Sergideki fotoğrafları inceleyen Vali Özkan’a gün batımında elinde Türk Bayrağı taşıyan ve Ege Bölgesini temsil eden Efe fotoğrafı hediye edildi. Manisa Denetimli Serbestlik Müdürlüğü ile Manisa Fotoğraf Derneği tarafından yürütülen “Özgürlüğün Renkleri” projesi kapsamında fotoğraf sergisi açıldı. Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Manisa İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Manisa Organize Sanayi Bölgesi Başkanlığının iştirakçi kurum olarak yer aldığı “Özgürlüğün Renkleri” projesi 248 bin 981 TL’lik destek almaya hak kazanırken Manisa Organize Sanayi Bölgesi Başkanlığı’nca 25 bin 500 TL eş finansman sağlandı. Denetimli Serbestlik Müdürlüğü bünyesinde gerçekleştirilen eğitim faaliyetlerinde 100 yükümlüye temel fotoğraf eğitimi, 100 yükümlüye ileri seviye fotoğraf eğitimi olmak üzere toplamda 200 katılımcıya eğitim verildi. Öte yandan yükümlüler uygulamalı faaliyetlerle de desteklendi. Ayrıca fotoğraf eğitimlerinin denetimli serbestlik sürecinde ki rehabilitasyon çalışmalarına etkisini ölçebilmek amacıyla proje iştirakçisi Manisa Celal Bayar Üniversitesi tarafından 20 katılımcıyla bireysel görüşme yapılırken ön test-son test çalışmasıyla projenin akademik temellere dayalı sonuç raporunun oluşturulması sağlandı. Yetişkin eğitimi alanında ilgili konuda ilk araştırma olma özelliği taşıyan çalışmayla yaşam boyu öğrenme alanına veri sağlanması hedeflenirken özellikle tutuklu ve hükümlülere yönelik eğitim programlarının geliştirilmesinde kullanılacak sonuçlara ulaşılması bekleniyor. Yapılan çalışmaların ardından yükümlülerin objektifine yansıyan kareler “Özgürlüğün Renkleri” fotoğraf sergisiyle ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. Manisa Valisi Vahdettin Özkan, Manisa Cumhuriyet Başsavcısı Kurtca Eker, Manisa İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral İlhan Şen, Manisa İl Emniyet Müdürü Fahri Aktaş ve Başsavcı Vekili Kenan Karaca açılış kurdelesini kestiği sergiyle ilgili proje hakkında Manisa Denetimli Serbestlik Müdürü Cenk Arslan tarafından bilgilendirme yapılması sonrası sergi ziyarete açıldı. Manisa Açık Ceza İnfaz Kurumu bünyesinde açılan sergide proje yürütücüsü Manisa Fotoğraf Derneği Başkanı ve Fotoğraf Eğitmeni Nazmi Çaykara sergide yer alan fotoğraflar hakkında bilgiler verdi. Sergideki fotoğrafların ziyaret edilmesi sonrası Manisa Cumhuriyet Başsavcısı Kurtca Eker tarafından Manisa Valisi Vahdettin Özkan’a batımında elinde Türk Bayrağı taşıyan ve Ege Bölgesini temsil eden Efe’nin fotoğrafı hediye edildi. Öte yandan Başsavcı Eker, Manisa İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral İlhan Şen ve Manisa İl Emniyet Müdürü Fahri Aktaş’a da yükümlülerin çektiği fotoğraflardan hediye edildi. Sergi açılışının ardından Vali Özkan ve protokol Manisa Açık Ceza İnfaz Kurumu bünyesindeki atölyeleri ziyaret ederek bilgi aldı. Bu tür etkinliklerin yükümlülerin topluma kazandırılması ve rehabilitasyon üzerindeki etkilerine dikkat çeken Vali Özkan, geleceğe güvenle bakmanın önemli olduğuna ve kurumlar arası işbirliğiyle böylesi etkinliklerin desteklenmesi gerektiğine vurgu yaptı. Sergi açılışına Manisa Valisi Vahdettin Özkan, Manisa İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral İlhan Şen, Manisa Cumhuriyet Başsavcısı Kurtca Eker, Manisa İl Emniyet Müdürlüğü Fahri Aktaş, Manisa İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Uğurelli, Manisa İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Erol Karaca, Manisa Denetimli Serbestlik Müdürü Cenk Arslan, Manisa Cumhuriyet Başsavcı Vekili Kenan Karaca, Manisa Organize Sanayi Bölgesi Başkan Danışmanı Nihat Akyol, sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı. Sergi açılışının ardından Manisa Cumhuriyet Başsavcısı Kurtca Eker başkanlığında gerçekleştirilen Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı Koruma Kurulu Toplantısında yıl boyunca gerçekleştirilen faaliyetler değerlendirildi.